Ramazan'a Özel İrtica Haberleri Neden Yok Bu Sene.
#21
Gönderim zamanı 05.09.2009 - 13:29
Sakıncası mı var yazdığımın?
Çok da tın..
...
#22
Gönderim zamanı 05.09.2009 - 13:34
Ramazan çadırında yemek yiyecek insan bulamadığın da mutlu olmazmısın. Çünkü bu sana insanların artık, sırtı pek karnı tok demek mansına gelmez mi?
(bağcılarda bi iftar çadırı var Türkiyenin en büyük çadırıymış bizzat gözlerimle gördüm ve acaip eğlenen bi sürü insanla tıka basa doluydu Gayet toklardı ve çadır içersindeki lunapark ya da kitap evlerinde vakit geçirmek ya da konser gösteri izlemek keyif verici )
Önce insanları işsiz güçsüz, aç açık,ser sefil, bırak 11 ay arayıp sorma sonra 1 ay bak. Yani Ramazan çadırlarını kur.
( Herşeyi devletten bekleme asalakdan ne farkın kalır çalışan nasıl çalışıyo, kazanan nasıl kazanıyo? Önce çaba sora destek.. Kaldı ki onu da yapmasınlar bari 12 Ay unutsunlar ne güzel mantık )
Bu mübarek ay bitiyor. Aç uyuyan çocukları artık hiç kimse sormuyor. . (sen sordun mu? ne yaptın mesela?)
edit: çok karmaşık olmuş düzenledim
Sen Sadaka kültürüne okadar alışmısın ki .
AMA Televizyon Kameraları insanların üzerine zumlarken bu kişiler KIZARMIŞ SURATLERINDAKİ ACI İFADE İLE masanın altına girmek için can atırtorladı
Sen öyle san
#23
Gönderim zamanı 05.09.2009 - 13:39
...
#24
Gönderim zamanı 06.09.2009 - 17:26
TARKAN.
İftar Çadırları ve Sadaka Kültürü
Her yıl Ramazan ayı ile birlikte başta büyük kentlerde olmak üzere, Anadolu’nun birçok kentinde iftar çadırı kurmak ve burada yoksullara yemek vermek moda oldu. Çocukluk anılarımda hiç yer almayan bu iftar çadırı kurma ve iftar yemeği verme görüntüleri yoksullaşma ile birlikte arttı; kimi arabesk siyasetçilerin bir reklam aracı haline geldi. Bu satırlardan kimi okurlarımız alınabilir; “ yoksullara yemek dağıtmanın neresi kötü “ diyebilir. İlk bakışta öyle görünmektedir nitekim. Yiyecek bulamayan insanlara yemek verilmesine kimse karşı çıkmamaktadır. Ama burada, bilinçli ya da olmayarak bir zihniyet ve anlayış sergilenmekte ve topluma benimsetilmeye çalışılmaktadır.
Yalnızca Ramazan ayı ile sınırlı olan bu iftar çadırı kurma ve yemek dağıtma modası ülkemizdeki gittikçe daha da yoksullaşan ve açlık sınırının altında yaşamaya çalışan insanlarımızın sorunlarının çözümü müdür? Çadırların önünde uzun kuyruklarda çaresiz ve donuk bakışlarıyla bir tas yemek için bekleyen ve sosyal güvenlik hakkından yoksun yaşayan milyonların yoksulluğunu mu sergilemektedir? Adeta bir sadaka kültürü lanse edilmekte, sorunların bu şekilde dini ihsan ve inayet yoluyla çözüleceği ima edilmektedir. Çadırlarda boy gösteren ülkenin başbakanı, bakanlar, kurnaz siyaset erbabı böylece yoksul halkın siyasetçisi ve onların yanında oldukları görüntüsünü mü vermek istemektedirler? Tamamen kişi ile tanrı arasında olması gereken bir inanç olayı ne hallere getirilmiştir? Atatürk Cumhuriyeti’nin hiçbir aydın siyasetçisinin sergilemeyeceği bu davranışlar günümüzde artık banalleşmiştir. Beyaz ekrandan evimize dolan bu görüntüleri aktaran medyada da hiç kimse bu manzaraları sorgulamamaktadır. Zaten medya çalışanları da sosyal güvencelerden yoksun değiller midir?
Ya iftar yemeklerine ne demeli? Şu kişi ya da dernek bir iftar yemeği vermekte, sonra da televizyonda mikrofonlara konuşup ahkâm kesmektedir. Alçakgönüllülük, yapılan bir iyiliği reklam etmeme vs. erdemleri arayın ki bulasınız. Böylesi bir ayıp sıradanlaştı artık günümüz Türkiye’sinde. Önemli olan kervana katılmak ve ekranlarda yer almaktır. Önceleri din bezirganlığı yapan yoz siyasetçilerin sergilediği bu davranış çoktan yaygınlaştı ve her katmandan insan ya da tüzel kişilikler bu davranışı sergiler oldu. Ve hiç kimse de sormamaktadır: Bu çadırların önünde neden bu kadar uzun kuyruk oluşuyor? Bu yoksul insanların sorunları aşevi kültürü ile mi yoksa bilimsel ve çağdaş politikalar ile mi çözülecek? Aslında bu çadırları kuranlar bir açıdan insanların minnet duygularını okşamakta ve belki de bundan bir rant ummaktadırlar. Ancak doğal afet ve savaş zamanları koşullarında rastlanabilecek bu görüntüler uzun yıllardır ekonomik bir afet yaşayan Türkiye’nin ve onun yoksullaşan insanlarının gerçeğine dönüşmüştür.
Eğer birileri yoksullara yemek vermeyi ve iyilikte bulunmayı düşünüyorsa bunu bir reklam aracına dönüştürmeden yapmalıdır. Şu kadar insana yemek verdim diyerek televizyon ekranlarında boy göstermek etik açıdan çok yakışıksız bir davranıştır.
İftar yemeği veren Belediye ya de özel kişiler Ramazan’dan sonra bu insanlar ne yapıyor diye düşünmekte midir, acaba? Pek sanmıyoruz. Onlar için, artık bir gelenek olmuş bu yemeği Ramazan boyunca organize etmek ve neden ve niçin sorularını sormamak önemlidir.
Atatürk’ün yüzyılın başında üstün dehası ve Anadolu halkının özverisi ile kurulan günümüz Türkiye’sinin bu manzaraları yakın gelecekte kolay değişeceğe benzemiyor. Yoksulluğun, işsizliğin, neden açlık sınırının altında milyonların yaşadığının pek sorgulanmadığı bu toplumda çok uzun zamandır “ altta kalanın canı çıksın “ ve “ gemisini kurtaran kaptan “ anlayışı empoze edilmiştir. Gemisini kurtarmak için de her yol mübâh sayılmış ve en temel ahlaki değerler bu uğurda feda edilmiştir. Yolsuzluk sıralamasındaki ülkeler arasında Türkiye’nin en başlarda yer alması bunun açık bir göstergesidir. Böylesi bir yoz kültürle enfekte olmuş bir toplumsal düzende yaşamak git gide zorlaşmaktadır. İnsanların açlık sınırına itildiği böylesi bir acımasız sosyo-ekonomik sistem bu yolsuzluk kültürünü bizzat beslemekte, çürümenin derinleşmesine neden olmaktadır
ALINTI
Bu mesaj tarkan tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 06.09.2009 - 17:28
#25
Gönderim zamanı 07.09.2009 - 12:04
Bodrum’a ramazan geldi
Bodrum’u bilenler için “Antalya’ya kar yağdı” kadar alışılmadık bir başlık bu...
Çok değil, 10 gün önce önünde kuyruk olunan Neyzen Tevfik Caddesi barları, Küba, Helva, Fink sakin...
Bodrum’daki barların babası sayılan Hadigari’de konserler bitti.
Halikarnas’ta köpük banyosu heyecanı dindi. Şehrin nefesini kesen Rus dansçıların tanıtım geçidi kesildi.
Ağustosta rezervasyonsuz girilmeyen Yalıkavak restoranları müşteri bekliyor.
Türkbükü sahilinde tüllere sarınmış çardakaltı yatakları boş.
Geceyarısı denizde dansa kalkan katamaran tenha...
“Tiki kızlar”, “stil oğlanlar” “ikoncan modeller” piyasadan çekildi.
Oysa daha yaz bitmedi. Okullar henüz açılmadı. Havalar da bozulmadı. Ekonomik kriz deseniz, geçen ay da vardı.
Bu ani el ayak çekmenin tek bir açıklaması var:
Ramazan...
20 yıldır ilk defa
Bir cumartesi gecesini boş masalarla kapatan Yalıkavak’taki Aquarium restoranın sahibi Cengiz Özbaşaran “20 yıldır Bodrum’dayım. İlk kez ramazanda işlerin böyle bıçak gibi kesildiğine tanık oluyorum” diyor:
“Adeta ekim sonunu yaşıyoruz. İşler yarı yarıya düştü. Depremden sonra bile böylesi görülmedi.”
“Gece aleminin babası”, “Bodrum’un Copacabbana’sı” Küba’nın Bodrumlu sahibi Bülent Şenol doğruluyor bu gözlemi:
“25 yıldır bu işteyim. Ramazanın bu kadar etkilediği bir dönem görmedim. Hafta içi işler yüzde 80 düştü.”
20 yıldır kafe işleten gazeteci Savaş Nur, “Benim işim yüzde 50 düştü” diyor:
“Daha önce de işleri etkilerdi ramazan; ama bu kadar değildi. Sezon sonuna denk geldi. Ekonomik krizle birleşince katmerlendi. İnsanlar Bodrum’u erken terk etti.”
Hem saygıdan hem kaygıdan
Ortada mahalle baskısı mı var?
Yok canım! Bu mahalle, o mahalle değil.
Bodrum imana mı geldi?
O da değil. Teravih vakti merkezdeki camilere göz atınca öyle bir durum da olmadığı çıkıyor ortaya...
Yıllardır aynı denizin kıyısında barışık yaşayan Marina Yat Kulübü hafta içi nasıl müşteri sıkıntısı çekiyorsa, Kızılhisarlı Mustafa Paşa Camii de cemaat sıkıntısı çekiyor.
Konacık Belediyesi’nin anayol kenarındaki iftar çadırı, akşamları en fazla 350-400 kişiye yemek veriyor.
Öyleyse değişen ne?
Çoğu esnafın ortak görüşü şu:
“Bu, mahalle baskısı değil; yiyip içerken ortalıkta görünmeme kaygısı...”
Kalenin üzerinde top patlayıp da dumanı Halikarnas’a yayıldı mı “Bodrum için iftar vakti” başlıyor.
Bu, Bodrum müdavimlerinin içkisini barda değil evde içmesi demek...
“Saygıdan” da denebilir tabii...
Ama daha çok “kaygıdan...”
Yunan adalarına doğru kaçış
Bodrum’un eski esnafıyla konuşunca işin sadece barlarla kalmadığı, derinden derine bir bilek güreşi yaşandığı anlaşılıyor.
Mesela yeni açılan bir cemaat kolejinin, eski kolejden öğrenci çalmaya çalışması...
Bale festivalinde, klasik müzik konserinde araların, ezan saatlerine göre ayarlanması...
Bunların bir kısmı “saygıdan”, bir kısmı “kaygıdan” olan işler...
Ama sonucu değiştirmiyor: Esnaf sezonu zararla kapatıyor.
Rahat yiyip içmek isteyen müşteri Yunan adalarına kaçıyor. Geçen hafta İstanköy limanındaki teknelerin üçte ikisinin Türk teknesi olduğu söyleniyor.
Tanınmış bir otel, ramazanın ilk haftası 10 elemanını işten çıkarıyor.
Bayrak, Mehter ve 10. Yıl Marşı
Bu arada “karşı mahalle” de boş durmuyor.
30 Ağustos’ta eskiden olmadığı kadar çok ev, bayrak asıyor.
Geceleri Mavi’den yayılan rock nameleriyle coşmaya alışkın Bodrum, her akşam günbatımını sahile peş peşe dinletilen Mehter Marşı ve 10. Yıl Marşı ile karşılıyor.
Yani Bodrum “biraz deniz biraz uyku”dan fazlasını konuşuyor bugünlerde...
Yaz günü hem de krizin ortasında çıkagelen ramazan, zaten sezonu iki aya sıkıştırmış turizm başkentini hepten vuruyor.
Ramazanda büyük şehirlerden Bodrum’a kaçanların artacağını uman esnaf, tersine Bodrum’dan kaçanların arttığını görünce “Seneye ramazan ağustosta gelince ne olacak” diye kara kara düşünüyor.
can dündar-milliyet/06.09.2009 pazar
http://www.milliyet....p...5&b=Bodruma ramazan geldi&a=Can Dündar&ver=86
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Whatstapp çöktü mü? Instagram'a neden giremiyorum? |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Twitter çöktü mü? Twitter'a neden erişim sağlanamıyor? |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Twitter çöktü mü? Neden tweet atılamıyor? Açıklama geldi |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
iPhone 11 ne kadar? iPhone 11 (Yeni telefon) özellikleri CNN TÜRK’te |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
iPhone 11 tanıtılıyor... iPhone 11'in fiyatı ve özellikleri |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
1 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli