İçerik değiştir



- - - - -

KYOTO Protokolü


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 2 yanıt verildi

#1 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.03.2006 - 10:39


Kyoto'ya rağmen Dünya ısınıyor! 16.02.2006 Dw-World.de

Kyoto Protokolü’nün yürürlüğe girmesinin üzerinden tam bir yıl geçti, ancak getirilen kısıtlamalara rağmen, küresel ısınma devam ediyor.

Çevreci örgü Greenpeace, bu iklim değişiminin doğal felaketlere yol açtığını, milli gelirin önemli bir kısmının zararın telafi edilmesine ayrıldığına dikkat çekiyor…

11 Aralık 1997 tarihinde, Japonya’da düzenlenen bir konferansta imzalanan Kyoto Protokolü, bundan tam 1 yıl önce, 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girebildi. Bilim adamları 1980 yılından itibaren yerkürenin ısısındaki artışa ve iklimin olağan dışı değişimine dikkat çekiyorlar. Amerika Birleşik Devletleri hükümeti ekonomik gerekçeler öne sürerek protokole imza atmayı reddediyor.

Ancak uzmanlar, ekonomik kaygılarla ekolojik dengeyi etkileyen olumsuz gelişmelerin karşısında durmaktan ve denetimden kaçınan Amerikan hükümetinin, Katrina felaketini yaşadığını ve Amerika’yı kısa vadede benzer felaketleri beklediğine işaret ediyor. Greenpeace örgütünün Almanya’da yaptığı bir araştırma ise iklim değişiminin muhtelif doğal felaketlere yol açtığını, milli gelirin önemli bir kısmının zararın telafi edilmesine ayrıldığını ortaya koydu.

Doğal felaketler ve maddi zarar

Çevre örgütü Greenpeace’in araştırmasına göre iklim değişiminin neden olduğu sonuçlar, her Alman vatandaşının cebinden bin 500 Euro çıkmasına neden oluyor. Araştırmaya göre, küresel çapta havaların iki dereceye kadar ısınması durumunda milli gelirin yüzde 3 ila 5’i bu değişimin yol açtığı doğal felaketlerin giderilmesinde kullanılacak.

Greenpeace iklim uzmanı Gabriela von Goerne, iklim değişiminin Almanya’nın güneyinde aşırı yağışlara ve su baskınlarına, kuzeyde ise kıyılarda deniz seviyesinin yükseldiğini ve setlerin risk altında olduğunu belirtiyor. 2100 yılına kadar deniz seviyesinin 70 santim yükselmesinin beklendiğini belirten iklim uzmanı Goerne, dalgalara karşı daha yüksek setler inşa etmek yerine sorunla kaynağında mücadele etmeyi ve kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlardan uzaklaşmayı öneriyor.

Greenpeace iklim uzmanı Gabriela von Goerne’ye göre fosil yakıtların tüketimi, Sanayi Devrimi’nden bu yana Dünya’nın ortalama 0,8 derece ısınmasına yol açtı.

Kyoto süreci

Japonya'nın Kyoto kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Küresel Isınma Konferansı, sera etkisi yaratan gazların ortalama yüzde 5.2 azaltılmasını öngören anlaşmayı 11 Mart 1997 tarihinde kabul etti. Kyoto Protokolü, 9 Mayıs 1992'de New York’ta kabul edilen, İklim Değişikliğine Yönelik Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi'nin belirlediği ilkelere dayanıyor.

Anlaşma, Avrupa Birliği ülkeleriyle Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya'nın atmosfere attıkları zararlı gazların ortalama yüzde 6 azaltılmasını öngördü. Kyoto Protokolü, Avrupa Birliği ülkelerinin sera gazlarını yüzde 8, Amerika Birleşik Devletleri’nin yüzde 7, Japonya’nın da yüzde 6 oranında azaltmasını karara bağladı.

2008 ile 2012 yılları arasında yapılacak bu indirimlerle, atmosferdeki kloro-floro-karbon gazlarının oranının 1990'daki seviyeye düşürülebilmesi hedeflendi. Anlaşmayla büyük sanayi ülkelerinin yaydıkları sera gazlarına kısıtlama getirilirken, Avustralya'nın gaz atıklarını yüzde 8, Norveç'in yüzde 1, İzlanda'nın ise yüzde 10 artırmasına izin verildi. Kyoto konferansına 159 ülkenin temsilcisi katılmıştı.

Kyoto Protokolü, ancak 16 Şubat 2005 tarihinde, 55 ülkenin protokole onay vermesi ile yürürlüğe girebildi.
Atmosfere en fazla sera gazı salan Amerika Birleşik Devletleri hala protokolün dışında.
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#2 Serra

Serra

    I'm Back !!

  • Üyeler
  • 8.125 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:MuEno

Gönderim zamanı 07.03.2006 - 10:46

aydınlattığın için teşekkürler...
Yokluğun bu bahar biter mi ?
Ya da bu
Son;Bahar biter mi ?

#3 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.03.2006 - 10:57

Kyoto Protokolü bir yaşında

Kyoto Protokolü'nün hayata geçirilmesinin birinci yıldönümü. Küresel ısınmaya yol açtığı düşünülen sera gazlarının atmosfere salımının azaltılmasını amaçlayan protokol, şu ana kadar 161 ülke tarafından onaylanmış durumda.

Ancak, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya gibi sanayileşmiş ülkeler Kyoto'nun dışında kalmaya karar verdi. ABD atmosfere en fazla sera gazı salan ülke.

Kyoto Protokolü'nün birinci yıldönümü nedeniyle dün Brüksel'de birbasın toplantısı düzenleyen Avrupa Komisyonu'nun çevreden sorumlu üyesi Stavros Dimas, bu ülkeleri, Kyoto'yu izleyecek bir anlaşma için başlayan yeni müzakerelere katılmaya çağırdı.

Dimas ayrıca, Avrupa ülkelerinin, sera gazı emisyonlarını azaltma hedeflerini tutturacaklarına, hatta aşacaklarına inancının tam olduğunu söyledi. Ama pek çok çevreci, Avrupa ülkelerinin kabul ettikleri hedeflere ulaşabileceğinden kuşkulu.

1997 yılında kabul edilen Kyoto Protokolü, ancak geçen yıl Şubat ayında yürürlüğe girebildi, çünkü Protokol, 1990 yılı itibariyle, sera gazı emisyonlarının en az yüzde 55'inden sorumlu olan 55 ülkenin onayını gerektiriyordu.

Rusya'nın gecikmeli onaylı ardından bu rakamlara ulaşıldı ve protokol yasal açıdan bağlayıcılık kazandı.

Atmosfere en fazla sera gazı salan Amerika Birleşik Devletleri, Kyoto protokolü'ne onay vermediğini çok önceden açıklamıştı. ABD'nin ardından ikinci sırada olan Çin'in de aralarında olduğu kalkınmakta olan ülkelerden ise, sera gazı emisyonlarında azaltmaya gitmeleri için herhangi bir hedef tutturmaları istenmiyor.

Bu durumda, iklim değişikliğiyle mücadelede, sera gazı emisyon hedeflerini tutturma çabalarının başını Avrupa ülkeleri çekiyor.

Tüm Avrupa çapında 2008- 2012 dönemi içinde, 1990 yılındaki sera gazı salımı düzeyinden yüzde 8'lik bir kesintiye gidilmesi hedefleniyor. 2003 yılı rakamlarına göre, Avrupa'da 1990 yılına kıyasla, bu gazlarda yüzde 1.7 kesintiye gidilmiş durumda.

Çevreciler, şu ana dek yapılan kesintileri yetersiz bularak 2012 yılına kadar hedeflere ulaşılacağı yolunda garanti verilmesini talep ediyor.

Onlara göre, bu süre zarfında Avrupa'nın eski 15 üyesinden sadece İngiltere, Almanya ve İsveç yükümlülüklerini yerine getirebilecek.

Buna karşılık, Orta ve Doğu Avrupa'dan 8 yeni üye yükümlülüklerini çoktan yerine getirmiş durumda. Bunun bir nedeni, Doğu Bloğundaki eski ağır sanayi tesislerinin 1990'larda çökmesi.

Öte yandan ABD'deki sera gazı emisyonlarının, 2012 yılına kadar yüzde 30'dan daha aşağı olmayacak şekilde artırması bekleniyor.

Amerikan yönetimi, küresel ısınma tehdidi karşısında teknolojik bir çözüm bulunacağına inanıyor. Avrupa Birliği ise teknolojinin tek başına yeterli olmadığı, bunun ülke bazında hedeflenen kesintiler, sanayi emisyonlarına getirilen sınırlamalar ve çevre koruma yöntemleriyle desteklenmesi gerektiği inancında.

Çevre kuruluşları ise Avrupa'nın Kyoto hedeflerine ulaşmada başarılı olduğu görüşüne katılmıyor.

Bu kuruluşlar, Kyoto hedeflerinin ancak, geleceğe ilişkin yeni anlaşmalar üzerinde fikir birliği sağlanabildiği ölçüde yerine getirilebileceğine dikkat çekiyorlar.

Geleceğe ilişkin yeni anlaşmalar ise, Kyoto Protokolü tarafından belirlenen sera gazı emisyonlarını azaltma rejiminin 2012 yılında sona ermesi ardından gündeme gelecek.

Fakat Avrupa Birliği bu konuda kaybedecek zaman olmadığını düşünüyor. Çünkü, Kyoto Protokolü 13 yıl süren pazarlıkların ardından hayata geçebildi.

Bunun için devletlerin acilen önlem alması gerekiyor.Ama insanların nasıl bu kadar duyrasız olabildiklerini inanın hiç anlamıyorum ve dehşete düşüyorum..!! :P
Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli