Umutsuzluğun gölgesinde, akşamın ilerleyen saatlerinde yine seninleyim işte. Sanırım randevuma geç kalmadım. Geldim yine, anıların yaşatılacağı anlara bırakmak üzere kendimi beklemekteyim. Sen geç kaldın, nerdesin. Anlatacaklarım var sana.
Saatlerce dans ederdik ya en sevdiğimiz parçayı koyup müzik setine sonra dalardık hani ikimizin varmak istediği güzel günlere. Birbirimizden alamazdık gözlerimizi. Ben beni benden alan güzelliğin karşısında susardım ve sen kızardın sessizliğime. Konuşmamı isterdin sabaha dek. Uykuya restimizi çekerdik de ezelden gelen uyanıklığa teslim ederdik ruhlarımızı. Ben sana emanettim Hak’tan, sense bana hediyeydin. Pembemsi hal alırdı karanlığa bürünmüş gecemiz, gündüze çalmaya başlardı ortalık, beraberken seninle. Ayrılığı aklımızın ucundan bile geçirmezdik. Zaman dururdu bir tek biz hareket halinde yaşardık sevdamızı. Mekanlar ardı sıra güzellikleri ile eşlik ederdi bize. Biz vardık güzel olmalıydı her şey ve sen vardın güzeldi her şey. Birbirimize ayrılığımıza dek tamamlayıcı kılındığımızı fısıldamıştı sanki kader bize. Uyuvermiştik kaderin fısıltısına. Bir fısıltıydı ki bu bize, ayrılığa kapımızın açılacağını unutarak ellerini ellerimde buluvermiştim. Elimde bir dünyayı taşıdığımı , ellerin ellerimdeyken yönetebileceği düşünmüştüm dünyamızı. Bulutların üzerinde kaderin tecellisinin işlevini yitireceğini düşünmek kolayımıza gelmişti zira. Ama istemsi gelişmiyordu hiçbir şey. Nitekim gelişmedi de…
Haberini aldığımda dünyamın karardığını söylediler bana. Uyandığımda ise aklımın yerinde olmadığını, kalbimim ise cılız çırpınışlarla beni yaşama bağladığını hissediyordum. Kelimelere anlam yüklemeye çalışıp seni benden yolların aldığını açıklamalarına karşın etrafımdakiler, ben kelimelerin yüklenişlerine aldırmıyor ismine takılı kalmış dilimin tesbihatına kulak kabartmıştım. Kazaydı , kaderdi. Geceymiş, yolar buzlu olduğu içinmiş. Trafik sorunu büyük bir meseleymiş, sabretmek gerekmiş. Sevdiğim gidişinin üzerine yorumlar yapıldı saatlerce. Ellerimin buz gibi olduğunu, ürperdiğimi kimse anlamadı. Anlayamazdı zaten. Susmak en iyisiydi ve sustum günlerce.