İçerik değiştir



- - - - -

Türkülerimiz ve Hikayeleri


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 8 yanıt verildi

#1 DaaAnnK

DaaAnnK

    Sözde Değil Özde Haylaz

  • Üyeler
  • 7.176 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:O'nun kalbinde

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 16:57


Merhaba Arkadaşlar,

Bu bölümde hepmizin bildiği, söylediği, halay çektiği ve hatta göbek attığı Türkülerimizi sözleriyle yazalım ve çıkış hikayelerini anlatalım istedim .

Ve ben başlıyorum

Hey onbeşli onbeşli

Hey Onbeşli Onbeşli
Tokat Yolları Taşlı >2
Onbeşliler Gidiyor
Kızların Gözü Yaşlı

Aslan Yarim Kız Senin Adın Hediye
Ben Dolandım Sen De Dolan Gel Gediğe
Fistan Aldım Endazesi Onyediye

Gidiyom Ilinizden
Kurtulam Dilinizden >2
Yeşilbaş Ördek Olsam
Su Içmem Gölünüzden
Nakarat
Gidiyom Gidemiyom
Az Doldur Içemiyom >2
Sen Benden Geçtin Ama
Ben Senden Geçemiyom

Çanakkale savaşı öncesinde ve sırasında Trük ordusunun uzun yıllar boyunca savaşım orduya alınacak yetişkin erkek kalmaması dolayısı ile çıkarttığı bir kanuna istinaden doğum tarihi 1900 ve öncesi olan 15-18 yaş arası erkek çocukları askere alınır. Tokat bölgesinden toplanan 15 li genç askerler bir bölük olur ve şehir merkezinden geçerken arkalarından bu ağıt yakılır.
Sen benim herşeyimsin, hayatımın herşeyi sensin

Gönderilen Resim

#2 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 20:17

AH BİR ATAŞ VER
ah bir ataş ver cigaramı yakayım
sen sallan gel ben boyuna bakayım
uzun olur gemilerin direği
ah çatal olur efelerin yüreği
yanık olur anaların yüreği

vur ataşı gavur sinem ko yansın
arkadaşlar uykulardan uyansın
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
yanık olur anaların yüreği

dumlupınar denizaltısı çanakkale açıklarında batar ve sağ kalanlar torpido bölümüne sığınarak radiyo bağlantısı ile iletişim kurarlar.Bütün Türkiye onları dinlemektedir.kısa süre sonra merkezden cevap gelir "kurtarılacaklardır" ancak yardım ekipleri mahal yerine gidince maalesef durumun ümitsiz olduğunu görürler.Bunun üzerine denizaltına tüm radyolardan duyulabilecek şekilde şu anons yapılır"konuşabilirler,şarkı söyleyebilirler hatta cigara bile içebilirler"böylece askerlerden biri bu türküyü okur ta ki son nefesi verene kadar.Türk halkı da bunu canlı olarak dinler. *yiğit ben hikayesini dinlediğimde son derece üzülmüştüm sizinlede paylaşmak istedim.
konuyu açtığın için teşekkürler daaankk *lol
Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#3 KaKTüS

KaKTüS

    Fethiye'li...

  • Dokunulmazlar
  • 6.837 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:İstanbul
  • İlgi Alanları:okumak&yazmak

Gönderim zamanı 03.02.2007 - 05:28

konu çok güzel de katılım pek yok sanırım..üfff benim de aklıma gelmedi ki şimdi..o kadar da söylerim halbuki.. ::
geldin.buldun...Gönderilen Resim...sevdim.güldüm...

#4 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 08.05.2007 - 23:00

ARDA BOYLARI

Arda boylarında kırmızı erik
Halime nin ardında onyedi belik

Ah anneciğim ah anneciğim yaktın ya beni
Bu genç yaşta denizlere attın ya beni

Alıverin feracemi anneciğim diksin
O kiymetli İsmail e kendisi gitsin

Uyan uyan a recebim senin olayım
Ardalar aldı ya nerede bulayım

Arda boylarına ben kendim gittim
Dalgalar vurdukça can teslim ettim

Ah anneciğim ah anneciğim yaktın ya beni
Bu genç yaşta denizlere attın ya beni

Tekirdağ ın Kayı köyünde Halime adlı genç bi köylü kızı vardır.Halime,Receb e yanıktır,Recep Halime ye sevdalı.İki genç aşık evlenmek istemektedir ancak gel gör ki Halime çok güzeldir ve köyün zenginlerinden İsmail gibi bir talibi vardır.Annesi Halime yi ben gibi gün yüzü görmeden gitmesin diye İsmail e verir.Bunu duyan Recep kendini Arda nın sularına bırakır.Düğüne karşı olan Halime düğün günün ertesi sabahı,herkes uykuda iken,sevdalısının ardından o da kendini bırakır Arda ya.Bu türkü sevdalarına yakılır.

Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#5 Denio

Denio

    Kamış Kotak

  • Dokunulmazlar
  • 7.870 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:alayına konum

Gönderim zamanı 08.05.2007 - 23:14

hey onbeşli türküsüne bir de oynanır...hey gidi güzel kültürüm benim
Sanırım içmek,
ertesi sabah
tekrar hayata
dönülebilen
ve her gün
tekrarlanabilen
bir intihar biçimidir.

Charles Bukowski


Piizan

#6 Denio

Denio

    Kamış Kotak

  • Dokunulmazlar
  • 7.870 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:alayına konum

Gönderim zamanı 08.05.2007 - 23:16

ayrıca bu linkte de bir türkümüz mevcut
Sanırım içmek,
ertesi sabah
tekrar hayata
dönülebilen
ve her gün
tekrarlanabilen
bir intihar biçimidir.

Charles Bukowski


Piizan

#7 KaKTüS

KaKTüS

    Fethiye'li...

  • Dokunulmazlar
  • 6.837 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:İstanbul
  • İlgi Alanları:okumak&yazmak

Gönderim zamanı 09.05.2007 - 14:19

BODRUM HAKİMİ

bodrumlular erken biçer ekini
feleğe kurban mı gittin bodrum hakimi
nasıl astın mefaret hanım ipe de kendini
altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini

şu bodrumun dağlarında ceylanlar dolaşır
kara haber mefaret hanım pek tez ulaşır
hakim hanımın memleketi kütahya tavşan
hakim hanım sen eyledin bizleri perişan



Hikayesi:


İntihar eden Mefaret Hanım'ın öyküsü yarım asırdır filmlere konu oldu, türküsü Bodrum ve Milas yöresinin dilinden düşmedi ama kimse "gerçeği" bilemedi. Bodrum Hakimi, şimdi, Tolga Çandar'ın çıkardığı "Türküleri Egenin 2" albümüne adını verdi. İşte size birden fazla gerçeği olan yaşanmış bir öykü.

Bodrumlular erken biçer ekini
Feleğe kurban mı gittin
Bodrum Hakimi

Türkiye'nin ilk kadın hakimlerindendi Bodrum Hakimi. Tek görev yeri Bodrum değildi elbet, ama Bodrumlular onu öyle sevmişlerdi ki... Bu dürüst, gözüpek, "erkek gibi" hakim hanıma saygıyla karışık bir sevgi duyuyorlardı. Aslen nereli olduğu önemli değildi, "Bodrum Hakimi" idi o.

"Mefaret Tüzün (Bodrum Hakimi) Tavşanlı 1906 - Bodrum 1954
Türkiye'nin ilk kadın hakimlerinden olan Tüzün, 24 Eylül 1951 yılında Bodrum'da göreve başladı. Keşiflere at sırtında gidip gelen hakime hanım, cesurluğu ve girişimciliğiyle kısa zamanda yöre halkının sevgisini kazanmıştı. 1954'te kaybettiği nişanlısının ardından Tüzün'ün de beklenmedik ölümü, Bodrum'da büyük üzüntü yarattı. Bodrumlular, Hakim'e olan sevgilerini adına bir türkü yakarak yaşatmaya çalışmışlardır".

Bodrum'da iz bırakanlar takviminde böyle tanıtılıyor Bodrum Hakimi Mefaret Tüzün. Hakkında bundan fazlasını öğrenmek de pek mümkün değil zaten. Denediğiniz zaman resmi makamlardan da Bodrum'un yaşlılarından da aynı tepkiyi alıyorsunuz: "Niye soruyorsunuz? Geçmiş zaman, ne olmuşsa olmuş bitmiş işte, öğrenip de ne yapacaksınız?" Bodrumlular söz birliği etmişçesine 43 yıldır saklıyor Mefaret Hanım'ın ölüme götüren sırrı.

Mefaret Hanım'ın arkasından halkın yaktığı türküyü yıllar sonra seslendirip yeni albümüne alan Tolga Çandar, uzun süre bu sırrın izini sürmüş. Ama zar zor açtığı her kapının arkasında birbirinden farklı öyküler çıkmış karşısına.

Bunlardan bir tanesine göre, Hakim Hanım Bodrum'da bir gence idam cezası vermiş. Bunun üzerine çocuğun ağabeyi onu kaçırıp Turgutreis'in karşısındaki Çatal adalarında tecavüz etmiş. Bundan çok etkilenen Mefaret Hanım da dönüşte kendisini öldürmüş.

Anlatılan diğer öyküler ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım'ın ölümünün arkasında bir aşk olduğu yolunda. Bunlardan biri, "Bodrum Hakimi" filmine de konu olan öykü. Türkan Şoray'ın bütün azametiyle canlandırdığı muhteşem hakim hanımın hiçbir zor karşısında eğilmeyen başı sonunda bir aşka yenik düşüyordu. Ya sevdiği adama ölüm cezası verecekti, ya da... İkinci yolu seçti Bodrum Hakimi.

Şu Bodrum'un dağlarında ceylanlar dolaşır
Kara haber Mefaret Hanıma pek tez ulaşır

Bodrum'da sıkı sıkı mühürlenmiş ağızlardan yarım yamalak dökülenler ise, hakim hanımın sevgilisinin filmdeki gibi bir suçlu değil, Bodrum'un savcısı olduğu yönünde. Ama bu aşkın Mefaret Hanım'ı neden intihara sürüklediği konusunda rivayet muhtelif. Karşılıksız değildi aşkı besbelli. Ama herhalde evlenemeyeceklerdi. Ama neden? Savcı evli miydi, ya da önce evlilik vaadettiği Mefaret Hanım'ı sonra terk mi etti... Büyük olasılıkla Bodrumlular pek sevdikleri "hakim hanım"larına böyle gayrimeşru bir ilişkiyi yakıştırmak istemediklerinden susuyorlar bu konuda, takvimlerinde bile "nişanlısı" sıfatını kullanmayı tercih ediyorlar.

Mefaret Hanım'ın son gecesine ilişkin anlatılanlar ise daha da hazin. Milaslı Türk sanat müziği bestekarı Zeki Duygulu'nun konseri var o gece. Bodrumlular ciple Milas'ın yolunu tutuyor. Mefaret Hanım da aralarında. Ve o gece konserde bir şarkıyı tam üç kez çaldırıyor:

Uslu dur kadınım çıldırtma beni
Ben artık bildiğin o ten değilim
Bir başka yağmurla ıslak mendilim
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım çıldırtma beni
Dökülmüş yaprağım, sararmış güzüm
Çiğli kirpiklerle yaşlıdır gözüm
Bu gurbet ellerde ben bir öksüzüm
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım çıldırtma beni

Bu konser Bodrumlular'ın Mefaret Tüzün'ü son görüşü oluyor. Tolga Çandar o gece kendini asan hakim hanımın ölümünün Bodrum'da ne büyük bir üzüntü yarattığını annesinden dinlemiş. O zamanlar henüz çocuk olan annesi tarlada çalışırken gelen ve mola veren otobüsü ve üstündeki cenazeyi hiç unutmamış. Yıllarca ne bu öykü düşmüş dilinden ne de Bodrum Hakimi'nin türküsü.

Hakim Hanım'ın memleketi Kütahya Tavşan
Hakim Hanım sen eyledin bizleri perişan

Bu Kütahya konusu da ayrı bir muamma. Takvimde de türküde de Mefaret Hanım'ın Tavşanlılı olduğu söylense de bunun aslı yok gibi. Tavşanlı kaymakamıyla konuşan Tolga Çandar Hakim Hanım'ın bir süre Tavşanlı'da görev yaptığını, tıpkı Bodrum'daki gibi yöre halkı tarafından çok sevildiğini, giderken de gözyaşları içinde konvoylarla uğurlandığını öğrenmiş. Mefaret Tüzün'ün gerçekte Tekirdağlı olduğu sanılıyor.

Çandar, kendisini çocukluğundan beri derinden etkileyen bu kadının peşini bırakmamaya kararlı. Elinde Bodrum kaymakamlığından zar zor edindiği sararmış bir fotoğraf var. Hakim'in sevgilisi olduğu söylenen savcıyı aramış, bulamamış, akrabalarına sormuş, öğrenememiş, şimdi Adalet Bakanlığı'nda araştırmalarına devam ediyor. Bu arada da hiç olmazsa bir türküyle bu talihsiz kadına bir selam gönderiyor.

Türkü, Bodrumlular'ın yaktığı bir ağıt ama Milaslı radyo sanatçısı Nazmi Yükselen onu TRT repertuvarına girecek şekilde düzenlemiş ve 60'lı yıllarda plağa okumuş. İşin ilginç yanı, Tolga Çandar Yunan adası Kos'ta da dinlemiş bu türküyü. Hemen sormuş "bu ne?" diye, "karşıda yaşanmış bir öykü" demişler. Şimdi Tolga Çandar'ın sesiyle yeniden hayat buluyor "Bodrum Hakimi"nin öyküsü. Çok sade, tek bir bağlamayla, kırk yıl uzaktan yürekleri dağlamaya devam ediyor:

Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini
geldin.buldun...Gönderilen Resim...sevdim.güldüm...

#8 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 26.05.2007 - 22:19

HEKİMOÐLU

Hekimoğlu derler benim aslıma
Aynalı Martinde yaptırdım da narinim kendi neslime

Konaklar yaptırdım mermer direkli
Hekimoğlu dediğinde narinim arslan yürekli

Konaklar yaptırdım döşetemedim
Ünye Fatsa bir oldu da narinim baş edemedim

Ünye Fatsa arası orduda kuruldu
Hekimoğlu dediğinde narinim o da vuruldu


Hekimoğlu Ordu dolaylarında yaşayan dürüstlüğü,mertliği ile tanınan bir yiğittir.Anasından başkaca kimsesi yoktur.
Yöre de egemenlik kurmuş bir Gürcü beyi vardır.Narin ve güzel Ayşe ile sözlüdür.Gel gör ki Ayşe Gürcü beyini hiç sevmemektedir.Gönlü Hekimoğlundadır.Hekimoğluda yanıktır Ayşe ye.Gizli görüşmeleri Gürcü beyinin kulağına gidince Bey,Hekimoğluna düşman kesilir.Hekimoğluna haber salar ve yer verir teke tek döğüş için.Mert Hekimoğlu aynalı mavzerini kuşanıp beyin dediği yere varır lakin Gürcü beyi sözünü tutmamış yanında adamlarınıda getirmiştir.Hekimoğlu bir şekilde çemberi yarıp kurtulmayı başarır.Doğruca anasının
yanına varır durumu anlatır ve artık şehirde kalamayacağını söyleyerek helallığını alır.İki amca oğluyla dağa çıkarlar.
Artık Hekimoğlu,Gürcü Beyinin korkulu rüyası olmuştur.Bey bir çok defa jandarmaya şikayet etsede Hekimoğlu nun dağa çıkış sebebini bilen halk onu korumakta,Hekimoğlu bir türlü yakalanamamaktadır.
Günlerden birgün iki amca oğlunun öldürüldüğünü duyan Hekimoğlu doğruca Çiftlice köyüne iner ve kendinden yana görünen muhtarın evine varır.Ancak Muhtar Hekimoğlunu aldatarak Gürcü beyine haber salar.Bu hainlikle kıstırılan Hekimoğlu ile jandarma arasında çok yaman bir çatışma yaşanır.
Olayın sonucuna dair halk arasında iki söylenti dolaşmaktadır:

1.Hekimoğlu çatışma sırasında çemberi yarıyorsa da aldığı yaralar yüzünden fazla uzaklaşamadan ölüyor.

2.Atına atlıyor,elini karın bölgesinde aldığı yaralara bastırarak Ordu ya kadar geliyor ve burada ölüyor.

Son olarak Hekimoğlu denilince akla ilk gelen ünlü Aynalı Martin oluyor.Hekimoğlu nun kendiyle özdeşleşen Aynalı Martinin özelliği şudur:
Hekimoğlu özel olarak yaptırdığı mavzerinin üzerine bir ayna taktırıyor.Çatışmaya girdiğinde bu aynayı düşmanının gözünü tutarak gözünü kamaştırıyor ve düzgün hedef almasına engel oluyordu.

Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#9 Canan

Canan

    diyalog değil,monolog..

  • Üyeler
  • 5.591 Mesaj
  • Konum:Dünya
  • İlgi Alanları:...

Gönderim zamanı 24.04.2008 - 14:01

*zong
2 metre bez
2 kürek kum
var mı ötesi?





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli