İçerik değiştir



- - - - -

Kitaplığımdan


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 91 yanıt verildi

#41 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 03.05.2009 - 09:18

Gönderilen Resim

Hekim Olmak

Yazan : Türkan SAYLAN
Derleyen : ŞEFİK GÖRKEY

İskele Yayıncılık
135 Sayfa

"Geçmişin önemli bir hocası bize 'Çocuklar, insanlar size kirazın kurdunun nasıl oluştuğunu bile sorarlar, her şeyi bilmelisiniz' derdi. Evet, kirazın kurdu da, bağırsağın solucanı da, 'insan insanın kurdudur' söylemi de çevremizi saracak. Her şeye, her zorluğa, her haksızlığa karşın, başı dik, paraya boyun eğmemiş, özsaygısını ve insan sevgisini yitirmemiş, nerede olsa insanlara yarar sağlayabilecek, yaptığı işi zorluklarına karşın çok seven bir hekim olarak yaşamak umarım hekimliğe, beyaz gömleğe aşık olan herkese nasip olur." ( Prof. Dr. Türkan SAYLAN)

#42 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.05.2009 - 22:57

Gönderilen Resim

Yapıcılığın Gücü (Türkan Saylan'la Söyleşi) / Zehra İPŞİROÐLU

Doğan Kitapçılık
158 Sayfa

Onu önce cüzamla mücadelesinde tanıdık, sonra Türkiye’nin olumsuz şartlarının üstesinden gelmeye çalışan, gençlerin eğitimine sahip çıkan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği girdi devreye. Doktorluğu kadar, sosyal alandaki çalışmalarıydı onu özel kılan. Türkan Saylan, umutla, dirençle içinde bulunduğu şartlara karşı koyan, "yapıcı" bir kişilik. Zehra İpşiroğlu da özellikle onun bu yanının üzerinde duran bir söyleşi gerçekleştirmiş. Türkiye’deki son yirmi yıldaki gelişmelerin çeşitli açılardan Türkan Saylan’ın gözüyle irdelendiği çalışmanın adı da "Yapıcılığın Gücü, Türkan Saylan’la Söyleşi".

Türkan Saylan’ın üreticiliğinin ve yapıcılığının ön plana çıktığı söyleşide iki binli yıllardan Saylan’ın çocukluğuna uzanan geniş bir zaman dilimi seriliyor gözler önüne. Bir bilim kadını ve sosyal sorumluluk sahibi bir birey olarak Türkan Saylan’ın yer aldığı projeler, bireyin temel hakları, çağdaşlaşma sürecinde ülkenin geçirdiği gelgitler, toplumun alt kesimindeki kişilerin sorunları, eğitim, kültür, din, milliyetçilik gibi günümüzü belirleyen olgular, kısaca Türkiye’deki hayata dair her şey var bu söyleşide. Ama en çok umut, sevgi, üretkenlik ve yapıcılık var.(Tanıtımdan)





*****
Zehra İPŞİROÐLU kimdir ?

Gönderilen Resim

Yazar, tiyatro eleştirmeni.

1949 yılında doğdu.
Hatice Nazan-Mazhar Şevket İpşiroğlu çiftinin kızıdır.
Ortaöğrenimini Avusturya Lisesi'nde; yüksek öğrenimini İstanbul, Freiburg ve Berlin Üniversitelerinde Alman Dili ve Edebiyatı ile Felsefe bölümlerinde tamamlamıştır. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne öğretim üyesi olarak girmiştir. 1992 yılında aynı üniversitede Dramaturji ve Tiyatro Eleştirmenliği Anabilim Dalı'nı kurmuştur. 1998 yılına kadar burada bölüm başkanlığı görevini sürdürmüştür. 1998 yılından bu yana Almanya'da Duisburg-Essen Üniversitesi'nde Türkçe Öğretmenliği Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bünyesinde Nazan İpşiroğlu, Prof. Dr. Jale Baysal ve Prof. Dr. Şeyda Ozil'le birlikte yayına hazırladığı yaratıcı eğitim ve öğretim alanında yayınlanan çeşitli imece kitaplarının ve yurtdışında yazın, tiyatro, eğitim üzerine çıkan çeşitli inceleme yazılarının ve çevirilerinin yanı sıra tiyatro oyunları, kısa öyküleri, anı kitapları bulunmaktadır.

Prof. Dr. Zehra İpşiroğlu Köln'de yaşamaktadır.


Ödülleri:
Milliyet Sanat Film Öyküsü Yarışması : Birincilik Ödülü 1977

Milliyet Sanat Edebiyat Eleştirisi : Birincilik Ödülü 1987

Kültür Bakanlığı Tiyatro Araştırma ve İnceleme Ödülü : 1993 (Türkiyede Devrim adlı kitabıyla)

Orhan Kemal Öykü Yarışması Ödülü : 1997 (Gergedan Oyunu adlı kitabıyla)

Kültür Bakanlığı Eleştiri Ödülü: 1997 (Türkiyede Yeni Arayışlar kitabıyla)

#43 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.05.2009 - 20:54

Gönderilen Resim

Kayıp

Alan Yayıncılık / Edebiyat Dizisi
312 Sayfa

12 Eylül 1973 günü Amerika'lı genç bir gazeteci Şili Devlet Başkanı Allende'nin devrilişine ABD'nin doğrudan katıldığını belgeleyen kanıtlar elde etti. Beş gün sonra gazeteci Charles Horman Santiago'daki evinden sürüklenerek götürüldü. Ailesi bir daha onu asla canlı olarak görmedi... Kayıp, Horman'ın son günlerinin dehşet verici öyküsünü; karısı, anne ve babasının gerçeği öğrenmek için harcadığı acılı çabaları ve ABD'nin olaydaki gerçek yüzünü sergiliyor...

Şili'deki Eylül/1973 faşist darbesi sırasında yaşanan gerçek bir öyküden yola çıkılarak yazılan kitabın hemen hemen her sayfasında vahşet ve çaresizlik açıkça hissediliyor.

Daha sonra Costa Gavras tarafından sinemaya da uyarlanan Kayıp (Missing), 1982 Cannes En İyi Film Ödülü'nü kazandı.

- "İnsanı allak bullak eden bir yapıt" (New York Times Book Review)
- "Dağlayıcı...bu insanı şoke eden, olağanüstü ve belkide eşi benzeri bulunmayan öykü, ABD'nin denizaşırı ülkelerindeki siyasal, askeri ve diplomatik faaliyetleri hakkında acı sorular yöneltiyor. ( Publishers Weekly)

#44 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 09.05.2009 - 07:56

Gönderilen Resim

Atatürk ve Demokratik Türkiye / Halil İnalcık

Kırmızı Yayınları
291 sayfa

"Yaşayan en büyük tarihçimiz olarak kabul edilen Prof.Dr.Halil İnalcık’ın daha önce yerli ve yabancı dergilerde yayımlanmış Atatürk, Cumhuriyet, Atatürk Devrimleri, Modernleşme ve Türkler, Modern Türkiye gibi konularla ilgili makaleleri bir kitapta toplandı ve Kırmızı Yayınları tarafından basıldı.

Sadece yukarıda belirtilen konular değil aynı zaman da güncel sorunlara da değinmiş İnalcık Hoca. Özellikle Küreselleşme, Türkiye’de Siyaset, Kıbrıs Sorunu gibi konular dikkat çekici.

Spekülasyona, çarpıtmalaya, ideolojik zehirlemeye bu kadar açık bu konuları Halil İnalcık gibi bir devin kaleminden okumak, kuşkusuz düşüncelerimizi sağlıklı bir biçimde şekillendirmede çok büyük katkılar ve değişimler sağlayacaktır." (Tanıtımdan)



*****
Halil İNALCIK kimdir?

Gönderilen Resim

Tarihçi.

1916 yılında İstanbul'da doğdu.
Aslen Kırım Tatarı'dır.

Balıkesir Muallim Mektebi'nde tamamladı. 1935 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi bölümünde yükseköğrenimine başladı. 1942 yılında "Tanzimat ve Bulgar Meselesi" adlı doktora tezini verdi. Uzun yıllar aynı Fakültede Osmanlı ve Avrupa tarihi üzerine dersler verdikten sonra 1972 yılında Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne "Osmanlı Tarihi Üniversite Profesörü" olarak davet edildi.

1973 yılında meşhur kitabı The Ottoman Empire The Classical Age 1300-1600 yayımlandı. Yurtiçi ve dışında çeşitli üniversitelerden fahri doktora payeleri aldı. 1993 yılında Bilkent Üniversitesi'ne davet edildi ve burada Tarih bölümünü kurdu. Yazdığı makale ve kitaplarla Osmanlı İmparatorluğu tarihi üzerinde tartışılmaz bir otorite haline gelen Prof. Dr. Halil İnalcık halen Bilkent Üniversitesi Osmanlı Tarihi Bölümü'nde yüksek lisans ve doktora ögrencilerine seminer dersi vermektedir.

Hayatı ve tarihçiliğini anlattığı Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı adlı söyleşi kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından 2005 yılında yayımlanmıştır.

Gönderilen Resim

Eserlerinden bazıları:
Sarışın Bir Kurt :Atatürk'ün Bilinmeyen Fotoğrafları
Doğu Batı-Makaleler 2
Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar-Seçme Eserleri 1
Tanzimat ve Bulgar Meselesi
Atatürk ve Demokratik Türkiye
Turkey and Europe in History
Tanzimat - Değişim Sürecinde Osmanlı İmparatorluğu
Osmanlı'da Devlet Hukuk Adalet
Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi 2 Cilt - Takım
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi Cilt 2
Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi
Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi Cilt 1
The Ottoman Empire
Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
Şair ve Patron

(derleme)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.05.2009 - 07:57


#45 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 11.05.2009 - 06:20

Gönderilen Resim

ATATÜRK , Bir Ulusun Yeniden Doğuşu (Atatürk: The Rebirth Of A Nation)
Yazan : Kord Kinross

Altın Kitaplar Yayınevi
592 Sayfa

1952'de İngiltere hükümeti tarafından Atatürk hakkında bir biyografi yazmakla görevlendirilen Lord Kinross, 5 sene boyunca yaptığı kişisel söyleşiler, ulaştığı dokümanlar ve Cumhurbaşkanligi arşivlerinde yaptığı taramalar sonucunda "Atatürk, Bir Ulusun Yeniden Doğuşu" adlı kitabını meydana getirdi.

1960'ta yayımlanan kitap, Atatürk hakkında bugüne dek yazılan en başarılı biyografilerden biridir. Kinross, mümkün olduğunca objektif olmuş, hem Atatürk'ü hem de devrin içerdiği oluşum ve kavramları anlatmaya gayret etmiştir. Kitabın birçok yerinde uygun benzetmelerle yazdıklarını desteklemiştir.

Bu kitap çağdaş Türkiye’yi yaratan ve tarihin akışını değiştiren büyük önder hakkındaki birçok bilgi eksiğini giderecek bir araştırma ürünüdür.




**********
"...............
- Atatürk'ün çağımızın en büyük adamlarından biri olduğuna dair,zihimde en ufak bir şüphe yoktur.
Gerçekten Türkiye,Atatürk'ün son on yılında başarmış oldukları ile,Batı'nın bazı milletlerini etkiledi.
- Ancak bu milletlerin liderleri Atatürk'ten çok farklı olarak,demokrasinin değerini tehtid edici bir güç olarak gördüler.
Almanya'nın Hitler'i hür milletini esarete götürmüş,Atatürk ise esaret altındaki milletini özgürlüğe kavuşturmuştur.
- İtalya'nın Mussolini'si,sivil olduğu hâlde başkomutanlık sevdasına düşmüş; buna karşılık Atatürk,askerlik görevinin bittiğine inandığı anda sivil hayata geçmiştir.
- Gerek Hitler,gerekse Mussolini toprak kazanma hırsları ile komşularının haklarına tecavüz etmişler ve bir imparatorluk sevdasına kapılmışlardır. Atatürk ise bunun tam tersini yapmış; bir imparatorluktan bir millet çıkarmıştır.' (Lord KINROSS)

"İşte, şimdiye kadar yayınlanmış en kapsamlı Atatürk incelemesi... Okurun ilgisini her an canlı tutan bir yaşam öyküsü... Atatürk, büyüleyici ve gizemli bir kişilik olarak belleklerde kalıyor..." (The Times)

"Son zamanlarda yayınlanmış yaşam öykülerinden pek azı Lord Kinross’un Atatürk’ü kadar başarılıdır. Bu yapıt şan ve şerefin insan biçimime girmiş unutulmaz anıtıdır..." (Sunday Telegraph)





**********
Lord KINROSS (1904 - 1976) kimdir ?

İngiltere’de soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi.
Tam adı Patrick Kinross'tır.

1925’te Oxford Balliol College’i bitirdi.
Çeşitli gazetelerde çalıştı, genç yaşta birçok ülkeyi gezip tanıdı.
1944’ten 1947’ye kadar da Kahire’deki İngiliz Büyükelçiliği’nde görev yaptı.

Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki biyografisi dışında Ortadoğu ülkelerine ilişkin diğer eserleriyle de ün kazandı.


Eserlerinden :
Osmanlı : İmparatorluğun Yükselişi ve Çöküşü
Kutsal Anadolu Toprakları
Atatürk: A Biography of Mustafa Kemal, Father of Modern Turkey
Küçük Avrupa, Türkiye Kıyılarında Geziler
Mısır'ın Portresi

(derleme)

#46 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 12.05.2009 - 20:56

Gönderilen Resim
Avrupa ile Asya Arasındaki Adam

Yazar : Dagobert Von MİKUSCH
Çeviri : NURER UÐURLU

Örgün Yayınevi
509 Sayfa

"Mustafa Kemal'in hayatta olduğu yıllarda Dagobert Von Mikusch tarafından kaleme alınmış olan bu biyografi, O'nun hayat hikâyesini, düşünce görüşünü ve eylemlerini nesnel bir açıdan ortaya koymayı amaçlamıştır. Mikusch, eserini oluşturmak için, birkaç kere Mustafa Kemal'le görüşmüş, O'nun kişisel notlarından, Türk belgelerinden ve O'nunla ilgili Alman, İngiliz, Fransız, ABD ve İtalyan basınında çıkan bazı yazı ve değerlendirmelerden de geniş ölçüde yararlanmıştır.

Kitapta, yazarın Mustafa Kemal'e olan sevgisi ve hayranlığı çok açık bir şekilde görülmektedir. Ancak yazar, bu içten ve derin sevgi ve hayranlığını aşırı bir övgü biçiminde değil, gerçekçi ve nesnel bir anlatımla dile getirmiştir.

Kitap, Türk okuyucusu için değil, Avrupalı okuyucu için kaleme alınmıştır. Yazar, bu okuyucuya bir noktayı da belirtmeye büyük önem vermiştir. Bu önemli nokta, Mustafa Kemal'in yoğun savaşımlarla dolu hayatında, özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında, ülkesinin ve kendisinin içinde bulunduğu çok zor ve ağır koşullardır. Avrupalıların yadırgayacağı böyle bir ortamda, yazar, Mustafa Kemal'in başarılamaz denileni başarmasının, kazanılamaz denilen savaşları kazanmasının, yapılamaz denilen devrimleri yapabilmesinin asıl hayranlık duyulması gereken olaylar ve gerçekler olduğunu da vurgulamıştır.

Burada yazarın, çok ayrıntılı gözlemlere dayanan, ilgi çekici değerlendirmelere yönelen bilim adamı kişiliğiyle karşılaşıyoruz." (Tanıtımdan)



* Dagobert Von Mikusch kimdir ?

1874 ile 1950 yılları arasında yaşamış ünlü Alman oryantalisttir(Doğu bilimci).
Atatürk biyografisi dışında tanınmış kişilerin yaşam öykülerini yazarak ve Almancaya çevirilerini yaparak kendini kanıtlamış bir yazardır. 1928 yılında aylarca İstanbul'da kalmıştır.

#47 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 14.05.2009 - 17:14

Gönderilen Resim

Yaş Ağaç / Mehmet SEYDA

Varlık Yayınları (İkinci el - Satıcı: Ece Sahaf)
131 Sayfa

"...Mehmet Seyda, ken­di yaşamöyküsünden aldığı motifleri (eczacı olan dedesi ve babası, ailesi­nin göçleri, kendisinin duygusal ve toplumsal yönlerden yetişimi, basın­daki deneyimleri, vb.) kullanarak, eczacı Hacı Ömer Şakir Bey'in torunu Osman'ın, daha sonra dağılacak aile içindeki çocukluğunu, yetişmesini, cinselliği tanıyışını yaşam kavgasına atılışım, değişen top­lumsal çevreyle birlikte anlatan bir ır­mak roman oluşturdu. Yaş Ağaç (1958), bu dörtlemenin ilk kitabıdır ( Diğerleri: Ne Ekersen -1958, Cinsel Oyun -1966, Bir Gün Büyüye­ceksin -1966)..."

Yazarın duru ve akıcı dilini tanımak için Yaş Ağaç, okur açısından iyi bir başlangıç olabilir.





*****
Mehmet SEYDA kimdir ?

Gönderilen Resim

Hikâyeci ve romancı.

1919 yılında İstanbul'da doğdu.

İstanbul Pertevniyal Lisesi'ni bitirdi.
Önceleri memur olarak çalıştı (1937-46). Daha sonra Basın ilan Kurumu'nda göreve başladı.
İlk hikâye ürünleri Ses, Tan, Yeni Adam, Yedigün, Yeni Edebiyat dergilerinde yer aldı. Ne Ekersen adlı romanı Yunus Nadi Armağanlarında dereceye girdi. Bundan sonra Yelken, Yeditepe, Dost, Yeni Dergi, Yeni Ufuklar, Varlık, Türk Dili dergilerinde yazıları çıktı.

Bazı eserlerinde kömür bölgesi olan Zonguldak ve çevresini işledi. Kimi eserlerinde ise kahramanların derin ruhsal çözümlemelerine yer verdi. Öykülerinde de günlük yaşamdan olayları, kişilerinin iç dünyalarım, ruh çözümlerine dayanarak verirken, top­lumsal, konumlarını belirginleştirme­yi de gözardı etmedi. Roman ve öykü­lerinde cinsel motifleri çokça kullan­dı.

Bir Gün Büyüyeceksin île Doğan Kardeş Çocuk Romanı Armağanı'nı, Yanartaş ile TRT 1970 Başarı Ödülü'nü, İhtiyar Gençlik ile May Edebiyat Ödülü'nü, İçe Dönük ve Atak ile Türk Dil Kurumu 1974 Ödülü'nü kazandı.

Mehmet Seyda 1986 yılında yaşama veda etti.

Eserleri:

Bir Gün Büyüyeceksin, Deli Ali , İhtiyar Gençlik, Kapatma, Şampiyonluk Kupası, Ünlü Hikayeler Cumhuriyet Öncesi Doğumlu Yazarlarımızdan, Duvar, Zonguldak Hikayeleri , Başgöz Etme Zamanı, Oyuncakçı Dükkanı, Garnizonda Bir Olay , Anahtarcı Salih, Kör Şeytan, Bana Karşı Ben, Yaş Ağaç, Ne Ekersen , Süeda Hanımın Ortanca Kızı, Gerçek Dışı, Köroğlu, Sultan Döşeği, Nemrut Mustafa , Bir Açıdan, Türk Romanı, Edebiyat Dosttan , Çocukluk Yılları, Çocuklara Hikayeler , Düşleme Oyunu, Bastıbacak Ermiş,Şeytan Çekiçleri


(edebiyatsanat.com, tr.wikipedia.org)

#48 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 16.05.2009 - 08:35

Gönderilen Resim

Bakire Kızlar ve Ötekiler / Neşe CEHİZ

İnkılap Kitabevi
Basım Tarihi : Temmuz 2003
199 Sayfa



"...........

'Gözlerimi açtım. Yerde sırt üstü yatıyordum. Başım sağa dönüktü. Elli santim ötemde kalın siyah kazağım duruyordu. Pazardan aldığım erotik iç çamaşırlarım şurada burada saçılıydı. Etim kanıyor gibiydi. Elim bacaklarımın arasındaydı. Her şey ağır çekimle sürdü. Sızan kıvamlı sıvıyı elimle yokladım. Kanayınaya kadar acısın istediğim bedenim kanıyordu. Acının rengi, pazardan aldığım çamaşırlar kadar kırmızıydı. Gösterinin izleyicisi değildim. Gösterinin ta kendisiydim. Artık bakire değildim...'

'Melike gene acayip şeyler hissetmeye başlamıştı. Beklediğine değmişti. Kendisine yapışan organdan ayrılmak istemiyordu. Kimse onu fark etmezken, hiç değil bir organ onun farkındaydı. Sertleşen şu zımbırtı, Melike'nin eksiklik duygusunun üzerine, kontraplak üstüne cila yapılmış gibisinden bir parçacık gurur ekliyordu...'

Türk toplumunun cinselliğinde kilitlenmeler olduğunu ve çözmenin de öyle kolay olmadığını söyleyen Neşe Cehiz'in öykülerinde çekingen, utangaç, cinsellik söz konusu olunca yüzü al al olan kızlar var. Yani bakireliği süslü püslü bir şapka gibi başının tepesinde taşıyanlar. Bir de cinsel freni tutamayanlar, kışkırtıcı güdülerini özgür bırakanlar. Yani ötekiler...

Doksanlı yılların başından bu yana farklı türlerde, sessizce ama arı gibi üreten Neşe Cehiz'in iyice ustalaştığının somut örneği olan bu üçüncü öykü kitabı, yaşamın ta içinden gelen hikayeler toplamı.
.........." (Tanıtımdan)





*****
Neşe CEHİZ kimdir ?


Gönderilen Resim

1958 yılında Ordu'da doğdu.

A.Ü. Eczacılık Fakültesi'ni bitirdikten sonra biokimya dalında ihtisas yaptı

Şiir ve öyküleri çeşitli dergilerde yayınladı (Varlık, Gösteri, Yaşasın Edebiyat).
Evlilik Cüzdanlarını Buruşturan Öyküler adlı öykü dosyası, 1991 yılı Akademi Kitabevi Öykü Ödülü'ne değer bulundu.
Çok sayıda radyo oyunu, TRT İstanbul Radyosu'nda seslendirildi.

Devlet Tiyatroları Edebi Kurulu'ndan geçerek sahnelenmeye değer bulunan 3 sahne oyunu (Sırça Saray, Burada Ve Şimdi, Mutlu Olacağım Yer) olan Neşe Cehiz'in aynı zamanda Baba Evi, Zerda ve Karakolda Ayna Var gibi televizyon dizi film öykü ve senaryolarında imzası bulunmakta.

- Romanları:
413 yaşadı mı? (1993)
Yalan Roman (1995)

- Öykü kitapları:
Evlilik Cüzdanlarını Buruşturan Öyküler (1992)
Fasulyeden Aşklar (1996)

(sozluk.sourtimes.org)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.07.2009 - 02:31


#49 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 15.06.2009 - 12:14

Gönderilen Resim

Bir Gün, Gece / Mine G. KIRIKKANAT

Om Yayınevi
224 Sayfa



"Bu geceden sonra epeyce bir şeyler olur. Fakat gelişmeleri kestirmek güç" Gece uzun olacaktı, belli. Üstelik o, Tanrı'nın cezalandıran eli, celladıydı.

Çok eskiden, hani o dilini öğrendiği ülkenin tarihinde, cellatların devletten para almadıklarını, esnaf tarafından beslendiklerini okumuştu. Manav sebzesini, kasap etini, terzi giysisini verir ve fırıncı, her öğün bir ekmeği tersine çevirip tezgahın üstüne koyardı. İnsanlar bilirdi ki, o tersine çevrilen ekmek "celladın payı"dır. Ve kimse dokunmaz, çünkü uğursuz sayılırdı.

Her gece lanetli işini bitirip gün ışığına çıktığında ve tüm depremzedeler gibi yiyecek kuyruğuna girdiğinde, hep bunu hatırlar, tersine çevrili bir ekmek bekler olmuştu ama nafile. Ona uzatılan tüm ekmekler düzdü." (Tanıtımdan)


"Bir Gün Gece'nin Başarısı
Yazar Mine G. Kırıkkanat'ın, İstanbul'da meydana gelen büyük bir depremden sonra yaşanabilecekleri anlatan gerilim romanı 'Bir Gün Gece', Fransa'da yayımlandı.'La Malediction de Constantin' adıyla yayımlanan roman, piyasaya ilk çıktığı günden beri büyük bir ilgi görüyor.

Kitabın neden bu kadar ilgi gördüğünü tahmin etmek zor değil benim için.
Bu romanı Türkiye'de yayımlanmadan önce okumuş ve Mine'ye ne yapıp edip bunu dışarıda da yayımlaması gerektiğini söylemiştim.

Depremle yıkılmış bir Türkiye üzerinde ABD ile Avrupa Birliği arasındaki iktidar savaşını usta bir gerilim üslubuyla anlatan romanın, örneklerini bildiğimiz Batılı 'bestseller' romanlardan geri kalır yönü yoktu çünkü.

Romanla ilgili olarak Le Monde'un saygın kitap eki 'Des Livres'te yarım sayfa tanıtım geçtiğimiz hafta yayımlandı.
Liberation Gazetesi'nde de önümüzdeki hafta Mine ile kitabı üzerine yapılmış bir söyleşi yayımlanacak. Mine, Fransız televizyon kanallarının da sırada olduğunu söylüyor.

Kitabın Fransızca baskısını ve Le Monde'un kitap ekini elime aldığımda şöyle düşündüm:
Demek ki Avrupa'da bir Türk yazarının 'iş yapabilmesi için' mutlaka Ermeni soykırımından söz etmesi gerekmiyormuş!" (Mehmet Y. YILMAZ, hürriyet)




**********
Mine G. KIRIKKANAT kimdir?


Gönderilen Resim
Türk gazeteci, yazar ve köşe yazarı.

1951 yılında Ankara'da doğdu.

Notre Dame de Sion Fransız Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünü bitirdi.

Gazeteciliğe Cumhuriyet Gazetesi'nin İspanya muhabiri olarak başladı, Cumhuriyet Gazetesi Fransa temsilciliğine getirildi.
1992 yılından öteye Milliyet Gazetesi'ne geçti. 1996 yılından öteye Milliyet Fransa muhabirliğiyle birlikte, Radikal Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. 2005 yılından beri köşe yazılarını Vatan Gazetesi'nde sürdürüyor.

Fransızca TV5 Monde kanalının yabancı gazeteciler ekibinde yer alıyor. Yazarın edebi eserleri deneme, araştırma, öykü ve roman türünde olup, Sinek Sarayı, Bir Gün Gece ve Destina (Literatür Yayınları, 2008), Bir Nehir Roman oluşturmaktadır.

Çok iyi derecede Fransızca ve İngilizce bilen Kırıkkanat'ın Fransa'da yayınlanan en son romanı, Bir Gün Gece'dir. (La Malediction de Constantin, Ed.Metailie 2006)

(tr.wikipedia.org)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 18.12.2009 - 15:58


#50 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.06.2009 - 11:04

Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Söylev / Nutuk (Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK)

Basıma hazırlayan : Ord. Prof. Hıfzı Veldet VELİDEDEOÐLU
Cumhuriyet Kitapları


"...Söylev, 1919 - 1927 döneminde, Atatürk'ün kendi kaleminden çıkmış bir özyaşam öyküsüdür. Söylev, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın ve Türk Devrimi aşamalarının üst düzeyde, ilk elden tutulmuş bir güncesi niteliğindedir. Bu nedenle Söylev, Türkiye'nin en önemli bir döneminin belgelere dayalı siyasal tarihidir. Söylev, asker, devlet adamı, üstün konuşmacı ve devrimci Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü en iyi anlatan kitaptır. Atatürk'ün istençli, dayançlı, uzak görülü, sabırlı ve yürekli kişiliği bu yapıtın her sayfasından yansımaktadır. Söylev, gelecek kuşaklar için bir yol göstericidir..." (Tanıtımdan)

*Söylev / Nutuk hakkında :
- Atatürk’ün, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışından başlayarak 1927 yılına kadar gelişen olayları, bu olayların tam merkezindeki kişi olarak tarihsel sıra içinde anlattığı Söylev üç bölümden oluşmaktadır.
1- Kuvayı Milliye Dönemi (1918-1920)
2- Türkiye Büyük Millet Meclisi Dönemi (1920-1923)
3- Cumhuriyet Dönemi (1923-1927)

- "...Söylev, Atatürk´ün Türk gençliğine emanet ettiği Cumhuriyet yönetimine nasıl ulaşıldığını, onun sözleriyle ´milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu´ göstermektedir..."

- "...Söylev, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Osmanlı'dan Cuınhuriyet'e geçişi, kurtuluş ve kuruluşu anlattığı en önemli eseridir. Söylev, dünya tarihine yon veren bir liderin olaylara bakış açısını ortaya koyarken, ümitleri tükenmiş bir milletin yeniden kendini bularak nasıl bir kahramanlık ortaya koyduğunu da güzler önüne seriyor. Birçok lider gibi Atatürk de, kendinden sonra gelen kuşaklar tarafından çok farklı biçimde değerlendirilmiş, bazen destana benzer bir kişilik olarak yüceltilmiş, bazen de acımasızca eleştirilmiştir. Atatürk'ü iyi anlamak ve yapmak istediklerini kavrayabilmek için Söylev çok önemli bir kaynaktır..."

* Söylev / Nutuk, aşağıda adıgeçen yayınevlerince de yayınlanmıştır:
- Altın Kitaplar
- Çağdaş Yayınları
- Dil Derneği
- Doğan Kitapçılık
- Gün Yayıncılık
- İnkılap Kitabevi
- Kitap Zamanı
- Temel Yayınları

#51 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 22.06.2009 - 14:38

Basıma hazırlayan : Ord. Prof. Hıfzı Veldet VELİDEDEOÐLU
Cumhuriyet Kitapları


Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Atatürk'ün nutku'nu "söylev" adıyla yazarken Atatürk'ün, "Atatürkçü düşünce açısından önemli olmayan" sözlerini kırpmış. Nutuk'ta Atatürk'ün Atatürkçü düşünce açısından önemli olmayan sözleri de nutuk'un 5 te birine denk gelmekteymiş.

Yani bu söylev Atatürk'ün CHF kurultayınca yaptığı nutuk'un tamamı değil 5 te biriymiş. Üstelik bunu da kitabın ilk baskısının ön sözünde açık açık yazmış.

Bunları ben söylemiyorum. Sabancı üniversitesi öğretim üyesi Yusuf Hakan Erdem'in kitabında yazmış oradan aklıma geldi.

Bu mesaj AnTiQa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.06.2009 - 14:38


#52 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 23.06.2009 - 06:39

Son yıllarda Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve Cumhuriyet Tarihimizi küçültmek/aşağılamak, kafalarda soru işareti yaratmak, insanların kafasını karıştırmak misyonunu üstlenmiş bir cephe oluştu: ikinci cumhuriyetçiler, işbirlikçiler, Mustafa Kemal ATATÜRK ve Türkiye Cumhuriyeti'nin paralı düşmanlarından oluşan bir ihanet cephesi...

Her şeye el attılar: politika, basın, tv, ticaret, tarih, vs vs vs...

Bunlar, belgelerle oluşturulmuş tarihimize de "resmi tarih" diye nicedir saldırmaktalar.
Hangi kaynağa dayanılarak oluşturulur bir ulusun tarihi?..
Elbetteki Meclis vb kurumlarda yer alan belgelere göre oluşturulur.
Sen bu belgeleri inkar edip kendi tarihine "resmi tarih" etiketi yapıştırırsan sana belge ve kaynak sorarlar ve derler ki:
"Sen hangi belgelerden yararlanıp ta "karşı tarih" oluşturuyorsun..ABD belgeleri mi, İngiliz, Fransız, Alman belgeleri mi, Ermeni belgeleri mi?.."

Yusuf Hakan Erdem'in üstlendiği misyon da, Orhan Pamuk örneğinde olduğu gibi yakında ortaya çıkacaktır...
Bekleyelim, göreceğiz.

Söylev'e gelince: Zaten başta birtakım kısaltmalar yapıldığı açık açık söylenmiş...
Amaç, Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullar altında gerçekleştiğini anlatmaktır fazla ayrıntılara girmeden.
Bir de ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE hakkında temel bilgiler, ipuçları vermektir.
Önemli olan da bu değil mi zaten? Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve düşüncelerini tanımadan Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu anlamanın olanağı var mıdır?

Şaşkınlıkla izliyorum bazı gelişmeleri :
İnsanlar, emperyalizme karşı ilk savaşı veren/kazanan ve yoktan bir ulus, bir ülke oluşumunun liderliğini yapan, bir devlet kuran Mustafa Kemal ATATÜRK'e veya O'nun belgelerine değil de, nerelere/nasıl geldiği pek de bilinmeyen(veya bilinen) üç beş idüksüz adama(!) ve onların düzmece belgelerine inanıyorlar.

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 23.06.2009 - 06:41


#53 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 23.06.2009 - 09:31

Önemli olan da bu değil mi zaten? Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ve düşüncelerini tanımadan Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu anlamanın olanağı var mıdır?


Evet alsancak önemli olan budur ancak olay karışıyor biraz. Şimdi birisi Atatürk'ün nutkunu yazıyor ve diyor ki; nutuktan Atatürk'ün Atatürkçü düşünce açısından önemli olmayan yerlerini çıkardım.
İyi de kime göre önemli olmayan? Velidedeoğlu değil de başka birisi kendi kafasına göre bir nutuk yazsa ve dese ki; Atatürk'ün Atatürkçü olmayan düşüncelerini nutuktan çıkardım. O zaman o Atatürk'ün nutkunu değil, Atatürk'ün nutkundan beğendiği yerlerini yazmiş olur kanaatimce. Kendi kafasına göre bir nutuk oluşturmuş olur.

Y. Hakan Erdem neye hizmet ediyor bilmiyorum ama kitabında nutuktan bir çok örnek vermiş. Bazı çevirileri Atatürk'ün orjinel metninden tamamen ters anlama gelecek şekilde bile yorumlamış Velidedeoğlu.

Burada da Atatürk'ü değil Velidedeoğlu'nu eleştirmiş.

Atatürk ne söylediyse onu yazsaydın kendin bir şey katmasaydın, ya da bir şey çıkarmasaydın demek istemiş.

Arz ederim.

#54 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 23.06.2009 - 13:03

Havanda su dövmeyelim...
Rahmetli Velidedeoğlu'nun yayınladığı Söylev'i, açıkçamaları ve belgeleriyle birlikte okuyalım...
Ondan sonra tartışalım.
O bunu demiş, öteki şunu demiş, boş...

Ne derdi sık sık sevgili Uğur Mumcu:
"Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz..."

#55 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 24.06.2009 - 09:07

Ben okumuştum zaten. :)
Ben burada, birisi Atatürk'ün nutuk'unda kendince önemli olmadığı yerleri kısaltma hakkını kendinde görürse başka birisi de aynı hakkı görür -ki kötü sonuçla doğabilir demek istiyorum.
daha velidedeoğlu'nun nutkunu belgeleriyle tartışmaya gelemedik.
Gelmeyelim de zaten.
Ben kalkıp sana belge açıklayacak değilim. Ben de ilk söylediğim kişini yazdığı kitaptaki gördüklerimi söylüyorum.
kaynak da veriyorum. isteyene tarayıcıdan çıkarıp gönderebilirim de.
nasıl sadeleştirme yapmış, bazı çevirileri nasıl çevirmiş orada adam yazmış.

Bu mesaj AnTiQa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 24.06.2009 - 09:07


#56 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 24.06.2009 - 19:35

Gönderilen Resim

Soykırım (Holocaust) / Gerald GREEN

Çeviri: Mehmet HARMANCI
Altın Kitaplar Yayınevi
421 Sayfa


"Soykırım (Holocaust), 1935-1945 yılları arasında Avrupa'da yaşayan iki ailenin dramını çarpıcı bir dille anlatırken, Hitler rejiminin insanlık dışı davranışlarıyla, kitle halinde uyguladığı Yahudi kıyımlarını gözler önüne seriyor. Araştırmacı gazeteci Gerald Green uzun yıllar binlerce belge ve not defterlerini tarayarak kitlesel cinayetleri ve Hitler dönemi Almanya'sını anlatan bu kitabı yazdı. Tarihin acımasız olaylarına ışık tutan ve belgelerle faşizmin ve bir soykırımın tüyler ürperten öyküsünü sergileyen bir başyapıt... " (Tanıtımdan)





*********
Gerald GREEN kimdir?


ABD'li yazar, gazeteci, araştırmacı, yapımcı, yönetmen.

1922 yılında Brooklyn'de doğdu.
1940'larda Columbia Üniversitesi'ne devam etti.
Roman ve belgesel olmak üzere on altıdan fazla eser verdi.
Ayrıca televizyon haber programları ve dökümanterlere imza attı.
İlk eşi kanserden ölünce ikinci evliliğini yaptı.
Üç çocuk babasıydı.

2006 Yılında yaşama veda etti.

(derleme)

#57 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.07.2009 - 09:06

Gönderilen Resim

Babalar ve Oğullar / İvan Sergeviç TURGENYEV

Şule Yayınevi
220 Sayfa


Turgenyev'in de başyapıtı olan "Babalar ve Oğullar" dünya edebiyatının en önemli klasik eserlerindendir. Turgenyev, 1800'lerin sonunda geçen bu romanında, kahramanı Bazarov'u merkez olarak o dönemin Rusya'sındaki kuşatlar arası çatışmayı ustalıkla anlatırken; eski ile yeniyi ve yenilikçilik ile tutuculuğu karşılaştırmıştır.

"Turgenyev'de her zaman bir şiirsellik vardır, ama bu şiirselliğin içinde hep gözünü bile kırpmayan bir gerçeklik bekler."
(Henry James)




**********
İvan Sergeviç TURGENYEV kimdir?


Gönderilen Resim
(1818-1883)

Orel kentinde doğdu.

St. Petersburg Üniversitesi'nde klasikler, Rus edebiyatı ve filoloji eğitimi gördü. 1838'de tarih ve felsefe okumak üzere Berlin Üniversitesi'ne gitti. Avrupa'dan ülkesine radikal bir Batıcı olarak döndü ve Rusya'nın gelişebilmek için Batı'yı taklit etmesi ve kölelik gibi köhnemiş kurumların ortadan kaldırılması gerektiği yolundaki düşüncelerini dile getirmeye başladı.

Avrupa'da ve ülkemizde eserleri ilkönce çevrilen 19. yüzyıl Rus romancıları arasında yer alır. Moskova, Petersburg ve Paris üniversitelerinde öğrenim gören Turgenyev, döneminin Avrupalı bakış açısına sahip tek Rus yazarı olarak anılır. Zayıf iradeli Rus aydınlarını, serflerin yaşantısını, toprak sahibi soyluların aşklarını ve kendisini yakın hissetmediği radikal genç kuşağı tarafsız ve gerçekçi bir dille eserlerine aktardı. Konu ettiği gerçeklerin sanattan önde geldiğini kabul etmeyen Turgenyev'in Rudin, İlk Aşk ve İlkbahar Selleri adlı eserleri de Babalar ve Oğullar kadar çarpıcı ve etkileyicidir.

Paris yakınlarındaki Bougival'de yaşama veda etti.

- Yapıtları:
Bir Avcının Notları(1852-Öykü)
Rudin(1855-Roman)
Asilzade Yuvası(1855-Roman)
Arefe(1858-Roman)
Babalar ve Oğullar(1862-Roman)
Tuğbay(1867-Öykü)
Ham Toprak(1876-Roman)
Duman(1870-Roman)
Bozkırda Bir Kral Lear (1870-Öykü)
İlk Aşk (1860-Roman)

(derleme)

#58 cipidi_cipidi_yuzen_balik

cipidi_cipidi_yuzen_balik

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Dokunulmazlar
  • 1.445 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:genç....

Gönderim zamanı 04.07.2009 - 09:36

Franz Kafka, (3 Temmuz 1883 - 3 Haziran 1924), 20. yüzyılın ve modern Alman edebiyatının önde gelen yazarlarındandır. Yaşamı boyunca pek tanınmayan Kafka, yakın arkadaşı Max Brod'a verdiği vasiyetinde tüm yazdıklarının imha edilmesini rica etmişti. Fakat Max Brod, Kafka'nın Viyana'da ölümünün ardından aksi yönde hareket ederek elindeki eserleri yayımlamaya başladı. Kafka, ölümünden sonra da olsa, dünyaca ünlü bir yazar haline geldi.

Eserlerinden özellikle dilimize Değişim ya da Dönüşüm adıyla çevrilen romanında işlediği konuyla 20. yüzyılın sanayi sonrası batı toplumunun açmazını ve içine düştüğü yalnızlık ve yabancılaşma sürecini çok iyi gözlemlemiş ve işlemiştir.

Gönderilen Resim

Dava, (Der Proceß), bir sabah uyandığında kendisini sebebini anlamadığı bir suç nedeniyle dava edilmiş bulan Josef K. adlı kahramanın absürd durumunun anlatıldığı bir Franz Kafka romanıdır.

Gerçekdışı niteliğiyle Kafka'nın şaşırtıcı yapıtları arasında çok önemli bir yeri olan Dava; tamamlanmamış bölümleriyle birlikte yazarın ölümünden iki yıl sonra, yakın arkadaşı Max Brod'un katkılarıyla, 1925'de yayımlanmıştır.

Roman 1962'de Orson Welles tarafından filme uyarlanmıştır.

Alıntı : Vikipedia




not: ben bu kitabın eski bir basımını okudum ve o kitap kapağının resmini bulamadığım için bu resmi ekledim.Dostoyevski Suç ve Ceza'dan sonra en çok haz aldığım kitap oldu itiraf etmem gerekirse....Filmini seyretmedim seyredenler varsa yorumlarınızı beklerim...

Bu mesaj cipidi_cipidi_yuzen_balik tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.07.2009 - 09:36

Bana saygı gösterenin kuluyum..Göstermeyenin sultanı...
<º))))><><((((º>

#59 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.07.2009 - 09:44

Teşekkürler paylaşım için dost cipidi_cipidi_yuzen_balik *fiuv
Çok sevdiğim bir kitaptır Dava...

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.07.2009 - 09:47


#60 cipidi_cipidi_yuzen_balik

cipidi_cipidi_yuzen_balik

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Dokunulmazlar
  • 1.445 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:genç....

Gönderim zamanı 04.07.2009 - 10:02

Esas ben ne kadar teşekkür etsem azdır..bilmediğim bir sürü kitap ile ilgili fikir sahibi oldum *fiuv)
Bana saygı gösterenin kuluyum..Göstermeyenin sultanı...
<º))))><><((((º>




2 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli