bu konuya 61 yanıt verildi

[dokuzharf]

Sorular soralım , cevaplar alalım.
Tarihimiz hakkında bilgilenelim , hazır tarihçi arkadaşlarda mevcutken

Benim merak ettiğim bir adam var mesela.
Kazıklı Voyvoda.
Hani şu Türk esirleri kazığa vurduran , işkence yapan insan.
Tarih derslerinde kısacık anlatmışlardı bize , tarihçi arkadaşların elbette fazla bilgisi vardır. Anlatırsınız değil mi ?

Sizin de merak ettiğiniz birşey varsa sorun , cevaplarlar belki kim bilir

[Denio]

bizim Vlad Drakul'dan bahsediyon sen yaaa...öldü o öldü

[shy]

Cidden bir de o hikaye var.
Yok adam ölmemişte vampir olmuşta geceleri gezermişte kan emermişte...

[DaaAnnK]

Vlad Drakul veya Kazıklı Volvoda veya Kont Dracula ilgili pek çok yazı forumumuzda mevcuttur

http://www.harabe.ne...?showtopic=3875

Ukelalaşmaya başlayan daaankk

[Can Ka No Rey]

Sevgili dokuzharf ' in sorulara , kazıklı voyvoda ile başlaması biraz enteresan olmuş

Psikopat mıdır nedir yoksa bu ?

[LaHesis]

Dokuz;nedense hiç merak etmemişim ben bu konuyu şimdiye kadar

[Poseidon]

Öncelikle böyle bir bölüm açtığı için dokuzharfe teşekkür ederim... Ben her türlü soruya bildiğim kadarıyla cevap vermeye hazırım yeterki sorun...

Eflak Voyvodası III.Vlad Tepeş ya da Drakul fark yapmaz..

II.Murat döneminde babası tarafınan osmanlıya rehin olarak verilmiştir. Fatih Sultan Mehmet ile birlikte ders almıştır. Osmanlıyı çok yakından tanıyan ve çok iyi türkçe bilen Vlad tepeş babası öldükten sonra Eflak'a voyvoda olarak atanmıştır. İlk başlarda düzenli olarak vergisini vermekte ve sadık bir vassal voyvoda gibi bütün sormululuklarının yerine getirmektedir. Bu arada belirteyim vergileri bizzat kendisi getirmektedir. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi ve buna mütakip diğer fetihlerle birlikte iyice büyümesi üzerine avrupada bazı vassal hükümdarlar osmanlıya karşı gizli bir ittifak peşinde olmaya başlamışlardı. Vlad tepeşte el altından osmanlı aleyhtarı faaliyetlere girişmeye başlamış ve vergilerini vermeyerek türkler üzerinde baskılar kurmaya başlayarak osmanlıya baş kaldırmıştı ... Neticesinde Fatih 1462 de Eflaka yürümüş ve tekrar Vlad'ı himaye altına almış Vlad Eflaktan kaçarak Lehistana gitmiş uzun bir süre orada kalmıştır. Daha sonra tekrar eflaka gelerek başa geçmiş nihayetinde osmanlılar tarafından 1476'da yakalanarak başı kesilerek istanbula yollanmıştır.

Şimdi gelelim bu adamın adı neden kazıklı voyvoda kaldığına... Hayattaki en büyük zevki işkence ile adam öldürmek olan Vlad'ın en sevdiği işkence yöntemi İnsanları kazıklara oturtmaktı.. Öyle ki macaristandan Eflaka gelen 300 kişilik bir öğrenci gurubunu sorgusuz sualsiz kazığa oturtmuştur. Ülkedeki bütün fakirleri toplatarak hepsine ziyafet çektirmiş ve daha sonra hepsini bir meydanda yakmıştır. Aslında işkenceleri arasında en iyisi belkide Kazıktı çünkü müthiş işkence yöntemleri ve ölüm teknikleri vardı bunları yaparken kişinin suçlu olup olmaması önemli değildi.. Kazıklı Voyvoda'nın anne ve bebekleri toplatarak kadınların göğüslerini kestirip tuz basmak, bebeklerin ağzılarınada o kesik göğüsleri sokmak gibi çılgınca işleri vardır... Kendisinin psikolojik sorunları olduğu kesindir... Fatih Sultan mehmet Eflak'a onu yakalamak için gittiğinde Fatih'e pusu kurmuş ve çok iyi türkçesi sayesinde kendisi osmanlı ordusunun içerisene kadar girmeyi başarmış ancak Fatih'e ulaşamamıştır. Osmnalı ordusuna cüzzamlı, hastalıklı kişileri sokarak bir biyolojik savaş taktiği uygulamışsada başarılı olmamaıştır.

Fatih Eflaka girdiğinde 20.000 Türkü kazıklara oturtulmuş bir şekilde bulmuştur ve Kazıklı voyvoda bunları bir kazık ormanı şeklinde dizmiştir. Fatih bu manzarayı gördüğünde sinirinden yanında bulunan kişilerden birine vurmaya başlamıştır ve orduda dehşete düşmüş ve galeyane gelmiştir, Fatih kesin emir vererek yakalanıp derhal idam edilmesini istemiştir. En nihayetinde ise eflaktan kaçan vlad tekrar eflaka geldiğinde yakalanarak idam edilmiştir...

Bundan 100 sene sonra ise onu örnek alan bir kişi daha çıkmıştır o da Korkunç İvan olarak bilinen Rus Çarı IV. İvan'dır....

Drakula muhabbeti ise bu kadar zalim ve kan dökücü olan bir kişinin efsaneleştrilmesinden ibarettir. Avrupalı yazarlar ve film yapımcıları drakula filmlerinde onu ilham almıştır...


Daha fazla bilgi için Zeynep Dramalı 'Tarihi Tersten Okumak'' kitabını öneririm...

[LaHesis]

neden merak etmemişim ki
ilginçti
teşekkür ederiz

[dokuzharf]

Öncelikle açıklamalarınız için teşekkür ederim
Kazıklı Voyvoda yada Vlad Tepeş , bu adam cani biri türklere eziyet etmiş ama hitler gibi acımasızmış o yüzden merak ettim kimdir diye. internette de araştırdım. Hemen hemen aynı bilgiler. Ama " Korkunç İvan olarak bilinen Rus Çarı IV. İvan'dır" , bu kısmı ilk kez gördüm. Voyvoda ve İvan'mı var sadece ? Başka örnekleri yokmu ki ? Konu güzel konu abi , ben korku filmi izleyemem , gözümü kaparım korku sahnesi geldiğinde. Anlatılınca daha bi iyi oluyo. Adam da korku namına birşey yok. Harbi sapık ruhluymuş. Şuna bak önce doyuruyo sonra yakıyo.


Arkadaşlar sormamışlar başka soru.
Ben izninizle bir soru sormak istiyorum. Tarihçisiniz bilirsiniz. Türk Tarih Kurumu ne işe yarar ? Mesela ben tarihle ilgili bir bilgi araştırmak istesem tarih kurumu bana yardımcı olur mu ? Tarihi öğrenmem için herhangi aktiviteleri var mı ? Bu konu beni aşar derseniz şöyle sorayım o zaman ; Tarih Kurumu sizce gerçekten çalışıyor mu ?

[Hyaman]

Kazığa oturtma işi de oldukça teknik bir hadise olup en sık kullanılan metod şudur:Kurban canlı iken kuyruksokumunun altından bir kesik açılır daha sonra aynı kesikten üstte ensede de bir tane yapılır.Daha sonra özel olarak hazırlanmış kazık alttaki delikten sokulur ve omuriliği hiza alarak yukarı doğru ittirilerek çıkartılır.Tüm bu işlem esnasında hayatta olan kurban daha sonra dikilen kazıkta can çekişerek ölür.

[S u N e e]

Ayrıntılı bilgi için teşekkürler VooDoo

Bu mesaj S u N e e tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.05.2007 - 18:39

[Poseidon]

Rica ederim...

Korkunç İvan'da en az kazıklı voyvoda kadar canilik konusunda nam yapmış birisidir. Öyle ki Stalinin emriyle mezarı açtırlımış ve ölüm nedeni araştırılmıştır. Yapılan otopside vücudunda civa kalınıtları bulunmuş ve bir hap kulandığına dair kalıntılara ulaşılmıştır. Aslında kendisi iyi bir adammış ama karısı ölünce ruh hali değişmiş ve kullandığı bir ilaç nedeniylede psikolojisi iyice bozulmuş paranoyak bir adam haline gelmiş öyleki sırf bu yüzden yani tahtında gözü olduğunu düşündüğü ve ülkedeki kendisine muhalif olanları öldürtmek için (Hitler belki gestapoları bu adamdan esinlenenerek oluşturdu) Opriçnina denilen birlikler kurdu. Bu arada kendisinin önemli bir özelliği vardır. Rusya tarihinde ''Çar'' ünvanını ilk kulanan kişidir.

Çar ünvanıda Roma imparatoru Sezar'dan gelir. Bununda ilginç bir hikayesi vardır. Rivayete göre İstanbul fethedilince Bizans imparatoru tacını boğaza atmıştır bu taç sürükleneren Karadeniz'e oradanda Rus kıyılarına vurmuştur. Bu efsanye dayanarak kendilerinin Roma'nın varisi ilan etmişlerdir (Ortodoks olmalarının sebbeide çok büyük tabi). Korkunç İvan'da kendisini Çar ilan ederek bunu sembolleştirmiştir.

Bir de İvan Zamarano vardı. Onada korkunç ıvan derlerdi... Şilili futbolcu İnter de oynarken Ronaldo ile manyak ikiliydiler ama bunun konumuzla ilgisi yok dip not düşeyim dedim...

Vodoo biraz bahsetmiş kazık olayından bende Osmanlıda kullanılan bir öldürme şeklini söyleyim Çengel Çiçeği denilen bir yöntem Nadir olmakla beraber Osmanlı imparatorluğunda görülmüş bir öldürme yöntemidir. Kurban sırtından büyük bir çengele asılarak halka teşhir edilirdi şanslıysa çabuk ölürdü ama ölmezse günlerce acı içinde inleyerek ölürdü...

[Poseidon]

Türk Tarih Kurumuna gelince bu biraz politik bir soru aslında ne iş yaptığı ne için kurulduğu aşikar ama bunu tam anlamıyla yerine getiriyor mu tartışılır. Kaldı ki yani bence 10 kişiye sorsak tarihi severmisin diye en az 5'i sevmem der sevenlerde işin alengirli muhabbetleri ilgisini çeker. Bu tabloya baktığımızda bence görevini tam olarak yerine getiremiyor. Birde TTK'nın Sözde Ermeni Soykırımı konusunda yeterince başarılı bulmuyorum. Tamam bütün arşivleri açtınız kitaplar bastırdınız ama hala dünyada ülkeler sırayla bu soykırım yalanını kabul ediyorlarsa burada bir zaaf vardır.

TTK başkanı Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu'nu bir konferansta dinleme şansı bulmuştum. Ermenilerin bu konunun propagandasını yaptığı en az 50.000 İnternet sitesinin olduğunu ve dünyada bilmem kaç dile çevrilmiş kitaplarının bulunduğunu söyledi. Bizim ise devede kulak kalacak bir şey.. Abiyane bir tabir ama bizim taktik ''Açtık bekliyoruz'' biz gitmiyoruz... Ya da uluslararası platformda bu işin aslının böyle olmadığını anlatamıyoruz.. Burada sadece suç TTK'nın mı tabiki değil ama ben bir zaaf olduğunu düşünüyorum...

Ben şimdiye kadar TTK'nın öğrencilere tarihi sevdirecek ya da tarih alanına çekecek herhangi bir aktivitesini görmedim... Sadece Öss'de ilk 100 girip tarih bölümünü seçene 250 ytl gibi bir burs veriyor o kadar...

Geçenlerde yazmıştım bu kadar malzemesi olan geniş bir tarihimiz var ama elle tutulur bir filmimiz ya da görsel bir yapımımız yok diye.. İstanbulun fethinden, Malazgirt Savaşından, Dandanakandan, çok eski tarihteki olaylardan vaz geçtim. Yakın tarihimizden doğru düzgün bir Kurtuluş savaşı filmimiz yok dünyaya tanıtabiliceğimiz... Bunun tek sorumlusu bence TTK'dır...

Son olarak çarpıcı bir örnekle cevabımı bitirmek istiyorum...

Bundan 2-3 ay önce sınıfta hoca bir konu anlatıyordu. Birden ermeni konusu açıldı hoca '' 700 bin ermeni kasten öldürülmüş diyolar'' dedi sınıftan birden bir uğultu yükseldi ''Hocam 1.5 milyon hocam 1.2 milyon'' falan diye... Hoca şöyle bir durdu,sınıfa baktı ve şunları söyledi..'' Arkadaşlar ne acıdır ki ermenilerin hedeflerine ulaşmasına az kalmış bakın Türk gençlerine dahi 1.5 milyon ermeni öldürdüler diye kabul ettirmişler ve bilinç altımıza bunu yerleştirmişler, oysa resmi ermeni tezi bile ölen ermeni sayısını 750-800 bin olarak söyler...''

Böyle işte artık siz karar verin TTK çalışıyor mu?... Bana kalırsa hayır...

[dokuzharf]

Peki Abi Tarihi sevdirmek için ne yapılmalı ?

[Poseidon]

Heytt abime bak be nasıl damardan damardan giriyor... Sevdim ben bu bölümü...

Abi tarih nasıl sevdirilir bu çok ama çok güzel bir soru...


Bir insanın tarihi sevmemesinin bence iki sebebi vardır... Ya lisede hocası çok kötüydü baydı nefret ettirdi... Ya da kişi gerçekten ilgisiz banane ye olmuş bitmiş diyen bir anlayış içerisinde...

Biri işi sevdirmenin en iyi yolu görsellik katmaktır... Hangi insan Havayi fişek gösterisini sevmez ya da hangi insan görsel efektleri bol olan bir filmi beyenmez... Sevmeyenler istisnai bir durumdur ki yapacak bir şey yoktur..

Yukarıda yazdım... Cennetin krallığı gibi bir İstanbul'un fethi filmi çekilse, Er Raynı kurtarmak gibi bir Kurtuluş Savaşı filmi çekilse, Bir Çanakkale Savaşı çekilse bu filmleri gişesi nasıl olur... Kurtlar vadisi Irak'ı en az ikiye katlar...

TTK'nın önderliğinde History Chanel vari bir kanal kurulsa ve belgeseller çekilse.. ( Hunları Göktürkleri v.s v.s anlatsa) bunlar olunca Türkiyede bir tarih devrimi olmaz illaki ama toplumun ilgisi artar... TTK'nın yayımladığı bir dergi vardır Belleten diye içindeki bilgiler altın gibidir ama sokaktaki vatandaş alıpta okumaz akademik bir dergidir... Halkın okuyabilceği bir dergi yayımlasalar insanların ilgisi artmaz mı?...

Atlas ve National Geographic dergiler öyle güzel haritalar hediye ediyolar ve öyle güzel materyallerle işliyorlar ki böyle konuları,hayran olmamak elde değil ama devletin kurumunda tık yok..

Bakın bu ay ki sayısı National Geographic;

http://www.nationalg...onu.aspx?Konu=1

Aslında burada en büyük görev Öğretmenlere düşüyor... Ben tarihe aşık bir adamım çok severim ama bazı hocalarımız varki illallah dedirtiyolar... Ama bazıları var ki keşke ders akşama kadar sürse diyoruz... Öyle güzel şeyler anlatıyolar ki... Örnek misal Yavuz'un Mısır seferini hocamız anlatırken ''işte gittiler yendiler geldiler tarih şu'' diye anlatmıyor... Yavuz'un başından geçen olaylar yolculuk sırasında meydana gelmiş olaylar kaynakların bahsettiği bu gün hadi oradan diyeceğimiz ama o zaman yaşanmış olayları harmanlayıp ilginç menkıbeler anlatıp ilgimiz öyle bir uyandırıyolar ki sanki adamın ağzından bal damlıyor...

Mesel Şu Çılgın Türkler kitabının 300 küsür basımı yapıldı. Millet ağlayarak okudu herkes merak etti böylemiydi diye... Bu kitap nasıl halkın ilgisini çekti roman oluşuyla milletin anlayacağı dilden yazılmasıyla... Onlarca kitap var Kurtuluş savaşı ile ilgili ama hepsi akademik dille yazıldığı için insanı sıkıyor... Diğer dönem tarih kitaplarıda aynı bunun için insan okumak istemiyor. Bide hocaların ben maaşımı alırım gerisine bakmam mantığıyla ders anlatması eklenince insan tarihten nefret eder hale geliyor...

Öğretmen işini severek yaparsa, Devletin kurumlarının desteği ile görsel açıdan mükemmel ciddi yapımlar yapılırsa bir kıpırdanma olur diye düşünüyorum...

[dokuzharf]

Bizim tarihçi 1800lerden gelmişti sanki. Adamın suratına bakamazdık korkudan. Öyle ciddi , öyle sert bakar ve öyle anlatırdıki konuları hiç dinlemezdik bile. Anca sınav zamanı ilgilenirdik konularla.

Başkasının yaptığıyla ilgilenmek daha çekici geliyor Türk Milletine. Yani ben öyle görüyorum. Amerika , İngiltere vs. tarihini anlatan filmleri daha çok seviyoruz. Senin de dediğin gibi kendi geçmişimize dair filmler yapılmıyor. Bundan birkaç sene önce geçmişimizle ilgili bir çizgi film yapılmıştı , gazeteler büyük olaymış gibi bahsetmişti bundan. Geçmişimizle ilgili çizgi film yaptık diye. Adını unuttum şimdi o çizgi filmin. Yahu bizim utanmamız lazımken sevindiriciymiş gibi verilmişti haber. geçmişimizin büyüklüğünü anlatan filmler yok ve olmayacakta öyle gözüküyor.

Bak mesela iyi yazmışsın "milletin anlayacağı dilden yazılmasıyla... " ibaresini. öyle kitaplar varki yahu üç kez okusam anlamıyorum. ( Zaten kafasızım ) Anca siz tarihçilerin anlayacağı dilde. Birde sen diyorsun ya biz bile sıkılıyoruz bazen diye. Düşün artık gerisini..

Dergilerden bahsetmişsin , Atlas ve National Geographic. Bu dergiler ne kadar ? Herkesin alabileceği fiyatta mı ? Hiç almadım ne yalan söyleyeyim.

Geçen günlerde yine bir konuda bahsetmiştik. Müzelerden. Müzelerin bakımsızlığı ve kimsenin gitmemesini. Türkiye'de müzecilikte iyi yerde değil sanırım ? ( Tarihle alakalı ya )

[shy]

Evet öncelikle çok ilginç bir konu olmuş ama kazık mazık

Madem Fatih döneminden başladık oradan devam edelim.Benim merak ettiğim Fatih Sultan Mehmet ile dönemin Papa sı arasında mektuplaşmaların olduğu ve hatta doğru ise Papa nın Fatih'e müslümanlığı bırakması karşılığında Roma nın anahtarını vereceği şeklinde mektubu ya da mesajının olduğu.

Efendim merakla bekliyoruz.

[Lavinia]

burası harika olmuş yav

Poseidon bilgiler için çok sağol

[Poseidon]

Öncelikle Kudi'nin sorusuna cevap vereyim...

Fatih İstanbul'u feth edince dünyada bir deprem etkisi yaratmıştı öyle ki bugün dahi üstlerinden bunun etkisini atamamışlardır.. Hıristiyanlar bu olayı bir kıyamet alameti olarak görmektedirler...

Fatihle papa arasında bir mektuplaşma olduğu söylenir ama bunun bir kanıtı yoktur... Yani en azından Fatih e ulaşmış bir mektup ya da Fatih tarafından yazdırılmış bir mektup yoktur... Rivayete göre ise papanın Fatihi yazmış bolduğu bir mektup vardır ama bu fatihe ulaşmamıştır.. Bu mektupta şöyle bir ibare kullanılmıştır... '' Dünyanın hakimi olmak için size gereken bir kaç damla sudur..'' yani vaftiz olması...

Aslında fatihin portresini yaptırması( bu da bir muammadır Bellini Fatihi görmemiştir bile anlattıkları kadarıyla çizmiştir...) yada hıristiyanlara dokunulmaması yönünde fermanlar yayınlaması v.b şeyler onun hıristiyanlığa eğilimli bir padişah gibi gösterilmesine yol açmıştır... Oysa ki kendisi çok iyi bir müslümandır kaldı ki hocalarının Akşemseddin, Molla Yegan ve Molla Gürani gibi devrin İslam alimleri olması ve bunlara çok büyük saygı göstermesi onun nasıl bir müslüman olabilceğinin kanıtıdır. Hıristiyanlar için yaptıkları o dönem itibariyle stretejik bir hamle ve Osmanlının hıristiyanlara Müsamaha göstermesi ile ilgilidir ( Bakın hoşgörü demiyorum neden diye birisi sorarsa bunuda açıklarım...)


Dokuza;

Atlas ve National Geographic 5 ytl... Bu arada linke tıkladıysanız Makale yazan benim hocamdır Erhan Afyoncu sıkı fenerlidir...

Müzelere ayrı bir başlık açmak lazım be abi... Aslında buradan T.C.'nin tarihine ne kadar önem verdiğini anlayabiliriz... Keşke düzelse hepsi...

[Poseidon]

Rica ederim lavinia siz yeterki sorun ben bildiğim kadarıyla her zaman yanıtlarım...

Bu mesaj Poseidon tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.05.2007 - 22:37