İçerik değiştir



- - - - -

Beslenme Ve Dietle İlgili Herşey


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 5 yanıt verildi

#1 MaryJane

MaryJane

    Forum Şövalyesi

  • Üyeler
  • 2.094 Mesaj
  • Konum:''Fox River''
  • İlgi Alanları:F1, WRC , Eski Mısır , Gothic-Symphonic-Power Metal , Frp, Galatasaray..

Gönderim zamanı 13.05.2004 - 16:11


Beslenme ve Dietle ilgili konuları ,yeni haberleri burada tartışıp paylaşalım
''Orada olmayan bir şeyi görmezden gelemezsiniz çünkü 'görmezden gelme'nin anlamı bu değildir ''

Gönderilen Resim

#2 MaryJane

MaryJane

    Forum Şövalyesi

  • Üyeler
  • 2.094 Mesaj
  • Konum:''Fox River''
  • İlgi Alanları:F1, WRC , Eski Mısır , Gothic-Symphonic-Power Metal , Frp, Galatasaray..

Gönderim zamanı 13.05.2004 - 16:17


Çayın faydaları


Çayın en önemli özelliği tamamen doğal bir ürün olması ve hiçbir yapay renklendirici, koruyucu ve kokulandırıcı içermemesidir. Ayrıca, sütsüz ve şekersiz alındığı sürece kalorisi yoktur ve vücudun su dengesinin korunmasında önemli bir rol oynayabilir
Kanser Önleyici

Yapılan araştırmalar hem yeşil hem de siyah çayların tüketilmesinin kanser riskini-özellikle akçiğer, bağırsak ve cilt kanserleri- azaltabileceğini bildirmektedir. Siyah çayın bileşenlerinin antioksidan etkisinin olabileceği, kanser yapıcı hücrelerin oluşmasını engelleyebileceği düşünülmektedir.

Çay, genetik özellikleri belirleyen DNAyı kontrol altında tutmaktadır. Bu da genlerin bozularak kanserli hücrelere dönüşmelerini önler. Eğer DNA doğru bir şekilde kopyalanmazsa, yanlış ve bozuk DNA elde edilir bu da genlerin genel yapısında bir bozukluğa yol açar. Bu bozukluklar da çeşitli kanserlere neden olur. Kanser riskini azaltıyor.

Çayın, flavinoid denilen anti oksidanlar açısından zengin olduğu öteden beri bilinmektedir. Bu madde de kanseri önleyici nitelik taşımaktadır.

Ağır ve yağlı yemeklerden 1 saat sonra içilen çayın hazmı kolaylaştırır. Çay, vücutta metabolizma sonucu oluşan zararlı atık ve zehirli maddeleri azaltır ve yok eder. Bu olumlu etki, çaydaki (P) vitamini diye adlandırılan antioksidan özellikli fenolik bileşiklerden kaynaklanır. Çay, bu yönüyle de bazı kanserlere karşı insan vücudunu korr. Çaya rengini veren fenolik bileşikler, damar çeperlerini güçlendirir. Sonuçta damar çeperlerinin yırtılması sonucu meydana gelebilecek, başta beyin kanaması olmak üzere her türlü kanama riskini azaltır.

Siyah ve yeşil çayın, kalp hastalıkları riskinin yanı sıra mide ve yemek borusu kanseri riskini de azalttığı tesbit edildi. Havuç, ıspanak, meyve ve diğer sebzelerde bulunan anti kanserojen madde karoteni yeterli derecede almayan, sigara ve alkol tüketen ve midelerinde H pylori bakterisi bulunan kişilerde mide kanseri riski bulunuyor. Yeterli miktarda çay içen ve mide sağlığına önem veren kişilerde ise bu risk azalıyor.

Daha önceki araştırmalarda yeşil çayın içinde bulunan polifenol maddesinin, kanser tümörlerinin etrafında oluşan ve tümörleri besleyen kan damarlarını tıkadığı belirlenmişti. Yeşil çay içme alışkanlığının bulunmadığı Batıda, bu yüzden kanser vakalarının Uzakdoğu ülkelerine oranla daha fazla görüldüğü belirtildi. Günde 4-5 bardak yeşil çay içenlerin, cilt kanseri riskinden korunabileceklerini düşünen bilim adamları, cilt kanserine yakalanmış olanlara ise yeşil çayı kür edici bir ilaç olarak tavsiye edemeyeceklerini belirtiyorlar.

Diş Sağlığı

Çay, doğal olarak florür içerdiği için, diş minesini kuvvetlendirir ve ağızdaki bakterileri kontrol altında tutarak plak oluşumunun azalmasına yardımcı olur. Böylece diş eti hastalıklarına karşı koruma oluşturur. Mineral maddeler nedeniyle diş sağlığı için çay içilmesi çok önemlidir.

Kalp ve Damar Sertliği

Çaydaki kafeinin kalp ve dolaşım sistemi için hafif bir uyarıcı olabileceği ve böylece damar sertliği olasılığını azaltabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, çayın kolesterolü bastırdığına ve kan pıhtılarının oluşmasını engellediğine de inanılmaktadır.

Dinlendirici & Konsantrasyon Artırıcı

Çaydaki kafein, konsantrasyonu, uyanık ve isabetli olmayı attırabilir, tat ve koku alma duyularını güçlendirebilir. Ayrıca, hazım sağlayan sıvıları, böbrek ve karaciğer de dahil olmak üzere metabolizmayı uyarır ve böylece toksinlerin ve diğer istenmeyen maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.

Çaydaki kafein nedeniyle çayın dinlendirici özelliği vardır. Çaya özel teanin maddesi, beynin alfa dalgaları yaymasını teşvik eder. Bu dalgalar, uyuşukluk yapmadan dinlenme özelliğindedir. Kafein, sinir sistemini uyarır, damarların genişlemesini, kan devrinin hızlanmasını sağlar. Çay içenlerde zihin açıklığı olur. Ders çalışırken, kitap okurken verimliliği artırır.'

Diğer Faydaları

Çayın, vücuttaki zararlı maddeleri yok eder.
İshali durdurur.
Böbreklerin daha iyi çalışmasını sağlar.Çaydaki teobromin ve teofilin maddeleri de idrar sökücü özelliğe sahiptir. Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar.
İçerdiği mineral maddeler nedeniyle vücuttaki mineral madde dengesinin kurulmasında sudan çok daha etkilidir.
Çay banyoları, sıcak çay emdirilmiş temiz tülbent veya pamukla yapılan kompres ve pansumanlar, göz ve ciltteki bazı rahatsızlıkları giderir, dış derideki hemoroid memelerini küçülttüğü ve ağrıları dindirir.

''Orada olmayan bir şeyi görmezden gelemezsiniz çünkü 'görmezden gelme'nin anlamı bu değildir ''

Gönderilen Resim

#3 MaryJane

MaryJane

    Forum Şövalyesi

  • Üyeler
  • 2.094 Mesaj
  • Konum:''Fox River''
  • İlgi Alanları:F1, WRC , Eski Mısır , Gothic-Symphonic-Power Metal , Frp, Galatasaray..

Gönderim zamanı 27.05.2004 - 18:20

Yediğiniz Şeylere Dikkat Edin Yaşlanmaya Dur Deyin
Aldığınız gıdaları sürekli değiştirmeye özen gösterin. Bu şekilde vücudunuza ve beyninize düşman olabilecek etkenlerden korunmuş olursunuz.


Her şeyden önce, size düşman olan her şeyi tanıyın. Daha uzun süre genç kalmak isityorsanız, şunlardan uzak durmayı deneyin.

Alkol: Aşırı miktarda alındığında yaşlanmayı hızlandırıyor. Bu yüzden çok az içmek... Hatta hiç içmemek gerekli...

Abur-cubur yemek: Yanlış beslenme, sonunuzu yaklaştırabilir. Bu yüzden besinlerinizi seçerken çok dikkatli olmalısınız.

İlaçlar:
Henüz gençleşmeyi sağlayacak ilaç icat edilmedi. Aksine bir çok ilaç yaşlanmayı daha da hızlandırıyor. Bu yüzden gerçekten ihtiyacınız olduğunda ilaç kullanın.

Sigara: Kaçış yok... Genç bir görünüş için, sigarayı bırakmak zorundasınız.

Uykusuzluk: Enerji depoladığımız iyi bir uyku, gerek beyin gerekse canlı bir vücut için son derece yararlıdır.

Hareketsizlik: Hayatınızda yaşlanmaya karşı kampanya düzenlemeye karar verdiyseniz, ilk iş, egzersizlere başlamanızdır.

Güneş: Güneş ışınları, ancak az maruz kalındığında faydalı, aksi takdirde zararlıdır.

Stres: Haklı olarak her türlü olumsuz olayın sorumlusu strestir. Organizmaya verdiği zararlar tartışılmaz. Stresi kontrol altına almayı kesinlikle öğrenmelisiniz.
''Orada olmayan bir şeyi görmezden gelemezsiniz çünkü 'görmezden gelme'nin anlamı bu değildir ''

Gönderilen Resim

#4 MaryJane

MaryJane

    Forum Şövalyesi

  • Üyeler
  • 2.094 Mesaj
  • Konum:''Fox River''
  • İlgi Alanları:F1, WRC , Eski Mısır , Gothic-Symphonic-Power Metal , Frp, Galatasaray..

Gönderim zamanı 28.06.2004 - 14:00

Zeytinyağı; Her Derde Deva

Vücudun neredeyse bütün organlarına faydası olan zeytinyağının, saçlardan, dişlere kadar her bölgeye sağlık verdiği bildiriliyor....


Sağlıklı beslenmeye katkısı, dünyaca onaylanmış zeytinyağının insan vücudunda faydalı olmadığı organ hemen hemen hiç yok. Uzmanlar zeytinyağını "Sağlık açısından insanlığa sunulmuş en büyük hediye" olarak nitelendiriyorlar. Anne sütü kadar yararı olduğu söylenilen zeytinyağının mucizevi etkisini saçlardan dişlere, kemiklerden beyne kadar vücudun her organında görmek mümkün.

Zeytinyağı gelişme çağında beynin gelişimini hızlandırarak, kemikleri güçlendiriyor. İçerdiği E, A, D ve K vitaminleri sayesinde hücreleri yeniliyor, doku ve organların yaşlanmasını geciktiriyor. Beynin daha uzun süre sağlıklı ve zinde kalmasını sağlıyor, mideyi ülsere karşı koruyor. Zeytinyağı, kandaki kötü kolesterol düzeyini düşürerek, kalp krizi riskini azaltıyor. Aynı şekilde bağırsak, idrar yolları ve safra kesesi hastalıklarının azaltılmasında da etkili oluyor.

Sağlıklı beslenmede zeytinyağının yeri tüm dünya tarafından da onaylanıyor. Amerika'da Harvard Üniversitesi'nde düzenlenen bilimsel bir konferansta bilim adamları, tarihçiler, doktorlar ve yemek uzmanları sağlıklı yaşam için, geleneksel Akdeniz modelinin uygulanması gerektiği konusunda hemfikir oldular. İçine zeytinyağı katılmış süt, neredeyse anne sütü kadar fayda sağlıyor. Türkiye'nin en ünlü Zzeytinyağı üreticilerinden biri olan Komili'nin yetkililerine göre, tüm sıvı yağlar içinde tartışmasız en sağlıklı olan "tabiatın mucizesi" zeytinyağı. Anne sütüne eş miktarda linoleik asit içeriyor. Bebeğine anne sütü veremeyenler için, bir fincan yağsız inek sütüne bir çay kaşığı zeytinyağı ilave ederek bebeklere verilmesi tavsiye edilirken zeytinyağının kullanımına ilişkin diğer öneriler ise şöyle:

- Adale ağrılarını gidermek için, zeytinyağı ve biberiyeyi karıştırıp, ağrılı bölgeye masaj yapın

- Güçlü diş etleri için, arada bir ağzınızı zeytinyağı ile çalkalayın

- Pırıl pırıl saçlar için, şampuandan sonra bir miktar zeytinyağı, bir yumurta sarısı, limon suyu ve biraz bira karışımını saçınıza sürün. Beş dakika bekletip ılık su ile durulayın.

- Kepeklerden kurtulmak için bir miktar zeytinyağı ve kolonyayı saçınıza sürün, ılık su ile durulayın.

En seçkin zeytinlerden üretilen sızma zeytinyağı, kahvaltılarda ve salatalarda, o kendine has kokusunu ve lezzetini arayanlar için ideal bir seçim. Yüzde 1'den az olan asit oranı ile kahvaltı ve salatanın yanısıra, pişmiş sebzelere yada İtalyanlar'ın yaptığı gibi makarnalara sos olarak eklenebiliyor. Dolu dolu bir zeytin tadına sahip olan zeytinyağları, sağlıklı ve tadına doyulmaz yemekler için doğru bir seçim.


''Orada olmayan bir şeyi görmezden gelemezsiniz çünkü 'görmezden gelme'nin anlamı bu değildir ''

Gönderilen Resim

#5

  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 24.09.2004 - 11:03

Isırgan Otu

Isırgan otu yeşil yapraklı bir bitkidir. Yapraklar A vitamininin ön maddesi olan kanserojenlerin etkisini azaltan karotenler, C vitamini, E vitamini ve mineral maddeler yönünden zengindir. Ayrıca bağırsak çalıştırıcı posa da bulunmaktadır. Diğer yeşil yapraklı bitkilerde olduğu gibi ısırgan otu da taze ve kurutulmuş olarak yenilebilir. Vitaminlerin kayıp olmaması için iyice yıkandıktan sonra yeter miktarda veya su konmadan pişirilip hemen tüketilmelidir.


Henuz bilimsel bir açıklaması yok ama kansere iyi geldiği söylenir.

#6

  • Ziyaretçiler

Gönderim zamanı 24.09.2004 - 11:05

Meyvelelerin suyu

Meyvedeki C vitamininin çoğu suyuna geçer. Meyveler iyice yıkandıktan sonra duruma göre suyu sıkılarak veya olduğu gibi yenir. Bağırsakları çok çalışan ishale meyilli olanlar, olduğu gibi yiyebilir. Bağırsak hareketleri az olanlar meyvelerin kendilerini yemelidir. Portakalın dışındaki acı-sarı kısmı soyularak beyaz kısmıyla birlikte yenmelidir ve tabii meyveler yıkandıktan sonra kesilir kesilmez hemen tüketilmelidir. Meyve suyu buzdolabında beklese bile kanser ve kalp hastalığından korucuyu karotenler, folat ve C vitamini kayıplarına neden olur.





Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli