edilen Allah'ın mükemmel varlığı ile çelişmektedir. Yani Kuran kendi içinde çelişmektedir.
Bilincini, dışa yönlendiren bu vehmi etkilerin ne olduğunu, bu
şartlanmaları, bu alışkanlıkları iyice tanımla-belirle-somutlaştır ki
OKUyup, anlayasın! Sonra bu yöneldiğin değerlerin; yönelmeye "değer" olup
olmadığını sorgula! Aradığının, yöneldiğinin ne olduğunun farkında
olmadığını ve "tepkisel"-koşullanmış olarak bir tepki olarak, "bilinçsizce"
hareket ettiğini gör! kendi yaptıklarını farkındalığınla göremiyorsun..
Hayatının farkında değilsin.. Ve bu hal üzereyken, bu kendini
bilmezlikle(farkındalıksızla-bilinçsizlikle-dikkatsizlikle) ölü bir şekilde
kabrinde yaşamya çalışmaya devam ediyorsun.. "Dikkat", bilinçtir ve dikkat
ettiği her şeyi farkındalığın ışığıyla aydınlatarak karanlığı yok eder; yani
"bilince dönüştürür".. İşte bu kendiliğinden gelişen zorlamasız disiplindir!
Ama sen şimdide mevcut değilsen, farkında değilsen, bilinçli değilsen,
dikkatte değilsen, elbette "olanı" olduğu gibi "göremezsin" ki bu "görüş"
anlamaktır! Bu OKUyuşun yerine; bir "tepki" olarak koşullanmış biçimde
hareket etmeye devam edersin; kendinden, varlığından, bilincinin
etkinliklerinden "habersiz" olarak.. Henüz, "kendinin efendisi" değilsin,
tüm etkinliklerinin "tamamen" farkında değilsin.. Farkındalık hep eksik ve
farkındalığın olmadığı zamanlarda bir ölüsün, canlı değilsin, mezarlıkta
yaşıyorsun.. Bu tam yaşamak değil, bu hakkını vermek değil.. Bu cansız,
plastik, ölü bir yaşam.. "CAN"lılık, CANlanmak, "bilinç"lilikten gelir,
"farkındalığının, dikkatinin, bilincinin" tüm boyutlarına ve tüm
etkinliklerine nüfuz etmesinden gelir! Bu düşünmek değildir, tüm
düşüncelerin ardındaki düşüncesizlik alanıdır, bulutsuz gökyüzüdür,
dikkattir, saf bilinçtir! Ve bu "uyanıklık" yokken; elbette kendine "yakin"
değilsin ve elbette "aslın"ın ne olduğunu ve İSLAMı anlayamazsın, Anlamak; "bağışlamaktır"!