Jump to content



- - - - -

Rezalet dizboyu


  • Please log in to reply
No replies to this topic

#1 ergenekon

ergenekon

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 7 posts

Posted 09.01.2006 - 01:29


Rezalet dizboyu



Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Ceviz Kabuğu’nda, Rusya’nın, Ukrayna ve Avrupa’nın doğalgazını kesmesinin ardından ortaya çıkan skandallara yenileri de eklendi.




Amerika, İsrail dışında
nükleer enerji istemiyor

Kanaltürk’te yayınlanan Ceviz Kabuğu’nda Dışişleri eski Bakanı Şükrü Sina Gürel, bürokratların geçmişte hükümetleri ve MGK’yı bile yanılttığına inandığını söyledi

Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu ve 5,5 saat süren Ceviz Kabuğu programında, son zamanlarda Rusya’nın Ukrayna’nın ve Avrupa’nın doğalgazını kesmesi ile ortaya çıkan skandallara yenileri de eklendi. Ceviz Kabuğu’nda birçok skandal daha ifşa edildi. Programı telefonla arayan Dışişleri eski Bakanı Şükrü Sina Gürel, “bürokratların geçmişte hükümetleri ve Milli Güvenlik Kurulu’nu (MGK) bile yanılttığına inandığını” söyledi. Programın stüdyo konuklarından ASAM Genel koordinatörü Necdet Pamir, yanlışın mavi akımla başladığına işaret ederek, “Bürokratlar gökten inmiyor, kendiniz atıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.


YENİ SKANDALLAR ORTAYA ÇIKTI

Programı arayan Dışişleri eski Bakanı Şükrü Sina Gürel’in, bürokratların hükümetleri ve MGK’yı (Milli Güvenlik Kurulu’nu) yanılttığına inandığını söylemesini Cevizoğlu, skandal olarak nitelendirdi. Gürel de “doğru” dedi. Gürel’e, Cevizoğlu’nun, “Bugüne kadar katıldığınız MGK toplantılarında nasıl önlemler düşünüldü?” sorusuna Gürel, “Haklısınız, MGK’da eminim bunlar çok görüşülmüştür” yanıtını vermesi üzerine Cevizoğlu, “Sizin katıldığınız toplantılarda bunlar görüşülmedi mi?” diye sordu. Gürel, “Benim Dışişleri Bakanı olarak katıldığım toplantılarda bunlar görüşülmedi” cevabını vermesi üzerine Cevizoğlu, “Siz her toplantının asil üyesisiniz. Sizin katıldığınız toplantılardan hiçbirinde enerji konusu gündeme gelmedi mi?” sorusunu yöneltti. Gürel, “Ben o dönemdeki hükümetin büyük ölçüde yanıltıldığı kanısındayım. Çünkü 2013 yılında bizim hidrolik ve doğal kaynaklarımızdan elde edeceğimiz enerjinin, bizim enerji gereksinimimizi karşılamayacağı belirtiliyordu. Aslında çok daha karmaşık konular vardı. Örneğin, eğer biz mavi akım projesini yürürlüğe sokup Rusya’dan doğalgaz alımımızı artırmasak, o zaman devreye girecek olan Mısır’dan bize birtakım Amerikan şirketleri olacaktı. Kırk satır mı kırk katır mı olacaktı” açıklamalarını yaptı. Programın stüdyo konuklarından ASAM Genel koordinatörü Necdet Pamir, yanlışın mavi akımla başladığına işaret ederek, “Bürokratlar gökten inmiyor, kendiniz atıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.



“Bürokratlar
gökten
inmiyor”

Bu haftaki Ceviz Kabuğu programının stüdyo konuklarından ASAM Genel koordinatörü Necdet Pamir, yanlışın mavi akımla başladığına işaret ederek, “Bürokratlar gökten inmiyor, kendiniz atıyorsunuz” diyerek tepki gösterdi.



Atom bombası tartışması

Cevizoğlu: Atom bombası olsun da Türkiye kuvvetli olsun demiyorsunuz İnan: ABD şunu yapıyor, bunu yapıyor. Buyrun durdurabilecek güç varsa çıksın

Cevizoğlu, programa telefonla katılan Eski “Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı” Kâmran İnan’a dönerek, “Türkiye atom bombası yapmalı mı?” diye sordu. İnan, bu soru üzerine “Hayır, Türkiye’nin böyle bir niyeti yok. Türkiye’de nükleer teknolojiyi izlerim, nükleer enerjiyi izlerim. Ama Türkiye’nin nükleer güç olması için hiçbir sebep yok. İran’da olursa benim enerjim tehlike altına girer. Türkiye tedbir alır” cevabını verdi. Cevizoğlu, bu sözler üzerine, “Amerika’ya baktığınız zaman, bizim bölgemizde İsrail dışında kimsede nükleer enerji olmasını istemiyor. İran’a vazgeç vururum ya da İsrail’e vurdururum diyor. Bu mantıktaki bir ülke nasıl olur da Türkiye’nin nükleer enerjiye geçmesine izin verir. Acaba bu göstermelik mi? İzin veriyor gibi yapayım ama engelleyeyim diye düşünebilir” değerlendirmesinde bulunurken, İnan, “1969’da nükleer silahların yayılmasının önlenmesi anlaşması yapıldı. Nükleer santrallerin büyük bir sakıncası o da kullanılan atıkların nasıl yok edilecek? Bunun altından hiçbir teknoloji çıkamaz. Bizim bugünkü dünya enerji bunalımı karşısında tek alternatif olarak bu kalıyor. Güneş enerjisi bekleneni veremedi” şeklinde konuştu. İnan, “Bugün Fas’tan Çin’e kadar 22 memleket, 16 Müslüman dünyanın petrol rezervlerinin üçte ikisi bu bölgede. Doğalgaz rezervlerinin beşte üçü bu bölgede. BOP’un arkasında da bu enerji stratejisi yatmaktadır” diye ekledi. Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu ise, yakın zamanda, Türkiye’de ABD’nin 8 adet nükleer bombasının bulunduğu haberlerinin ortaya çıktığını, kendi bombamız yokken başkasının bombalarına ev sahipliği yaptığımızı belirterek, bunun büyük bir yanlış olduğunu vurguladı.


ANAHTARIN BİRİ ABD’DE

Cevizoğlu şöyle konuştu: “Sayın İnan’ın da kabul ettiği gibi bu ABD atom bombalarının iki anahtar varmış. Nükleer bombayı çalıştırabilmek için bir anahtar Amerikalılar’da, bir anahtar bizde imiş. Bu bombanın sahibi bu kadar aptal mı? Kendisi mutlaka yedek bir anahtar yapmıştır. Amerika’nın elinde maymuncuğu olmayacak öyle mi?” Bu sözler üzerine programın stüdyo konuklarından ASAM Genel koordinatörü Necdet Pamir, “Maymunları da var içeride” karşılığını verdi. İnan’ın görüşlerine büyük oranda katılmadığını belirten Pamir, “Türkiye’nin enerji kaynaklarının yetersiz sıklıkla tekrarlanan bir konu. 1920’de Amiral Bristol, Kürdistan’ı denetim altına almak için Kürtler’i Türkler’e karşı kullanmak isteyecektir demişti. 5 Ekim 1922’deki İngiliz Kabine toplantısı zaptı da Türkler’e sorun başladığında Araplar’la dost olacaksın. Aynı şey tekrarlanıyor” diye devam etti. Daha sonra, Kamran İnan ile Cevizoğlu arasında şöyle diyalog yaşandı:

* Cevizoğlu: “Amerika, bizim bölgemize niye karışıyor?”

* İnan: “Onu söylersiniz ama bir noktayı değiştiremezsiniz. Dünyada milletlerarası ilişkilerde hak, kuvvetten yanadır.”

* Cevizoğlu: “Neden o zaman, ‘Atom bombası olsun da Türkiye kuvvetli olsun’ demiyorsunuz?”

* İnan: “ABD şunu yapıyor, bunu yapıyor. Buyrun bunu durdurabilecek güç varsa çıksın. Bunun olmasını sizden daha çok isterim.”

* Cevizoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Bakanı Sayın İnan, ‘Türkiye’nin bir nükleer bombaya ihtiyacı yok’ diyor. Ama, benim bölgemde İsrail’in bombası varsa, İran bomba yapıyorsa, Rusya’nın menziline giriyorsam, benim de bombam olduğu taktirde, İstanbul kadar olan Yunanistan bana kafa tutamaz.”
Daha sonra, Cevizoğlu, “Türkiye’de Enerji Bakanlığı yapmış Kâmran İnan, ‘Türkiye’nin enerji kaynağı yok’ diyor ama, belgeler öyle söylemiyor” diyerek, Türkiye’nin 40 yıllık ihtiyacını karşılayacak rezervlere ilişkin bilgiler okudu ve “Bırakın doğalgazı, fasulye gazı olsa enerji yayıyorsa ve bu Türkiye’deyse buna sahip çıkacaksınız” diyerek tepki gösterdi.


Cevizoğlu, enerji politikasını yorumladı

“Türkiye’nin 30-40 yıldır bir enerji politikası olmadığını gördük. Politikanız yoksa, bir düşünürün dediği gibi; ‘Hedefi olmayan bir gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.’ Projeniz, planınız yoksa siz başkalarının projelerinin, planının küçük bir parçası olursunuz. Atatürk’ün ‘tam bağımsızlık’ kriteri nasıl olduysa oldu, yıllardır enerjide ‘dışarıya tam bağımlılık’ kriteri haline geldi. Biz, Avrupalılar’ın düşüncelerinde boncuk olduğu için onların kriterlerini esas almaya çalıştık. Herhangi bir şirket ülkeyi zarara uğrattığı için hesap soruluyor, ama ülkeyi milyarlarca dolar zarara uğrattığın zaman politikacılar bunlara hesap sorulması daha doğal bir şey. Son birkaç gündür yaşanan sıkıntı, Türkiye’nin ne kadar vahim bir durumda olduğunu ortaya koydu. Uzmanlarımız, ‘doğalgaz depolanabilir’ diyor. Depolanabilmesine rağmen Türkiye’nin ancak bir haftalık doğalgazı olduğu söylendi. Allah’tan savaş durumunda eskiden yaşadığımız gibi kuyruklara girecek kadar sıkıntıya sokmadı. Barış zamanında bunu görmüş olduk. Ukrayna olayı Türkiye’ye ders olmuştur. Dünyanın en pahalı doğalgazını Türkiye’nin aldığı ortaya çıktı. Bunun kamuoyundan niye bu kadar gizlendiğini de anlamış olduk. Hangi mantıkla, hangi hükümetler hangi enerji bakanları bunların altına imza attı, bunu da anlamak mümkün değil. İnsan bir işi yapamıyorsa ya da vicdanen rahatsız oluyorsa istifa etmesi gerekir. İşini yapamayan insanları orada kimsenin tutmaması gerekir. Zaten kimse kimseyi de tutmuyor.”


Deli Dumrul
formülü mü?

Cevizoğlu, daha sonra, dünyadaki bor madenlerinin yüzde 80’inin Türkiye’de olduğuna dikkat çekerek, “Borla çalışan otomobiller üretildi. Yerüstünde kaynaklarımız var, yeraltında bor var. Bunları kullanmak için izin mi almamız gerekiyor? Zenginlik var. Toplumu uyutacak biçimde üstüne basıp, yukarıda kuş gribi tartışması yapıyoruz” dedi.

Necdet Pamir, bugün içinde bulunduğumuz darboğazın temelinin, 1980’lerde 3096 sayılı yasa ile atıldığını, Türkiye’nin gaz tüketimi ile ilgili rakamların şişirildiğini, bu nedenle yanlış yatırımlar ve dışa bağımlılıkların ortaya çıktığını belirterek, şöyle konuştu: “Özel sektör, daha pahalı, daha uygunsuz koşullu krediyle santralleri yapıyor. Çünkü ilk yatırım maliyeti düşük, çabuk düşüyor. Parasını bir an önce yüksek fiyata geri almaya başlıyor. Gaz pahalı, kredi pahalı, santralleri şişirdiniz, kime satacaksınız? Bu sefer devletin kurumlarında bu pahalı elektriği satın alma garantisi alıyorsunuz. Bunlar Dünya Bankası, IMF modelleridir. Pakistan’da, Endonezya’da da yapılmıştır bunlar.” Bu açıklamalar üzerine Cevizoğlu, “Kullanmasan da öde formülü bu. Deli Dumrul hikayesi gibi, köprüden geçersen bir, geçmezsen iki akçe ödeme formülü” deyince, Pamir, “Aynen öyle” diye yanıt verdi.





Similar Topics Collapse

  Topic Forum Started By Stats Last Post Info

1 user(s) are reading this topic

0 members, 1 guests, 0 anonymous users