İçerik değiştir



- - - - -

İsraf


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 18.07.2006 - 20:07


İSRAF

"On dokuz yıl evveldi Stockholm'e gitmiştim.Bir otel indim.Geceydi.Sabahleyin,Traş olmak için lavaboya gittiğimde,aynanın yanında ilginç bir yazı gördüm."lütfen" diyordu,"Traştan sonra jiletinizi çöpe atmayın yanda bir kutu var oraya bırakın.Bir tek jiletle dahi olsa,İsveç çelik sanayine katkıda bulunun"Doğrusu hayretler içinde kaldım.Çocukluğumdan beri çelik eşya denince aklıma İsveç çeliği gelir.Birçok eşya üzerinde "isveç çeliğinden yapılmıştır."diye yazardı.İşte o ülke,kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini istemiyor,ona sahip çıkıyor ve gelen turistlere rica yollu uyarıda bulunuyordu.İsveç te zaman zaman ,belli periyotlarla,radyolar,tv,basın bir haberi duyurur.Şu tarihte ,şu saatte, adamlarımız gelecek .Siz lütfen hazırlığınızı yapın.Okumadığınız,ilgilenmediğiniz,kullanmadığınız ne kadar kitap,dergi, ambalaj,kutu varsa velev ki bir ilaç prospektüsü dahi olsa,kapının önüne koyun.İsveç kalkınmasına yardımcı olun.Fazla ağaç ziyanına engel olun...Beş yaşında idim,rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu.Bir tane yere düştü.Babaannem eğildi ve aramaya başladı.Sağa sola bakınıyor bulmaya çalışıyor.Çocukluk işte:"Aman babaanne boşver bir pirinç tanesi için bu kadar yorulmaya değmez" dedim.Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı,öfkeyle doğruldu."sen oturduğun yerden ahkam kesiyorsun!"dedi."Hiç pirinç üretilirken gördün mü?İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar.Bir pirinç tanesinde ne kadar insanın göz nuru,emeği,çilesi var biliyor musun?"Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.Aradan yıllar geçti.Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.Alain'in proposlarını okuyorum.Birden irkildim.Babaannemi hatırladım.Alain,"Bir insan yerde bi iğne görüp de eğilip almazsa ,bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur.Bir iğnenin üretiminde binlerce insanın alın teri,göz nuru, emeği vardır."diyordu.
Japonlar son derece basit,sade,yalın ve mütevazıyaşayan insanlardır.Evlerini mobilya,eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül edememiş,hayatın amacını kavrayamamış zavallı kimselerdir.Japon imparatorunun sarayıda böyledir;sade,mütevazı,gösterişten uzak... Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçiyor.İç ve dış borçlar sürekli artıyor.Zamanın başbakanı meclisi topluyor ve kürsüye çıkıyor.Durumu açıkça ve tehlikeleri anlatarak şöyle anlatıyor:"Şu andan itibaren Allah ım şahidim olsun ki,Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna kadar ödenmeden ,pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.Şu üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim."Dediklerini yapıyor,en üstten en alta israftan kaçınma kampanyası başlatıyor.Japonya tüm borçlarını ödüyor.Bu durumun toplumun istisnasız tüm kesimlerini kapsadığını gerek yok.Gerekmediği halde elektiriği yakmakla,suyu kapatmadan boş yere akıtmakla,yemek yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla bizde duyarsız insanlar topluluğuna katılmıyor muyuz?Hayat çok ince akıl almazincelikte ipliklerle örülmüştür.Her şey o kadar birbirine bağlıdır ki ,ilkokul kitabımızdaki bir sözü hiç unutmadım"bir mıh bir nalı;bir nal,bir atı;bir at, bir orduya savaşı kaybettirir".diyordu.Maddi durumumuz ne olursa olsun,ister zengin ister fakir olalım,hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.Bunda maddiyatıda,parayıda aşan çok büyük bir edep ve incelik vardır."(Yücel Ezergül den alıntıdır)
Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli