İçerik değiştir



Büyüklere Masallar...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 1 yanıt verildi

#1 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 15.02.2011 - 10:00


Yılmaz Özdil: Büyüklere masallar...
Hurriyet yazarı Yılmaz Özdil yazdı...
Karınca yıllarca dirsek çürütmüş, okumuş, çalışmış, namerde muhtaç olmamak için didinmiş, zor günlere hazırlık yapmaya gayret etmiş...

Ağustosböceği ise, yan gelip yatmış, elde avuçta ne varsa satmış, orman tarihinde görülmemiş borca girmiş, vur patlasın çal oynasın, harcamış.

E okumak, çalışmak zor tabii...
Başta ayı, ne kadar gergedan, suaygırı, bufalo varsa, ağustosböceğini örnek almış, hep beraber har vurup harman savurmuşlar, dolçe vita... Ve, kış gelmiş.

Sahte cennete kar yağmaya başlayınca, “Ulan tufaya mı geldik” diye mırın kırın başlamış ağaç kovuklarında... Ağustosböceği bakmış ki, karınca kıymete biniyor, basın toplantısı düzenlemiş, “Etrafta o kadar fakir fukara varken, bu şerefsiz karıncaların karnı tok, sırtı pek, kamuoyunun vicdanına sunuyorum, garip gurebayı sömüren bi avuç elit bunlar” demiş.

Yandaş çakallar, kıçı açıkta gezen şempanzelerin fotoğrafını basarak, “Sizin giyecek donunuz yok, onlar sıcacık yuvalarında oturuyor, bu nasıl düzen?” makaleleri döşenmişler... Papağanlar, orman televizyonuna çıkıp, ağustosböceği ne dediyse, tekrar etmişler... Tilki ise, derhal yardımlaşma derneği kurup, makarna-bulgur kırıntısı dağıtmak için bağış toplamaya başlamış... Koyunlar hislenip ağlamış, kazlarla tavuklarla beraber omuzlara almışlar tilkiyi.

Şak...
Karıncanın yuvası basılmış!

Yeraltında 6 metreye inen dehlizlerin krokileri yayınlanarak “İşte derin yapılanma” manşetleri atılmış.

Kazı çalışmalarında “Ne oldum deme, ne olacağım de, sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince karıncalar balıkları” şeklindeki örgütsel doküman ele geçirilmiş... Akbabalar derhal olay yerine üşüşüp “İşte kanıtı, resmen istilaya hazırlanıyorlar” demiş.

Karınca tutuklanmış.

Ağustosböceği, “şark bülbülü” rumuzuyla “gizli tanık” olmuş... Karıncanın aslana suikast planı tertiplediğini, kuş ve domuz gribinin onun başının altından çıktığını, keneleri örgütlediğini, ayrıca, yuvasında yapılan aramada tavşanla zürafanın porno kasedinin ele geçirildiğini iddia etmiş... Telekulak olarak görevlendirilen baykuş, doğrulamış... Fil bile inanmış.

Karıncanın yakınları, Avrupa Hayvan Hakları Mahkemesi adına bilirkişi olarak duruşmaları izlemeye gelen La Fontaine’e “Senin gibi bilirkişinin taaa” diye tepki göstermişler... Ancak, La Fontaine “Saçmalamayın kardeşim, ben böyle bi rapor yazmadım, yazmadığım şeyleri yazmışım gibi eklemişler” deyince, La Fontaine’in raporuna “sehven” montaj yapıldığı ortaya çıkmış.

O sırada söz isteyen karga, ağzındaki peyniri düşürmüş gibi göstermek suretiyle, küçük düşürüldüğünü öne sürerek şikâyetçi olmuş. Tilki alkışlamış...
La Fontaine gözaltına alınmış.

Ağustosböceği Nuh’un gemisiyle dünya turuna çıkarken, sarı öküz karşılamış cezaevi kapısında karıncayı... “Anlattık o kadar, angus gibi dinlediniz, vermeyecektiniz beni” demiş

****************************************************


Şimdiki sarı öküzler, bu masaldaki sarı öküzler gibi değiller. Şimdikiler başka türlü öküz. Öküzün önde gidenleri.

 580023663830.jpg


#2 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 15.02.2011 - 12:53

Sevgili ebarah

Gerçekten de Eskiden Öküzler bile bir farklıydı.

Yıllar önce ben küçücükken Biri ''kır''(beyazımsı) öteki ''dor''(sarımtırak veya renkli manasında ) Olmak üzere Dayılarımın iki Öküzü vardı.

Hiçbirşeye hayır demeyen bu hayvanlar her zorluğ*gunöğüs gerer yorulsalar bile çatlayıncaya kadar (ölünceye) gıkları bile çıkmaz Her işe koşarlardı.

Harman zamanıydı.( Biçilmiş buğday demetlerinin, yere serilerek, Öküz veya atların çektiği. Altı keskin uclu çakmak taşları monte edilmiş,üstüne sürücünün bindiği adına ''Döven'' denilen geniş tahta ile buğday tanelerinin başakdan sökülme işlemi)
Her iki dayım; nöbetleşe Harmanın yağmur yağmadan kaldırılması için çalışıyorlardı. Öküzler dinlendirilmiyor acıktıkları zaman ayaklarının altından buğday başaklarını yiyerek devam ediyorlar arada da bir de su verilip susuzlukları gideriliyordu.
Akşama doğru durup dinlenmeden çalışan iki öküz de bir anda koşumları boşaltıp dayımın talimatlarını boşlayıp Mööö möö diye BAĞIRA BAĞIRA Harmanın dışına çıktığını gördük.(Öküzler sadece çatlama anında kısık bir sesle mööö der)
Büyük Dayım Eyvaah ''Döven'' Parçalandı Bu Öküzler hala ''boğa'' Öküzleşmemişler ki!! diye bağırdı.
Döven denilen Altı sivri ve keskin çakmak taşlı Tahta, Toprakla temas haline geldiği anda Çakmak taşlarının keskin uçları döküldüğü için körleşip işe yaramaz hale geliyormuş. Taşların keskinleştirilip Yenilenmesi bir günü alıyormuş
Döven gitti Harman bitti olmuştu.
Öküzler Öküz'ken bile bu ağır çalışma temposundan kurtulmanın zekice yolunu bulmuştu.

Haklısın. Eskiden Öküzler bile birbaşkaydı ama!!O masalda; ilk verilen Yılmaz Abinin bahsettiği Sarı öküzü vermeyeceklerdi.
Bu hata pahalıya mal olacak gözüküyor.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.02.2011 - 13:37






Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli