İçerik değiştir



- - - - -

Düşündürücü Ayetler..


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 30 yanıt verildi

#1 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 24.01.2007 - 01:12


(bu ayetleri istediginiz mealden kontrol edebilirsiniz. )

eger bizim inanmamamızı saglayan allahsa neden bizi kendi yaptıgı sey yuzunden yakıyor..

enam 39 Ayetlerimize yalan diyenler karanlıklar içinde bir sürü sağırlar ve dilsizlerdir. Kim dilerse Allah onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru bir yol üzerinde bulundurur.
enam 125 Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır.
secde 13 Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: "Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!"
yunus 99 Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mü'min olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?



allah neden bir kulunu digerinden ustun yaratarak/yarattıgını soyleyerek dunyadaki ilk adaletsizliği yaratmıştır?


nisa 3. Eğer yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helal edilen kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın ve eğer bu takdirde adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir kadın ile veya sahibi bulunduğunuz cariye ile yetinin. Bu, azmamanız, haksızlık yapmamanız için daha elverişlidir.
nisa 7. Anne-baba ve en yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır. Kadınlara da anne-baba ve en yakınların bıraktıklarının azından da çoğundan da farz edilmiş bir pay vardır.
nisa 11. Allah sizlere, miras taksiminde çocuklarınız hakkında, erkeğe iki dişi payı verilmesini emrediyor. Eğer hepsi kız olup da ikiden fazla iseler, bunlara bırakılan malın üçte ikisi; eğer tek bir kız ise o zaman yarısı verilir. Eğer ölen kişinin çocuğu varsa anne-babasından her birine altıda bir, şayet çocuğu yok da anne-babası mirasçı oluyorsa annesine üçte bir, eğer ölenin kardeşleri de varsa o zaman annesine altıda bir verilir. Bunların hepsi ölenin yapmış olduğu vasiyetin yerine getirilmesinden veya borcunun ödenmesinden sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu siz bilmezsiniz. Bütün bunlar, Allah tarafından birer fariza olarak takdir edilmektedir; muhakkak Allah bilendir, hikmet sahibidir.

nisa 15. Kadınlarınızdan zina edenlerin aleyhlerine dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, ölüm onları alıp götürünceye veya Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde hapsedin.
nisa 16. Sizlerden zina edenlerin ikisine de eziyet edin. Eğer tevbe edip kendilerini düzeltirlerse, onları cezalandırmaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tevbeleri kabul eden, daima merhamet edendir.
siz müminler hep birbirinizden sayılırsınız.

nisa 34. Erkekler, kadınlar üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkardırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün. İtaat ettikleri halde onları incitmek için bahane aramayın. Çünkü Allah, çok yüksek çok büyüktür.
nisa. 128 Eğer bir kadın kocasının serkeşliğinden veya yüz çevirmesinden endişe ederse, barışarak aralarını düzeltmelerinde bir mahzur yoktur. Anlaşma her zaman hayırdır. Nefisler ise kıskançlığa hazırlanagelmiştir. Eğer arayı düzeltir ve geçimsizlikten sakınırsanız şüphe yok ki, Allah yapacağınız her şeyden haberdardır.


nisa 176. Senden fetva istiyorlar. De ki: "Allah, babası ve çocuğu olmayan kişinin mirası hakkında size şöyle fetva veriyor: "Eğer çocuğu olmayıp bir kız kardeşi olan bir kimse ölürse, bıraktığının yarısı kız kardeşine kalır. Eğer kız kardeşinin çocuğu yoksa, bu erkek kardeş ona varis olur. Eğer iki kız kardeşi varsa, bıraktığının üçte ikisi bunlara kalır. Eğer erkekli dişili kardeşleri varsa, o zaman erkeğe iki dişi payı kadar düşer" Allah, size şaşırıyorsunuz diye bunları açıklıyor. Allah, herşeyi bilendir.

Bakara. 228 Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Yalnız, erkekler için onların üzerinde bir derece vardır.
Bakara. 282 Erkeklerinizden iki şahit gösterin. Eğer her ikisi de erkek olamıyorsa o zaman doğruluğuna güvendiğiniz bir erkekle iki kadın şahit olsun ki, biri unutunca diğeri hatırlatsın.

ali imran. 14 İnsanlara, kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, cins atlar, davarlar, ekinler gibi zevklerin sevgisi, çekici hale getirildi. Fakat bunlar, dünya hayatının geçici nimetleridir. Oysa Allah, akibet güzelliği, O'nun yanındadır.

rahman. 56 O cennetlerde önlerine bakan öyle dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmamıştır;
rahman. 70 İçlerinde dilberler, güzel kadınlar vardır;
nur. 31 Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar, ırzlarını korusunlar: görünmesi zaruri olanların dışında zinetlerini açmasınlar....
nebe. 31 Şüphesiz, takva sahipleri için bir kurtuluş ve murada erme var, bahçeler var, bağlar var, turunç göğüslü yaşıt (kızlar) var.



allah birazda acımasız sanki..

nisa 56. Ayetlerimizi tanımayan kafirleri, onları kuşkusuz, yarın bir ateşe yaslayacağız. Derileri piştikçe azabı duysunlar diye kendilerine değiştirmek üzere başka deriler vereceğiz. Çünkü Allah, izzetinin sonu olmayan bir hikmet sahibidir.


yok yok cok acımasız..

tevbe. 5 O haram aylar çıkınca artık müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun! Eğer tevbe edip namaz kılar ve zekatı verirlerse, onları serbest bırakın; çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir.
tevbe 14 Onlarla savaşın ki, Allah onları sizin elinizle cezalandırsın, rezil etsin onları, yardımıyla sizi onlara karşı zafere erdirsin, mü'min bir topluluğun yüreklerine su serpsin,
tevbe 20 İman edip hicret etmiş ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad etmiş kimseler, Allah katında en büyük dereceye sahiptirler ve işte muradına erenler onlardır.
tevbe 19 Yoksa siz, hacılara su temin etmeyi ve Mescid-i Haram'da umreciliği, Allah'a ve ahiret gününe inanıp da Allah yolunda cihad edenin işi gibi mi tuttunuz? Bunlar, Allah katında eşit olmazlar. Allah, zalimler güruhunu doğru yola iletmez.
tevbe. 29 Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram ettiğini haram tanımayan ve hak dinini din edinmeyenlere küçülmüş oldukları halde kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın!
tevbe 41 Gerek hafif, gerekse ağırlıklı, hepiniz istisnasız savaşa çıkın, mallarınızla canlarınızla Allah yolunda cihad ediniz! Eğer bilir takımındansanız, bu sizin için hayırdır.
tevbe 44 Allah'a ve ahiret gününe imanlı kimseler, mallarıyla ve canlarıyla cihad edeceklerinden senden izin istemezler ve Allah, o takva sahiplerini bilir.
tevbe. 111 Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını, cennet kesinlikle kendilerinin olması pahasına satınaldı. Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu Tevrat'ta da, İncil'de de, Kur'an'da da Allah'ın söz verdiği bir vaaddir. Allah'tan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız bu alışverişten dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur.
bakara. 154 Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin, hayır diridirler, fakat siz sezmezsiniz.
bakara. 191 Onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın. O fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. Yalnız Mescid-i Haram'ın yanında, onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın! Fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa, hemen onları öldürün. Kafirlerin cezası böyledir.
bakara 216 Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.
bakara. 218 İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler; şüphesiz bunlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
bakara 244 Allah yolunda savaşın ve bilin ki şüphesiz Allah hakkıyla işitendir ve hakkıyla bilendir.
bakara 261 Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
ali imran. 157 Andolsun ki, eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz kesinlikle Allah'ın bir bağışlaması ve rahmeti, onların dünyada kalıp toplayacakları şeylerden daha hayırlıdır.
ali imran169 Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar.
nisa. 74 O halde seferber olun da o geçici dünya hayatını ahiretin ebedi hayatı karşılığında satacak olanlar çarpışsın! Her kim Allah yolunda çarpışır da, öldürülür veya üstün gelirse, her iki surette de Biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz.
nisa. 89 Kendileri küfre saptıkları gibi, sizin de sapmanızı isterler ki eşit olasınız. O yüzden onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar onlardan dost edinmeyin; aldırmazlarsa bulunduğunuz yerde kendilerini yakalayıp öldürün ve onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinin!
nisa. 91 Diğer bir takımını da hem sizden emin kalmak hem de kendi milletinden güven içinde olmayı ister halde bulacaksın. Fitneye sürüklendikçe de döner döner içine atılırlar. Eğer bunlar sizden çekinmez ve barışa yanaşıp saldırıdan geri durmazlarsa, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayıp öldürün. İşte bunların aleyhine size açık bir yetki verdik.
maide. 33 Allah'a ve peygamberine karşı savaşmaya kalkışan ve yeryüzünde bozgunculuğa çalışanların cezası, öldürülmelerinden veya asılmalarından veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesinden veya bulundukları yerden sürülmelerinden başka bir şey olmaz. Bu, onların dünyada çekecekleri bir zillettir. Ahirette ise kendilerine büyük bir azap vardır.
maide. 35 Ey iman edenler, Allah'tan korkun, O'na yaklaşmaya vesile arayın, O'nun yolunda cihad edin ki, mutluluğa erebilesiniz.
enfal39 Siz de, ortalıkta hiçbir fitne kalmayıp din tamamıyla Allah'ın dini oluncaya kadar onlarla cihad edin! Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki Allah yaptıklarını görür.
enfal 65 Ey peygamber, mü'minleri cihada teşvik et! Eğer sizden sabreden yirmi kişi olursa ikiyüz kişinin üstesinden gelir ve eğer sizden yüz kişi olursa o küfredenlerden binini alteder. Çünkü onlar, gerçeği kavrayamayan anlayışsız bir topluluktur.
enfal 74 İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihada gidenlerle onları barındırıp yardıma koşanlar, işte onlardır gerçek mü'minler. Onlara bi bağışlama ve bol rızık vardır.
furkan 52 Madem ki, yalnız seni gönderdik. O halde kafirlere uyma ve bununla (Kur'an ile) onlara cihad et, büyük cihad!
ankebut. 6 Cihad eden yalnızca kendi hesabına cihad eder;çünkü Allah, bütün alemlerden müstağnidir.
ankebut. 69 Bizim uğrumuzda cihad edenlere gelince, elbette Biz onlara (Bize ulaştıran) yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah, her zaman iyi davrananlarla beraberdir.
ali imran 142 yoksa siz; Allah, içinizden cihad edenleri (sınayıp) ayırt etmeden ve yine sabredenleri (sınayıp) ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
nisa 84. Onun için Allah yolunda çarpış. Ancak nefsinden başkasıyla yükümlü değilsin! Mü'minleri de çarpışmaya teşvik et; umulur ki Allah o küfretmekte bulunanların baskılarını defeder. Allah baskıca daha zorlu, azap vermek bakımından da daha şiddetlidir.



bakara.85 Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Şu halde içinizde böyle yapanlar sonuçta dünya hayatında rüsvaylıktan başka ne kazanırlar? Kıyamet günü de en şiddetli azaba kakılırlar. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.

#2 Ziyaretçi_jakobe_*

Ziyaretçi_jakobe_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 25.01.2007 - 00:16

bu yazı çok uzundur okunma ihtimali %0,1 dir.

beni tanıdınız mı? üye adınız tanıdık geldi de...başka bir steden ((:blush:

enam 39 Ayetlerimize yalan diyenler karanlıklar içinde bir sürü sağırlar ve dilsizlerdir. Kim dilerse Allah onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru bir yol üzerinde bulundurur.
 


Bu ayette bir absürtlük yoktur. Allahın ayetlerine inanmayanlar sağır ve dilsiz diyor. mecaz var. yani her şey anlatılmış duymazsan sağır ve dilsizsin diyor.
Kuran-ı Kerimin ayetlerini yalanlayanlar, algılama cihazları işlemez hale geldiği için bu yalanlama eylemine girişiyorlar. Onlar sağırdırlar, kulaklarına gelen sesleri işitemezler; dilsizdirler, konuşamazlar; karanlıklar içinde bocalıyorlar, göremezler.
kim dilerse allah onu şaşırtır. zorla inandıracak değil heralde.. kim hidayete ermek isterse de onun kalbini de imana açar.

enam 125 Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır. 


Allah kime doğru yolu takdir ederse -doğru yola ulaşmayı isteyen ve deneme amacıyla kendisine verilen seçme özgürlüğü arasında O'na yönelen kişiye ilişkin geçerli kural uyarınca- "göğsünü İslâm'a açar" ufkunu genişletir, kolaylıkla ve istekle İslâm'ı kabul etmesini sağlar. Onun hareketlerini yönlendirir, ona güven verir. Böylece İslâm'la huzur ve rahata kavuşur.

Kimin içinde sapıklık dilerse -doğru yoldan kaçan ve fıtratını ona kapatan kimsenin sapmasına ilişkin geçerli kural uyarınca- "göğsünü sanki göğe çıkıyormuş gibi, dar ve tıkanık yapar." O doğru yola kapalıdır, duyu organları körelmiştir, bu yüzden İslâm'ı kabul etmekte zorlanır, sıkılır; "Sanki göğe çıkıyormuş gibi." Bu göğe yükselirken meydana gelen nefesin daralması, göğsün sıkılması ve baygınlık geçirilmesi gibi somut bir şekilde ifade edilen psikolojik bir durumdur. Hafs okuma tarzında olduğu gibi " "çıkıyor" kelimesinin yapısı da bu zorluğu, tıkanmayı ve çabayı ifade etmektedir. Vurgusu da tüm bunları akla getirdiği gibi gözler önüne serilen sahne pratik durum ve bir tek melodideki bu sözlü ifadesiyle de uyum oluşturmaktadır.

Sahne yerinde bir değerlendirmeyle son buluyor

"Bunun yanısıra Allah inanmayanları iğrençliğe mahkûm eder."

İşte böyle... Yüce Allah'ın kaderinin doğru yola ulaşmasını istediğinin göğsünü açmak ve sapıtmasını istediğini zora sokmak, çabalatmak ve eziyet etmek şeklinde cereyan etmesi gibi... Allah inanmayanları bu şekilde azaba mahkûm eder. Ayette geçen "Rics" kelimesinin bir anlamı, azap olduğu gibi biri de iğrençliktir. Her ikisi de sahnede yer alan azaba renk katmaktadır. Bu sahne giderek azaba bulaşmakta, ona dönüşmekte, en sonunda, ondan ayrılmaz bir duruma gelmektedir. İfadede verilmek istenen mesaj da budur zaten.

fizilalil kuran dan alıntı.

secde 13 Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: "Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!"
 


Allah insanlara hür irade vermiştir. cehennemi sapıklığı seçen ve cehenneme götüren yolu izleyen cin ve insanlarla doldurmayı, değişmez bir hüküm olarak belirlediği kaderde yazmıştır...bunda da absürt bir durum yok.

yunus 99 Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mü'min olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?
 


bu ayette hele hiç bir absürt durum yok ki. Allah dileseydi herkes inanırdı. yani hz. muhammede diyor inanmayanları sen zorla mı inandıracaksın. zorla olmaz ki. insanlar kendi hür iradeleri ile inanacaklar. peygamber sadece tebliğ eder.

sonuç şudur ki...Allah diledğini saptırır dilediğini hidayete erdirir. O'nun her şeye gücü yeter. Her şeye gücü yeter demek her şeyi yaptığı anlamına gelmez.
Allah diledğini hidayete erdirmek ,dilediğini de saptırmak gücüne sahiptir. ama bu güce sahip olmak demek bu gücü kullandığı anlamına gelmez.Allahın sıfatlarından biridi de "adil" dir.
kimseye haksızlık yapmaz. eğer bir insan sapmayı istiyorsa Allah da onu saptırır. eğer inanmak istiyorsa inandırır.
Allah sapmak isteyenin sapkınlığını artırır. inanmak siteyeni de inandırır.
konu ile ilgili ayetleri bütün olarak ele aldığımızda -ki almamız gerekir- bu sonuç çıkar.

nisa 3. Eğer yetimlerin haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız, size helal edilen kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikahlayın ve eğer bu takdirde adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir kadın ile veya sahibi bulunduğunuz cariye ile yetinin. Bu, azmamanız, haksızlık yapmamanız için daha elverişlidir.
 


öncelikle kurandan bir hüküm çıkaracaksak eğer konu ile ilgili bütün ayetleri toplamamız gerekmektedir.
kuran bu ayette diyro ki dört kadınla evlenebilrisiniz. dikkat edilirse bu ayet yetimlerden bahsedilirken söylenmiş dört kadınla evlenmek hususu.
dört kadınla evlenebilirsin demiş ama bu bir farz (emir) değil. yani her müslüman dört kadınla evlenmek zorunda değil. bu sadece "olabilirlik" belli şartlar oluştuğunda oluşan olabilirlik. Ancak ayet demiş. adaletle hükmedemezsniz bir kadınla yetinin. yani her kadınlara bakmak,sevgi,ilgi konusunda adalet şartı getirmiş ayetler açıkça.
Ayrıca şunu da belirtmem gerkecek ki islamdan önce erkek istediği kadar kadınla evlenebiliyordu.!!!!daha sonra gelen ayetlerde demiş ki.
"ne kdar uğraşsanız da adalet sağlayamazsınız." bu ayetin de buraya alınması lazımdı.
yani islamda erkek şeyinin keyfine dört kadınla evlenemez. belli şartlar vardır. zaten dört kadınla evlenenlere bakıldığında şeyinin keyfine evlenmiştir ve genelde cahil insandır.
bir müslüman şeyinin keyfine dört kadınla evlenmez. islam tek eşliliği tavsiye eder.

peşinden gelen ayetlerde:

İki karısı olup, birini diğerine tercih ederek, birini bırakıp diğerine büsbütün meyleden kimse kıyamet günü vücudunun düşük bir tarafını çekerek veya bir tarafı felçli olarak mahşere gelir." ayetini dikkat etmek gerekir.

çok kadınla evlenme o zamanlae resmen dağılan insan yerine konmayan kadınları sahiplenme adına gerçekleştirilmiştir.

islamın geldiği çağda kadın dünyadak hemen hemen bütün milletlerde aşağılık değersiz bir mahluk olarak görülüyrdu. resmen esirdi.
Eski hint hukukuna göre kadın evlenme miras ve diğer olaylarda hiç bir hakkı yoktu.
kadının zayıf ve kötü bir ahlaka sahip olduğu kabul ediliyordu.

Budizmin kurucusu buda ilk başlarda kadınları budizme kabul etmiyordu. bir çok tereddütten sonra kadınları dine kabul etti ancak bunun budist toplumu açısından tehlikeli olduğunu söylemiştir.
israil hukukuna göre kızlar babalarının vinde bile hizmetçi gibidirler.babaları onları istediği gibi satabilir.
boşanma hakki keyfi olarak kocaya aittir. kızlar başka bir varis yok ise mirasa hakk kazanır.
islamla birlikte kadın değer buldu. Dul kadın kendinden sorumldur ve evliliğe kendisi karar verecektir. kızlara evlenmek istermisin diye sorulmadan evlendirilirdi.islamda kızlar izni alınmadan evlendirilemez.!!! kızlar islamla değer buldu!!!

hisse meselesinde: islam erkeğe fazla pay vermiştir evet ama bunun sebebi kadını küçük görmekten gelmemektedir.
erkek çocuklara bakmakla yükümlüdür!!!
ayrıca anne baba dede nine mirasta eşit pay alırlar. sadece kız kardeş az pay alr.

-burası alıntı- akademik titri olan hayrettin karamandan alıntı.

Kur’an-ı Kerim bütün kadınlara her durumda, erkeğinkinin yarısı kadar miras hissesi vermiyor. Mesela bir kimse ölüp de mirası paylaşılırken anne ve babası hayatta ise ikisine de eşit olarak altıda birer hisse verilir. Miras paylaşımında ölenin kızları ile oğulları bulunursa bu durumda kızlara, oğul hisselerinin yarısı kadar pay verilir. Ama buna karşı kızların mali yükümlülükleri azaltılmış, buna karşı erkeklere ’askerlik, mehir, yalnızca karı ve çocuklarına değil, yakından uzağa akrabasına nafaka yükümlülüğü, akrabanın ödeyeceği bazı kaza tazminatlarına katılma’ gibi malî (mal ve para harcama ile yapılan) yükümlülükler getirmiştir. Sonuçta kızlar, erkek kardeşlerinden daha avantajlı duruma gelmektedirler. Bugün erkekler kız kardeşlerine ve diğer akrabaya karşı bu yükümlülükleri yerine getirmiyorlarsa mirastan daha fazla pay alarak bunu (başkalarının haklarını) yemeleri meşru olmaz.



nisa 15. Kadınlarınızdan zina edenlerin aleyhlerine dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse, ölüm onları alıp götürünceye veya Allah onlara bir yol açıncaya kadar evlerde hapsedin.
nisa 16. Sizlerden zina edenlerin ikisine de eziyet edin. Eğer tevbe edip kendilerini düzeltirlerse, onları cezalandırmaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tevbeleri kabul eden, daima merhamet edendir.
siz müminler hep birbirinizden sayılırsınız.
 


burada bir absürtlük göremedim ben. bilinen şeyler.allah tevbeleri kabul edendir diyor.

nisa 34. Erkekler, kadınlar üzerinde hakim dururlar, çünkü bir kere Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar, itaatkardırlar. Allah'ın korumasını emrettiği şeyleri, kocalarının yokluğunda da korurlar. Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince; önce kendilerine nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün. İtaat ettikleri halde onları incitmek için bahane aramayın. Çünkü Allah, çok yüksek çok büyüktür.
 


dikkat edilirse zinaya sapmadan bahsediyyor.hem sözleir ile hemde uygulamaları ile o dönemde dediğim gbi yaygın olan -hala yaygın- kadına karşı tutumu ortadan kaldırmayı amaçlamıştır.
burada da zinaya sapmaktan bahsedilmekte. zinada ise aten erkeğe de dayak var.
Bunun dışında her ne sebebple olursa olsun kadın dövülemez. bu islama ters bir davramıştır.


nisa. 128 Eğer bir kadın kocasının serkeşliğinden veya yüz çevirmesinden endişe ederse, barışarak aralarını düzeltmelerinde bir mahzur yoktur. Anlaşma her zaman hayırdır. Nefisler ise kıskançlığa hazırlanagelmiştir. Eğer arayı düzeltir ve geçimsizlikten sakınırsanız şüphe yok ki, Allah yapacağınız her şeyden haberdardır.
 


bunda da bir şey yok. kadın affederse affeder diyor. ne var bunda..anlaşma her zaman hayırdır.


kadınlar hakkında gerieisi de aynı işte....yazmışsın misyoner sitelerden sanırım...

islamdan önce kadınların özel mal edinme hakkı bile yoktu. islam kadınlara özel mülkiyeti getirdi.budizmin kurucusu kadını yıllaaaarca dinine sıkmadı. sonra dine almaya başladı ama sakın bunlara güvenmeyin dedi.
Avrupanın ve bazı memleketlerde kadının bir dini olabileceğini akıllarına
sığdıramayan dindarlar, bu zavallıların mukaddes kitaplara dokunmasını ve okumasını resmen yasaklarken, İslam dini emirlerini tebliğ ederken böyle bir ayrım göstermedi
.
“Mümin erkekler, Müslüman kadınlar, Müslüman erkekler” gibi ifadelerle onları dini açıdan eşit tuttu.

hıristiyanlıkta kadın uğursuzdur! çünki havva cennetten ilk yasak meyveyi yiyendir ve uğursuzluk kadıın içinde vardır bu yüzden islam dinine kadar bütün toplumlarda kadına bu gözle bakıldı.
islamda ise cennet anaların ayağı altındadır! ifadesi geçti.6.yy arap yarımadasında kız çocukları diri diri gömülürken cenneti bu cinsin ayakları altına getiren bir din nasıl olurda kadını aşağılayabilirki.
İslamiyet’in ilk şehidi bir kadındır. İlk müslüman bir kadındır. peygamberimizin soyu kızından devam eder. Hz. Ebubekirin kitap haline getirdiği dünyadaki tek Kuranı Kerim Hz.ebubekir, ömer, osman dönemlerinde onlarca yıl bir kadının yanında kalmıştır.

islamda kadının değeri yokta komünist toplumlarda mı var!

Bu ülkelerdeki kadının durumu,ayrupa’daki kadınların durumundan çok daha beterdir.
erkekten daha zayıf olankadınalr sanayide gece gündüz vardiya usulü çalıştırılıyor.
erkek ayrı bir fabrikada kadın ayrı bir fabrikada. karı koca ayrı ayrı fabrikalarda.çocuk da yuvada üçü nasıl biraraya gelecek.mucize.

Kadın,mutfakta yemek yapmanın huzurunda uzakta.
kadın koluna bilezik takmaktan mahrum.mülkiyet yok para yok.yaşam bakımında bir ekrkek hayatı vüvu ve ruh bakımından kadın esir hayatı.

ayrıca şu forum sayfalarındaki kadının değerlerine bir bakın hele...

http://www.harabe.ne...?showtopic=6196

http://www.harabe.ne...?showtopic=6142

bunlara dikkatli bakın. islamı gsterin.


Evet, bütün dünya, hâlâ yukarıdaki bir nebzecik olsun bahsettiğim şekilde kadına hak verirken, bindörtyüz küsur sene önce islam kadına ne haklar vermiş, kadına
bakış açısı nasılmış.
kadını, asırlardır tokatlamaktan yorulmayan zalim elleri, islam havada yakaladı. bütün mazlumlarla birlikte kadını da kurtardı. Onun asırlardır örselenen narin vücudunu, iffetin timsalidir diye nadide kumaşlara sardı. gözü paradan puldan başka bir şey görmeyen,daima bunun için birbirini yiyen erkeklerin elindeki altınları, mücevherleri aldı, kadınlara taktı. zalim ellerin tutup sürüklediği saçları tüllere bürüdü. Bundan sonra da erkeklere;
“Kadınlarla güzel geçinin”buyurdu.

hz. muhammed (s.a.v) de: “Sizin en iyiniz, hanımına karşı en iyi olanınızdır” buyurdu.


allah birazda acımasız sanki..çok uzun zamanım yok alıntı yapacağım.

 

yazıp cihadla ilgili saınırım bilgi eksikliğindnen kaynaklanıyor.

tevbe. 5 O haram aylar çıkınca artık müşrikleri nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun! Eğer tevbe edip namaz kılar ve zekatı verirlerse, onları serbest bırakın; çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir.
 



Kur’an-ı Kerimde “o müşrikleri nerde bulursanız öldürün” hükmü var mıdır?
Soruda bildirilen hüküm, savaşla ilgili hükümlerin yer aldığı Tevbe Sûresinin 5. ayetinin bir parçasıdır.Bilindiği üzere, Kur’an-ı Kerim bir defada bir kitap olarak indirilmemiş, olaylara göre 23 yıl zarfında gelmeye devam etmiştir. Burada söz konusu olan, Hz. Peygamberin ve ilk müslümanların müşriklerle savaş halidir.Nasıl ki, bir devlet teröristlere şöyle bir ültimatom verebilir: “Size dört ay müddet. Ya bu müddet zarfında teslim olursunuz, ya da görüldüğünüz yerde öldürülürsünüz .” Onun gibi, Tevbe Sûresinin ilk ayetlerinde belirtildiği üzere, müşriklere dört ay süre verilmiştir. Bu müddet zarfında onlara ilişilmeyecektir. Fakat eski hallerine devam ederlerse, ölüm fermanı söz konusudur. “Onları nerede bulursanız öldürün” mealindeki ayetin son kısmı “Allah Gafur ve Rahimdir’’ diyerek biter. Bununla “Allah bağışlayıcıdır, merhamet edicidir. Siz de öyle olun” mesajı verilmektedir. Bir sonraki ayette ise şöyle denilir:
“Eğer müşriklerden biri eman ile sana gelirse ona eman ver. Ta ki Allah’ın kelamını dinlesin. (Müslüman olmazsa) sonra onu güven içinde bulunacağı bir yere ulaştır. Çünkü onlar bilmeyen bir kavimdir.” Bu ayette, müşrikler hakkındaki ilahi rahmetin eserlerini açıkça görmek mümkündür. Demek ki, müşriklere bu dinin güzelliğini görmek, Allahın kelamını dinlemek fırsatı verilmelidir. Çünkü onlar, bu dini bilmeyen bir toplumdur. Onlardan bu şekilde gelenler, İslam beldesinde emniyet içerisinde yaşarlar, gezerler. Müslümanların hallerini gözlemlerler, neticede İslama girmeyebilirler. Kabul etmediğinde “Sen müşriksin” denilip öldürülmez, emniyet içinde vatanına dönmesine yardımcı olunur. Şadi Eren (Doç Dr.)

İslamda savaş asla dini zorla kabul ettirmek için yapılmaz. Bu konuda Allah’ın emri açıktır. "Dinde zorlama yoktur." (Bakara:256)
Savaş saldırıyı püskürtmek için yapılır. Bu konuda Kuran’ın şu ayetini görüyoruz.
"Kim sizin üzerinize saldırırsa, sizde tıpkı onların saldırdıkları gibi (saldırılarına karşılık olarak) saldırın. Allah’tan sakının. Ve, Allah’ın sakınanlarla beraber olduğunu bilin." (Bakara:194)
Bu ayetlere göre Kuran, inananlara saldırmayanları kendileriyle iyi geçinilmesi gereken kimseler olarak görür. Ama Müslümanlara saldırdıkları zaman Müslümanlar bu saldırıya cevap verir.
"Sizinle din konusunda savaşmamış, sizi yurtlarınızdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmak ve adaletli davranmaktan Allah sizi men’etmez; çünkü Allah adaletli davrananları sever. Allah sizi ancak sizinle savaşan, yurtlarınızdan çıkarmış ve çıkarılmanıza arka çıkmış olanlarla dostluk etmenizden meneder." (Mümtehine:8-9)
Saldırıyı önlemek söz konusu olduğu zaman; Kuran saldırının ilk işareti görülür görülmez savaşa girilmesine izin vermez. Hatta saldırı başladıktan sonra bile savaşa meydan vermeden mümkünse onu durdurmaya çalışır:
"Eğer herhangi bir ceza ile karşılık verecekseniz size yapılanın aynısı ile karşılık verin. Sabrederseniz andolsun ki; bu elbette daha hayırlıdır." (Nahl:126)
İşte, oldukça açık yargılar taşıyan bu ayetler ispat etmektedir ki; Peygamber uygulamasında kendini bulan, İslam Dini’ne göre savaşın sebebi; bir ideolojiyi veya bir dini başkalarına zorla kabul ettirmek değil aksine bir saldırının önünü almaktır.
Peygamberimiz zamanında savaş iki nedenle yapılmıştır:
1- Düşmanlar saldırılarını doğrudan doğruya Peygambere yöneltiyorlardı; O da bunlara karşılık veriyordu.
2- Müslümanları inançlarından döndürmeye zorluyorlardı. Bu durum karşısında Peygamber, düşünce ve inanç hürriyetine dokunulmasına engel olmaya çalışıyordu.
Gerçekten de eğer Peygamberimiz savaşa girmişse bu sadece düşünce hürriyetini sağlamak ve inananları inançlarından döndürmeye çalışan kimselere karşı savunma içindi. Bu kesinlikle anlaşılmalıdır ki; Müslüman değil diye hiç kimse öldürülemez. İnançsızlığı yüzünden kimseye dokunulmaz.
Şimdi Kuran’daki diğer ayetlere geçelim.
"Size savaş açanlarla, siz de Allah yolunda savaşın, ancak aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah aşırı gidenleri sevmez; onları (size savaş açanları) nerede yakalarsanız öldürün. Onları sizi çıkardıkları yerlerden (işgal ettikleri yerlerden) çıkarın. Fitne öldürmekten daha kötüdür. Onlar Mescid-i Haram yanında orada sizinle dövüşünceye kadar siz de onlarla dövüşmeyin. Fakat sizi öldürürlerse siz de onları öldürün. Bununla beraber vazgeçerlerse siz de bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Fitneden eser kalmayıncaya, din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Vazgeçerlerse artık zalimlerden başkasına düşmanlık edilmez." (Bakara:191-192-193)
Bu ayetler "İslamın savaş tüzüğü" olarak kabul edilmektedir. İslam bilginleri bu ayetlerden savaşın ancak saldırıyı püskürtmek amacı ile yapılabileceği sonucunu çıkarmış ve şu yargıları ortaya koymuşlardır:
1- Size savaş açanlarla Allah yolunda "İlahi adaleti ve barışı yayma yolunda" siz de savaşın. Şu halde Müslümanlara savaş izninin verilişi, düşmanların saldırısına bağlanmıştır.
2- Ancak aşırı gitmeyin.
Ayete göre savaşmayan kimseler ve savaş meydanında hiç bir fonksiyonu bulunmayan ve asla savaşa katılmayan insanlara saldırmak yasaktır.
3- Fitneden eser kalmayıncaya kadar, onlarla savaşın. Savaşın amacı; baskıyı, sömürüyü kaldırmak barış ve adaleti sağlamaktır. Herhangi bir dinin, ideolojinin zorla benimsetilmesi de fitnedir. İslam bunu da reddeder ve bununla mücadele eder.
4- Düşmana, davranışının aynısıyla karşılık verilmelidir. Fakat saldıranlar ahlak kurallarından uzaklaşmışlarsa İslam savaşçısı bu yolda düşmanı izleyemez.
Ahlak dışı konularda karşılıklı davranış kanunu uygulanamaz. Mesela onlar kadınlara saldırırlarsa biz de aynı şekilde davranamayız. Ölülerimizin cesetlerine saygısızlık yaparlarsa bizler hiç bir zaman onları bu yolda taklit edemeyiz.
5- Savaşta meşru olan ve olmayan hareketler:

a) Din adamlarına dokunulmaz.
b ) Savaşla ilgili olmayan insanlara dokunulmaz.
c) Çocukları, ihtiyarları ve kadınları öldürmek yasaktır.
d) İslam bir toplumu imhayı reddeder.
e) Savaşılan ülkeyi tahrip yasaktır.
(M. Ebu Zehra. İslamda Savaş Kavramı)

Savaş Esirleri:

Savaşta bile insan onuruna saygı gösteren İslam, Müslümanları esirlere karşı da merhametli olmaya çağırır. Peygamberimiz "Esirlerinize iyilikle davranınız!" demiştir. Bedir Savaşında alınan esirlere iyilikle ve saygılı bir şekilde davranılmasını emretmiştir. Müslümanlar da bu emre uyarak yiyecek konusunda esirlere öncelik tanımışlardır.

Savaş esirleri konusunda İslamın temel direktifleri nelerdir? Onlara hürriyetlerini mi verir yoksa kendilerinden fidye mi alır?

Bu konudaki ayetler şöyledir:

"Nihayet onların gücünü kırdığınız zaman artık bağı sıkı tutun(onları öldürmeden ve yaralamadan tutsak edin). Ondan sonra ya iyilik yapın (karşılıksız serbest bırakın) yahut fidye alın." (47:4)

Kuran’ın bu ayeti iki şıktan birinin seçilmesi gerektiğini göstermektedir. Ya karşılıksız serbest bırakma, yahutta fidye ile serbest bırakma, bunun dışındaki uygulamalar İslami değildir.

Savaşta bile işkence yasaktır.

"El, ayak, burun, kulak keserek cezalandırmak yasaktır."(Sünen-i Ebu Davud, Tercemesi, Cilt:10 sh. 217)

"Öldürmede bile insanların en iffetlisi, merhametlisi müminlerdir."(Ebu Davud Hds. No:2666)

Buradaki iffetli (merhametli) kelimesi en şefkatli, en merhametli ve yaratıkların organlarını kesmek ve bağlamak şeklinde onlara işkence etmekten en çok sakınan manalarına gelir. Çünkü İslam "Şüphesiz Allah her şeyde iyi ve mükemmel olanı farz kılmıştır. O halde siz öldürdüğünüz zaman, öldürmeyi (merhametlice) yapın. Bir hayvanı keseceğiniz zaman bıçağı iyice bileyin ve hayvanı dinlendirin." (Tirmizi diyet:14, İbni Mace Zebaih:3) (Ahmed Bin Hanbel 4:123125) İslam, bu gibi buyruklarla Müslümanların kalplerine merhameti ve şefkati yerleştirmiştir. Bu nedenle gerçek Müslümanlar bir şefkat ve merhamet örneği oldukları için savaşta düşmanı öldürürken dahi onun organlarını keserek ona işkence yapamazlar. Bu kesinlikle yasaktır. (Ebu Davud C.10 s. 270)

Savaşta kadınları öldürmek yasaktır.

Abdullah bin Ömer'den rivayet edildiğine göre: Resulullah'ın bulunduğu savaşlardan birinde bir kadın ölü bulundu. Bunun üzerine Resulullah kadınlarla çocukların öldürülmesinin İslamda yasak olduğu söyledi. (Ebu Davud, Hds. No:2668, Buhari Cihad 147-148, Müslim Cihad 25-26, Tirmizi Siyer 19, İbni Mace Cihad 30, Darimi Siyer 24, Muvatta Cihad 29, Ahmed Bin Hanbel c. 2: 23-22, 76, 91)

Yani savaşta savaşmayan insanlarla savaşılmaz, silahsız insanlara dokunulmaz. (Aliyyül Kari, Mirkatül Mefatih c. 4:237)

Peygamberimiz Mekke fethinde Mekke halkına şöyle seslenmiştir: "Ey Kureyş topluluğu! Şimdi hakkınızda benim ne yapacağımı tahmin edersiniz?" diye sordu. Kureyş topluluğu: "Sen kerem ve iyilik sahibisin. Bize hayır ve iyilik yapacağını umarız" dediler. Bunun üzerine Peygamberimizi; "Benim halimle sizin haliniz, Yusuf'un kardeşlerine yaptığı gibidir. Hz.Yusuf kendisine komplolar kuran kardeşlerine şöyle seslenmiştir: `Bugün ve bundan sonra benim tarafımdan size başa kakma ve serzenişte bulunma gibi herhangi bir eza ve cefa düşünmeyin. Ben hakkımı helal ettim` " diyerek hepsini AFFETTİ. (Taberi, İbni Sad)

Hz.Peygamber daha Medine'ye gelir gelmez yerli ahali ve Yahudilerle imzaladığı vesikayla karşılıklı hak ve yükümlülükleri açıkça tanımladı. Ve ortak bir konsensüs sağlamayı başardı. Buna göre Müslüman olmayanlar kendi din ve düşüncelerinde yaşama biçimleri ve ibadetlerinde özgür olacak, kimse onlara müdahale etmeyecek ve İslam Devletine verdikleri vergi karşılığında yabancı saldırılara karşı korunacaklardı. Hz.Ali, Mısır Valisi Malik bin Eşter'e gönderdiği mektubunda bunu sistemli bir hukuki ifadeye döktü. Hz.Ali'ye göre Müslümanların yönetiminde yaşayan insanlar iki gruba ayrılıyordu. Biri "dinde kardeşlerimiz olan Müslümanlar" diğeri de "yaratılışta eşlerimiz olan gayri müslimler" Her ikisinin de korunmuş hakları vardı. Tarihte hiçbir kültür kendinden başkasını böylesine ontolojik ve insanı bir temele oturtup yüceltebilmiş değildir. Nitekim Hz.Ali'nin bu çarpıcı tanımı Kuran’ın bütün insanları tek bir nefisten yarattığına ilişkin bir ayetine ve Peygamberin "bütün insanlar Adem'in çocuklarıdır. Adem de topraktandır" hadisine bir vurguydu.

Müslüman olmayan cemaat ve halkların kendi din ve hukuki inanışlarını sürdürme haklarını teminat altına alan bu geniş ve özgürlükçü perspektif, İslam toplumunda sosyal kültürel temele dayalı bir çoğulculuğun gelişmesine yardım etti ve Hıristiyan, Yahudi, Mecusi, Hindu, Budist ve benzeri din ve inanışlara bağlı kültür ve cemaatlerin günümüze kadar din ve kültürel varlıklarını koruyup sürdürmelerini sağladı. Şu bir gerçektir ki, eğer Müslümanlar, batılılar gibi diğer kültürler, dinler ve halklar karşısında baskı ve asimilasyon politikası uygulasalardı, İslam'ın devlet olduğu ülkelerde ne Hıristiyan ne de Budist ve benzeri kalırdı. Örneğin; İslam (Endülüs Emevileri) İspanya'da yüzyıllarca devlet olmasına rağmen Hıristiyanları {ve Yahudileri} inançlarında zorlamamış, onları asimile etmemiştir. Buna karşın Hıristiyanların hakimiyetindeki İspanya'da tek bir Müslüman kalmamıştır...

not: alıntı ve benden karışık (((:o

#3 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 25.01.2007 - 10:18

Bu kadar uzun yazıları okumak gerçekten zor oluyor..Her mesajda farklı ayet açıklansa ,daha kolay okunabilirdi kanaatimce.
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#4 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 25.01.2007 - 12:16

enam 39 Ayetlerimize yalan diyenler karanlıklar içinde bir sürü sağırlar ve dilsizlerdir. Kim dilerse Allah onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru bir yol üzerinde bulundurur.
 


Bu ayette bir absürtlük yoktur. Allahın ayetlerine inanmayanlar sağır ve dilsiz diyor. mecaz var. yani her şey anlatılmış duymazsan sağır ve dilsizsin diyor.
Kuran-ı Kerimin ayetlerini yalanlayanlar, algılama cihazları işlemez hale geldiği için bu yalanlama eylemine girişiyorlar. Onlar sağırdırlar, kulaklarına gelen sesleri işitemezler; dilsizdirler, konuşamazlar; karanlıklar içinde bocalıyorlar, göremezler.
kim dilerse allah onu şaşırtır. zorla inandıracak değil heralde.. kim hidayete ermek isterse de onun kalbini de imana açar.

enam 125 Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü islama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır. 

Allah kime doğru yolu takdir ederse -doğru yola ulaşmayı isteyen ve deneme amacıyla kendisine verilen seçme özgürlüğü arasında O'na yönelen kişiye ilişkin geçerli kural uyarınca- "göğsünü İslâm'a açar" ufkunu genişletir, kolaylıkla ve istekle İslâm'ı kabul etmesini sağlar. Onun hareketlerini yönlendirir, ona güven verir. Böylece İslâm'la huzur ve rahata kavuşur.

Kimin içinde sapıklık dilerse -doğru yoldan kaçan ve fıtratını ona kapatan kimsenin sapmasına ilişkin geçerli kural uyarınca- "göğsünü sanki göğe çıkıyormuş gibi, dar ve tıkanık yapar." O doğru yola kapalıdır, duyu organları körelmiştir, bu yüzden İslâm'ı kabul etmekte zorlanır, sıkılır; "Sanki göğe çıkıyormuş gibi." Bu göğe yükselirken meydana gelen nefesin daralması, göğsün sıkılması ve baygınlık geçirilmesi gibi somut bir şekilde ifade edilen psikolojik bir durumdur. Hafs okuma tarzında olduğu gibi " "çıkıyor" kelimesinin yapısı da bu zorluğu, tıkanmayı ve çabayı ifade etmektedir. Vurgusu da tüm bunları akla getirdiği gibi gözler önüne serilen sahne pratik durum ve bir tek melodideki bu sözlü ifadesiyle de uyum oluşturmaktadır.

Sahne yerinde bir değerlendirmeyle son buluyor

"Bunun yanısıra Allah inanmayanları iğrençliğe mahkûm eder."

İşte böyle... Yüce Allah'ın kaderinin doğru yola ulaşmasını istediğinin göğsünü açmak ve sapıtmasını istediğini zora sokmak, çabalatmak ve eziyet etmek şeklinde cereyan etmesi gibi... Allah inanmayanları bu şekilde azaba mahkûm eder. Ayette geçen "Rics" kelimesinin bir anlamı, azap olduğu gibi biri de iğrençliktir. Her ikisi de sahnede yer alan azaba renk katmaktadır. Bu sahne giderek azaba bulaşmakta, ona dönüşmekte, en sonunda, ondan ayrılmaz bir duruma gelmektedir. İfadede verilmek istenen mesaj da budur zaten.

fizilalil kuran dan alıntı.

secde 13 Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: "Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!"
 

Allah insanlara hür irade vermiştir. cehennemi sapıklığı seçen ve cehenneme götüren yolu izleyen cin ve insanlarla doldurmayı, değişmez bir hüküm olarak belirlediği kaderde yazmıştır...bunda da absürt bir durum yok.

yunus 99 Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mü'min olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?
 

bu ayette hele hiç bir absürt durum yok ki. Allah dileseydi herkes inanırdı. yani hz. muhammede diyor inanmayanları sen zorla mı inandıracaksın. zorla olmaz ki. insanlar kendi hür iradeleri ile inanacaklar. peygamber sadece tebliğ eder.

sonuç şudur ki...Allah diledğini saptırır dilediğini hidayete erdirir. O'nun her şeye gücü yeter. Her şeye gücü yeter demek her şeyi yaptığı anlamına gelmez.
Allah diledğini hidayete erdirmek ,dilediğini de saptırmak gücüne sahiptir. ama bu güce sahip olmak demek bu gücü kullandığı anlamına gelmez.Allahın sıfatlarından biridi de "adil" dir.
kimseye haksızlık yapmaz. eğer bir insan sapmayı istiyorsa Allah da onu saptırır. eğer inanmak istiyorsa inandırır.
Allah sapmak isteyenin sapkınlığını artırır. inanmak siteyeni de inandırır.
konu ile ilgili ayetleri bütün olarak ele aldığımızda -ki almamız gerekir- bu sonuç çıkar.

jakobe
hayır sizi tanıyamadım bir kullanıcı adını farklı insanlar da kullanabilir.
lutfen boyle uzun yazılar yazmayın gercekten okunmuyo. takdir edersinizki ordaki sağır ve dilsiz kelimesinin manasını anlamayan bir insan yoktur, bu nedenle bu gibi gereksiz açıklamaları yazmayın yazınız daha kısa olur.

isterseniz ayetleri tek tek açıklamak yerine butunu ile ele alalım, çünkü hepsinin anlatmak istedigi amaç aynı.
ayetlerde açıkça insanların inanmamasının sebebinin allah oldugu söyleniyor. öncelikle buna karşımısınız? (lütfen söylediğime başka manalar yüklemeden, lafı döndürüp dolaştırmadan direk olarak cevap verin, böylece daha dogru iletişim kurabiliriz)
karşıyım diyorsanız "Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi." bu ayet o kadar açık ki.. burdan çıkarılan sonuç, bizim inanmamamızın sebebi allah değil midir?

#5 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 25.01.2007 - 12:46

Feronia insanları yanıltmamanı tavsiye ederim sana..Çünkü sadece belirli bir yerini almışsın ayetin..!

''Eğer Rabbin dileseydi,yeryüzünde kim varsa hepsi topluca iman ederdi.O halde sen mümin olsunlar diye insanları zorlayacak mısın?
ALLAH'ın izni olmadıkça hiçbir kimsenin iman etmesi mümkün değildir.Akıllarını kullanmayanları ,opislik içinde bırakır'' Yunus 99-100


Ayette de açıkça anlatıyorki,insanların bir aklı olduklarını ve bu akıl sayesinde insanların doğru veya yanlış olan yolu seçebileceğini ifade ediyor.O yüzden ilk cümle tek başına ele alındığında dediğin gibi bir ifade çıkıyor ancak,Ayetin tamamını okuduğunda çıkarılan anlam farklılaşıyor..Ve diyorki ALLAH dileseydi herkesi topluca iman ettirirdi.Ama dinde zorlama olmayacağı içn,Yüce ALLAH herkesin seçim hakkını kendisine bırakmıştır..

Umarım açıklayıcı olmuşumdur..
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#6 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 25.01.2007 - 21:14

glamor
diyanet meali yunus 99-100
Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi elbette topyekün iman ederlerdi. Böyle iken sen mi mü'min olsunlar diye, insanları zorlayacaksın?
Allah'ın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.

allahın izni olmadıkça kimse iman edemez.
bu sözü açıklamaya gerek var mı, gayet açık ve net. yoksa sen allahın soylediği bu söze karşı mı cıkıyosun? sonrasında diyor ki allah azabı akıllarını kullanmayana verir. o halde bizim aklımızı kullanıp kullanmamamızı da saglayan allahtır.
eger boyle degilse yani ikinci cümlede allah bize akıl vermiş kendi aklımızla inanıp inanmayacgmıza kendimiz karar verdigimizi söylüyorsa, bu ayette bir çelişki var demektir. çünkü birinci cümlede söylenenin tam aksini söylüyor ikinci cümlede.

#7 Ziyaretçi_jakobe_*

Ziyaretçi_jakobe_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 25.01.2007 - 22:48

(((:yawn:

bu kadar yazıdan bunu mu çıkardınız. kader konusuna bıraktığım mesaja da bakarsanız iyi olur.
zamanım yok. önceki mesajım açık ve aççıklayıcı idi.
selamlar...
ayrıca bir şey dikkatimi çekti.
bu siteye daha yeni üye olmuşsunuz beş adet mesaj bırakmışsınız. mesajlarınız da "din ve ahlak" sayfasında. başka işiniz yok mu sizin dini eleştirmekten başka.
islamda tebliğ vardır. sadece islam anlatılır. sizin dininiz nedir neden bize onu anlatmaya başlamadınız da direkt olarak islamı eleştirmekten başladınız. yoksa dininize ve/veya inancınıza güvenmiyormusunuz?!
siteye üyr olur olmaz "din v ahlak" sayfasına kuranda bulduğunuz (!!!!) çelişkileri yazmak nerden esti. sizi siteye üye olur olmaz buraya iten güç nedir?
neden islamda oldğu gibi kendi dininizin veya inançsızsanız inançsızlığınızın güzelliklreini değil de direkt kuranı eleştirmeyae başladınız.
siteye üye olalı iki gün olmuş iki günde beş mesaj bırakmışsınız ve hepsi dini eleştiren yazılar.
güncel siyaset filan takılmazmısınız siz. başka işiniz yok mu?
yok eğer varsa kurana ve islama alternatifiniz buyrun...yazınıza cevap verdim. zaman olursa cevap ta yazarım.
(her zaman girmiyorum cevaplar gecikebilir mazur görün..)

#8 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 26.01.2007 - 09:12

Feronia sen yazılanları kötü algılamak istiyorsan ,cümleden/ayetten çıkardığın anlamda kötü olur..

Ya aslında çok bilmişlik taslamak istemiyorum çünkü bende herkes gibi bu konularda mükemmel değilim...Sadece bildiğim doğrular var ve bunları yanlış bilen kişilere göstermek..Neyse hani demişsin ya ''ALLAH'ın izni olmadıkça kimse iman edemez'' ayetinin anlamı açıktır diye..Evet eyetin anlamı gayet açık arkadaşım..Ama senin anladığın gibi değil..

ALLAH'IN izni olmadıkça yaprak bile kıpırdamaz!!!Bunu bilmiyormusun?!!! O halde ALLAH'ın izni olmadıkça kulların iman etmesini nasıl beklersin!!

jakobe,
Bu tarz kişler ALLAH'ın onlara verdikleri beyinleri hep dinimizde çelişkiler aramak,nasıl bir şey bulsakta insanların kafalarını bulandırsak diye uğraşan tipler..Doğruyu göstermeye çalıştık,olmadı.Biz üstümüze düşeni yaptık sanıyorum..Artık uğraşmaya değmez..O harika yaratılan harika beynini,umarım daha iyi bir şekilde kullanabilir ileride..
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#9 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 26.01.2007 - 12:04

jakobe

ben ayetleri gruplayarak ele alalım istedim. size gayet mantıklı bi cevap yazdım, cevap verip vermemek size kalmış. ayrıca benim baska işimin olup olmadığı sizi ilgilendirmez, kendi işinize bakıp, bu başlık altında konunun dışına çıkmazsanız sevinirim.
sorunuza da en guzel cevabı bi cumleyle vermek istiyorum, bunun dısında lütfen şahsi meseleleri burda açmayın.
"Suphe ve belirsizlik icinde, bilgiden yoksun olarak yasayabilirim. Bence bu sekilde yasamak, yanlis olabilecek cevaplarla yasamaktan daha ilginctir."

Richard Feynman

#10 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 26.01.2007 - 12:10

glamor
bakın lütfen şahsi meselelerinizi bu konu altına taşımayın. ayrıca biraz sakin olun herkes sizinle aynı görüşe sahip olmak zorunda değildir. ve siz kendi görüşünüzü saldırganlıkla degil ancak bilginizle, mantıklı açıklamalarınızla kabul ettirebilirsiniz. bu yüzden lütfen bu dogrultuda cevaplar verin.

ben söylüyorum isterseniz tekrar söylerim. allahın izni olmadıkça yani önceki cümlede söylendiği gibi allah istemedikçe/ dilemedikçe/ izin vermedikçe kimse iman edemez. bu kadar açık bi ayete başka manalar yüklemenize bir anlam veremiyorum.

cevap verirken lütfen amacınız kavga etmek/çıkarmak değil, fikirlerinizi paylaşmak olsun. teşekkür ederim.

#11 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 26.01.2007 - 12:20

secde 13 Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: "Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!"

şu ayete bakıyorumda allah ne kadar acımasız geliyor. yani bizi cehennemi doldurmak için mi yarattı? vericeginiz cevabı çok merak ediyorum, pardon.. yine hangi yöne çekeceksiniz çok merak ediyorum.

#12 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 26.01.2007 - 14:58

Siz hastasınız feronia.Deva bulmanız dileklerimle..Ben kimseye fikrimi kabul ettirmeye çalışmıyorum..Sanırım bazı tartışmalarımı okudunuz.Ve bazı (!) kişilerin söylemlerine aldanarak ,(ne tesadüftür ki)bana aynı türde laflar etmektesiniz..Yine söylüyorum benim kimseye fikrimi /lerimi kabul ettirmek gibi bir amacım yok..Sadece bende kendi fikirlerimi savunuyorum o kadar..Fikirlerimi savunmanın ,saldırganlıkla bağlantısı nedir?


Secde 13'e gelince..Eğer Sure'nin tamamını okusaydınız bu soruyu sormazdınız herhalde..Orda tamamen günahkar olanlardan bahsediliyor,benim anladığım kadarıyla..Hem herşeyin en doğrusunu Yüce ALLAH bilir..Artık birşey yazmak istemiyorum..ALLAH hepimizi affetsin feronia..Ve o azaptan bizi korusun..

Bence sizin gözleriniz ve kalbiniz nefretten dolayı körleşmiş/körelmiş..Törpünüzü (Yani İslam ve ALLAH sevginizi )en yakın zamanda bulmanız dileklerimle...
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#13 dilasa

dilasa

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 16 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 00:44

Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azap emri gelince Allah’ı bırakıp da taptıkları ilahları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlahları onların sadece ziyanlarını artırdı.
Şüphesiz Rabbin onların her birine, yaptıklarının karşılığını tastamam verecektir. Şüphesiz Rabbin onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır
hud suresi 101/111[/FONT]

#14 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 17:30

glamor
siz hastasınız deyip sonra da uslubunuzun saldırgan olmadığını iddia ediyorsunuz, ilginç buluyorum.

secde 13 Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: "Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!"

şu ayete tamamen günahkar olanlardan bahsediliyor diyorsunuz. mantığınızı anlamak güç. tamamen ya da kısmen fark eder mi? allah açık açık söylüyor.
benim kalbimi körelmekle suçlayacağınıza, ve artık bir şey yazmacagınızı soyleyeceginize EGER FİKİRLERİNİZE GÜVENİYORSANIZ gelin tartışalım, ben her zaman açığım.

#15 _KajmeraN_

_KajmeraN_

    ...::: UFAKLIK :::...

  • Üyeler
  • 5.365 Mesaj
  • Konum:Atatürk'ün İzinde
  • İlgi Alanları:Şiir, edebiyat, müzik(rap),bilgisayar (yazılım, donanım)

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 18:28

Kardeşim bu ayetle dünyanın bir imtahan yeri olduğu vurgulanıyor. İyilerle kötülerin sonundan bahsediliyor. Kötülükler yapanların ceehenneme doldurulacağından bahsediliyor..

Şüphesiz Allah en doğrusunu bilendir!

Her türlü tartışmanıza katılırım, sadece önyargılarımızdan kurtulalım yeter... Birde uzun uzun yazmazsanız tek tek konuları ele alırsak ii olur...

glamor ve jakobe Allah razı olsun sizlerden...

Bu mesaj _KajmeraN_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 31.01.2007 - 18:30


...:::--------------------------------------------------------:::...
BİTTİ!

CAN_i
...:::--------------------------------------------------------:::...


#16 Ziyaretçi_jakobe_*

Ziyaretçi_jakobe_*
  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 01.02.2007 - 00:40

merhaba feronia

Kurandan bir hüküm çıkaracaksak, hüküm çıkaracağımız konu ile ilgili tüm ayetleri bir araya toplamamız gerekmektedir.
Hatta özellikle ateistler bu konuda eleştiri bile getirirler.
İşte bu bilgiden yoksun bir şekilde kuranın bir ayetini cımbızla çekerek “aaa nası yani.” Demek gülünç bir durumdur.
Yani siz bir ayeti cımbızla çekerek “yaşasın kuranda çelişki buldum” diye ortalarda dolanırsanız kurana inanan Müslümanlar için gülünç duruma düşer ve bilgisizliğinizin ortaya çıkmış olmasından öteye gidemezsiniz
Bu durum bir hikayeyi hatırlattı bana…
“heyecanlı bir cahil dinler tarihi üzerinde ahkâm kesiyor : “İsa asasıyla lut gölünü ikiye ayırıp romalıları vadedilen topraklara…” dinleyicilerden biri artık dayanamaz konuşmasını bitirdikten sonra başlar “isa değil Musa, lut gölü değil kızıl deniz, romalılar değil israiloğulları…” diye her bir kelimesini tek tek düzeltir.
Bu bilgiden yoksun olduktan sonra bizimki de bütün yazdıklarınızı kelime kelime düzeltmek olacak maalesef…

Dediğim gibi eğer kurandan bir hüküm çıkaracaksak muhakkak konu ile ilgili bütün ayetleri bir araya toplamalıyız.
Mesela kuranda derki.
İçki konusunda: “içkili iken namaza yaklaşmayın”
Şimdi bu ayetleri cımbızla çekersek çelişki gibi görmek işten bile değil.
Öyle ya islamda içki içmek yasak. Ama kuranda içkili iken namaza yaklaşmayın diyo.bu ayete sizin mantıkla bakacak olursak "namazdan sonra içki içmek serbest" diye bir hüküm çıkarmamız gerekir.. öyle ya ayet sadece içkili namaz kılmayın diyor.
islamın mantığını kavramadan bilmeden çelişki arama çabası!!!
Bunu sizin mantalitenizle ben cımbızla alsam ve “aaa nası yani” desem bütün Müslümanlar bana gülerler…
Halbu ki konu ile ilgili ayetler bir araya getirildiğinde kuran önce içkinin zararlarından bahseder. Sonra içkili iken namaza yaklaşmayın. Sonra hüküm konur. İçki şeytanın pisliğidir.
Yani siz de kurandan bir hüküm çıkaracaksınız madem bizim metodumuzdan okumalısınız değil mi?
Kendi kafanıza göre kurandan bir ayeti alıp“yaşasın kuranda çelişki buldum” diye ortalarda dolanmanız benim için hiçbir şey ifade etmemektedir. Güler geçerim.

Bu konu ile ilgili ayetlerden de (secde 13) çıkan sonuç daha önce de belirtmiştim.
Allah diledğini saptırır dilediğini hidayete erdirir. O'nun her şeye gücü yeter. Her şeye gücü yeter demek her şeyi yaptığı anlamına gelmez.
Allah diledğini hidayete erdirmek ,dilediğini de saptırmak gücüne sahiptir. ama bu güce sahip olmak demek bu gücü kullandığı anlamına gelmez.Allahın sıfatlarından biridi de "adil" dir.
kimseye haksızlık yapmaz. eğer bir insan sapmayı istiyorsa Allah da onu saptırır. eğer inanmak istiyorsa inandırır.
Allah sapmak isteyenin sapkınlığını artırır. inanmak siteyeni de inandırır.
konu ile ilgili ayetleri bütün olarak ele aldığımızda -ki almamız gerekir- bu sonuç çıkar.

Bu konu ile ilgili kader sayfasına bir yazı bırakmıştım onu da ısrarla okumanızı tavsiye ediyorum

Sen inanmayı istiyorsun da Allah sana “hayır bana inanma mı diyecek”
Sen inanmak istiyorsan inanırsın. İstemiyorsan inanmazsın. Bu kadar. Kimse de karışmaz sana. “Allah kaderde her şeyi yazmıştır. “
kuranın emirleri bellidir iyilik yaparsın cennete gidersin. Zaten kuranda bir emir varsa o emir insanların faydasına yararınadır. Bir emir yoktur ki insanların zararına olsun. İnanmazsan da cehenneme…
Allah insanlar hür irade vermiştir ve bu yüzdende cehennemi sapıklığı seçen ve cehenneme götüren yolları izleyen cin ve insanlarla doldurmayı, değişmez bir hüküm olarak belirlediği “kaderde” yazmıştır. Bu kadar.


İnanırsan veya inanmazsan sonuçlarına katlanırsın. Seni zorlayan yok.

“yunus 99 Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mü'min olsunlar diye sen mi zorlayacaksın?”

bu ayeti ele almanız da gayet absürt. Sanırım okumadan aldınız.
Ayet ne diyor Allah dileseydi herkes iman ederdi. Ama “dilememiş” dimi. “hür” bırakmış. Dolayısı ile insanın kendisi katlanacak sonucuna. Yani Allah insanları hür bırakmış inanan inanır inanmayan inanmaz. Ama eğer dileseydi hepsi iman ederdi.
Allah bile serbest bıraktığına göre hz. Muhammed mi zorlayacak yani insanları. Ne ya ni siz zorla mı inanmak istiyorsunuz. Sizi zorlayalım mı?
Olmaz ki dinde zorlama yoktur!!!
Bu ayetten nasıl bir absürtlük çıkardınız anlamadım.

Dediğim gibi metodunuz bilgisizce.
İlk düğmeyi yanlış ilikliyince öbür düğmeler de yanlış ilikleniyor maalesef. Bizde sizin her hatanızı kelime kelime düzetmek zorunda kalıyoruz.

Kıyamete kadar da arasanız bu kitapta çelişki bulamazsınız

Yok çünkü!!!

Ayrıca siteye üye olur olmaz “din ve ahlak” sayfasına girmeniz de düşündürücü hala…aslında düşündürücü bile değil ya neyse…

Parantez siz hastasınız diyen arkadaşımız size hiciv yapmış olamaz mı? (( :

Deva bulmanız dileklerimle... (hiciv) ((( :

Selamlar…

Zaman buldukça tartışırız…her türlü…

Bende bir eyet yazayım isterseniz.

13. Yoksa, "Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah’tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin.

14. Eğer (onlar) size cevap veremiyorlarsa, bilin ki, o ancak Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka tanrı yoktur. Artık siz müslüman oluyor musunuz? (hud suresi...)

selamlar...

bu dai biraz uzun olmuş. bunu da "okuyamam yaaaa çok uzuuun" diyecekseniz o zaman ne diyim ben daha size..

Bu mesaj jakobe tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 01.02.2007 - 01:32


#17 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.02.2007 - 09:15

Secde 13'e gelince..Eğer Sure'nin tamamını okusaydınız bu soruyu sormazdınız herhalde..Orda tamamen günahkar olanlardan bahsediliyor,benim anladığım kadarıyla..Hem herşeyin en doğrusunu Yüce ALLAH bilir..Artık birşey yazmak istemiyorum..ALLAH hepimizi affetsin feronia..Ve o azaptan bizi korusun..

Ayeti anlamak için ,surenin tamamını okumanız gerektiğini söylemiştim size.Hala bana gelmiş,surenin içinden özenerek seçtiğiniz,yazıyı bulup bunun anlamını soruyorsunuz ..Ben size kapsamlı bir açıklama yaptım zaten..

Bence o güzel beyninizi ,aklınızı bulandırmak için şeytana uymayarak kullansanız Ve yazılanları anlasanız sanırım çok daha iyi olacak..
+
Törpünüzü (Yani İslam ve ALLAH sevginizi )en yakın zamanda bulmanız dileklerimle...

Kajmeran ,Jakobe ALLAH sizdende razı olsun..

Unutmadan, eğer size faydalı olabilceksem tartışmaya açığım..Ama gerçekten öğrenmek istiyorsanız..
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#18 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 05.02.2007 - 16:48

jakobe

lutfen boyle uzun ve alakasız ornekler verip bosuna vakit kaybetmeyelim, verdiğiniz örnek çok basit kimse aksini düşünemez zaten.
benim yazdıgıma karsılık bir cevap goremedim sizden secde 13. ayetle ilgili bir daha açıklarım. bir de onceki sonraki ayetlerden bahsetmişsiniz onları da ele alalım.

secde 12 Suçlular Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, "Rabbimiz! (Gerçeği) gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız" dedikleri vakit, (onları) bir görsen!
secde 13 Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, "Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım" sözüm gerçekleşecektir.
secde 14 (Onlara şöyle denilecek:) "O halde bu gününüze kavuşmayı unutmanıza karşılık azabı tadın. Biz de sizi unuttuk. Yapmakta olduklarınıza karşılık ebedi azabı tadın."

bakın burda görüldüğü gibi cehennemin insan ve cinleri doldurmak üzere yaratıldığından bahsediliyor. ve de insanın inanıp inanması kendi iradesi ile değil, sadece allahın iradesiyle/isteğiyle/rızasıyla/dilemesiyle/istemesiyle olur deniliyor.
bu yazdıklarımda katılmadığınız nokta varmı? lafı dolaştırmadan açık net az ve öz bir cevap bekliyorum sizden. ne kadar uzun yazarsak o kadar çok şey yazmış olmuyoruz.

glamor,
onceki ve sonraki ayetlerden bahsediyorsunuz, yazdım ve hic bir fark göremedim.
[/SIZE][/SIZE][/SIZE]

#19 feronia

feronia

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 11 Mesaj

Gönderim zamanı 05.02.2007 - 16:54

"Insan kolay inanan bir canlidir. Birseylere inanmak zorundadir. Inanmak icin iyi bir sebep bulamadiginda, elindeki kotu sebeplerle yetinir."

Bertrand Russell

#20 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 05.02.2007 - 16:55

Feronia lütfen böyle yapma..Söyleidğimiz gibi düşünmeye çalış..Çünkü şu an seni yönlendiren şeytan..O böyle düşünmeni istediği için böyle düşünüyorsun sen..

Bak şimdi bu adamın sözüne inanıyorsun..Ancak ALLAH kelamlarına inanmıyorsun yazık...
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli