İçerik değiştir



Atatürk Hiç Diktatör Olmadı, Keşke Olsaydı!


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 18 yanıt verildi

#1 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 06.10.2009 - 16:24


Vatan Gazatesinden Mine Şenocaklı; Senaryosunu yazdığı ''Dersimiz Atatürk'' ile ilgili olarak Turgut Özakmanla yaptığı söyleşide, Özakman, “Atatürk’ün diktatör olduğunu iddia ediyorlar, ama hiç olmadı” diyor.

Tabiki değildi. Böyle söylemek bile abuk birşey ama Tarihi okuyamayan ZIRCAHİL RAİYELEŞMİŞ (HAYVAN SÜRÜSÜ TABİRİ VAHDETTİN'E AİTTİR.) Bu vasfından dolayı Aldatılmış kandırılmış Türk halkının anlayabilmesi için ne yazıkki böyle absürüd vurgular yapmak zorunda kalınıyor.
Yepyeni devlet yaratan Atatürk bu günleri ve zamane yöneticileri görseydi belkide diktatör olmadığına bin pişman olurdu.
Buyurun Söyleşiyi okuyun.



Tam 60 yılını Cumhuriyet tarihini ve Atatürk’ü araştırmaya adayan Turgut Özakman, “Atatürk’ün diktatör olduğunu iddia ediyorlar, ama hiç olmadı” diyor. Sonra çok tartışılacak bir söz söylüyor; “Keşke olsaydı! Bir milletin kurtuluşu için 5 yıl, 10 yıl diktatörlüğe katlanılır.” Bu sözünün altını dolduruyor ardından: “Çünkü daha hızlı gitmemiz lazımdı. Halk hükümeti kurulmasına ihtiyaç vardı. Ama Atatürk kadar çalışan adam çok azdı. Yaratıcı zekaya sahip kadrolar yoktu...”

Dersimiz Atatürk neyi anlatıyor?

Bir kere Atatürk niye büyük onu bilelim. Hepimizin bilmesi lazım. Dünya tarihinde bir eşi yok. Hem vatanını kurtarıyor, hem milletini kurtarıyor, hem de emperyalizme karşı savaşıyor. Üstelik bütün bunları sıfırdan yola çıkarak yapıyor. ABD’nin eski Başkanı General Eisenhower Avrupa’ya çıktı, Almanlar’ı yendi o kadar. Şimdi adını anan bile yok. O tarihlerde Cumhuriyet ilan edildikten sonra Ahmet Emin Yalman’ın bir yazısı var. Diyor ki, “Mustafa Kemal Paşa bence Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın önderi General George Washington gibi bir köşeye çekilip kendini unutturmalı.” Nasıl bir kafadır bu. Hep de iddia ediliyor ki, diktatör olabilir. Ama hiç olmadı ki... Keşke olsaydı!

Neden?

Bir milletin kurtuluşu için 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl diktatörlüğe katlanılır. Keşke olsaydı, çok yavaş gitti. Hızlı gitseydi, daha çok şey yapsaydı, bugünler çok daha farklı olurdu.

Mesela ne yapabilirdi?

Cumhuriyet kurulduktan sonra hiçbir şeye karışmıyor. Bakanları çağırıp talimat vermiyor. Öyle sersemlikler yapan bakanlar var ki, birini çağırıp azarlasa...

Hangi konularda?

Her konuda. Yani çalışan adam çok az, yaratıcı zeka yok.

Cumhuriyet kurulurken sadece 50 kişi asıldı!

‘Keşke diktatör olsaydı’ sözünüzü biraz daha açar mısınız?

Daha hızlı gitmeye ihtiyacımız vardı, halk hükümeti olmaya ihtiyacımız vardı. ‘Nef’i hazine’ diye bir tabir vardır bilir misiniz? ‘Hazinenin menfaatine’ demektir. Maliyede bir sorun çıkarsa bütün meseleler hazinenin yararına halledilir. Bu Osmanlı’dan kalma aşağılık bir anlayış, doğrusu halk yararına olacak. Biz halk hükümeti kurduk ama halk ayağına dayanmayı başaramadık. Yani, o küçük memurdan başlayarak bunu yaratamadık. Bu çok zor bir şey tabii. Yani bin yıllık bir alışkanlığı hemen çabucak bırakıp halkın emrinde olduğunu, onun hizmetkârı olduğunu anlamıyor devlet. Şimdi de anlamıyorlar.

* Birkaç yıl önce Şebinkarahisar’da konuştuğum 103 yaşındaki Bilal Dede, “Şapka yüzünden çok adam asıldı. ’Böyle devrim olmaz. Bu şapkayla namaz kılınmaz’ diyen ne kadar alim varsa biz onların cenaze namazına durduk!” diye anlatmış ve ardından da “Atatürk diktatördü amma böyle olması gerekiyordu. Bu millete onun gibi biri lazımdı. Kafasında hem akıl hem siyaset vardı. Bir daldan yaprak düşmeden o düşeceğini anlardı...” diye eklemişti. Öylesine saygı duyuyordu Atatürk’e... Bir de tanım yapmıştı, “Atatürk öyle bir adamdı ki kurt bile koyuna dalmaktan korkardı dağlarda!” diye...

Bunları söyleyen bir köylü. Duyduklarını anlatmış size... Bir kere “Devrimlere karşı çıktı” diye, asılan yok. Bunu bilin... Giyim kuşam devriminde şapka, isyan için vesile azledilmiştir üç-dört şehrimizde. Rize’de, Erzurum’da, galiba Sivas ve Elazığ’da da... Onların elebaşları, yani “Şapka giymeyiz, kafirliktir! Devirelim bu hükümeti” diyenler asılmıştır. O apayrı bir hikâyedir. Onların hepsini toplarsan da bir şey etmez. Cumhuriyet’in 50 kişinin idamıyla gerçekleştiğini, inanılmaz bir büyük devrim yaratıldığını düşünün. Bu, insanın parmağına toplu iğne batması kadar basit bir şey.

Kansız bir devrim olduğu zaten kabul ediliyor...

Kesinlikle. Çünkü sıkıyönetim yok, sansür yok. Bunlar da bir Şeyh Sait isyanında, bir de İzmir Suikasti dolayısıyla İstiklal Mahkemeleri’nde çalıştırılmıştır. Şimdi onları yazıyorum ‘Cumhuriyet’ kitabım dolayısıyla... Tam ifade metinlerini okuyunca, sonradan iyi niyetle özetlenenlerin ne kadar yanlış olduklarını ortaya koyuyorum... Öyle şeyler söylenmiş ki, onları da o özetlere koymak lazımdı ki İstiklal Mahkemeleri’nin ne kadar dikkatli, ne kadar özenerek, ne kadar saygı duyularak gerçeği ortaya çıkartmaya çalıştığı anlaşılsın. Önce insanlara vakit veriyorlar. Yani karşılarına geçirip de “Anlat!” diye başlamıyor o soruşturmanın mahkemeleri... Bizim kendi tarihimizi çok iyi, çok ciddi, çok saygı ile incelememiz lazım.

Demokrasiye geçişte İsmet İnönü çok fazla telaş etti

Atatürk’e ilginiz ne zaman başladı?

60 yıl önce... Anadolu’da yayan yürüdüğüm zaman... Ankara-Polatlı’dan Afyon’a yayan yürüdüm, 10 arkadaşımla birlikte. 1948 yılında... 30 Ağustos Zaferi’ne katılmak için Polatlı’dan toprak alıp götürmüştük Afyon’a. 10 günde gittik. Ertesi yıl yeni bir yoldan, Kütahya’dan Afyon’a bir daha yürüdüm. İşte o arada anı toplamaya başladım, derken bugünkü hale geldi.

Peki ilk yürüyüşünüze karar vermeniz nasıl oldu?

Bir dernek kurulmuştu. ‘Anadolu Oymağı’ diye... Ben o zaman Ankara Hukuk Fakültesi’nde öğrenciyim. O dernek bu yürüyüşe katılacak gönüllüler arıyordu. Biri ben oldum.

Hayatınız o zaman değişti diyebilir miyiz?

Evet. İyi ki de gitmişim. Anıları dinledik. “Kemal’in Askerleri” o anılardan kalma bir deyimdir. Ondan sonra da, param varsa kitap aldım okudum, yoksa kütüphanedeki kitaplardan defterlere yazdım. Evvela anılarla, sonra yakın tarihimizle ilgili bilgi ve yayın toplamaya başladım...

Aradan geçen 60 yılda ne öğrendiniz?

Yalnız kahraman yetiştirmiyoruz biz, hain de yetiştiriyoruz. Bunların içinde, hain de var, yalancı da var. Sırf politika uğruna bunları yapan da var. Dolduruşa geldiği için onları doğru zannedip sahibinin sesi olarak konuşan plaklar da var. Cumhuriyet kurulduğu zaman da Cumhuriyet’in düşmanları var. Onlar saraylılar, hilafetçiler... Bugünkülere bakıyorum, bazıları dinci olduğu için Atatürk’e, Cumhuriyet’e karşı. Ama gencecik adamlar var, onlar niye Cumhuriyet’e karşı? Cumhuriyeti yıkıp yerine daha ileri ne kurabilirsiniz? İnsanoğlunun yaratabildiği daha ileri bir düzen yok ki! Atatürk’ün bir sözü var; “İnsanoğlunun en büyük ümidi demokrasidir” diyor. Müthiş bir söz. Atatürk tam demokrasi istiyor. Ama biz daha kuramadık. Sanıyorum İngiltere’de var. Amerika’da söz konusu değil. Almanya’daki demokrasiye de saygım yok. 3 yıl kaldım, geçiniz. Fransa’da demokrasi olsaydı ’Ermeni kıyımı olmamıştır’ diyen birini hapse atacak kanun çıkamazdı. Demek ki yok demokrasi. Belki demokrasinin yüzde 70’i vardır ama gerisi yok.

Köy Enstitüleri’nin kapanmasında CHP’nin de yarı yarıya payı var

Bizde demokrasinin yüzde kaçı var?

Biz daha demokrasinin eşiğindeyiz. Biz seçimi demokrasinin tamamı sandık. Partiler çoğalır, seçim de yapılırsa bu demokrasidir sandık. Bunun demokrasinin onda biri olduğunu anlamadık. Tabii ki bu zorunlu, demokrasinin olmazsa olmaz bir kuralı. Ama demokrasi bundan ibaret değil. Bir kere hakikaten devletin gerçekten laik olması lazım, gerçekten bilime saygı duyması lazım.

Türkiye, Atatürk’ün kurduğu düzenin üzerine ne kadar taş koyabildi?

Biraz. Çok partili döneme geçilmesi, seçim yapılması, CHP’nin iktidarı kavgasız gürültüsüz Demokrat Parti’ye devredebilmesi bunlar bir ilerleme sayılıyor. Ama demokrasiye geçişte İsmet Paşa’nın çok telaş ettiği görülüyor. Bir an evvel demokrasiye geçilsin, o da demokrasi öncüsü olsun diye... Ama devrimleri, laikliği daha güvence altına alması gerekiyordu, büyük çoğunluk ondaydı. Mesela ‘Köy Enstitüleri’ni Demokrat Parti kapattı’ diyorlar ama yarı yarıya kapatan CHP’ydi. Son darbeyi vuran Demokrat Parti’ydi. CHP ile Demokrat Parti’nin uzlaşmadaki yetersizliğinden dolayı kapanmıştır Halk Evleri de...

Kontrol edemeyeceklerini mi düşündüler?

CHP bir devlet kurumu haline getirilmesine razı, Demokrat Parti de buna razıymış gibi görünüyor. CHP’yi Faik Ahmet Barutçu temsil ediyor. Demokrat Parti’yi Adnan Menderes... Sonra birden kopuyor. Bir kanun geliveriyor, CHP’liler de şaşırıyorlar. Ve Halk Evleri kapatılıyor. Görüşmeler yavaş yürüdüğü için... Adnan Menderes’in sabırsızlığı olabilir. Benim bütün kuşağım, biz Halk Evleri’nde yetiştik. Hiç CHP lafı falan duymadık. Parti örgütü gibi değildi Halk Evleri. Hadi tedbirli konuşayım, belki bir-iki yerde olmuştur. Ama ben Halk Evleri’nde çok çalıştım, hiçbirinde parti lafı edilmezdi. Orası bizi medeniyet için bir araya getiren bir yerdi. Artık bir daha kurulamaz. Köy Enstitüleri de, Halk Evleri de... Köy Enstitüleri Türk dehasının bir eseridir. O Köy Enstitüsü mezunlarında ne müthiş bir idealizm vardır. 8 tane adam komünist olmuşsa ne olmuş! Orduda oldu, kapattık mı orduyu? Üniversitede oldu, kapattık mı üniversiteyi? Komünist varsa, atarsın onları, biter gider. Köy Enstitüleri, Türkiye’yi kurtaracak çok büyük bir projeydi...



TURGUT ÖZAKMAN DÜN NE SÖYLEMİŞTİ?

Şeyh Sait İsyanı çok büyük talihsizlikti!

Hem Kürtler hem de Türkler için...



Kürt meselesinde Şeyh Sayit İsyanı çok büyük bir talihsizlik oldu. O çok şaşkın bir isyandı. Ne kadarı etnik isyan, ne kadarı dini isyan belli değil. Ne kadar akılsız bir iş yapılmış, ne kadar çok insan öldü. Hem Türk Ordusu’ndan hem de Kürtler’den... Üstelik Türk Ordusu’nda savaşan o kadar Kürt var ki!.. Ankara’nın Doğu’dan ürktüğü anlaşılıyor. Çünkü o dönemde İngilizler’le el altından işbirliği yapan çok Kürt var. Musul meselesinde İngilizler’den büyük bir darbe yemişiz zaten. Savaşmak gerek ama Türkiye daha yeni barışa ermiş. Yaraları yeni yeni sarılacak, savaşabilir mi? İşte tam da böyle bir dönemde isyan oluyor.

Ürküntü, korku, güvensizlik var... Yoksa Kürt halkıyla hiçbir sorunumuz yoktu. Olsaydı, Lozan’a giderken Kürt milletvekilleri ’Bizi sizden ayırmak istiyorlar. Aman ha ayırmayın!’ diye İnönü’yü uyarırlar mıydı?

Kürtler zaten kurucu millet! Asli unsur olmaktan çıkıp sığıntı mı olmak istiyorlar?

Bazı Kürtler diyorlar ki, “Lozan’da İsmet Paşa, ’Ülkeyi Türkler ve Kürtler birlikte yönetmektedir, yönetecektir’ demişti.” Doğru... Zaten öyle değil mi? Cumhuriyetin kuruluşundan beri birlikte değil miyiz? Kurucu millet onlar. Şimdi kurucu millet olmaktan çıkıp, azınlık olarak sığıntı bir millet mi olmak istiyorlar? Elbette egemen milletin bazı üstünlükleri vardır. Egemen millet, bu üstünlüklerini tabii ki zaman içersinde törpüleyerek yavaş yavaş herkesin altında yer alacağı büyük bir şemsiye yaratır. Ama bu kavgayla yaratılmaz bu şemsiye!



Atatürk’ün manevi oğlu Abdürrahim de Kürttü!

Atatürk’ün üç yaveri var; biri Çerkez, biri Kürt, biri Türk. Kürt olan Mahmut Bey, daha sonra Siirt mebusu oluyor. Mahmut Soykan... Çerkez olan Altemur Kılıç’ın dayısı Muzaffer Kılıç... Türk ise Salih Bozok. Atatürk’ün manevi oğlu Abdürrahim de, Kürt’tü. Van ve Muş çevresindeki savaştan sonra Ermeniler’in dağıtıp kestiği ailelerden geride kalan yetim ve öksüz çok çocuk var. Herkes bu çocuklara sahip çıkmaya çalışıyor. Abdürrahim’i de 5 ya da 6 yaşında alıp annesi Zübeyde Hanım’ın yanına İstanbul’a gönderiyor Atatürk. ’Bu bizim evladımız olsun’ diyerek...

YARIN: Özakman’ın, ’Eğer o konuda bir günahı varsa benim olsun’ dediği Atatürk’ün insani zaafı ne?

#2 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 06.10.2009 - 18:01

10 Kasım yaklaşıyor ya Atatürk tacirleri reklamlara başladılar. :mad1:

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#3 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 06.10.2009 - 18:44

10 Kasım yaklaşıyor ya Atatürk tacirleri reklamlara başladılar.


Wale

Kendimi Tuttuğum halimle konuşacağım.
Nankör insanların kurabileceği olağan bir cümle kurmuşsun.
Tarafından uyarılmak, Engellenmek istemiyorum. SUSUYORUM.
Atatürk'ü Artık Tarih kitaplarından çıkaralım.Reklam ajansları canları nasıl isterse öyle tanıyalım

Ne gariptir ki, AB'ye üyeliğe başvurarak bütünleşmek istediğimiz Batı, bize Atatürk'ten vazgeçmemiz gerektiğini söylemektedir. Bu, yalnızca herhangi birinin önerisi ya da herhangi birinin herhangi bir konferansta söylediği bir söz değil, Avrupa Parlamentosu'nun raportörlük görevi verdiği Arie Oostlander'ın iki raporunda da vurgulanan bir istektir.

Oostlander'ın, birinci raporunda, "Atatürk'ten vazgeçin, sizi içimize alalım", ikinci raporunda ise "Laiklikten vazgeçin sizi içimize alalım" demişti.

Atatürk'ü doğru ve dikkatle okumak gerekmektedir. Atatürk, İslam ülkelerindeki siyaset dincilerinin iddia ettiği gibi, İslam'ı ve Müslümanları Batı'ya teslim etseydi, 2000'li yıllarda Avrupa Parlamentosu, Türkiye'yi kabul etmek için, "Atatürk'ten vazgeçin" demek yerine, bunun tam tersini söylemez miydi??????????????



Atatürkü takvim yaprakları arasındaki mürekkep kırıntılarına hapsedildiğini zanneden Walale. AB'Korosunun söylediği şarkının melodisinin notalarına çok iyi basıyorsun .
DETONE'de yok BENDEN 10 puan

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 06.10.2009 - 18:51


#4 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 06.10.2009 - 19:09

Önyargının nasıl kötü birşey olduğunun ispatısın waranko.

Ben Atatürk'e değil, üzerinden tonlarca para kazanma hırsıyla yüklü insanlar üzerine yazdım.

Ayrıca Atatürk ve Turgut ÖZAKMAN ile ilgili ne düşünüp ne düşünmediğime dair forumda geçmişe yönelik bir araştırma yaparsan ne zannedip ne zannetmediğimi çok net görürsün.

Ata'yı banknot'a çevirenlere tepkiliyiz diye bizi Ata düşmanı ilan edip harcama şimdi : )

Ancak Atatürk'ü bir vitrin olarak kullananlardan olmadığımızdan senin bu yanlış anlamanı ve algılamanı da mazur görüyorum. : )

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#5 tarkan

tarkan

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 163 Mesaj

Gönderim zamanı 06.10.2009 - 22:09

10 Kasım yaklaşıyor ya Atatürk tacirleri reklamlara başladılar. :P


Waranko
Bu tacir denilen zat senden başka kim ola ki. Sende mi Atatürkün arkasına saklanıyorsun. Sen Din tacirlerinin Allahın arkasına saklandığını söyleyip durursun. Şimdi 10 Kasım geliyor Atatürke methiyeler dizmeye başlamışsın.Bak bunları ben söylemiyorum . WaLe açık ve net yazmış.
''10 Kasım yaklaşıyor ya Atatürk tacirleri reklamlara başladılar.''diye söylenip duruyor.
Hayırlı uğurlu olsun Reklamın iyisi kötüsü olmaz kişiyi de bağlamaz . Söz konusu olan Atatürk bilem osada. Türk halkına çok yabancı olan bu zat yani Atatürkü reklam etmek gerekirki halkda tanısın.Şimdi tv de reklamlar başladı Atatürkü reklam ediyorlar gidip bu zat ne halt etmiş reklam edeyim.

#6 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 06.10.2009 - 23:25

Şu Çılgın Türkler ile ilgili düşüncelerimi

Kitabın bu ülke sınırları içerisinde yaşayan her Ailenin evine girmesinin ve her Türkiye vatandaşının okumasının gerektiğine inanıyorum..

şeklinde belirtmiştim.

Turgut ÖZAKMAN 1930 doğumlu yani 79 yaşında

Şu Çılgın Türkler yaklaşık 170 bin, Diriliş ise yaklaşık 240 bin adet satıldı ve kitaplar 22 lira dan satışa sunuldu. Akabinde Türkiye de en çok kazanan yazarların başında geldi.

Amaç salt olarak Çanakkale, İstiklal Mücadesi ve Atatürk'ü insanlara öğretmek, tanıtmak, anlatmak ise kitap niye 22 lira diye sorarım ben.

Film'in amacı yeni nesile Atatürk'ü en iyi şekilde anlatmak ise bilet ücretlerinin diğer vizyon filmlerin fiyatına eşit olacak ise kusura bakmayın şüphelenirim ben.

Birde bu ülke de Atatürk'ün reklama ihtiyacı yok, rahat bırakılmaya ihtiyacı var. Ama birilerinin paraya çok ihtiyacı olduğundan asla rahat bırakılmayacak çeşitli projelerle bir meta gibi önümüze fiyatı karşılığı defalarca sunulacaktır.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#7 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.10.2009 - 12:28

Söyleşimiz boyunca çarpıcı açıklamalar yapan Turgut Özakman, yine çok tartışılacak bir saptamada bulunuyor: “Müslüman Türkler için iki Mustafa vardır; Hz. Muhammed Mustafa ve Mustafa Kemal.” Özakman, Atatürk’ün halktan gördüğü inanılmaz saygı ve sevginin Hz. Muhammed’e duyulan saygı ve sevgiye benzer olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Tabii ki Hz. Muhammed çok büyük bir peygamber, onun yeri başka. Ama ondan sonra Doğu’nun kahramanı, Müslümanların kahramanı Atatürk. Ondan daha büyüğü olmadı...”

Senaryosunu yazdığınız Dersimiz Atatürk filminin çok tartışma yaratacağı kesin. Şimdiden Can Dündar’ın ’Mustafa’ filmine bir cevap olarak yapıldığı iddia ediliyor. Öyle mi?

Hayır. Ama şu da var; Batılılar genel olarak Atatürk’e saygımızı, vefamızı anlamıyorlar. Tarihlerinde böyle birisi yok çünkü. Anlamayan bazı yurttaşlarımız da var ne yazık ki! Çünkü tarihimizi doğru bilmiyorlar. Bilseler bu haksızlığı ve vefasızlığı yapmazlar. İşte bu film gerçekleri anlatacak.

‘Mustafa’ filmi yapılmasaydı yine yazar mıydınız bu senaryoyu?

Yazardım. Çünkü bir sürü insan gelip gidiyor bana, “Atatürk filmi yapmak istiyoruz. Şöyle mi yapalım, böyle mi yapalım?” diye danışıyor. Ben de onlara dostça yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlardan biri de Serkan Balbal... Bir gün “Ya, niye siz yazmıyorsunuz da biz çekmiyoruz bir Atatürk filmi” dedi. Böyle başladık.

‘Dersimiz Atatürk’ün farkı ne olacak?

Bizim filmimiz iddiasız, tartışmaya açık bir yanı yok. Başta Atatürk’ün hayatının özeti var. Sonra onun çocuklara, öğretmenlere, eğitime ve doğaya duyduğu sevgiyi, saygıyı veriyoruz. Çocuklara Atatürk’ün bu insan tarafını anlatıyoruz. Tabii ki Atatürk’ün bir sürü insani nitelikleri var. Ama bu film yalnız bu niteliklerini anlatıyor.

Bir örnek anlatabilir misiniz?

Daha çevreciliğin adının zihinlerin ucunda bile bulunmadığı tarihte, Atatürk çınar ağacının büyümesine engel oluyor diye, Yalova’daki evi 5 metre ileriye taşıyan bir adam. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir şey. O çınar ağacı da, ev de anıt gibi duruyor hâlâ. Temelini kazıp evi raylar üzerinde 5 metre kaydırıyorlar. Yıl 1934! Atatürk işte böylesine doğaya saygılı.

O kadar çok örnek var ki!

Mesela?

Bir gün yolda giderken birden bire arabayı durduruyor ve soruyor, “Burada bir iğde ağaçı vardı ne oldu?” diye. Kesilmiş. O kadar üzülüyor ki, “Durup dururken bu iğdeden ne istediler?” diye... Veya öğretmenlere olan saygısı. Bir gün bir sınıfa giriyor, öğretmen de yerini ona bırakmak istiyor, oturmuyor ve diyor ki, “Sınıftaki en büyük insan öğretmendir.” Biliyorsunuz Kenan Evren filan bir vilayete gidince hemen valinin yerine, sınıfa girince öğretmenin yerine oturur ya, Atatürk asla oturmuyor... Herhalde onlar da tarihimizi bilselerdi yapmazlardı! Bizim bir şey bildiğimiz yok. Cumhuriyetin sefasını sürüyoruz...

Hedef kitleniz çocuklar mı sadece?

İlköğretim ama öğretmen de birlikte gidecek, abisi, ablası da birlikte gidecek. Anne babası alıp götürecek, filmin onları da tatmin edecek bir seviyede olmasına dikkat ettik. Bu filmden herkes küçük de olsa bir ders alacak... Biz dahisi çok bir millet değiliz. Atatürk’ü kavramak kolay bir iş değil; çok zeki bir adam. Okuduğu kitap sayısı 4 bin. Dersini çalışır gibi altını çizerek, bir yandan notlar yazarak okuyor. Şimdi üç kitap okumuş kendilerine bilim adamı diyenler çıkıp Atatürk hakkında konuşuyor. Bilim adına utanıyorum. Yakın tarihimizi bilmek zorundayız. Bakın ben Atatürk’ü gördüm. Demek ki hemen bu kadar yakın bir tarih.

Nasıl gördünüz?

Bakırköy’e gelmişti. Bir araba, bir de önünde sepetli motosikletle. O kadar! Bir kendi arabası, bir de sepetli motosiklet. Viyana Gazinosu’na girdiler, dondurma yediler, polisler de kapıda bekledi. Halk bir anda yanına doluştu. Alkışlar arasında geçti-gitti...

Siz kaç yaşındasınız o zaman?

1937 yazıydı, demek ki 7 yaşındayım.

Ne hissettiniz gördüğünüzde?

Atatürk’ün halktan gördüğü o inanılmaz saygıyı, inanılmaz sevgiyi sizin yaşınıza anlatmak kâbil değil. Yer yerinden oynuyor. Çünkü imkansızı başarmış büyük bir insan. Türkler için iki Mustafa var; bir Hz. Muhammed Mustafa var, bir de Mustafa Kemal. Evet, bu Müslüman Türkler için böyledir. İlki, tabii o çok büyük bir Peygamber, onun yeri başka. Ama ondan sonra Doğu’nun kahramanı, Müslümanların kahramanı, ta İslamiyet’ten bugüne kadar en büyüğü Atatürk; daha büyüğü olmadı. İşte bütün o mazlum, sömürülen zavallı milletlere, Milli Mücadele çok büyük bir örnek olmuştur. Bu ülkelerin çoğu bizden sonra Cumhuriyet’e döndü. İşte, Cezayir, Tunus, Mısır, Hindistan’ın büyükçe bölümü, özellikle Hindular. Sonra Fas... Fas’ta Müslüman da vardır, Hıristiyan da... Hıristiyanlar da bu Milli Mücadele’den yararlanıp zincirlerini kırmışlardır.

Diyeceğim, Atatürk’ün, yalnız Türkiye’ye değil, dünyaya yaptığı etki de çok önemli. Fransız siyaset bilimci Maurice Duverger diyor ki, “Üçüncü Dünya Ülkeleri için tek model Kemalizm.” Zaten aklın yolu birdir. Şimdi bakıyorsunuz, sermayeniz yok, uzmanınız yok, potansiyeliniz yok. Tüm Türkiye’de 42 bin köy var, ama birinde bile okul yok. Bir düğme, bir toplu iğne bile üretemiyorsunuz. Köylüler 4 bin yıl öncesinin yöntemiyle toprağı sürüyor. Türkiye Orta Çağ’da... Ne yapacaksınız? İşte ne yapıldıysa Atatürk yaptı ve örnek oldu.

Atatürk çapkınlık yaptıysa günahı benim olsun!

Mustafa filmi “Atatürk insani zaaflara yer vermişti. Ve en çok da bunlar tartışıldı. Sizce Atatürk’ün insani zaafları yok muydu?


Olmaz olur mu! O ne ilah, ne üstün insan; düpedüz bizim gibi. Elbette zaafları var! İçki içiyor. Bu bir zaafsa zaaf. Bunu da bilerek isteyerek içiyor. Neşelenmek için içiyor. Kafasını daha sakinleştirmek için içiyor... Çok kahve içiyor, bu da bir zaaf. Çok sigara içiyor, bu da bir zaaf.

Kadınları seviyor...

Kadınları sevdiği konusunda, saygısından bahsedilebilir. Bazı kadınlara da ilgi duyduğu söylenebilir. Hiç olmazsa biz ikisini biliyoruz, biri Fikriye’ydi, Allah rahmet eylesin hayatının sonu hiç iyi olmadı. İkincisi Latife Hanım, severek evlendi, ama yürümedi. Ayrıldıktan sonra tek kimseye onu eleştirtmedi ama. Nitekim, Latife Hanım da aynı saygıyı gösterdi.

Fikriye Hanım ve Latife Hanım dışında Atatürk’ün hayatında başka kadın yok muydu peki?

Bakın Atatürk hiç içki içtiğini saklamıyor, üstelik Türkiye’de, Müslüman ülkede. Ama kadınlar konusunda konuşmuyor. Demek ki bu konunun açıklanmasını istemiyor. Çünkü istemese içkisini de saklardı. Bu sessiz bir vasiyet, öyle diyelim. Çünkü uydurulunca çok şey uydurulur, arkası gelir. Keşke çapkınlık yapmış olsa, helal olsun ya, bu konuda bir günahı varsa o günah benim olsun! Ne günahı olacak ki! Adam değil mi, erkek değil mi, sağlıklı değil mi?

http://haber.gazetev...263216/1/Gundem

#8 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 07.10.2009 - 13:05

Sevgili WaLe

10 Kasım yaklaşıyor ya Atatürk tacirleri reklamlara başladılar.

Altı doldurulmamış, havada öylece sallanan, her yöne çekilmeye müsait bir cümle.

özellikle ''reklam'' ve ''tacir''sözcükleri orada maksadını aşmış, farklı olarak her yöne çekilebilecek bir mana arz ediyor.

Bu cümleye buradan bakarsak, Burası Patagonya sizler de patagonyalı. Ben de buradan sizlere Atatürkü tanıtan (reklam eden) birisiymişim gibi gözüküyor.

Var oluşumuzu Atatürke ve ona yürekten inananarak omuz verip, yola çıkmış insanlara borçlu olduğumuza, Bazı kendini bilmezler, içinde bulunduğumuz şu günler de İnkar ediyor.
Saptırılmış, yalan yanlış yazılarla, geçmişte olduğu gibi bugünde, Bilinçli olarak Atatürk düşmanlığı yaratılmak isteniyor.

Savaştan yeni çıkmış(Birinci Dünya) yorgun, perişan, aç insanlar bütün bu olumsuzluklara rağmen, derin acılar içinde kıvranmasına rağmen, HALİFEYE değil Atatürke İNANMIŞ, yeniden ve tekrar ayağa kalkıp savaşmış şehit ve gazi olmuşlar. O isanlar ona İnanmış. İnanmış ki başarmışlar.
Bu insanlar da İnanmalı demiyorum. Olabilir, İnanmayabilir. Merhum olmuş birisinin arkasından Küfür edip aşağılamalarına, açık ve direkt yazı yazarak veye söylemlerimle kızıyorum. Çünkü Beni en çok üzen, işte burası.

Bu günlerimizi o günün Türk halkına borçlu olduğumuzu bir an bile unutmadan yaşayan birisi olan beni, anladığınızı buradan görüyorum.
Daha önce yazılmış ve size ait olan ALINTILADIÐINIZ bir yazıda ki ifadelerinizden de sizin maksadınızın ne olduğunu yine buradan görüyorum...
Önemli olan anlaşmak.

Atatürkü tanımak tanıtmak eleştirmek başka şey. tacirliğine soyunup reklam etmek başka bir şey hasas bir durum olduğundan tepkimin nedeni birşeyler anlatmakdı. Yazınız da buna vesile oldu. Zamanımızı boşa harcamamış olduk.Burada önemli olan da bu zaten.

Yukarıda altını çizerek koyu harflerle bahsettiğim gibi filmin vizyono girmesi ile ilgili olarak tarih ve zamanı beni ilgilendirmiyor. O günün anısına özel olsun diye düşünmüş olabilirler. Atatürk'ü sevmeyen zaten gitmeyecektir. Seven de o gün gidemese bile daha sonra mutlaka gidecektir.

Kitabın ve Filmin hazırlanışı BELGELERE DAYALI BİR ARAŞTIRMA BİR EMEK VE ZAMAN GEREKTİRDİÐİNDEN maliyetinin ne oldğunu bilemediğimden birşey söylemeye yorum yapmaya kendimi yetkili hissetmiyorum.
Dediğiniz gibi maliyetin çok çok üstünde bir faydalanma var ise bu hem ahlaki hemde etik açıdan hoş karşılanacak bir durum değildir. Bu konudaki hassasiyetinizi anlıyorum.

Fakat şu gerçek ki ABD-AB Büyük Paralar harcayarak Atatürk'ü Türk Halkının ve Müslüman dünyasının gözünden düşürmeyi BAŞARDI.
Şimdi Türk halkının YÜREÐİNDEN düşürmek için uykularını kaçıran günlerini karartan Atatürkü KALPLERDEN düşürmek için var gücüyle geceli gündüzlü çalışıyorlar.

İslam dünyası, Mustafa Kemal Atatürk'ü, Müslümanları ve İslam'ı Batı'ya bağladığı için eleştirmiştir. Oysa Atatürk, "Batılılaşacağız" ifadesini hiç kullanmamıştır. Tam tersine, her fırsatta, emperyalizmi, kapitalizmi, sömürgeciliği eleştirmiş; Batı'nın ruhsuzluğunu, ikiyüzlülüğünü, hatta zaman zaman namussuzluğunu en ağır ifadelerle göstermiştir.

İslam dünyası ve Türk halkı şimdi HAÇLILARLA Kol kola vermiş ATATÜRKDEN vaz geçelim AB'ye girelim diyor.
Yiyorsa giren girsin alan alsın. Yersen yani.(Merkel ve Sarkozy diğerlerine göre daha açık sözlü ve drüst davranıyorlar)

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 07.10.2009 - 14:38


#9 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 07.10.2009 - 13:08

Sevgili Tarkan

Sana inanmıyorum. Sendemi Brütüs diyorum.
Bu arada latifeni de anlıyorum...

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 07.10.2009 - 13:09


#10 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 07.10.2009 - 19:06

Sevgili waranko

Turgut ÖZAKMAN'ın kıymetini kimse bilmezken, Şu Çılgın Türklerin daha esamesi okunmazken, Turgut amca daha şöhrete kavuşmamışken biz Eskişehirliler oyunlarını zevkle izler kitaplarına çok paralar vererek Kütüphanelere kazandırma savaşı verirdik.

Bir Romantika eseri vardır ki Elif ŞAFAK'ın Aşk'ına takla atırır.

Bir "Vahdettin, M. Kemal Ve Milli Mücadele" isimli eseri vardır ki kalınlığından kitabın kapağını açmak cesaret ister ama merakın varsa nasıl bitirdiğini anlamazsın.

Turgut ÖZAKMAN'ın 50 yıllık araştırmalar ve çalışmalar neticesinde sahip olduğu bilgi birikim ve arşivin maddi bir karşılığının olabileceğini düşünmeyenlerdenim.

Ancak 79 yaşına gelmiş birinin sahip olduğu bilgi ve birikimin bu yaştan sonra servete dönüştürme girişimlerini yakışıksız ve şık bulmuyorum.

Bir kitabın kaça mal olacağını ve yayın evlerine % kaç iskontolu geldiğini iyi bilenlerdenim.

ve 22 lira verip kitabı okumak isteyip alamayan bir çok kişiler için ÖZAKMAN kitaplarını geri almak koşulu ile Kütüphane hizmetine sunan biriyim.

Atatürk putlaştırmadığımız sürece kimsenin Atatürk ile bir sorunu yok bu ülkede ve islam aleminde.

İslam alemi demişsin Amin Maalouf "Çivisi Çıkmış Dünya" kitabında Atatürk'e onun Türkiye Cumhuriyetine öykünüp onu örnek alan islam dünyasındaki liderler ile ilgili somut bilgiler veriyor.

Hiçte senin sandığın veya sana öğretilen gibi değil. Atatürk'ün İslam Dünyasında ki yeri çok saygın hemde ummadığın kadar saygın !

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#11 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 08.10.2009 - 13:04

Hiçte senin sandığın veya sana öğretilen gibi değil. Atatürk'ün İslam Dünyasında ki yeri çok saygın hemde ummadığın kadar saygın !


Sevgili WaLe

İslam dünyasının içinde BULUNDUÐU BU GÜN ki durum da bana somut bilgiler veriyor.

Yok eğer!!
.Kurtuluş savaşı yıllarından bahsediyorsan o günlerde İslam dünyasının tamamı esirdi fakat Mustafa Kemale de hayrandı. Mücadelesini de Yakından takip ediyorlardı.
O yıllar Türkiye’nin de esir olmasına ramak kaldığı yıllardı.
Ogünlerde Başta Mustafa Kemal olmak üzere, Anadolu'da düşmana karşı savaşan diğer paşaların resimleri elden ele, yine onlar hakkında yazılmış olan şiirlerle destanlar da dilden dile dolaşıyordu.

Pakistan'ın milli şairi Muhammed İkbal 'Mustafa Kemal Paşa'ya Hitap'başlıklı şiirinde,

'Takdirin gizli aleminin sırlarını bir milletin hikmeti, aklı ve idraki sayesinde öğrenebildik.
Aslımız, rengi uçup gitmiş bir kıvılcım iken, onun bir bakışı ile cihanı aydınlatan güneş haline geldi.
Araplar dinin temsilcisi olduklarını söylerlerken gönüllerinden aşk kavramını çıkartıp atınca, bu hata yüzünden dünyaya rezil olduk.
Atın nereye kadar giderse oraya git ve kaygı duyma! Biz, bu meydanda tedbir ve kaygı yüzünden defalarca mat olduk!' diyor,

Çoğu evler de bu şiirle beraber halk sanatkarlarının veya yerel sanatçların çizdiği Atatürk Resimleri asılı dururdu.
Bu resimler estetikten uzak ama inanç ve hasret tarafı ağır basan samimi resimlerdi.

Mustafa Kemal mücadeleye başlarken Atını sürmek istediği noktayı da ta başından belirlemişti zaten, durması gereken noktada da durmuştu..

Şimdi senin dediğin doğruysa İslam dünyasının bu perişan durumu nedir? Hal ve Durumları Atatürk’ün görüş ve düşüncelerine tamamıyle ters yönde iki zıt kutup gibi.

İslam dünyasının içinde BULUNDUÐU BU GÜN ki durum da bana somut bilgiler veriyor.

Topraklarının altındaki servete (petrol) rağmen çeşmenin yanında susuzluktan ölüyor. Esir, ezik, zelil, oradan oraya sürülen itilen kakılan sürülen bir gruh. Bu görüntü de olanlar Atatürkü sevebilir mi?
Ne olmuş da böyle olmuşlar bunu ben ilk yazımdan itibaren bu topikde ısrarla yazdım. Tekrar okumanızı tavsiye ederim.

Bütün islam Alemine şöyle bir bakın !!!!Hiçbir bilgi üretemiyoruz
Tuvalet kağıdından arabaya, uçaktan, uzay aracına kadar hiçbirşeyde emeğimiz yok asalak olarak yaşıyoruz.
Cennetide kimseye bırakmıyoruz.
Allahın Cennetine de Yan gelip yatarak gireceğimizi zannediyoruz.
Allah Kimleri cennetine alacağını çok iyi biliyor.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 08.10.2009 - 13:14


#12 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 08.10.2009 - 18:22

Atatürk'ü bir tek Kemalistler sever psikolojisinden bir çıkabilirseniz, toplumların Atatürkü sevmemeleri fikrini savunmak için bahaneler üretmezsiniz.

Atatürk'ün İslam coğrafyasında yeri saygın demek, İslam dünyası Atatürkü örnek alıp önder olarak görüyorlar demek değildir.

Şu anki durumları Atatürk ile ilgili fikirlerini anlaman için somut hiç birşey vermez.

Sana Amin Maalouf "Çivisi Çıkmış Dünya" yı şiddetle tavsiye ediyorum.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#13 tarkan

tarkan

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 163 Mesaj

Gönderim zamanı 08.10.2009 - 23:57

Bütün islam Alemine şöyle bir bakın !!!!Hiçbir bilgi üretemiyoruz
Tuvalet kağıdından arabaya, uçaktan, uzay aracına kadar hiçbirşeyde emeğimiz yok asalak olarak yaşıyoruz.


waranko
Aynen. Doğru söze başka ne denir ki.

Sana Amin Maalouf "Çivisi Çıkmış Dünya" yı şiddetle tavsiye ediyorum.

WaLe
Bize tavsiye etmiyormusun? Ama Okumayı çok isterdim.

#14 Hammurabi

Hammurabi

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 1.804 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Di li Geçmiş zaman. hani şu uğruna cihan değen var ya...
  • İlgi Alanları:İlgilenmeye değecek HERŞEY.

Gönderim zamanı 08.10.2009 - 23:59

çare ne peki bir allahın kuluda şunu açık açık desin din mi değiştirelim ne yapalım ???
Beni övücü sözleri bırakınız geleceğe dair planları konuşalım.
(Mustafa Kemal ATATÜRK)

#15 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 09.10.2009 - 00:07

WaLe
Bize tavsiye etmiyormusun? Ama Okumayı çok isterdim.


Merakın var ise tabiki ederim tarkan, Arap dünyasını sosyolojisini ve siyasetini çok iyi analiz etmiş Amin Maalouf.



çare ne peki bir allahın kuluda şunu açık açık desin din mi değiştirelim ne yapalım ???


Sorgulayan, araştıran ve üretken beyinler yetiştirin. Daha küçücükken çerçevelemeyin zihinlerini olabildiğince açın algılarını olabildiğince.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#16 Hammurabi

Hammurabi

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 1.804 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Di li Geçmiş zaman. hani şu uğruna cihan değen var ya...
  • İlgi Alanları:İlgilenmeye değecek HERŞEY.

Gönderim zamanı 09.10.2009 - 00:09

bunu sana yapma diyen kim allahın mı nebin mi kitabın mı yoksa başkaları mı hangisi sorgulama diyor yada at gözlüğüyle bak diyor İSLAM mı ?
Beni övücü sözleri bırakınız geleceğe dair planları konuşalım.
(Mustafa Kemal ATATÜRK)

#17 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 09.10.2009 - 00:23

Sorun dinde değil, hiçte olmadı zaten : )

Sorun dini nasıl yaşayacağına karar veremeyen veya yanlış karar veren insanlar.

Sorun çağdaşlığa, değişime ve reformlara bir bahane uydururak direnç gösteren insanlar.

Sorun dinde felsefeyi red eden olaya skolastik yaklaşan insanlar.

Sorun Gazali'ye itibar edip İbni Rüşd'ü hafızalardan silmeye çalışan insanlar.

Sorun Farabi yi cümle içinde bile kullanmaktan kaçınan insanlar.

Sorun dogmaları rasyonaliteye tercih eden insanlar.

Sorun dinde değil, hiç olmadı da zaten

Sorun insanlarda.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#18 Hammurabi

Hammurabi

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 1.804 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Di li Geçmiş zaman. hani şu uğruna cihan değen var ya...
  • İlgi Alanları:İlgilenmeye değecek HERŞEY.

Gönderim zamanı 09.10.2009 - 00:40

bu tarz insanlar hep oldu hep olacak çözüm nedir sürü haline gelmişiz sana bir hikaye anlatayım
adamın biri bütün din ilimlerini hocasından öğrendikten sonra vazife almak için müsade ister
hocası da dur gitme sana bir süre de siyaset öğreteyim der
öğrenci ise ne gerek var hocam ben allahı ın ilmini öğrendim siysaeti ne yapayım ben gerçekleri söylerim herkes de inanır bana der
ve yola koyulur görev yerine
gittiği yerde ilk namaz esnasında namazı kıldıran şahsın yanlış yaptığını hemen farkeder ve sonunda müdahale eder
sen yanlış yapıyorsun bu böyle olmaz der apaçık
uyanık imam sonunun geldiğini anlar bir bilen olduğunu çözer ve hemen kalabalığa seslenerek ey müminler bu adam kafirdir nifak sokuyor der
cemaat de hiçbişey demeden alime saldırır yaka paça eder köyden kovarlar
alim hocasına döner hocası sana demedim mi der ve alıkoyar ve siyaseti öğretir
gel zaman git zaman geçer ve aynı köye geri döner başka bir kılıkla bizim alim
uyanık imam gine yanlış yunluş tekerini çevirmektedir
bizim alim namazdan sonra çoşkuyla bu imöamın ellerine sarılır öper öper ve cemaate haykırır hocanız ermiş kişidr sakalı öpülesi sevilesi bir varlıktır her kim ki sakalından bir tüy yola cenetliktir
cemaatin uyanık imamı ne hale getirdiği sanırım malumunuzdur
biz tamamen bu haldeyiz ve biz ne zamandan beri muaviye yi halife yaptık işte o zaman kaybettik senin sorun dediklerini bende biliyorum nacizane katılıyorum da sürüleri
yönetmek zordur insanları yönetmek daha da zordur ama sürüleşmiş insanları yönetmek en zorudur bu konu burayı aşar arkadaşım.
Beni övücü sözleri bırakınız geleceğe dair planları konuşalım.
(Mustafa Kemal ATATÜRK)

#19 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 09.10.2009 - 16:07

bu tarz insanlar hep oldu hep olacak çözüm nedir sürü haline gelmişiz


Önce şunu bilmeliyiz.
Allahın ilk vahyi Akıl ilk emri de Oku'dur.

Kur'an Aklını işletmeyenlerin üstüne PİSLİK İNDİRİR diyor Yunus (100)
Buradan Haraketle Akıl Hurafeye izin vermez. Hurafeye izin veren Aklına pranga vurmuş aklını esarete bağlamış demektir.

İslamiyet akıl dini denir ya, işte akıl dinine yaklaşım bence bu şekilde olmalıdır.

Hurafelerden uzak, sorgulayan, geçmişin, şimdinin ve geleceğin yani tüm zamanların dini olmalıdır.

Ay" a ilk adımın, insanlık için çok büyük adımın gerçek müslümanlar ışığını Kuran-ı Kerim"den alarak Allaha ulaşma yolunda, bilimin ve fennin ışığında geleceği tasarlamalıdır.

Önümüzdeki 20 yılda Mars"a, 100 yılda başka gezegenlere gidebilme hedeflenerek, Allah"a daha da yaklaşmış bir şekilde tüm insanlığa İslamiyetin akılcılık yönü anlatılmalıdır.

Neden Mars"a giden bir Müslüman olmasın? Neden ?

Allah, Higgs boson parçacığında ve galaksilerdedir. O, ne sadece yerde, ne de göktedir. Allah, mikro evrenden, makro evrene kadar her yerdedir.

İmamı Azam Ebu Hanife 'nin gittiği yol da bu yoldur. İnsan olmanın gereği aklını kullan demiştir. Bu büyük İhtişam bu düşüncesini hayatıyla ödeme pahasına asla taviz vermemiş zindanlarda işkence altında ölmüştür.





Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli