İçerik değiştir



- - - - -

Farkında Olmalı İnsan.


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 51 yanıt verildi

#1 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 13.04.2009 - 10:18


İnsan;
Kendisinin,hayatın ve olayların gidişatının farkında olmalı.
Farkı farketmeli, fark ettiğini de farkettirmeli bazen...

Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını farketmeli.

Anne karnına sığarken, dünyaya neden sığmadığını
Ve en sonunda bir metrekarelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını farketmeli.
Şu çok görünen dünyanın , ahirete nasiple anne karnı gibi olduğunu farketmeli.
Henüz bebekken 'dünya benim!...' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,
Ölürken de aynı avuçların 'herşeyi bırakıp gidiyorum işte!'dercesine apaçık kaldığını farketmeli...
Ve kefenin cebinin olmadığını farketmeli.

Baskın yeteneğini farketmeli sonra,
Azrailin her an sürpriz yapabileceğini,
Nasıl yaşarsa öyle öleceğini farketmeli insan.
Ve ölmeden evvel ölebilmeli.

Hayvanların yolda, kaldırımda, çöplükte
Ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini farketmeli.

Eşref-i mahlûkat (yaratılmışların en güzeli) olduğunu farketmeli ve ona göre yaşamalı

Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanıbaşındaki gülü farkedebilmeli.

Evinde 4 köpek 2 kedi beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını farketmeli.

'Seni çook seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü farketmeli.

Dolabında asılı 25 gömleğin sadece üçünü giydiğini,
Ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu farketmeli.

Zenginliğin ve bereketin; sofradayken, önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini farketmeli...

Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını
60-70 yıl sonra sigara yüzünden azraile soba borusu gibi teslim etmenin
Emanete hıyanet sayılacağını farketmeli.

FARKETMELİ...
Ömür dediğin 3 gündür.
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin 1 gündür
O DA BUGÜNDÜR........

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#2 DKNH

DKNH

    εїз Black Mamba 24 km/h hız yapar..

  • Muhabirler
  • 9.404 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Yok ki benim bir yedeğim

Gönderim zamanı 13.04.2009 - 10:39

Ömür dediğin 3 gündür.
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin 1 gündür
O DA BUGÜNDÜR........
Gönderilen Resim
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....

#3 cipidi_cipidi_yuzen_balik

cipidi_cipidi_yuzen_balik

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Dokunulmazlar
  • 1.445 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:genç....

Gönderim zamanı 13.04.2009 - 10:49

İnsan dediğin uçan güvercinin farkında olacak../Ve bir çiçek açacak kendince..Bu aşk var ya bu AŞK;DİKKAT!!Yangında ilk kurtarılacak.....
Bana saygı gösterenin kuluyum..Göstermeyenin sultanı...
<º))))><><((((º>

#4 nünü

nünü

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 89 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:izmir

Gönderim zamanı 13.04.2009 - 11:29

Kendin için neyi seçiyorsan onu başkasına ver.Eğer mutlu olmayı seçiyorsan,başkalarını mutlu et.Eğer sevgi istiyorsan,başkalarının hayatına Sevgi kat. Bunları içtenlikle yap.

Bireysel çıkarların olduğu için değil.gerçekten diğer insanların bunlara sahip olmasını istediğin için yap.verdiğin herşey sana geri gelecektir.....

SANA NASIL YÜZ VERİPTE DEÐERİNİ ARTTIRDIYSAM , SENİ SIFIRLA ÇARPAR YOK EDERİM...

#5 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 13.04.2009 - 12:32

Fark etmek, güzeldir...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#6 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 17.04.2009 - 16:20

Bir fidan yeşerir umudun bittiği yerde,bir fidan tutunacak dal olur uçurumun kenarında!yeşerir solmuş yaşamın gölgesinde,umutsuzluğa inat umut dalları büyütür insanın içinde!her yaprak farklı bir umudu simgeler,yeşerdikçe dallanıp budaklandıkça hayatın yaşamaya değer olduğunu hissederiz.Hani yalanlar içinde gerçek oluşturmaya çalışırız ya kimi zaman,ya da fırtınalı yüreğimizde sığınacak liman ararız,işte yoklukta varlığa tutunmak için yalancı fidan büyütürüz içimizde ve de umudumuzun yapraklarıyla bezeriz!


Fakat kaçınılmaz bir kader vardır;YAPRAÐIN KADERİ!

Her güzde yok olmaya mahkum,her fırtınada da savrulmaya!


YAPRAÐIN KADERİ DÜŞMEKTİR,

insanın kaderi de yazılanı yaşamak,çizilen yolda yürümek!


Düşmekten kokmadan,yaşamaktan korkmadan yürümek...Sevmekten ve sevilmekten korkmadan yürümek....hayat sadece güzelliklerden ibaret değil bunu kabul ediyoruz,fakat ne kadarımız yaşadığımız olumsuzluklar içinde bir güzellik arıyoruz!

Bunu bilmiyorum,fakat bildiğim tek şey korkmayışım!korkmuyorum düşmekten,korkmuyorum sevmekten ve sevilmekten,korkmuyorum içimdeki yaprak demetinin kaderinden!


Ben baharı bekliyorum,içimdeki baharı!Gelmeyecek belki,belki de yalancı bir bahar var içimde,fakat umudumu yitirmiyorum umutsuzluk şehrinde!


Fani dünyanın getireceklerinede götüreceklerinede hazırım ben,çünki karanlığın ardındaki aydınlığı biliyorum!Yağan yağmura inat,içimdeki ateşi koruyorum!


Aslında ben fani bedenimdeki yüreğimde sevgiyi taşıyorum.

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#7 Celine

Celine

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 148 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 17.04.2009 - 16:37

Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını
60-70 yıl sonra sigara yüzünden azraile soba borusu gibi teslim etmenin
Emanete hıyanet sayılacağını farketmeli.

Yaa..bırakim ben bu sigarayı...Can Baba'nın alkol sorunu da vardı ama neyse.... *fiuv
Ben bir pervaneyim; yanmış ve yanmamış bütün alevler beni bekliyor...

#8 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 27.04.2009 - 22:56

Hayatın farkına varmak.
"bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?

bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?

kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?

bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?

ve siz onu hiç kokladınız mı?

kaç kez kuşlara yem attınız?

bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?

bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?

çimlere uzandığınız oldu mu?

yayılın çimenlerin üzerine

acele edin,

er veya geç

çimenler yayılacak üzerinize....."

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#9 momento

momento

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 26 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:kaçılmış merkezde
  • İlgi Alanları:henüz bilmediğim nice hayatlardan eğer ilgisizliklerimi çıkarırsam muhtemeln ilgilendiğim alanları elde etmiş olurum.elde var hayat kısacası

Gönderim zamanı 02.05.2009 - 06:57

farkedebilmeli.yani gördüğünü hissedebildiğini içinin süzgeçinden geçirebilmeli.sonra o süzgeçten damlayan bi yerlere değebilmeli ve o koskoca vurdumduymaz hayatın bütün paradigmasını değiştirebilmeli.
iyi olurdu buradan
ayrılmak,
gitmek artık,
nalları dikmek, bütün anıları
terketmek
filan,
ama kalmanın da
bir tadı var:

#10 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 03.05.2009 - 23:42

Kaybeden farkındamıdır ki!! kaybettiklerinin.. Bir kayıp mıdır ki kaybedileni kaybetmek..

Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına
Kızdığım oldu zamanında ama inandığımda
Ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı
Bu kapının ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı
Çok zor günler geçirdim vakiyle kalbimde
Firari endiseler nihayetinde
Seçtiğimiz hayatlar mi bunlar? seçtiklerimiz mi ?
Bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı
Seçtiklerimiz evet !
Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek
Benim de kanattıklarım vardı elbet
Ezdigim kumlar ve geçtigim yollar hala gölgeni taşıyorlar
Hani demiştim ya en başında
Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye
Yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle,

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#11 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 04.05.2009 - 13:55

Farkına Varabilmek

Bilmem ki her giren yeni yılı neden kutlar insanlar
Farkında değiller mi ki geçen heryılda
Ölüme bir adım daha yaklaştıklarının
Bir bilseler ömür sayfalarından bir yaprağın daha koptuğunu
Kopan her sayfadan sorumlu olacaklarını,
Üzülürlerdi elbet!
Tövbe edip yeni baştan başlarcasına
Biraz daha şevkle sarılırlardı hayata belki...
Ah... bir rüzgar esseydi ne olurdu,
Herkesi doğru yola sürükleyecek
O zaman insanlar daha mutlu daha huzurlu olurdu;
Sevgiliye kavuşacaklarını bilerek...

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#12 Lvnt

Lvnt

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 37 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Sistem

Gönderim zamanı 04.05.2009 - 15:23

Yazılar gayet güzel, çok anlamlı. Öncelikle teşekkürler =)

Bu kadar cümlenin içinde bir tanesi var ki; bana göre değil konunun, bu dünyada ve öteki hayatta mutlu olabilmenin özetidir.

Ve ölmeden evvel ölebilmeli.


Eğer vermeyi istemeseydi, istemeyi verir miydi?


#13 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 04.05.2009 - 15:55

Müthiş şeyler okudum *öberah

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#14 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 05.05.2009 - 11:32

Kendi içimizi farketmeli,

Ne kadarınız gerçek sizin, kırk odalı şatonuzun kırkıncı odasındaki kilitler altında sakladığınız gerçek duygularınızla, gerçek düşüncelerinizin ne kadarı yansıyor hayatınıza,

Söylenmeyen neler var kuytularda, hani kendinizden bile sakladığınız, bir sinir kriziyle ya da büyük bir acıyla yahut da muhteşem bir sevinçle kabuğunu çatlatıp da ortalara dökülecek neler biriktiriyorsunuz içinizde...? ? ?

Ne kadarınız kendi sahtekarlığınızın esiri? Sevip de söyleyemediğiniz, özleyip de açıklayamadığınız ya da sevmeyip de sevginizin eksikliğini içinize gömdüğünüz oluyor mu, korkaklıklar var mı kalleşlikler var mı, yoksa diplerde saklanan cesaretiniz bir işaret mi bekliyor...? ? ?
Göründüğünüz insan mısınız siz, yoksa bir define arayıcısı hazineler mi bulur içinizde ya da yıkılmış bir kentin harabelerini mi taşıyorsunuz? Derininizde neler saklıyorsunuz? Ne kadarınız gerçek sizin?
Günahlardan yapılmış hayaller var mı içinizde, günahtan korktuğunuzdan bunları saklayıp Tanrı'yı mı kandırmaya uğraşıyorsunuz? Günahları sevmiyor musunuz, seviyor musunuz yoksa...? ? ?

Uzun bir yolculuğa çıkar gibi duygularınızla düşüncelerinizi denklere sarıp da içlerinizde bir yerlere mi yerleştirdiniz, aslında yolculuğun hiç bitmeyeceğini ve denklerinizi hiç açmayacağınızı bilerek...
Bir gün çıldırsanız da bütün duygularınızla düşüncelerinizi açıkça söyleseniz,neler duyacağız sizlerden, gizli palyaçolar mı çıkacak ortaya, yoksa korkaklığın altında, bir istiridyenin içinde büyüyen inciler gibi büyümüş yiğitlikler mi?

Kızgınlıklarınız yok mu sizin, öfkeleriniz, isyanlarınız? Asklarınız yok mu? Kendi sahtekarlığınıza ne kadar esirsiniz? Esaretten kurtulsanız da gerçekler dökülse ortaya, kendinize şaşar mısınız,

Hiç düşündüğünüz oluyor mu kırkıncı odada neler var diye,
hangi unutulmaya çalışılmış sevgililer, dile getirilmeyen özlemler, söylenmeye söylenmeye birikmiş öfkeler, hangi boş vermişlikler, hangi inkar edilmiş arzular yatıyor diplerde?

Ne kadarınız gerçek sizin? Kimselerden korkmadığınız kadar korkuyor musunuz kendinizden? Şehrin ışıklarının bulutlara yansıdığı turuncu pırıltılı külrengi bir gecede, şimşeklerle boşanan yağmur başladığında şatonuzun odalarında bir gezintiye çıkıyor musunuz, ağır ağır yaklaşıp o kırkıncı odaya açıyor musunuz kapıyı usulca,

Gördükleriniz ağlatıyor mu sizi, bu kadar gerçeği o odada saklayıp, hayatı yalandan yasadığınızı fark etmek nasıl bir sarsıntı yaratıyor? korkuyor musunuz kendi gerçeklerinizden, kırkıncı odanız size de mi kapalı, kendi kendinize bile mahrem misiniz?

Ne kadarınız gerçek sizin? Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir? Bıktığınız olmuyor mu kendi yalanlarınızdan, hiç kendinizden sıkıldığınız olmuyor mu, kendinizi bir yerlerde terk edip de gitmek istemiyor musunuz, bütün yalanlarınızdan uzak bir yere? Söyle rahatça bütün duygularınızı, bütün düşüncelerinizi söyleyebileceğiniz bir diyara, kendinizi bile yanınıza almadan.

Ah aslında ben onu seviyordum diye ağlayacağınız kimleri saklıyorsunuz koynunuzda, yüksek sesle eleştirip de içinizden hak verdiğiniz hangi düşünceler var, kendinizi akıllı bulurken aslında gizlice kendi korkaklığınızdan utandığınızın itirafını nerelerde gizliyorsunuz? Ne kadarınız gerçek sizin? Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir?

Bunu hiç düşündüğünüz oluyor mu yoksa bunu düşünmek bile yasak mı size? Neler var kırkıncı odada? Otuz dokuz odadan yapılmış hayatınızı, kırkıncı odanın kapısını açmamak için yalandan mı yaşıyorsunuz? Niye yapıyorsunuz bunu? Açsanıza kırkıncı odayı yağmurlu bir gecede belki... Belki de hiç açmazsınız, kapalı bir odayla yaşarsınız bütün ömrünüzü, kendinizden sıkılarak...
__________________

EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#15 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 05.05.2009 - 12:40

Güzel yazı...Teşekkürler...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#16 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 06.05.2009 - 10:06

Yaşlı bilge, kendisine hayatın anlamını sorana: “Bunun cevabını verebilmem için önce seni sınavdan geçirmeliyim.” der. Adam, sınav olmayı kabul eder. Bilge kişi, adamdan, silme zeytinyağı doldurduğu kaşıktan bir damla yağ dökmemesi kaydıyla bütün bahçeyi dolaşmasını, yoksa sorusuna cevap vermeyeceğini söyler. Adam, bahçeyi turlayıp gelir. Bilge bakar: “Evet, kaşıktan yağ eksilmemiş, peki, bahçe nasıldı?” diye sorar. Adam, şaşkındır: “Ama ben kaşıktan başka bir yere bakmadım ki!” diye cevaplar soruyu. Bilge, bu defa: “Elinde yine yağ dolu kaşık olacak; ama bahçeyi iyi inceleyerek dön.” der. Bu turlamada bahçenin muhteşemliğini fark eden adam, döndüğünde bahçenin güzelliğini anlata anlata bitiremez. Ancak kaşıkta yağ kalmamıştır. Bilge kişi gülümser, şunları söyler: “Hayat senin bakışınla anlam kazanır; ya sadece bir noktayı görürsün hayatın akıp gider sen onun farkına varmazsın. Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın akıp giden zamanın anlam kazanır. Hayatın anlamı senin bakışlarında gizli.”
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#17 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 14.05.2009 - 09:38

Etrafımda birçok kişiyi görüyorum, aslında pek de kaydadeğer bir uğraşları olmamasına rağmen , sürekli çok yoğun olduklarından , vakitlerinin ne kadar az , yapacaklarının ise çokluğundan ve kafalarının hep meşgul olduğundan bahsederler ….( Elbetteki bazı özel durum ya da dönemlerden değil , alışkanlık haline gelmiş bir tarzdan bahsediyorum. )

Bazen trajikomik buluyorum bu hep koşturmacalı ve pek düşünceli (!) durumlarını ..

Çünki genelde maalesef duyarsız , sabit fikirli ve gergin olarak nitelendirebileceğim kişiler , bu gruptan çıkar … Bu da çok doğal aslında , çünkü bazı insani kalitelere sahip olmak için kaliteli düşünme özelliği gerek , buna vakit ayırabilmek gerek Oysa bazı kişiler öyle kuruntularla , boş düşünce ve konuşmalarla fazlasıyla meşguldurler ki …

Şöyle bir incelediğimde , o yoğun düşüncelerin arasında şu tür düşünceleri gözlemleyemem hiç : Mesela , Kendilerini geliştirmek için , bazı olumsuz ve noksan yönlerini düzeltmek için neler yapmaları gerektiğini ; Hangi kitapları okumaları , hangi hangi eğitimleri almaları , hangi filmleri izlemeleri gerektiğini, yaşadıkları-izledikleri –okudukları şeyin sonunda ana teması neydi diye düşünmeyi ; Birileriyle bir sorun yaşadığında kendi hangi tutumlarını da sorgulamaları gerektiğini ; Başlarına gelen bazı üzücü durumlarda acaba kendilerinin de bunda ne ölçüde etkili olduğunu ve hangi dersleri almaları gerektiğini ; Vakit ayırdıkları insanların , eylem ve konuşmaların , düşüncelerin hangilerinin buna değer olduğunu ; Bu hayatta bulunma sebeplerini , bir yaşam felsefelerinin olup olmadığını ; Kafalarını paraya - hırsa odaklayacaklarına kendilerine para kazandırabilecek hangi becerilerini ve dürüst yöntemleri geliştirmeleri gerektiğini vb.vb.vb….



Ne dersiniz , Bunları düşünen insanlara siz sık raslıyor musunuz ? :)



Ya siz ; siz kendiniz nasılsınız ? Bol miktarda niteliksiz düşüncelerin içinde kendinizi kaybetmiş biri mi ? Yoksa düşünerek kendini bulan , gelişen , hatta düşünerek huzur bulup dinlenebilen azınlık içinde misiniz ?

Bazen düşünmek için yalnız kalmayı tercih eden ve bu şekilde ruhunuzun beslendiğini hisseden birimisiniz ? Yoksa her an bir tuhaf koşturmaca veya garip bir iç huzursuzluğu içinde olup , kendinizi dinlemekten - kaliteli düşünmeye zaman ayırmaktan uzak , birileriyle laf salatası yapmayı tercih edenlerden ya da hep vesveseler kurmak veya hep yiyip içip gezmek üzerine kafa yormayı , "düşünmek " sananlardan mısınız ? ;)



Bir de bana sorduğunuzu duyar gibiyim J

Çok dürüstçe yanıtlayacağım : Evet , benim de , kalitesiz düşüncelerle cebelleştiğim dönemlerim oldu … Vaktimi daha verimli ve kaliteli değerlendirebileceğim ama yapmadığım ;

Fazla vakit ayırmamam gereken kişilerle ve eylemlerle zaman geçirdiğim ,

Daha fazla kitap okumam gerekirken okumadığım ; Yapmamam gereken şeyleri yaptığım,

Cevap vermemem gereken soruları yanıtladığım; Konuşmamam gereken konuları konuştuğum ;

Düşünmemem gereken şeyleri düşündüğüm , düşünmem gerekenleri ise düşünmediğim dönemlerim oldu.

Ama düşüne düşüne kendimi buldum :)

Mükemmele ulaştım mı ? Tabiiki hayır..

Halen de yukarıda saydığım yanlışları tekrarladığım olabiliyor…Ama az …



Ayrıca bu konudaki en önemli fark da , farkındalıklarımın çok gelişmiş olması.. Yani daha öncesinde yanlışlıklarımın yanlış olduğunun farkında olmadan yapıyorsam ; şimdi ise farkındalık düzeyimden dolayı kendimi çok daha objektif değerlendirebiliyor ve tutumlarıma çok daha fazla mukayyet olabiliyorum …

Düşüne düşüne bu hale geldim :) Hedefim ise , daha da kaliteli düşünmeye alışabilmek ...


EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#18 deryadeniz

deryadeniz

    çözmeye çalışma beni...

  • Dokunulmazlar
  • 4.502 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:bedeni AnKaRa'da ruhu nerde Allah bilir!!!

Gönderim zamanı 14.05.2009 - 10:23

güzel yazılar emeğine sağlık Eylül :)
DeRyOş.!!

#19 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 14.05.2009 - 10:48

Beğenmene sevindim :)
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#20 Sultanım

Sultanım

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.113 Mesaj

Gönderim zamanı 14.05.2009 - 14:49

Hepsi birbirinde güzel hayata yaşama farkındalıklar kazandıran yazılar, etkilendim :)

Paylaşımlarınız için teşekkürler.

SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR

KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR

YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM

KAHROLSUN İSRAİL!!






Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli