Türk gençliğini aydınlığa taşıyacak üniversitelerimize karanlık emellerini sokmak isteyen bölücü eylem guruplarının tezgahı düşündürücüdür.
Küresel şer odaklarının maşası guruplar yükselen milliyetçilik karşısında paniğe kapılmıştır.
Türk halkının teveccühü ile umut haline gelen milliyetçilik karşısında paniğe kapılan odaklar sokağa çekme tahriklerine devam etmektedir.
Bölücü gurupların Türk bayrağını yırtarak başlattıkları tahrik ve nifak şimdi üniversitelere sokulmaya çalışılmaktadır.
İÜ'de okuyan 5 Ülkücü öğrenciye pusu kurularak satır ve bıçak ile saldırılarak öğrenciler sindirilmek istenmiştir...Saldırıya uğrayan öğrencilerden 3'ü Samatya,Haseki,Taksim İlkyardım Hastanelerinde yoğun bakıma alınıp 2 öğrenci ayakta tedavi edilmiştir...
Ankara,İzmir ve İstanbul'da ülkücülere yapılan saldırılar ile yıldırma ve sindirme amaçlı tahrikler açık bir provakasyondur.
İstanbul polisinin bölücü guruplara karşı başlattığı operasyonlarda yakalananların profiline ifadelerine bakınca üniversitelerdeki ülkücü gençliğin üzerindeki baskı daha iyi anlaşılacaktır.
Türk devleti üzerinde kimlik ve toprak hayali kuran gurupların yaratmak istediği sisli hava ve kargaşa karşısında oyuna gelinmemelidir.
Üniversitelerdeki gençliği sindirme ve yıldırma metotlu kurgular bozulmalıdır.
Türk milliyetçilerini yargısız infaz eden "yanlı Basın" tahrikler karşısında "nefsi müdafa"hakkını kullanan Ülkücülere karşı polisimizi ön yargıya sürüklemiştir.
Türk milliyetçilerini oyunun içine çekmek isteyen sinsi tezgah karşısında göz bebeğimiz polisimiz biraz daha hassas olmalıdır.
Olayın yanlış izah edilmesi ve yanlı basın olayların dışında kalan ülkü ocaklarını haksızlığa uğratmıştır.
Nitekim, ülkücülerin bir kısmını hastanelik edenler dışarıda kol gezmekte.
İstanbul polisinin mağdur olan bir kısım ülkücüyü emniyete yaka, paça kelepçe takarak götürmesi düşündürücüdür.
Peki suçun failleri nerede, onlar için ne işlem yapılmıştır.
Tahrikçi saldırganlar nerededir?
İktidara yakın bazı yayın organlarının ise, ülkücü öğrencileri saldırgan direnişçi gibi lanse etmeleri günahtır,terbiyesizliktir.
O gençlerimiz bu ülkenin sevdalıları bizim çocuklarımızdır.
Sanki ülkeyi bölmeye yeltenenler onlar gibi, ülkücü gençleri kovalamak ite kaka, kelepçe takmak niçin?
Lütfen, Biraz hoşgörü biraz sabır neticede onlar bizim geleceğimiz.
Ortada bir suç var ise değerli polisimiz görevini tabiki yapacaktır.
Ancak, Suçların "şahsiliğini" göz önünde tutarak "kutlu" yuva ocakları yıpratmadan özenle görevini yapmalıdır.
İstanbul polisinin jet hızıyla arama kararı çıkarıp ülkü ocaklarını ararken meseleyi medya şovuna dönüştürmesi ise, şık olmamıştır.
Her şeye rağmen kahraman güvenlik kuvvetlerimizin yanlış anlamaları gözden geçirip görevini sonuna kadar yaptığına ve yapacağına inancımız tamdır.
Maksatlı tahrik!
Türk milliyetçilerinin yükselişi karşısında panikleyen şer odakları tahriklerinin dozunu artırarak ülkücüleri sokağa çekme gayretindedir.
Ülkücüler sokakta aylak gezen çete değildir!!
Onlar bu ülkenin sevdalısı olarak, masasında proje yapmayı aklıyla siyaset yapmayı çoktan tercih etmiştir.
Türk milliyetçileri Devletinin yanında kanunlarının emrinde olmayı görev bilmiştir.
Ülkü ocakları Devlet millet bilincini vatan sevdasını yaşatan kutlu bir yuvadır.
O kutlu yuvada yüreğine vatan sevgisi depolayan gençlerimiz milletinin devletinin emrindedir.
Türk milliyetçilerinin iktidarını engellemek için ülkücüleri sokağa çekmek isteyen dış ve iç odaklar vardır.
Onların amacı bu ülkeyi bölebilmenin önünde çelik bir kale gördükleri milliyetçileri tahrikle sokağa çekip, "örgüt damgası" vurmak, kardeş kavgası çıkarmaktır.
Şimdi herkes şapkasını önüne koyup bir kez daha düşünmelidir.
Vatan sevdalıları üzerindeki ağır itam ve tahrikler önlenebilmelidir.
Mustafa Ertekin-Ortadoğu Gazetesi