bu konuya 59 yanıt verildi

[Can Ka No Rey]

''Mesaj verme konumunda olanlar,verdikleri mesajların kitle halet-i ruhiyesinde ne tür bir tevil ve tevsire uğrayacağını bilmek gibi bir sorumlulukları sözkonusu olmalıdır.Sorumluluğun idrakinde olanlar değer yönelimli tüm hal ve tavırlarını muhatap kitlenin anlam dünyasındaki algılayışa uygun kılma zorunlulukları vardır. Yükümlüksüz referans sahipliği,çelişkinin öznel içeriğidir...

Vel hasıl kelam zırva tevil götürmez...''


ne kadar güzel söylemişsin be hocam...

[saffy]

agnostist e: senin 3 katlı bi evin var ve bu evi evsiz muhtaçlara veriyosun. onceleri seviniyorlar sonrada bana niye 2. kat falan demeye başlıyolar. neyapardın?

[agnostist]

agnostist e: senin 3 katlı bi evin var ve bu evi evsiz muhtaçlara veriyosun. onceleri seviniyorlar sonrada bana niye 2. kat falan demeye başlıyolar. neyapardın?

saffy;
herkese eşit ev verirdim.

[saffy]

hımm

[_ORHAN_]

Agnostist, bazı mesajları okumadığınızı, okumuşsanız bile işinize gelmeyenleri umursamadığınızı düşünüyorum. Bana cevaben yazdığınız mesaja karşı yorumum ve Jakobe'nin kapsamlı anlatımı cevapsız kaldı. Siz yine, adaletsizliğin anlatıldığı şiirleri yazıyorsunuz bize. Ayrıca adaleti de yanlış yorumluyorsunuz. Sanki herkesi eşit bir hayatının olmasını savunuyor gibisiniz.-savunuyorsunuz.- Bunun da adalet olmadığı çok açık. Adalaet hakettiğini almaktır ve cevapsız bıraktığınız mesajlarda herkesin hakettiğini aldığını görüyor olmalısınız.
Ayrıca AGNOSTİST, benimseyip, rumuz haline getirdiğiniz akıma ters düşüyorsunuz.

[mithrandir]

Arkadaşlar... Allah dilediğinin kalbini mühürler biliyorsunuz. Bu arkadaşın yarın ne olacağı belli olmaz. Bunu da biliyosunuz. Sabır. Yazdığı yazılarda ciddi bir İslam düşmanlığı olduğunu kendisi söylüyor. Ben de şunu söylüyorum. Sen zaten O'na bi zarar verecek değilsin. Ancak kendine işkence edersin. Bu adamlar zaten savunmaya ihtiyacı olan birini savunmuyorlar. Dinin zaten savunulmaya ihtiyacı yok. Biz söyleyeceğimizi söyledik. Mesuliyet bizden kalktı. Şimdi istersen iman et. İstersen etme.

[agnostist]

Yazdığı yazılarda ciddi bir İslam düşmanlığı olduğunu kendisi söylüyor.

ben yobazlara karşıyım.memleketimizin müfrit yani aşırı dincilerden temizlenmesi yanlısıyım.ama karıncanın incinmesini bile istemem.eğer bu islam düşmanlığı ise evet ben islam düşmanıyım.

[WaLe]

sevgili agnostist,

Dini, tanrıyı sorgulamak başka bişi, inananların maneviyatına saygı duymak başka bişi bu aradaki farkı gözederek uslup kulanalım yani sert, alaycı vs. uslup kullanmaktan kaçınalım lütfen..

Tartışmaya iştirak eden arkadaşlardan da ricam lütfen üslup sertleştirip tartışmanın boyunu kişiselleştirmeyin.

Saygılar..

[Serra]

Allahın gücü herşeye yeter.O istese herşey mükemmel, herşey güzel olmaz mıydı?Kötü insan bile kalmazdı.Hepimizi cennete gönderirdi.O halde neden kötülüklere müdahale etmiyor?Neden sessiz kalıyor?Yoksa o kötü mü?

1-allahı sorgulamak ne haddine..?

2-allah işini bilir

3-sen bi prozac iç gel

[duygusuz]

"Allahın gücü herşeye yeter.O istese herşey mükemmel, herşey güzel olmaz mıydı?Kötü insan bile kalmazdı.Hepimizi cennete gönderirdi.O halde neden kötülüklere müdahale etmiyor?Neden sessiz kalıyor?Yoksa o kötü mü? "

imtihanın manasını nedir? Allah bariz şekilde her kötülüğe müdahale etse kulun imtihanının ne anlamı kalır...


bundan sonra soracağı soruyu duyar gibiyim....

[muta]

Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." dedi.
BAKARA-30.
Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O gerçekten çok zalim ve çok cahildir.
AHZAB-72.
Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.
HAŞR-21.
Emaneti yüklenen insana ALLAH birde irade vermiştir kendi şeçtiği yolda kendi
istediğini ALLAH İnsana verir kişi dinsiz olarak yaşamak isterse dinsiz olarak yaşar
ve bu Dünyada çabasının karşılığını alır Ahiret te hüküm ALLAH ındır eğer iman eder inançlı olarak yaşarsa yine iradesi ve çabasının karşılığını bu Dünya ve Ahıret
te alır yani kişi talep ettiğini ALLAH ona verir.

MUTA.

[Poseidon]

Yüce Allah'ın rahmeti,adaleti olmazsaydı siz bu konuyu tartışamazdınız....

[Rose&Rain]

Allah'ın adaletini sorgulamak siz zavallı kendilerine yardımdan aciz insancıklara mı kaldı? Sizler önce ruhsal durumum normal mi diye sorun kendi kendinize ve bence derhal tedaviye başlayın ondan sonra sağlam kafayla bunları düşünürsünüz.

[mithrandir]

Anıl sakin. Nefisle tebliğ olmaz. Allah'ın savunulmaya ihtiyacı yok biliyorsun. Bak kendi kendine zlmeden birinin bunu yapmasını engellemeye çalışmaktan başka bişey yapmamamız daha mantıklı galiba. Ne diycez? Allah ıslah etsin.

[Insanlabu]

Kuran bazen bazı insanlar için kötü olan şeylerin iyi olanlardan daha hayırlı olduğunu söyler..

klasik fakir ekmeğini paylaşır zengin paylaşmaz sözünü hatırlayın.Bu boşu boşuna söylenmedi heralde..
Fakir ve zulm görenlerin maneviyatı daha güçlüdür,Allah a daha yakındırlar.

Ama yine her ateist gibi hadi len ordan ......

Bu mesaj Insanlabu tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 20.10.2006 - 20:17

[muta]

Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm yürütenleri sever.
(Maide Suresi, 42)

Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır." (Maide Suresi, 8)

Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın… (Nisa Suresi, 135)

ADALET.

Adl kelimesi "a-da-le" fiilinden mastardır; misl, denk, eş manalarına gelmektedir. Lügatlerdeki anlamlarını şöyle sıralayabiliriz: Düzeltmek, düz oturmak, tadil-tashih etmek, eğri bir yoldan doğru bir yola kaymak, saymak, geçmek, eş, eşit, muadil olmak, fidye vermek, dengede tutmak, dengelemek, tartmak, doğru olmak, doğru davranmak, aynı düzeyde yapmak, müsavat. Bütün bu uyumlu ve nüanslarla ayrılan anlamlarıyla beraber "meyletmek, sapmak" anlamları da vardır ki, bu anlamda mastar "adl" değil, "udul" dür. A-d-l fiilinin mastarı olan "Adalet", tüm bu anlamları ihtiva etmekte, sapmanın ve zulmün zıddı olarak karşımızda durmaktadır.

" O Allah ki seni yarattı, seni düzgün ve dengeli kılıp, ölçülü bir biçim verdi (adele)." İnfitar;82/7

Bu ayetle Allah insanı fiziksel olarak adl üzere yarattığını ifade etmektedir. Yani, bütün organlarını birbirini dengeleyecek, düzeltecek, tamamlayacak, doğrultacak biçimde yaratarak, dünya hayatını sürdürmeyi bu şekilde imkan dahili kılarak adl üzere davranmıştır. Bütün organlarımız eşit şartlarda değildir, aynı da değildir. Kimisi altta, kimisi üstte, kimisi daha hassas, kimisi daha güzel görünümlü, yapıları tamamen farklı olarak yaratılmışlardır. Buradan hareketle adaletin mahiyetine dair hakiki çıkarımlarda bulunmamız mümkündür. Allah'ın fiilleri, sıfatları yönüyle, ölçü ve oran anlamında adalet Allah'ın hakim ve alim oluşunun bir sonucudur. Tabiatta her şey ölçülü ve oranlıdır. Adil olduğu için hiçbir varlığın hakkını ihlal etmez, yerde bırakmaz, herkese hak ettiğini verir.

İmam İsfahani'ye göre adalet iki kategoridir: Birincisi akla dayanır ve devamlıdır. Bu kategoriye giren davranışlar daima adil ve güzeldir. Sözgelişi iyiliğe iyilikle karşılık vermek, zarar vermeyene zarar vermemek gibi. İkincisi kanun ve kaideye dayanır, dolayısıyla izafidir ve zaman ve mekana göre değişebilir. Bu tür adalet, bazen mukabele yoluyla ve mecazen "kötülük, tecavüz" gibi kelimelerle de ifade edilir. Mesela kötülüğe kötülükle mukabele etmek gibi. Ayrıca kısas, diyet, tazminat, misilleme de bu türden fiillerdendir.

Bu tespit neticesinde adaletin sadece toplumsal sebep ve sonuçlarının olduğunu sanabiliriz ama olan bu değildir; adalet ve/veya adaletsizlik insan ile Allah, insan ile insan, insan ile toplum ve bir bunlar kadar önem ittihaz eden, kişi ile kendi nefsi arasında tahakkuk eder. Şu ayetlere bakalım:

" Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Sonra kâfir olanlar (hâla putları) Rab'leri ile denk tutuyorlar." Enam;6/1

" De ki: Allah şunu yasak etti, diye şehadet edecek şahitlerinizi getirin! Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme; âyetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe inanmayanların arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar." Enam;6/150

DEVAM EDECEK.

MUTA.

[muta]

Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür." Nisa;4/58

Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever." Hucurat; 49/

Yarattıklarımızdan, daima hakka ileten ve adaleti hak ile yerine getiren bir millet bulunur. Araf;7/181

Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın... Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha eksat (hakka yakın, adil, doğru), şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur..." Bakara;2/282

Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi (kıstas) ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir." İsra;17/35

" Ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın." Şuara;26/ 181-182


Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların aralarında kıstı yaşatmaları için beraberlerinde kitabı ve mizanı indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür." Hadid;57/25

DEVAM EDECEK.

MUTA.

[muta]

Allah-u Teala Hazretleri bir ayet-i kerimede; “Muhakkak, Allah, adaleti, iyiliği, yakınlara yardım yapmayı emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar.” (Nahl Sûresi 90) buyuruyor. Demek ki, Cenab-ı Hakk zulme ve bozgunculuğa razı değildir

Zulmedenlere meyletmeyin, yoksa ateş (cehennem azabı) size dokunur.”( Hud Sûresi 113)


Bir ayet-i kerimede de, “Muhakkak, Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.” ( Nisa Sûresi, 58) buyurulur. Burada dikkat çekici bir nokta, adalet konusunda “müminler” denilmeyip “insanlar” denilmesidir. Buna göre, dost ve düşman ayırt edilmeksizin herkese adaletle muamele etmek gerekmektedir.

Nitekim şu ayet-i kerime de aynı hakikati ders verir: “Kim zerre kadar hayır işlese onu (karşılığını) görecek. Her kim zere kadar şer işlese onu (karşılığını) görecek.” (Zilzal Sûresi, 7-8)

İslam’da adaletin önemli esaslarından biri de, birisinin hatası ile başkalarının, akraba ve dostlarının, milletinin ve devletinin sorumlu tutulamayacağıdır. Cenab-ı Hakk, Kur’an-ı Kerimde; “Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez,” (Fâtır Sûresi,18) buyurur. Herkes kendi günahının cezasını çeker. Cinayeti kim işlemişse, cezayı da ancak o çekmelidir ve çekecektir. Şu var ki, bir insan bir başkasının günah işlemesine sebep olmuşsa, bu durumda hem günahı işleyen, hem de o günaha sebep olan kişi ceza göreceklerdir.

DEVAM EDECEK.

MUTA.