Yumuşamıştı bana karşı sanki.
"Kucaana çıkıcam" dedi.
Bir baba şefkatiyle aldım kucağıma.
Suratıma baktı bir süre, sonra "Sen çalak mışın amca?" diye sordu.
Allahsız, neredeyse bağırarak konuşuyor..
Dilarası, Şukufesi, kızısı hep duyuyorlar..Rezil olacağız usta..
Bozuntuya vermedim, "Değilim tabii..Heh huh..Kim dedi?" diye sordum.
"Bakkay amca dedi" dedi.
Ulan bakkal, seninle veresiyeyi kesmezsem ne olayım?!..
Bacak kadar çocuğa bile hakkımda "salak" dersin haa huu hııı ?!..
"Sen ona bakma, o kaka adam" dedim.
Cırıtarak annesine döndü, "Anne bak, bakkay amcaya pok diyor" diye seslendi.
Eyvah..Lan sus!
Dilara, "Ayy, çok şakacıdır benim oğlum...Amcasını sevdi de ona şaka yapıyor..Sevdin amcayı, di mi oğlum?" diye geçiştirdi.
"Çevdim" dedi çocuk.
Arkadaş, Dilara, bu mongol..pardon, bu çocuk ne yapsa bir khılıf buluyor, ne iştir bu?..
Ben bunu düşünürken birden burnusumun bir tencereye(bkz: mengene) kıstırıldığını sandım.
Toramandı yine..İki parmağıyla burnusumu sıkıyor, bir yandan da qiqir qiqir gülüyordu..
Hıyar, güya şaka yapıyordu..İnanılır gibi değildi , tekmesinden de acı bir kuvvetti bu..
Burnusum koptu kopacak derken zor kurtardım.
Yaşlarımdan göz gelmişti.. (bkz: Gözlerimden yaş gelmişti..)
Burnusumun adeta hemzemin geçitte şimendifer çarpmış forud minibüs gibi hurdaya ayrıldığı hissine kapıldım o anda.
Tabii yine bozuntuya vermedim ama uyandım; bu alçak herifin beni sevdiği filan yoktu..
Annesini benden fena halde kıskanıyor ve acısını çıkarmak için seviyor ayaklarında beni hırpalıyor, daha doğrusu resmen dövüyordu.
"Bir tuvalete gideyim" bahanesiyle burnusuma banyoda ilk müdaheleyi yapmak için kalktım yürüdüm.
Arkamdan Yeşilçam filmlerindeki tipi bozuk "kötü adam"lar gibi kahkahalar atarak bağırmaz mı, "Annee, pantolonusuna bak..Çaklaban gibi...Hoh hoh hoh !"
Sese bak, gülüşe bak yahu, çocuk değil, maganda bu..
Kaçar gibi çıktım salondan.
...Devamı: Kaderde varsa salona doğru yürümek
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.11.2009 - 09:06