İçerik değiştir



- - - - -

Ergenekon'da Yeni Gözaltılar...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 44 yanıt verildi

#41 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 14.04.2011 - 21:32

BULUNAN BOMBA NASIL KAYBOLDU

Odatv baskını gerçekleşmeden önceki son haberimiz Zir Vadisi’nde bulunan bombalardaki şüpheler üzerineydi.(İLGİLİ HABER İÇİN TIKLATIN)

Odatv, söz konusu bombaların sarıldığı gazetelerin 2 günlük olduğunu ortaya çıkarmış, bombalar bulunmadan bir gün önce ise polislerin ABD’li polislerden eğitim aldığını kanıtlamıştı.

Sürekli tekrar edilen bombalarla ilgili olarak şok edici bir gelişme daha ortaya çıktı. Gölbaşı, Zir Vadisi ve Poyrazköy’de açık yeşil renkli sis kutuları birbirinin aynısı. 3 ayrı yerde bulunan sis kutularının rengi, stok numarası, kafile numarası, imal tarihi, menşei birbiriyle uyum gösteriyor. Bu durum aynı sis kutularının tekrar tekrar gömüldüğünü ortaya çıkarıyor.

Mühimmatı gömdüğü iddia edilen Yarbay Mustafa Dönmez’in yaptığı savunma ile ortaya çıkan söz konusu gelişmede Dönmez mahkemeden ısrarla üç ayrı sis kutularının yan yana konmasını istedi.
Emniyet, önce Gölbaşı’nda bulunan sis kutusunun kaybolduğunu söyledi. Ancak kazılarda 400 gün sonra sis kutuları ortaya çıktı. Emniyet, bu sefer sehven kaybedildiğini ve sonra bulunduğunu söyleyerek kayıtları düzeltti. Ancak bulunduğu iddia edilen sis kutusunun kafile numarası, kaybolan sis kutusundaki kafile numarasıyla uyumsuzdu.

Odatv.com




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#42 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 14.04.2011 - 22:06

BİZİM ESİR ALINAN TARAFIMIZ EN AZ VAR OLAN TARAFIMIZDIR

Ergenekon davası sanığı Teğmen Mehmet Ali Çelebi 1 Nisan günü tarihi bir savunma yaptı. Çelebi’nin savunması:

Adı “Hiçliğin dehşeti” olan ve 31 ayın çizdiği bu utanç manzarası herhangi bir suçun karşılığı değil, hukuksuzluğun adalete verdiği hesabın faturasıdır.

Bu manzaranın en büyük darbesi, adaletin bağrına basacağı hukuki kararlar alamayan, bu kararlara kanunların icap ettiği adalet ve hakkaniyet muhtevasını yansıtmayan ellere aittir.

Bu kara leke, kararlarının nihai alt katmanında insanlığın yaşamını üzerine oturttuğu güvence olan hukukun uzaktan bir yankısı dahi bulunmayanlarındır.

Milletimiz gün yüzüne çıkan “SEHVEN” skandallarının keskin kokusu ile artık “Hukuku Bekleyelim” mantığının anestezi etkisinden kurtulmuş ve bu mahkemenin hukuktan ışık yıllarıyla ölçülebilen bir mesafede konumlandığını görmüştür.

Eminim ki zamanın kaçınılmaz ilerleyişi, bu davaya doğruluğun ve vicdanların uygulayacağı sürtünme kuvvetini artıracaktır.


Hakikat adına cevap istiyorum! Tanık olmak isterken sanık yapılan; Habur’daki gibi 8 dakikada serbest bırakılmayan, iki sene sonra savunma hakkı verilen; bu iddianamedeki her noktayı çürüten, tüm sahtekarlıkları ortaya koyan kişiye, bana söyleyin! Milli vicdan adına soruyorum:

Hukuk filtrenize takılan, beni ıslah etmek istediğiniz husus nedir?

Vicdanlarınızı, içinizdeki o tarafsız seyirciyi rahatsız eden nedir?

Kamuyu tehdit edecek şekilde hangi ahlaki pozisyondan saptım?

Biliyorum ki en yüce zafer kişinin kendisini yenebilmesidir. O halde talep ediyorum:

Yanlışlarımdan ve karanlık düşüncelerimden arındırın beni…

Saf hukuk benim için kabus değildir. Kararınıza yazın ve suçlarımla yüzleştirin beni...

Erdemden pay almak istiyorum. Beni kendimi olgunlaştırarak aşırılıklarıma egemen olacak hale getirin…

Gururla taşıdığım üniformamın cennetine tek bir cehennem parçası dahi kök salmışsa temizleyin…


Bu kararnameye meydan okuyarak, onur adına, şeref adına insanlığın temsil ettiği tüm iyi hasletler adına ayakta dikildiğimi haykırıyorum. Eğer öyle değilsem, beni bundan men edin…


Daha 4 gün önce doğup Dz. Yb. Ali tatar’dan selam getirdi… Adı Zeynep… Balyoz pususundan tutuklu Hüseyin yarbayımın biriciği… O babasından bir adalet boyu uzakta. Bu uzaklığı tayin eden siz yargıçlardır. Bazen bir dirhem olur; bazen şimdiden ortaçağa uzanır.

Ben ise Zeynep’in düşüncelerini temsil ediyorum ve hücremden onun umudunun büyüklüğünü tayin ediyorum. Bu nedenle kendimi çelikten halatlarla Zeynep’in düşlerine bağlıyor, onun geleceğine sadakatimi sunuyor ve sizden tahliye istemiyorum.

Tıpkı Kore’de düşman eline düşmemek için üzerine topçu ateşi isteyen Üsteğmen Mehmet Gönenç gibi ben de üzerime hukuksuzluk ateşi istiyorum.

Koordinatları veriyorum:

Silivri Ateş Hattı

Bozguna Uğramış İnsanlık, Hukuksuzluk Suçüstü Bölgesi

Zindanlarda pusuya düşürülen silah arkadaşlarımın; çevremde birçok hayati risk taşıyacak derecede hasta olan kişilerin; avukatlığımı yaparken tutuklanan, sanık yapılan ve daha dün kanser teşhisi konulan değerli büyüğüm Avukat Yusuf Erikel’in mevcudiyeti, şu an elde edeceğim özgürlüğün değerini hiçe indirmiştir. Böylece bu talep beni kendi gözlerimde küçültür.

Tarihin beni, komutanlarını cephede terk etmek isteyen, etrafındaki insanlık dramına kayıtsız kalan bir korkak olarak nitelemesinden ziyade, onurlu bir esir olarak kaydetmesini tercih ederim.

Şimdi geçen 31 ayın kum saatini tersine çevirin. Esaret Türk askerlerine dokunamaz. Bizim esir alınan tarafımız zaten en var olan tarafımızdır. Bizim asıl var olan tarafımız bedenlerimize sığmayarak taşan, ülkemizin sonsuzluğunda nöbet tutan ruhumuzdur. Ve tarih henüz bu ruha vurulacak kelepçe üretememiştir!

Sonuç olarak yaşanan kötülükler, ödenen bedeller iyiliğe hizmet edecektir. Bizleri yakan ateş Türk Milletinin yüreğindeki vatan sevgisini tutuşturacaktır!

Mehmet Ali ÇELEBİ

Kr. Plt. Tğm.




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#43 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 22.04.2011 - 23:40

İşçi Partisi MKK üyesi Av. Nusret Senem Tahliye edildi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu Üyesi Nusret Senem’in tahliyesine karar verdi.
İlk kurşun


-----------------------------------------

Bakalım yargılayıp terör üyesi ilan edenler haber kanallarında kaç dakika ayıracaklar bu tahliyeye...

Şimdi daha güzel izlenebilir seçim süreci... "Nasıl yaptılar bu hatayı(bırakmayı)" merak etmiyor değilim ama hayırlı olsun ülkem adına... Şimdi kabinenin ağlağı çıkar bakın biz yargıya karışmıyoruz suçu olmayan çıkabiliyor der bizde alkışlarız. Evet yaparız malız biz çünkü...




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#44 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 23.04.2011 - 09:49

28 Mart 2008'de tutuklanmış, 22 Nisan 2011'de tahliye edilmiş. Yani 3 yıl sonra. Bu demek oluyor ki Av. Nusret Senem 3 yıl boşuna hapis yatmış. Nasıl bir adalettir bu ?

#45 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 22.05.2011 - 02:30

Teğmen Çelebi 975 gün sonra özgür

13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, delil durumu, suç vasfının değişme ihtimali
ve tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak, sanık Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin
tahliyesine karar verdi.

Teğmen Çelebi, Dreyfus davasını örnek göstererek yaptığı savunmasıyla
dikkat çekmişti. Teğmen Çelebi, savunmasında, hakkındaki kararla, 1894’te
Yüzbaşı Alfred Dreyfus’un haksız tutuklanma kararı arasında paralellik
kurmuştu. Bu arada, Çelebi’nin telefonuna Hizb-ut Tahrir üyesine ait
bilgilerin polis tarafından SEHVEN eklendiği ortaya çıkmıştı.




Üç mesaj üstdeki savunmasını okuyun

Bu mesaj _RomantizmA_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.05.2011 - 02:38




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…







Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli