İçerik değiştir



- - - - -

Türk Sineması'nın 'Kötü Adam'ları


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 65 yanıt verildi

#1 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 25.01.2009 - 07:25


Gönderilen ResimGönderilen ResimGönderilen ResimGönderilen Resim

GİRİŞ

Yeşilçam sineması denilince genellikle sinemanın en verimli olduğu 60'lı, 70'li yıllar ve o yıllarda seyircinin sıkça görmeye alışık olduğu yüzler gelir aklımıza.

Belirli dönemlerde kimi oyuncular nerede ise hiç eksik olmazlar. Başrol oynamaları gerekmez, kötü de olabilirler, iyi de. İster ağlatırlar, ister güldürürler ama her filmde, çok filmde bulunmaları nerede ise kaçınılmazdır, varlıkları bir gişe garantisi teşkil etmektedir.Örneğin, kahramanlık filmi eşittir Cüneyt Arkın, romantik film eşittir Göksel Arsoy ya da Kartal Tibet...Yumruklarını da konuşturmayı bilen mert delikanlı Ayhan Işık'tır, saf ve her daim çileli genç kız Muhterem Nur, mahallenin güzeli Türkan Şoray, erkek kız Fatma Girik, kentsoylu "jön dam" Belgin Doruk, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın...

Gönderilen Resim
Ahmet Tarık TEKÇE

Her dede ya da babacan polis komiseri Hulusi Kentmen'e benzer, her amca ya da dayı, bastonlu ya da kasketli Nubar Terziyan'a... Ve cadaloz kadın ya Aliye Rona ya da Mualla Sürer olmalı. Bu nedenle Yeşilçam sinemasında oyunculuk çizgisi, uzun bir süre, kişilik yaratmak değil de kalıcı bir tip oluşturmakla yetindi. Romantik jön, yaşı uygun olduğu sürece, filmden filme başka rol oynamadı, saf genç kız hep saf genç kız oldu ve ne kötü adam kötülüklerden uzak kalabildi, ne de iyi kaplı, tonton amca ya da dede başka bir şey olabildiler. Altın kalpli fahişe de altın kalbi ile kaldı. "Vamp" kadın ise iç çamaşırlarını sergiledi.

Türk sinemasında karakter oyunculuğunda öze inip sadece kötü adam tiplemelerini değerlendirdiğimizde görürüz ki bazen iyi rollerde de oynadıkları olmakla birlikte, "kötü adamlık" üzerlerine yapışmış bir etikettir.

Gönderilen Resim
Danyal TOPATAN

- Onlar aynı tornadan çıkmış gibidirler...
- Pala bıyık veya pis sakal bırakır,saçlarını kazıtırlar
- Başlarını havaya kaldırırlar, üstten üstten pis bakarlar...
- Yanlarında olan ve tıpatıp kendilerine benzeyen arkadaşlarıyla birbirlerine bakarak "Ni ho ho ha !" biçiminde gülerler...
- Ya masa başının kötü patronları ve mafya babaları ya da alt düzeydeki tetikçi ve fedailerdir...
- Bizans İmparatoru'nu, düşman kuvvetlerin komutanını onlar canlandırırlar...
- Temiz aile kızlarını(esas kız) önce tavlar sonra onlara tecavüz edip yüzüstü bırakırlar...
- Köylüyü sömürüp ezen toprak ağası da onlardır...
- Jönler karizmalarıyla etrafı yakarlarken, en güzel kızları kapıp seyircinin kalbini çalarlarken onlar hep en çirkinlerden seçilip acaip sesler çıkararak dayak yeyip, telef edilip dururlar...
- Duyguları, en küçük bir iyi yönleri yoktur...
- Özdeşleştirildikleri bu roller redeniyle gerçek yaşamda kendilerine kiralık daire, kız vs. verilmeyen veya gittikleri yerlerde 'kötü adamlıkları' yüzünden saldırıya uğrayıp dayak yiyen de onlardır.

Gönderilen Resim
Yadigar EJDER

Ama aslında özel yaşamlarında bir karıncayı bile incitmeyen ve çoğu dağ gibi Yadigar Ejder'e benzer biçimde İstanbul'da bir parkta yokluk ve sefalet içinde yanlız, kimsesiz ölen oyunculardır onlar...

Ve üç kuruş paraya dayak yedikleri başroldeki aktörleri daha iyi yapan da onlardır.
Gerçekten, çoğu zaman filmlerde kötü veya iyi karakter rolleri ile yer alan yardımcı oyuncularımızın Türk filmlerinin bel kemiğini oluşturdukları tartışılmaz bir gerçektir. Bugün eski Türk filmlerini yeniden izlediğimizde karşımıza bir gerçek çıkar ki o da kendi içinde starlar yaratan Yeşilçam sinemasında karakter oyuncularının da seyircinin gözünde birer 'yan star' olmayı başarabilmesidir.

Türk sinemasında bir kuşak olan bu oyuncularımızın pek çoğu bugün aramızda değiller.

Gönderilen Resim
Erol TAş

İşte bu yazı dizisinde Ahmet Tarık Tekçe'den ,Erol Taş'tan başlayarak, Hayati Hamzaoğlu'na, Bilal İnci'den Kazım Kartal'a kadar, yaşayan veya yaşamayan bu unutulmaz oyuncular tanıtılacak.
Hiçbir yorum katılmadan...
İyi seyirler.

(Derleme)

#2 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 28.01.2009 - 19:50

Gönderilen Resim

Ahmet Tarık TEKÇE (1920 - 1964)

İstanbul'da doğdu.

Galatasaray lisesi mezunudur.
Denizyolları'nın Camialtı Atölyesi'nde ve Haliç Feneri Nüfus Memurluğu'nda çalıştı. Sonradan adı Pandispanya olan Adalar-Paravan adlı bir mizah gazetesi çıkardı.

Tiyatro sanatçısı Nezihe Becerikli ile evlenip ayrılan Tekçe, 1952'de bir parti başkanı aleyhine yazdığı yazı nedeniyle yaklaşık bir yıl hapis yattı.

Tuzak adlı filmle 'jön' olarak sinemaya başladı(1948). İlk kez Vahşi Arzu (1953) filminde 'kötü adam' oldu. 300'ün üzerinde filmde rol alan sanatçı döneminin en başarılı yardımcı erkek oyuncularından biri ve en ünlü kötü adamıydı.
Sonradan filmlerin "iyi yürekli kötü adamı" oldu, hatta güldürü filmlerinde başarılı oyunlar verdi.

Gönderilen Resim Gönderilen Resim

O dönemde "Kitapsız ilim, Ahmet Tarık'sız filim olmaz" sloganı dillerde dolaşan Tekçe, Aziz Nesin'in bir kitabına konu oldu.

Sanatçı, 1964'te en korktuğu şekilde; bir trafik kazasıyla genç yaşta yaşamını yitirdi.

Filmografisinden:

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Atçalı Kel Memet 1964
Avanta Kemal 1964
Tığ Gibi Delikanlı 1964
Şafak Bekçileri 1963
Badem Şekeri 1963
Adanalı Tayfur 1963
Akasyalar Açarken 1962
Daima Kalbimdesin 1962
Derdimden Anlayan Yok 1962
Yaman Gazeteci 1961
Küçük Hanımefendi 1961
Mahalleye Gelen Gelin 1961
Ayşecik: Şeytan Çekici 1960
Gece Ve Gündüz 1960
Tütün Zamanı 1959
Kırık Plak 1959
Yanıklar Köyü 1958
Murada Ereceğiz 1958
Nazlı 1957
Çölde Bir İstanbul Kızı 1957
Dişi Yılan 1956
Günah Köprüsü 1956
Dağları Bekleyen Kız 1955
Sevdiğim Sendin 1955
Vahşi Kız 1954
Vahşi Arzu 1953
Zehir Kaçakçıları 1952
Tuzak 1948

metin: derleme
afişler: sinematurk.com

#3 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 03.02.2009 - 18:44

Gönderilen ResimGönderilen ResimGönderilen Resim

Gönderilen Resim

Erol TAŞ (1926-1998)
Türk Sineması’nın "en kötü adam" rolünü "en iyi" yapan aktörlerinden...

Karaköse'de(Erzurum) doğdu.
Henüz iki yaşında iken, babası Hamza Bey'in ölümü üzerine annesi Nazife Hanım ile birlikte İstanbul'a taşındı. Okul çağında olmasına rağmen ailesine yardım etmek için okuldan ayrıldı ve çeşitli mesleklerde çalıştı. Bunların arasında hamallık, tezgâhtarlık sayılabilir. O dönem aynı zamanda boksörlük de yapan Taş, 1947 yılında İstanbul ve Türkiye ikinciliğini kazandı.

Sinemaya giriş öyküsü:
Erol Taş’ın sinemaya tesadüf sonucu girişi de o sıralarda oldu. Sinemaya tesadüfi girişini şöyle anlatır sanatçı: "Lütfi Akad o bölgede bir film çekiyordu. Biz de işten kaytarıp çekimleri izliyorduk arkadaşlarla. Günlerce süren çekimlerden birinde mahallede oturan birkaç serseri, film ekibine musallat olup onları rahatsız etmeye başladı. Film ekibini korumak için birkaç arkadaşımla birlikte, serserilerle kavgaya giriştik ve Lütfi Bey'in yanında onlara bir güzel dayak çektik. Serseriler toz oldu tabi. Lütfi Akad daha sonra haber göndermiş bana, 'Bir kavga sahnesi var, gelsin oynasın' diye. Böylece sinema hayatım başladı. Filmdeki rolümü diğer yönetmenler de beğendi ve ardı ardına teklifler gelmeye başladı."

Sinema yaşamı:
Sinemaya ilk 1957 yılında Mümtaz Alpaslan’ın çektiği “Acı Günler” filmiyle girdi. Başlangıçta filmlerde figüranlık ve küçük roller ile görüldü fakat kısa zamanda yıldızı parladı ve birçok filmde değişik karakterleri canlandırdı.
Vasat diyebileceğimiz bu ve benzeri filmlerde Taş, dönem dönem çeşitli roller aldı. Ancak sinemada onu adından sıkça söz ettiren filimler Susuz Yaz, Duvarların Ötesi ve Gecelerin Ötesi oldu.
1960 yılı yapımı “Gecelerin Ötesi”, oyunculuk kariyeri için önemli bir fırsat oldu sanatçı için. Henüz sinemaya yeni yeni ısınmaya başlayan Taş, bu filmle Metin Erksan'la tekrar çalışma fırsatı buldu. Ekrem (Erol Taş), bu filmde aynı çevreden gelen, farklı endişe ve tutkularını ortak bir eylemde birleştiren altı kahramandan birisidir.

Erol Taş'ın yer aldığı bir başka önemli yapım ise, Necati Cumalı'nın romanından 1963'de Metin Erksan tarafından filme alınan “Susuz Yaz” oldu. Bu filmde Hülya Koçyiğit ve Ulvi Doğan ile bir üçleme çizen Taş, Osman karakterini canlandırdı.
Tarihsel bir süreç içinde değerlendirildiğinde Erol Taş, bir başka önemli rolünü 1964'de Orhan Elmas'ın yönettiği “Duvarların Ötesi” filminde oynadı.
Ömer Lütfi Akad tarafından 1966'da çekilen Hudutların Kanunu'nda kötü adam rollerinden birisini alışılagelmiş bir oyun tarzı ile oynadı.

İyi adam rolleri:
Sinemada kötü adam rolleri ile bilinen sanatçı, bu tiplerin dışına çıktığı filmlerde, aslında her tür karakteri rahatlıkla oynayabileceğini de ispatlamıştır. Zaman zaman da olsa oynadığı iyi tiplerle seyirciyi şaşırtmıştır. Bir başka Akad filmi olan “Ana”da Taş, bu kez kötülükten kaçmaktadır.

Başrol oynadığı filmler:
Yaklaşık 200 filmde irili ufaklı çeşitli roller alan Erol Taş, oynadığı filmlerin altısında ise başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor: Mapushane Çeşmesi (1964-Suphi Kaner), Kanlı Kale (1965-Yavuz Yalınkılıç), Efenin İntikamı (1967-Yavuz Yalınkılıç), Eşkiya Kanı/Hakimo (1968-Yavuz Figenli), Konuşan Gözler (1965-Hicri Akbaşlı), Katırcı Yani Efenin Definesi (1967-Yavuz Yalınkılıç).

Filmografisinden:

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Yaşama Hakkı 1998
Sürgün (II) 1992
Kanımdaki Şeytan 1990
Karılar Koğuşu 1989
Bombacı 1988
Yarınsız Adam 1987
Gırgır Hafiye 1986
Kara Diken 1986
Son Darbe 1985
Batak 1984
Küçük Eller 1983
Çiçek Dağı 1982
Toprağın Teri 1981
Ceren 1980
Gelin Kayası 1979
Düzen 1978
Dila Hanım 1977
Hedefteki Adam 1977
Yalan 1976
Babaların Babası 1975
Belalılar 1974
4 Hergele 1974
Ölüme Koşanlar 1973
Alın Yazısı 1972
Hedefte Beş Adam 1972
Sürgünden Geliyorum 1971
Şeytan Kayaları 1970
Yaşayan Hatıralar 1969
Urfa İstanbul 1968
Ana 1967
Bu Şehrin Belalısı 1966
Korkusuzlar. 1965
Susuz Yaz 1964
Ölüm Pazarı 1963
Ölüm Kayalıkları 1961
Gecelerin Ötesi
Alageyik 1959
Dokuz Dağın Efesi 1958


Ödülleri:
1964, Meksika Accopulco Festivali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü, Susuz Yaz
1964, Turizm Bakanlığı, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü, Susuz Yaz
1965, 1.İzmir Fuarı 1. Film Şenliği, En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü, Sahildeki Ceset
1965, 2.Antalya Film Şenliği, En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü, Duvarların Ötesi
1968, 5.Antalya Film Şenliği, En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü, İnce Cumali
1975, 12.Antalya Film Şenliği, En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülü Diyet
1997, 16.İstanbul Film Festivali, Onur Ödülü

(derleme)

...Devam edecek

#4 dora

dora

    made by f"ebru"ary 8

  • Cadı
  • 4.623 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:yalnızlar rıhtımı..
  • İlgi Alanları:ilgisiz alakasiz..

Gönderim zamanı 03.02.2009 - 18:51

waaayyyy
eski afişlerde bile photoshop kullanmışlar.
comodor 64 de yaptılar sanırım

biliriz ki 'istasyon' filminin afişi hala taklit edilir
'inşaat' filmiyle bu tarz başrol oyuncu kafaları tekrar afişlerde gündeme geldi.

*kötü adamlar cok aglattı beni vakti zamanında, demek ki rollerinin hakını vermişler..
“Sen; onun sorduklarına cevap vermeye bile tenezzül etmezsin, o seni susturduğunu sanar. Hayat işte.”

#5 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 03.02.2009 - 21:29

İlgiç bilgiler....Hem de hepsi bir arada....

Bu mesaj kılıç tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.02.2009 - 21:30

Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#6 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 03.02.2009 - 22:26

waaayyyy
eski afişlerde bile photoshop kullanmışlar.
comodor 64 de yaptılar sanırım

biliriz ki 'istasyon' filminin afişi hala taklit edilir
'inşaat' filmiyle bu tarz başrol oyuncu kafaları tekrar afişlerde gündeme geldi.

*kötü adamlar cok aglattı beni vakti zamanında, demek ki rollerinin hakını vermişler..




O zaman oh olsun 'kötü adam'ların yedikleri sopalara !..
Kraliçe hazretlerini ağlatmak neymiş görsünler.
Ağlamayın siz kraliçem, ben onları "eh!" yaparım.

Şaka bir yana arada bir uğrayın böyle kraliçem, onur veriyorsunuz.
Sevgi/selam.



İlgiç bilgiler....Hem de hepsi bir arada....



İlgi ve beğeniniz için teşekkür ederim dost.
Sevgi/selam.

#7 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 09.02.2009 - 23:19

Gönderilen Resim

1916 Adana'da yılında doğdu.
Gerçek adı Ahmet Danyal Topatan'dır.
Ortaokul 1. sınıftan ayrılıp seçimini Yeşilçam'dan yana yaptı.
Sinemaya 1953 yılında çekilen Drakula filmi ile giriş yaptı.

Set işçisi olarak girdiği sinemada, Çete filmiyle oyunculuğa başladı ve çoğunlukla 'kötü adam' tiplerini canlandırdı.
1965'te Camoka tipini yarattı ve aynı filmin başrolünde oynadı. Aralarında Keşanlı Ali Destanı, Muradın Türküsü, Balatlı Arif, Seyyit Han, Duvarların Ötesi, Hudutların Kanunu gibi nitelikli filmlerin de bulunduğu 400'ü aşkın filmde rol aldı.

Topatan, 26 Eylül 1975 tarihinde öldü.

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

"O, Karaoğlan filmlerinin Camoka'sı.. O, Tarkan serilerinden biri olan Gümüş Eyer'in 'Kedi' lakaplı, gudik giyimli, elinde aynı Legolas gibi oku ve yayıyla gezinen salt kötüsü. Cüneyt Arkın'dan yüzlerce kez dayak yemiş iflah olmaz pos bıyıklı.. "Drakula İstanbul'da" ile başlayan sinema serüveninde, kötülerin genelde çirkin olduğunu bizlere kanıtlamış biri işte.. Süheyl Eğriboz ile birlikte girmediği pislik, yemediği dayak kalmamış bir efsane.

Tarkan, Battal Gazi, Malkoçoğlu ve daha niceleri.. Milliyetçilik göndermeleri.. İyinin kötü ile olan amansız mücadelesinin şaşırtıcı biçimde hep iyilerin zaferiyle sonuçlanması.. İşte o filmlerde, surlarda burçtan burç'a zıplayabilen ölümsüz-ultra dayanıklı kahramanlarımızın karşısına Bizans askeri olarak en fazla sayıda çıkan adam da Danyal abi.. Bazılarının kaderi, filmlerde hep ölmek..

Kıvırcık saçları, sinir bozan kahkahası, kapkara suratı ve tecavüz esnasındaki 'gerçeğe çok yakın' performanslarıyla belleklere 'pis herif' olarak kazınmış Pancho Villa..

Aklıma geldi, yazayım dedim. Ruhu şad ola." (Wereyda,yesilcam.blogspot.com)


Filmografisinden:

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Sarı Necmiye 1975
Öfkenin Bedeli 1974
Soğukkanlılar 1973
Büyük Bela 1972
Çirkin Ve Cesur 1971
Canlı Hedef 1970
Köprüden Geçti Gelin 1969
Seyyit Han 1968
Krallar Ölmez 1967
At Avrat Silah 1966
Hudutların Kanunu 1966
Yaralı Kartal 1965
Duvarların Ötesi 1964
Gurbet Kuşları 1964
Keşanlı Ali Destanı 1964
Cehenneme Çevrilen Cennet 1962
Bir Haydut Sevdim 1962 Yönetmen, Senarist, Oyuncu
Mor Sevda 1961
Üsküdar iskelesi 1960
Tütün Zamanı 1959
Beyaz Mendil 1955
Drakula İstanbul'da 1953

(sinemalar.com, arakibulaki.milliyet.com.tr, sinematurk.com)

...Devam edecek

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.02.2009 - 23:44


#8 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 15.02.2009 - 22:34

Gönderilen Resim

Hasan CEYLAN (1922-1980)

İstanbul'da doğdu.
Kimi kaynaklar, eski bir bisiklet sporcusu olduğunu, kimi kaynaklar ise yüzmede de dereceleri olduğunu belirtmektedir.

Türk sineması'nın en eski adlarından olan Ceylan, Yeşilçam'da irili ufaklı 100 ü aşkın filmde rol aldı.
Kabadayı rollerinin aranılan ve unutulmaz oyuncularındandı. Sert görünümü ve iri yarı, kelli felli fiziki yapısı nedeni ile birkaç film dışında çoğunlukla mafyanın fedaisi vb 'kötü adam' karakterlerini canlandırdı.

1970'li yıllarda, Kemal Sunal güldürülerinin de kabadayılarındandı. Özellikle 'Sahte Kabadayı' filmindeki nasırına basılma fobisi olan Dikiştutmaz Sabri rolüyle öne çıktı.

Bir bölümü İstanbul'da çekilen Sean Connery'li Bond filmi 'Rusya'dan Sevgilerle' de(From Russia With Love) rol aldı.

Her rolün üstesinden gelebilen bir oyuncu olarak anımsanmaktadır.

Filmografisinden:

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Gerzek Şaban 1980
Düşman 1979
Yıkılış 1978
Tövbekar 1977
İki Kızgın Adam 1976
İntihar 1975
Erkeksen Kaçma 1974
Siyah Gelinlik 1973
Kader Yolcuları 1972
Beyoğlu Kanunu 1971
İşler Karışık 1970
Tatlı Günler 1969
Bozkırlar Şahini Targan 1968
Ölüm Saati 1967
Dağda Silah Konuşur 1966
Tatlı Yumruk 1965
Altın Kelepçe 1964
Şehirdeki Yabancı 1962
Baharın Gülleri Açtı 1961
Ateş Rıza 1958
Bir Avuç Toprak 1957
Sazlı Damın Kahpesi 1956
Battal Gazi Geliyor 1955
Beyaz Mendil 1955
Bulgar Sadık 1954
Kızıltuğ 1952

metin: derleme
fotoğraf/afiş: sinematurk.com

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.02.2009 - 22:40


#9 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.02.2009 - 23:40

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Turgut ÖZATAY (1927-2002)


İzmir Alaşehir'de doğdu.

Önceleri dericilikle uğraşan ve bir ara tapulama memurluğu yapan Özatay, "Kahraman Denizciler" filmiyle sinemaya girdi.

1950'li ve 1960'li yıllardaki jön rollerinin ardından "kötü adam" tiplemesiyle beyaz perdede ünlendi.

Ateşten Damla, Kırık Çanaklar, Yangın Var, Hızlı Yaşayanlar, oynadığı önemli filmlerindendir.

Oynadığı rollerden ötürü halktan dayak yemişliği olan sinema emekçisi Özatay'ın hiçbir şey gözünü yıldırmadı, sanatına sevgisi her daim sürdü ve ölene dek Türk Sineması'na hizmet etti.

Oynadığı filmlerin afiş ve sahnelerinden oluşan bir de albüm hazırlayan Özatay, albümün sonunda, "Yıllar yılı Türk sinemasına emek vermiş bir sanatçının hayatı boyunca beklentisi, duygu zenginliği ve insanlar tarafından sevilmek, anılmak, kalıcı bir şey bırakmaktır" diye yazmıştı.

400'ün üzerinde filmde rol alarak Türk Sinemasında en çok film çeviren oyunculardan birisi olarak bilinen Turgut Özatay 2002 yılında akciğer kanserinden dolayı İstanbul'da hayatını kaybetti.

Gönderilen Resim

"Yeşilçam Yarması: Turgut Özatay
Hiçbir zaman gerçek kötüler arasında yerini tam olarak garantileyememiş efsane insan.. Yeşilçam^ın en büyük maşalarından birisidir Turgut Özatay...Yıllarca kenar mahallelerdeki dandik mafyaların tetikçisi olmuş, masalara oturup iş konuşacak mertebeye ulaştığındaysa Cüneyt Arkın tarafından "burada uyuştucusu satılmayacak" çıkışları ile ayar edilmiştir.. Turgut baba toplu silahların adamıdır, rus ruleti falan oynamaz, kalleşlikte sınır tanımaz, öncellikle kendisini kurtarmaktır amacı, ondan sonrası erkekliğe sığmış sığmamış farketmez...İlkeleri, prensipleri yoktur...Toplu silahı eline aldığı anda allahı kitabı da yoktur...Hiç can alamamıştır Türk Sineması'nda, çok teşebbüs etmiş ama bir türlü başaramamıştır, bunun nedeni de her zaman esas oğlana kurşun sıkmaya çalışmasıdır..İki kurşun sıkıp geri kaçmakla geçti ömrü...Evet böyleydi belki kariyeri ama biz onu böyle sevmiştik. Ölmezdi de Turgut baba genelde, etrafındaki adamlardan bir kademe üstteydi hep.. Yani mafya babalığı ile sağ kol arasında gidip gelirdi, her filmin sonunu getirirdi mutlaka...Ye$ilçam'da öldürmeyi ba$aramadılar ama kanser yendi onu... "(yesilcam.blogspot.com)

- Filmografisinden:

Gönderilen Resim

Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Bir Rüya Gibi 1995
Göz Hapsi 1994
Bir Gün Anlarsın 1993
Krallığın Bedeli 1991
Aşk Üçgeni 1990
Zehir Hafiye 1989
Aşkımın Mahkumuyum 1988
Yuvasızlar 1987
Kavga 1986
Yetim 1985
Bırakın Yaşasınlar 1984
Kalbimdeki Acı 1983
Sancı 1982
Acımasız Dünya 1981
Paylaşılamayan Kadın 1980
Ateşli Dilber 1979
İnsanları Seveceksin 1978
Çakal Avı 1977
Tepedeki Ev 1976
Babaların Babası 1975
Sensiz Yaşanmaz 1974
Yanaşma 1973
Vahşi Bir Kız Sevdim 1972
Ali Cengiz Oyunu 1971
Zindandan Gelen Mektup 1970
Asi Kabadayı 1969
Yedi Adım Sonra 1968
Acı Türkü 1967
Şeref Kavgası 1966
Altın Şehir 1965
Meyhaneci 1964
Cinayet Gecesi 1963
Öldüren Bahar 1962
Çılgın Aşk 1961
Kırık Çanaklar 1960
Yalnızlar Rıhtımı 1959
Murada Ereceğiz 1958
Bir Avuç Toprak 1957
Katibim 1956
Piç 1956
Sönen Gözler 1955
Yaban Kız 1954
Kahraman Denizciler 1953

metin: derleme
afişler: sinematurk.com, sinemalar.com

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 07.07.2009 - 02:23


#10 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 22.02.2009 - 23:15

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Senih ORKAN (1932 - 2008)
Tiyatro ve sinema oyuncusu.

İstanbul'da doğdu.

İstanbul Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Desen bölümü'nden mezun olan sanatçı, sanat hayatına 1954 yılında tiyatro ile başladı. Senih Orkan; İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosunda, Avni Dilligil'in öğrencisi olan Senih Orkan çeşitli topluluklarda değişik birçok rolde oynadı.

Tiyatrodan sinemaya transfer olan ve 200 civarı filmde oynayan Orkan, Türk sinema tarihinin önemli karakter oyuncularından olmuştur.

Kendine özgü oyun tarzı ve mimikleriyle büyük ölçüde desteklediği 'kötü adam' tiplemesi öne çıkan Orkan; Kızılırmak Karakoyun, Son Kuşlar, Üç Tekerlekli Bisiklet, Keşanlı Ali Destanı, Gecelerin Ötesi gibi Türk Sineması'nın yüz akı filmlerde de oynadı.

Bir dönemin başarılı spikerlerinden ağabeyi Sayra Orkan'ın anlatımıyla tüm yaşamı boyunca Atatürk, sinema ve tiyatrodan oluşan ilgi üçgeninde yaşayan Senih Orkan gerçek bir Cumhuriyet sevdalısıydı.

Akciğer kanseri tedavisi gören sanatçı, Bodrum'da yaşamını yitirdi.

Filmografisinden:

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Haşhaş 1975
Ayyaş 1974
Düşman Aşıklar 1967
Kızılırmak Karakoyun 1967
Eşrefpaşalı 1966
Suçsuz Firari 1966
Namus Kanla Yazılır 1966
Bitmeyen Yol 1965
Hırsız. 1965
Son Kuşlar 1965
Katilin Kızı 1964
Keşanlı Ali Destanı 1964
Mor Defter 1964
Dişi Kurt 1963
Beyaz Güvercin 1963
Üç Tekerlekli Bisiklet 1962
Sahte Nikah 1962
Mahalle Arkadaşları 1961
Otobüs Yolcuları 1961
Güneş Doğmasın 1961
Ölüm Peşimizde 1960
Gecelerin Ötesi 1960
Üç Kızın Hikayesi 1959

metin: derleme
afişler: sinemalar.com

#11 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.03.2009 - 15:37

Gönderilen Resim Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Saadettin ERBİL (1925-1997)
Tiyatro ve sinema oyuncusu

İstanbul'da doğdu.

Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi.
1943 yılında Şehir Tiyatroları'nda çalışmaya başladı.
Daha sonra Raşit Rıza, Sadi Tek, Muhsin Sabahattin, Cemal Şakir, Dormen, Çığır Sahne, Küçük Sahne, Ses Tiyatrosu ve ayrıca Anadolu'da birçok tuluat sahnelerinde oynadı.
Doktorun Hatırası, Yayla Kartalı, Casuslar gibi birçok oyunda başrol oyuncusuydu.

Tiyatronun yanısıra sinema oyunculuğu da yaptı.
Türk sinema ve tiyatrosunun en büyük oyuncularından biri olarak kabul edilen Saadettin Erbil, filmlerinde güldürme yeteneğinin yanısıra 'kötü adam'ı da kendine özgü oyunuyla inandırıcı bir biçimde canlandırdı.

Ayrıca dublaj yapan, genelde kötü adamları seslendiren ve Yeşilçam filmlerinin o unutulmaz 'kötü adam gülüşü'nü yaratan Erbil'in filme alınmış senaryoları da bulunmaktadır.

Eski tiyatrocu Mehmet Ali Erbil'in babası olan Saadettin Erbil beyin kanamasından yaşama veda etti.

Oğlu için, "Sanatçı oldu ama hala adam olamadı" deyimini kullandığı söylenir.

Filmografisinden:
Gönderilen Resim Gönderilen Resim
Mutlugiller 1994
Duvardaki Kan 1986
Üşütük 1984
Yısuf ile Kenan 1979
Üşütük 1978
Güllü Geliyor Güllü 1973
Çığlık 1972
Yedi kocalı Hürmüz 1971
Şoför Nebahat 1970
Şahane İntikam 1969
Atlı Karınca Dönüyor 1968
Karım Beni Aldatırsa 1967
O Kadın 1966
Pişkin Delikanlı 1965
Kadın Berberi 1964
Beni Osman Öldürdü 1963
Aşka Kinim Var 1962
Oğlum 1961
Denize İnen Sokak 1960
Kalpaklılar 1959
Civan Ali 1958
Lejyon Dönüşü 1957
Katibim 1956
Lokum Sultan 1955
Bulgar Sadık 1954
Katil 1953
Kanun Namına 1952
Onu Affettim 1950
Yanık Kaval 1947
Deniz Kızı 1944
Onüç Kahraman 1943


metin: derleme
afişler: sinematurk.com, sinemalar.com

#12 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 10.03.2009 - 13:34

Gönderilen Resim

Kazım KARTAL (1936-2003)

Altunhisar/Niğde'de doğdu.

Oyunculuk yaşamına 1946 yılında 'Hancının Kızı' filmiyle başlayan ve genellikle karakter rollerde yardımcı oyuncu olarak rol alan Kartal, 350'si saptanabilen yaklaşık 1000 filmde rol aldı, iki senaryo yazdı, bir filmin(Tetikçi Kemal,1993) yönetmenliğini üstlendi.

'Kötü adam' karakterlerini başarıyla canlandıran oyuncu, bir dönem seks filmleri furyasında çeşitli filmlerde rol almasının gerekçesini şu sözlerle açıklamıştı: "Parasız kaldığım dönemlerde bakkaldan veresiye alışveriş bile yapamayıp, alay konusu olmak canıma tak demişti, mecburdum".

Son döneminde, oyuncular için neredeyse tutunacak tek dal haline gelen dizilere geçen Kazım Kartal, TGRT'de yayınlanan "Kirve" adlı televizyon dizisinde rol aldı.

ÇASOD(Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği) üyesi ve Türk Sineması'nın önemli oyuncularından olan Kazım Kartal, 13 Ağustos 2003'de İstanbul'da kalp krizinden yaşamını yitirdi.

Gönderilen Resim Gönderilen Resim


Ölümünün ardından Kanat ATKAYA şöyle yazıyordu köşesinde:

"Kazım Kartal

Kazım Kartal ölmüş.
Türk Sineması'nın sayılı kötü adamlarından biriydi. Cihangir'de oturduğum dönemde ara sıra görürdüm.

Her gördüğümde de yanına gidip ‘‘Siz bence çok iyi bir oyuncusunuz'' demek ve Kazım Kartal'ın da oynadığı ve çok sevdiğim filmler üzerine muhabbet etmek isterdim.

‘‘Yapsaydın ya, niye yapmadın ki?'' diyeceksiniz. Onun nedenini biraz sonra açıklarım.

Filmlerinden bahsedecektim Kazım Kartal'ın. ‘‘Yırt Kazım'' veya ‘‘İsmet Bu Ne Kısmet'' gibi 1970'lerin ortalarında veya sonlarında yaptığı soft-porno filmlerden bahsetmiyorum.

Benim esas sevdiklerim ‘‘Zagor'', ‘‘Zagor Kara Korsanın hazineleri'', ‘‘Tarkan Güçlü Kahraman, Kolsuz Kahramana Karşı'', ‘‘Kilink Ölüm Saçıyor'', ‘‘Battal Gazi Geliyor'' veya ne bileyim işte ‘‘Cilalı İbo Teksas Fatihi'' gibi filmleri.

Cihangir sokaklarında gördüğümde, Kazım Kartal'ın ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu düşünürdüm hep. Çünkü bu kadar babacan tavırlı bir adamın filmlerdeki sert ve acımasız ifadeyi oturtabilmesi için hakikaten iyi olması gerekir.

‘‘Yeşilçam Emekçisi'' kalıbının gerçek bir örneğiydi. Onur Üyesi olduğu Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği'nin internet sitesindeki biyografisinde sadece doğum yılı, boyu göz rengi ve kilosu yazıyor mesela.

250'nin üzerinde filmde rol almış, Türkiye'nin her köşesinde tanınan bir oyuncuyla ilgili bulup bulabileceğiniz tek bilgi boyu, posu ve doğum tarihi.

Burada ‘‘Amerika'da 250'yi bırak, 25 filmde oynasa nasıl yaşardı biliyor musun?'' geyiğine girmeyeceğim. O başlı başına bir konu. Fakat 250 film çevirmiş biri hakkında bulup bulabileceğiniz bilgi bu kadar mı olmalı?

Yeşilçam'a gayet kabarık bir vefa borcumuz olduğunu ve bu borcu kapatmak için bir şeyler yapmak gerektiğini düşünüyorum.

Kazım Kartal'ın ölümünün ardından eski oyuncu dostlarından görüş almış Magazin Servisi'ndeki arkadaşlar.

Eşref Kolçak şöyle demiş: ‘‘Ben neye üzülüyorum, eksik olan sinema kanunumuz, hiçbirimiz göremedik. Gözlerimiz açık olarak gideceğiz''

‘‘Sinema kanunu'' nedir biliyor musunuz? Biliyorsanız güzel, ben bilmiyorum çünkü. Yani, yıllardır filmleriyle güldüğümüz, heyecanlandığımız, ağladığımız sanatçıların ne istediğinden bile haberimiz yok.

Neyse, ben size niçin Kazım Kartal'ın yanına gidip muhabbet etmediğimi anlatayım. Yıllar önce, Boğaz vapurundayım. Hava çok güzel, ben de dışarı oturmuşum.

Bulunduğum bölüme tanıdık yüzlü biri geliyor. Aaa! Cevat Kurtuluş. Beni hayatta en fazla güldüren 3-5 kişiden biri.

Fakat Cevat Kurtuluş yalnız değil. Etrafına 3-4 tane benim yaşlarımda genç takılmış, ‘‘Taklit yapsana, bizi biraz güldürsene'' diye takılıyorlar Cevat Kurtuluş'a.

Aldığım Türk filmi eğitimine göre o anda Cüneyt arkın olmam ve ‘‘Dağılın, rahat bırakın adamı, yieeeyt!'' diye fırlamam ve uçan kafayla dağıtmam gerekiyor çocukları.

Fakat ne ben Cüneyt Arkın'ım, ne de hayat bir Türk filmi. Dörde karşı bir, adamın asfalt ederler.

Çaresizce Cevat Kurtuluş kaçıyor, bunlar peşinden gidiyor. Sonunda çıldırdı ve bağırdı çocuklara tabii.

O günden sonra ünlü bir insan gördüğümde bırakın yanına gitmeyi, yönümü bile değiştiriyorum, ne olur ne olmaz rahatsız etmeyeyim diye.

Ama yine de en azından bir Zagor muhabbeti yapmak isterdim.

Nur içinde yatsın." (hürriyet, 15 Ağustos 2003)


- Filmografisinden:

Gönderilen Resim

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Hancının Kızı (1963)
Mor Defter (1964)
Konyakçı (1965)
O Kadın (1966)
Kocadağlı (1967)
Urfa İstanbul (1968)
Şehir Eşkiyası (1969)
Mazi Kalbimde Yaradır (1970)
Umutsuzlar (1971)
Şehvet (1972)
Nefret (1973)
Deli Ferhat (1974)
Tatlı Tatlı (1975)
Şoför (1976)
Dört Ateşli Yosma (1977)
İsmet Bu Ne Kısmet (1978)
Çılgın Bakireler (1979)
Destan (1980)
Takip (1981)
Gurbet Kuşları (1982)
İdamlık (1983)
Halk Düşmanı (1984)
Eroin Hattı (1985)
Kanlı Su (1986)
Asılacak Adam (1987)
Ponente Feneri (1988)
Kınalı Hanzo (1989)
Tatar Ramazan (1990)
Ölümü Yaşamak (1991)
Beyaz Umutlar (1992)
Arayış (1993)
Sessiz Çığlık (1994)
Tel Örgü (1995)
Ekmek (1996)
Yalnızlık Şarkısı (1997)
Sokakların Yasası (1998)
Dava (1999)
Acılar (2000)
Dava/Doz (2001)
Şahin (2002)
Toprağa Kan Düştü (2003)

metin: derleme
afişler: sinemalar.com

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 07.07.2009 - 02:50


#13 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 16.03.2009 - 00:42

Gönderilen Resim

Hayati HAMZAOÐLU (1933-2000)

Trabzon'da doğdu.

İlkokul'dan sonra hayata atıldı; kunduracılık, dökümcülük, kuyumculuk gibi değişik işlerde çalıştı.
Trabzonda varlıklı bır kuyumcu iken sinema sevdası nedeni ile varlığını satıp Yeşilçam'a geldiği söylenir.

Sinema serüveni ise 1953'de Köy Çocuğu filmiyle figüran olarak başladı.
İlk başrolünü 1961'de Ölüm Kayalıkları filminde oynadı.

Türk sinemasının en önemli karakterleri arasında yer alan Hamzaoğlu, daha çok 'kötü adam' rolleri ile tanındı.

Gönderilen Resim

Oyunculuk formasyonu olmayan, tamamen alaydan yetişmiş olmakla birlikte, sergilediği oyunculuk sinemada aranan doğallık ve inandırıcılığa sahipti; doğal ve ölçülü oyunculuğu ile abartıya ya da melodrama kaçmadan, canlandırdığı tiplerle gerçekleri olduğu gibi seyirciye vermeye çalıştı, gerçek hayata uygun tipler çizmeyi başardı.

Oynadığı rol, çalıştığı yönetmen ya da türü ne olursa olsun genelde oyuna hakim ve de abartısız yalın tarzı oldu.

Gecelerin Ötesi, Kuyu, Umutsuzlar, Tatar Ramazan, Ağrı Dağı Efsanesi, Kızgın Toprak Acı, Ağıt gibi birçok nitelikli filmde rol alan ve zor rollerin adamı olan Hayati Hamzaoğlu, diğer 'kötü adam'lar gibi, jönleri doruğa taşıyan, merdiven insanlardan biriydi.

200'e yakın yapımda rol alan Hayati Hamzaoğlu 15 Nisan 2000 günü Antalya'da yaşama veda etti.

Gönderilen Resim Gönderilen Resim

- Hıdır Ali Bingöl'ün Temmuz 1998´de sanatçı ile yaptığı söyleşiden:

"..........

Bir anne çocuğunu nasıl severse ben de sinamayı öyle sevdim. Anne ve çocuk misalinde olduğu gibi, sinemada bazen çocuk, bazen baba oldum. Severek oynadım. Gençlik heyecanım kendini usta olmaya çalışan bir oyuncu olmaya terk etti. Sosyal çelişkileri aktarmak zordu bizim dönemimizde. Bunca yıllık çalışmamdan sonra topluma verdiğimiz mesajların yerine ulaştığını görünce mutlu oluyorum."

..........

Yılmaz´la(Güney) birlikte bir kadromuz vardı. Türkiye gerçeğini anlayan, objektif yorumlayan, ezene karşı ezilenleri sinemaya taşıyan çalışmalarımız taktir topladı. Türkiye´de yaşıyor olacaksınız ve Türkiye gerçeğine yabancı olacak, ya da görmemezlikten geleceksiniz, bu olmaz! Biz o tabuyu yıktık. Dönem dönem asayişte sorgulandık, ceza aldık ancak aldığımız cezaları gerçekleri sunmanın mutluluğundan ötürü çalışmalarımızı kamçıladı...Devrim sözcüğünden insanlar korkuyor. Devrim; eskisini yıkıp yerine daha yenisini, daha güzelini, daha sosyal olanı koymaktır. Biz de (Türk Sinemas'nda) bunu yaptık...Türk sineması popüler bir tarihe sahip olmasa da, biz bazı güzel eserler bıraktık diye düşünüyorum.

..........

Sinema daha doğrusu sanatçı ve aydınlar Türkiye´de aç kalmaya mahkümdürler...Telif yasası, ya da bizleri koruyan bir yasa yok. Benim durumumdan daha kötü olan arkadaşlarım var!.. Hiç olmazsa benim evim var." (Söyleşi, Haziran 1999´da Berlin´de yayınını sürdüren Merhaba dergisinde yayınlanmıştır.)


- Ödüllerinden:
1969 Adana Altın Koza Film Festivali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü, Kuyu
1970 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü, Bir Çirkin Adam
1991 Antalya Altın Portakal Film Festivali, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü, Tatar Ramazan
1999 Antalya Altın Portakal Film Festivali, Yaşam Boyu Onur Ödülü


- Filmografisinden:

Gönderilen Resim
Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Tomurcuk 1994
Tatar Ramazan 1990
Leke 1989
Aşka Vakit Yok 1988
Hacer Ana ve Oğulları 1987
Veda Türküsü 1986
Eroin Hattı 1985
Damga 1984
Çocuklar Çiçektir 1983
Tomruk 1982
Yasak Aşk 1981
Ayrılık Kolay Değil 1980
Akrep Yuvası 1977
Tepedeki Ev 1976
Şafakta Buluşalım 1975
Öfkenin Bedeli 1974
Yanaşma 1973
Baskın 1972
Ağıt 1971
Öleceksek Ölelim 1970
Bir Çirkin Adam 1969
Can Pazarı 1968
Kurbanlık Katil 1967
Bir Millet Uyanıyor 1966
Akrep Kuyruğu 1965
Duvarların Ötesi 1964
Harmandalı Efe'nin İntikamı 1963
Aramıza Kan Girdi 1962
Kızıl Vazo 1961
Gecelerin Ötesi 1960
Kara Sevdalı Yarim 1959
Dokuz Dağın Efesi 1958
Yayla Güzeli Gül Ayşe 1956
Köyün Çocuğu 1953

metin: derleme
afiş: sinematurk.com
fotoğraf: google.com

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 19.08.2009 - 15:01


#14 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 25.03.2009 - 17:16

Gönderilen Resim

Necip TEKÇE (1924-2004)

Türk Sineması'nın kıdemli 'kötü adam'larından.
Sinema oyuncusu Ahmet Tarık Tekçe'nin kardeşidir.

Kısa boyu, bir kulağının üstünden öbür kulağına tarafına doğru taranan saçlarına(comb over) ek olarak, kısık gözlerinin altından uzanan koca burnu, ince bıyıkları ve titrek dudakları ile hatırlanan Necip Tekçe, 1960'lı yılların çok sayıda siyah beyaz filminde oynamasına karşın, sinemada kardeşi gibi bir yer edinemedi, daha çok ikinci, üçüncü sınıf rollerde göründü.

Bir kenarda unutularak yaşama veda etti.

Filmografisinden:

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Polis Dosyası 1989
Akrep 1986
Mahkum 1985
Vahşi Kan 1983
Rüzgar 1980
İki Cambaz 1979
Babanın Evlatları 1977
Kara Yemin 1975
Bataklık Bülbülü 1973
Günahsızlar 1972
Katil Kim 1971
Afacan 1970
Buğulu Gözler 1970
Kaderimsin 1969
Vesikalı Yarim 1968
Pranga Mahkumu 1967
Malkoçoğlu 1966
Şeker Hafiye 1965


metin: derleme
afişler ve fotoğraf: sinematurk.com

#15 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 11.04.2009 - 20:35

Gönderilen Resim

Hüseyin BARADAN (1932 - 2004)

İzmir’de doğdu.

Bir süre lise öğrenimi gördükten sonra gazetecilik yaşamına atılarak, foto muhabirliği yaptı.
Demokrat İzmir, Hürriyet, Ege Ekspres gazetelerinde çalıştı.

Bir raslantı sonucu başlayan Yeşilçam serüveninde İzmir’de çekilen filmlerde oynadıktan sonra Yoakim Filmeridis tarafından İstanbul’a Yeşilçam’a götürüldü. Genelde kötü adam tiplemelerinde göründü. Pos bıyıkları ve keskin bakışlarıyla beyazperdedeki en başarılı ‘kötü adam’lardan biri oldu ve sürekli ‘esas oğlanla kızın arası’nı bozan inandırıcı tiplemeleri sonucunda halk arasında ‘Hüseyin Baradan, çekil aradan’ sloganıyla anılmaya başlandı.

Çoğunlukla canlandırdığı 'kötü adam' karakterlerinin yanısıra 'arkadaş canlısı, sevimli dost' karakterlerini de başarı ile canlandırdı.

Yaklaşık 450 filmde rol alan ve yüzündeki güleç ifade nedeniyle 'iyi kalpli kötü adam' olarak da anılan Baradan, 1988 yılında yayımladığı 'Bu Gözler Neler Gördü' adlı anı kitabında sinemaya girişini şöyle anlatır:
"1950 yılında Kemeraltı'ndaki ünlü Şükran Lokantası'nda yemek yerken yanıma İzmir Film'in sahibi Necdet Bükey gelmişti. Bana 'Çevireceğim bir film için sizin tipinizdeki birine ihtiyacımız var, acaba kabul eder misiniz?' dedi. Ben de kendisine 'Hiç filmde oynamadım, beni affedin' cevabını verdim. Israrcı olan Bükey, ardından bana Feleğin Sillesi yazılı bir senaryo uzattı. Senaryoyu çok beğendim ve Kemal Kan'ın yönettiği bu film ile sinemaya adım attım. Bu filmden iki takım elbiselik İngiliz kumaşı karşılığı bir para almıştım. İlk başrol oynadığım filmim 10 bin lira karşılığında oynadığım Hüseyin Baradan Çekilin Aradan isimli filmdi. Bu filmde Gönül Yazar ve Süphe Tekniker ile oynamıştım."

1970'lerde yükselen seks filmleri furyasının dışında kalmayı yeğleyen Baradan eski mesleği foto muhabirliğine döndü.
Bir süre Ulusal Radyo Televizyon'un İzmir temsilciliğinde bulunan, ayrıca halkla ilişkiler alanında çalışan ve bunun dışında şovmenlik de yapan; birçok ödül ve sürekli basın kartı sahibi olan Hüseyin Baradan, İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Foto Muhabirleri Derneği üyesiydi.

Anı kitabında, bir dönem Lütfi Kopan ile Karakediler isimli bir ikili oluşturarak tiyatro yaptıklarını; ayrıca 1967’de Hulusi Kentmen ve Şahin Tek’le birlikte bir tiyatro grubu kurarak Anadolu turnelerine çıktıklarını da belirtir.

Eşini kaybettikten sonra (2000) sağlık konusunda etkinlikler gösteren sanatçı; bir hastanenin onarımı için başlatılan kampanyaya da büyük destek verdi; ayrıca, yarım yüzyıl içtiği sigaradan gençleri uzak tutabilmek için çeşitli kampanyalara katıldı.

1999 Uluslararası İzmir Film Festivali'nde Altın Artemis Onur Ödülü alan sanatçı 30 Haziran 2004 günü Bornova/İzmir'de yaşama veda etti ve aynı yerde toprağa verildi.


- Filmografisinden:

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

Gönderilen Resim

Artık, Eksik 2001
Başka Olur Ağaların Düğünü 1990
Doruk 1985
Kördüğüm 1982
Tanrıya Feryat -1980
Hedef 1978
Ölmeyen Şarkı 1977
Aşktan da Üstün 1970
Tel Örgü 1969
Kanlı Takip - 1967
Karanfilli Kadın - 1966
Haremde Dört Kadın - 1965
Hüseyin Baradan Çekilin Aradan - 1965
Kızgın Delikanlı - 1964
Çalınan Aşk - 1963
Sahte Nikah - 1962
Kızıl Vazo - 1961
Dostluklar Yaşadıkça - 1960

(derleme)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.07.2009 - 02:53


#16 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 25.04.2009 - 02:13

emeğine sağlık güzeldi
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#17 K@LPSİZ

K@LPSİZ

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.160 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Ankara

Gönderim zamanı 25.04.2009 - 02:31

Süperdi.. Zevkle okudum..
Kimsenin adı dudaklarımı kandıramadı...

#18 CIZIRTI

CIZIRTI

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 248 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:İSTANBUL

Gönderim zamanı 25.04.2009 - 03:44

süper bir derleme olmuş teşekkürler ::

#19 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 25.04.2009 - 05:20

emeğine sağlık güzeldi



Süperdi.. Zevkle okudum..



süper bir derleme olmuş teşekkürler *omg



Teşekkür ediyorum dostlarım.
Güç verdiniz.
Sevgi/selam.

#20 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 27.04.2009 - 22:59

Gönderilen Resim

Kenan PARS (1920 - 2008)
Tiyatro ve sinema oyuncusu, sinema yönetmeni.

İstanbul'da doğdu.
Ermeni asıllı olup gerçek adı Kirkor Cezveciyan'dır.

Bakırköy’de, Bezazyan Lisesi’nde okudu ve diplomasını aldıktan birkaç yıl sonra Halkevi’ne dönüştürülen okul binasındaki etkinliklere katılmaya başladı.Bu arada, okul sonrasında ticarete atılıp öncel kurşun boru imalatında çalıştı, ardından da tuhafiyecilikle uğraşmaya başladı.

Askerlik sonrasında yakın arkadaşlarından olup Şehir Tiyatroları’nda sahneye çıkan, aynı zamanda yönetmen Lütfi Akad’ın yanında asistan olarak filmcilik yapan Sırrı Gültekin’in teşvik ve önerisiyle, kendisini Yeşilçam’da buldu.

Gönderilen Resim

1.83 boyunda, şık, yakışıklı, fiziği yerinde, olgun erkek tiplemesine uygun bir portre çizmenin avantajlarıyla 1953 yılında Lütfi Akad’ın yönetmenliğini yaptığı “Öldüren Şehir”le kamera karşısına geçti. 1955 Yılında çevrilen “Günahkâr Baba” filminde başrol oyunculuğunu üstlendi.

Pars, bir dönem Yeşilçam filmlerinin sert ve 'kötü adam'larını canlandırdı.
Ancak, kötü adam rollerinin dışında çizdiği olgun erkek tiplemelerinde de başarılı oldu.

Oyunculuğun dışında "Oğlum", "Derdimden Anlayan Yok", "Ölüm Allah'ın Emri", "Aklın Durur" ve "Bir Ateşim Yanarım" adlı filmlerin yönetmenliğini üstlendi, ayrıca "Cinayet Gecesi" , "Oğlum" gibi birkaç filmde yapımcılık ve senaryo yazarlığı yaptı.

Çevirdiği yüzlerce filmin yanısıra tiyatro çalışmalarında da bulunan ve hatta tiyatro oyunu yöneten Pars,1977 yılında son çevirdiği “İkimiz de Sevdik” adlı filmin ardından sinemayı bıraktı.

İstanbul, Bakırköy'de yaşayan Kenan Pars, kendi adını taşıyan bir Milli Piyango bayii işletiyordu.

10 Mart 2008'de öldü.

Oyuncu filmografisinden

Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim Gönderilen Resim

1953 Öldüren Şehir
1954 Vahşi Kız
1955 Kanlarıyla Ödediler
1956 Büyük Sır
1957 Dişi Canavar
1958 Hayat Cehennemi
1960 Elveda Hatıralar
1961 Kalp Yarası
1962 Lekeli Kadın
1963 Aşka Tövbe
1964 Karanlıkta Uyananlar
1964 Varan Bir
1964 Vur Gözünün Üstüne
1965 Devlerin Kavgası
1966 Kanlı Pazar
1967 Ağa Düşen Kadın
1968 Altın Avcıları
1969 Gizli Emir
1972 Yirmi Yıl Sonra
1973 Aşkın Zaferi
1974 Diriliş
1975 Gençlik Köprüsü
1976 Günahkar
1977 Bir Adam Yaratmak
1979 Mücevher Hırsızları
1982 Kördüğüm
1984 Darbe
1985 Sosyete Şaban
1986 Uçurum
1987 Menekşeler Mavidir
1988 Hüküm
1994 Yorgun Ölüm
1999 Hayat Bağları
2000 Acılar

kaynak : eskidenbakirkoy.blogcu.com
afiş ve fotoğraf : sinematurk.com





Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli