Uğur Mumcu Anısına
#21
Gönderim zamanı 24.01.2007 - 21:13
#22
Gönderim zamanı 25.01.2007 - 08:52
AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
#23
Gönderim zamanı 25.01.2007 - 18:22
ben cumhuriyetciyim
ben laikim
ben anti emperyalistim
ben tam bağımsız Türkiyeden yanayım
ben insan hakları savunucusuyum
ben terörün karşısındayım
ben ,yobazların vurguncaların
cıkarcıların düşmanıyım
dün sabaha değin araştırarak yazdığım
hiç bir konuyu yalanlayamadınız
öyleyse vurun parcalayın
her parcamdan benim gibiler
beni aşacaklar doğacaktır
Ruhun şaad olsun gerçek vatansever, gerçek aydın, gerçek Atatürkçü...
Bu mesaj Poseidon tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 25.01.2007 - 18:23
#24
Gönderim zamanı 25.01.2007 - 19:52
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız,
sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mum ışığında bitirdik kitaplarımızı.
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler
takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.
İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren
birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik,
doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız,
arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi
verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir
şelale gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında,
yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin
acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük
yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven
gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar
erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi...
Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin
elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin
ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş
kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı
gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık
sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi
dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla
kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik
kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşımızdaki kızlarımızı
öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından
keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak
fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında
bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege’deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğu’daki
topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki,
Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da,
paramparça elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin
için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma
bizi...
Bağımsızlık, Mustafa Kemal’den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen
ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli
emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek
istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın, dedik, sokak
ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım,
unutma bizi...
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi
savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil
dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş
Savaşı’nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
bayrağımızı daha da dik tutabilmekti bütün çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak
istemediler.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi...
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline
değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile
almamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga
vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam
sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz
titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı
gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım, unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında
vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu
düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da
susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün
bile, karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri
önünde, öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına,
demokrasi adına, Batı uygarlığı adına, bizleri, bir
şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi...
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma
bizi...
Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey
halkım, unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep
birlikteyiz ey halkım, unutma bizi, unutma bizi,
unutma bizi...
Uğur Mumcu
Not:Yazı hakkında kısa bir açıklama yapmak gereği duydum.Birgün Uğur Mumcu odasında Zülfü Livaneli dinler.Onun "vurulduk ey halkım unutma bizi" türküsünü çok beğenir.Ve dinlerkende bu yazıyı yazıp köşesinde yayınlar.Okurları için şaşırtıcı bir yazıdır Uğur Mumcunun böyle duygusal yazılar yazması pek alışılagelmiş değildir.Nitekim ilerleyen günlerde tüm çevrelerden büyük ilgi görür, dikkat çeker...
#25
Gönderim zamanı 25.01.2007 - 23:45
allah rahmet eylesin....
#26
Gönderim zamanı 26.01.2007 - 11:17
Hepimiz Uğur'uz..
#27
Gönderim zamanı 31.01.2007 - 15:46
#28
Gönderim zamanı 31.01.2007 - 19:13
istediğim kitaplar var onları alıyorum, sonra mini bir kitap araştırmasına cıkıyorum derken bir kitap gözüme ilişiyor . kitabın ismi "TERÖRSÜZ ÖZGÜRLÜK" birde bakıyorum uğur mumcu ;yazılarıyla tanışmam bu şekildi .müthiş bir insanmış .allah rahmet eylesin nur içinde yatsın..
#29
Gönderim zamanı 24.01.2009 - 02:10
SEVGİYLE SAYGIYLA ÖZLEMLE...
*Uğur MUMCU
Gazeteci ve araştırmacı yazar...
22 Ağustos 1942'de Kırşehir'de doğdu. 1965 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu.
Üniversite döneminde yazdığı bir yazıyla Yunus Nabi Ödülünü kazanan Mumcu, 12 Mart dönemi sırasında yazdığı "ordu uyanık olmalı" başlıklı yazı nedeniyle orduya hakaretten gözaltına alındı ve 1 yıla yakın bir süre Mamak cezaevinde tutuklu kaldı. Mumcu, bu olaydan 7 yıl hapse mahkum edildi. Bir süre sonra Yargıtay kararı bozdu ve Mumcu serbest bırakıldı. 1972-74 yıllarında Ağrı'nın Patnos ilçesinde askerliğini yaptı. Oldukça zor koşullarda askerlik yapan Mumcu için Patnos, adeta sürgün yeriydi.
1975 yılından itibaren Cumhuriyet Gazetesi'nde yazmaya başlayan Mumcu, bir çok araştırma dosyasıyla gündemi sarstı. Özellikle Papa suikasti ve Mehmet Ali Ağca hakkındaki yazı ve araştırmaları oldukça ilgi gördü. Silah kaçakçılığı, terör, uyuşturucu konularıyla ilgili bir çok araştırma yapan Mumcu 1992 yılında 3 aylık bir Milliyet gazetesi döneminin ardından tekrar Cumhuriyet gazetesine döndü.
Polis-mafya-siyaset üçgeninin derin ilişkilerini araştıran Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde hain eller tarafından arabasına konan bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti.
Eserleri
Mobilya Dosyası (1975)
Suçlular Ve Güçlüler (1975)
Sakıncalı Piyade (1977)
Bir Pulsuz Dilekçe (1977)
Büyüklerimiz (1978)
Çıkmaz Sokak
Tüfek İcad Oldu
Silah Kaçakçılığı Ve Terör (1981)
Söz Meclisten İçeri (1981)
Ağca Dosyası (1983)
Terörsüz Özgürlük
Papa - Mafya - Ağca
Liberal Çiftlik
Devrimci Ve Demokrat
Aybar İle Söyleşi
İnkılap Mektupları
Rabıta
12 Eylül Adaleti
Bir Uzun Yürüyüş
Tarikat - Siyaset - Ticaret
Kazım Karabekir Anlatıyor
40'ların Cadı Kazanı
Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925
Sakıncalı Piyade (Tiyatro)
Gazi Paşa'ya Suikast
Söze Nereden Başlasam
Bu Düzen Böyle Mi Gidecek?
Bomba Davası Ve İlaç Dosyası
Sakıncasız
Eğilmeden Bükülmeden
Kürt Dosyası (1993)
#30
Gönderim zamanı 24.01.2009 - 12:24
AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
#31
Gönderim zamanı 24.01.2009 - 12:47
katilleri de bulunsun ve cezasını çeksin inşallah.
#32
Gönderim zamanı 24.01.2009 - 12:50
Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin
elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin
ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş
kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı
gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık
sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi...
Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi
dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla
kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik
kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşımızdaki kızlarımızı
öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından
keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak
fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında
bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#33
Gönderim zamanı 24.01.2009 - 16:35
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Atatürk ün Anısına. Onu Doğru Anlayabilmek.atatürkü, doğru, anlayabilmek ve 1 daha... |
Atatürk | halukgta |
|
|
|
Oğuzhan Uğur - TerbiyesizimBananee özledimmm :d |
Yerli Videolar | g.brdim |
|
|
|
Uğur Dündar Trafik Kazası Geçirdi.. |
Üçüncü Sayfa | Taurus |
|
|
|
Rachel Corrie Anısına... |
Açık alan | I3uz_KaLpLi |
|
|
|
Uğur Pektaş'tan Sonra Hakan Hatipoğlu |
Medya & TV & Magazin | Muziçko |
|
|
2 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli