bu konuya 6 yanıt verildi

[Prozzi]

Sene 2000. Fransa milli takımı çok büyük başarılar elde etmiştir ve birçok kupayı müzesine götürmüştür. İşte bu yılda Fatih Terim bu başarının sırrını merak eder ve Fransa'ya gider. Takımın teknik direktörüne sorar. "Siz nasıl bu kadar başarılısınız?" Teknik direktör der ki" bizim oyuncularımız iyi oldukları kadar zeki kişilerdir." Mesela der Zidane'ı çağırır ve sorar "anandan doğma babandan olma ve kardeşin olmayan kim?" Zidane cevaplar " benim" der. Terim bunu duyunca Türkiye'ye gider Şaban'ı (Hakan Şükür) çağırır ve sorar. " Anandan doğma babandan olma ve kardeşin olmayan kim?" Şaban düşünür ve hocam bir dakika gidip Hagi'ye sorayım der. Tabiki hagi cevabı verir ve benim der. Şaban koşa koşa gider ve Terim'e hocam Hagi imiş der. Bunu duyan Terim sinirlenir ve ulan Allah belanı versin Şaban lan Zidane oğlum Zidane der.

[Prozzi]

Bir gün Real Madrid, galatasaray'yle maç yapmak için Istanbul'a gelecekmiş. Binmişler uçağa, Real Madrid'li oyuncular çok üzgün. Zidane kaptan olarak sormuş tabi
- Ne o çocuklar yüzünüzden düşen bin parça?
Raul demiş ki:
- Ya abi galatasaray la oynamayı hiç istemiyoz.
Stata gelmişler. Hala millet surat yapıyor. Zidane arkadaşlarina;
- Siz gidin İstanbul'u gezin, ben galatasaray la' tek basima maç yaparım. demiş.
Bunu duyan arkadaşlari sevinçten havalara uçmuşlar. Hemen dalmışlar İstanbul gecelerine. Maç başlamış. Devre arası Real Madrid'li futbolcular stata gelmişler ve skorboarda bakmislar Real Madrid 1:0 önde. Demişler bi Laila yapalım gelelim bari. Maçın sonunda geri gelmişler. Bi bakmışlar skor 1:1. Gitmişler soyunma odasına Zidane'yi kutlamaya, ancak Zidane almış başını iki elinin arasına ağlıyor.
- Niye ağlıyorsun, sen bütün takıma karşı tek başına oynadın ve maç berabere bitti. Bu mükemmel bi şey.
Zidane cevap vermiş;
- Eğer maçın 60. dakikasında kırmızı kart görmeseydim, farka gidecektim. Ben ona üzülüyorum

[Prozzi]

Tarih: Çrş Nis 07, 2004 10:44 pm Mesaj konusu:

--------------------------------------------------------------------------------

Adamın biri ölüp cennetin kapısına dayandığında, cennetin baş meleği durdurur onu.
-İçeri almadan önce sorularıma cevap vermelisin? Hayatın boyunca tam anlamıyla iyi bir iş yaptın mı, bakalım?
Adamcağız uzun uzun düsünür, hafızasını zorlar, ama ne yazık ki yaptığı iyi bir şeyi hatırlayamaz. Melek tekrar sorar.
-Peki, bari söyle, hiç cesaret gerektiren bir şey yaptın mı, hayatında?
Adam hemen atılır gururla.
-Yaptım, tabii!
-Anlat bakalim, neymiş bu cesur iş?
Adam anlatmaya baslar.
-Ben futbol hakemiydim. antalya da bir antalyaspor/galatasaray maçını yönetiyordum. Maçin son dakikasinda antalyaspor aleyhine penalti çaldim.
-Vay canına, gerçekten cesurmussun sen, hadi geç bakalim!
Cennetin kapıları açılır. Bizim hakem tam geçecekken, melek merak eder:
-Ne zaman olmustu bu maç?
-Asagi yukarı üç dakika oluyor biteli...

[miskin]

zidane lı galatasaraylı fıkranın aslındaki takım fener olacak
..
gs değiştirin fener yapın daha bi anlam kazanıyo fener
hele üç beş seneye geriye gidin
sizde anlıyacaksınız fıkra fener için söylendiği ))
..ayıp oluyo dimi aslını yazalım

[espala262]

fıkranın orjinali bu 3-5 sene geriye gidince ne oluyo ne farketcek elinde öyle bi imkan varsa sen git.nasıl olsa bi daha o günleri göremiyceksiniz.100 sene daha aynı hikaye anlatılır durur sizin torunlarınız 3-5 sene öncesini bir rivayete göre diye başlayıp anlatıcaklar birbirlerine