bu konuya 92 yanıt verildi

[LaPiN]

Bu kitabın çoğu bölümü Fettullah Gülen'in kasetlerde söylediklerinin yazıya dökülmüş halidir. Yorum yapmak okuyucunun kendisine kalmıştır. Fakat yazarı merhum Hablemitoğlu taraflıdır. Laik cumhuriyetçilerin tarafındandır.

[BucuK]

bırakın allah aşkına
konuşmaları montajlamak mümkünken siz konuşmanın metne dökülmüş halinden bahsediyorsunuz. sizce güvenilir bir yöntem mi?

+laik cumhuriyetçiler die bir ayrım yapmanız dahi bölücülüktür.

bahsedilen cemaat ya da öyle(bahsettiğinizden çok farklı ) düşünen bir kitlenin öyle (laik cumhuriyetçi) olmadığını nereden biliyorsunuz?

1-2 ******* yazarın uyarlamalarından mı?
"laiklik" arkasına geçtiğini gösterip bu değeri arkasına hatta ayaklar altına alan sözde aydınlardan mı?

kimi tanıdınız veya o cemaatin fikirlerini kaç defa okudunuz?
bu kadar şeyi bildiğinizi zannadiyorsunuz peki kaç kere o cemaatin içinde bulundunuz?
.
.
.
.
.
?


*******Düzenleme : Lütfen kullandığınız kelimelere dikkat ediniz.!

Bu mesaj dokuzharf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.03.2007 - 00:58

[babuna]

Demek .... *******....

Ordu da fethullahçıların tehlike olduğunu söylüyor. O zaman siz ordumuza da ******* nitelemesi yaparsınız...

  'Fethullahçılık ihanet şebekesi'
Gülen'in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7.5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığına, Türkiye'de dershaneye giden 4 çocuktan 3'ünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti.
Fethuhllahçı örgütlenme büyük bir ekonomik güce ulaşınca 1993'te harekete geçildiğini anlatan Veren, "Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Sonra Asya Finans'ı kurdum" diye konuştu.
Kanaltürk televizyonunda, Merdan Yanardağ'ın sunduğu ''Yolsuzluk ve Yoksulluk'' adlı programa katılan Nurettin Veren, ''Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım'' dedi.
MEHMET FARAÇ

Fethullah Gülen 'in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, ''gizli bir örgüt'' olarak nitelendirdiği ''Fethullahçılar'' ın içyüzünü anlattı. Veren, ''Biz 12 kişi hayır için yola çıktık ancak örgütlenmenin devleti içten ele geçirme planı olduğunu anlayınca aforoz edildim. Gülen beni öldürtmek istedi'' dedi.

Uzun süredir bazı yayın organlarında ve kendi web sayfasında ''Fethullahçıların düzeni ele geçirme planları'' nı deşifre etmeye çalışan Nurettin Veren, önceki gece Kanaltürk televizyonunda, Merdan Yanardağ 'ın sunduğu ''Yolsuzluk ve Yoksulluk'' adlı programa katıldı.

Konuşmasına başlamadan önce, ''Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım'' diyen Veren, Gülen'le nasıl yola çıktığını şöyle anlattı:


Takıyye yapıyor


''Biz 1970 yılında 12 insan yoksul öğrencilerin okutulması ve hayır işleri için yemin ederek yola çıktık. Yıllar boyunca bu dava uğruna hasır üzerinde oturdum. Küçük hayırlarla büyük finanslar elde ettik. Kaydı olmayan yardımlar Fethullah'a teslim edildi. Büyük ekonomik güce ulaşınca 1993'te harekete geçildi. Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Ancak Zaman gazetesi 20 yıl boyunca banka reklamı almadı. Çünkü Fethullah banka reklamı gibi, kola içmeyi, kot giymeyi de haram kılmıştı. Sonradan Asya Finans'ı kurdum. Gazetesine banka reklamı almayan Gülen daha sonra Bank Asya'yı kurdurdu. Gülen Müslümanlara takıyye yapıyor.''

Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7.5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığını, Türkiye'de dershaneye giden 4 çocuktan üçünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti. Veren, ailelere, ''Çocuklarınızı terörden kurtarmak isterken Fethullah örgütüne teslim ediyorsunuz. Uyanın, gerçeği görün'' diye uyarıda bulundu.

Gülen'in bütün şirketlerinin adını kendisinin koyduğunu belirten Veren, ''Ama bunun belgesini bulamazsınız. Çünkü hiçbir illegal örgütün belgesi olmaz'' dedi.


Türbanı biz başlattık


Nurettin Veren, Türkiye'de önemli bir sorun haline gelen türbanın Fethullah Gülen'in talimatıyla bir furyaya dönüştürüldüğünü ifade ederken şöyle konuştu:

''Gülen'in talimatıyla birçok arkadaşımız 50 yaşına kadar evlenmedi. 1970'lerde ve 1980'lerde Türkiye'de türban diye bir sorun yoktu. Bunu topluma biz enjekte ettik. Gülen, evli müritlerin eşlerini burunlarından topuklarına kadar kapatmalarını istedi. 'Siz

başlatın gerisi gelir' dedi. Kadınlarımız da siyah gözlükler ve eldivenler taktı. Ben de eşimi öyle giydirdim. Toplum kamplara bölündü. Sonra da bu örgütlenme fark edilince cemaate, 'Başı açık kadınlarla evlenin' dedi. Bu yüzden cemaat içindeki başı kapalı kadınlar dul kaldı!''

Gülen'in kendisini insan üstü, ileriyi gören, her şeyi önceden bilen bir canlı olarak tanıttığını belirten Veren, ''Kendisi 1941 doğumlu olmasına karşın Atatürk öldükten sonra, 1938'de doğduğunu söyler ve kurtarıcı olduğunu ima etmeye çalışırdı. Ancak tasavvuf ve gönül adamı, bir Mevlana ve Yunus Emre gibi takdim edilen bir insanın bugün Irak'ta 400 bin Müslümanın ölümüne yol açan Amerika'da ne işi var? Siz hiç 137 dönümlük arazide 8 villa içinde 100 hizmetkârla yaşayan bir Yunus Emre gördünüz mü'' diye sordu.


Beni öldürtmek istedi


Gülen'in gerçek amacının kilit noktalarda kadrolaşarak devleti ele geçirmek olduğunu belirten Veren, bu planı anladıktan sonra ikazlarda bulunduğunu, bu yüzden aforoz edildiğini anlattı. Veren şöyle konuştu:

''1995'te fikren ve kalben koptuk. Hayır için yola çıkmıştık ama örgüt çatısı içinde kullanıldık. Gördük ki çatal bıçak için kurulan bir fabrika, silah fabrikasına dönüşüyor. Devleti içten ele geçirecek bir plan olduğunu sonradan anladık. Tepki koyduk, ikaz edilince dış görevlere gönderildik. ABD'de 30 gün birlikte kaldık. 50 kişinin önünde beni öldürtmeye kalktı. Bu hücum ve cinnet karşısında canımı zor kurtardım. Gülen, 'FBI ve CIA'yı arayın, bu adamı öldürtün' dedi. Sonra Türk devletinin görevlendirdiği polise 'Silahını çek vur bunu' diye bağırdı. İnsanlar itaat etmeyince şömine demiriyle üzerime hücum etti. Sonra New York'ta gece yarısı sokağa atıldım.''

Gülen'in gerçek amacının dünyayı yönetmek olduğunu ve ''hastalık yalanıyla ABD'ye kaçtığını'' belirten Veren, sözlerini ağlayarak ve Atatürk'e övgüler dizerek şöyle tamamladı:

''Gülen, Türkiye'deki örgütlenmesinin 2000 yılında kendini amorti ettiğini söyledi. Yetiştirdiği vali, emniyet müdürü, kaymakam ve komutanlar var. Cumhuriyet gazetesi, 'Tehlikenin farkında mısınız?' diyor. Evet bu örgütlenme bir işgaldir, ihanet şebekesidir. Yargıtay'a yönelik saldırıda birçok insan bir kare fotoğrafta göründü diye zanlı oldu. Elimde yüzlerce fotoğraf ve belge var. Savcıları göreve çağırıyorum. Kimse bir şey yapmıyorsa demek ki Fethullah'ın dokunulmazlığı var.''



Cumhuriyet 28.06.2006

Evet gazete de sizin için ******* tır şimdi.

Nurettin Veren'de "*******"lardan mı acaba....

Aslında bir tek ******* ...........

*******Düzenleme : Lütfen kullandığınız kelimelere dikkat ediniz.!

Bu mesaj dokuzharf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.03.2007 - 01:00

[Selametlik]

ya siz bir kişiyi eleştirebilmeniz için onun seviyesinde olmanız lazım.birisi bilmeden tutuklama kararı olduğunu ortaya atar birisi başka bir yönden eleştirmeye kalkar.birisi o kadar bütçeye sahip olduğunu iddaa eder.bende veren in hakkında bazı şeyleri yazarak öyle böyle dir diyebilirim

eleştiren arkadaşlara sesleniyorum.ordan burdan duyma şeylerle değil fetullah gülen in kitabını okuyan ya da kasetlerini dinleyen var mı?

bazı şeylerin arkasına saklanarak bazı şeyleri ört pas etmeye çalışanların emelleri boşa çıkacaktır.bu kesindir.

[Selametlik]

sen bunları biliyorsun da devlet bilmiyormu?

devlet tutuklama kararını kaldırıyorsa sen devletten iyi mi biliyorsun?

örgütlenmeyi devlet bilmiyoda sen mi biliyorsun?

yurt dışındaki okulları cumhurbakanı tebrik ediyoda sen cumhurbaşkanından daha mı iyi biliyorsun?

[Selametlik]

türklüğü ve islamı tüm dünyaya yaymaya çalışyığımızdan haberim yoktu..gerçekten ööyle olması gerekiyorsa zaten Allah ol der olurdu..Kimselere zorla bişiy yaymanın bi anlamı olduğunu sanmıyorum.
valla Kremlins kardeş, ben türklük ve islam adına naptım diye düşündüm, bulamadım galiba bişiy.Acaba ırk ve din açısıyla değil de  "İNSAN" olmaya çalıştığımdan olabilir mi??

"cemaat" olarak nitelendirdiğin bu grupta ne dolaplar döndüğünden ne kadar haberin var bilmiyorum.Ama biraz anlatayım : mesela dersanelerine mi gidiyosun (ki ben gittim) zorunlu "sohbet" saatleri, etüt kampları ramazana geldiğinde sadece iftar ve sahur ve toplu namaz kılmalar, yapmıyorsan aç  kalman ve etütlerden ihraç,kadın ve erkek öğretmenlerin birbirlerinden öcü görmüş gibi köşe bucak kaçışmaları..önceden kız erkek binaları da ayrıydı, ama yasayla zorunlu olarak birleşti( en azından birleşmiş gibi gösteriyorlar..)

bunların da dışında üniv.de o "cemaatin" evlerinde kalırsan akşam namazından sonra eve giremezsin, kıyafetlerin kontrol edilir "ablalar" tarafından..

bi de sürekli türbanı siyasallaştırıp ülkeyi karıştırmaya çalışırlar..nasıl mı..ii oku..
sadece türbanla dert olduğu sanılan dönemde okudum ben hem de ülkenin en karışık üniversitesinde.Amfilerimiz basıldı bu cemaatin üyelerince, onlar gibi düşünmediğimiz için sürekli tehdit alarak yaşamak nasıldır bilir misin, yada akşam namazından soora kantine gittik diye geceleri erkek arkadaşlarının dövülmesini..
yanından geçerlerken sürekli imalı laflar ve hakaretler edilmesini...

daha anlatacak çok örneğim var ama anlamak isteyeceğinden şüpheliyim.Israrla kendinizi bu tarz insanların fikirlerine kaptıracağınıza, biras kadınlarınızı eğitseniz de bu tarz cemaatlere gittiklerinde içinize cin kaçmış sizinle yatarsam çıkar ancak dendiğinde düşünebilsinler de uydumcu, ümmet mantığından kurtulab,ilsinler..

amacınız dini yaşamaksa ümmetleşmeden yaşayabilirsiniz, illa bunu kullanarak birilerinden menfaat etmek de nasılbi islam ve türklük hizmetidir anlayamadım bi de sen naptın bakalım türklük için..

bende aynı çatı altındaki dershaneye gittim.acaba bizde neden olmadı böyle şeyler.bazı şeyler doğru namaza davet ediyolar, gitmek istemediğimde beni kimse zorlamadı ve zorunlu olarak hiç bişi yapmadım.ayrıca belirtmişsin akşam namazından sonra eve gelirsen içeri giremezsin ben bir yıl kaldım 00:30 da eve gittim ve hiç bişe olmadı.acaba hiç o evlere gittin mi ünivertede iken. eve gittim,01:00 de eve gittim ve dediklerinden hiç biri gerçekleşmedi.acaba güneşe göç varda kalan bizmiyiz neden biz bunları yaşamadık acaba.ayrıva şunları da belirtmek isterim üstlerimizi tararlar.allah aşkına nasıl oluyo bu.

Bu mesaj JAKAMEN tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.03.2007 - 01:34

[dokuzharf]

Cemaati kötülemek veya iyi şeyler söylemek değil maksadım.

Ama şu yukarıdaki mesajın için sana şunu belirtmek durumundayım JAKAMEN.

Bahsi geçen yurtlara bayanlar geç gidemezler , gittiklerinde ablalar tarafından ya cezalandırılırlar yada bir şekilde dışlanırlar.

Profilinden Erkek olduğun anlaşılıyor , erkeklerin yurda erken yada geç girmelerine bildiğim kadarıyla kimse karışmıyor..

Aradaki fark senin erkek onun bayan olması. Ne demek istediğimi anladın sanırım..

[Selametlik]

bayanlar hakkında pek bi bilgim yok.ama erkekler için dediklerimin arkasındayım.bazı şeylerin saptırılarak başka yönlere çekilmesine karşıyım...bayanlar hakkında şunu belirtmeliyim.benim kız arkadaşım var.ama akşam namazı abartısı yok.

[BucuK]

ben hala yazdıklarımın arkasındayım
yazdıklarımda terbiye dışı bir uslup veya milli değerlere yönelik bir hakarette yokken fikirlerimiz ters düşüyor diye istenilen kısımı makaslamanızı kınıyorum

tartışma adabına da uyduğumu düşünüyorum bu ana kadar kimseye bir terbiyesizliğim yada saygısızlığım olmamıştır hala da yok

.....!| bilginize
.....!| selametle

[LaPiN]

Kitabı okumadan yorum yapanlara, Sn. Ahmet Necdet Sezer'in MGK de emniyetteki fettullahçı kadrolaşmalar hakkında cevaplanmasını istediği mütaala sunduğunu bilmeyenlere, Türk halkının en güvendiği kurumlar sıralamasında çok büyük fark ile 1.olduğu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesinde fettullahçıları barındırmayıp askeri şuralarda bu yapılaşmaya niyetlenenlerin ordudan ilişiğini direkt kestiğini bilmeyenlere, devletten daha mı iyi bileceksin deyip demagoji yapanlara, laik cumhuriyetçiler dememin ayrımcılık olduğunu düşünüp fettullah hocalarına toz kondurmayanlara daha fazla birşey söylemeyeceğim.

[babuna]

sayın dokuzharf'li arkadaşım,

Kullanadığım sözcüklere kesinlikle dikkat ediyorum zaten. Fakat siz de kullanılan sözcüklere çatışma olmadan müdahale ederseniz sorun kalmaz değil mi?

[dokuzharf]

Sevgili babuna ;

Göndermiş olduğunuz özel mesajınıza cevap yazdım..

Sizin vasıtanızla bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum izninizle. Site içinde hakarete varan veyahut müdahale edilmesi gereken mesaj gördüğünüzde buna ne siz ne de bir başkası cevap yazmadan lütfen RAPOR düğmesine basarak Yöneticiye bildirin. Yöneticiye bildirmeden direk cevap yazılırsa müdahale eden kişi gibi cezalandırılır o kişide. Sonrasında neden bana da uyarı yazıldı gibi gerekçelerle Yöneticilere veryansın etmekte fayda etmiyor. RAPOR düğmesi boşa yapılmadı.

[Selametlik]

laik bi ülkenin laik bi askeriyesi olmalıdır.bunu bilmeyenle tartışmaya girilmez...

Bu mesaj JAKAMEN tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 29.03.2007 - 22:11

[vaudeville]

Bazı sivil toplum kuruluşlarının derlediği video kayıtlarında Fethullah Gülen,anlatıyor kendini..Dikkat çeken birçok husus olmasına rağmen,bazılarını ele alalım,bir fikir verelim istiyoruz..

Diyor ki;"Türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki güç ve kuvveti cephenize çekeceğiniz ana kadar,her adım erken sayılır.." Sürekli anlattığımız ve sürekli odaklanmış zihniyetçe,kraldan çok kralcıların reddettiği bu açılımları kendisi itiraf ediyor..Bize itibar etmiyorsunuz,buyurun hocaefendiniz bizzat sayıklıyor..İlginçtir bu sözlerin ardından;"Bu sözler burada kalacak,sırrın senin esirindir,söylersen sen esir olursun.." diyerek,gizli yürütmelere yönlendiriyor,cemaat mensuplarını..

Tekke,zaviye ve medreselerin kapatılmasından duyduğu rahatsızlığı belirterek,bunların günümüz muadilinin ışık evleri olduğundan bahsediyor..Mektebin asıl amacından saptırıldığını,bu görevi yine ışık evlerinin yürüttüğünü anlatarak,laik eğitime atıfta bulunuyor..

Ayasofya'nın müze haline getirilmesi nasıl bir içerleme tezahürüdür ki,hala "bu zihniyet" tanımlamasında bulunuluyor..Şahsen hala Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesi bu kişilerde ne tür bir rahatsızlık oluşturuyor,bilmiyorum..Namaz kılmaksa,100 metre ileride Sultanahmet'te kılabilirler..İslam'a aykırı ne gibi bir durum söz konusu,bilemiyorum..

Gazi Paşa'nın konuşmalarında,değer taşımayan sözler etse dahi,goygoycular tarafından alkışlandığı,böylece heyecanlı bir atmosfer oluşturulduğu,hatta Paşa'nın karakteristik bir bakışı vardır,farketmişsinizdir,hazret ona da dikkat ederek,belirtmenin getirisi nedir meraka sürüklendiğimiz bir konuşmada da bulunuyor..

Fethullah Gülen'in zihnini okuyarak yazmalarda bulunduğumuzu düşünen arkadaşlara da cevap olsun..Öncelikli ricamız,bu başlıktaki yazılarımızı bir daha okuyuvermenizdir..

Buyurun kucaklayın,cumhuriyet düşmanı,laiklik düşmanı,kapitalist,emperyalist,pragmatik Amerika'nın beslemesi,hocaefendinizi..

(Bahsolunan videolara youtube'a girip "Fethullah Gülen'in iç yüzü" şeklinde arama yaparak ulaşabilirsiniz,3 bölüm halindedir.)

Bu mesaj vaudeville tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 21.04.2007 - 00:53

[_RomantizmA_]

accık ateşlensin
-------------------------------------------------------------------

'Fethullahçılık ihanet şebekesi'

Kanaltürk televizyonunda, Merdan Yanardağ'ın sunduğu ''Yolsuzluk ve Yoksulluk'' adlı programa katılan Nurettin Veren, ''Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım'' dedi. Fethullah Gülen 'in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, ''gizli bir örgüt'' olarak nitelendirdiği ''Fethullahçılar'' ın içyüzünü anlattı. Veren, ''Biz 12 kişi hayır için yola çıktık ancak örgütlenmenin devleti içten ele geçirme planı olduğunu anlayınca aforoz edildim. Gülen beni öldürtmek istedi'' dedi. Nurettin Veren devam ediyor;

''Biz 1970 yılında 12 insan yoksul öğrencilerin okutulması ve hayır işleri için yemin ederek yola çıktık. Yıllar boyunca bu dava uğruna hasır üzerinde oturdum. Küçük hayırlarla büyük finanslar elde ettik. Kaydı olmayan yardımlar Fethullah'a teslim edildi. Büyük ekonomik güce ulaşınca 1993'te harekete geçildi. Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Ancak Zaman gazetesi 20 yıl boyunca banka reklamı almadı. Çünkü Fethullah banka reklamı gibi, kola içmeyi, kot giymeyi de haram kılmıştı. Sonradan Asya Finans'ı kurdum. Gazetesine banka reklamı almayan Gülen daha sonra Bank Asya'yı kurdurdu. Gülen Müslümanlara takıyye yapıyor.''

Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7.5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığını, Türkiye'de dershaneye giden 4 çocuktan üçünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti. Veren, ailelere, ''Çocuklarınızı terörden kurtarmak isterken Fethullah örgütüne teslim ediyorsunuz. Uyanın, gerçeği görün'' diye uyarıda bulundu.

Gülen'in bütün şirketlerinin adını kendisinin koyduğunu belirten Veren, ''Ama bunun belgesini bulamazsınız. Çünkü hiçbir illegal örgütün belgesi olmaz'' dedi.


Türbanı biz başlattık

Nurettin Veren, Türkiye'de önemli bir sorun haline gelen türbanın Fethullah Gülen'in talimatıyla bir furyaya dönüştürüldüğünü ifade ederken şöyle konuştu: ''Gülen'in talimatıyla birçok arkadaşımız 50 yaşına kadar evlenmedi. 1970'lerde ve 1980'lerde Türkiye'de türban diye bir sorun yoktu. Bunu topluma biz enjekte ettik. Gülen, evli müritlerin eşlerini burunlarından topuklarına kadar kapatmalarını istedi. 'Siz başlatın gerisi gelir' dedi. Kadınlarımız da siyah gözlükler ve eldivenler taktı. Ben de eşimi öyle giydirdim. Toplum kamplara bölündü. Sonra da bu örgütlenme fark edilince cemaate, 'Başı açık kadınlarla evlenin' dedi. Bu yüzden cemaat içindeki başı kapalı kadınlar dul kaldı!''

Gülen'in kendisini insanüstü, ileriyi gören, her şeyi önceden bilen bir canlı olarak tanıttığını belirten Veren, ''Kendisi 1941 doğumlu olmasına karşın Atatürk öldükten sonra, 1938'de doğduğunu söyler ve kurtarıcı olduğunu ima etmeye çalışırdı. Ancak tasavvuf ve gönül adamı, bir Mevlana ve Yunus Emre gibi takdim edilen bir insanın bugün Irak'ta 400 bin Müslümanın ölümüne yol açan Amerika'da ne işi var? Siz hiç 137 dönümlük arazide 8 villa içinde 100 hizmetkârla yaşayan bir Yunus Emre gördünüz mü'' diye sordu.


Beni öldürtmek istedi

Gülen'in gerçek amacının kilit noktalarda kadrolaşarak devleti ele geçirmek olduğunu belirten Veren, bu planı anladıktan sonra ikazlarda bulunduğunu, bu yüzden aforoz edildiğini anlattı. Veren şöyle konuştu: ''1995'te fikren ve kalben koptuk. Hayır için yola çıkmıştık ama örgüt çatısı içinde kullanıldık. Gördük ki çatal bıçak için kurulan bir fabrika, silah fabrikasına dönüşüyor. Devleti içten ele geçirecek bir plan olduğunu sonradan anladık. Tepki koyduk, ikaz edilince dış görevlere gönderildik. ABD'de 30 gün birlikte kaldık. 50 kişinin önünde beni öldürtmeye kalktı. Bu hücum ve cinnet karşısında canımı zor kurtardım. Gülen, 'FBI ve CIA'yı arayın, bu adamı öldürtün' dedi. Sonra Türk devletinin görevlendirdiği polise 'Silahını çek vur bunu' diye bağırdı. İnsanlar itaat etmeyince şömine demiriyle üzerime hücum etti. Sonra New York'ta gece yarısı sokağa atıldım.''

Gülen'in gerçek amacının dünyayı yönetmek olduğunu ve ''hastalık yalanıyla ABD'ye kaçtığını'' belirten Veren, sözlerini ağlayarak ve Atatürk'e övgüler dizerek şöyle tamamladı:

''Gülen, Türkiye'deki örgütlenmesinin 2000 yılında kendini amorti ettiğini söyledi. Yetiştirdiği vali, emniyet müdürü, kaymakam ve komutanlar var. Cumhuriyet gazetesi, 'Tehlikenin farkında mısınız?' diyor. Evet bu örgütlenme bir işgaldir, ihanet şebekesidir. Yargıtay'a yönelik saldırıda birçok insan bir kare fotoğrafta göründü diye zanlı oldu. Elimde yüzlerce fotoğraf ve belge var. Savcıları göreve çağırıyorum. Kimse bir şey yapmıyorsa demek ki Fethullah'ın dokunulmazlığı var.''

//e-mail olarak geldi. Başkada bir bilgim yok

[Eylül]

Doğrumudur bu şimdi söyleniyor bütün suçlar ortaya dökülüyor ama hiç bir şey yapılmıyor.

[dokuzharf]

Kanaltürk televizyonunda söylenmişse sorgusuz sualsiz doğrudur.
Bi tek doğru onlardadır.
...... adamları nerede düzgün birşey var ona bulaşıyor.


Yarım düzenlemişsin ben tam düzenledim

Bu mesaj shy tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.04.2008 - 21:30

[L1Square]

[Can Ka No Rey]

Bu zihniyet hakkında fikir sahibi olmak için , ............ adamlarını dinlemenize hiç gerek yok .

Alın elinize bir Zaman gazetesi , okuyun ...

301. Maddeden yargılanan Elif Şafak , yurt dışına kaçan pkk militanları ile röportajlar yapan Bejan Matur ...

Ve bir sürü AKP yalakası köşe yazarı ...

Batının liberal söylemlerini , İslam dini ile harmanlayıp , Anadolu insanına yedirecek kıvama getiren , tehlikeli bir gazete ... Bunların dayattıkları İslam falan değil ... Garip bir şey ... Toplumu dönüştürmek ve İslamiyet'i , emperyalist güçleri rahatsız etmeyecek bir şekilde , Batı kaynaklı kavramlar ile yeniden yorumlamak .(Ilımlı İslam) Fakat bütün bunları bilmene rağmen , söylemleri karşısında mest oluyor , susup kalıyorsun . Çünkü işin içinde İslam var .

Yakında gariban halkımız , dini değerlerini savunmak için bu gazetenin yazdıklarını ve dolayısıyla bu zihniyeti referans alırsa hiç şaşırmam .

- Sen neden başını örtüyorsun ?

- Efendim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bilmem ne sayılı kararına göre ... Ya kardeşim bana neden karışıyorsun ? Bak mesela Avrupa'da bile başörtülü yargıç var . Onlarda bile başörtüsü serbest . Demokrasi , kişisel hak ve özgürlükler diye bir şey var kardeşim . Görmüyor musun Avrupayı ?

Durmak yok yola devam ...



Düzenle ortak eylem biçimi:
Yaa so... deyip yarıda bırakmayın sonra düzenlerken ne demek istediğinizi düşünürken aklıma çok daha feci şeyler geliyor.Bunda da tamamını düzenledi.Bi de italikle yazmışın şimdi kimin yazısı kimin belli olmayacak ne olacak?

Bu mesaj shy tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.04.2008 - 21:38

[dokuzharf]

Gazetecilik Maduvacığım gazetecilik.
Sen kalkıp gazeteciliği pislik insanlardan öğrenirsen ve o pisliklerden başka öğretecek kimse kalmamışsa + önüne gelen gazeteciyim diye çıkarsa o dediklerinin hepsi bu ülkede olur.