İçerik değiştir



- - - - -

Ahlak Gerekli midir?


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 63 yanıt verildi

#21 sparkplug

sparkplug

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 946 Mesaj

Gönderim zamanı 16.01.2006 - 13:09

Dinin geçmişte suçları engelleyici bir caydırıcı unsur olarak görev yaptığına ben de katılıyorum. Bunu zaten önceki mesajlarımdan birinde bizzat belirtmiştim. Ama din hiç varolmasaydı, dünya elbette ki anarşizme sürüklenmeyecekti. Böyle düşünmek safça olur. Dinin varolmadığı bir dünyada suçları caydırmak gereği daha vahim bir şekilde ortaya çıkacak, günümüzdeki gibi düzenli ve etkili bir polis gücünün kurulması daha erken tarihlerde cereyan edecekti. İnsan hakları konusunda laik kanunlar, sözde peygamberlerin keyfi doğrultusunda değil, sağduyulu toplum liderlerinin fikir teatisi doğrultusunda oluşturulacaktı.

Dinlerin varolmadığı bir dünyada suçların önlenemeyeceği savı, günümüz dünyasının gerçeklerini inkar etmek, insanoğlunun potansiyelini küçük görmektir.

Uluslararası kanunlar tarafından insanlık suçu olarak değerlendirilen katliamların da tarihçiler tarafından nötr şekilde değerlendirileceği savına katılmıyorum. Tarihçi, sözkonusu olayın tarihteki rolünü nötr olarak değerlendirmekle beraber, olayın kendisini hakettiği şekilde nefretle karşılayabilmelidir. Karşılamazsa insanlığından şüphe edilmelidir.

Not: Almanya, II. Dünya Savaşı'nı, zorlu kış aylarında Rusya'yı işgale yeltendiği için kaybetmiştir. Amerika ve İngiltere'nin iç propagandaları II. Dünya Savaşı'nın sonucunu belirleyici özellikte değildir, zaten sözkonusu propaganda asla dini içerikli olmamıştır. Gerçi Hitler, propaganda konusunda tüm düşmanlarını beşe katlar cebine koyardı. Yaptığı konuşmalarla Alman halkını inanılmaz bir şekilde galeyana getirmiş, kendinden geçirmiş, her istediği yöne teşvik edebilmiştir. Retorik konusunda kendisi kadar yetenekli bir lider tarihte çok az bulunur.

#22 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 16.01.2006 - 17:01

Bence asıl saçma olan bu konu başlığı..Ahlak gereklimiymiş...Bu konuyu bulmak için çokımu düşündünüz gecelerce merak ediyorum..Ve hangi zihniyetle bu konuyu buraya eklediniz.Ne diim bravo yaa :msn111:
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#23 faRuk

faRuk

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 124 Mesaj

Gönderim zamanı 17.01.2006 - 02:17

gereklidir kardeşim..bu kadar.

İşte bukadar! Tartışmaya ne hacet. Artık kendi varlığımızın gerekli olup olmadığınıda tartışalım isterseniz. Ahlak olmadan gerçek medeniyet inkişaf edemez. Ahlaksızlık, medeni toplumları, medeniyetsizleştirmiş ve sonra da yıkmıştır. AIDS için harcanan milyarlarca dolar, iktisatda ki "kıt kaynaklar" iddasının çürütülmesidir. Rüşvet bir toplumu kemiren en büyük ahlaksızlıklardan biridir. "Giricem, bir dahaki seferi emniyet müdürünün evine giricem" diyecek kadar soysuzlaşan bir hırsız, hiç bir insani kanun koyucudan korkmadığını tüm dünyaya duyurmaktadır. İnsan kendi vicdanı ile yüzleştiğinde kaçacak delik aramıyorsa ahlaksız demektir. Allah dan korkmak lazım.
Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören hayattan lezzet alır.

#24 KeyserSoze

KeyserSoze

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 64 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bizim ev
  • İlgi Alanları:Havacılık, müzik, dekorasyon vs.vs.vs.

Gönderim zamanı 17.01.2006 - 02:44

tarih bilimcilere bir göz atmanıda tavsiye ediyorum. Çünkü onlar ister mussolini ister hitler, ister lenin olsun tarihte zulüm yaptıkları öne sürülen hiç kimseyi yargılamaz ya da yadırgamaz. Bunun altında o tarihlerde insan doğasında varolan çeşitli etkenleri göz önünde bulundurmayı tercih ederler ve her tarihi olayı olması gerekiyordu ve oldu diye kabul ederler. Hiçbir tarihi olay (din dahil) bir hata olarak algılanmaz. Yapılanları hata olarak görmek ancak siyasi emellerle yaklaşım sergileyenlerin davranış biçimidir. Eğer amerika ve ingiltere elindeki medya gücünü kullanmasaydı(insana en hitap eden anlatım biçimidir ve kitlelere hitap eder) 2. dünya savaşında hitlere karşı yapılan savaşı kazanamazdı. Aynı şekilde gerek siyasi iradelerini gerekse medyayı kullanarak diğer uluslara (türkiye dahil) bahsi geçen silahları kullanmasaydı(medya) Irakta Savaşa giremezdi. Bunu yargılamak bize düşmez altında Hristiyan emeller olduğuda ekonomik nedenler olduğuda iddia edilsede. Aslen Fanatik kökten dincilikle kendilerine karşı silah geliştirmesi muhtemel güçleri ortadan kaldırmak ekonomik kaygılar güdülerekte onları kendi pazarlarına ve ekonomilerine bağımlı hale getirmek amacı yatmaktadır. Dini maşa olarak kullanan sadece islam'ın kisvesi altına gizlenmiş sinsi güçler değil diğer musevi ve hristiyan güçlerde söz konusu. Kendi din ve ahlak anlayışlarını yayması amacıyla çeşitli bölgelerde misyonerler görevlendirmiş ve cahil halkı kendi taraflarına çekmeye gayret göstermişlerdir. Bunlarada hükümetler destek vermişlerdi. Şimdi görmeni istediğim asıl konu şu. Dinin varlığını yadırgayan sen. Bunun tarihi bir oluşum olduğunu görebiliyormusun. Bunu siyasi emeller güden güçlerin desteklediğini görebiliyormusun. Bunu kullanarak elde edebilecekleri ekonomik zenginliği görebiliyormusun. Şimdi dini yargılarken aslında yargıladığının ne olduğunu daha iyi düşün.

Sen bundan ne anlıyorsun allah aşkına.
Tarihçilerin bile yadırgamayıp yargılamadığı siyasilerin bizlerin hata olarak algıladığı davranış biçimlerinden bahsediyorum. Ayrıca din hakkında da aynı tutumu sergilediklerini anlatıyorum sen kalkıp bana tutarsız ve yersiz benzetemelerde bulunduğumu söylüyorsun. Ya idrak etmede sıkıntı yaşıyorsun yada dik kafalısın.
Hitlerin ya da diğerlerinin ne yaptığı nasıl kaybedip kazandıkları ile ilgilenmiyoruz.
Ben din için savaştıklarınıda söylemedim. Lafı saptırma.
burda geçmişte yapılanların o döneme mahsus olduğundan bahsediyoruz. Şimdide dinin gerekliliğine inananlar varsa bu gerekli olduğu için vardır. Sen ileri bir çağda yaşadığından bizim kıt beyinlerimiz henüz senin mertebene ulaşamadığı için üzgünüz. Kardeşim git derdini nerde anlatıyorsan anlat. Ben burda kendi inancımı yaşıyor ve tartışıyorum senin ne görüşüne ihtiyacım nede sözlerine. Benim ihtiyacım olan şey sevdiğim şeyleri sevdiğim insanlarla konuşmak paylaşmak. içinde senin gibi nefret barındıran ve kin duyan ukalalık taslayan insanlara değil. Sen maymun atalarının işlevini yitirmiş kuyruklarının, anatomik yapılarında oluşmuş hatalarının ırkına ne gibi sonuçlar doğuracağını felan araştır. Hem senin inancını paylaşan insanlara faydan dokunmuş olur. Ha unutmadan dişlerinin bir kısmınıda aldır. Böylece gereksiz gördüğün fazla dişlerden kurtulmuşta olursun.

#25 sparkplug

sparkplug

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 946 Mesaj

Gönderim zamanı 17.01.2006 - 03:00

Kardeşim git derdini nerde anlatıyorsan anlat. Ben burda kendi inancımı yaşıyor ve tartışıyorum senin ne görüşüne ihtiyacım nede sözlerine. Benim ihtiyacım olan şey sevdiğim şeyleri sevdiğim insanlarla konuşmak paylaşmak. içinde senin gibi nefret barındıran ve kin duyan ukalalık taslayan insanlara değil.

Üzgünüm, burası bir İslam misyonerliği locası değildir, bir tartışma forumudur. Alıntıladığım pasajda tanımladığınız iletişim türü de tartışma değildir, bir tartışma forumunun iletişim üslubu değildir. Sizin tanımladığınız eş dost muhabbetidir. Forumlarda fikir teatisi yeralır, karşıt görüşler sunulur. Arzuladığınız türde bir iletişimi bir tartışma forumunda bulamazsınız.

#26 faRuk

faRuk

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 124 Mesaj

Gönderim zamanı 17.01.2006 - 03:12

Üzgünüm, burası bir İslam misyonerliği locası değildir,

Üzgünüm burası müslümanları misyonerlikle suçlama ve hayvan olduğunu ispatlamaya çalışma ( insan, maymun türevidir diyen sensin ) forumuda değildir.
Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören hayattan lezzet alır.

#27 sparkplug

sparkplug

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 946 Mesaj

Gönderim zamanı 17.01.2006 - 03:52

Öyledir.

Bir tartışma forumu, aksi belirtilmediği sürece, kanıtlanabilen her sava açıktır.

Ben savlarımı kanıtlıyorum. Sende ise boş laftan ötesi yok.

#28 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.01.2006 - 13:06

Herkes istediği şeye inanmakta serbesttir.Amma velakin sayın sparkblug amacın ne? Anlamış değilim.Ne için uğraşıyosun bu kadar?İnsanın aklına kötü şeyler getiriyorsun.Bence yapma..
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#29 faRuk

faRuk

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 124 Mesaj

Gönderim zamanı 17.01.2006 - 20:11

Öyledir.

Bir tartışma forumu, aksi belirtilmediği sürece, kanıtlanabilen her sava açıktır.

Ben savlarımı kanıtlıyorum. Sende ise boş laftan ötesi yok.

Bana görede sende boş laftan ötesi yok.
Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören hayattan lezzet alır.

#30 maviergün

maviergün

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 322 Mesaj

Gönderim zamanı 18.01.2006 - 01:00

Bence asıl saçma olan bu konu başlığı..Ahlak gereklimiymiş...Bu konuyu bulmak için çokımu düşündünüz gecelerce merak ediyorum..Ve hangi zihniyetle bu konuyu buraya eklediniz.Ne diim bravo yaa :msn111:

Ortalama bir okuyucunun konunun ahlakın gereksizliği savı ile
ortaya konulmadığını rahatlıkla anlayabileceğini düşünmüştüm!
Amaç "Din & Ahlak" da ahlakın farklı bir biçimde ele alınıp
alınamayacağını tartışmaktı.

Tartışmaya katılanların beklenildiği üzere "AHLAK" merkezli
yaklaşımları daha anlamlı olurdu.
Bir yandan sparkplug'un din ve ahlakı bir bütün olarak görüp dışlayan
anlayışı diğer yandan KeyserSoze nin ahlakı dinin çatısı altına
sıkıştırması tartışılabilecek konuların sadece bir kısmını oluşturmaktadır.

Kendi içlerinde ve birbirleriyle mücadele içinde olan dinlerin
hala bir alternatif olarak görülmeye devam edildiği toplumsal
sorunlar yumağı içinde tüm dünya için yeni bir açılım getirebilecek
olan ahlakın farklı düşüncelerle ortaya konulacak yeni bireşimler
sayesinde insanlık için umut olabileceğine inanıyorum.

Varlığını gerçekçi bir gelecek düşüncesiyle sürdürme gayretini
yakalayamamış-yitirmiş gibi görünen insanlığın tutunacak evrensel
dalı nedir, sorusunun cevabını salt kendi yaşam anlayışını, dinini,
ideolojisini, felsefesini göstererek vermeye çalışanlar ya yanılgılarının
ya da aptalca kendini beğenmişliklerinin kurbanıdırlar.

(Modernizm konusuna gelince farklı bir başlık altında tartışabileceğimizi
sanıyorum)
Bu Dünyada Çok Güzel Yaşanabilir Yeterki İsteyelim

#31 sparkplug

sparkplug

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 946 Mesaj

Gönderim zamanı 19.01.2006 - 15:37

Ahlak, toplumun uzun vadede güvenliğini ve gelişimini sağlayacak davranışlar bütünüdür. Geçmişte, bu davranışlar bütününün toplumlara telkini, doğaüstü mitosların saldığı korku aracılığı ile idi. Günümüzde, benzeri davranışlar (daha toleranslı bir kümeye indirgenmiş biçimde) nezaket ve laik kanunlar aracılığı ile toplumlara telkin edilmektedir.

#32 faRuk

faRuk

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 124 Mesaj

Gönderim zamanı 19.01.2006 - 19:58

nezaket ve laik kanunlar aracılığı ile toplumlara telkin edilmektedir.


Gene saçmalık. Ahlaksızlığı telkin eden laik kanunlarda var mı ki?
Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören hayattan lezzet alır.

#33 Edys

Edys

    ....

  • Dokunulmazlar
  • 16.109 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:istanbul,antalya,bodrum ve başka yerler
  • İlgi Alanları:FENERBAHÇE

Gönderim zamanı 19.01.2006 - 21:09

ahlak gereklimidir diye bir konu açmak bence saçma tabiki ahlak gereklidir..

ahlak gereksiz diyen zaten ahlaksızdır :)


güzel açıklamışımdır umarım...

#34 sparkplug

sparkplug

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 946 Mesaj

Gönderim zamanı 19.01.2006 - 22:28

Gene saçmalık. Ahlaksızlığı telkin eden laik kanunlarda var mı ki?

Anlattığımı nasıl anlamazlıktan geliyorsun şaşırıyorum.

Cinayet, hırsızlık, tecavüz vs. topluma zararlı davranışları, eskiden din ve ahlak yasaklardı, dinin doğaüstü ve hayali tehditleri caydırıcı etkide bulunurdu.

Günümüzde benzer davranışları nezaket kuralları ve laik kanunlar yasaklamaktadır, toplum tarafından afaroz edilme tehlikesi, para ve hapis cezaları da caydırıcı etkide bulunmaktadır.

#35 maviergün

maviergün

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 322 Mesaj

Gönderim zamanı 19.01.2006 - 23:51

Komik_Man yanıt olsun da nasıl olursa olsuna iyi bir örnek vermiş...
Komik_Man metni okumamış ya da anlamamışsın sanırım, 2. sayfada
GLAmor un aynı tepkisini alıntılayarak bir açıklama yapmıştım hiç olmazsa
onu okusaydın. :(
Bu Dünyada Çok Güzel Yaşanabilir Yeterki İsteyelim

#36 Edys

Edys

    ....

  • Dokunulmazlar
  • 16.109 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:istanbul,antalya,bodrum ve başka yerler
  • İlgi Alanları:FENERBAHÇE

Gönderim zamanı 20.01.2006 - 02:17

evet yanıt olsunda nasıl olursa olsun diye yazdım...

saygılar

#37 faRuk

faRuk

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 124 Mesaj

Gönderim zamanı 21.01.2006 - 02:10

Din denen illet varolmasaydı, yukarıda sıralanan zulüm örnekleri asla cereyan etmeyecekti.

Marx siyasi bir partinin ve/veye hareketin lideri değildi. Sadece teorisyendi. Dünya tarihini diyalektik materyalizme göre şekillendirmeye çalışmış, düne yorumlar getirmiş, yarınla ilgili kehanetlerde bulunmuştur. Kerameti kendinden menkul bu şahsiyetin en büyük kerameti ise devrimdi. Güya sınıfsız ve dinsiz bir toplum hayal etmiş ve bunun rüyalarını görmüştür. Çok şükür beklediği devrim gerçekleşmeden ölmüştür.

Ama maalasef bundan 20 yıl sonra daha kaçık birisi olan Vladimir İlyiç Lenin Rus Sosyal Demokrat Partisi içinde sivrilmeye başlayarak ve marksizme kendi yorumlerını da ekleyerek ortaya çıktı. İşçiler böyle bir devrimi gerçekleştiremezdi. Bunu yalnız siyasi manevrayla, elinin altında tutabileceği askeri disipline sahip (komünist parti) bir güç gerçekleştirebilirdi. Lenin'in ortaya attığı bu teoriyle birlikte komünizm, eli silahlı terör gruplarının ideolojisi haline gelmiş oluyordu. Lenin'den sonra da dünyanın dört bir yanında kendilerini kan dökerek devrim yapmaya adamış yüzlerce "komünist parti" veya "işçi partisi" ortaya çıktı. Peki komünist parti devrim için hangi yöntemleri izlemeliydi? Lenin bu soruyu hem yazılarıyla hem de eylemleriyle cevapladı: Komünist parti olabildiğince çok kan dökecekti...
Daha sonra parti içinde bölünmeler oldu. Bir grup bolşevik leninistler, bir grupsa azınlık anlamında menşevik. Uzun uzun yazarsam kimsenin okumyacağını biliyorum. Sadede geliyorum. Ekim Devrimi'nin ardından Rusya büyük bir iç savaşa sahne oldu. Çar yanlısı generallerin topladığı "Beyaz Ordu" ile, Trotsky'nin önderliğindeki Kızılordu arasında geçen savaş tam 3 yıl sürdü. Temmuz 1918'de Bolşevik militanlar tarafından, Lenin'in emri üzerine, Çar II. Nicholas ve tüm ailesi (üç çocuğu ile birlikte) kurşuna dizilerek idam edildi. İç savaş boyunca Bolşevikler, rejim muhaliflerine karşı en kanlı cinayet, katliam ve işkenceleri uygulamaktan çekinmedi. Gerek Kızılordu birlikleri, gerekse Lenin'in kurdurttuğu "Çeka" adlı gizli polis örgütü, devrime karşı gördükleri bütün toplum kesimlerine karşı büyük bir terör uyguladılar.
Daha 1920'de yürütülen "Kazaklardan arındırma" kampanyası önemli ölçüde soykırım tanımının kapsamına girmektedir: yeri yurdu tamamen belli bir topluluk olan Kazaklar, tüm erkeklerin kurşuna dizilmesi, kadın, çocuk ve yaşlıların sürgün edilmesi, köylerin yerle bir edilmesi ya da Kazak olmayanlara devredilmesi sonucu bir grup olarak varlığını sürdüremez duruma getirildi. Bu SAPIK herifin yaptıları katliamlar saymakla bitmez.
1921 ve 22 yıllarında, Lenin'in oluşturduğu kasıtlı kıtlık sonucunda, Sovyet sınırları içinde tam 29 milyon insan açlıkla pençeleşti. Bunların 5 milyonu da açlık tan öldü.

1920'lerin başındaki kıtlık, Bolşeviklerin köylülerin mahsulüne zorla el koymasının bir sonucuydu. Yüzbinlerce çocuk ve milyonlarca insan kıtlıktan öldü. Lenin ise yoldaşlarına kıtlığın çok yararlı olduğunu söylüyor ve "ancak bu sayede insanların Tanrı'ya olan inancını yok edebiliriz" diyordu. Burada Stalin delisinin yaptıklarını yazmadım. O ise tam 40 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur. Rusyanın emperyalist güçler, kapitalizm, lümpen proleterya diye diye ezdiği ve parçaladığı millet sayısının haddi hesabı yoktur. Ve o kominizm dehşetinin etkileri hala bağımsız gibi görünen ama göbekten rusya ya bağlanmak zorunda bırakılan bütün cumhuriyetlerde görünmektedir.

Velhasıl-kelam. Dine illet deme boş boğazlığını gösteren ahmaklar bunları hiç görmezler. Görseler bile görmezlikten ve bilmezlikten gelirler. Daha yazılacak çok şey var. Demek ki başka( boş )sebepler için de zulüm örnekleri cereyan etmekte nice evlerin ocakları söndürülmekteymiş.

Haçlı seferleri, engizisyon mahkemeleri, işkenceler, Salem cadı avı, Ermeni soykırımı / tehciri


Ayrıca altı çizili kelimeler için sana ahlakla ilgili bu forumda ahlaksızlık yapıyorsun diyebilirmiyim. Bu forumda ne kadar Türk evladı varsa sparkplug ı kınamasını isteyebilirmiyim. Ayrıca forum YÖNETİCİLERİ DİKKAT bu laf yüzünden türklüğe hakaret davası açılan sözde romancılar biliyorum ben. Bu iş çocuk oyuncağı değil. birilerinin canı yanmasın!!! Lütfen gerekli önleminizi alınız.

Bu mesaj faRuk tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 21.01.2006 - 04:40

Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören hayattan lezzet alır.

#38 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 21.01.2006 - 17:21

Konuya yazmakta çok geç kaldım çokk!! Yine çok gereksiz tartışmalara girilmiş.

Neyse !! Şimdi;

Arapçadan Türkçemize intikal eden ahlak kavramının bizde din ile paralel olarak anılmasını doğal karşıladığım gibi ahlak anlayışının dinlerin hegomanyasında olmasında kesinlikle karşıyım.

Çünkü ahlak, standart kriterlere sahip olmayıp yer,zaman ve inanca göre değerlerini toplum belirler bu sebeblede toplumlara göre değişikliklik gösterir ve ben buna paralel olarak"inan ahlaklıdır, inamayan ahlaksız" yaklaşımını acımasız ve bi o kadar da cahilane buluyorum.

Töre; eski insanların yararlı ve zararlı sanılan deneyimlerini yansıtır. Ama töre bu tür deneyimlerle değil, ahlakın eski oluşuyla, kutsallığıyla, tartışılmazlığıyla bağıntılıdır. ve bu duygu böylelikle insanın yeni deneyimler oluşturmasına ve gelenekleri düzeltmesine karşı koyar. Yani ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı direnir, aptallaştırır."

Nietzsche


Burda şunu belirteyim Nietzsche' ye göre ahlaki ölçüler ve normlar koymak saçma ve gereksizdir.

Toplumlar sahip oldukları ahlaki değerlerin çağın eğilimlerine göre dejenere olmasından mutlak ki rahatsızlık duyacak ve buna karşı büyük bir direç göstereceklerdir ve karşı konulamaz bir silah olan dini kullanacaklardır.

Şu da varki çağı yakından takip edenlerin ahlaki anlayışlarının daha liberal olduğunu düşünürsekte ahlak anlayışı olarak neredeyiz ?sorusunun cevabı sanırım, çağı nereden takip ettiğimizde saklıdır.

Evrensel ahlaki değerler diğe bir tamlama şüphesizki olamaz ancak ahlakın toplum yaşamının daha erdemli bir hale getirilmesi olarak düşündüğümüzde insani değerlerden yoksun bir toplumsal ahlak anlaşının olamayacağı gerçeğine varırız.

Benim burda ahlak anlayışı ve sorgulaması ile ilgili şahsi düşüncem ahlak'ta dinden önce Evrensel İnsani Değerlerin temel alınması gerektiği.

Bunlar ise;

(Şefkatli olmak, alçak gönüllük, hoşgörü ve anlayışlı olmak, başkalarını kendi çıkarı ve amacı için kullanmamak, gerçek sevgiyi varedebilmek, açgözlülüğünü yenmiş olmak, sabırlı ve cesur olmak, dürüstçe ve yüreklice yaşamak vb. [Dadi Janki'nin  İnsani değerler Kitabından])


SAYGILAR !!!

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#39 faRuk

faRuk

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 124 Mesaj

Gönderim zamanı 21.01.2006 - 19:21

...ahlak anlayışının dinlerin hegomanyasında olmasında kesinlikle karşıyım.


Ben bu ifadeyi biraz talihsiz buluyorum. En azından islam dini için. Çünkü islamın genel ahlak anlayışına bir baskısı değil bir katkısı söz konusudur.

Bu mesaj faRuk tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 21.01.2006 - 19:21

Güzel düşünen güzel görür. Güzel gören hayattan lezzet alır.

#40 maviergün

maviergün

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 322 Mesaj

Gönderim zamanı 22.01.2006 - 02:55

Prens'e
"Evrensel ahlak" farklı anlamlarda kullanılabilmektedir,
bu kavram "evrensel insani değerler"i içine alabileceği gibi,
evrenselciliğin savunduğu, tüm insanların onayı ile kabul edilecek
olan tek tip ahlakı da içerebilir, ben bu kavramı en yalın hali
ile insanların farklı cinsiyet, etnik köken, dil, ve din özelliklerine
rağmen bir arada yaşayabilmelerini sağlayan anlayışları vurgulamak
için kullanmıştım. Diğer yandan evrensel insani değerler kavramına
yüklediğin anlama da bütünüyle katılıyorum.
Bu Dünyada Çok Güzel Yaşanabilir Yeterki İsteyelim





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli