bu konuya 95 yanıt verildi

[WaLe]

ebarah şurda haklı valilik veya devlet 1 Mayıs kutlamalarının Taksimde yapılmasına izin vermemesinin nedenlerini tatmin edici şekilde açıklamak zorunda.

Ancak konunun tarafı olan sivil toplum örgütleri kanun koyucunun ve uygulayısıcısının kararlarına saygı duymasa bile itiraz veya tavır gösterme şekli kesinlikle anaşizm yaratarak olmamalıdır. Keza demokratik haklar demokratik yollarla alırnır, anarşimzle değil.

[ebarah]

Küçük insan kişilerle orta insan olaylarla büyük insanlar fikirlerle ilgilenir.
Bu söz böyleydi sanırım.
İnsanların bıyık bırakmasından , aşağı yada yukarı doğru bırakmasından size ne ?
Siz alınan kararı eleştirecekseniz eleştirin.
Zor mu bu kadar ?

Ortada eleştiri getirlecek fikir yok ki,büyük insanlığı gösterelim.Ortada yasakçı,baskıcı,korkak,astığım asyık,kestiğim kestik şeklinde bir söylem var.Küçük insan,şekille şemalle bir şeyler söylemek istemiş ben de bunu dile getirmişim.

[K@LPSİZ]

Siz ve sizin gibiler böyle düşündükçe böyle kendinizi asimile edilmiş gösterdikçe her türlü şiddeti hak ediyorsunuz inanın.. Daha tartışma adabını öğrenememişsiniz burda sosyalizm mesajları vermeye çalışıyorsunuz ebarah.. İnsanları aşağıladıkça karşılığını hem secimlerde hem meydanlarda hem sandıkta hemde yapısal itibariyle halk arasında yer verilmiyor size.. Devam edin halaylarınıza.. Yine yakın ortalığı yine devletin polisine hakaret edin taş atın yine camları çerceveleri kırın.. Sizin hakkınızdan ancak şiddet gelir. Çunku daha tartışma yapabilecek kapasitede bile değilsiniz...

[antiqa]

Eğer tatil olursa o gün bize ben bu sene bir mayısta taksimde olacağım
Gideyim kebap dünyasında kebap yiyeyim.
Arada seyrederim cümbüşü.
Sabahtan kahvaltıya gidip simit sarayından doğru mu seyretsem.

[ebarah]

Siz ve sizin gibiler böyle düşündükçe böyle kendinizi asimile edilmiş gösterdikçe her türlü şiddeti hak ediyorsunuz inanın..





Düşünceye karşı şiddet.Almıyım,ben düşünmeye,düşündüklerimi ifade etmeye devam edeceğim.




Polis Taksim'de Bayram Yapıyor: "Devrimciler Bize Sinir Oluyordur!"

1 Mayıs'ta işçi ve emekçilere yasak olan Taksim meydanında polisler "kutlama" yaptı. Meydana giren her sokakta arama, dağıtılan Türk bayrakları, otellere asılan flamalar ve devrimcilerle alay eden, yüzleri gülmeyen polislerle ilginç bir kutlamaydı.

BİA Haber Merkezi - İstanbul

10 Nisan 2009, Cuma

Bawer ÇAKIR

"Devrimci kardeşlerimiz bize yine çok kızacak."

Polis haftası kutlamaları için Taksim meydanında toplanan polislerden sivil olanı resmi kıyafetli arkadaşıyla sohbet ederken gülerek kuruyor bu cümleyi ve ekliyor:

"Biz Taksim'e çıktık ama onlar çıkamayacakları için sinir oluyorlardır şimdi."
Meydana giren yollar tutuldu

Türk Polis Teşkilatı'nın 161. kuruluş yıldönümü nedeniyle bu sabah Taksim meydanında yapılan kutlamalar için saat 10.00'da bütün yollar kapatıldı ve meydana hiçbir aracın girişine izin verilmedi.

Tüm giriş noktalarında yayaları arayan polisler işçi ve emekçilere "yasak" olan meydanda kutlama yapmaktan dolayı keyifli, 1 Mayıs'ı Taksim meydanında kutlamak isteyen işçilerle kendi aralarında eğleniyordu.

Tören, İstiklal caddesinde düzenlenen yürüyüşün ardından İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın Taksim meydanındaki Atatürk heykeline çelenk bırakmasıyla devam etti.

Aynı polisler geçtiğimiz yılki 1 Mayıs'ta İstiklal caddesinde işçi ve emekçilere biber gazı ve tazyikli su sıkmış, cop kullanmıştı.

Atatürk heykelindeki merasim daha sonra Taksim Gezi Parkı'na taşındı. Kurulan sahnede yapılan konuşmalarla devam etti.
Ya işçinin can güvenliği?

İstiklal caddesindeki "kontrol noktalarında" aranan Cihan da geçtiğimiz yıl 1 Mayıs'a katılanlardan. "Bu haksızlık değil mi şimdi?" diye sordu ve sorusunu kendi yanıtladı:

"E tabii polisler kutlama yapar, sonra da işçileri döverler."

"Bu seneki tartışmalarda da sendikaların geri adım atmamasını istediğini" söyleyen Cihan "1977'de öldürülenlerin anısına her sene Taksim'e çıkmak zorundayız. Bu sene de olacağı gibi" diye konuştu.

Geniş meydanda yankılanan polis ve yunus marşına dağıtılan bayraklarla eşlik edenlerden biri olan bir kadın bianet'e "Can güvenliğimizi koruyan polislerin yanında olmak çok güzel" şeklinde konuşurken, marşlara da alkışla eşlik etmekten geri durmadı.

Polislerin 1 Mayıs'ta işçi ve emekçilere yönelik şiddetli tavrını hatırlatınca da önce yüzünü ekşitti, sonra da konuşmak istemediğini söyleyerek bayrağını sallamaya devam etti.
"İngilizce bilen polis getirin!"

Bu esnada meydandaki çelenk bırakma töreni bitmiş, marşların sesi yükseltilmişti.

Meydanda kurulan devasa düzenek, yüksek sesle çalan marşlardan dolayı şaşkın bir ifadeyle polise "Galata'ya gitmek istediklerini, ancak ilerdeki polisin kendilerini caddeye sokmadığını" İngilizce anlatan yabancı bir çiftle Türkçe konuşan bir polis memuru eliyle "Düz gidin" dedi ama bu soruna çare olamayınca İngilizce bilen bir polis bulunması için yanındakilere talimat verdi.

Genç bir polis geldi, çifti dinledi ve "Kontrol noktasından geçerken kendilerine eşlik edeceğini" nazikçe söyleyerek yürümeye başladılar.

Meydana bakan her binanın tepesine yerleştirilen güvenlik görevlilerinden birine fotoğraf çekerken programda neler olduğunu sorduk ama genç polis "Programdan haberim yok. Bana burada durmamı söylediler" diyerek kutlamalara katılmadığını iletti.
Herkese kapalıysa polise neden açık?

Levent'ten metroya binen ve Taksim'de inerek işe gitmek isteyen bir erkek de metro çıkışındaki arama noktasında üstü aranırken acelesi olduğunu söylese de memurlar çantasından iç ceplerine kadar her yerini ağır ağır aradılar. Erkek söylenmekle yetindi.

Polisin meydanda kutlama yapmasıyla ilgili görüşlerini sorunca da kendisini dinleyen biri olduğuna sevinerek konuşmaya başladı:

"Bu meydan herkese kapalıyken neden polislere açılıyor anlamış değilim. elbette onlar da kutlasınlar burada ama işçilere, kadınlara, çevrecilere yasakken neden onlara serbest anlamıyorum."

Ama kendi de fark etmiş olacak ki durumu biz söylemeden kendisi ekledi:

"Yani aslında anlıyorum ama anlamıyorum."

Gümüşsuyu caddesinden meydana girilen noktada nöbet bekleyen bir polis memuruna yanaşıp 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasıyla ilgili neler düşündüğünü sorduğumuzda önce görevde olduğunu söyleyerek konuşmayı reddetti ancak birkaç dakika sonra "Bence sorun yok ama büyüklerimiz sorun var diyorsa bir bildikleri vardır" demekle yetindi.

Alandaki polis flamaları, dev Atatürk posterleri, binalara asılmış dev bayraklarla Taksim meydanı polisler için "karnaval" alanına çevrilmişti. Ama nedense sivil polisler dışında yüzü gülen bir polis yoktu.
"Kötü bir şey yazmayasın ha!"

Kurulan devasa platformda konuşmalar başlarken Sıraselviler caddesinden Cihangir'e doğru yürümeye başladık. Ama pek mümkün değildi. Meydana girişte arama yapan polis çıkışta da kimlik kontrolü yapıyordu.

Kameramıza baktı, kimlik kontrolü yaptı ve "Meslek ne" dedi. Gazeteci deyince de ne yazacağımızı sordu. Kutlamalar, tören deyince, "Kötü bir şey yazmayasın ha!" diyerek kendince uyardı.

Bakacağız diyerek yürümeye devam ettik. Bizimle birlikte kontrolden geçen Seyfettin Karlıova az önceki sohbete kulak misafiri olduğunu söyleyerek gazeteci olduğumu öğrenmiş, bana tavsiyeyle rica arası bir şekilde söylendi:

"Sakın dinleme polisi, yaz. Kutlama diye bize günümüzü dar ettiklerini de yaz, yasak diyerek başkalarına izin vermedikleri yerlerde tören düzenlediklerini de yaz."

Karlıova geçtiğimiz yıl 1 Mayıs'ta, oradan geçerken maruz kaldığı biber gazını, tazyikli suyu ve "o günü" hiç unutmadığını söyledi ve "sohbetimizi" şöyle noktaladı:

"Eskiden 'terörist, bölücü' der, gösteri yapanlara kızardım, ama geçen Mayıs'ta fikrimi değiştirdim. Artık gösteri yapanlara değil saldıranlara kızıyorum."

Sözün özü; polis bugün Taksim meydanında kutlama yaptı, hevesini aldı. 1 Mayıs'ta onlar tatil yapsın.(BÇ)

Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 10.04.2009 - 18:49

[ebarah]

Taksim, kalbidir İstanbul'un. Ve "kavganın başşehri"dir İstanbul. Ve öyle olduğu için de "İstanbul'un kalbi" sayılan bir alan, kavga açısından da özel bir anlam kazanıyor.

Taksim 1900'lerin başlarında yoktu. Bugün meydana açılan büyük insan kalabalığını taşıyan İstiklal Caddesi vardı ama meydan yoktu. Meydan, 1930'larda oluşmaya başladı.

1940'tan önce Taksim'de büyük bir askeri kışla vardı. Bugün Taksim Gezi Parkı'nın, heykelin de dahil olduğu alanları kaplayan kışla kaldırılınca açılan büyük alan, bir süre "stad" olarak kullanıldı. Meydanın adı ise, meydanın köşesindeki taş yapıdan gelir. Bu yapı, Beyoğlu yakasının sularının taksim edildiği yerdi. Yapının asıl adı Mak-sem olmasına rağmen, zamanla dilde bu şekle dönüşmüştü.

Meydanla adeta özdeşleşmiş olan anıt, 1928 yılında dikilmiştir. Anıtla birlikte Taksim Meydanı, bir meydan olmaya başlamıştır.

Anıt, "Ulusal Kurtuluş Savaşı' nı" simgeler. Dört yanında dört ayrı kompozisyon, Kurtuluş Savaşı'nın değişik yanlarını anlatır.

İtalyan Sanatçı Prof. Pietro Canonica tarafından yapılan anıtın açılış töreninde 30 bin kişi vardı. Bu tören, bir bakıma Taksim Meydanı'nın kalabalıklarla ilk tanışmasıydı. O günden sonra daha nice kalabalıklara tanıklık ve ev sahipliği edecekti...

Taksim bugüne kadar nelere tanıklık etmiş, kaba bir araştırma yaptık. İstedik ki, 1970 sonlarından bu yana -AKP de dahil- iktidarların Taksim'i yasaklamaktaki riyakarlıklarını bizzat Taksim'in tarihiyle de ortaya serelim. Taksim'in tarihinde bir dergi sayfasına sığdırılamayacak kadar çok irili ufaklı gösteriler var; biz onların içinden siyasi veya kitlesel olarak ön plana çıkanları derledik... İşte bakın, 80 yılda kimlere, nelere tanıklık etmiş bu meydan...


1931 - 31 Aralık'ta Taksim Meydanı'nda "yerli malı kullanılması" için miting yapıldı. Ki bu, anıtın açılışından sonraki en büyük kalabalıklardan biridir. Ama asıl "siyasal" kalabalıklar, çok partili rejime geçişi izleyen dönemde görülecektir.

1948 - 16 Mayıs'ta DP tarafından Taksim'de, Celal Bayar'ın da katıldığı bir miting düzenlendi.

1950'lerdeyiz. 16 Ocak'ta Taksim Meydanı'nda Kıbrıs için "plebisit" yapan Yunanistan'ı protesto mitingi yapıldı.

Aynı yıl, 26 Ağustos'ta E. M. Taşıt İşçileri Sendikası Taksim'de komünizmi telin mitingi yaptı.

Aynı yıl Taksim'de bir miting daha yapıldı. 9 Aralık'ta Milli Türk Talebe Birliği, Kore şehitleri için meydandaydı bu kez.

1953 - 30 Aralık'ta Taksim'de CHP tarafından düzenlenen mitingde CHP Genel Başkanı İnönü iktidarı eleştirdi.

1955 - 21 Nisan'da Yükseköğrenim gençliği, Meydan'da Kıbrıs için bir miting düzenledi.

1960'lardayız. 1961 askeri yönetiminin inisiyatifiyle hazırlanan Anayasaya "evet" denilmesi için 3 Temmuz'da bir miting yapılıyor Taksim'de. Anayasaya "evet" çağrısını yapan İsmet İnönü'ydü.

1962 yılının 6 Ocak'ı. Gericiler, Taksim Anıtı önünde Yön Dergisi aleyhine gösteri yapıyorlar.

Aynı yılın 9 Ekim'inde üniversiteli gençler, DP'lilere af çıkarılmak istenmesine karşı "Af Yok" sloganıyla Taksim'e yürüdüler.

1968 - 25 Şubat, TİP milletvekillerine Meclis'te yapılan saldırıyı kınamak amacıyla Taksim'de ikinci "Uyanış Mitingi" yapıldı.

3 Mart'ta Taksim'de gerici "Şahlanış Mitingi" vardı. Mitinge Milli Türk Talebe Birliği, Komünizmle Mücadele Derneği ve faşist gerici dernekler katıldı.


6. Filo'ya karşı gösterilerde de özel bir yeri vardı Taksim'in. 1968'in 17 Temmuz'unda anti-emperyalist üniversite gençliğinin toplanma yeri Taksim'di. Burada toplanan gençlik, Dolmabahçe rıhtımına inerek Amerikan askerlerini denize döktüler... Ne var ki anti-emperyalist mücadele bayrağını yükselten gençlik, bu eylemden 7 ay sonra, yine bu alanda pusuyu düşürülecekti.

1969 yılı 16 Şubat'ındaki Kanlı Pazar'ın da odak noktalarından biri Taksim'dir. Taksim'e pusu kuran gericiler, faşistler, burada saldırdılar vatanseverlere. Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan burada bıçaklanarak katledildi.

1973 seçimlerinde Demirel'in mitingi vardı Taksim'de. Hemen ardından da Ecevit'in... 11 Ekim'de CHP'nin düzenlediği mitinge 100 bin kişi katılmış, meydan o güne kadarki en kalabalık günlerinden birini yaşamıştı.. Ki meydan, 1970'ler boyunca daha nice kalabalıklar görecekti.

Yüzbine yakın emekçiyle 1976 1 Mayıs'ı, sonra 500 bin emekçinin katıldığı 1977 1 Mayıs'ı, sonra 200-250 bin arası rakamlar verilen 1978 1 Mayıs'ı...

1 Mayıs 1977'deki katliamın hemen ardından meydanı "mitinglere" açmakta bir sakınca görmedi o günkü iktidar; elbette gösterilen bu esneklik, gericiliğe idi.

26 Mayıs günü, katliamın üzerinden bir ay bile geçmemişken, alandaki kan izleri duruyorken, DP Taksim'de bir miting düzenledi.

Ondan sadece birkaç gün sonra, bu defa da yine gerici bir başka partinin, Adalet Partisi'nin mitingi vardı Taksim'de. 1 Haziran'daki mitingte Celal Bayar konuşuyordu.

3 Haziran'da ise Taksim'de miting sırası CHP'deydi. Ecevit, meydanda "düzen değişikliği"nden söz ediyordu.

1978 1 Mayıs'ında meydan yine emekçilerindi.

1978'in 26 Mayıs günü, yani 200 bini aşkın emekçinin Taksim'de toplandığı günden birkaç hafta sonra da Adalet Partisi, Taksim'de "Bayrağa Saygı Mitingi" yaptı.

1979'da emekçilere yasaklandı meydan. Artık her 1 Mayıs'ta sancak dikilecek, işgal edilecekti orası.


1980'den yani 12 Eylül Cuntası'ndan itibaren Taksim Alanı'nı ve aslında ülkenin bütün alanlarını kullanma yetkisi olan tek kişi vardı: Kenan Evren. Bu nedenle, bu dönemde başka bir ismin Taksim'de konuşma ve miting yaptığına tanık olunmadı doğallıkla.

Bu dönemin tek Taksim gösterisi, 1983'ün 16 Kasım'ında yapıldı. Avrupa Futbol Şampiyonası eleme maçında Türkiye Avusturya'yı tarihinde ilk kez 3-1 yenmişti ve maçtan sonra bu "zafer" Taksim'de kutlandı. Böyle bir zafer için meydandaki yasak kaldırıldı. Taksim Anıtı önünde toplananlar, konuyla pek bir ilgisi olmasa da sürekli "Yavru Vatan Oley", "Kıbrıs Bizimdir Bizim Kalacak" diye slogan atıyorlardı.

1988'de emekçiler tarihsel 1 Mayıs Alanları'nı geri istediler. Oligarşi vermemek için terör estirdi.

1989'da 1 Mayıs Alanı için daha büyük çatışmalar yaşandı. Emekçilerin bayramlarını Taksim'de kutlamasını, engellemek için kurşunlar yağdırdılar emekçilerin üzerine. Genç devrimci işçi Mehmet Akif Dalcı'yı işte bunun için, TAKSİM'E ÇIKARTMAMAK için katlettiler.

Taksim yasaktı, Taksim resmen belirlenmiş bir gösteri alanı değildi vs. vs... Fakat, Dalcı'nın vurulmasının üzerinden henüz iki ay geçmemişken 24 Haziran 1989 günü, aynı meydan bir mitinge açıldı. "Bulgaristan'ı Telin Mitingi" yapıldı Taksim'de. İki ay önce "bu alan gösterilere yasak" diye kitlenin üzerine kurşun yağdıranlar, sözkonusu olan şovenizm olunca, meydanı ardına kadar açtılar. Miting, SHP, DYP ve ANAP tarafından ortak düzenlenmişti.

1994'te benzer bir mitinge açılmıştı yine Taksim. O yılın 10 Nisanında "Bosna'daki Sırp katliamını protesto" için meydanda yapılan miting Türkiye tarihinin gördüğü en büyük şeriatçı gösterilerden birine dönüşürken, meydanı her 1 Mayıs'ta yasaklayanlar, Dalcılar'ı kurşunlayanlar ortada gözükmüyordu.


1998 yılının 8 Mart'ında Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde üç bin kadın, bu günü Taksim'de kutlamak istediler. Tahmin edileceği gibi, izin yerine polis coplarıyla karşılaştılar; onlarcası gözaltına alındı.

Aynı yılın 22 Kasım'ında meydanda yine bir grup kadın vardı. "İtalya'yı protesto ve İtalyan mallarına boykot" şovenist havasının estiği günlerde, "Şehit anneleri" Taksim'de toplanıp İtalyan Konsolosluğu'na yürüdüklerinde kimse onlara engel olmadı.

Oysa aynı meydanda veya meydana çıkan yollarda, mesela TAYAD'lılar kaç kez saldırıya uğramış, kaç kez engellenmişlerdi. Kaç anti-emperyalist gösteri saldırıya uğradı Taksim'de. Öğrenciler kaç kez coplandılar...

30 yıldır emekçilere açmamak için ısrar ediyorlar Taksim Meydanı'nı. Aktardıklarımız dışında bakın yakın tarihte daha kimlere ve neler için açıldı alan:


* Kutlu doğum etkinlikleri ve iftar çadırları,

* Avrasya Maratonu organizasyonu,

* Yılbaşı kutlamaları ve konserleri,

* Asker uğurlama törenleri.

* BM'nin "Uluslararası Gönüllüler Günü" 21 yıldır Taksim'de kutlanıyor,

* 1999-2000 UEFA şampiyonu Galatasaray'ın karşılanması ve kutlanması Taksim'de yapıldı,

* 2002 Dünya Kupası üçüncüsü Milli Takımın karşılanması ve kutlanması Taksim'de yapıldı,

* Eurovision Şarkı Yarışması'nda Sertab Erener'in birinciliğinin kutlaması Taksim'de yapıldı,

* 2004'te Kelkit Platformu'nun yürüyüşü, Taksim'de yapıldı,

* 12 Nisan 2006; 35. Fiat Rallisi start töreni Taksim'de yapıldı,

* 29 Mart 2007; "Red Bull X-Fighters" motokros gösterisi Taksim'de yapıldı,

* 3 Nisan 2007; BJK-GS maçı öncesinde Galatasaraylı taraftarlar Taksim'de toplanarak stada yürüdü.


Hasılı kelam; meydan gericilere açık, meydan her türlü apolitik etkinliğe açık, meydan tekellere açık... Bir tek emekçilere, devrimcilere kapalı... Şimdilik... Çünkü o meydan halkın meydanı ve sahipleri er geç meydanlarını geri alacaklar...

[WaLe]

Bu yukarıdaki yazı çok haksız ve acımasız. Bariz ajitasyon yapılmış. Polisle halkı karşı karşıya getirmek veya getirmeye çalışmak çok vicdansızca. Taksim yoğun katılımlı olmayan simgesel yani temsili organizyonlara hep açık.

[dokuzharf]

Taksim yoğun katılımlı olmayan simgesel yani temsili organizyonlara hep açık.

ebarah'ın deyimiyle "gericilere açık".

[ebarah]

Sevgili wale,



Polisle halk ne zaman birlikte olmuş? Hoş,imam osurursa.... örneğindeki gibi,polislerimize ne deniyorsa,ne yapmaları isteniyorsa onları yapıyor.Ama yok,böyle istenmeyen olaylarda teşkilatın başındaki zat, "bireysel aşırılık olmuş,böyle bir talimatımız yok" deyip çıkıveriyor işin içinden.Polis demişken,ben görüyorum,bir polis,bıyıkları yeni terlemiş.Ne boyu ne fiziği,bırakın vatandaşı,kendini bile koruyacak özelliklere sahip değil.Bu teşkilat apayrı inceleme konusu.Profesyonel polis eğitimi aldıklarından şüpheliyim.


Polislerimiz,özlük hakları için yaptıkları yürüyüşü unutmasınlar.Taksim meydanı polis günü kutlamalarının yanında,bu tür yürüyüşleri içinde gerekebilecektir.Yanlarında,Taksim'de jopladıkları olacak sadece.

[WaLe]

Polisle halk arasında bir iletişimsizlik olabilir ancak bu hiç bir şekilde yukarıdaki gibi bir mantıkla açıklanamaz. 1 Mayıs ı polisle halkın bir savaşı olarak göstermeye çalışmak ve halkı bu yönde manüple etmek kesinlikle iyi niyetli bir davranış değil.

[kılıç]

"Bir tek emekçilere ve devrimcilere kapalı" demişsiniz.Bu devrimciler neyi devirecek?Bir şeyleri devirmeyecek olsalar devrimci olmazlardı değil mi?İşte sizin mesajınızda gizli neden izin verilmediği... Ülkenin polisinin ,askerinin koruduğu şeyleri devirmeye kalkacaksın emekçilerin arkasında gizleneceksin,taşı atacak emekçiyede dayak yedireceksin,sonra da faşistler emekcileri dövdü diye çığlık atacaksın...Devrim dediğiniz şey bu ülkede tutmamıştır tutmazda,halkın kutsallarını ayaklar altına almaya calışan her görüş ayaklar altında kalmaya mahkumdur...

[Can Ka No Rey]

Ya ben adamlara dayak yiyorlar diye acıyorum, üzülüyorum, ama adamlar kendi kendilerine acımıyorlar.

Kardeşim işi inada bindirmenin ne gereği var ? Bu Taksim dediğiniz yer kutsal toprak mıdır ki kutlamalar illa orada yapılsın ? Gidin başka yerde yapın. Çağlayan'da yapınca sayılmıyor mu ?

Amaçları da kutlama olsa bari... Toplumu iktidara karşı kışkırtsınlar da nasıl kışkırtırlarsa kışkırtsınlar.

[ebarah]

"Neden illede Taksim?" sorusunu neden valiye,hükümete yöneltmiyorsunuz? Taksim'de olay çıkar önleyemeyiz demek hangi aciziyetin ifadesidir? Boktan adamların Türkiye ziyaretlerinde onbinlerce polisinizi yerlere göklere yerleştirip kuş uçurtmuyorsunuz.İşçiler,emekçiler Taksim'de miting yapacağız deyince binbir türlü güvenlik zaafiyeti öne sürüyorsunuz.Bu ne korkaklık,bu ne acizliktir?


Bal gibi,vali ve oynatıcısı hükümette biliyor,Taksim'in manevi önemini.Ama ne bu vali ne de bu hükümet O'rada yaşanan acıyı bilemez,anlayamaz.Bu bir valinin de içinde ukde olamaz,içi acımaz ama milyonlarca emekçinin içinde uktedir Taksim.


Bakın uluslar arası sendikalardan uçkalar dolusu emekçi insan Taksim kutlamaları için gelecekmiş ülkemize.Bu gelenler en az boktan adamlar kadar değerlidir.Hadi Türkiye,hadi hükümet,hadi vali,utandırın ben ve benim gibi,bu tür forumlarda sizleri kötüleyen insanları.İnanın ki,Türkiye emekçileri de sizleri utandırmayacak,utandırmak isteyeceklere gereken karşılığı verecektir.

[turu]

aslında biz de sizler de biliyorsunuz ki,taksim de devletin önleyemeyeceği bir güvenlik zaafiyeti yoktur..olacak olan,her bir mayıs ta devrimci geçinen devrilmiş kitlenin,işçilerin ardına saklanıp,her zaman yaptığını yapması,kaldırım taşlarıyla devrim yapmak istemesi,bankamatiklerin tahribiyle de kapitalizmin sonunu getirme çabalarıdır..mutlaka ama mutlaka polise atılacak molotoflarla da sosyalizm inşa edeceklerdir..artık parklardan yoldukları çiçekleri nerelerine dikerler onu bilemiyorum..
kardeşim,her ülkenin kuralları vardır ve vatandaşları da o kurallara uymakla yükümlüdürler..devrim rüyasıyla hayal görmeye devam edenler ise,polise gerek yok,bu milletin tükürüğüyle boğulurlar...

[turu]

edit..
devlet her türlü güvenlik tedbirini almaya muktedirdir..ama bunun faturasını yine siz devrimciler çok ağır şekilde ödeyeceğiniz için,aslında taksim e izin vermemekle,devlet bir anlamda siz devrimcilerin poposunu da kurtarmakta,sizin tarafınızdan yapılacak olan ajitasyonlara da meydan vermemektedir..

[atlantisli]

Yeryüzünde başı aklında bir devlet bu şartlarda böyle bir talebe izin vermez.Şundan emin olun ki devrimci düşünceye sahip birisi bile şu an başbakan olsun,buna izin veremez.Adamlar resmen devleti hedef gösteriyorlar ve açtıkları pankartlar,attıkları sloganlar terör örgütlerine ait.Yani İstanbul'da bomba patlatıp polise askere kurşun sıkanlara ait...
Ve en önemlisi verilen mesajlar ve atılan sloganların hepsi 70'li yıllara ait.Yani hani şu kardeşin kardeşi vurduğu dönem.Hal böyle olunca devlet nasıl izin versin.Böyle bir kışkırtmaya izin verilebilir mi Allah aşkına.Adamların kafası resmen 70'li yıllarda kalmış.Arkadaşım o yıllara dair herkesin acıları var bu ülkede.Kaşıyan kaşınır...

[antiqa]

keşke taksimde olsa ama hakikaten taksim böyle kalabalık kaldırmaz gibi geliyor bana.
Hani şöyle 15-20 bin kişi katılsa neyse de toplanır fazla kişi.
Sığmaz bir de kaydırırlar istiklal caddesine al başına belayı.

Bu vesileyle aslında şu kanlı bir mayısı bir tartışmak lazım.
Kim kana buladı neden kana buladı o bir mayısı da şimdi onlaırn yüzünden böyla hıngar çıkıyor.
Şu sendika başkanları ne diyorlar bu işe.

[kılıç]

İşçi, devrimci ve ya emekçi her ne olursa olsun,çıkacak arbede de" ki arbedesiz hiç bir mayıs kutlanmamıştır"...1 kişinin bile ölmesi anaların yüreğina acı düşmesi ihtimali bile bir mayısın taksimde kutlanmasına engeldir...Birileri emekçilerin ölümünden ve onların kanı üzerinden siyaset yapacak diye feda edecek insanımız yok..

Siz iyi niyetliziniz,hiç bir şey kontrolden çıkmaz hakim oluruz diyorsunuz.Bu tip kitlesel eylemlerin kontrolü mümkün değildir heran provokeye açıktır ve provoke edileceği kesindir.Engel olmaya calışırsanız aranızda çatışır ve yine kan dökersiniz...

[K@LPSİZ]

keşke taksimde olsa ama hakikaten taksim böyle kalabalık kaldırmaz gibi geliyor bana.
Hani şöyle 15-20 bin kişi katılsa neyse de toplanır fazla kişi.
Sığmaz bir de kaydırırlar istiklal caddesine al başına belayı.

Bu vesileyle aslında şu kanlı bir mayısı bir tartışmak lazım.
Kim kana buladı neden kana buladı o bir mayısı da şimdi onlaırn yüzünden böyla hıngar çıkıyor.
Şu sendika başkanları ne diyorlar bu işe.

Sendika başkanları 600 SEC ile gezer hocam. Bu arkadaşlarda eylem yapar işte:) Bilseler yıllardan beri sömürüldüklerini ama anlamazlar işte. İşçiyi işçisini koruyan Bayram Meral amcamız bile torununa ucak alırken arkadaşlarda halay çekerek kutluyorlar 1 mayısı

[Celine]

Restleşme başladı bile...Taksime yürüme de kazanımın işçi-emekçi lehine değil de sendika ağalarına yaradığı biliniyo..

Biz ne jaguarlı sendika babaları gördük...Herkes önce bi kendi kapısının önünü temizlesin...sonra çekerler halayı...