İçerik değiştir



- - - - -

Anadolu Aleviliği İslamdan Sapmıştır


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 69 yanıt verildi

#41 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 02:37

Sayın muta,

Okuduğunuz sözler bana ait değil. Bektâşîlerin uzun yıllar dedebabalık görevini üstlenmiş Doç. Dr. Bedri Noyan'a aittir (Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîlik, VII. Cilt). Bu arada bu konularda çok derin bilgim olduğunu da düşünmüyorum. O nedenle alıntılara ağırlık veriyorum.

Peygamberimizin evinin kaç oda olduğunu da bilmiyorum. Bu konuda bilgi alabileceğim bir kitapta şu anda maalesef yok. Ama sanırım Dedebaba'nın söylediği “Sedd-il-ebvâb” anahtar sözcük.. Bu konu üzerinden araştırılabilir.

Yine Dedebaba'nın hazırlamış olduğu Kur'ân-ı Kerîm (Manzum Meal)'de bir dipnot (namaz konusunda)u buraya alıyorum:

38. SÂD SÛRESİ
(31/32) Hani öğleden sonra ona, durunca sakin
Hızlı koşan atları göstermişlerdi lâkin
O da demişti ki: “Ben, böyle güzel şeyleri
Tanrı’mı andığımdan severim pek ileri…”
Böyle deyip onları güneş batıncaya dek
Zevk ile seyretmişti, bundan zevk duymuştu pek.
(33) Sonra dedi: “Onları geri çevirin gayrı…”
Bacak, boyunlarını okşadı ayrı ayrı…3

3 Bu konuda da çok öyküler uydurulmuştur. Süleymân, atları seyrederken ikindi namazını kaçırmışmış! Onun için “bu atları geri çevirin” demiş ve öldürtmüşmüş! Kur’ân’da bu iki husus da yazılı değildir. O zaman namaz mı vardı da, ikindisi olsun?


Kusura bakmayın yanıtlayamadım sorularınızı...

#42 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 02:49



Sayın Babuna.
Eğer yanlışlıksa kırdım veya hata yaptım ise ben özür dilerim.Maksadım bilgi alış
verişi "yazışarak" teşekkür ederim.



muta.


#43 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 02:55

Sayın muta,
Doç. Dr. Bedri Noyan, Kur’ân-ı Kerîm (Manzum Me’âl)’inde bu konu için şöyle demiş:
(9/1-130)
TEVBE SÛRESİ

(106) De ki: “Çalışın, yapın! Tanrı da, Yalvacı da
Mü’minler de görecek, her neler yaptınızsa.
Sonra görünmeyeni, görüneni bilene
Götürüleceksiniz, O bildirecek size
İşlediklerinizi
Nesi kem, nesi iyi.
(107) Tanrı’nın buyruğunu ötekiler de bekler,
Hakk ya azâba sokar, ya tövbe kabul eder.
Tanrı her şeyi bilir.
Ve hikmetle çevirir.
(108) Zarar vermek, küfrünü gizleyip güçlendirmek
Mü’minler arasına ayrılıklar getirmek,
Daha önce Tanrı’yla O’nun Yalvacı ile
Savaşana bakmaya mescit yaptılar bile. 16
“İyilikten başka şey istemedik” diyerek
Yeminler edenlerin olmadığına gerçek,
Yalancı olduğuna Tanrı tanık hepsinin
(Bunların işlerine bir bakın, şöyle gelin!)
(109) Orada aslâ durma! Daha ilk günden beri
Takvâ ile kurulan mescitten gir içeri.
Orda durmak daha da üstündür ötekinden,
Bunda insanlar vardır temiz olmayı seven.
Yüce Tanrı da sever
Temizlenen kimseler.
(110) Kimler hayırlı daha?
Kimler yakın Çalap’a?
Yapısını, Tanrı’ya karşı görevlerine
Saygı göstermek, bir de Hakk rızasına yine
Kazanmak temelleri üzerine kuran mı?
(Ve böylece sapsağlam yerinde oturan mı?)
Yapısını yıkılan bir yarın kenarına
Kurup da çöktüren mi Tamu’nun ortasına?
Kimler ki küfr içinde, kimler ki zâlim ola,
Çalap hiç eriştirmez onları doğru yola.
(111) Kurdukları yapıdan kalplerinde kuşku var
Kalpleri parça parça olup durana kadar.
Tanrı her şeyi bilir
Ve hüküm vericidir.


16 Ganam kabilesinden ikiyüzlü on iki kişi; Ebu Amir adlı bir Hıristiyan râhibin kışkırtmasına uydu. Bunlar Kuba Mescidi yanında bir mescid yaptılar. Amaçları öteki mescidi gözden düşürmekti. Ebu Amir, Hz. Muhammed’le savaştı. Huneyn Gazâsı’ndan sonra Suriye’ye kaçtı. Ordan haberler gönderip bir ordu ile yine geleceğini söylüyordu. Gelemedi, Suriye’de öldü. Ona mescid yaptıranlar bu defa Hz. Muhammed’e gelip buna girmesini istediler, girmedi ve onu yıktırdı.

#44 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 03:00

:) Hayır hiç kırılmadım.. Kırılmamı gerektirecek bir şey olduğunu da sanmıyorum ya da öyle düşünmüyorum.

Farkında mısınız yorumlar arasında ne kadar fark var...

#45 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 03:16


Diyanet Meali.
Tevbe Suresi.
106-dan 111.
(Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da, Allah'ın emrine bırakılmışlardır. Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü'minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar, "Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok" diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar.
Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.
Binâsını takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) ve onun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.
Kurmuş oldukları binaları, (ölüp de) kalpleri paramparça olmadıkça yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam edecektir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Şüphesiz Allah, mü'minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak va'detmiştir. Kimdir sözünü Allah'tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.



Gördüğünüz gibi "Meal" ler birebir uymuyor sebebi de malumaliniz hangi dil olursa
olsun birebir aynısının tıpkısı olmuyor birde "Arapça" dil olarak mükemmel bir dil
olduğundan karşısındaki dilin onu karşılaması biraz zor oluyor birde arap diline tamamiyle vakıf olmayanlar (arap dili filolojisi) gibi birde tabi olduğu cemaat ın,ırkın vs in de tesiri ile böyle meallendirmeler oluyor onun için İslam tarihi ve İslam Dini karşılaştırmalı güvenilir halka mal olmuş alimlerin çevirilerinden okunmalı derim hasbelkader teşekkür ederim.

muta.


#46 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 17:28

Gördüğünüz gibi "Meal" ler birebir uymuyor sebebi de malumaliniz hangi dil olursa
olsun birebir aynısının tıpkısı olmuyor birde "Arapça" dil olarak mükemmel bir dil
olduğundan karşısındaki dilin onu karşılaması biraz zor oluyor birde arap diline tamamiyle vakıf olmayanlar (arap dili filolojisi) gibi birde tabi olduğu cemaat ın,ırkın vs in de tesiri ile böyle meallendirmeler oluyor onun için İslam tarihi ve İslam Dini karşılaştırmalı güvenilir halka mal olmuş alimlerin çevirilerinden okunmalı derim hasbelkader teşekkür ederim.



Sayın muta,

Söylediklerinizde haklısınız ama buradaki sorun bahsettiğiniz sorun değildir. Yorum farkıdır.

Bedri Noyan Dedebaba 37 yıl boyunca Dedebabalık görevini yürütmüştür. Aslen kulak burun boğaz doktorudur fakat o öğrenmeyi kendisine ibadet olarak algılamıştır, hayatı boyunca çalışmıştır. Hazırladığı hiç bir kitaptan telif ücreti bile almamıştır. "Hakk'a hizmet için yaptığım işlerden para alamam" demiştir. Kur'ân-ı Kerîm manzum me'âl için 6 sene boyunca çalışmıştır. "Gündüzler dünya işi, geceleri Allah aşkı için" çalışmıştır. Bunu bir ibadet olarak yapmıştır. Arapça bilmektedir ve ayrıca Farsça, İngilizce, Fransızca dillerini de bilmektedir. Dilbilimi konusunda da kitapları vardır. Dedebaba'nın araştırmacı yanını farkeden Bektâşîler bu otuz yedi yıl boyunca ellerinde ne kadar yazma eser varsa Dedebaba'ya göndermişlerdir. Kitaplarını hazırlıyorken bütün bu eserler bir bir elden geçirilerek hazırlanmıştır. Kütüphanesinde gün ışığına çıkmamış yüzlerce eser vardır.

Sabah Gazetesinde (26 Ocak 1997) Nuriye Akman ile söyleşi sırasında:

(...)
* Öğrenmek isteyen meal okur.
- Bu da bir tefsir kitabı gibi. Ben bu ayetlerin karşılığı Türkçe kelimeleri aldım Kuran'da olmayan bir kelime bile sokmadım kitaba. 6 sene gece gündüz sabah ezanlarına kadar oturarak yazdım bunu.
* Ama tefsir başlı başına bir bilim. Siz tefsir eğitimi aldınız mı?
Birçok tefsir kitabı okudum.
* Ben birçok tefsir kitabı okumuş olsam tefsir alimi sayılır mıyım?
- Sayılmazsınız. Ben de tefsir alimi olduğumu iddia etmiyorum ama tefsir üzerine çoklarından daha fazla ilgim var.
* Bektaşiler namaz kılar mı?
- Kuran'da namaz kelimesi yok, "salat" kelimesi vardır. Salat, Türkçe'ye dua, anma, esenlik şeklinde çevrilmelidir.
* Zaten namaz da Allah'ı anma, ona dua etme ve esenlik dileme değil mi?
- Ama "Tanrı'nın salat ve selâmı efendimiz Muhammed ve onun soyu üzerine olsun." derken "Tanrı, Hz. Muhammed ve soyuna namaz kılsın" mı diyoruz?
* Namazın Kuran'da olmaması, işin ayrıntılarını sünnetin belirlemesinden değil mi?
Fakir ehl-i sünnet yanlısı değil ki sorunuza evet desin. Peyfamber'in namaz kıldığını gören var mıymış? Sonradan uydurulmuştur namaz.
* Namaz yok da niye Bilali Habeşi ezan okuyup insanları namaza çağırdı?
- Bilali Habeşi ezan okudu ama kılınan namaz mıdır, salat mıdır belli değil. Bizler salata dururuz ve salat edeken bize şah damarimizdan daha yakın olan Nur'ün Nur'a kavuşmak için kendimizden geçeriz. Salatımızı zaman olur saatlerce yaparız.
* Bektaşiler oruç tutar mı?
- Evet. Ben 75 yaşıma kadar her Ramazanın orucunu tutmuşumdur. Ayrıca muharrem Ayı'nın birinci ve onuncu günleri arasında da oruç tutarız. Bu orucumuzda sudan uzak yaşarız. Et, süt, yumurta gibi yiyecekleri yemeyiz..
(...)

demiştir.

Sayın muta,
Bu konunun başlığında Aleviliği / Bektaşiliği ele alan birileri onun inanç biçimini ele alarak İslam dışı olarak nitelendirmek istemiştir. Ben de Dedebaba'nın kaleminden Aleviliğin / Bektaşiliğin İslâm dışı olmadığını yaşayışının biçimlerinin her bir uygulamanın İslâmda bir dayanağı olduğunu vurgulamaya çalıştım.

Birileri bu düşünceyi benimser benimsemez. Bu sizlerin sorunudur. Bana göre veya Alevi / Bektaşiye göre İslâm'ın özüdür.

Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba "halka mal olmuş alimler" sınıfına girmektedir.
Saygılarımla.

#47 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.02.2007 - 18:16

Fakir ehl-i sünnet yanlısı değil ki sorunuza evet desin. Peyfamber'in namaz kıldığını gören var mıymış? Sonradan uydurulmuştur namaz.


Sayın Babuna Noyan dede ye "ALLAH" tan rahmet dilerim ve derim ki Peygamber imizin a.s.v. Namaz kıldığını ve kıldırdığını "GÖRMEYEN KALMADI" bu konu üzerine
konuşmak iddia da bulunmak biraz tuhaf kaçmazmı yani en azından Hz. Ali efendimiz nasıl şehit edildi nerede idi ne yapıyordu bu yeter kişi inandığı gibi yaşar ve inandığı gibi ibadet eder ama bazı gerçekleri de en azından görmezden gelmez.


muta.

Bu mesaj muta tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 18.02.2007 - 18:18


#48 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 19.02.2007 - 23:44

Sayın muta,

“Dede” değil “Dedebaba” defalarca yazdım. Dede Alevilerde olur.. Bektaşilikte "dede" yoktur.

Ben burada İslâmda "namaz var mıdır? yokmudur?" konusunu konuşmuyordum. Ben Bektâşî / Alevîlerin nasıl inandıklarını, İslâmı nasıl yorumladıklarını anlatmaya çabalıyordum. Ve bunu yargılamakta kendisine Müslümanım diyen hiç kimseye düşmez.

Biliyorsunuz yıllarca bizlere 5 vakit namaz kılınması gerektiği söylenir. Fakat geçenlerde TV'yi karıştırıyorken. Zekeriya Beyaz Hoca'ya (Sanırım İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fak. Öğr. Üyesi) rastladım. Konu namazdı. Ve İslamda namazın 5 değil üç olduğunu söylüyordu. Ama hemen arkasından da "5 defa namaz kılmakta büyük sevaptır" diyordu. Yani çok kılmanın bir mahsuru olmayacağını söylüyordu.

Sorarım şimdi size bunu yıllarca neden açıklamadılar? Bu yapılan inanç konusunda halkı yönlerdirmek değil midir? İstediği biçimi verme çabası değil midir? Bence bu konu da hiç basite alınacak gibi bir konu değildir.

Forumda bulunan her konuda hemen hemen yorumunuz var mutlaka okumuşsunuzdur. Dedebaba'nın Kur'ân me'âlinin önsözünde Kur'ân'ın bazı ayetlerinin yok edildiği konusundan (kaynakları ile beraber) alıntı yaptım. Neden bizlere bu konulardan hiç bahsedilmedi. Böylesine önemli bir söylentiden bahsedilmemesi hangi mantıkla açıklanabilir?

Bunca önemli olaylardan bahsedilmemesi ancak üzerini örtbas etmek olarak yorumlanabilir. Şimdi ben nasıl güveneyim söylentilere.. Bunu yapanlar başka şeyleri de yapar... Olmayanı bana var olarak ta gösterebilir.

Sanki Hz. Muhammed'in nasıl namaz kıldığını görmüş gibi yazmışsınız ama gördüğünüz gibi bir yığın bilinmeyen de ortada. Kaldı ki namazı (salat) Alevî / Bektâşî şöyle yorumlar: Namaz (salat); dua anma esenlik anlamınadır. Nasıl kılarsan kıl ister sizin bildiğiniz anlamda kılarsınız, isterseniz oturduğunuz yerden kılarsınız, isterseniz koşarken kılarsınız.

Hz. Muhammed'i böyle gören olmuşta olabilir, ben buradan bunu iddia edecek değilim. Amaç Tanrı'ya ulaşmaksa, nasıl ulaşabilirseniz ulaşırsınız. Şekille değil özle...

Mü’min zekîdir. Ve bâtılı ayırd edicidir. Akıl ve fetânet sahibidir (Hadîs). Buyurulduğu vechile, öbürün hangisi olduğunu (yetmişiki tâifeden) bilmesi için Hakk’ı bâtıldan ayıran bir mü’min lâzımdır. İşte iman da bu ayırt etme ve anlamadır. (Fih-i Mâfih: Meliha Ülker Tarıkâhya çevirisi, 2. Baskı. s. 156.)

“Namazdan daha üstün ne olabilir?” sorusuna, Hz. Mevlâna’nın yanıtı şu: “1. Söylediğimiz gibi, namazın canı (ruhu) okunan namazdan daha iyidir. 2. (Îmân) namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte, îmân ise her zaman farzdır. Namaz bir mazeretle bozulur ve borç olmaktan düşer, sonra kılmak ta mümkündür. Îmânın namazdan bir üstünlüğü de onun hiç bir ma’zeretle değişmeyişi ve sonradan kılmağa müsaade edilmeyidir. Namazsız îmânın faydası olur. Fakat îmânsız namazın faydası yoktur. Tıpkı münafık olan kimselerin namazları gibi. Namaz her dînde başka türlüdür. Îmân hiç bir dinde değişmez.” (Fîh-i Mâfih: Meliha Ülker Tarıkâhya çevirisi, 2. Baskı, [Bu eserde] başka ve bunun benzeri kayıtlar vardır.)


Yine Hz. Mevlâna:

Yıkılmadıkça bu medreseler bu minareler
Mutlu olmaz gönül dilinden anlayan
İman küfür olmadıkça, küfürde iman
Olmaz bir Tanrı kulu gerçek Müslüman

Varlık da odur yokluk da
Kıvanç da ondan gelir acı da
Görecek göz yok sende demek
Yoksa görürdün senin de o olduğunu

Güzel değilsem de güzele taparım
Şarap değilsem de şarapla sarhoşum
Yalvaran yakaran değilsem ne çıkar.
Senin meyhanene serili postum

Tanrısal sırların örneği sensin
Tanrısal güzelliğin aynası sensin
Senden başka nesne yok evrende
Kendinden iste, aradığında sensin

Gülbahçesinde geziniyordum sevgilimle
Birden takılmış gözlerin bir güle
Sevgilim “utan biraz” dedi bana
Yanağım yanında sen güle bakıyorsun


Devam ediyorum Mevlâna’dan bir nefes daha:

Ser be-zemin düm be-hevâ mi-kuned
Guyâ ibâdât-ı Hudâ mi-kuned.
(Başı yerde, kıçı havada duruyor,
Güya Tanrı’ya ibâdetler ediyorum sanıyor.)


Bedri Noyan Dedebaba bildiğim kadarıyla zaman zaman İslâm Konferansı toplantılarına da yer yer davet edilmiştir. Kaldı ki o da kendinin anladığı İslâmı anlatmıyor, o da Bektâşîlik / Alevîlik inancını anlatıyor. Yazdıkları kişisel fikir değildir. Bence üstteki yazıyı iyi okumalısınız.

Ve son olarak sizin bol bol nefeslerini buraya taşıdığınız Yunus İmre’den bir nefesle bitiriyorum:

İlim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir
Sen kenidini  bilmezsin yâ nice okumaktır.

Okumaktan ma’nâ ne kişi Hakk’ı bilmektir
Çün okudun bilmezsin ha bir kuru emektir.

Okudum bildim deme; çok ta’at kıldım deme
Er’ı Hakk bilmez isen abes yere yelmektir.

Dört kitabın ma’nası bellidir bir “Elif”te
Sen “Elif”i belmezsin bu nice okumaktır.

Yiğirmi dokuz hece okusan ucdan uca
Sen “Elif” dersin hoca, ma’nası ne demektir?

Yûnus İmre der: Hoca, gerekse var bin Hacc’a
Hepisinden iyice bir gönüle girmektir.
  Yûnus İmre

[/B]

#49 abidik

abidik

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 3.464 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:nerede akşam orada sabah
  • İlgi Alanları:ömer,şems,yunus

Gönderim zamanı 19.02.2007 - 23:54

bu konu cıddı bı konu yarın eılcem buna bakın da gorun yanı
gezinen bir gölgedir hayat,
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .

#50 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 20.02.2007 - 18:19

Ser be-zemin düm be-hevâ mi-kuned
Guyâ ibâdât-ı Hudâ mi-kuned.
(Başı yerde, kıçı havada duruyor,
Güya Tanrı’ya ibâdetler ediyorum sanıyor.)


Babuna.

Şimdi seninle uğraşmam sebebi de inancını yaşamak ve islamı biz böyle anlıyoruz ayaklarına takılarak birde bana yukarıda alıntıladığım dörtlüğü gönderip güya bizim yaptığımız ibadetin (kıçı havada) diyerek sizin daha doğru olduğunuz intibasınımı veriyorsun hadi ikile bak dalgana hoşgorülüğü ilke edinmişlik bumu daha çok şey yazarım ama değmez.


muta.

#51 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 00:57

Beyefendi,

Bu yazıyı da her zamanki gibi yine ben söylemedim Mevlâna söylemiş, altına da bunu yazdım. Ama siz bildiğiniz gibi algılamak istiyorsunuz. Çünkü işinize öyle geliyor. Eğer sizler saldırmadan, anlamak ve paylaşmak için konuşmuş olsanız bunların hiçbirisini yazmazdım. Kafanızda bir doğru var bütün dünyaya bu şapkayı giydirme peşindesiniz.. Halbuki İslâm dini ahlakı bunu kabul etmez.

Bakınız bu konu Alevîlik / Bektâşîlik üzerine açılmış, defalarca yazdım. Ve bu konuyu açan kişi Alevîlik / Bektâşîliği İslâm dışı gibi göstermeye çabalamış. Ben ona ve buraya bu foruma giren insanlara bu düşüncenin yanlışlığını anlatmak amacı ile bulunuyorum.

Birisi Alevîlik / Bektâşîlik anlayışının üzerine tükürmeye kalkışmış.. Fakat birileri de bundan çok hoşlanmış.. Kimisi alkış tutmuş, kimisi de görmezden gelmiş.. Taki ucu birilerine batana dek..

Evet siz dalganızı geçiniz.. Ben yazacağımı yazdım. Konuşma tarzınızla en sonunda kimliğinizi açığa çıkarmış oldunuz... Anlayan, anlamak isteyen anlar.

#52 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 02:24

Bu yazıyı da her zamanki gibi yine ben söylemedim Mevlâna söylemiş, altına da bunu yazdım. Ama siz bildiğiniz gibi algılamak istiyorsunuz. Çünkü işinize öyle geliyor. Eğer sizler saldırmadan, anlamak ve paylaşmak için konuşmuş olsanız bunların hiçbirisini yazmazdım. Kafanızda bir doğru var bütün dünyaya bu şapkayı giydirme peşindesiniz.. Halbuki İslâm dini ahlakı bunu kabul etmez.


Sayın Babuna.

Sizinle ve yahut gönüllü neferliğini üstlendiğiniz Bektaşilikle benim bir işim olmaz sebebi
de ben kendi inancımı yaşar,yaşamaya çalışırım bu itibarla Bektaşi olmuş,Alevi olmuş isteyen istediği gibi yaşar ibadet eder.Sonra ortada bir şey yokken ne güzel yazışırken neden (noyan) galiba dede dedim dede baba demedim den başladın geldin Hz. Mevlana
ya ait dediğin bir şiiri yazıp (dörtlük yarısı farsça öbür yarısı da tercümesi Türkçe) bana
dikkatli oku bak siz namazı nasıl kılıyorsunuz (kıçı ön plana çıkararak) diyorsun vede bu
dörtlüğü Hz. Mevlana yazmış o ne derse doğrudur havasındasın. Bir kere nacizane şunu
derimki Namaz da en önemli an "SECDE" anıdır daha fazla yazmıyacağım yanlız yazdığın o dörtlüğü Mevlana nın hangi eserinde kaynak verirsen memnun olurum acaba
Mevlana o yazıyı nerede,niçin kime yazmış onuda öğreniriz.Öbür yazdıklarına cevap yazmayacağım teşekkür.

muta.

#53 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 03:03

1. Soru yazma hakkı sizde olacak bende olmayacak. Diğerlerine yanıt vermeyeceksiniz ben vereceğim.. Siz kendinizi ne sanıyorsuz... Sizin bir ayrıcalığınız mı var?

2. Israrla burada Bektaşi/Alevi düşüncesini konuştuğumuzu yeni yazmadım. Madem sizi ilgilendirmiyor ne diye namaz vardır yoktur ? gibi bir söylem içerisindesiniz? Siz Bektaşi Alevi düşüncesini bu Yol'u tanımlayan en yetkililerinden biri olan Dedebaba'dan daha mı iyi biliyorsunuz?

Lâkin bütün tarih boyunca olduğu gibi şimdi de bir kısım Müslümanlar, diğer bir kısım Müslümanları tekfir etmek, [kâfirlikle suçlamak] onların her hareketinde bir günah görmek, hatta Cennet ve Cehennem sevkiyatını adeta kendileri idare etmek gibi başlarından büyük işler yüklenmiş görünmektedirler. Bunlar din felsefesini ve medeni bir insana dinin neden lazım olduğunu düşünmeyen şekilperest Cennet meraklılarıdır.
Bunların bütün işleri en büyük İslâm sofîlerine kadar herkesi her fırsatta tekfir etmek (yani kâfir oldu diye itham etmek) böylece Cenneti yalnız kendilerine tahsis eylemektir. Allah rızasını tahsis hatırlarına gelmez. Tarihte bunların cürretleri İmâm Gazâlî, Mevlâna, Şems-i Tebrîzî, Molla Cami’i, Muhiddin-i Arabî, Konyalı Sadreddin gibi en büyük İslâm mütefekkirlerine kâfirdir demeğe kadar varmıştır.
Bütün İslâm tarihi bir tarftan din ve İslâm felsefesinin anlamış ârifler, diğer tarafada da bunları çekemeyüb “Kâfirdir.” diye damgalamaya yeltenmiş ağzı kara’larla doludur.
Bunu neden yazıyorum? Okuyucularımızdan bize bir takım mektuplar gelir. Bu mektuplar içinde din bahislerine temas edenler de vardır. Ve bu din bahsine temas edenlerin içinde İslâmları ve İslâmlığı parça parça etmeğe ve en az ben altı asır evvel sönmüş olan İslâm arası nifak ateşini uyandırmağa-bilerek bilmeyerek-uğraşanlar, din ve İslâmiyet namına gammazlık, gıybet, nâhakk [haksız] yere tekdîr gibi zemîmeler irtikâb edenler var. Onun için burada bu satırlarla-haddimiz olmayarak-cümleyi ikaz ve irşâd etmek isteriz ki; İslâmiyette birinci şart kalb-i selîm [iyi kalb] ve diğerleri hakkında hüsn-ü niyyettir [iyi niyet]. Hz. Muhammed mekârim-i ahlâkı itmâm [güzel ahlâkı tamamlamak] için Peygamber olmuş ve ümmetine bunu söylemiştir. En büyük ibadet ahlâkını ve vicdânını tasfiyedir. Namaz kılmamak, oruç tutmamak günahtır. Ola ki Cenâb-ı Hakk bunları bağışlar. Lâkin kalb-i selim yani temiz yürek ve iyi huy sahibi olmayanlara ne ibadetin, ne kefâretin imdâdı yoktur. Bu gibiler daha dünyada Cehennem azâbı çekerler. Allah cümlemizi ve bilhassa Tanrı ile kul arasına girip insanları ve İslâmları “nezd-i Hakk”ta mertebelere ayırmak cür’etinde bulunanların taksîratlarını affeylesin.

Burhan Felek, Cumhuriyet Gazetesi, 25 Mart 1960 Cuma, İstanbul.

Evet,
Şu yazınızla bile Mevlana'ya ait olmadığını söylediğiniz nefesten bir parça var. Ve bu parçayı da Dedebaba'nın kitabından aldım bunu ilk kez bu foruma yazdığım yerde yazmıştım zaten.
Şimdi siz Bedri Noyan Dedebaba'ya "yalancı, gerçekleri görmek istemeyen" kişi olarak yargıladınız. Ki bu kişinin seri kitaplarının ismi Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîliktir ve Bektâşîlerin Dedebabalığı görevini 37 yıl üstlenmiştir. Kitaplarını da din adamları da dahil seve seve okumaktadırlar (Dikkat edin okumaktadırlar dedim katıldıklarını söylemedim.) . Kaldıki Dedebaba bunları yazmazdan önce de Bektaşilik / Aleviliğin düşüncesi budur..

Şimdi:

Bundan daha büyük bir terbiyesizlik var mı?

Sizin güzel konuşmak dediğiniz şey bu mu?

Ben burada bir tek Mevlâna'dan örnek (iki ayrı nefes aldım) almadım. Yunus İmre'den de aldım, Meliha Ülker Tarıkâhya 'dan da aldım, başka kişilerden de aldım. Bu konuda yüzlerce binlerce nefes var ama ben tanınanları almaya çabaladım. Ve burada bir tek noktaya odaklandım. Alevi / Bektaşi düşüncesinin temeline. Eğer ki bir şey anlamak istemiş olsaydınız bunun üzerinde dururdunuz.

Daha fazla yazmayın, bende yazmayayım. Kısacası yazmayalım. En iyisi bu. Çünkü bana göre siz kendi düşüncenizden başka bir düşüncenin varlığına tahammül edemiyorsunuz. Onu çürüteceğim diye yapmadığınız numara kalmıyor. Bu benim tarzım değildir.

#54 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 04:50

Fakir ehl-i sünnet yanlısı değil ki sorunuza evet desin. Peyfamber'in namaz kıldığını gören var mıymış? Sonradan uydurulmuştur namaz.


Sayın Babuna Noyan dede ye "ALLAH" tan rahmet dilerim ve derim ki Peygamber imizin a.s.v. Namaz kıldığını ve kıldırdığını "GÖRMEYEN KALMADI" bu konu üzerine
konuşmak iddia da bulunmak biraz tuhaf kaçmazmı yani en azından Hz. Ali efendimiz nasıl şehit edildi nerede idi ne yapıyordu bu yeter kişi inandığı gibi yaşar ve inandığı gibi ibadet eder ama bazı gerçekleri de en azından görmezden gelmez.


Ser be-zemin düm be-hevâ mi-kuned
Guyâ ibâdât-ı Hudâ mi-kuned.
(Başı yerde, kıçı havada duruyor,
Güya Tanrı’ya ibâdetler ediyorum sanıyor.)


Şimdi seninle uğraşmam sebebi de inancını yaşamak ve islamı biz böyle anlıyoruz ayaklarına takılarak birde bana yukarıda alıntıladığım dörtlüğü gönderip güya bizim yaptığımız ibadetin (kıçı havada) diyerek sizin daha doğru olduğunuz intibasınımı veriyorsun hadi ikile bak dalgana hoşgorülüğü ilke edinmişlik bumu daha çok şey yazarım ama değmez.



Beyefendi,

Bu yazıyı da her zamanki gibi yine ben söylemedim Mevlâna söylemiş, altına da bunu yazdım. Ama siz bildiğiniz gibi algılamak istiyorsunuz. Çünkü işinize öyle geliyor. Eğer sizler saldırmadan, anlamak ve paylaşmak için konuşmuş olsanız bunların hiçbirisini yazmazdım. Kafanızda bir doğru var bütün dünyaya bu şapkayı giydirme peşindesiniz.. Halbuki İslâm dini ahlakı bunu kabul etmez.

Bakınız bu konu Alevîlik / Bektâşîlik üzerine açılmış, defalarca yazdım. Ve bu konuyu açan kişi Alevîlik / Bektâşîliği İslâm dışı gibi göstermeye çabalamış. Ben ona ve buraya bu foruma giren insanlara bu düşüncenin yanlışlığını anlatmak amacı ile bulunuyorum.

Birisi Alevîlik / Bektâşîlik anlayışının üzerine tükürmeye kalkışmış.. Fakat birileri de bundan çok hoşlanmış.. Kimisi alkış tutmuş, kimisi de görmezden gelmiş.. Taki ucu birilerine batana dek..

Evet siz dalganızı geçiniz.. Ben yazacağımı yazdım. Konuşma tarzınızla en sonunda kimliğinizi açığa çıkarmış oldunuz... Anlayan, anlamak isteyen anlar.



Sayın Babuna.

Sizinle ve yahut gönüllü neferliğini üstlendiğiniz Bektaşilikle benim bir işim olmaz sebebi
de ben kendi inancımı yaşar,yaşamaya çalışırım bu itibarla Bektaşi olmuş,Alevi olmuş isteyen istediği gibi yaşar ibadet eder.Sonra ortada bir şey yokken ne güzel yazışırken neden (noyan) galiba dede dedim dede baba demedim den başladın geldin Hz. Mevlana
ya ait dediğin bir şiiri yazıp (dörtlük yarısı farsça öbür yarısı da tercümesi Türkçe) bana
dikkatli oku bak siz namazı nasıl kılıyorsunuz (kıçı ön plana çıkararak) diyorsun vede bu
dörtlüğü Hz. Mevlana yazmış o ne derse doğrudur havasındasın. Bir kere nacizane şunu
derimki Namaz da en önemli an "SECDE" anıdır daha fazla yazmıyacağım yanlız yazdığın o dörtlüğü Mevlana nın hangi eserinde kaynak verirsen memnun olurum acaba
Mevlana o yazıyı nerede,niçin kime yazmış onuda öğreniriz.Öbür yazdıklarına cevap yazmayacağım teşekkür.


1. Soru yazma hakkı sizde olacak bende olmayacak. Diğerlerine yanıt vermeyeceksiniz ben vereceğim.. Siz kendinizi ne sanıyorsuz... Sizin bir ayrıcalığınız mı var?

2. Israrla burada Bektaşi/Alevi düşüncesini konuştuğumuzu yeni yazmadım. Madem sizi ilgilendirmiyor ne diye namaz vardır yoktur ? gibi bir söylem içerisindesiniz? Siz Bektaşi Alevi düşüncesini bu Yol'u tanımlayan en yetkililerinden biri olan Dedebaba'dan daha mı iyi biliyorsunuz?


QUOTE 
Lâkin bütün tarih boyunca olduğu gibi şimdi de bir kısım Müslümanlar, diğer bir kısım Müslümanları tekfir etmek, [kâfirlikle suçlamak] onların her hareketinde bir günah görmek, hatta Cennet ve Cehennem sevkiyatını adeta kendileri idare etmek gibi başlarından büyük işler yüklenmiş görünmektedirler. Bunlar din felsefesini ve medeni bir insana dinin neden lazım olduğunu düşünmeyen şekilperest Cennet meraklılarıdır.
Bunların bütün işleri en büyük İslâm sofîlerine kadar herkesi her fırsatta tekfir etmek (yani kâfir oldu diye itham etmek) böylece Cenneti yalnız kendilerine tahsis eylemektir. Allah rızasını tahsis hatırlarına gelmez. Tarihte bunların cürretleri İmâm Gazâlî, Mevlâna, Şems-i Tebrîzî, Molla Cami’i, Muhiddin-i Arabî, Konyalı Sadreddin gibi en büyük İslâm mütefekkirlerine kâfirdir demeğe kadar varmıştır.
Bütün İslâm tarihi bir tarftan din ve İslâm felsefesinin anlamış ârifler, diğer tarafada da bunları çekemeyüb “Kâfirdir.” diye damgalamaya yeltenmiş ağzı kara’larla doludur.
Bunu neden yazıyorum? Okuyucularımızdan bize bir takım mektuplar gelir. Bu mektuplar içinde din bahislerine temas edenler de vardır. Ve bu din bahsine temas edenlerin içinde İslâmları ve İslâmlığı parça parça etmeğe ve en az ben altı asır evvel sönmüş olan İslâm arası nifak ateşini uyandırmağa-bilerek bilmeyerek-uğraşanlar, din ve İslâmiyet namına gammazlık, gıybet, nâhakk [haksız] yere tekdîr gibi zemîmeler irtikâb edenler var. Onun için burada bu satırlarla-haddimiz olmayarak-cümleyi ikaz ve irşâd etmek isteriz ki; İslâmiyette birinci şart kalb-i selîm [iyi kalb] ve diğerleri hakkında hüsn-ü niyyettir [iyi niyet]. Hz. Muhammed mekârim-i ahlâkı itmâm [güzel ahlâkı tamamlamak] için Peygamber olmuş ve ümmetine bunu söylemiştir. En büyük ibadet ahlâkını ve vicdânını tasfiyedir. Namaz kılmamak, oruç tutmamak günahtır. Ola ki Cenâb-ı Hakk bunları bağışlar. Lâkin kalb-i selim yani temiz yürek ve iyi huy sahibi olmayanlara ne ibadetin, ne kefâretin imdâdı yoktur. Bu gibiler daha dünyada Cehennem azâbı çekerler. Allah cümlemizi ve bilhassa Tanrı ile kul arasına girip insanları ve İslâmları “nezd-i Hakk”ta mertebelere ayırmak cür’etinde bulunanların taksîratlarını affeylesin.


Burhan Felek, Cumhuriyet Gazetesi, 25 Mart 1960 Cuma, İstanbul.

Evet,
Şu yazınızla bile Mevlana'ya ait olmadığını söylediğiniz nefesten bir parça var. Ve bu parçayı da Dedebaba'nın kitabından aldım bunu ilk kez bu foruma yazdığım yerde yazmıştım zaten.
Şimdi siz Bedri Noyan Dedebaba'ya "yalancı, gerçekleri görmek istemeyen" kişi olarak yargıladınız. Ki bu kişinin seri kitaplarının ismi Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîliktir ve Bektâşîlerin Dedebabalığı görevini 37 yıl üstlenmiştir. Kitaplarını da din adamları da dahil seve seve okumaktadırlar (Dikkat edin okumaktadırlar dedim katıldıklarını söylemedim.) . Kaldıki Dedebaba bunları yazmazdan önce de Bektaşilik / Aleviliğin düşüncesi budur..

Şimdi:

Bundan daha büyük bir terbiyesizlik var mı?

Sizin güzel konuşmak dediğiniz şey bu mu?

Ben burada bir tek Mevlâna'dan örnek (iki ayrı nefes aldım) almadım. Yunus İmre'den de aldım, Meliha Ülker Tarıkâhya 'dan da aldım, başka kişilerden de aldım. Bu konuda yüzlerce binlerce nefes var ama ben tanınanları almaya çabaladım. Ve burada bir tek noktaya odaklandım. Alevi / Bektaşi düşüncesinin temeline. Eğer ki bir şey anlamak istemiş olsaydınız bunun üzerinde dururdunuz.

Daha fazla yazmayın, bende yazmayayım. Kısacası yazmayalım. En iyisi bu. Çünkü bana göre siz kendi düşüncenizden başka bir düşüncenin varlığına tahammül edemiyorsunuz. Onu çürüteceğim diye yapmadığınız numara kalmıyor. Bu benim tarzım değildir.



Fakir ehl-i sünnet yanlısı değil ki sorunuza evet desin. Peyfamber'in namaz kıldığını gören var mıymış? Sonradan uydurulmuştur namaz.



Bak babuna yukarıdaki yazı dede baba Bedri Noyan ait.

Namaz kılmamak, oruç tutmamak günahtır. Ola ki Cenâb-ı Hakk bunları bağışlar.


Bu Alıntıladığımda Dede Baba Bedri Noyana ait.Şimdi aynen şunu derim "babuna"
"ALLAH ını seversen" git başkasına takıl.

muta.

Bu mesaj muta tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 21.02.2007 - 05:06


#55 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 12:32

Namaz kılmamak, oruç tutmamak günahtır. Ola ki Cenâb-ı Hakk bunları bağışlar.


Burhan Felek, Cumhuriyet Gazetesi, 25 Mart 1960 Cuma, İstanbul.


Altına kocaman yazmışım BURHAN FELEK...

Bunlar Burhan Felek'in düşünceleri olmuyorda ne oluyor?

Biraz daha sıkışınca bu defa da dersiniz "Burhan Felek bunları yazmış ama niye yazmış yazıdan alıntı yapmışsınız.." yalandır gibi imalara...

Siz bunu sürekli yapıyorsunuz farkında iseniz? Dedim ya okuyan kimin ne? Neyin ne? olduğunu anlar....

Size en güzel yanıtı yine Burhan Felek vermiş:

Allah cümlemizi ve bilhassa Tanrı ile kul arasına girip insanları ve İslâmları “nezd-i Hakk”ta mertebelere ayırmak cür’etinde bulunanların taksîratlarını affeylesin.



#56 abidik

abidik

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 3.464 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:nerede akşam orada sabah
  • İlgi Alanları:ömer,şems,yunus

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 12:39

arkadaslar ,yapmayın DOGMATİZ TARTIŞILMAZ kuralını hatırlatırım.
kendi inançlarınızı biribirinize dayatmayın
bilgilerinizi paylaşmıssınız tamam işte daa ne olacak biriniz öbürünüzün dinine mi geçecek olmaz yapmayın kırmayın biribirinizi
ikinizin de inanışında öncelik li öğreti sevgi ve saygı olduğunu hatırlatırım
gezinen bir gölgedir hayat,
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .

#57 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 12:51

Sayın muta,
Yazılarımızın içerisinden seçerek alıntı yapmanıza hem de sayfayı doldurarak yapmanıza hiç gerek yok (zaten hepsi hepsi 4 sayfa bir yazı)..
İnsanlar, merak eden insanlar eminim ki okuyacaklar baştan sona artık bırakınız kararı onlar versin..
Bu konuyu kapatmak isteyen ilk kişi de siz oluyorsunuz. O zaman şu klavyeden artık ellerinizi çekin kenarda oturun.. Daha fazlası sapkınlık olur (Hem sizin için, hem benim için)

#58 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 12:53

arkadaslar ,yapmayın DOGMATİZ TARTIŞILMAZ kuralını hatırlatırım.
kendi inançlarınızı biribirinize dayatmayın
bilgilerinizi paylaşmıssınız tamam işte daa ne olacak biriniz öbürünüzün dinine mi geçecek olmaz yapmayın kırmayın biribirinizi
ikinizin de inanışında öncelik li öğreti sevgi ve saygı olduğunu hatırlatırım

Doğru söylüyorsunuz ama ortada tek bir din var "İslâm" ama yorum farkı var.[/B]

#59 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 16:24



Babuna denen adam.

Müslümanım diyorsun Müslümanlardan başkasıyla uğraşmıyorsun burhan felek i, bedri noyan demişim başka bir şey bulamadın ama sizin kendi içerinizde bile kafanızın nasıl karışık olduğunu gösterir biri namaz yok biri var demekle. ben müslümanım diyenle polemik,tartışma yapmam dedikçe azdın saldırıyorsun yine diyorumki bak dalgana soyunduğun yerde giyin benide kendin gibi görme tamammı yoksa senden çekindiğimi mi zannettin haydi oradan.


muta.


#60 abidik

abidik

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 3.464 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:nerede akşam orada sabah
  • İlgi Alanları:ömer,şems,yunus

Gönderim zamanı 21.02.2007 - 16:32

arkadaşlar yine kırıcı ve dayatmacı olmaya devem edıyosunuz.
bir tek din var sözü kırıcıdır çünki bir tek din yoktur .bir çok din vardır ama bir tek yaratıcı olduuna ınanan islam ı alem vardır .
lütfen vaz geçin bundan doğru deil dir bu yaptığınız.
gezinen bir gölgedir hayat,
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli