İçerik değiştir



- - - - -

Tribal Enfeksiyon


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 71 yanıt verildi

#1 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 08.12.2009 - 17:01


hmm

acaba doğru başlıkta doğru konuyla mı haşır neşir oluyorum ? birisi yazın oraya gün içerisinde yaşadıklarınızı demiş , blog falan hikaye , buraya yaz biz de okuyalım demiş bende meraklısına yazayım bari dedim.

bu yamulmuyorsam böyle canım sıkıldıkça gidip gelip yazabileceğim bir günlük hedesi olsa gerek.
ben de canı gün içerisinde bol bol sıkılan bir bireyim , demek ki tam bana göre bir yermiş bu şey.

daha demincek cam önüne tünemiştim, böyle elimde çay bardağım burnumu cama dayamış nefesimle buhar verip yazılabilitesi yüksek alan elde etmeye ugraşıyordum.. heyhat kim derdi ki harabede bir tık ötemde hazır yapılmışı var.
sevindim bak şimdi...

zaten camdan güneş de gitmişti iyi oldu. yazın son güneş ışınlarını yakalamış gaflet ve delalet içerisindeki mıymıntı kedi pozisyonumdan kurtuldum. her şeyden evvel bana kalpleri kadar temiz bu şirin şeker sayfayı reva gören yetkili insanlara , forum camiasına , internet kurtlarına selam ederim.. ve teşekkürü bir borç bilirim.

eh girizgah tamamdır zannımca.
heh , yazdıgım üç beş kelimeyi de zan altında bıraktım , demek ki misyonunu tamamlamış bir tribal enfeksiyon oldu bu.
aferin bana

e o zaman ben gidip bir fincan daha çay doldurayım kendime ,konu da zaten yanlışsa o zamana kadar silinmiş olur. bende eger banı yiyip zırtlagı cekmemiş olursam geldiğimde mutfaktaki asayiş durumundan bahsederim belki.
belki de etmem
bakıcaz , kısmet...
a perfect Lie...

#2 matahari

matahari

    ...Ney Neva Eyler...

  • Muhabirler
  • 2.440 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Gurup Şurup
  • İlgi Alanları:Kitap,müzik,spor ,kelime ve zeka oyunları...Genel kültür yarışmaları...

Gönderim zamanı 08.12.2009 - 17:26

her şeyden evvel bana kalpleri kadar temiz bu şirin şeker sayfayı reva gören yetkili insanlara , forum camiasına , internet kurtlarına selam ederim.. ve teşekkürü bir borç bilirim.


Forum camiasından biri olarak eyyyvallah ve aleykümselam...

Hayırlı olsun :)
BİZ ÜÇ KİŞİ YAŞIYORUZ..BEN,KENDİM VE ŞAHSIM..

#3 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 08.12.2009 - 18:52

evet evet
herhangi bir vukuat oluşmamış asayiş berkemal .hala bir userim. bir de midemden gelen şu lıkır lıkır sesleri olmasa derd üstü murad üstü olacakmışım. heyhat , yine hayatta mutluluğu teğet geçtik. ömrümüzün calculusunu analiz ederkene elde patlayan veri olarak tutanağa geçmesini istiyorum bu teğet şeysinin (yine..)

neyse neyse..
ne diyordum ben ? heh evet midemden gelen lıkırdak sesler.
ömrünün bir yarısını yazıp , diğer yarısını yazdıklarını silerek, yok ederek geçiren birisi olarak bilgisayar önünde oldukça fazla zaman çarçur etmekteyim. ve her bilgisayara bagımlı insan gibi buraya oturdugumda yemeden kesiliyorum ama içmeden asla.. farkında olmadan bu gün bir demlik çayı fondiplemişim ayaga kalktıgımda midemde oluşan likidite dalgalanmalarından anladım. demek ki midem olmasa yaptığım icraatın bilincinde bile olmayan bir beşerim.
yoruldugumu monitörde harfleri çifter çifter görmeye başladıgımda , yemek yemedigimi midem sıvı tüketmekten bulandıgında , yazın geldiğini pencere kapalıyken terlediğimde anlıyorum.. garip.

şimdi neden yazdım ki ben bunları ? alakaya çay demleyip bir de onu içmeye çalışarak ömür mü törpülemek istiyorum nedir...

ama demleme çayın da keyfi bir başka arkadaş.
şimdilerdeki sallama poşetlerin ucunda cay keyfini idam eden yeni nesil nesle pek aşina değilim.
demliği çaydanlıgın üstüne oturtup da sabırsızca demlenmesini beklemek , gidip gelip kapagı açıp o misss gibi kokuyu içine çeke çeke kontrol etmek gibisi var mı?
demlendiginde bir heyecan , ellerin titreye titreye billur gibi çayını özenle sectigin incecik porselenden imal fincanına akıştırmak rengine gurban oldugum diye diye içmek nasıl böyle fastfood anlayışıyla hazırlanmış poşete sıgdırılabilir ki..
medeniyet dedigin tek ipe asılmış bir canavarmış efendim.
ben bu gün bunu yine anladım ve geleneklere biat ettim.

gelenekler derken kendi örf ve adetlerimiz üzerinden ahkamlandım yani.. misal bir ingilizin de çayına süt koymasını anlamlandıramıyorum ben. ya da çayını bal ile tatlandıran zihniyeti sevmiyorum. o da gelenek ama benim degil.
ben gelenege gelenek demem gelenek benim olmayınca..
hayda bre , ingilizlere de giydirdik tamamdır.. hehe

bak ne güzel oldu , ne şeker oldu böyle beyin fırtınası kıvamında döşenmiş bir yazıyı gözüm kapalı send edicem şimdi. oturup cümle yapılarını ayıklamak , devrikleri düzeltmek , ayrı yazılmışları birleştirmek , birleşikleri ayrıksamak falan yok..
çalakalem girişiverdim ne de iyi ettim
ben buraya yine gelirim
sevdim bu işi:d
a perfect Lie...

#4 Muziçko

Muziçko

    V.I.P. Üye

  • Dokunulmazlar
  • 12.098 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Gurup Şurup
  • İlgi Alanları:İhtiyaç anında camı kırınız!

Gönderim zamanı 08.12.2009 - 21:03

kem gözlerden koru yarebbim sen bu konuyu : ) gözüm kalıyor yine ama olmuyoki : )

güzel bi blog sevgili user ;) nazar değmesin inşallah ..göz değerse iyi püflerim ben :)

Gönderilen Resim





Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.




Gönderilen Resim


#5 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 12.12.2009 - 19:29

merhaba ben, merhaba keyfim , merhaba kahyası..

kafama esti geldim yine .. eserekli bi kafam olması bu blogumsu açısından pek bir faideli. zira gel-git akıllıların med-cezir manzarasıyla beslenir bu oluşumlar..
hani böyle sagdan sagdan gelir insana , aman gideyim de şunu bi yazayım, rahatlıyayım diye düşünür yazan-kişi.

pek bir sıkılıyorum son günlerde.
arkadaş cevresinde, sosyal ortamlarda böyle beni afakanlar basıyor.
insanların konuşamama ya da konuşmama alışkanlıgı beni deli ediyor.

sorulan sorulara bir boyun hareketiyle cevap veren ticari kurum elemanları mı istersin , sordugun soruyu evet ya da hayırla geçiştiren sözde yardımcı/halkla ilişkilerci elemanlar mı ararsın ? 4 sözcükten oluşan kelime haznesine bakmadan ingilizce-türkçe kırması bir dile hayat vermeye çalışan arkadaşlar mı arasın....
deliriciğim ayol !!!

beni en çok sinir edenler de bu sonuncu grup insanlar.
düz mantıkla işleyen kafamı allak bullak ediyorlar , nevrimi döndürüp şuurumu kınından cıkarıp ebelek höbelek diye at koşturtuyorlaR..
-nasılsın ıkınsu diyorsun ...
- çok downım bebeğim yhaaaaa diye cevap veriyor.
new yorkta elma bahçeni mi yaktılar hayırdır diyesi geliyor insanın..
zirzop insan. melun kadın. down ne demek ya ?
sanki bana 15 göbek amerikalı.. ortaokul lise sıralarında yarımkulak dinledigi ingilizce derlerinden aparttıgı tence leri bile oturmamış yabancıca öbekleri kusuyor üstüme.
-allah hayırlara vesile etsin neden downlara geldin ey peri diyorum..
-lanet olasıca boyfriendim beni yanlış rotate ediyor diyor ...
hadi buyur burdan yak.
bir yönlendirmeden falan bahsediyor olsa gerek diye düşünüyorum o an..
-sen bir bireysin (her ne kadar insanlığından şüphe duysam da ) , fikirlerini savunabilmeli düşüncelerinin arkasında durabilmelisin. kimsenin seni yönlendirmesine senin hayatını yaşamasına izin vememelisin diyorum.
bir süre kurdugum -onun için uzunca sayılabilecek- cümleyi algılamaya çalışıyor ve sırıtıyor..
-yha ben buna diyorum ( erkek arkadaşından bahsediyor ) x mekana gitmeyelim feci out habire oraya çekiştiriyo beni wallihi under yicez ortamlardan anlamıyo beni. yemin ediyorum sana big mac gibi patlıyciğim yha..böööyk yaniğ..
- hı evet big bang diyorsun ? patlayan oydu vakt-i zamanında cünkü , hamburgersi bişey de degildi. neyse ben tutmıyım seni bi müddet daha downlamak istersin , ufaktan kaçayım yoksa ben hakikaten o patlamayı beyin korteksimde yaşıycam..
az görüşelim canımım. hadi bye.
- bye janımmmssss ara ?
- hııı

kaçar adım uzaklaşıyorum mekandan. bir yandan da bu inanılması güç diyalogun artıklarını silmeye çalışıyorum hafızamdan ama naçar.. deli gibi kazınmış noktası virgülüne kurtulamıyorum..
hemen gelip acıyorum forumu. başlıyorum yazmaya....
a perfect Lie...

#6 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 14.12.2009 - 19:55

soğuk...

çok soğuk...

sevmiyorum soğuğu , sevemedim bir türlü. hani bazen bir kedinin genlerinden gdo falan mı uyguladılar bana diye düşünmüyor değilim. tembelim , ekabirim , soğuk sevmem , hırçınım , bazen sahne ışıklarında pırıl pırıl pırıldamayı , bazen yokmuşum gibi davranmayı, bana öyle davranılmasını severim.. yani pek tekin değilim özetle.

konuyu dağıtmadan sadet :
çok soğuk
bu gün hırkamla sitenin bahçesinde hava almayı denedim , başaramadım.
yarın paltomu giyip tekrar deneyeceğim.
bir gram oksijen için katlandıgım şeye bak tanrım merhamet et ve bana biraz güneş gönder...

soğuk...

çok soğuk...
a perfect Lie...

#7 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 15.12.2009 - 16:40

telefon sesiyle uyanmayı sevmeyenlerdenim...

tam uykumun- belki de on numara parçalı bi rüyanın -ortasındayım ne malum ? insan öyle ram uykusundan hunharca cekilip alınır mı ? sonra toparlıyamıyorum bir süre , telefonda mıyım , hakikaten biriyle konuşuyor muyum ? bu ahize rüyamın otantik bir parçası mı .. adapte olamıyorum kardeşim.

sonra ne bileyim insanlar günün belirli bir saatine kadar telefonda cıvıldamadan konuşmalı kanımca..
öyle pür neşe , iliklerinden hayat fışkıran bir modda konuşmasın kimse memleketteki herkesler ayılıp zihni aktive edene , şuurunu açana kadar. olmuyor ki sen öyle şen şakrak kikirdiyorsun ahizenin bir ucunda ben homurdanıyorum ?
sen pervasızca neşelisin , ben hala uyku kardeşimin elini bırakamamışım
haksızlık efendim haksızlık..

sonra daha ayılmadan herkesler herşeyler normal de ters yaşayan ben miyim diye tribe giriyorum ben :/
güne uyum sağlayamıyorum , hayata kaynayamıyorum , ötelenen olarak kalıyorum.

zaten söylediklerinin de %98 lik bir kısmını anlamıyorum o an , netice itibarı ile iş tamamen bana nispet ,uyuzluk ve gıcıklık yapma levelinde kalıyor. haa tamam belki aradın , beni sevdigin beni düşündüğün için aradın ama...
eger beni tanıyorsan benm o saatlerde sevilmeye müsait olmadıgımı da bilirsin.

bak şimdi senin yüzünden üzerimde bornozum ( soğuk yaa napiym :/ ) elimde meyveli mis gibi tarcınlı çayım güne reiki yollamaya çalışıyorum. üzerime saldıgın bu agresif bulutu silkeleme ye çalışıyorum.
sen de eminim oralarda bir yerlerde neden yüzüne telefonu kapattıgımı anlamaya çalışıyorsun <_< tam da "dayı oldum beeeen" kısmını agzına tıkadıgım için çok mutluyum.. ahahha
git şimdi kime dayılanıyorsan dayılan
aa sanki nufus kayıt memuruyum da bana rapor veriyo. hay allam ya...
memlekette birileri sevişti diye ben neden uykumdan oluyorum
anlamıyorum ki ben
fessuphanallah..

saygılar
huysuz mırnav , izmir ,onbeş12ikibin9
a perfect Lie...

#8 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 15.12.2009 - 17:51

Bir espirisi yüksek daha gelmiş harabeye :S
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#9 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 15.12.2009 - 19:47

"ne kaybetmeler buldum ben
bir elim bile kayıp gitti ötekinden
her şehre bir çakıl taşı fırlattım
aslında hiç olmayan denizimden
...

bir film şeridi gibi geçiyorum şimdi
olmayanlarımın içinden,
çok isteyince oluyordu hani,
söyle ner'desin,
hiç gelmeyen?"


f.Düzağaç




hiç olmayan nehirlerde kürek çekmeli şimdi sandalcılar. birileri biryerlerileri terk etmeli , ayrılmalı.
birileri ağlamalı arkalarından
bir çift kirpik ıslanmalı
belki bir kaç çift hatta ...


kendini bilmez harflerden oluşmalı aşk. hiç bitmeyen sağanakların ardından, gökkuşakları ölmeli.


birileri ölmeli , birileri mutlaka ölmeli evet
bir çocuk yetim kalmalı
bir annenin sütü göğsünde taş kesmeli
bir zılgıt delmeli geceyi.


bütün acılar birbirine karışmalı...gerçek yalana ,yalan bana dönüşmeli..
sen gözlerinde hızla tükenen zamanla bakmalısın bana
bende tüm acılarını görmelisin yeryüzünün
bütün bu veda'ları
'hoşçakal'ları
tüm ayrılıkları görmelisin.


tenimdeki bana ait olmayan bu koku...
sana ait olan


birileri mutlaka ölür
sessiz bir çığlık bırakır ardında
kimse görmez; çeker, gider
birileri mutlaka gider
birileri geride kalır
sahipsiz bir ölümdür var olan
ve geriye bir damla gözyaşı kalır ölenin gözlerinde
yalnız, sessiz ve kimliksiz...
a perfect Lie...

#10 Gölge

Gölge

    ..Hayaletin Gölgesi..

  • Üyeler
  • 15.435 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler

Gönderim zamanı 15.12.2009 - 20:13

vuvvv
sertmiş :S

smiley-sport036.gif  


#11 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 16.12.2009 - 10:31

Hepsinide beğendim iyi olmuş yine tanıdık birini çağrıştırdı sanki
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#12 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 16.12.2009 - 20:09

farklı bir uslubun insanı yapacaksınız beni Eylül :D

bu kadar sıradan ve olağan yazdığımı düşünmüyordum oysa ben ?
her yazdığım şiiri bir başyapıt ,her yazımı da kendi şahsına münhasır , özel ve stil sahibi sanıyordum
heyhat !
bu sıradan kalemi kırarım.. bu alelade dizeleri sökerim.. bu mısraları cümlleri yakarım.
oldu olacak bir de kafama sıkarım
giderim


:) :D

şaka tabii ki de.
sonuçta elde 29 harf var.. çarp , böl , topla cıkar istersen karekökünü al , illa bir başkasının çarpıp böldüğü toplayıp arttırdıgı bir kelamla çakışacaktır.
insan insana , yazı yazıya benzer
çok okuyup , çok etkilenirsin başkalarının yazdıklarından
iyi bir yazarla kesiştiginde kelamın " yazılarınızda bir çehov ruhu dolaşıyor azizim" dendiğinde yüzümüzde bir gülümseme oluşur.
Hume den Rilkeden tatlar alıyorum mısralarınızda denirse bize havalara uçarız mesela..
benzemek , andırmak kanaatimde kötü birşey degil yani :D
ama illa ki bir yerden benim mayam bulaşmıştır , benim huyum suyum zerk olmuştur yazılarımın damarlarına.
zira her yazar kendi canıyla besler kelimelerini.
kendi ruhundan parçalar koparıp saklar dizelerinin arasına

teşekkur ediyorum nadide yorumlarınız için
umarım size yıllar evvelinden bir kadını andırmaya devam ederim , vesileyle sık sık konugum olursunuz ;)
a perfect Lie...

#13 REBEL

REBEL

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Üyeler
  • 6.906 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 16.12.2009 - 23:00

Uzuuun bir ıslık çalıp, deşmeden tedirgin etmeden gitmek istiyorum. Okuduğum konular çok azdır, bir tane daha eklendi :eyvah:

...


#14 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 17.12.2009 - 09:42

Tamam burada kal gitme bir yere tribal olsun yeterki grip olma.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#15 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 18.12.2009 - 04:42

ah huysuz, huzursuz kedi ah...

yine huzursuz patilerinle tırmalıyorsun geceleri.
bi rahat dur , bi sus , bi köşeye kıvrıl tüm diğer kediler gibi , uyku tanrısına ada bir geceni de...
düşünme , isteme , anlam arama , bekleme
sadece yat ve zıbar bir köşede ?

uzan en azından yatagına , aç antenini düşürüp kırdıgın -ailenin verilecekler kervanından arakladıgın- televizyonunu sardır bir gece yarısı filmine ya da sadece anlamsızca bak ekrana
ögle kuşağı mc gyweri ,çerden çöpten tayyare yapan derya teyzenin programını yakala..
dal derinlemesine kişiyi idiotize eden bir programa salıver habis ruhunu rehavet kerevetine ?

kapat gözlerini artık. hacıyatmaz mı yuttun düşünde ?

gir battaniyenin altına 20 fersahta bir vurgun ye artık ...

içinde fosilleşme sürecinin sürekli akıştığı kabuğun ihtiyaçları var.
ses ver
dinle
ve uyu artık !
a perfect Lie...

#16 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 18.12.2009 - 05:16

ahhh ahhhhhhh ahh :mad1:

#17 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 18.12.2009 - 14:19

yaa ah ki ne ah :mad1:

bitmez oluyor bazı geceler ne demiş ünlü türk düşünürü kayahan " geceler katran karası geceler , ellerim tütün kokar gecelerde"
kazasız belasız bagladık sabaha derken bu mefhum geceyi , pat... o da ne ? sabaha karşı -yağmur :happy:

geldi kış ayları , titrer gönül yayları kııvamında o hüzünden bu hüzne dgru maymun istahıyla saldırıyor ruhum. bir hüznün dalından digerine sarsak devinimlerle zıplıyor işte.. anlayın ?

sessiz uzun geceler , tütün , bir fincan çay ,gözbebeklerimden hızla akan bir ömrün tanıtım fragmanları
üstüne tıpır tıpır cama vuran yağmur imgelemi..
bu benim dengesiz ruhum için çok fazla efendim , hızla seri bir maktüle dönüşüyorum..

failim buluna!

çocuklugumu özlüyorum böyle günlerde ( böyle gün de ne ola ki ? gün gündür ;benim bu güne yükledigim metaforlar benden başka hangi ruhu yutar ki?)

ayagımıza- şimdilerde "şiddetle" in olan- lastik çizmelerimizi giyer , yağmurluklarımızı kuşanır su birikintilerinde zıplamaya çıkardık sokağa. medeniyet önce çocukları vuruyor nedense :/ artık sokaklarda içinde zıplanabilecek , sinsi sinsi etrafa su sıcratılabilecek çukurlar kalmadı ki...

belki de vardır ama , aramak lazım. en azından bizim semtte kalmadı. belediyeler gözü şenlendirip , gönlü kurak fantazi bagına ceviren bi sürü oyun parkı yaptı her köşeye..
e tabii bir acıdan güzel bu oyun parkları , çocuklar zahmetsizce gidip sallanıveriyor canları çektiginde
bizler gibi 4 metre urgan ,eskimiş, lime lime olup annelerimizin gözünden cıkmış bir kilim kapıp, birini agaca salıp , uygun dal arayıp salıncak kurmak gibi sıkıntıları yok.
her şey hazır , pişirilmiş :)
düşünmek , kurgulamak , hayal etmek yok.
hatırlıyorum da salıncakları kurmak , sonrasında sallanmaktan daha eglenceliydi.
bir taraftan harıl harıl işlemler sürerken bir taraftan iddialar tutulurdu.. kim daha hızlı sallanıcak , ilk kimin ayakları agacın dallarına degecek , ilk kim ivmesini yardırmış salıncaktan atlıycak, kim kimi sallıycak..

biz; cocuklugumuzda saçlarımızın arasından anne eli şefkati tadında gecen rüzgarı alın terimizle hak ederdik.
biz ; salıncakları kurmadan evvel zaten saatlerce hayal dünyalarımızda sallanmış olurduk...
biz; salıncagı önce hayal eder , sonra kurar, sonra sallanırdık

belki de o yüzden bizi yağmurlar bu kadar örseliyor
çünkü bizim yüzümüze degen her yağmur damlası için bir anımız var *hg
a perfect Lie...

#18 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 19.12.2009 - 16:38

ne tatlı ve kitsch objemizdin sen "sabun uzatan kırmızı ojeli el"....

sıvı sabun çıktı , mertlik bozuldu ! lavabolarda bizleri güne reveransla başlatan o öpülesi el -bir anı oldu-

ne güzel günler , ne hoş anılar ( bu arada sözüm meclisten dışaru kendimden içeru , ölücem mi ben nedir bir kaç gündür bir nostalji durumu hakim üzerimde... hani ölmeden evvel kişinin hayatı film şeridi gibi.. tövbe estafurullah töbe estafurullah töbe estafurullah... selamın kavle :/ )

evet balkanlar üzerinden gelen böyle sımsıcak bir alçak basınç nostalji akımından madurum son günlerde.fark ettim ; belki ettiniz ? ama ya hayatımızdan bir bir yitip giden "farklı" unsurları.. onların yok oluşunu fark ediyor muyuz ? onları özlüyor muyuz.. arada bir anıyor muyuz ?

işbu girdi ; bu yitik objeleri anma töreni tadında yaşanacaktır - şapka çıkartılıp yazı boyunca saygı duyula-


sabun uzatan kırmızı ojeli el-

lavabolara monte edilen ,plastikten imal uzun,kırmıkzı ojeli tırnakları ile avucunda bir mıknatıs barındıran bir sabun tutucusu idi.. evlerin en kitch objelerindendi.
her sabah elimizi yüzümüzü yıkamak için bir reverans borçlanırdık bu bedeni olmayan bu 'havalı el'e.
marketten alınan alelade bir sabunu üstüne sapladıgımız bir metal yuvarlak ile tuttururduk bu ele ve sabunumuz yerle suyla temas etmeden uzun zaman asınma ve suyun yıpratıcı etkisine maruz olmadan dayanırdı.. kırmızı ,uzun tırnakları ile ev ekonomisine can verirdi

mevlevi betimlemeli cam kolonya şişesi-

80 li yıllarda cocuk olmanın en bilindik hatıralarından.. anneannesi , babaannesi klasik konya turu yapmış her cocugun evinde gözlemlenirdi.
camdan imal-kolonya barınagı olarak kullanılan- etek kısmısına yeşil renkli kolonya doldurulurdu.. yanılmıyorsam: yalova geceleri...
plastikten imal kapak kısmısında ise sema halinde bir semazen modeli hasıldı..
kolonyası hcı yağı kıvamından agır koktugu için pek 'hoşgeldiniz' ikram etmezdik bu şişeden misafirlere , sadece ortasında televizyon deliği bulunan kocaman vitrinlerde süs niyetine dururdu.. bir de bendeniz gibi eklıevvel haşarı cocukların oyuncak namzetiydi efendim..

ortasında televizyon deliği bulunan devasa vitrinler-

bunlar ikea-evimizin herşeyi tadındaki hazıryaşammodülleri hayatımıza girmeden evvel her evde görülen şeylerdi. ceviz agacından oymalı kakmalı gül motifli taçlara sahip evin kap-kacak, gazete ikramı ansiklopedi , evin kızının çeyizleri gibi yer tutucu şeylerin istiflendigi , özel günler porselenleri , semazenli kolonya şişeleri, alamanyalı dayının getirdigi orlondan örülü ispanyol cingenesi kıyafeti giyen barbi bebek gibi şeylerin de camlı bölümlerinde sergilendiği bir çeşit kişisel kapalı alan muzesi gibiydi efendim.. hey gidi günler hey..
en büyük zewkimiz bu devasa vitrinin kapakları ardında gizlenen şeyleri karıştırmak , anne evde degilken sergi objeleriyle oynamaktı...

içi kırmızı kadife dışı simli işlemeli koccaman makyaj kutusu-

bunun eve ilk geldigi günü bile anımsıyorum.. içinde gümüş işlemeli bir tarak bir ayna bir de fırça vardı.. annem üçünü itinayla cıkarıp makyaj konsoluna yerleştirmiş kutuyu da makyaj malzemeleri barınagı olarak kullanmaya dewam etmişti..
çekici bir kadın olmanın o kutuyla yakın ilişkisini hiç kafamdan silip atamadım.. her fırsat buldugumda o kutuya çöker annemin binbir rica ile dışarıdan getirttigi rujları farları vandalize ederdim..
e tabii akşamına annem rujlarına verdiğim yeni abstrakt formu görünce istikhakıma düşen azarı , popoya iki şamarı da büyük bir cesaret örnegi göstererek hiç aglamadan ,içselleştirirdim *uhuhu

porselen ahizeli kocaman telefon-

bu obje evimizde hala mevcut.. ahizesinin tutmacı porselenden kulak ve agza gelen duyu-ses veri yerleri altın yaldızlı takribi 20 kilo agırlıgında bir nesne bu.
porselen biblo kontenjanından evimize yerleşti , yerleşme o yerleşme.. hala bizimle.
bir çeşit antika oldugunu düşünmekteyim.. gücümün yettigi gün götürüp aynalı çarşıda 200 kagıda okutucam :D :D

ah..
işte yine olan oldu. içimdeki hiperaktif kedi harekete gecti.. sıkıldım efendim. bu yüzden naşi bu yazıyı iki bölüm halinde deklare etmeye karar verdim.
arkası yarın işte..
tamamdır :D

gidip yün yumagımla oynıyayım biraz...
a perfect Lie...

#19 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 19.12.2009 - 16:43

bu arada ben tekrar buraya dönüp devam niteligindeki yazıyı kotarana kadar , aklına kitsch obje gelen yazabilir
neticede tribal enfeksiyon bulaşıcıdır
yüksek ateş yapar o gazı bi şekilde boşaltmak lazım :=)))
yazın rahatlayın ?
a perfect Lie...

#20 gözün mü kaldı

gözün mü kaldı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 271 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 19.12.2009 - 20:35

tribime kaldıgım yerden dewam....


çim adam-

hayatıma giren ilk erkek. kadın corabından imal edilmiş olması neden hiç yakınlaşamadıgımızın intim ve aktif bir sevgililik hayatı süremedigimizin nedeni oldu diye düşünüyorum.. ona gözüm gibi bakmıştım , suyunu falan hiç eksik etmemiştim.. netice itibarı ile suladıkça saçları uzuyordu . saç sefadan tırnak cefadan uzarmış derler. sefasına sefa kattım ama o bir gün veda bile etmeden hayatımdan çıktı gitti..
annem kötü koktugundan şikayet ediyordu sürekli , çöpe attıgından şüphe etmekteyim efendim.. oysa onunla çok mutlu bir hayatım olabilirdi.. neyse kısmet degilmiş.

sigaralık-

yahu düşünüyorum düşünüyorum , bir sürü sigara icmeyen insanın evinde salonun orta yerine konuşlandırılmış mermer sehpaların üzerinde böyle kristal , porselan falan gibi şeylerden imal sigaralıklar dururdu.. neden dururdu ? hangi amaca hizmet ederdi muamma..
sigara o zamanlar özel bi'şey miydi acaba ? tuhaf bunu o zamnlar da anlamlandıramamıştım şimdi de anlamlandıramıyorum.
hatta bu zamazingoların en absürdünü de 'alamancı' tabir edilen bir ahbabımızın evinde görmüştüm.
böyle disko topu gibi pırıl pırıl bir nesneydi.
üstündeki tokmaktan tutup çekince içinden sigaraların saplı durdugu bir alet edevat çıkardı.. fışşşk diye fışkırırdı sigaralar.
o kadar acaip ki tarif edemiyorum *upss

duvar halıları..

evet evet bir de duvar halıları vardı.üzerinde kabe-i münevvere ya da geyik figurlerinin işli oldugu koyu kırmızı renkte duvar halıları.
melun melun bakardı bize duvardan tatlı geyikçikler..
insana küçük tüpümü kapıp oturayım dibine de bi çay demleyip piknik tadında iceyim dedirtecek kadar ormantik şeylerdi..

her türlü teknolojik aleti örten danteller-

herhangi bir işlevi olmayan bir sürü dantel örülürse ömür boyu , sonra onları yerleştirecek yer sıkıntısı doğuyor tabii..
o tarz kadınlar kalmadı , o gelenek de bitti şükür. bir yeri aramadan evvel telefonun üzerinden dantel örtüsünü kaldırmak dünyanın en komik 10 insan davranışı arasına girebilirdi kanımca :D

öyle ya da böyle 80 lerde çocuk olmak eğlenceli bir şeydi.
ağaca çıkmayı bilen , misket oynayabilen , çivi dendiginde aklına nalbur gelmeyen , tüftüf nedir bilen , sapan kullanabilen neslin ferdi olmaktan mutluluk duyuyorum..
duvarlarında süs kontenjanlı halıları , iri kırmızı dudaklı arap kız figürleri asılı olan evleri gördüğüm için şanslıyım..
o güzel ve naif yılları ucundan köşesinden de olsa yakaladıgım için mutluyum.
güzel zamanlardı be ...

:baby1:
a perfect Lie...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

2 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli