Masallar
#141
Gönderim zamanı 28.04.2009 - 20:19
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#143
Gönderim zamanı 01.05.2009 - 22:00
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#144
Gönderim zamanı 14.05.2009 - 06:12
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak,saksı larımız
artık sulanmayacak
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekâr yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine
Her şey tamam diyorsun,git?
Beni viran bir şehir gibi terket?
Haydi git
Dışarısı ispiyon?Dışarısı ihanet?
Seni bir gören olmasın,dikkat et..
Dostlukmuş?ölüme yürümekmiş?
Üstüne titremekmiş?vefaymış..
Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış..
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
-Oy benim yaralım-
Asıl sancı,uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış.
Gitmek istiyorsun,git?
Bir savaşçı asla vedalaşmaz
Durma git
Dışarısı dinamit?dışarısı enkaz
Şunu cbine koy,ne olur ne olmaz..
Eylül mağdurlarıydık, kimsemiz yoktu,
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk. .
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz
Artık bitti diyorsun,git. .
Kırılsın kapı-çerçeve,kırı lsın bu cam..
Sorma git
Dışarısı panik..dışarısı izdiham
Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam?
Ne çok fire verdik üstüste..
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse?
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize?
Kendini arıyorsun,git. .
Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan
Kalma git..
Dışarısı barut..dışarısı gardiyan
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..
Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile..
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım-maralı m
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek secenek kalıyor:güle güle
Beni öldürüyorsun,git. .
Kalmasın sende kahrım,kalması n derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim?
Yusuf Hayaloğlu
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#145
Gönderim zamanı 14.05.2009 - 06:14
neye elımı atsam hep bı hatıra goz onunde kalıyor !
Saklayamıyorum bi çok dagınıklığı insanlardan
sokağa çıkıyorum ,
cocuklar gülüyor.
utanıyor , yüzümü çeviriyorum .
Bir deniz kıyısına çöküyorum.
hava serin,
içim ısınıyor!
Millet Çekirdek yiyor,
benim yüreğim çıtlıyor.....
Sen git en iyisi,
ben nasıl olsa hayatı oyalarım .
Tutarım işsizliği bacağından sana musallat olmaz
ya da
devirip tüm acıları masama
birbir tembihlerım seni tanıyamazlar .
Sen git en iyisi
ben kalıp geceye nöbete dikilirim,
karanlık bulaşmasın sana diye.
Alıp çağresizliği karşıma,
gerekirse aglarım
''sadece bende kal ona hiç uğrama'' diye.
Sen git en iyisi
ben kalayım ardında.
hiç bi kötülük sana ulaşamasın,
ve dökülmesin gözünden bir damla yaş diye
parçalayayım zamanı , acıları , sensizliği !
Sen git en iyisi
Ben durup çalan telefonlara bakarım
elbet çalınır kapım
bi bakmışsın azrail gelmiş!
Ersin Hoşgenç
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#146
Gönderim zamanı 14.05.2009 - 06:16
O kadar yakıp yıkmışlığın varken hayallerimi; seni ait olmadığın düşlerimden çıkarıyorum. Masallar şehrini kendi ellerimle yaktım! Küllerini yolluyorum şimdi sana gözyaşlarımla...
Zor oldu evet, ağladım belki, canım yandı ama anladım! Meğer masallar şehrinde hep yalnızmışım, meğer yaktığım hayallerimmiş. Oysa ne çok yakışmıştın adımın yanına; ne güzeldi sana dokunmak, sarılmak... Sadece bir gün de olsa güne seninle uyanmak ne güzeldi..
Farklıydın…
Öyle sanmışım, oysa yanılmışım..
Aslında farklı olan sen değil benim hayallerimmiş.
Ben "bu aşk bir masal" demiştim, anlamamışsın…
Sen bir masalın galasını oynamışsın, ben yazdığım masalı yaşamışım..
Ey Sevgili şimdi bu Son Sahne...
EÐİLEBİLECEK YÜZÜN VARMI BENİMLE!!!...
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#147
Gönderim zamanı 14.05.2009 - 06:18
Gecelerce seni dü$ünüp, senin icin gözya$lari döktügüm o uykusuzluk girdabinda, zorla rüyalara aki$imda seni görmek icin cirpindim..hic olmazsa rüyalarda özlemimi gidermek icin yalvardim Allaha..
$imdi sen uzaklarda bir yerlerdesin, bense burada sensizlikle ba$ba$a.. $imdi seninle olmak vardi, gözlerinin derinliklerine dalip mutlulugu bulmak vardi.. Özledim… Cok özledim seni!
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#148
Gönderim zamanı 14.05.2009 - 06:19
Çırılçıplak duygularım, yalınayak düşlerimde….
Bir ben ağlayacağım,
Sen duymayacaksın o uzak ülkenin,uzak iklimlerinde.
Haykıracağım son sesiyle yüreğimin.
Bulutlar vurulacak göğümde.
Kanadı kırık bir martı çığlığıyla düşecek.
Telleri acıyla titreyecek içimin.
Ve ben…
Bitip tükenmez umarsızlığımla yine….
VE HEP
Seni düşüneceğim.
Sen belirirken gözlerimde; sözcükler düğümlense de,
yakasına yapışıp zamanın bu kez""seni seviyorum"" diyebileceğim.
Ne çare!...
Yoksun… Uzaksın…
Kim bilir hangi bedende,tende çözüldü,
Hangi yürekte açtı sevgin.? Kim bilir?….
Ama sen kapanmayan yarasın yüreğimde.
Dinmeyen göz yaşım…pişmanlığım, tükenmeyen umarsızlığımsın içimde.
Şimdi çok geç biliyorum.
Anlamı yok senli düşlerimin.
Yarım yamalak yaşadığımı sandığım günlerimin….
Gecelerimin. ..
Anlamı yok!
Anlamı yok ki....
yaşam bahçemde yeşerecek çiçeklerin.
Ne çiçekler yeşerdi…
Hiç biri "sen " olmadı benim için.
Hiç biri "seni seviyorum" dedirtemedi.
Ve sana söyleyemediğim söylemediğim, o sözcükleri kimseler duymadı benden.
Söyleyemedim.
Tuttuğum her elde ellerinin sıcaklığını,
Baktığım yüzlerde yüzünü aradım.
Bir kez değil … bin kez değil, inan binlerce kez yokluğuna ağladım.
Teselli olur mu ucu ucuna eklediğim sigaralar…
Teselli olur mu yaşlarımla yarışan yağmurlar…
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#149
Gönderim zamanı 14.05.2009 - 06:25
emeğine sağlık
#150
Gönderim zamanı 16.05.2009 - 05:13
Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.
Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana
Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa..."
Satırlarınızı okurken Pablo Neruda'nın "Bu Akşam En Hüzünlü Şiir" inden yukarıdaki dizeler geldi aklıma.
Hüzünsüz esinler dilerim.
#151
Gönderim zamanı 20.06.2009 - 14:31
göstermeyi de öğrenirler. Aşkı sıradan şeylerin tutsağı yapmak, onun
tutkusunu almak ve onu sonsuza kadar yitirmek demektir."
"Gerçek sevgi, kimin daha karlı çıkacağını düşünmeden bir insana vermeyi
düşünmektir."
"Engellere üzerinden aşılacak fırsatlar olarak bakarsak sadece çözüm
bulmakla kalmayız, kendimizin genel sorun çözme yeteneklerini de artırırız."
"Sevgi yetişmek için en verimli toprağı sunar bize. Sevgi eski yaraları
açmak değildir; onları kapatmaktır. Ayağa kalkıp yaşamaya devam etmek
demektir."
"Kalp; tutkularımızın yaşadığı yerdir. Çok narindir, kolayca kırılır, ama
inanılmaz derecede esnektir. Kalbi aldatmaya çalışmanın anlamı yoktur. Onun
yaşaması bizim dürüstlüğümüze bağlıdır."
"Yaşam sevgiyle de korkuyla da yürütülse her zaman bir serüvendir. Korku
yaşamın sınırlandırılması dır hayırdır. Sevgi yaşamın özgürlüğe
kavuşturulması dır. EVET deyin."
"Derdin ne kadar oturmuş, görünüşün ne kadar umutsuz, yanlışın ne kadar
büyük olduğu hiç fark etmez. Sevgiyi yeteri derecede anlamak hepsini yok
edecektir."
" Olgun insan pek çok yol, pek çok çözüm ve pek çok sonuç olduğunu bilir.
Sevgi kusursuzlukta ısrar etmez. Ama kim olduğumuz ve nasıl davrandığımız
arasındaki önemli ilişkiyi fark etmemizi gerektirir."
"Ne kadar akıllı yada duyarlı olursa olsun herkesin yanlışlık yaptığını ve
her halde de yapmaya devam edeceğini görüp bilmek rahatlatıcı bir şeydir. O
yüzden neden kusurlarımızı kabul edip insan soyuna katılmıyor ve rahatınıza
bakmıyorsunuz? "
"Kendilerine inananlar ve yaşadıkları ana güvenenler yaşamı en keyifli
bulanlardır. Bunlar, geçmişin pişmanlılar değil anıları depolayacak, bir yer
olduğunu ; geleceğin korku değil umutla dolu olması gerektiğini
öğrenmişlerdir. Ve bizim sadece günümüze ihtiyacımız vardır."
"Sevmekle geçen bir yaşam; asla sıkısı olmayacaktır. "
"SENİ SEVİYORUM demekten asla bıkmayın ve sakınmayın."
"Sadece kalp için hasat zamanı yoktur. Sevgi tohumu sonsuza dek yeniden
ekilmelidir. "
Leo Buscaglia
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#152
Gönderim zamanı 20.06.2009 - 14:38
gitmekle, yatakta nefis bir miskinlik fırsatından
vazgeçmis olursunuz. Kalkar kalkmaz hayat bin bir
seçeneği dayar burnunuzun ucuna... 'Ne giysem'
telaşından, öğle yemeğinde 'Ne alırdınız? 'diye
başucunuzda biten garsona, 'hangi kanaldaki filmi
izlesem' kararsızlığından 'bize oy verin'diye bağıran
partilere kadar her şey, herkes, her an sizi ısrarla
bir tercihe zorlar. Yastığınıza teslim olmuşsanız,
belki dışarda ışıl ışıl bir günden vazgeçmiş
olursunuz. Bahar esintileri taşıyan bir elbise belki o
gün yaşamınızı ışıldatabilecekken, ağırbaşlı bir
sadeliğe karar vermekle muhtemel bir tanışıklığı
tepersiniz. Belki yemediğiniz musakka, ısmarladığınız
izmir köfteden daha lezzetlidir. Ya da öbür kanaldaki
film, o anki ruh halinize daha uygundur. Ama yaşam,
vazgeçtiğiniz şeye ilişkin ipucu vermez. Geri dönüp, o
günü gökkuşağı desenli bir elbiseyle yeniden yaşama
şansınız yoktur. Bu seçim oyununda vazgeçtiğiniz şey,
seçtiğinizden daha değerliyse pişmanlık kaçınılmazdır.
Ama neyin değerli olduğunun kararı da yine size
aittir. Ve vazgeçtiğiniz şey bazen bir saray, bazen
şöhret sahnesinin parıltılı neonları da olsa, çoğu
zaman gözünüz hiç arkada kalmaz. Çünkü duvarlarına
sevdiğinizin kokusu sinmiş bir ev ya da sevdiğiniz
kadınla paylaşamadığınız bir saray sizin borsada kolay
feda edilebilir değerlerdendir. Hayata bir başka gözle
bakmayı öğrendiyseniz, bu seçimde kazandıklarını
sananlara yalnızca acıyarak gülümsersiniz.
Her şeyin sıradanlaştığı bir dünyada bazen kaybetmek
en doğru seçimdir.... Ve o dünyada en yerinde tercih;
vazgeçiştir.
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#153
Gönderim zamanı 20.06.2009 - 14:40
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#154
Gönderim zamanı 20.06.2009 - 15:07
Sen belirirken gözlerimde; sözcükler düğümlense de,
yakasına yapışıp zamanın bu kez""seni seviyorum"" diyebileceğim.
Hislerin sade ve net anlatımına diyecek birşey yok..Sadece bir temenni geliveriyor aklıma;
''Tüm sevgi dolu yüreklere geç kalmamış 'seni seviyorum' lar nasip olsun''
#155
Gönderim zamanı 20.06.2009 - 17:38
#156
Gönderim zamanı 28.06.2009 - 03:38
Hep orada mı kalıyoruz ne?..
Güzeldi...
Esininiz eksik olmasın.
#157
Gönderim zamanı 04.07.2009 - 04:40
Ömrümün neresindeyim bilemiyorum. .. Ama belli ki senin dokunduğun yerdeyim.
Hani yüreğimi titreten yeri... Ömrümün başı sandığım, hayatla sevişip yarınlara umut doğurdugum yeri...
Benim kadar kimsenin seveceğine inanmadığım zamanlarımdayı m.
Seni düşündüğüm saniyelerdeyim ve özlemine hasret ördüğüm dakikalarda. ..
Her saniye seninleyken sana kavuşmanın anında...
Hayatı gözyaşları, gülümsemeleri, en çok ta korkularıyla yaşadığım gecelerdeyim.
Biliyorum ömrüm boyunca hayata sataşacak kadar cesurum! ama seni kaybetmekten korkuyorum.. ..
Ne garip duygudur ki hayatı sahiplenmediğ im kadar seni sahipleniyorum hayatımda...
Belkide hayatın bir gün beni terkedeceğini bildiğimdendir. Sana öyle güvenmişim ki...
Senden önce ölmeyi isteyebilecek kadar bencilim...
Ölümün beni senden ayıracağından değil o ana kadar seninle yaşayamamaktan korkuyorum.. .
Bu yüzden hayatı senin uğruna açık arttırmaya çıkarabiliyorum. Buyurun.. .
Ortaya canımı koyuyorum!
arttırabilen var mı..?
alıntı
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#158
Gönderim zamanı 04.07.2009 - 04:45
Öyle bir gittin ki hem de;
Öyle bir gittin ki benden, bana sadece yolun açık olsun demek kaldı.
Yüreğimde ne yaş, ne acı, tebessüm dudaklarıma yapıştı kaldı.
Mevsimsiz bir ayrılıktı bu, kardan bihaber soğuk, yağmurdan bihaber yaşlar, güneşten bihaber yangınlar, bahardan bihaber papatyalar.. .
Öyle bir gittin ve beni öyle inandırdın ki bunun bir veda olmadığına, bana sadece beklemek kaldı.
Korkularımı verip, yerine umutlar ektiğin tarlarda çıplak ayakla yürüdüğüm bir hasat zamanıydı vedan.
Üzerine bastığım korkuların, toprağa karışıp bir gün yeniden hücrelerime yayılacağı bilimselliğinden uzaktı umutlarım.
Öyle bir gittin ki, vuslata aşktan daha bir aşktı bu gidiş...
Sana yüreğime çok gelen ne kadar ben varsa sundum...
Tut hadi!
Duy beni.
Öyle bir gittin ki benden, sen giderken bana sadece bunu kabullenmek kaldı...
Sustum...
Dudaklarma bir tebessüm takıldı kaldı...
Öyle bir gittin ki benden, bu yürek buna hiç inanmadı...
Kim ikna edebilir ki beni dönmeyeceğine....
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#159
Gönderim zamanı 05.07.2009 - 16:12
Millet Çekirdek yiyor,
benim yüreğim çıtlıyor.....
ne güzel laf yahu..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#160
Gönderim zamanı 07.07.2009 - 00:01
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Büyüklere Masallar... |
Siyaset | ebarah |
|
|
|
Bırakma Sevgilim; Masallar Mutlu Sonla Bitiyor... |
Şiirler | RedSnow |
|
|
|
Diyet masalları |
Sağlık | Haberci |
|
|
|
Karalama Defteri (Blog falan hikaye!) -> Masallar |
Geri Dönüşüm Kutusu | q414091564 |
|
|
|
babalar ve masallar... |
Komik Resimler | kara |
|
|
0 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli