2002 yazinda mardin,gaziantep ve şanlıurfayı gezme fırsatım oldu.. En ilginç yaşadıklarım ise mardin'e ait..
GÜNDÜZ MEZARLIK, GECE GERDANLIK....
Mardin için bu bir sözmüş..Mardin'i böyle tanımlıyorlar. gerçekten doğru..gündüzleri in cin çift kale maç yapıyor nerdeyse..(ya da büyük şehirde yaşayan bana göre mi öyle geldi bilmiyorum) gece ise o kadar güzel ışıklandırmalar yapılıyor ki, sıra sıra,, gerdanlık gibi gerçekten halbuki benim gittiğim zamandan bikaç sene önce ilk trafik ışıkları konmuş.. :-)) Bu da ilginç tabii
mesela bir ziyarete gitmek için çiçek alacağız.. Mardinde 1 tane çiçekçi varmış, ordan aldık :-) tabi şimdi rekabet artmış olabilir...
polis olarak mardinde görev yapan kuzenimi ve onun misafirleri olan bizi, bir AÐA evine yemeğe çağırdı .. Ağa ki ne ağa..
ağanın evinde ben diyeyim 20, siz deyin 30 kişi var.. salondayız ama sadece erkekler var salonda.. Allah allah diyorum bu evin kadını, kızı yok mu :-))
neyse velhasılı kelam bizi yemek için bir odaya aldılar.. Odada hiç bişe yok.. sedir gibi bişey var..Birde klima var. ehehe teknolojiyi yakalamış ağa.. plazma ekran filan vardı salonda bi de.. sofra yer sofrası tabii kii.. ve sofrada yok yok :-) züperr.. ama gel gör ki kuyruk yağı orda olmazsa olmaz.. bizde şehrin kibar insanları olarak, zeytinyağıyla besleniyoruz, taş çatlasa tereyağı.. haliyle yemek pek bana göre değil.. çünkü yemekler yağdan parıl parıl parlıyor :-) fakat aldığımız eğitim gereği, misafir umduğunu yer dedik, ucundan köşesinden yedik :-) Allahtan ayran vardı da, mideyi bastırıyordu.. fakat dikkatimi çeken birşey var Ki; orada bizim yemeklerimizi koyan, hizmet eden erkekti,ağanın bilmem kaçıncı oğlu. ortada hala kadın yok :-( alla alla ilginç diyorum.. ayrandan bi yudum içiyorum, er kişi tamamlıyor bardağı.. olmaz diyorum, yok yenge ye diyo.. (ben bekarım tabii, yenge lafı hoşuma gitmedi, yaşım 19 çünkü :-) birşey diyemedim fakat ayran içe içe bayılcam.. zaten kaburga içinde pilav yemişim en yağlısından.neyse artık reddettim.. alışılageldiğimiz şekilde evin kızı olarak sofra toplama ve bilimum ameleliklere alışkın olduğum için bikaç tabak çanak alıp mutfağa geçtiğimde... AMAN ALLAHIMMMM... zabahtan beri nerde olduklarını düşündüğüm kadınlar,kızlar,çocuklar mutfakta... bissürüler :-)) o ara biri tuttu, aman hanımım sen naptın, biz toplarız dediler.. yahu olur mu biz hep yapıyoruz bu işleri dedim. yok, aldılar elimden..
mutfakta bir kızcağız vardı (birçok vardı da,dikkatimi o çekti); eteğine bi çocuk yapışmış, bi tanede kucağında..kardeşlerin mi dedim..yok abla, benim bebeler dedi, bi tanesine de hamileymiş.. kızın yaşı küçücük.. ben çok şaşırdım haliyle.. sohbete başladık, bizi çok erken evlendiriyorlar dedi. hani biliyorduk erken evlendiklerini ama bu kadar olduğunu tahmin etmiyordum. beni sordu. (o zaman üniversite 3'e geçmişim) okuyorum dedim. kız ağlamaklı oldu, bizi okutmadılar dedi, senin yerinde olmak için herşeyimi feda ederdim dedi. ne yapacağımı şaşırdım kaldım.. bende "sende yuvanı kurmuşsun bak, anneliği tatmışsın, biz evde kaldık" diye şakayla geçiştirip, güldürdüm onu.. Ve içim parçalandı.. Yurdumuzun bir bölümü hala bu şekilde yaşamakta..hiçbirşey ankara, istanbul gibi değil.. Devlet ihmal etmiş oraları.. Umarım şimdi adımlar atılmıştır.
Bu arada ilginç bir not; ağanın evinde ağa denilen zatın babası hakkında züper dedikodular dönüyordu (onada ağa diyolar, gerçek ağa hangisi, bilemedim ) bu ağa dede 85 yaşında imiş ve çocuklarına küsüp evden kaçmış.. Sebepse; BEN KARI İSTİREM..(aynı şener şenin filmindeki mevzu ) çocukarıda kızıyorlar, yeter bu kaçıncı diye.. ehehehe.. ve bu ağa dedenin büyük büyük karısı olan hanım ağa, kocasına kıyamamış ve kendi elleriyle kocasıan çıtır eş kendine çıtır kuma aramaya koyulmuş...
Hey Yarabbim.. Trajikomik... Ağlasak mı gülsek mii..
Fakat arkadaşlar, Mardin kesinlikle görülesi bir yer, MEDENİYETLERİN EŞİÐİ, ilk insanların ilk yaşadıkları yer olduğunu dair bilgiler verilmişti bana orda, ne kadar doğru bilmiyorum ama eski bir yerleşim yeri olduğu ve medeniyetlerin varisi olduğu kesin.. Mağaralara oyularak yapılmış taş evler, çorak topraklar, sıcak bir hava, kiliselerin (hatta farklı mezheplere ait kiliseler dahi) camilerin bir bütün oluşturduğu bir yer..
Zaten oldum olası batıdan ziyade doğu ilgimi çekmiştir.. Sadece ülkemiz için değil, dünya içinde öyle.. Eyfel kulesinden, Piza kulesinden ziyade Çin seddi, Mısır Piramitleri Daha ilgimi çekmiştir her zaman... Çünkü ben insanlığın doğuşundan, bugüne kadar gelişinde doğunun ana rol oynadığını düşünüyorum.. Çünkü batı, Doğu'nun medeniyetini öğrenerek, geliştirmiş ve medeniyeti kendine mal etmeyi başarmıştır.....
Bir başka Doğu, Ortadoğu, OrtaAsya gezimi paylaşmak dileğiyle.. (umarım gidecek para ve zaman bulabilirim B) )