51 replies to this topic

[suustuneyaziyazmak]

Kaldıki yazmayı unuttum senin haberdeki rakamlar İMF ye ait dahi olsa bu İMF'nin de AKP li olduğunu gösteriyor çünkü Akp öncesi milli gelir sadece 2.598 $

[Hyaman]

Bak güzel kardeşim illa bana muhalif olmak için böyle komik duruma düşecek yorumlar yazma

Olur bir daha yazmam...

[suustuneyaziyazmak]

Yine yanlış anlaşıldım ......................

[Crossbourne]

Çok yüzeysel bahsedilmiş ekonomiden. Sanki her şey rakamlardan ibaretmiş gibi AKP'nin doğru bir ekonomi politikası izlediğini düşünmek yanlış.
Peki neden?
Önce enflasyondan başlayalım isterseniz. Evet, enflasyonun düştüğünü söylüyor rakamlar fakat işin aslı öyle değil. Hiç aklınıza gelmedi galiba: "Benzine ayda 3 kez zaman gelirken neden enflasyon eksi çıkıyor?" diye sormak.
Enflasyonun düşük çıkmasının sebeplerini sayalım. Öncelikle enflasyona baskı uygulanıyor. Enflasyonun artmaması için enflasyonun hesaplandığı sepeti, hesaplama yöntemini hatta adını bile değiştirdiler. Bu yüzden AKP hükûmetinin öncesindeki enflasyon rakamlarıyla, AKP hükûmeti döneminde enflasyon rakamlarını karşılaştırmak doğru olmaz. İnsanların sık sık almadığı, fiyatları pek değişmeyen ürünleri eklediler sepete. Bu yüzden tabii ki yüksek çıkmaz. Mesela yazın insanlar tatil satın aldılar, bunlar enflasyona yansımadı. İnsanların sıkça aldığı ve sıkça zam gelen ürünler bu sepette yok.
Bu yüzden DİE'ye hükûmet müdahelesi yok demek, çok komik.

Millî gelirin yüksek çıkmasına bakacak olursak. Bunun en büyük sebebi maliyenin kayıt dışı ekonomiye karşı aldığı önlemler. İnsanların ne alıp ne sattıklarına bakılınca kişi başına düşen millî gelir artıyor tabii ki. Kayıt dışı harcamalar görünüyor artık. AKP gelip sihirli bir değnek kondurmadı üzerine harcamalar tespit edilebildiği için daha doğru veriler ortaya konuyor. Bu önlemler güzel ama millî gelirde AKP hükûmetinin katkısı sadece bu denetimleri arttırmak oldu. 2500$ civarlarında çıktığı zamanlarda da kayıt dışı ekonomiyle böyle mücadele edilseydi o zaman da daha yüksek bir tutar çıkardı.

Büyüme hızının artması kulağa hoş geliyor tabii. Yatırımlar arttıkça büyüme hızı da artar. Fakat işsizlik de artıyor. Bu yüzden büyüme hızının artması bir anlam ifade etmiyor. İstihdam sağlanamıyorsa bir anlamı yok.

Cari açık, ithalat tavan yaptı. Cari açığın ne kadar büyük bir tehlike olduğu gözardı ediliyor. İşsizlik artıyor, yine konuşulmuyor.

Bu veriler yalancı, göz boyayan veriler. Gazel okumasın kimse.

Benim halkımın alım gücü artmadıktan sonra, halkım iş bulamadıktan sonra, halkımın aldığı ürünlere gelen zamlar enflasyona yansıtılmadığı sürece bu verilelerle uyuturlar adamı. İyi uykular!

[AtamÇepni]

Yani AKP’ den önce kişi başına milli gelir 2.598 $

AKP sonrası şimdiki kişi başına milli gelir 5.202 $

Bunları bir kalem geç de vatandaşın cebine gireni söyle sen İnsanlar benzin istasyonlarında günde ortalama 100 araba yıkayıp ayda 380.-YTL alıyor. O aldıkları maaş, belkide senin bir 1ylık benzin paran. 5.202 $ = 380.-YTL mi ediyor.

[Hyaman]

Türkiye AKP ile büyük devletse neden yanı başındaki Kandil Dağına operasyon yapamıyo?

Türkiye hiçbir yere operasyon falan yapamaz.Çünkü Türkiye hem kendi kamuoyunda hem de dış dünyada bu konuyla -terör- ilgili olarak caydırıcılığını ve inandırıcılığını yitirmiştir.AKP hükümeti de bunun sorumlusudur.Bir "kırmızı çizgiler" çıkardılar,artık bütün ilgili ülkeler bunu duyunca münasip bir yerleri ile gülüyorlar.Ha şimdi "e bu olayın bu hale gelmesinde tek suçlu AKP'midir?Diğer hükümetlerin suçu yok mudur?"diyenler olacaktır.Elbette onlar da kabahatlidir.Ancak hiç bir hükümet -en azından benim hatırladıklarımdan hiçbiri- bu olayda AKP kadar basiretsizlik göstermemiştir.Başka dış politika fiyaskoları daha var tabii de onlardan daha sonra bahsedelim..

[dokuzharf]

LAİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ SONSUZA DEK LAİK KALACAKTIR..

Bundan kimsenin şüphesi yok zaten.

[Gölge]

Ne kadar zorki söleneni anlamamayı başarmak bir bilseniz.
Kazanılan paranın tümünün kişi başına düşen miktarı ile aldıgın maaşla saglamasını yapıp aynımı diye bakmak..

Şunu deseniz anlıcam yapılan işlerle kazanılan paranın daılımındaki bu farkı ortaya çıkaran durumu gözönüne bakılarak alınan vergilerin orantısının düzenlenmesi diye.. veya sunulan hizmetin..
ama anlamıcam sanırım zira ben politika siyaset falan bilmiom..

[suustuneyaziyazmak]

Sevgili Crossbourne;
Öncelikle şunun altını çizerek vurgulamalıyımki, ister makro olsun, isterseniz mikro olsun ekonomiyi en ince detaylaraına kadar, tamamen akademik olarak ders verecek nitelikte anlatabileceğimi belirtmek istiyorum. Burada yüzeysel bahsetmemin tek sebebi insanların sıkılmasını önlemekti. Neyse şimdi tekrar ekonomiye dönelim.
AKP’ nin doğru bir ekonomik politika izlediğinden hiç bahsetmemişim sadece milli gelir, enflasyon ve büyüme hızında iyi yönde ekonomiye pozitif bir ivme kazandırdığını söyledim. Ha unutmadan borsa rakamlarından da bahsetmek gerekirdi, o konuya hiç girmedim.
Şimdi yazdıklarınıza şöyle bir bakalım neler yazmışsınız.

Enflasyonun düşük çıkmasının sebeplerini sayalım. Öncelikle enflasyona baskı uygulanıyor. Enflasyonun artmaması için

Baskı yapılınca enflasyon düşüyorsa, gelin hep birlikte şu baskıya bir el atalım da iyice düşük çıksın kurtulalım şu enflasyon belasından. Enflasyona nasıl bir baskı uygulanıyor doğrusu merak ettim, keşke bu baskıdan yüzeysel bir bahsetseydiniz. Geçmiş hükümetlerde yüksek çıksın diyemi baskı yapıyorlardı, eğer bu baskı meselesine bir açıklık getirirseniz gerçekten çok memnun olurum.

enflasyonun hesaplandığı sepeti, hesaplama yöntemini hatta adını bile değiştirdiler.

Sepetin değiştirildiğini sağır Sultan’ından, topal Vezir’ine, kel Hüseyin’inden, kör Mehmed’ine kadar herkes duydu ve öğrendi. Merak ettiğim hesaplama yöntemini düşük çıkarmak için nasıl değiştirdiler ve bu sepetin adı ne idi şimdi adını ne koydular. Ve asıl olayın gerçekle alakası olmayan tarafı şu yazdıklarınız.

İnsanların sık sık almadığı, fiyatları pek değişmeyen ürünleri eklediler sepete. Bu yüzden tabii ki yüksek çıkmaz. Mesela yazın insanlar tatil satın aldılar, bunlar enflasyona yansımadı. İnsanların sıkça aldığı ve sıkça zam gelen ürünler bu sepette yok.

Bu yazdıklarınızın gerçekle uzaktan yakından bir alakası yok, bu bilgiye nasıl ulaştınız neden bu şekilde yazdınız anlamış değilim. Artık bilgiye ulaşmak o kadar kolayki sağ elinizin işaret parmağı ile tıklıyorsunuz işte tüm bilgiler elinizin altında, buna rağmen bu hilafı hakikat beyanına yer vermenizi gerçektan çok yadırgadım. İşte sepetten çıkarılan ve sepete ilave edilen mal ve hizmetler.
SEPETE EKLENEN BAZI MAL VE HİZMETLER :puding, klima, radyatör, ultrason ücreti, mp3 çalar, ADSL modem, şans oyunu İddia, özel üniversite ücreti, bitki çayı, doğalgaz abone ücreti, yatak bazası, bornoz, sakız, krem peynir, emar ücreti, PVC pencere, DVD player, kontak lens, tansiyon aletleri, LPG araba tüpü, kargo ücreti, cep telefonu, internet ücreti ve bilgisayar donanımları.
SEPETTEN ÇIKARILAN BAZI MAL VE HİZMETLER :
normal benzin, mikser, video kamera, dikiş makinası, filtresiz Bafra sigarası, jeton, kibrit, keten kumaş, çocuk kabanı ve kalorifer yakıtı

Ve asıl hatırlatma İMF gerçekçi rakamlara ulaşmak için sepetin değiştirilmesini en çok isteyen uluslar arası bir kuruluş olarak en başta geliyordu ve sepetten söylenenin aksine günlük yaşamda işlevi azalan ya da kaybolan ürünler çıkarılmış onun yerine günlük yaşamda daha sık kullanılan ürünler eklenmiştir. Zaten ürünleri yazdım, yorum okuyucuların. Sadece bu konuda şunuda belirteyimki yeni sepetteki ürün sayısı eski sepetten 32 kalem daha fazlalaştırıldı. Bundaki hedef enflasyon rakamlarını daha gerçekçi bir rakama yaklaştırmaktı.
Gelelim milli gelir meselesine, bakalım o konu hakkında neler yazmışsınız ?

Millî gelirin yüksek çıkmasına bakacak olursak. Bunun en büyük sebebi maliyenin kayıt dışı ekonomiye karşı aldığı önlemler.

Bu cümlenizi okuyanlar sizi sayın Unakıtan’ ın müsteşarı veya danışmanı zannedecek. Bu cümlenizde son derece haklısınız ve size katılıyorum. Kayıt dışı ekonominin, ülke ekonomisine verdiği zararları sanırım bilmeyen yoktur. Kaçak istihdamlarla veya kayıt dışı istihdamla deyelim fakirin fukaranın hakkını gasbedenler, vergi çalarak ülkeyi zarara uğratıp tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler. Sosyal güvenlik kesintilerine göz dikip sosyal adaleti baltalayanlar, yetmemiş gibi bu ülkede mutlu azınlık olarak yıllarca milletin kanını bir kene gibi emmediler mi ? Neden daha önce bu kayıtdışı ekonominin önüne geçilmedi ? bütün bunların cevabını aramak gerekmez mi ? Elbetteki bu milli gelirin artmasına neden olacak, sadece milli gelir artmayacak vergi gelirlerini, kağıt üzerindeki istihdamı ve hepsinden önemlisi hırsız bir ülke yerine dürüst bir ülke prestijini de arttıracak.

kayıt dışı ekonomiyle böyle mücadele edilseydi o zaman da daha yüksek bir tutar çıkardı.

Bu cümlenizde sayın Unakıtan’ı çok memnun etmiştir. Kayıt dışıyla mücadele etmeyenler ya korkak ve pısırıktılar, ya beceriksizdiler ya da aynı çarkın dişlisi olup dürüstlük dışı idiler. Sizce başka bir açıklaması varmı ?

Büyüme hızının artması kulağa hoş geliyor tabii. Yatırımlar arttıkça büyüme hızı da artar. Fakat işsizlik de artıyor. Bu yüzden büyüme hızının artması bir anlam ifade etmiyor. İstihdam sağlanamıyorsa bir anlamı yok.

Cari açık, ithalat tavan yaptı. Cari açığın ne kadar büyük bir tehlike olduğu gözardı ediliyor. İşsizlik artıyor, yine konuşulmuyor.

Bu cümlelerinizde size katılıyorum bir büyüme hızının artması çok güzel ama asıl güzellik işsizlik sorununun ortadan kaldırılmasıyla olacak, önceki yorumlarımda bunların birer sac ayağı olduğunu ve hepsinin optimal rakamlara kavuşturulması gerektiğini yazarak sizi bu konuda destekler mahiyette bir yazı yazmıştım.

Bu veriler yalancı, göz boyayan veriler. Gazel okumasın kimse.

Ben gazelhan falan değilim şimdiye kadar hiç gazel okumadım. Yalnız Enflasyonun düştüğünü milli gelirin arttığını büyüme hızının pozitif bir ivme kazandığını sevmediğin bir siyasal iktidar tarafından gerçekleştirildiği için üzülerek belirtmiş ve iktidara farketmeden bir iki cümlenle de övgüler yağdırmışsın. Sonrada ben inansamda bunlar yalan inanmayın haaaaa demişsin.
Evet aynen öyle demişsin ...
Selam ve saygılar.

Dipnot: Ekonomi ile laiklik arasında bir bağ kurmaya çalışıyorum o bağı kurunca buraya taşır fikirlerimi sizlerle paylaşırım.

[Crossbourne]

Şunu belirtmeliyim ki sizin millî gelir, enflasyon ve büyüme hızında ilerleme kaydetti demenizin temelinde, iktidarı beğenmeniz yatabilir. Böyle düşünmemin sebebi de şu çünkü saydığınız alanlarda göze çarpan bir ilerleme göremiyorum ben. Benim gelirim 2000$ artmadı, düştüğü söylenen enflasyon yüzünden 80ytlye dolan depom artık 160ytlye doluyor, büyüme hızı artıyor deniyor ama işsizlik de artıyor.
Siz bunları atlayıp, "ilerleme kaydedilmiştir" diyorsanız, bu aşırı iyimserliğin altında bir şey ararım ben. Çünkü subjektif bir yaklaşımdır.
He iktidarı destekleyip desteklememeniz beni hiç ilgilendirmez. Burada herkes istediğini destekleyebilir. Benim istediğim şey hükûmetin beceremediği şeyleri "yaptılar" diye lanse etmemeniz.

Şunu da belirtmem gerekiyor ki yazımı parçalara bölerek açıklamanızla hata etmişsiniz. Çünkü bütünü değil, parçaları yorumlamışsınız. Bu yüzden değerlendirmeleriniz arasında fikir ayrılığının da ötesinde bariz hatalar bulunmakta.

Öncelikle enflasyona baskı yapılıyor dedim. Sonra bunu izah ettim. Siz o bölümü ortadan ikiye ayırırsanız, tabii ki dediklerimi yanlış anlayabilirsiniz. Enflasyonun hesaplanma yöntemini değiştireceğiz dediler değiştirdiler, tefeyi üfe yaptılar(sepetten bahseden kim?), sepeti değiştireceğiz dediler değiştirdiler.

Bunların sonucunda devlet zamlar yapıp enflasyon hâlâ eksi çıkabiliyorsa, gidip çocuklarını kandırmalarını söylerim ben onlara. Bunlar gerçek veriler olamaz. Eğer fiyat artış hızı bu kadar yavaşlamışsa, bunu sokaktaki adamın görmesi lazım.

IMF'nin desteklemesi benim için bir şey ifade etmiyor. IMF kendisine olan borcumuzu ödeyebilmemiz ve tekrar borç alabilmemiz için uğraşan bir kurum. Bunların önerileri benim için önemli değil.

Bakın o sepetteki şeylere. Neden kalorifer yakıtı çıktı? Ülkemizin doğalgaza geçtiğini filan söylemeyin bana lütfen.
Tabii ben her gün bir PVC pencere almadan rahat edemiyorum. Bunun gibi fiyatı değişmeyen, hatta rekabet ortamında azalan ürünleri koyuyorlar sanırım ki enflasyon düşük çıksın. Ben başka bir anlam veremiyorum. Bu kadar zamdan sonra nasıl hâlâ düşük çıkabilir bir enflasyon?

Kayıt dışı ekonominin önüne "kısmen" geçildi ama o Unakıtan denen adamın neler yaptığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu hükûmetin de türlü yolsuzlukları var, neyse ekonomiden sapmayayım.

Şu sorduğunuz soruyla varmak istediğiniz amacı çözebilmiş değilim.
Her hükûmetin bir politikası vardır. AKP hükûmeti kayıt dışı ekonomiye karşı denetimleri arttırdı, kendi bakanların neler yaptıklarına karşı denetimleri arttırmadı tabii.

Kayıt dışı ekonomiyle daha iyi mücadele ediliyor evet. Benim hükûmeti sevip sevmemem gibi bir şey söz konusu değil. Bir şeyi yapmışlarsa, onun söylerim; yapmamışlarsa da söylerim. Ayrıca ben hükûmeti değil, maliyenin bu hareketini söyledim. Unakıtan gibi bir adamın değil, onun danışmanlarının bu işte bir parmağı vardır. Unakıtan kendi çocuklarının şirketleri için uğraşıyor.

Mesajımı parça parça yorumlayınca, böyle saçma ve gerçekle alakasız bir sonuca varmanız işten bile değildi.
Bakın lütfen; zamlar yapılıyorsa, enflasyon düşük çıkıyorsa ve enflasyonun adıyla, sepetiyle oynanmışsa ben o enflasyona inanmam. Ne zaman fiyatlara gelen zamlar azalır, ben o zaman bir şeyler olmuş derim. Millî gelirin artmasının sebebi halkın gelirinin artması değil, halkın harcadığı paranın kayıt altına alınması. Burada hükûmetin denetim yaptırmış olması zaten olması gereken bir şey. Bunu "başarı" olarak gösteremezsiniz. Büyüme hızının artmasının da işsizlik azalmadığı sürece bir anlamı yok. İstediğiniz kadar fabrikalar kurun, tesisler açın milyonlarca işsiz sokakta iş arıyorsa bunun hiçbir anlamı yok.

İktidara övgü yağdırdığım filan yok. Maliye denetimleri arttırdı dedim sadece ki bu zaten yapılması gereken bir şey.
Ekonomi konusunda bize ders vereceği iddiasındaki bir üyemizin algılamasında bir sorun olduğuna inanmıyorum fakat iki kez tekrar etmek gerekiyor galiba.

Ben sizin bahsettiğiniz o üç konuda sözde "ilerlemelerin" tamamen göz boyayıcı olduğunu söyledim ve ekonomide kötüye giden hususların örtpas edildiğini söyledim.
Ayrıca sizin bu sözde "ilerlemelerin" yılmaz savunucusu tavrınızın ardında yatan iktidar sevgisinden de bahsettim. Çünkü sizin gibi ekonomide bizlere "ders" verecek, ekonomi nobel ödülü için aday gösterebileceğimiz bir şahsiyetin bariz gerçekleri görmeyip, hükûmetin başarısızlıklarını başarı zannetmesinin altında derin bir, sizin deyiminizle, "partizanlık" yatmakta olmalı. Ekonomide kötüye gidenleri konuşmayıp, iyiye gidenlerden bahsettiğiniz sürece benim bu yargım değişmeyecek. Olaylara objektif bakan biri bu şekilde konuşmaz. Gerçekçi değil, taraflı sizin söylemleriniz.

Şimdi sizin - benim aciz Türkçem sebebiyle - anlayamama ihtimaliniz olduğundan bir kez daha belirtmekte yarar gördüm.
Enflasyon düştü deniyor, zamlar tüm hızıyla devam ediyor. Artış hızında gerileme olmadı.
Millî gelir arttı deniyor, millî gelir değil, denetimler arttı. Halkın alım gücünde değişen bir şey yok.
Büyüme hızı arttı deniyor, işsizlik de artıyor. İstihdam sağlamadıktan sonra o büyümenin hiçbir anlamı yoktur.
Cari açık, ithalat tavan yapıyor, işsizlik artıyor fakat sizin gibi bir makro mikro ve diğer tüm ekonomi hede hödöleri uzmanı bir şahsiyet bunları görmeyerek yukarıda belirtilen sahte ilerlemeleri anlatıyor insanlara.
Ben buna gazel okumak derim. Gerçekçi değil de taraflı söylemler de bulunan birisinin de objektif değerlendiremediğini ve partizanlık yaptığını söylerim.

Evet, aynen sizin yaptığınızı söylerim.

Benden de kucak dolusu sevgiler, derin saygılar

Ekonomiyle laiklik arasında bir bağ kurmak zor olmasa gerek. Yine de fikirlerinizi merak ediyorum.

[suustuneyaziyazmak]

Yazdıklarına baktım; Bir önceki yorumunuz da yazdıklarınızın aynısını, birazda bana olan kızgınlığınızın yansıması kelimelerin yer alması nedeniyle çoğaltarak yeniden yorum olarak eklemişsin. Bu durumu görünce isminizin üzerini tıkladım ve tahmin ettiğim gibi yaşınızın çok genç olduğunu gördüm, gençlik heyecanıyla yazmış olduğunuz yorumunuzsa yaşınıza oranla oldukça iyi idi. Zannedersem liseyi henüz bitirmiş veya yeni üniversite hayatına atılmış birisisiniz. Umarım işletme, iktisat, maliye veya ekonomi alanlarında eğitimlerinizi devam ettirirsiniz, o zaman çok daha rahat birbirimizi anlarız diye düşünüyorum.
Şimdi AKP’ li olmadığımı taaaa en baştan ve birkaç kere defalarca yazdım çünkü biliyorumki DSP’ nin de olumlu bir icraatından bahsedecek olsam bu kezde beni kominist olarak itham edecek birileri çıkacaktı. Bunu bildiğim ve tahmin ettiğim için her defasında kesinlikle AKP’ li olmadığımı bağıra bağıra anlatmaya çalıştım.
Şimdi herkesin çok rahat birşekilde anlayacağı tarzda yorumunuza yeniden cevap vermeye çalışayım.
AKP iktidarından sonra makroekonomik göstergelerde denge sağlanarak, istikrarlı bir büyüme hızı amaçlanmış, sıkı para ve maliye politikaları ile desteklenen ekonomik programın kararlılıkla uygulanması Avrupa Birliği süreci ve uluslar arası piyasalarda yaşanan gelişmelerinde katkısıyla ( Bunu bu hükümetin bir şansı olarak değerlendirebiliriz) makroekonomik göstergelerin bir kısmı olumlu sonuçlar vermiştir. Şunu muhakkak kabul ediyorumki ekonomik büyüme ağırlıklı olarak verimlilik artışı kaynaklı olduğundan istihdam üzerindeki yani sizin temcit pilavı gibi dilinize doladığınız işsizlik üzerindeki etkileri sınırlı olmuştur hatta hiç olmamıştır deyebiliriz. Yalnız hemen şununda bilinmesi gerekiyorki büyüme hızı zannettiğiniz gibi sadece kayıtdışı ekonomiyle mücadele etmekle değil aynı zamanda özel nihai mal talebi ve sermaye birikimi artışından da kaynaklandığı için ileriki dönemlerde büyümenin işsizliği önleyeceğide göz ardı edilmemelidir. Herzaman dediğim gibi hangi hükümet ve iktidar bunu başarırsa en başarılı hükümet ve iktidar o dur. Şimdi rakamlar vererek meseleyi daha determinist bir duruma dönüştürelimki herkes istediği gibi atıp tutmasın.
İşte rakamlarla son beş yılın fotoğrafı;

AKP’ den önce kişi başına milli gelir 2.598 $
AKP sonrası kişi başına milli gelir 5.202 $

AKP öncesi enflasyon oranı %32.60
AKP sonrası enflasyon oranı %9.86

AKP öncesi faiz oranları iskonto oranı %55 , Avans faiz oranı %64
AKP sonrası faiz oranları İskonto oranı %23, Avans faiz oranı %25

AKP öncesi büyüme hızı % 1.5
AKP sonrası büyüme hızı % 7.6
Ve son olarak İMKB endeksi;
AKP öncesi endeks 11842,31
AKP sonrası endeks 38143,98

İşsizlik, cari açık ve hayat pahalılığı gibi diğer önemli sorunlarda sizinle hemfikirim.
Yazınızda ençok hoşuma giden kucak dolusu sevgiler, derin saygılar göndermenizdi bilmukabele deyip aynı oranda hatta biraz fazlası olsun selam ve saygılarımı sunuyorum..

[AtamÇepni]

İthalatımız büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor, büyüyor,büyüyor, büyüyor.

Edited by gg26, 17.09.2006 - 19:23.

[suustuneyaziyazmak]

İşsizlik, cari açık ve hayat pahalılığı gibi diğer önemli sorunlarda sizinle hemfikirim.

Bu cümle, bana ait bir cümle, oradaki cari açık ihracat rakamlarına oranla ithalat rakamlarının arttığını kabul ettiğim anlamına geliyor.

Sevgili GG26; Bak bugün okullar açıldı, bunu fırsat bilip motivasyona dönüştür ve biraz oku, hem aileni mutlu edersin, hem de harabedeki biz dostlarını....
Selamlar..

[AtamÇepni]

Sende okuduklarını anla biraz.

Hem kendine hem vatana-millete faydan dokunsun.

Biraz halkın arasına katılda, çok okuyarak değil biraz da çok gezerek öğrenmeye çalış.

Öyle her yazılana da inanma.

[suustuneyaziyazmak]

Sende okuduklarını anla biraz. 



Hem kendine hem vatana-millete faydan dokunsun. 



Biraz halkın arasına katılda, çok okuyarak değil biraz da çok gezerek öğrenmeye çalış. 



Öyle her yazılana da inanma.

Peki.

[AtamÇepni]

Okumayı seviyorsun ya

http://www.acikistih....asp?haber=5809

[suustuneyaziyazmak]

Sevgili GG26;
Sende karar ver artık, biraz stabilit davran gezeyim mi ? okuyayım mı ?
Okumam için gönderdiğin Zeynep ORUNCAK hanfendiyi çok yakınen tanıyorum. Asıl ilgilendiği bilim dalı Matematiktir. O da beni çok iyi tanır. Yaşça benden sadece iki yaş büyük ve matematikçi birisinin yazısını göndermenede şaşırdım doğrusu; Birazdan da Bedri BAYKAM beyfendinin yazılarının linklerini vermeye başlarsın gerek yok zahmet etme.
Birazda beni tanıman için sana Zeynep hanımın msn adresini ÖM ile gönderiyorum beni ona sor onun kendi ifadesiyle beni tanı.
Dipnot:Suustuneyaziyazmak olarak beni tanır.

[AtamÇepni]

Peki

Onun bunun MSN sini vereceğine kendi MSN adresini versene kardeş

[AtamÇepni]

Zeynep ORUNCAK hanfendiyi çok yakınen tanıyorum. Asıl ilgilendiği bilim dalı Matematiktir. O da beni çok iyi tanır.

Sağol Zeynep Hanım'la güzel bir sohbet ettik.

Fakat seni bir türlü tanıyamadı.

Onun kendi ifadesiyle; o kişiyi hiç tanımıyorum, yazılarımı okuyan biridir. (Resminide gönderdim )