İçerik değiştir



- - - - -

Örtünme & Tesettür


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 64 yanıt verildi

#1 Sultanım

Sultanım

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.113 Mesaj

Gönderim zamanı 14.09.2009 - 09:43


Soru:

Örtünme emri dinin özü ile mi, yoksa şekli ile mi ilgili bir emirdir?

Cevap:

İslâmda gerek kadının ve gerekse erkeğin, belli kimselere karşı, belli yerlerini kapatmaları emrolunmuş, buraları açmak haram kılınmıştır. Dinde emir ve yasakların maksatları vardır; Allah Teâlâ bunlarla, kullarını iyi insan, iyi kul haline getirmek istemektedir. Örtünme emrinin maksadı da iffeti korumaktır; iffet özdür, maksattır ve iyi bir kulun vasfıdır; bunu korumak için örtünmek ise vesiledir, şekildir. Ancak dinde ve hukukta emirler, yalnızca ruhları ve özleri, yahut da sadece şekilleri ve lâfızları ile uygulanmaz; hem lâfzı, hem de rûhu, başka bir deyişle hem şekli, hem de özü ile uygulanır ve gerçekleştirilir. Çünkü genellikle özü, ruhu koruyan şekildir. Lâfız ve şeklin -öz ve ruh adına- terkedilebilmesi için, ikisini birden uygulamanın imkânsız bulunması veya şekil ile öz arasında bir ilişkinin kalmadığının sabit olması gerekir.

Örneğimizde "örtünme şekildir, iffet maksattır ve özdür" dedik; imdi bir kadın, örtündüğü takdirde iffetini koruyamaz hale geliyorsa, iffeti korumak için örtünmeyi terkedebilir. Fakat örtündüğü takdirde iffetini koruyabiliyor; hem de daha iyi koruyabiliyor, ek olarak başkalarının iffetlerini korumalarına da yardımcı oluyorsa örtünmeyi terkedemez. Eğer kişiler, böyle bir çelişme (ikisini birden uygulama imkânsızlığı) sözkonusu olmadan şekli terketme konusunda serbest olsalardı ibâdetlerden evlenmeye kadar birçok vesile ve şekil emri terkedilebilirdi. Halbuki "benim kalbim temiz, Allah ile ilişkim de sağlam, bu sebeple namaza, oruca.... ihtiyacım yok" diyerek bu ibâdetleri terketmek caiz değildir. "Ben evliler gibi hareket ederim ve karşılıklı haklara riâyet eylerim, evlenme akdine ihtiyacım yok" diyerek bu akdi terketmek mümkün değildir... İşte bunlar gibi, örtünme bir şekildir, "ben iffetimi koruyorum, bu şekli terkedebilirim" demek de mümkün ve caiz değildir. Bunu yapanlar, iffetlerini korudukları için övülür ve mükâfat elde ederler, fakat Allah'ın örtünme emrini sebepsiz, mâzeretsiz çiğnedikleri için günah işlemiş olur ve ceza görürler. Çünkü âyet, hem iffeti korumayı, hem de örtünmeyi emretmektedir.

Soru:

Nûr sûresinde kadının zînetini (örtmesi gereken yerlerini) örtmesi, müstesnalar -ki bunlar kocası ve nikâh düşmeyen yakın akrabasıdır- dışında zînetini kimseye göstermemesi emrolunmaktadır (24/31). Bazı şahıslar, bu emrin ev içi ile ilgili bulunduğunu, evin dışında ise örtünmenin ancak çarşaf ile gerçekleşebileceğini, Ahzâb sûresinde (33/59) böyle emrolunduğunu ileri sürüyorlar; siz bu konuda ne dersiniz?

Cevap:

Nûr sûresindeki âyet, evin içini ve dışını bahis konusu etmeksizin, kadınların:
1) Yabancılara nerelerini gösterebileceklerini (kendiliğinden açılan el, yüz, ayak ve giysilerin dış yüzü),
2) Nikâh düşmeyen akrabaya nerelerini gösterebileceklerini (Saçlar, kollar, bacaklar, boyun vb.) açıklamaktadır. Burada açıklanan, sınırları çizilen uzuvların, ilgili şahıslara gösterilmesi veya gösterilmemesi bakımından evin içi ile dışı fark getirmez. Kadın, meselâ saçlarını evin içinde olsun, dışında olsun yabancıya gösteremez, keza evin içinde olsun, dışında olsun kocasına, babasına, çocuğuna.... gösterebilir. Şu halde bu âyeti, evin içine tahsis etmenin bir dayanağı ve mantığı yoktur.

Ahzâb sûresindeki âyette "bu tanınmaları ve rahatsız edilmemeleri için daha uygundur" denildiği için cilbâbın bir dış giysi olduğu söylenmiştir. Bu anlayış doğrudur; ancak örtünme cilbâbsız olmaz demek doğru değildir, bunun delili ve dayanağı yoktur. O gün, hür kadınları, cariyelerden ayırmak için belli bir kıyafet (cilbâB) giymeleri uygun görülmüştür. Bir başka zaman yine ayırmak gerekirse eşarp ve uzun pardesü ile de bu ayırımı yapmak mümkün ve caizdir. Örtünme emrini yerine getirmek sözkonusu olunca bunu çeşitli giysilerle gerçekleştirmek hem mümkün ve caiz, hem de -kadınların köyde, kentte, işte, istirahatte içinde bulundukları çeşitli hallere- uygun olacaktır. Bunun içindir ki fukahâ, kıyafetin şekli ve modası üzerinde durmamış, kadının nerelerini kimlere karşı örtmeleri gerektiği üzerinde durmuş, bunu detayları ile açıklamışlardır. Ayrıca "cilbâb" kelimesini çarşaf olarak tefsir etmek de kesin değildir; bu kelimeye verilen mânalar içinde baş örtüsü de vardır. Nûr ve Ahzâb âyetleri ile uygulama ve fukahânın ictihadı bir arada değerlendirildiği zaman ortaya çıkan gerçek şudur: Dinde örtünme emri vardır, biçim, maksadı gerçekleştirecek şekilde kadınlarımız tarafından ortaya konacak ve uygulanacaktır.

İslam Hukuku Profesörü Hayrettin KARAMAN

SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR

KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR

YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM

KAHROLSUN İSRAİL!!


#2 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 14.09.2009 - 10:34

Paylaşım için teşekkürler.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#3 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 13:06

Sayın WaLe

Beni buraya kovaladın ama! Bak burada İslam Hukukundan bahsdiyor.

#4 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 13:27

İslamda kadının da, erkeğin de kapatma sınırları bellidir.

Abdest uzuvları ötünmeye tabii değildir. Baş abdest Uzvudur. Örtünmenin dışındadır.
Ancak Abdest uzuvları dışındaki yerler örtünmeye tabidir.
Kur'anın bile kabul etmediğini İslamın emriymiş gibi yutturup hukukun içine koymak ERKEÐİN KADIN ÜZERİNDE TAHAKKÜMÜNÜ sağlamakdan başka birşey değildir.


Sevgili Sultan

Bu yazıyı buraya yapıştırmakla onayladığınız Ortaya çıkıyor.

Sevgili Eylül

Teşekür ederim demenizde katıldığınızı gösteriyor.


Burada kadını Aşağılam var. Kadınlar kendilerini ve hem cinslerini aşağıllyabiliyorlarsa başkalrının aşağılayıp itip kalkmasına itiraz etmemek aptallık olur.

#5 Sultanım

Sultanım

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.113 Mesaj

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 13:40

Waranko istediğine inanıp inanmamak sana kalmış ama fikirlerini doğruymuş gibi kabul etmemizi bekleme.

Aşağılama var demişsin, sana göre ;P

Seninle laf yarışına girmem, yazıdan istifade etmek isteyenlere saygısızlık olur.

Bu mesaj Sultanım tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2009 - 13:42

SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR

KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR

YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM

KAHROLSUN İSRAİL!!


#6 Sultanım

Sultanım

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.113 Mesaj

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 14:05

Kadınların kapanması :

Kadınların tesettürü kesin olarak açıklanmıştır. Tesettürle ilgili âyet-i kerîmeleri Peygamber efendimiz açıklamış, âlimler de bizlere bildirmiştir. Bu husûstaki tartışmalar kasıtlıdır.

Kur'ân-ı kerîmde genel olarak herşey, kısa olarak bildirilmiştir. Bunları Peygamber efendimiz açıklamış, o günden beri uygulanmıştır.

Kur'ân-ı kerîmde (Sakın ana-babana öf deme) buyuruluyor. (İsrâ 23)

Bir kimse, ana-babasına öf demese, fakat sopa ile dövse, sonra da (Ben öf demediğim için, Kur'ânın emrine uydum) dese, bu kimse Kur'âna uymuş mu oluyor? Âyet-i kerîmenin ma'nâsı, (Ana-babanızı üzmeyin hattâ onlara öf bile demeyin) demektir. (Beydâvî)

Bunun için Kur'ân-ı kerîmdeki bir âyetin hükmünü öğrenmek için Kur'ân tercümesine bakmak çok yanlış olur. Herkes Kur'ân-ı kerîmden hüküm çıkarabilseydi, hadîs-i şerîfler lüzûmsuz olurdu.

Hırsızlık suçtur. Bir hâkim, kanûnları esâs almadan, sırf Anayasa'ya göre bir hırsıza cezâ veremez.Çünkü hırsızlığın cezâsı açıkça Anayasada bildirilmemiştir. Birçok hükümler kanûnlarla açıklanmıştır.

Bunun gibi, dinimizin bir hükmünü öğrenmek için herkes Kur'ân-ı kerîme bakıp anlıyamaz. Kur'ân-ı kerîm, hadîs-i şerîflerle açıklanmıştır. Hadîs-i şerîfleri de anlamak büyük ilim işidir. Bunları da İslâm âlimleri açıklamıştır. Onun için hiç kimseye Kur'ân tercümesi okumasını tavsiye etmiyoruz. Bir okuyucu "Kur'ân tercümesi, okuyarak dinsiz oldum" diye acı bir itirafta bulunmuştu.

Tıp kitâbı okuyarak, ilâç yapmak ve hastaya teşhis koymak yanlıştır. Kur'ân tercümesinden hüküm çıkarmak bundan daha büyük yanlıştır. Çünkü yanlış ilâç kullanan ölebilir. Fakat yanlış hüküm çıkaran îmânını kaybedip, sonsuz azâba düşebilir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Kur'ânı kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa bile, muhakkak hatâ etmiştir.) [Nesâî]

(Kur'ânı kendi görüşüne göre tefsîr eden kâfir olur.) [M.Rabbânî]

Kur'ân-ı kerîmde buyuruluyor ki:

[yabancı erkeklere bakmaktan] sakınsınlar, ırzlarını korusunlar, [el, yüz gibi] görünen kısmı hâriç, zînetlerini [zînet takılan yerlerini] göstermesinler, başörtülerini yakalarına kadar [saç, kulak ve gerdanlarını] örtsünler!) [Nûr 31]

Bu âyet-i kerîmeden kadınların başörtüsünü sadece yakasına örteceği, baş ve vücûdunun diğer yerlerini örtmenin lâzım gelmediği anlaşılabilir. Gözünü neden sakınacak, ırzını nasıl koruyacak, zînetten maksat nedir? Kına, sürme boya mıdır, altın, gümüş gibi zînetler midir? Bu husûslar açık değildir, hadîs-i şerîfle bildirilmiştir. Bir âyet-i kerîme de şöyle: (Ey Nebî, hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına [dışarı çıkarken] cilbâblarını [dış elbiselerini] giymelerini söyle! Bu, onların tanınıp, ezâ edilmemelerine daha uygundur.) [Ahzâb 59]

Bu tercümeye bakıp "Kadın, tanınıp ezâ edilmemesi için dış elbise giyer. Tanınıp ezâ edilmezse, çıplak gezebilir" diyenler çıkmıştır. Bu âyetleri Resûl aleyhisselâmın nasıl açıkladığına bakmalıdır. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(Kadının [yüz ve iki elinden başka] bütün bedeni avrettir) [Mecma'ul-enhür, El-mugnî]

Bu hadîs-i şerîfte kadının tesettürü açıkça, bildiriliyor. Kur'ân-ı kerîmin 17 yerinde Resûlullaha (De ki, bana tâbi' olun) buyuruluyor. Allahü teâlânın Resûlüne tâbi' olup O'nun bildirdiği şekilde tesettüre riâyet etmelidir!

Hz. Esmâ, ince elbise ile gelince, Resûlullah baldızına bakmadı. Mübârek yüzünü çevirip (Yâ Esmâ, bir kız, namaz kılacak yaşa gelince, yüz ve elleri hâriç, vücudunu erkeklere gösteremez) buyurdu. (Ebû Dâvüd)

Hz. Âişe buyurdu ki: (İlk muhacir kadınlara Allah rahmet etsin! Tesettür âyeti inince, hemen futalarını yırtıp başlarını örttüler) buyurdu. (Buhârî, Nesâî)

Kadın avrettir, tesettürü farzdır. Âyet-i kerîmeyi kendi görüşüne göre tefsîr edip bu farzı inkâr etmek küfürdür.

Bir kadın açık gezse kâfir olmaz. Fakat kapanmanın lüzûmsuz olduğunu söylerse kâfir olur. Günâh ile küfür farklıdır. Eyyâmcı bir gazete, küfrü, günâhtan çok küçük görüp, Acem profesörün tesettürü inkâr eden yazısını yayınlama gaflet ve dalâletinde bulunmuştur. Böylelerine aldanmamalıdır.

SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR

KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR

YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM

KAHROLSUN İSRAİL!!


#7 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 14:05

Waranko istediğine inanıp inanmamak sana kalmış ama fikirlerini doğruymuş gibi kabul etmemizi bekleme Aşağılama var demişsin, sana göre


Elbette bana kalmış ve ben bunu açıklamaya çalışıyorum.

Elbette Sizin de kendinize göre kabulleriniz vardır. Buyurun bunları paylaşalım. Siz de söyleyeceklerinizi söyleyin

#8 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 15:03

Yazdıklarına katılıyorsan sen hükmünü vermişsin.

Kur'an manası olmayan değil manası olan bir kitaptır.

Allah onu insanlar oksun diye göndermiştir.

Oku emri bak burada öncelik kazanıyor.

Kur'an'ın ilk emri, ilk kelimesi yani, bir tür yapı hücresi olan “Oku” emrinin Müslüman'ın rüyalarını, dünyalarını, gönlünü, beynini ve günlük hayatını yönlendiren bir kutsal motor güç olmaktan çıkartıyorsun.

Dünün; matematikten astronomiye, tıptan metafiziğe kadar bütün ilimlerinin kurucuları olan nesiller, başını çektikleri kervanın gerisinde kalmış, nal ve tezek toplamaya başlamışlardı.
Şimdi durumları daha beter durumda . Kendi topraklarında mülteci durumunda oradan oraya kan gözyaşı sefalet ve pisliğin içinde sürülüp duruyorlar.

Bunu yapanlar Haçlılar.AB-ABD sömürgeciliği. Bak yanıbaşında ki Iraka ne halde.

Adam Petrolü Kurduğu Kukla Hükümetlerle Sağlama bağladı. Şimdi gidiyor. Milyon dolarlık füzeleri de biz geçirerek.

Dinimize dahi müdahele etme aymazlığını gösteren bu haçlılar.

BOP Projesi kapsamında Ilımlı İslam uygulanması gerçekleştirdi.

Kadınların başlarını tek tel gözükmeyecek şekilde bağlamak. Mümkün olduğunca çok cami yapıp erkeklerin camiye devamlılığını sağlamak. Geriye kalan 6000 Kusur ayetin önemi yok.
Senin Savundukların da aynen böyle

Kur'an apaçık bir Kitaptır ve Antiemperyalistir.
Atatürkün mirası da Antiemperyalistir.
Bu ikisini birden çökertmeden Türkiyeyi çökertemezsiniz. AB-ABD bütün gayretiyle bunun için çalışıyor.Başarmak üzereler.

Kur’an’ın anlaşılmayacağı, anlayabilmek için ciltler dolusu kitap okumak gerektiği şeklinde ileri sürülen görüşleri; «Biz onları anlayasınız diye indirdik» (12/Yusuf,2); «Akledesiniz diye indirdik» (43/Zuhruf,3); «Güçlük çekesiniz diye indirmedik» (20/Tâhâ, 2); «öğüt alasınız diye kolaylaştırdık» (54/Kamer,17,22,32,40) şeklindeki ayetler reddet-mektedir.

İnsanlar Kur’an’a yaklaşıp onu anlayarak yaşadıklarında hidayet ve şifaya ereceklerdir (17/İsra,82).


İnsanlık onurundan nasibi olanlar, çağların önümüze yığdığı Arap-Acem-Şaman karışımı bir hurafe yığınını "islam" diyerek övgülerine veya yergilerine konu etmemelidir. Ne yazık ki, dünyada ve özellikle ülkemizde yapılan budur. O halde, samimi ve onurlu insanlar, gerçek İslam'ı ortaya koymak, tanımak burcundadır.

Bunu yapmak, mucizeler yaratmaya bağlı bulunmuyor. Kur'an'a ve "İslam düşünce tarihinin akılcı düşünürlerine başvurmak yeterlidir. Bu başvurunun beklenen sonucu vermesi için şu üç şeye muhtacız: İyi niyet, yeterli gayret ve bilgi.

insanoğlunun sahip olabileceği en güzel din, insan yaradılışının asla ısınamayacağı karanlık, yalan, hurafe, inat, kin ve egoizmlerden arındırıldığında olur.

#9 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 15:44

Onun için hiç kimseye Kur'ân tercümesi okumasını tavsiye etmiyoruz.


Halt işlemişsin sen ! İnsanlar kutsal saydıkları kitabını neden anladıkları dilden okumasın. Sizin aklınız kuran'a yetmez biz ne söylersek ona inanın diye sakat bir düşünce olabilir mi ?

Konumuza geçelim.

1 - ) Kuran' da tesettür ile ilgili en büyük dayanaklardan biri olan Nur suresi 31. ayet te.

Kuran-ı Kerim / NUR / 31. ayet-i kerime

Ve kul lil mu’minâti yagdudne min ebsârihinne ve yahfazne furûcehunne, ve lâ yubdîne zînetehunneillâ mâ zahera minhâ, vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, ve lâ yubdîne zînetehunne illâ li buûletihinne ev âbâihinne ev âbâi buûletihinne ev ebnâihinne ev ebnâi buûletihinne ev ıhvânihinne ev benî ıhvânihinne ev benî ehavâtihinne ev nisâihinne ev mâ meleket eymânuhunne evit tâbiîne gayri ulîl irbeti miner ricâli evit tıflillezîne lem yazharû alâ avrâtin nisâi, ve lâ yadribne bi erculihinne li yu’leme mâ yuhfîne min zînetihinn(zînetihinne), ve tûbû ilâllâhi cemîan eyyuhel mu’minûne leallekum tuflihûn(tuflihûne).


Ve mü'min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar hariç, ziynetlerini açmasınlar. Ve örtülerini yakalarının üzerine koysunlar. Ve ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar. Ve gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tövbe edin! Umulur ki, böylece felâha eresiniz.


Yorum katmadan okunduğunda kadınların ırzlarını ve ziynetlerini korumalarını yönünde olan bu ayet yorum katıldığında

(Ve mü'min kadınlara söyle, bakışlarını indirsinler (haramdan sakınsınlar) ve ırzlarını korusunlar. Zahir olan kısımlar (görünen el, yüz ve ayaklar) hariç, ziynetlerini açmasınlar. Ve (başörtülerini) yakalarının üzerine koysunlar (örtsünler). Ve ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları (cariyeler) veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar hariç, açmasınlar. Ve gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Ey mü'minler, hepiniz Allah'a tövbe edin! Umulur ki, böylece felâha eresiniz.) Tessettürü destekleyen en güçlü ayet olarak karşımıza çıkıyor.

Şimdi zahir olan kısımlar hariç derken bunların el yüz ve ayaklar'ın kastediliğini ve saçların bu kısımların içerisinde olmadığını açıklayan bir hadis var mı ?

vel yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne, cümlesinde geçen humur'un kelime anlamının esasında örtü olduğu başörtü olmadığı yönünde güçlü tezler var olması paralelinde o dönemin coğrafik iklimi gereği kadın/erkek, müslüman veya değil güneşten korunmak için zaten örtü kullandığını düşünüldüğünde aslında kadınların başının din gereği örtmek durumunda olmadıkları sonucu çıkabilir mi ?

2 - ) Kuran' da tesettür ile ilgili en büyük dayanaklardan bir diğer ayet olan Ahzâb / 59 ayet te.

Yâ eyyuhâ-nnebiyyu kul li-ezvâcike vebenâtike venisâ-i-lmu/minîne yudnîne ‘aleyhinne min celâbîbihin(ne)© żâlike ednâ en yu’rafne felâ yu/żeyn(e)(k) vekâna(A)llâhu ġafûran rahîmâ(n)

Diyanet İşleri Meali(Yeni)

Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.


Bu ayet meal olarak farklı kişiler tarafından farklı olarak çevrildiğini görüyoruz bu da bize tesettür'ün ne kadar yoruma açık olduğunu göstermez mi ?

Böyle farklı algılamalar, farklı yorumlar ve tercümeler varken hangisine inanıp inanmayacağımda tek dayanak olan KURAN'ı anladığım dilden okumamı hoşgörmeyen bir zihniyet bana iyi niyetli ve samimi gelmiyor.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#10 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 17:11

Önceleri başörtüsünü ya da türbanı adına ne derseniz deyin artık, dinin emri olduğu için savunurdum. Fakat şimdi sadece kişisel tercih ve kişisel özgürlük bağlamında savunuyorum. Çünkü saçın örtülmesinin dinin emri olarak görülmesi bana pek mantıklı gelmiyor. Alt tarafı bir saç işte. Zaten Wale'nin de dediği gibi bu konu yoruma açık. Ben bu başörtüsüne en fazla gelenek derim.

#11 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 18:55

Valla kim ne derse desin,bu dinin vahyedildiği peygamberin(sav) bu konuda en fazla hatta tek söz sahibi olduğu bence aşikar.Bir ayeti o yorumlayıp böyledir dediyse başkalarının tefsirine yorumuna bakmam.Efendimizin hayatı ve hadis kitapları incelendiğinde de saçın örtülmesinin İslam'da emredildiği aşikar.Gerisi dostlar muhabbette görsün.Bir ehli sünnet vel cemaat üyesi ve hanefi olarak bu düşüncedeyim.İmam-ı Azam dahil hiçbir hanefi imamının (diğer mezhepler de aynı) başörtüsü farz değil saçlar mahrem değil dediğini okumadım duymadım.Bu sebeple benim için durum açık ve nettir;başörtüsü takmak farzdır,saç kadının mahremidir.Başkası çıkar değil der ayet hadis gösterir yeni bir mezhep kurar,kursun.O ve mezhebinin yolcuları yarın Allah'a hesap verir,hep beraber görürüz doğrumuymuş değilmiymiş.Ben şahsen peygamberimize güveniyorum bu vechile başörtüsünün farz olduğunu söyleyen bi kitap dolusu hadisleri nakleden ashabına ve arkadaşlarına da güveniyor,bizi bu çalışmalarıyla soru işaretlerine düçar bırakmadıkları için teşekkürü bir borç biliyorum...
Ve ayrıca başörtüsünün sosyolojik ve siyasi kısımlarını tartışırız o ayrı bir konu.İşte kültürel islam tezlerini tartışırız o da ayrı bir konu.Ama başörtüsü farz mıdır değil midir?Farzdır,bitmiştir benim için.Farz değil deyip mezhebini değiştirmesi kolay değil bi insanın hemencik.Yani ben şaşırıyorum bazen bir müslüman nasıl başörtüsünün farz olduğunu inkar edebilir.Yani bu konuda İslam alimleri arasında bir ihtilaf yokkiiiii :P

#12 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 19:02

Saçı örtmenin mantığı nedir ? Saçı örtmek hangi gerekçelerle farzdır ? Saçı örtmek farzsa saçını örtmeyen bayan farzı yerine getirmediği için günahkar mı olur ?

#13 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 19:07

Saçı örtmenin mantığı nedir

Allah öyle emretmiş,yarattıklarına benzemediği için de hangi mantıkla böyle emrettiği hakkında bi fikrim yok.

Saçı örtmek hangi gerekçelerle farzdır

Rasulullah'ın bir konuda farzdır demesi yeterlidir.Şeriat(kurallar) peygamberlerin fiileridir.Bir peygamberin fiilleri ve emrettikleri ümmeti için uyulması gereken kurallardır.

Saçı örtmek farzsa saçını örtmeyen bayan farzı yerine getirmediği için günahkar mı olur ?

Evet...

#14 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 19:14

Raskolnikov' un sorularına bir soru daha ekleyeyim müsadenle atlantisli "Efendimizin hayatı ve hadis kitapları incelendiğinde de saçın örtülmesinin İslam'da emredildiği aşikar." demişsin bu aşikar durumu Hz.Muhammedin hayatından kesitler ve hadislerinden örnekler vererek biraz daha açarmısın. Muhalif değilim gerçekten merak ediyorum yani cavap savunma uslubunda değilde öğretme üslubunda olsun mümkünse : ) bide uzun yazacaksan pragraf yap, zorlama gözlerimizi : )

WaLeNoT. İnsanların hangi mantıkla ve inançla olursa olsun örtünmesine veya tesettüre girmesine sonsuz saygım var. Bu konuya girmemin sebebi bazı arkadaşlara inançlara, değerlere, kişiklere saldırmadan,incitmeden, aşağılamadan da farklı bakışları ortaya koyabilineceğini, sorgulanabileceğini göstermek adınaydı.

Saygılar.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#15 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 19:25

Allah öyle emretmiş,yarattıklarına benzemediği için de hangi mantıkla böyle emrettiği hakkında bi fikrim yok.


Neden öyle emretmiş ? İslamiyet akıl dini değil midir ? Bunun bir mantığı olmalı. Mesela bizler orucu sırf aç kalmak için tutmuyoruz. Ağzımızla beraber, ruhumuzu ve bedenimizi dünya zevklerine kapatıyoruz. Kötü şeyler düşünmemeye, kötü işler yapmamaya çalışıyoruz. Son derece mantıklı. Ya saçların örtülmesi ?

Rasulullah'ın bir konuda farzdır demesi yeterlidir.Şeriat(kurallar) peygamberlerin fiileridir.Bir peygamberin fiilleri ve emrettikleri ümmeti için uyulması gereken kurallardır.


Hz. Peygamber'in farz demesi yeterli oluyorsa, onun dediklerini kural kabul ediyorsak Kur'an-ı Kerim'i ne yapacağız ? Benim bildiğim İslam'da din ve şeriat ayrımı diye bir şey vardır. Eğer şeriat din olsaydı, şeriat kurallarını yerine getirmeyenlerin dinden çıkması gerekirdi.

"(Ey ümmetler) Her birinize bir şeriat ve bir yol verdik. Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı..." (Mâide, 5/48)

Hangi şeriat ? Hangi yol ?

Evet...


Saçların örtülmesi ahlaki bir şey midir ?

Doğru, düzgün, namuslu, Müslümanca yaşayan bir bayanı sırf bir örtü yüzünden günahkar ilan etmek...


Benden de bir not: Sakın yanlış anlaşılmasın, merakımdan, öğrenmek istediğimden soruyorum. :=)

Bu mesaj Raskolnikov tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2009 - 19:28


#16 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 21:16

Raskolnikov,benim ısrarla sorduğum soruya gelip dayanmış.İslam akıl ve mantık dışı bir din değil,emir ve yasakları da böyle ise; Bir kadın saçını,sadece saçını açtığında,görünen bu saç , "kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınlar veya ellerinin altında sahip oldukları veya erkeklerden, kadına ihtiyaç duymayan hizmetliler veya kadının avret yerlerinin farkına varmayan çocuklar" haricindekiler için ne tür tahrik edici bir unsur içerebiliyor?


Bir tutam saçın belli kişiler dışındaki kişileri nasıl tahrik edeceğini,saçı gösteren ve bu saçı görenin ne tür bir günahın içine düşeceğini,akıl ve mantık sahibi müslümanlar olarak açıklamak zorundayız.Açıklayalım ki,açıklamaya kafa yoralım ki,yıllardır bu sorun üzerinden maddi-manevi çıkar sağlamak isteyenlerin canına ot tıkansın.

Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2009 - 21:16

 580023663830.jpg


#17 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 22:45

Ahzab sûresinin 59. âyet
Diyanet işleri eski başkanlarından Ömer Nasuhi Bilmen hocaefendi bu âyet-i kerimenin mealini şöyle yapmaktadır. " Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına de ki: Üzerlerine feracelerini sıkı sıkı örtsünler. Bu onların tanınmamaları ve eza edilmemelerine en yakın -en muvafık bir sebepdir. Ve Allah çok mağfiret edendir, çok merhametli olandır."

Burada, Ömer Nasuhi hoca metinde geçen "cilbab" kelimesini "ferace" olarak terceme etmiştir. Bilindiği gibi ferace çarşafın tam karşılığıdır.

Yine istanbul eski müftü vekillerinden, -umumen itibar gören bir meal sahibi- A. Fikri Yavuz hocaefendi de bu ayetin mealini şöyle yapmıştır:

"Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, (kendilerini baştan aşağı örten) elbiselerini giyinip örtünsünler, işte böyle giyinmeleri (iffetli) tanınıp da ahlaksızlar tarafından) eziyet edilmemelerine daha elverişlidir. Allah gafurdur, rahimdir."

Bu meale göre de "cilbab", kadının vücudunu baştan aşağı örten, onları kim oldukları tanınmayacak kadar kapatan elbiseler olarak tarif edilmiştir.

.Meşhur Celaleyn Tefsirinde ise "cilbab" kelimesi şöyle açıklanmıştır:

"Cilbab, kadının vücudunu kaplayan bir çeşit çarşaftır. Kadınlar bir ihtiyaçları için dışarıya çıktıklarında, onun (çarşafın) bir kısmını da yüzlerine çekerler. Böylece gözlerinden başka hiçbir uzuvları gözükmez."

Tefsir ve meâllerdeki: cilbab, mülâa, ferace, ve bürük malum çarşafın karşılığıdır. Peçe ve yaşmak ise yaklaşık manada yüzü örtmeye yarayan örtü anlamında kullanılır.

Nur Suresi, 31. âyet

Ömer Nasuhi Bilmen Hocaefendi bu âyet-i kerimenin mealini şöyle yapmıştır:

"Ve mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini sakınsınlar ve avretlerini muhafaza etsinler ve zinetlerini açmasınlar, onlardan her zahir (açık) olan müstesna. Ve baş örtülerini yakalarının üzerine sarkıtsınlar ve zinetlerini açmasınlar. Ancak (mahrem olanlar) müstesna. Ve zinetlerinden gizledikleri bilinsin diye ayaklarını da birbirine vurmasınlar ve cümleten Allah'a tövbe ediniz, ey müminler"... Ta ki felah eresiniz."

Burada örtünmenin sınırları "zinetleri kendiliğinden gözükenler müstesna örtünün yakalar üzerinden sarkıtılması" ibaresiyle çizilmiştir.

Bu sınırları daha iyi kavrayabilmek için gözlerimizi tekrar Celaleyn ibarelerine çevirelim:

"Gözlerini, (bakmaları helal olmayan şeylerden) sakınsınlar, avret mahallerini (yapmaları haram olan şeylerden) muhafaza etsinler.

Zinetlerini de kendiliğinden gözüken azalar, (eller ve yüz) hariç göstermesinler (açığa vurmasınlar).

Baş örtülerini yakalarının üzerine sarkıtsınlar (yani başlarını, boyunlarını ve göğüslerini peçe veya bürük denilen örtüyle kapasınlar.

(Ellerle yüzün haricindeki gizli) zinetlerini de açığa vurmasınlar."

Fikri Yavuz hoca da mealinde, örtülmesi gereken zinet kelimesini: "Süslerin takılı olduğu boğaz, baş, gerdan, kol, bacak ve kulaklar gibi yerler" olarak tefsir etmiştir.

Ayrıca ilk türkçe tefsir sahibi meşhur Elmalın Hamdi Yazır da tefsirinde "cilbab" kelimesini "Baştan aşağı örten çarşaf, ferace veya çar" olarak tefsir etmiştir.

Bu iki ayetin terceme ve tefsirlerinden anlaşılacağı üzere örtünme kesin olarak farzdır, islâm'ı kabul ettiğini iddia eden bir kişinin bu kati farzı inkar etmesi asla mümkün değildir.

Diğer birçok ayeti kerime de doğrudan veya dolaylı olarak tesettüre işaret edilmiştir.

Diğer ayetlerden örnekler...

" Ey Adem oğulları!... Size, çirkin (avret) yerlerinizi örtecek bir elbise ve bir de süs elbisesi indirdik. Fakat takva elbisesi, işte o, hepsinden daha hayırlıdır. Bu giyim eşyasını göndermek Allah'ın ihsanına delalet eden alametlerdendir. Gerektir ki düşüne ve anlayalar.

-Ey Adem oğulları!... Çirkin yerlerini kendilerine göstermek için ana ve babalarınızın elbiselerini soyarak şeytan onları nasıl cennetten çıkardıysa sakın size de bir bela yapmasın. Çünkü şeytan ve onun dostları sizi, kendilerini göremiyeceğiniz yerlerden görürler. Biz şeytanları iman etmeyeceklere dost yaptık."

Diğer yandan kadın yaşlanıp ay halinden kesilir ve cinsel yönden erkeklere istek duymaz olursa, bunun için örtünmede bazı kolaylıklar getirilmiştir. Ayette şöyle buyurulur: Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur. Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır" (en-Nûr, 24/60).



Konuyla ilgili sahih olduğunda ittifak olan birkaç hadis


"Hz. Aişe rivayet ediyor: Ebubekir'in kızı Esma birgün uzun ve ince bir elbise üzerinde olduğu halde Rasûlullah'ın huzuruna girdi. Bu hali gören Resûlullah mübarek yüzlerini başka tarafa çevirdiler ve -Ey Esma, bir kadın buluğa erince şundan ve bundan (yüzüne ve ellerine işaret ederek) başka yerlerinin görünmesi caiz değildir diye buyurdular."

"Hz. Aişe validemiz örtünme âyetinin nazil olduğu andaki genel havayı şöyle anlatıyor:

Vallahi ben Allah'ın kitabını tasdik, onun indirdiğine iman bakımından Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nur Süresindeki örtünme âyeti nazil olunca erkekleri kendilerine varıp Allah'ın indirdiği âyetleri okumaya başladılar. Herkes bu emirleri zevcesine, kızına, hemşiresine ve bütün yakınlarına okuyordu. Kadınlardan hiçbiri istisna edilmemek kaydıyla yünden ve pamuktan yapılmış örtülerine büründüler ve sabah namazında Resûlullah'ın arkasında örtülerine bürünmüş olarak bulundular, sanki başlarında kargalar vardı."

"Hz. Aişe Resululah (s.a.v)"den rivayet ediyor:

Bir kadın, kocasının evinden başa bir yerde elbisesini üzerinden çıkarırsa, o kadın Rabbi ile kendi arasını helak etmiştir."

"Ebû Hüreyre (r.a)'dan rivayetle Resulü Ekrem şöyle buyurmuştur:

"Ümmetimden henüz görmediğim cehennemlik olan iki sınıf vardır. Bunlardan bir sınıfı kadınlardır ki, giyinik oldukları halde elbisleri örtülmesi gereken yerlerini örtecek derecede kalın sık ve geniş olmadığı için onlar çıplak gibidirler. Başları da deve hörgüçleri gibidir. Onlar iffet sınırının dışına çıkıcı ve çıkarıcılardır. Onlar cezalarını çekmeden cennete giremezler."

Hz. Âişe (R.anhâ)'dan nakledilen; "Allah Teâlâ erginlik çağına ulaşan kadının namazını başörtüsüz kabul etmez"
(İbn-i Mace, Tahâre, 132; Tirmizî, Salât, 160) hadisi saçları da kapsamına alır.

Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır: "Biz Âişe ile birlikte idik. Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik. Hz. Âîşe dedi ki: Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır. Ancak ben, Allah'a yemin olsun ki, Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nitekim Nûr sûresinde "Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar..." ayeti inince, onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler. Bu erkekler eşlerine, kız, kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular. Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından, Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar. Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kargalar vardı" (Buharî, Tefsîru Sûre, 29/12; İbn Kesîr, Muhtasar, M. Alî, es-Sâbûnî, 7. Baskı, Beyrut 1402/1981, II, 600).

ve benzerleri...
hanefi fıkhına hiç girmiyorum orda yazılanlar herkesce malum zaten;başörtüsü farzdır:)

Bu mesaj atlantisli tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2009 - 22:50


#18 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 22:55

Kusura bakma ama ben bayan olsam, bu yazılanlarla değil başımı başka bir tarafımı bile örtmem.

.Meşhur Celaleyn Tefsirinde ise "cilbab" kelimesi şöyle açıklanmıştır:

"Cilbab, kadının vücudunu kaplayan bir çeşit çarşaftır. Kadınlar bir ihtiyaçları için dışarıya çıktıklarında, onun (çarşafın) bir kısmını da yüzlerine çekerler. Böylece gözlerinden başka hiçbir uzuvları gözükmez."

Tefsir ve meâllerdeki: cilbab, mülâa, ferace, ve bürük malum çarşafın karşılığıdır. Peçe ve yaşmak ise yaklaşık manada yüzü örtmeye yarayan örtü anlamında kullanılır.


Olay zaten burada bitiyor. <_<

#19 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 23:12

Neden öyle emretmiş ? İslamiyet akıl dini değil midir ? Bunun bir mantığı olmalı. Mesela bizler orucu sırf aç kalmak için tutmuyoruz. Ağzımızla beraber, ruhumuzu ve bedenimizi dünya zevklerine kapatıyoruz. Kötü şeyler düşünmemeye, kötü işler yapmamaya çalışıyoruz. Son derece mantıklı. Ya saçların örtülmesi ?

İslamiyet akıl dini değildir.İslamiyet akılla beraber insanın bütününün dinidir.Yani kalbim temiz diyerek taca atamıyosun kendini:)
Örtünmenin de hikmeti var tabiki,o da aslında bilinir,çok da mantıklı.Kadının çekiciliğini seksiliğini örtmesini sağlamak.Kitaplarda geçer,özetle budur...

Hz. Peygamber'in farz demesi yeterli oluyorsa, onun dediklerini kural kabul ediyorsak Kur'an-ı Kerim'i ne yapacağız ? Benim bildiğim İslam'da din ve şeriat ayrımı diye bir şey vardır. Eğer şeriat din olsaydı, şeriat kurallarını yerine getirmeyenlerin dinden çıkması gerekirdi.

"(Ey ümmetler) Her birinize bir şeriat ve bir yol verdik. Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı..." (Mâide, 5/48)

Hangi şeriat ? Hangi yol ?


Ayetle cevap vermişsin işte roy.Allah diyor ey ümmetler hepinize bir yol şeriat verdik diyor,istesem tek ümmet yapardım diyor ama değişik peygamberler indirdim değişik ümmetler oldunuz diyor."Hangi şeriat ? Hangi yol ?" Biz Hz.Muhammedin ümmeti olduğumuza göre onun şeriatı onun yolu:)
Hz.Peygamberin farz demesi yeterli oluyosa kuranı ne yapacağız demek çok komik değil mi.Kuran da ona indiriliyor.Bize ayetleri o haber veriyor.O kitapta da O'na (sav) kayıtsız şartsız bağlı olunması emrediliyor...
"Benim bildiğim İslam'da din ve şeriat ayrımı diye bir şey vardır. Eğer şeriat din olsaydı, şeriat kurallarını yerine getirmeyenlerin dinden çıkması gerekirdi." Ben böyle bir ayrım duymadım da okumadım da.Din kelime manası olarak hesap demek bildiğim kadarıyla ki ahiret günü hesabı için kullanılır.Yani anlamadım ben pek.Başka bişi kastediyorsun herhalde...

Saçların örtülmesi ahlaki bir şey midir ?

Ahlaksızlık mıdır?

Doğru, düzgün, namuslu, Müslümanca yaşayan bir bayanı sırf bir örtü yüzünden günahkar ilan etmek...

Başörtüsü İslamın emri olduğuna göre o bayan bu emirde gevşeklik gösteriyor demektir.Orda bir tezatlık var.Ayrıca başörtüsüz bir kadına fahişe orospu namussuz falan da diyen yok.En başta İslam karşı çıkar buna.Günahkar ilan eden de yok.Sadece başörtmemek günahtır deniliyor.Meseleyi çarpıtma:)

Benden de bir not: Sakın yanlış anlaşılmasın, merakımdan, öğrenmek istediğimden soruyorum. :=)

Ya böyle notlar düşmüşsünüz.Sebep bensem yanılıyorsunuz.Ben takmam.En fazla biraz kavga ederiz:) Benim umruma gelmez,cehennemin dibini de cennetin zirvesini de boylayabilirsiniz:) hatta başörtme meselesini bana soruyorsanız,örtünmesi gereken vücüdu seksi olmayanlardır.Diğerleri mümkünse soyunsunlar <_< Şaka bir yana Allah'ın zatını ayetlerini... korumak bana düşmez.Benim öyle bir niyetim yok.Rabbimin gücü herşeye yeter,ne peygamberlerine ne kullarına ne de herhangi bir kimseye ihtiyacı yok.Ol der oluverir.Sadece konuşuyoruz,meseleler hakkında değişik görüşler ediniyoruz,değişik fikirler tanıyoruz.Aynı gerçeğe giden başka yollar (bazen daha kestirme ve güzel) keşfediyoruz.Bu ve buna benzer meseleleri tartışmak ilgimi çekmiyor aslında.Çünkü çok fazla saldıran var.Amaçları hemen belli oluyor.Ben de buna fena bozuluyorum.En iyisi hiç girmemek,bugün bulaşmış olduk bi kere.Saygılar...

#20 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 17.09.2009 - 23:19

Kusura bakma ama ben bayan olsam, bu yazılanlarla değil başımı başka bir tarafımı bile örtmem.

Beni ilgilendirmez herkes dilediğini yapabilir.Siz hadis ayet kaynak göster dediniz ben de yorum katmadan gösterdim.Sizi kaynakla başbaşa bırakıyorum <_< Yetmezse fazlası da var:)
Sen bayan olsan serçe barnağından tutup kaçırırdım roy,doğru imamın önüne sonra *ter

Bu mesaj atlantisli tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2009 - 23:21






Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli