İçerik değiştir



- - - - -

Kitaplığımdan


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 91 yanıt verildi

#61 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 09.07.2009 - 11:14

Gönderilen Resim

Selvi Boylum Al Yazmalım / Cengiz AYTMATOV

Elips Kitapları
167 Sayfa


Gerçek yaşamdan alınan bir aşkı anlatan, aşk ve emek ilişkisini sorgulayıp emek olmadan sevginin olmayacağı, sevginin emek olduğu sonucunu insanların kafasına adeta kazıyan Cengiz Aytmatov'un bu unutulmaz öyküsü yönetmen Atıf Yılmaz tarafından filme de alınmıştı. Muhakkak okunması gereken bir yapıt...

".....
Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi millî gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. Edebiyatın millî hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve 'evrensel' olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar 'tipik insan' ortaya koyma ustalığına erişen yazardır..." ( Cengiz Aytmatov)





**********
Cengiz AYTMATOV kimdir?


Gönderilen Resim
(1928 - 2008)

Not: Yazarla ilgili bilgileri üye Sultanım'ın başlıklarında bulabilirsiniz.

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.07.2009 - 11:15


#62 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 14.07.2009 - 13:49

Gönderilen Resim

Fareler ve İnsanlar / John STEINBECK
Çeviri : Ayşegül Çetin TEKÇE

Remzi Kitabevi
120 Sayfa


Fareler ve İnsanlar (Of Mice and Men), Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar John Steinbeck tarafından yazılmış bir novelladır*. İlk defa 1937 yılında yayınlanan eser, iki gezgin çiftlik işçisinin Büyük Ekonomik Bunalım sırasında Kaliforniya'da yaşadıkları trajik olayları anlatır.

George ve iriyarı saf arkadaşı Lennie, yersiz yurtsuz kişilerdir. Dünyada tek sahip oldukları şey, aralarındaki dostluk ve günün birinde yerleşip huzur içinde yaşayabilecekleri, kendilerine ait bir araziye sahip olma hayalidir...Kaliforniya, Salinas Vadisi'ndeki bir çiftlikte iş bulan iki arkadaş, bu arazi için gereken parayı biriktirmeyi düşlemektedir. Ama bir çocuğun zekasına, aynı zamanda da korkunç bir güce sahip olan Lennie'nin başı sürekli derde girmektedir. Ve bu kez yine belaya bulaştığında, George'un çabaları arkadaşını kurtarmaya yetmeyecektir...

1920'lerde kendisi de evsiz gezici bir çiflik işçisi olan Steinbeck'in kendi deneyimlerine dayanarak yazdığı; yalnız ve terk edilmiş insanların hikayesini etkileyici bir şekilde dile getiren ve John Steinbeck'in en çok tanınan ve okunan başucu yapıtlarından biri olan; ABD'de orta öğretimde okunması zorunlu kitaplardan biri kabul edilen Fareler ve İnsanlar, karakterlerinin saldırgan ve bayağı dili sebebiyle sıkça sansüre hedef olmuş, bu yüzden de American Library Association tarafından 21. yüzyılın en fazla sorgulanan kitapları arasında gösterilmiştir.

Fareler ve İnsanlar, insan olmanın doğasını ve bireyin evrende kendini konumlandırma çabasını açıklamaya çalışır. Steinbeck bu yolla, birçok temaya değinir: Hayaller, yalnızlık, zenginliğin zulmü getirmesi, güçsüzlük ve geleceğe güvenle bakamama ya da kadercilik...

*novella: Kısa roman olarak değerlendirilebilecek; romandan kısa, hikâyeden uzun olan bir edebî tür...




**********
John STEINBECK kimdir?


Gönderilen Resim
(1902 - 1968)

Roman, öykü yazarı.

- Yaşamı:
27 Şubat 1902'de Amerika Birlişek Devletleri'nin Kaliforniya eyaleti Salinas kentinde doğdu.

Yoksul bir ırgat ailenin çocuğuydu. Yaşıtları gibi küçük yaşlarda çiftçilik yaptı. 1920-1926 arasında aralıklarla Stanford Üniversitesi'ne devam etti. Öğrenimini sürdürebilmek için duvarcılık, boyacılık, kapıcılık, eczacılık gibi işlerde çalıştı. Okulu bitiremedi.

Öğrencilik yıllarında başladığı yazmayı sürdürdü. Irgatlık ve işçilik yaparken edindiği deneyimler, eserlerinde işçilerin yaşamlarını gerçekçi bir dile anlatmasına büyük katkı sağladı. İlk romanlarından başlayarak hep işçileri, yaşam koşullarını, ilişkilerini anlattı. İlk kitabı "Kenar Mahalle" 1935'te yayınlandı ve büyük ilgi gördü. Bu kitap Türkçe'ye 1968'de "Yukarı Mahalle" adıyla çevrildi.

1936'da yayınlanan "Bitmeyen Kavga"da tarım işçilerinin grevi ve bu greve önderlik eden iki Marksisti anlattı. Amerikan çalışma sistemine keskin eleştiriler yöneltti. Üçüncü kitabı "Fareler ve İnsanlar" 1937'de yayınlandı. Bu kez iki göçmen işçi arasındaki garip ve karmaşık ilişkinin öyküsünü anlatıyordu.

Kendisine "Pulitzer Ödülü" getiren ünlü romanı "Gazap Üzümleri" 1940'da sinemaya aktarıldı. 2'nci Dünya Savaşı yıllarında daha çok ideolojik eserler verdi. İzleyen yıllarda politikadan uzak, eğlendirici yanı ağır basan duygusal öğelerin de yer aldığı eserler ve senaryolar yazdı.

1962'de edebiyata ve katkılarından dolayı Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

20 Aralık 1968 günü New York'ta yaşamını yitirdi.

*Türkçe'ye Çevrilen Yapıtları

- Roman:
Gazap Üzümleri (1939)
Kenar Mahalle (1935)
Bitmeyen Kavga (1936)
Fareler ve İnsanlar (1937)
Aysız Geceler (1942)
Ay Battı (1944)
Sardalya Sokağı (1945)
İnci (1947)
Aşk Otobüsü (1947)
Alev (1950)
Cennet Yolu (1952)
Cennetin Doğusu (1982)
Kaygularımızın Kışı (1962)
Acı Hayat (1963)
Mutsuzluğumuzun Kışı (1984)
Bilinmeyen Bir Tanrıya (1996)

- Öykü:
Kırmızı Midilli (1964)

- Senaryo:
Unutulmuş Köy (1941)
Viva Zapata (1952)

(edebiyatogretmeni.net, tr.wikipedia.org)

#63 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 26.07.2009 - 12:05

Gönderilen Resim

Anna Karenina / Lev Nikolayeviç TOLSTOY
Çeviri: Ergin ALTAY

İletişim Yayınları
836 Sayfa



".....
Tarihin en büyük edebi eserlerinden biri olarak değerlendirilen ve Tolstoy’un en önemli romanı olarak kabul gören Anna Karenina, Tolstoy'un aşk, ahlak ve evlilik dışı ilişki üzerine yazdığı, arka plan olarak Çarlık Rusyası dönemi Moskova'sı ve Petersburg'unun aristokratik çevrelerini kullandığı kesinlikle insanı paramparça eden, soluk kesici bir öyküdür.

Romanda güzel, evli bir kadın olan Anna ile zengin bir kont olan Vronski'nin, kendilerini hızla yıkıma doğru sürükleyen, gizli aşkına tanıklık ediyoruz. Sevgisiz ve tutku yoksunu evliliğinin içinde tutsak olmuş Anna, akıl almazı yapıyor ve evliliğini reddedip yakışıklı Kont Vronsky uğruna sahip olduğu her şeyden vazgeçiyor. Tolstoy’un seçtiği finalden de anlaşılacağı üzere, 19. yüzyıl Rusya’sında böyle bir kadın davranışı asla hoş karşılanmıyor, trajediler birbirini kovalıyor.

19. yüzyıl Rusya’sının geniş ve zengin tuvali üstüne eksiksiz çizilen bu resimde, yedi ana karakter, aralarındaki daimi uzlaşmazlıklar, şehir hayatı ve kırsal yaşam arasındaki tezatlıklar, her türlü aşk ve ailevi mutluluk Anna Karenina’nın ana eksenini belirliyor. Çarpıcı, canlı, bağlayıcı ve içeriğinin ağır yüküne rağmen son derece rahat okunabilen Anna Karenina, nesiller boyu elden düşmeyecek bir baş yapıttır; duygusal ve asi Anna ile yakışıklı asker Vronsky arasındaki tutkulu, hazin, sonu felaket getiren bir aşk ile sadakatsizlik üzerine zengin ve karmaşık bir öyküdür.

Tolstoy, Anna Karenina'da da tıpkı diğer büyük romanı Savaş ve Barış'da yaptığı gibi yine toplumun her katmanından sayısız karekteri bir arayı getirmeyi başarıyor, kişileri tek tek ruhsal açıdan inceliyor, romanına psikolojik boyut kazandırıyor.

Vladimir Nabokov, Tolstoy’un Anna Karenina’sını dünya edebiyatının en büyük aşk öykülerinden biri olarak nitelendirir.

Matthew Arnold ise romanı yaşamdan bir kesit biçiminde tanımlar..." (derleme)





**********
Lev Nikolayeviç TOLSTOY kimdir ?


Gönderilen Resim

Büyük Rus yazarı; düşün, eğitim, sanat adamı.

9 Eylül 1828 günü zengin bir ailenin çocuğu olarak Yasnaya-Polyana’da doğdu.
Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti, yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini tamamlamak için Moskova’ya gitti. Çalışkan zeki bir öğrenci olarak başarı ve sevgi kazandı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire’i ve J. J. Rousseau‘yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetle etkisinde kalmıştı. Yasnaya-Polyana’ya döndü, yoksul köylüler arasına katıldı. İlk eseri olan “Çocukluk‘u” bu sıralarda yazdı.

Bir süre sonra orduya girdi; Kafkasya’ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854′te Kırım savaşı‘na subay olarak katıldı. Sonra askerlikten ayrılıp Petersburg‘a gitti. Bir kısım eserlerini oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Gene de içinde aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa, İsviçre’de dolaştı. Yurduna dönüşünde gene Yasnaya-Polyana’ya yerleşti. Asalet ünvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim, eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu.

Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862′de evlendi.Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs 16 yaşında idi.Bu evlilkten 12 cocukları oldu bu çocuklardan 5′i öldü.Eserlerinin en kuvvetli olan iki romanı “Savaş ve Barış” ile “Anna Karenina‘yı”, bu sıralarda yazdı.Karısı eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı,hatta “Savaş ve Barış”ı 12 kez düzeltmelerini yapıp yazmıştır.

Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özelikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı bıkıp usanmadan yazmasıydı. “Kruetzer Sonat“, “Efendi ile Uşak“, “Karanlıkların Gücü”, “İman nedir“, “İnciler”, “Kilise ve Devlet“, “İtiraflarım” hep bu yılların ürünleridir.

Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy’un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaradılışını, yaşayışını gerçekten büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof bir eğitimci olarak da ün kazanmıştı. Yukarıda sayılanların dışında “Diriliş”, “Gençliğim“, “Çocukluk“, “Hacı Murat (roman)”, “Ayaklanış“, “Sergey Baba“, “Tanrı Bizim İçimizdedir“, “Kazaklar”, “Tesadüf”, “İki Süvari” gibi eserleri vardır.

Birçok kez büyük sıkıntılar yaşayanTolstoy, ömrünün son yıllarını bütünüyle derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda, evini bırakıp yollara düştü.

20 Kasım 1910 günü 82 yaşındayken küçük bir kasaba istasyonunda yaşama veda etti.

- Romanları:
Anna Karenina
Diriliş
Savaş ve Barış
İtiraflarım
Kereutzer Sonata
İnsan Ne İle Yaşar?
Hacı Murat
Sivastopol Serisi

- Öyküleri:
Ağdaki Kuşlar
Ateşi Kıvılcımken Söndürmeli
Baskın
Davulun Sesi
Efendi ile Uşak
Erik Çekirdeği
İvan İlyiç’in Ölümü
Conquistare Nobile’nin hayatı

- Masalları:
Fil ile Tilkiler
Masallar
Tolstoy’dan Masallar

- Günlük ve Mektuplar:
Tolstoy’un Günlüğü

(tr.wikipedia.org)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.07.2009 - 12:06


#64 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.08.2009 - 09:08

Gönderilen Resim
Gülünün Solduğu Akşam / Erdal ÖZ

Can Yayınları
300 Sayfa


"..........
THKO (Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu) adlı devrimci örgütün önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve arkadaşlarıyla Ankara'da, Mamak Askeri Cezaevi'nde karşılaşmıştım. Kimini önceden de tanırdım: Hüseyin İnan, Sinan Cemgil gibi. Kimini de cezaevinde tanıdım: Deniz Geçzmiş, Yusuf Aslan gibi, Deniz Gezmiş'in isteği üzerine, onlarla konuşacak, gerekli birikimi sağlayacak, sonra da oturup onların romanını yazmaya çalışacaktım. Heyecan verici, müthiş onurlu bir çalışma başlıyordu benim için. Kimi gizli, kimi açık buluşmalarda bir kısmıyla konuştum. Durmadan sorduğum sorulara aldığım yanıtlar, gerekli ayrıntıları yakalamak içindi. Bir roman için ayrıntılar kaçınılmazdı. Bu tasarı çok iyi başladı, ama ne yazık ki yarıda kaldı. Tam işin içindeyken, hiç beklemediğim bir anda cezaevinden salıverildim. Elimdeki notlar, bir roman için yetersizdi. O güzel insanlar-kimi asılarak, kimi kurşunlanarak - öylesine vahşice yok edildiler ki, bende kalan bu değerli notları artık kendime saklayamazdım. Yıllar sonra oturdum, bu kitabı yazdım, Gülünün Solduğu Akşam, serüven dolu bir roman gibi de okunabilir, ama acı yüklü, hüzün yüklü bir kitap olduğu bilinmelidir. Anı, belge karışımı bir anlatı olarak ortaya çıkan bu kitabımı okuduğunuz zaman, dilerim, sizde bırakacağı hüzün kalıcı olsun... "(Erdal ÖZ)

"..........
Gülünün Solduğu Akşam yazar Erdal Öz'ün 1986 yayınlanan anı-roman türündeki eseridir. Aslında eser, tam anlamıyla roman sayılmaz. Anıların, kurgusal ve gerçekçi öykülerin, mektupların ve günlüklerin birleşiminden oluşan türler arası bir eserdir. Adını Turgut Uyar'ındizelerinden alır. Bu dizeler kitabın girişinde de verilmiştir:

Herkes ne zaman ölür
elbet gülünün solduğu akşam


Yazar Erdal Öz, 12 Mart 1971 Muhtırasını takiben tutuklandı ve içeride Deniz Gezmiş ve Yusuf Arslan gibi devrimcilerle tanıştı. Onların hikâyelerini dinledi; amacı dönemin romanını yazmaktı. Günlük ve notlar tuttu. Bu eser o tuttuğu günlük ve notların derlemesidir. Yazar idam edilen, Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan'a ek olarak Mehmet Asal, Mustafa Yalçıner, Mete Ertekin, Sinan Cemgil, İrfan Uçar ve 1968 kuşağının diğer devrimcilerinin hikâyelerine de yer vermektedir. Ayrıca anılarından derlediği bir öykü şeklinde yazdığı romanında asılan devrimcilerin avukatlarından notlar, son istekleri ve son mektuplarına da yer vererek romanını belgelemiştir. Tahliye olunca roman projesi yarım kalan Öz, yazdıklarını hem adı geçen kişilerin istekleri doğrultusunda, hem de kendi isteğiyle ve farklı bir bakış açısından geçirerek yeniden düzenledi.
.........."




**********
Erdal ÖZ kimdir ?


Gönderilen Resim
(1935 - 2006)

Türk yazar ve yayıncısı.

- Yaşamı:

Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde doğdu.

1953'te Tokat Lisesi'ni bitirdi.
1969'da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
Türk Dil Kurumu Yayın Kolu’nda görev aldı.
Türk Sinematek Derneği Ankara Şubesi’nde çalıştı.

12 Mart 1971 sonrasında üç kez tutuklandı.Yargılama sonucu aklandı.
Tutuklu olduğu sürede Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan gibi devrimci gençlerle tanıştı, ve onların öykülerini yazdı.

Cem Yayınevi’nin çocuk kitapları dizisini yönetti.
1980 yılında Can Yayınları’nı kurdu.

Edebiyat yaşamına şiirle girdi. Rasgele isimli ilk şiiri İstanbul’daki Kaynak dergisinde 1952’de yayınlandı. Seçilmiş Hikâyeler Dergisi, Varlık, Yenilik, Yeditepe, Pazar Postası, a, Değişim, Emek, Cumhuriyet gibi dergi ve gazetelerde şiirlerinin yanısıra öykü ve eleştirileri de yayınlandı. "a" dergisinin kurucuları arasında yer aldı.

Eserlerinde toplum yaşamının bireylerin iç dünyasına etkilerini duygusal bir üslupla yansıttı. 1970 sonrasında toplumsal gerçekçi çizgiye yöneldi. 12 Mart döneminde hukuk dışı uygulamalarla karşılaşan tutukluların yaşamlarından yalın kesitler verdi. Baskı karşısında bireylerin yalnızlığını, direncini, umudunu etkin bir duyarlılıkla işledi.

Erdal Öz, 6 Mayıs 2006 günü yaşama veda etti.

- Romanları:
Odalarda (1960)
Yaralısın (1974)
Deniz Gezmiş Anlatıyor (1976)
Gülünün Solduğu Akşam (1986)
Odalarda (Elden geçirilmiş - 1995)
Defterimde Kuş Sesleri (2003)

- Öyküleri:
Yorgunlar (1960)
Kanayan (1973)
Havada Kar Sesi Var (1987)
Sular Ne Güzelse (1997)
Cam Kırıkları (2001)

- Gezi Yazıları:
Allı Turnam (1976)
Bir Gün Yine Allı Turnam (1998)

- Çocuk Kitapları:
Dedem Korkut Öyküleri (1979)
Alçacıktan Kar Yağar (1981)
Kırmızı Balon (1990)
Babam Resim Yaptı

- Ödülleri:
1975 Orhan Kemal Roman Armağanı, Yaralısın
1998 Sait Faik Öykü Armağanı, Sular Ne Güzelse
2001 Sedat Simavi Öykü Armağanı, Cam Kırıkları

(tr.wikipedia.org)

#65 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.08.2009 - 11:10

Gönderilen Resim

Altın Vücutlar / Charles GORHAM
Çeviri: Doğan HIZLAN

Altın Kitaplar
416 Sayfa


" Beni itham edenler bir sanatçı karakterinin bütün inceliklerine vakıf değil demektir. Neden onlar bizlere de kendilerininkilere benzer sorumluluklar yüklemeye çalışıyorlar? Biz onlara böyle bir şey yapmıyoruz ki !.." (Paul Gauguin)

Post-empresyonist (Ard izlenimci) ressam Paul Gauguin'in yaşamından etkileyici kesimler sunan kitap, onun bir sanatçı oluşunun yanı sıra nasıl bir mücadele adamı olduğunu da çarpıcı bir biçimde anlatıyor.

NOT: Ressam Paul Gauguin'in yaşamıyla ilgili bilgileri "Tiyatro & Dans & Belgesel & Heykel" başlığında bulabilirsiniz.

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.08.2009 - 22:51


#66 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 12.08.2009 - 19:45

Gönderilen Resim

İşbirlikçiler / Ümit ZİLELİ

Dharma Yayınları
400 Sayfa


".....
İşbirlikçilik ve işbirlikçi…
Sözlük,'İşbirlikçilik' için kısa bir tanım yapar :
'İşgalci düşmanla, etkin işbirliği siyaseti...'
Bu siyaseti yürütenler de işbirlikçi olur.
Tabii, işbirliğinin de, işbirlikçinin de baş şartı çıkar temin etmektir.
Tanım doğru ama, eksik; işbirliği mutlaka o ülke işgal altındayken yapılmaz çağımızda.
Çağımızın işbirlikçisi kültür işbirlikçisidir, onun arkasında top, tüfek, tank yoktur ama, gazeteler, dergiler, televizyonlar vardır. Malzemeler ve cephanesi yalandır. İftiradır, hayâsızca ulusal değerlere saldırmaktır, bu değerleri yaralar, zedeler, en önemlisi kafalarda kuşku uyandırmaya çalışır.

Ümit Zileli, bu kitabında, bunları bize tanıtıyor..." (Hasan PULUR)




**********
Ümit ZİLELİ kimdir ?


Gönderilen Resim

Gazeteci, yazar.

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdi.

Gazeteciliğe 1978'de Anadolu Ajansı'nda başladı. Daha sonra Günaydın, Ankara Ekspres ve Barış gazetelerinde çalıştı.
1982'de yeni kurulan Güneş'in ABD-Los Angeles muhabirliğini yaptı. Türkiye'ye döndükten sonra Güneş, Nokta, Son Havadis, Bulvar ve Milliyet'te çalıştı.

Zileli 1991'den itibaren TRT'de Değişen Sanat ve 25 Kare, Kanal 6 ve Kanal E'de Pusula, Kanal D'de Ses Ver Türkiye programlarını gerçekleştirdi. Son olarak TRT 2'de “Pazar Söyleşileri” programını hazırladı ve sundu.

Özel radyoların yayına geçtiği 1993'te “Sesli Gazete” adıyla ilk sabah haber-yorum programını başlattı. Bu program halen Radyo Tatlıses'te hafta içi her sabah 09.00-10.00 saatleri arasında sürmektedir. Zileli 1997'den bu yana Cumhuriyet Gazetesi'nde Düz Çizgi köşesinde yazılar kaleme almakta, aynı zamanda Kanal Biz televizyonunda haftaiçi her gün 13.00 haberlerini ve Avrasya TV 'de pazar günleri 11.00 - 12.30 saatleri arasında Ses Ver Türkiye programını sunmaktadır.

Türkiye P.E.N. Yazarlar Derneği üyesidir.

- Kitapları :
Vur Emri / Bir Asteğmenin Tunceli Anıları
Karanlığa Karşı Yazılar / Irkçı, Mandacı Kuşatma
İşbirlikçiler
Aydın İhaneti
Vurgun Demokrasisi
Cumhurun Trajedisi / Karşıdevrimin Kısa Tarihi

(tr.wikipedia.org)

#67 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 19.08.2009 - 12:27

Gönderilen Resim

Kurtuluş Savaşında İşbirlikçiler / İlhami SOYSAL

Bengi Yayınları / Tarih Dizisi
232 Sayfa

".....
Gazete yazarlığı yanında, yaptığı araştırma ve incelemelerle dikkati çekmiş olan İlhami Soysal’ın bu eseri, birçok çalışmaya kaynaklık etmiştir...Türk Kurtuluş Savaşında işgalci düşmanla işbirliği içinde olanların amaçları, bundan doğan çıkarları, Soysal´ın tesbitleri ile tarihin hükmüne bırakılmışlardır. Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin erken kuruluş döneminde bu işbirlikçilerin ibret dolu eylemleri bu eserde sergilenmiştir."(tanıtımdan)




**********
İlhami SOYSAL kimdir?


Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Gönderilen Resim

(1928 - 1992)

Gazeteci, yazar.

- Yaşamı:
Karadeniz Ereğli'sinde doğdu.
Bursa Erkek Lisesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okudu.
Gazetecilik yaptı. Gazetelerin Ankara temsilciliğinde, Gazeteciler Sendikası ve Cemiyeti'nin başkanlığında bulundu.
Kurucu Meclis'te basın temsilcisiydi.

Bursa Ant, Pazar Postası, Son Havadis, Türk-İş, Akis, Vatan, Sosyal Adalet, İmece, Yön, Türk Solu, Kim, Devrim, Güney, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Akşam, Yeni Ortam, Milliyet gazete ve dergilerinde siyasi ve edebi yazıları yayınlandı.

Sistemi ve sistemin köşe başlarındaki adları eleştiren cesur söylemleri nedeniyle 1960'lı yıllarda sistem yandaşları tarafından ağır sözlü ve fiziksel saldırılara uğradı.

1982'de Çağdaş Gazeteciler Derneği Abdi ipekçi Ödülü'nü de kazanan İlhami Soysal 20 Eylül 1992 günü geçirdiği bir trafik kazası sonrasında yaşamını yitirdi.

Gönderilen Resim

- Yapıtlarından:
Sıfıra Sıfır Elde Sıfır, (1969)
Günün İçinden, (1976)
Dünyada ve Türkiye'de Masonlar ve Masonluk, (1980)
150'likler, (1985)
Kurtuluş Savaşında İşbirlikçiler, (1985)
Demokrasi Diye Diye, (1992)
20. Yüzyıl Türk Şiiri Antolojisi, (1973)

(tr.wikipedia.org, kenthaber.com)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 24.08.2009 - 11:39


#68 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.08.2009 - 21:35

Gönderilen Resim

Nerde O Eski Usturalar / Rıfat lLGAZ

Çınar Yayınları
136 Sayfa


"Türk Edebiyatı'nın Koca Çınarı" Rıfat Ilgaz'ın toplumsal ve bireysel taşlamalarla bezenmiş, taşı gediğine koyan, güldürürken düşündüren öyküleri...

".....
Eleştirmelerden bir ricam olacak. Öykülerimi gerçek bir eleştirmen ciddiyetiyle yeniden ele alsınlar. Hiç öykü antolojisinde benim adım geçmez.. Öykü müdür, değil midir bunu değerlendirsinler. Mizah mıdır, değil midir bakmasınlar. Ben onların mizah olduğunu çok iyi biliyorum. Öykü müdür, Nasrettin Hoca'nın fıkra anlayışı mıdır yoksa? Ben daha ileri giderek söyleyeyim. Batı'da bunun usta mizahçılar tarafından yazılmışlarını görüyorum. Yanlış anlaşılmasın, diyelim ki O'Henry, Çehov, Thunber, Mark Twain örneklerini bir hatırlayalım dedim..." (Rıfat Ilgaz, Temmuz 1982)





**********
Rıfat lLGAZ kimdir?


Gönderilen Resim

1940'ların toplumcu-gerçekçi şairleri arasında başta gelenlerindendir.

1911 yılında Cide'de doğdu.

Şiir yazmaya ortaokul öğrencilik yıllarında başladı. İlk şiiri 27.07.1927'de, günlük Nazikter gazetesinde yayınlandı. Ayrıca; Açıkgöz (Kastamonu), Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başladı. Lise yıllarında babasının ölümü nedeniyle ayrıldı. Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi'nde öğrenim gördü. 1930 yılında mezun oldu.

Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü 1938'de bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmenliğine atandı. 1939'da İstanbul Karagümrük Ortaokulunda Türkçe Öğretmenliğine başlayan llgaz'ın, yazı ve şiirleri büyük dergilerde yayınlanmaya başladı. 1940'da Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi.

Ömer Faruk Toprak ile 9 Eylül 1942'de Yürüyüş dergisini çıkardılar. Bu dergide Orhan Kemal, Sait Faik, Cahit Irgat, A. Kadir, Nazım Hikmet (İbrahim Sabri) ile birlikte çalıştılar. 1943'de ilk kitabı "Yarenlik"i yayınladı. Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü. Ocak 1944'de "Sınıf" adlı şiir kitabı çıktı. Sıkıyönetim kararı ile toplatıldı.

1945'de Gün dergisi çıktı. llgaz bu dergide sekreterdi. Bu dergide yazıları yayınlandı.
Aziz Nesin'in Cumartesi dergisine ortak oldu. Seçici kurulda çalıştı.
1946'da Esat Adil, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte Gerçek gazetesini çıkardılar. 1946 Ekim ayında Yığın dergisini Esat Adil ve Adil Yağcı ile birlikte çıkardılar.

Öğretmenliğe yeniden döndükten sonra Boğazlayan-Yozgat'a tayini çıktı.

Şubat 1947'de Sabahattin Ali, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz'un çıkardığı Markopaşa kadrosuna girdi. Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu müdürlüğünü üstlendi. Malum Paşa, Merhum Paşa, Hür Markopaşa gibi dergilerin de sık sık adı değişiyordu.

llgaz, 1950'li yıllarda gazetecilik yapmaya başladı. Sakıncalı olduğundan, gazeteler ve dergiler imzalarına pek yer vermediler. 1952-1960'da Tan gazetesinde dizgici-düzeltmen ve röportaj yazarı olarak çalıştı. Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk'un çıkardığı Dolmuş dergisinde "Stepne" takma adıyla yazılar yazdı. Hababam Sınıfı, Pijamalılar (Bizim Koğuş), Don Kişot İstanbul'da bu dergide dizi olarak yayınlandı. Hababam Sınıfı'nı da, isminin sakıncalı olması nedeniyle "Stepne" (Yedek Lastik) takma adıyla yazdı. Ocak 1953'de Devam adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı.

1961 Anayasası yürürlüğe girdikten sonra kendi adıyla yazı ye şiir yayınlayabilme olanağına kavuşan Rıfat llga, Demokrat İzmir, Akbaba, Vatan, Yeni Gün, Yeni Ulus gibi yayın organlarında ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazabildi. Sınıf yayınlarını kurdu ve kendi kitaplarını yayınlayabildi.

1970'de Basım Şeref Kartını aldı.

1974'de emekli oldu. Doğum yeri olan Cide'ye yerleşti. 12 Eylül 1980 döneminde gözaltına alındı. 70 yaşında gerekçesiz sorguya çekildi ve gözaltında kaldı. Tutukluluğu sona erince İstanbul'da, oğlu Aydın llgaz ile birlikte ölümüne kadar yaşamaya başladı. Bu olayları "Kırkyıl Önce Kırk Yıl Sonra" adlı kitabında anlattı.

Kitaplarında; çağdaş, ileri görüşlü, ulusumuzdan yana birlikteliği öneren Ilgaz özellikle Hababam Sınıfı'nın yazarı olarak tanındı. Altmış kitabı yayınlandı. Şairliği, romancılığı ve öykü yazarlığı ile adını edebiyat tarihine yazdırdı.Yıllarca kendisini halktan uzaklaştırmaya çalışan yönetimlerden sonra, demokrasi yolundaki az da olsa gelişmeler Rıfat IIgaz adını yeniden yüceltti.

Edebiyat dünyasında 'Koca Çınar' ya da 'Edebiyatın Koca Çınarı' olarak anılan Rıfat Ilgaz'ın duyarlı yüreği, 1993 yılında Uğur Mumcu'nun alçakça öldürülmesinin ve ardından gelen Sivas katliamının acısına dayanamadı; Ilgaz aynı yılın 7 Temmuz günü yaşama veda etti.

- Ödülleri :
1982 Yıldız Karayel ile Madaralı Roman Ödülü
1982 Yıldız Karayel ile Orhan Kemal Roman Armağanı
1987 Ocak Katırı Alagöz ile Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü
1993 Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü.

- Romanları :
Hababam Sınıfı (1957.
Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959 yılında Bizim Koğuş adıyla yayınlandı. Daha sonra 1973'te Pijamalılar olarak çıktı. )
Karadenizin Kıyıcığında (1969)
Halime Kaptan (1972)
Meşrutiyet Kırathanesi(1974)
Karartma Geceleri (1974)
Sarı Yazma (1976)
Yıldız Karayel (1981)
Apartıman Çocukları (1984)
Hoca Nasrettin ve Çömezleri (1984)
Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (1987)

- Şiirleri :
Yarenlik (1943)
Sınıf (1944)
Yaşadıkça (1947)
Devam (1953)
Üsküdarda Sabah Oldu (1954)
Soluk Soluğa (1962)
Karakılçık (1969)
Uzak Değil (1971)
Güvercinim Uyur mu (1974)
Kulağımız Kirişte (1983)
Ocak Katırı Alagöz (1987)
Çocuk Bahçesi (1995)
Bütün Şiirleri (1983)
Bütün Şiirleri: 1927-1991 (2004)

- Öyküleri :
Radarın Anahtarı (1957)
Don Kişot İstanbul'da (1957)
Kesmeli Bunları (1962)
Nerde O Eski Usturalar (1962)
Saksağanın Kuyruğu (1962)
Şevket Ustanın Kedisi (1965)
Garibin Horozu (1969)
Altın Ekicisi (1972)
Palavra (1972)
Tuh Sana (1972)
Çatal Matal Kaç Çatal (1972)
Bunadı Bu Adam (1972)
Keş (1972)
Al Atını (1972)
Hababam Sınıfı Uyanıyor (1972)
Hababam Sınıfı Baskında (1972)
Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1972)
Rüşvetin Alamancası (1982)
Sosyal Kadınlar Partisi (1983)
Çalış Osman Çiftlik Senin (1983)
Şeker Kutusu (1990)

- Tiyatro Oyunları :
Hababam Sınıfı, 1965 Ulvi Uraz Tiyatrosu
Türk Çocukları Türk Çocukları, Çatalzeytin Festivali Öğrenci Topluluğu
Çatal Matal Kaç Çatal, 1972 Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu
Abbas Yola Giden, 1993 Kartal Rıfat Ilgaz Sahnesi Oyuncuları

- Anı :
Yokuş Yukarı (1982)
Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra (1986)
Dördüncü Bölük (1992): Damian Croft tarafından İngilizce'ye çevrildi, Milet Publishing tarafından yayınlandı.

- Çocuk Edebiyatı :
Bacaksız Kamyon Sürücüsü
Bacaksız Okulda
Bacaksız Paralı Atlet
Bacaksız Tatil Köyünde
Bacaksız Sigara Kaçakcısı
Öksüz Civciv
Küçük Cekmece Okyanusu
Cankurtaran Yılmaz
Kumdan Betona
Çocuk Bahçesi(Şiir)

- Köşe Yazıları :
Nerde Kalmıştık
Cart Curt

(cinaryayincilik.com.tr, turkceciler.com)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 21.08.2009 - 21:36


#69 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 27.08.2009 - 00:49

Gönderilen Resim

Yaban / Yakup Kadri KARAOSMANOÐLU

İletişim Yayınları
262 Sayfa



".....
Kendi dönemi içindeki gerçekçilik anlayışına uygun olarak yazılmış olan Yaban'da Yakup Kadri, I. Dünya Savaşı'nın bitimiyle birlikte Sakarya Savaşı'nın sonuna kadar olan sürede bir Anadolu köyünde, köylüleri, köyün durumunu, Millî Mücadele'ye ilişkin tavırlarını bir aydının gözüyle verir. Yaban için, 'Bu eser benliğimin çok derinliklerinden adeta kendi kendine sökülüp, koparak gelmiş bir şeydir' diyen yazar, bu romanda ortaya koyduğu birçok soruna daha sonra yazacağı Ankara'da cevap bulmaya çalışacaktır. (tanıtımdan)





**********
Yakup Kadri KARAOSMANOÐLU kimdir?


(Kitap kapağındaki fotoğraf yazara aittir)

- Yaşamı:
27 Mart 1889´da Kahire´de doğdu.

İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa´da başladı.
1903´te İzmir İdadisi´ne girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır´a döndü.
Öğrenimini İskenderiye´deki bir Fransız okulunda tamamladı. 1908´de başladığı İstanbul Hukuk Mektebi´ni bitirmedi.
1909´da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. 1916´da tedavi olmak için gittiği İsviçre´de üç yıl kadar kaldı.

Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşı´nı destekledi. 1921´de Ankara´ya çağrıldı ve bazı görevler verildi. 1923´te Mardin, 1931´de Manisa milletvekili oldu.

Bir yandan da gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü. Kadro Dergisi 1932´de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı.

Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin 1934´te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı. Daha sonra 1935´te Prag, 1939´da La Haye, 1942´de Bern, 1949´da Tahran ve 1951´de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs 1960´tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal hayatının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği oldu.
13 Aralık 1974´te Ankara´da yaşama veda etti.

- Yazı Hayatı:
Karaosmanoğlu yazarlığa Ümit, Servet-i Fünun, Resimli Kitap gibi dergilerde başladı. Fecr-i Âticiler´in `sanat şahsî ve muhteremdir` görüşünü paylaştığı ve `sanat için sanat` yaptığı bu ilk döneminde Nirvana adlı bir oyun, makaleler, denemeler, düzyazı şiirler ve öyküler yazdı. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin durumu, sanat anlayışını değiştirmesine yol açtı. Türk toplumunun çeşitli dönemlerdeki gerçekliğini sergilemek istediği için bir ikisi dışında eserlerinde belli tarihi dönemleri ele aldı. Kiralık Konak I. Dünya Savaşı öncesinin, Hüküm Gecesi II. Meşrutiyet´in, Sodom ve Gomore Mütareke döneminin, Yaban Kurtuluş Savaşı yıllarının, Ankara Cumhuriyet´in ilk on yılının, Bir Sürgün II. Abdülhamid döneminin işlendiği romanlardır. Panorama 1923-1952 yıllarını kapsar.

Karaosmanoğlu 1920´lerden sonra iyimser bir devrimci görünümündeyken, sonra umutlarını yitirerek romancılığını devrimci yönde kullanmaktan vazgeçmiştir. 1955´ten sonra da anı kitaplarından başka bir şey yazmamıştır.Romanları arasında en ünlüleri Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban´dır. Nur Baba Nur Baba, Karaosmanoğlu´nun ilk romanıdır. 1922´de kitap olarak çıkmadan önce gazetede yayımlanmıştır. Ama yazılışı ondan sekiz dokuz yıl öncesine gider. O yıllar Karaosmanoğlu´nun Eski Yunan ve Latin edebiyatıyla ilgilendiği ve Çamlıca´daki bir Bektaşi tekkesine devam ettiği dönemdir. Nur Baba´yı Euripides´in Bakkhalar´ından esinlenerek ve tekkedeki gözlemlerine dayanarak yazmıştır.

- Romanları:
Kiralık Konak (1922)
Nur Baba (1922)
Hüküm Gecesi (1927)
Sodom ve Gomore (1928)
Yaban (1932)
Ankara (1934)
Bir Sürgün (1937)
Panaroma (2 cilt, 1953)
Hep O Şarkı (1956)

- Öyküleri:
Bir Serencam (1914)
Rahmet (1923)
Milli Savaş Hikâyeleri (1947)

- Şiirleri:
Erenlerin Bağından (1922)
Okun Ucundan (1940)

- Oyun:
Nirvana (1909)

- Anı:
Zoraki Diplomat (1955)
Anamın Kitabı (1957)
Vatan Yolunda (1958)
Politikada 45 Yıl (1968)
Gençlik ve Edebiyat Hatıraları (1969)

- Monografi:
Ahmet Haşim (1934)
Atatürk (1946)

- Makale:
İzmir’den Bursa’ya (1922, Halide Edip, Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte)
Kadınlık ve Kadınlarımız (1923)
Seçme Yazılar (1928)
Ergenekon (iki cilt, 1929)
Alp Dağları’ndan ve Miss Chalfrin’in Albümünden (1942)

(netkitap.com, tr.wikipedia.org)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 02.09.2009 - 16:23


#70 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 30.08.2009 - 09:57

Gönderilen Resim

Uçurtmayı Vurmasınlar / Feride ÇİÇEKOÐLU

Can Yayınları
109 Sayfa


Beş yaşındaki bir çocuğun gözüyle hapishanenin ve sevginin, özgürlüğün öyküsünün anlatıldığı romanı hakkında şunları söyler yazar Feride Çiçekoğlu :

"1984 yılının bir Haziran öğle sonrası, demir kapı beni dışarı kapayıp Barış'ın çığlıkları içerde kaldığında, gün olup onun sesinin bunca çok insana ulaşacağı hiç aklıma gelmemişti. Barış'la ilgili anıları kâğıda dökmeyi düşünmediğimden değil, kâğıda dökülü sözün okuma alışkanlığı olan sınırlı kişiye bile çoğu kez iletilemediğini sezmemden. Beyazperde Barış'ın mırıl mırıl sesini yükseltiverince Uçurtmayı Vurmasınlar için yeni bir basım şansı doğdu. Ak kâğıt üzerindeki kara yazılar herkese kendi düşlerini üretmenin ipucunu verdiklerinden midir nedir, resimlenmiş düşlerden daha renkli olabiliyorlar. Bir çocuğun gözlerinden duvarları kendi düşlerinde sorgulama olanağını daha fazla okura sunabilmek, filmin armağanı. Kitabın bu nedenle beyazperdeye gönül borcu var..."




**********
Feride ÇİÇEKOÐLU kimdir?


Gönderilen Resim

Yazar, mimar.

1951 yılında Ankara'da doğdu.

Maarif Koleji ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ni bitirdi.
Yüksek lisans tezini çevre psikolojisi üzerine yazdı. Pennsylvania Üniversitesi'ndeki doktora tezinin konusu ise ütopyalar ve ideal şehirlerdi.

1980 askeri darbesinin ardından dört yılını cezaevinde geçirdi. İlk kitabı Uçurtmayı Vurmasınlar (1986) bu dönemin verdiği esinle yazılmıştır. Bu kitabından uyarladığı ilk senaryosu ile 1989'da Altın Portakal ödülünü aldı.

Senaryosunu yönetmenle ortak olarak yazdığı İsviçre-İtalya-Türkiye ortak yapımı Umuda Yolculuk filmine 1991'de en iyi yabancı film dalında "Oscar" (Akademi ödülü) verildi.

Ardından yazdığı Tarlabaşı Tarlabaşı, Baharın Bittiği Yer ve Suyun Öte Yanı gibi çeşitli senaryoları peş peşe filme alındı. Önce senaryo olarak yazdığı Suyun Öte Yanı'nı filmin çekilmesinden sonra öykü olarak kaleme aldı ve art arda öykü kitapları yayımladı. Sizin Hiç Babanız Öldü mü (1991), Suyun Öte Yanı (1992), 100'lük Ülkeden Mektuplar (1996) ile edebiyata ağırlık verdi ve İstanbul dergisinin yayın yönetmenliğini üstlendi.

Tarih Vakfı'nda Oya Baydar'la birlikte Cumhuriyet'in Aile Albümleri kitap ve sergisini hazırladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin Görsel İletişim Tasarımı Bölümü'nde çalışmaya başladı ve görsel kültür konulu bir konferansın ürünü olan 9/11 New York-İstanbul ( 2003) kitabını yayımladı.

2007 yılında Vesikalı Şehir adlı kitabı çıktı.

Çeşitli akademik dergilerde ve derleme kitaplarda yayımlanan makalelerinde temsil biçimleri arasındaki ilişkilere ağırlık veren Çiçekoğlu, halen İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema-TV Bölümü'nde öğretim üyesidir ve aynı bölümün yüksek lisans programını yönetmektedir.

(metiskitap.com)

#71 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.09.2009 - 09:29

Gönderilen Resim

Teneke / Yaşar KEMAL

Yapı Kredi Yayınları
158 Sayfa


"..........
Bir Anadolu kasabasında, çeltikçi ağaların yönetmeliklere karşı gelerek ektikleri çeltik sıtmaya neden olur. İdealist ve genç kaymakam tüm tecrübesizliğiyle, sıtmaya tutulan kasaba halkı adına ağalarla mücadeleye girişir. Ancak kaymakam kasabadan ardından teneke çalınarak sürülür. Teneke idealizm ve baskın güç arasındaki mücadelenin romanı..." (tanıtımdan)

Roman daha sonra yazarın uyarlamasıyla Gülriz Sururi - Engin Cezzar tiyatrosu tarafından sahnelendi;
1966 İlhan İskender Armağanı ve 1966 Uluslararası Nancy Tiyatro Festivali Birincilik Ödülünü aldı.

"Teneke kuruluş halindeki milli edebiyatımızın nefis bir örneği." (Fethi Naci, Bir Romancı: Yaşar Kemal)

"Yaşar Kemal şiirsellikle yaşanmışın tadını birleştiren büyük bir ustadır." (Huber Juin / Le Monde, Fransa)

“Baskı, zulüm ve yozlaşmışlığın çaresiz kurbanlarının içinde bulundukları kötü duruma karşı bir protesto.” (Derby Evening Telegraph, İngiltere)

"Yaşar Kemal toplumcu olmakla birlikte, bir bakıma gerçekçi yöntemden uzak durmuş bir yazar. Kullandığı olağandışı olaylar, simgeleşmiş kişiler ve hayvanlar, mitos kalıpları, onun romanlarını destan, efsane ve halk hikayeleri geleneğine bağlar." (Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış)






**********
Yaşar KEMAL kimdir?


Gönderilen Resim

Romancı, senaryo ve öykü yazarı.

1923 yılında Osmaniye'nin Hemite(Gökçedam) köyünde doğdu.
Gerçek adı Kemal Gökçeli 'dir.
Annesi Nigar Hanım, babası Sadık Bey'dir.

İlkokulu Kadirli Cumhuriyet İlkokulu'nda okudu.
Ortaokul yılları Adana'da geçti.

Tarlalarda ırgatlık, amelebaşılık, pirinç tarlalarında su bekçiliği, arzuhalcilik, öğretmenlik, kütüphane memurluğu gibi işlerde çalıştı. Bu arada "Ülke", "Kovan", "Millet", "Beşpınar" dergilerinde şiirleri görüldü.

1940’lı yıllarda Adana’da çıkan Çığ dergisi çevresindeki yazar ve aydınlarla ilişki kurdu ve şiirleri o dergide de yayımlanmaya başladı. Abidin Dino ve ağabeyi Arif Dino ile kurduğu yakınlık onun düşünce ve edebiyat dünyasının gelişimini etkiledi.

Ramazanoğlu Kütüphanesi’nde çalıştığı dönemde Orhan Kemal’le tanıştı. İlk öyküleri “Bebek”, “Dükkâncı”, “Memet ile Memet” 1950'lerde yayımlandı. İlk öyküsü “Pis Hikâye”yi ise 1944'te Kayseri'de askerliğini yaparken yazdı.
1951 yılında İstanbul'a yerleşerek, Cumhuriyet Gazetesi' nde fıkra ile röportaj yazarlığı yapmaya başladı. "Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün" başlıklı röportajıyla Gazeteciler Cemiyeti Özel Başarı Armağanı'nı kazandı. O yıllarda öyküleriyle de ilgi çeken sanatçının 1952 yılında "Sarı Sıcak" adlı öykü kitabı yayımlandı. İlk romanı "İnce Memed" 1955 yılında çıktı. 1955-1984 yılları arasında öykü, roman, röportaj ile makalelerinden oluşan 33 kitabı yayımlandı.

Yaşar Kemal, ilk romanı "İnce Memed" ile 1955 yılında Varlık Roman Armağanı'nı kazandı. 1974 yılında "Demirciler Çarşısı Cinayeti" adlı yapıtı, Madaralı Roman Ödülü' nü aldı. "Yer Demir Gök Bakır" Fransa'da 1977 yılında, Edebiyat Eleştirmenleri Sendikası tarafından yılın en iyi yabancı romanı seçildi. "Binboğalar Efsanesi" 1979 yaz dönemi için Büyük Edebiyat Jürisi tarafından seçilen kitaplar arasında yer aldı. 1982 yılında uluslararası Del Duca Ödülü' ne değer görülen Yaşar Kemal, 1984 yılında Fransa' nın Légion D'Honneur nişanını aldı.

Yapıtlarında Torosları, Çukurova'yı, Çukurova insanının acı yaşamını, ezilişini, sömürülüşünü, kan davasını, ağalık ile toprak sorununu ortaya koyan yazarın betimlemeleri yapıtlarının en önemli özelliğidir. 39 dilde yayımlanmış olan kitaplarıyla, dünya yazınında çok önemli bir yere sahiptir.

- Ödüllerinden:
1955 Gazeteciler Cemiyeti Başarı Armağanı (“Dünyanın En Büyük Çiftliğinde Yedi Gün” adlı röportaj dizisi ile)
1956 Varlık Roman Armağanı (İnce Memed ile)
1966 Uluslararası Nancy Tiyatro Festivali Birincilik Ödülü (“Teneke” oyunu ile)
1974 Madaralı Roman Armağanı (Demirciler Çarşısı Cinayeti ile)
1977 Fransa Eleştirmenler Sendikası En İyi Yabancı Roman Ödülü (Yer Demir Gök Bakır ile)
1978 Fransa'da En İyi Yabancı Kitap Ödülü (Ölmez Otu ile)
1979 Fransa “Büyük Jüri” En İyi Kitap Ödülü (Binboğalar Efsanesi ile)
1982 Uluslararası Cino Del Duca Ödülü
1984 Fransız Legion d’Honneur Ödülü Commandeur payesi
1985 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü
1986 Orhan Kemal Roman Ödülü (Kale Kapısı ile)
1988 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü
1991 Fransa Strasbourg Üniversitesi Onur Doktorası
1992 Antalya Akdeniz Üniversitesi Onur Doktorası
1993 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü
1994 Mülkiyeliler Birliği Rüştü Koray Armağanı
1995 Morgenavissen Jylaand-Pösten Ödülü (Danimarka)
1996 VIII Katalunya Uluslararası Ödülü (Barcelona, İspanya)
1997 Toplu eserleri için Premio Internazionale Nonino Ödülü, İtalya
1998 Bordeaux Yayıncılar Birliği Yabancı Edebiyat Ödülü
2002 Bilkent Üniversitesi Fahri Doktora
2003 Türkiye Yayıncılar Birliği Yayıncılık Emek Ödülü.
2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü

- Yapıtlarından:
Teneke
Sarı Sıcak
İnce Memed-1
İnce Memed-2
İnce Memed-3
İnce Memed-4
Binboğalar Efsanesi
Ağrıdagı Efsanesi
Yılanı Öldürseler
Deniz Küstü
Al Gözüm Seyreyle Salih
Üç Anadolu Efsanesi
Çakırcalı Efe
Ortadirek / Dağın Öte Yüzü - 1
Yer Demir Gök Bakır / Dağın Öte Yüzü - 2
Allahın Askerleri
Ağacın Çürüğü
Ustadır Arı
Ağıtlar
Gökyüzü Mavi Kaldı
Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor, Alain Bosquet ile Görüşmeler
Ayışığı Kuyumcuları: Albert Vidalie

(tr.wikipedia.org)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.09.2009 - 09:30


#72 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 04.09.2009 - 10:21

Burası çok güzel olmuş emeğinize sağlık
Benimde aradığım bir kitap var bu aşağıda görünen çok aradım istenbulda belki 20 fazla kitapcıya sordum bulamadım dahada arayacaktım zamanım yetmedi okumayı çok istedim gün gelecek alacam ama



Farkındalık Ya Da Farkındanalık
Abdullah Koçoğlu (Joker Abdul)

İskenderiye Yayınları / Kişisel Gelişim Dizisi Etiket: 10,00 TL
NetKitap Ederi: 7,50 TL


Hava alacakaranlık, kasvetli sis ona yafta...
Bir cadde boydan boya ve yürüyoruz, elimizde bond bir çanta...
Derken bir gölge ardımızda... Huylanıyoruz
Delikanlılığı muhafaza ederek ve üç buçuktan dört ataraktan revan oluyoruz.
Adımlar serileşiyor, kalbimiz çatlayacak... Hızlanıyoruz
O da ne? Gölge aynı boyda ve aynı yolda...
Kurtulamıyoruz ama koşarak da kaçmıyoruz. Neden?
İki kişinin şahit olduğu bu cins müsabakada, maçı bırakmak işimize gelmiyor.
Derken gölge geliyor, geriden deliyor, don-paça-atlet-yaka oluyor salça.
Kalçada malzeme, cüzdan gitmiş, cep boş... İşte Şimdi Koş
Neyle? Kıçındaki façayla. Üstelik bağıra bağıra
Keşke erken bağırsak, hazır barsak da yerindeyken.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#73 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.09.2009 - 10:56

Tanıtım yazısı oldukça ilginç..
İçeriği de doyurucu olmalı..
İnternet'ten sipariş verseniz dost?


#74 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 04.09.2009 - 11:37

Düşündüm ama kargo parasınıda eklerseler 10tl kitap bana 15tl patlar Ankaraya yolum düşecek bir gün olmadı oradada arayacağım yada dostları devreye sokacağım kitaplığıma eklemek istiyorum bunu taktım birkere.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#75 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.09.2009 - 11:49

Umarım tez zamanda kavuşursunuz kitaba dost.

#76 Sultanım

Sultanım

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.113 Mesaj

Gönderim zamanı 04.09.2009 - 11:55

Selvi Boylum Al Yazmalım Türk sinemasının klasikleri arasına girmiş bir film ve eser sahibi Cengiz Aytmotov

bilmiyordum abi sayenizde öğrenmiş olduk.

Severek takip ediyorum paylaşımlarınızı, teşekkürler Alsancak abi.

SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR

KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR

YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM

KAHROLSUN İSRAİL!!


#77 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 04.09.2009 - 12:10

Ben de sana teşekkür ederim dost Sultanım.
Sevgi/selam.


#78 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 09.09.2009 - 14:37

Gönderilen Resim

Tutunuş / Halim BAHADIR

Neden Kitap Yayınları
224 Sayfa


".....
Sevdiği genç ve güzel karısı tarafından aldatılan erkek, inanılmaz bir kaosun içinde bulur kendini.
Duygu dünyası paramparça olur, şaşkına döner, delicesine öfkelenir, herkesten gizlediği gözyaşları sel gibi akar, evinde bir duvarın dibinde...

Kadınların acıklı aldatılma öykülerini okuduk daha çok.
Tutunuş ise aldatılan erkeğin soluksuz iç karmaşasına, çevresine, ilişkilere bakışına ayna tutuyor.
Kime öfkelenir erkek bu durumda? Karısına mı, kendine mi, öteki erkeğe mi?

Bu topraklarda yaşayan erkekler aldatıldıklarında ne yaparlar?
Hayata yeniden sarılabilmek için neye tutunabilir aldatılan erkek?
Evli erkekler ilişkilere nasıl bakar?
Entelektüellik ve bilinçlilikle, toplumun dayattığı erkek imajı arasında sıkışıp kalan kentli erkek aldatıldığında ne yapar?
Roman kahramanının gözünden topluma, aldatılmaya ve erkek dünyasına farklı bir bakış Tutunuş...
Yaşanmış bir erkek öyküsüdür Tutunuş..." (tanıtımdan)






**********
Halim BAHADIR kimdir?


Gönderilen Resim

- Yaşamı:
1958 yılında Trabzon'un Tonya ilçesinde doğdu.
İlk ve orta öğrenimini Trabzon'da tamamladı. İstanbul'da Marmara Üniversitesi İletiişim Fakültesi'ni bitirdi ve gazeteci olarak çalışmaya başladı. Onbeş yıl kadar, gazeteciliğin hemen her aşamasında, çalıştı. Daha sonra Posta Gazetesi'nde, köşe yazıları yazmaya başladı. Sıradan insanların açmazlarını, öfkelerini, korkularını yalın bir dille ele aldı. Sokaktaki insanın hayat karşısındaki mücadelelerini, yazdı.

- Kitapları:
Tutunuş
Büyüme Sakın Küçük Kız
Hangi Sarhoşluklar Bıçakladı Yalnızlığımı
Hey Aşk Seni Hiç Aldatmadım
Gördüm,Dokundum...Ve Sevdim
Yaşlı Adam Genç Kadın Gençlik Aşısı mı?
Kanatsız Kuşlar
Tuzağa Düşen Masumiyet

(halimbahadir.com.tr)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.09.2009 - 14:38


#79 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 12.09.2009 - 11:40

Gönderilen Resim

Bereketli Topraklar Üzerinde / Orhan KEMAL

Epsilon Yayınevi
391 Sayfa


Bereketli Topraklar Üzerinde, Türk toplumunun emek-üretim ilişkisini henüz çözemediği bir dönemde, ekmeğini Çukurova'da aramak zorunda kalan üç köylü arkadaşın hikayesidir.

Orhan Kemal, tanık olduğu bir tarihi ve sosyal gerçekliği, uyum sağlayamadıkları koşullarda her biri farklı bir yok oluşa sürüklenen İflahsızın Yusuf, Köse Hasan, Pehlivan Ali aracılığı ile anlatıyor ve kitabı için diyor ki: "Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında, bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi bir hayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir..."




**********
Orhan KEMAL kimdir?


Gönderilen Resim

1914'te Adana'nın Ceyhan ilçesinde doğdu.

Aydın bir kadın olan Azime Hanım ile milletvekili ve bakanlık yapmış Abdülkadir Kemali Bey'in oğludur.

Babası siyasal nedenlerle 1931'de Suriye'ye kaçınca, orta öğrenimini yarıda bıraktı ve Suriye'de bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği yaptı. Bir yıl sonra tek başına Türkiye'ye dönerek Adana'da çırçır fabrikalarında işçilik ve katiplik yaptı. Bu yıllardaki birikimleri, ilerde romanlarına hayat vermiştir.

1937'de çırçır fabrikasında (Milli Mensucat) bir işçi olan Nuriye Hanım ile evlendi. Bir yıl sonra ilk çocuğu Yıldız doğdu.

1938'de Niğde'de askerliğini yaparken "Maksim Gorki ve Nazım Hikmet kitapları okumak", "yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik" suçundan 5 yıl hapis cezasına mahkum edildi.

1940'ta, Bursa Cezaevi'nde tanıştığı Nazım Hikmet'in toplumcu görüşlerinden etkilendi; kendisinden Fransızca, felsefe ve siyaset dersleri aldı. Orhan Kemal'i şiir yerine roman ve öykü yazmaya teşvik eden de Nazım Hikmet oldu.

İlk öykülerini Orhan Raşit takma adıyla yayımladı. İlk kez 1943'te İkdam Gazetesi'nde "Asma Çubuğu" öyküsünde Orhan Kemal adını kullandı.

1943'te tahliye olunca Adana'ya döndü. Amelelik ve hamallık gibi işlerde çalıştı. 1944'te doğan oğluna Nazım adını verdi. 1950'de ailesiyle İstanbul'a yerleşti ve ölümüne kadar kitap ve makale yazarak geçindi. 1957'de dördüncü çocuğu Işık doğdu.
1958'de Sait Faik Hikaye Armağanı'nı Kardeş Payı adlı öyküsü ile aldı.
1966'da "hücre çalışması ve komünizm propagandası" yaptıkları gerekçesi ile iki arkadaşı ile birlikte tutuklandı. "Suç teşkil eden bir cihet bulunmadığı" yolundaki bilirkişi raporu üzerine bir ay sonra serbest bırakıldı.
1967'de 72. Koğuş oyunu ile Ankara Sanatseverler Derneği tarafından en iyi oyun yazarı seçildi. 1969'da Türk Dil Kurumu Ödülü'nü ve Sait Faik Hikaye Armağanı'nı Önce Ekmek adlı kitabı ile aldı.

2 Haziran 1970 günü yaşama veda etti.

Orhan Kemal,yoksul kesimin, işçilerin, öğrencilerin, "sokaktaki adamın" yaşamını anlatan öykü ve romanlar yazmış ve insan-toplum ilişkilerini gerçekçi bir dille yansıtmıştır. 27 roman, 19'u öykü kitabı ile anı, inceleme, oyun, röportaj türünde kitaplar bırakmıştır.

Anısını yaşatmak için İstanbul'da Orhan Kemal Müzesi açıldı.1972'den bu yana adına bir roman yarışması (Orhan Kemal Roman Armağanı) düzenlenmektedir.

- Romanları:
Baba Evi (1949)
Avare Yıllar (1950)
Murtaza (1952)
Cemile (1952)
Bereketli Topraklar Üzerinde (1954)
Suçlu (1957)
Devlet Kuşu (1958)
Vukuat Var (1958)
Gavurun Kızı (1959)
Küçücük (1960)
Dünya Evi (1960)
El Kızı (1960)
Hanımın Çiftliği (1961)
Eskici ve Oğulları (1962)
Gurbet Kuşları (1962)
Sokakların Çocuğu (1963)
Kanlı Topraklar (1963)
Bir Filiz Vardı (1965)
Müfettişler Müfettişi (1966)
Yalancı Dünya (1966)
Evlerden Biri (1966)
Arkadaş Islıkları (1968)
Sokaklardan Bir Kız (1968)
Üç Kağıtçı (1969)
Kötü Yol (1969)
Kaçak (1970)

- Öyküleri:
Ekmek Kavgası (1949)
Sarhoşlar (1951)
Çamaşırcının Kızı (1952)
72. Koğuş (1954), Grev (1954)
Arka Sokak (1956)
Kardeş Payı (1957)
Babil Kulesi (1957)
Dünyada Harp Vardı (1963)
Mahalle Kavgası (1963)
İşsiz (1966)
Önce Ekmek (1968)
Roman
Baba Evi (1949)
Avare Yıllar (1950)
Murtaza (1952)
Cemile (1952)
Bereketli Topraklar Üzerinde (1954)
Suçlu (1957)
Devlet Kuşu (1958)
Vukuat Var (1958)
Gavurun Kızı (1959)
Küçücük (1960)
Dünya Evi (1960)
El Kızı (1960)
Hanımın Çiftliği (1961)
Eskici ve Oğulları (1962)
Gurbet Kuşları (1962)
Sokakların Çocuğu (1963)
Kanlı Topraklar (1963)
Bir Filiz Vardı (1965)
Müfettişler Müfettişi (1966)
Yalancı Dünya (1966)
Evlerden Biri (1966)
Arkadaş Islıkları (1968)
Sokaklardan Bir Kız (1968)
Üç Kağıtçı (1969)
Kötü Yol (1969)
Kaçak (1970

- Oyun:
İspinozlar (1965)
72. Koğuş (1967 )

- Anı:
Nazım Hikmet’le Üç buçuk Yıl (1965)

- İnceleme:
Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili Notlar (1963)

- Röportaj:
İstanbul’dan Çizgiler 1971

(tr.wikipedia.org)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.09.2009 - 11:46


#80 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.09.2009 - 04:23

Gönderilen Resim

Gece Vardiyası / Can YÜCEL

Doğan Kitap
110 Sayfa



Yadigar
Yataktayım taşak keyfi yapıyorum
Bir rüzgar esiyor tüyyatımı
Güneşi uçuruyor morsalkımın yaprakları
Sarı üstüne siyah benekli
Şiir söylenmiyorum da sanki
Yıllar önce yazdığım bir günceyi okuyorum.
(arka kapaktan)


"..........
Gece Vardiyası"nın 1993 yılındaki ilk baskısının (Korsan Yayınları) editörlüğünü yapan Orhan Kâhyaoğlu, Can Yücel’le sohbetlerinin ana konusunun şiir olduğunu belirtirken, sözün dönüp dolaşıp caza geldiğini vurguluyor. Dahası, 1987’den sonra birkaç yıl, Can Yücel’in kendisiyle birlikte bir caz tarihi yazma isteğinden söz ediyor. "Gece Vardiyası", yüreği bu istekle dolu şairin nasıl "sıkı" bir cazsever olduğunun da göstergesi. " (tanıtımdan)





**********
Can YÜCEL kimdir?


Gönderilen Resim

- Yaşamı:
1926 yılında İstanbul’da doğdu.
Yazar ve eski Millî Eğitim bakanlarından Hasan Âli Yücel’in oğludur.

Ankara Atatürk Lisesi’ni bitirdi. Ardından bir süre Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü’nde okuduktan sonra İngiltere’ye gidip Cambridge Üniversitesi’nde öğrenimine devam etti.

Askerliğini Kore’de yaptı.
Uzun süre Paris ve İngiltere’de yaşadı.
Londra’da, spiker olarak BBC Türkçe Yayınlar Servisi’nde çalıştı.

Türkiye’ye dönüp Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak (1963-1965) çalıştı.
İstanbul’a yerleştikten sonra çeviri işleriyle uğraştı.

Çevirdiği iki kitaptan dolayı 12 Mart 1971’deki askerî müdahale sonrasında 15 yıla hüküm giydi ve 1974 yılında ilan edilen genel affa kadar, Adana Cezaevi’nde tutuklu kaldı.

Şiirlerinde argo ve "müstehcen" sözlere sık sık yer verdiği gerekçesiyle kovuşturmalara da uğrayan Can Yücel, edebiyatın "edepli bir şey" sanılmasının temel bir yanılgı olduğunu savundu.

12 Ağustos 1999 gecesi yaşama veda eden Can Yücel, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'da toprağa verildi.

- Yapıtlarından:
Yazma (1950)
Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)
Sevgi Duvarı (1973)
Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
Ölüm ve Oğlum (1976)
Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)
Rengâhenk (1982)
Gökyokuş (1984)
Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)
Canfeda (1985)
Çok Bi Çocuk(1988)
Kısa Devre (1990)
Kuzgunun Yavrusu (1990)
Gece Vardiyası (1991)
Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)
Gezintiler (1994)
Maaile (1995)
Seke Seke (1997)
Alavara (1999)
Mekânım Datça Olsun (1999)

(dogankitap.com.tr)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 18.09.2009 - 11:22





2 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli