Gitmeseydin...
#21
Gönderim zamanı 17.01.2008 - 14:35
#22
Gönderim zamanı 16.02.2008 - 12:53
kuş uçmaz gönüllerde bestelenir şiirim
kalansız hesap işlerinde sıfıra endeksli yaşantım
korkularımsa yatırımsız geleceğe ..
keşke;
bir şeyleri anlamlandırabilmek kadar kolay olabilseydi gidişini anlamak
anlamıyorum, anlayamadığım ise;
boş beklentili sözlerden neden böylesine acı sonuçların doğduğu
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
#23
Gönderim zamanı 25.02.2008 - 17:07
Yanlış bu dokunuşlar..
Yanlış bu anlaşılma isteği..
Bir sokaktan, kendiminkine nasıl geçmeliyim.. Sınırlarımı böyle yitirmişken...
Bir nefes daha...
Geleceği gördüm..
Kayıp duruyordu avucumdan..
Belirsizliği, iğrençliğini örtmüyordu..
Kırmızı bir senfoni yazmak istedim, yalnız ışıkta duyulan..
Çünkü beni, sadece babamın aldığı pabuclar sevindirdi, bayram kıyafetleri..
Annemin saçlarıma dokunması sevindirdi..
Şimdi herşey hazır..
Bir tek eksiğim var kırmızı..
Bir türlü tamamlanamayan tamamlandıkça eksik kalan kırmızı...
Biraz daha uyu..
Biraz daha hayatta kal diye tutunduğum
Ruyalar beynimden yollara fışkırıyor..!'
Yanlış bu sözcükler , yanlış..
Çok ağladım..
Çok erkek oldum..
Çok da kadın..
Kimseyle kendimle bile yaşayamazdım..
Hep yarım kaldım hep..!
Vücudumla bütün duvarları yıkmak isterdim..
Kamasındaki elmaslara vurgun bir bıçak gibi...
Tutunmama izin ver ya da öldür dedim...!
Belki, bana bir adres bile satın alırsın..
Çok paran vardır senin..?
Belki ameliyat ettirirsin..
Gitsin diye yüzümün diğer yarısı da..
nerem varsa insan kalan...
İşte orası acıtıyor..''
İnan bıktım bu sözcüklerden..
Karanlık, gece, cocukluğum, korku, yeni sevgilim..
Afrika, çilek tanrıçalar ve çalan telefon zillerinden bıktım..!
Bir de kırmızı rujdan..
Kendi fotoğrafına gülümseyen..
Kendi içkisinde boğulan..
Kendi annesinin celladıyım..!
Buyum işte..!
Başka türlü nefes alamam..
Çocuk da doğuramam..
Hadi nefes al..!
Ba$ını derenin kenarına koy..
Atını yıldızlara bağla..!
Dinle ama korkma..
Çünkü vitamin aldım..
İyiyim..
Ama; ya bu soluk sonsa..
Ağlıyorum fren seslerinin ardından gelen hıza..
Kaderimin oyuncağı oldum..
Sokakta aşkı buluyorum diye ama şekerleri kazandım..
Övüncü oldum sessiz uzlaşmacıların..
Övüncü oldum tüm yaşayamamışların..
Bir kurbanın onurunu diktiler yakama..
Kırmızı..
Sana sadece kırmızı demeliyim..
Ben başaramıyorum kırmızı..!
Hatırlamak dışında bir mucizem yok..
Birşeye inandım..
Birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim..
Oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım..
Pirinc işlemeli bir aynada kırıldı yüzümün diğer yarısı
Herkes uyuyordu..
Yüzümün yarısı benim, yüzümün yarısıyla hep yarım öyküler anlatırım..
Peki sen..?
Yarım dudaklı bir kadını öpmek ister misin?
Bir ben buruk, bir ben benliğime benzeyen...
Vicdanımda ararken sebebini, tahmin edemezdim açmış olduğun yaraların bu kadar kalıcı olacağını...
Seninle yaşamaya alışırken, sensizliğin adını henüz koymamıştım. Bir gün gibi uzaktın ve zulmün ötesinde bir haykırıştı nefretin..!
Dönsen de görsen, sevsen de bitsen diyorum artık...
Pişmanlığın aş olmuş soframda; her gün seninle doyuyorum, husumetinle...
Sen uyuyunca uyanıyorum, eskidendi rüya randevuları..
Senin aksine ama bir o kadar da inadına yaşıyorum..
Sonunu görmediğin yolculuklar, cevabını bilmediğin sorularla yoğuruyorsun ruhunu..
Uğraşma boşuna, yorma kendini...
Acizsin, kabul et..!
Yitirdiğim anlarımın anısıyla yenileniyorum şu sıralar...
Umurumda bile değil ne düşündüğün..!
Hayata o kadar dost, hayata o kadar sadık bir hal aldı ki umudum, değil sen hiç bir arzum yok geleceğe gebe...
Arkana dönüp bakmadığın, gözünü kapayıp görmediğin her çelişkinin hesabı kesilmiş vaziyette..
Oysa ne kadar da güzeldi senli bir hayata dair cümleler kurmak..
Şimdi ne yaktığın ateş, ne de doğan güneş ısıtmıyor ellerimi..
Kış oldum da alkışlandım kısacası, zaferimdi gidişin..!
Zamana inat çoğaldı gülümsemeler..
Eller elliğini bildi, karışmadı..
Tenhalarda bekleyişin mutluluk getirdi, sıradan bir gecenin umutlu bir güne köprüsü olduk..
Pişmanlık gurbetin adıydı, biz hep sılaya varmak istedik..
Yapay yolculukların doğurduğu son duraklar hep aynı olsa da, her bir fotoğraf karesinin değeri ancak bir biz ile ölçülür..
Senin olmadığın, benim sığmadığım bir gökyüzünde ne kadar parlak olursa olsun güneş yine bakar ve ararım eşimi..
Buselerin olmadan vazgeçmem kendimden, yummam gözlerimi..!!!
Dengelerin kalp kriziyim ben!!
Yorgunluğumun sunağında biçimlenir hatrı sevdiklerimin..
Ve.. cevaplanmamış sorularını saklarım karanlığımda düşmanlarımın..
İki an arasında yiter yapıların en yüceleri gözlerimin yeşil haresinde..
Kul bile değil şehr-i İstanbul olsa bile elimi tutan hain..
Küf yürür kapanan kapıların ardındaki devasa kalelere..
Ben ve Yeditepeli Şehrim bir kez eğildik..
O da Sadece Sultan Mehmet'e..
Kul değil sen değil değil şehr'i istanbul olsa bile elimi tutan hain..
Küf yürür kapanan kapıların ardındaki devasa kalelere..
İki an arasında yiter yapıların en yüceleri gözlerimin yeşil haresinde..
Ne susmalarımın gamsız yolculuklarından geri alırım kendimi..
Ne de başkalarının yalan gemisinde kara parçalarını arar gözlerim..
Dengelerin kalp kriziyim ben..!
Ardından eğilmedi eğilmez bir milim olsun kimsenin bu yürek..
Kanlar içinde kalsada asi yüreğim..
Ardıma bakmadan ipimi kendim çeker basar giderim..!
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
#24
Gönderim zamanı 25.02.2008 - 17:13
Hastayım tavşan sana.. 1,5 yaşımdan beri..
#25
Gönderim zamanı 26.02.2008 - 11:51
mevsim kar beyaz.
kılcal damarlarımda gezerken
sev biraz..
sus –ma
bu kez
dolaylı yolların dönemeçlerinde ayak izlerine sarıldığım,
bak –ma
kucaklar mıyım çıkıntılarını toprak tozdan, yolda izden olmasa?
dönüp ardına
bak biraz..
sana yanıldım
sana yalındım
sende bunaldım
sende bulandım
ben kime taptım?
kalbini
yor biraz..
bu şehri ortasından
vuracaksan
çıkmalısın
başkalaşmış vücutlardan
kaçmalısın
laçkalaşmış suretlerden
almalısın
sen –li aynalardan
zira suretin siluet ayna camı yansımalarının içime düşen gölgelerinde..
seviyorsan beni
kal biraz..
sev biraz..
bak biraz
aç biraz
yor biraz
kal biraz.."
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
#26
Gönderim zamanı 26.02.2008 - 21:48
#27
Gönderim zamanı 16.05.2008 - 23:49
vazgeçmişsin bütün ümitlerin güzelliğinden
yeni bir şey aramanın ve bulmanın sevincinden
artık bitti diyorsan unuttuğun bir şeyler var
hala mavi gökyüzü bak hala çok güzelsin
ve sakin bir rüzgarda dinleniyor dalgalar
bu sabah sevinçle uyan, gerin pencerende
paslı bir tat gibi kalsın yalnızlığın
yeniden başlamanın keyfini duy içinde.
hayatının anlamını yanlış çözmüş gibisin
herkes sevgi bekliyor, yalnızca sen değilsin
sevgini söylemekle başlar herşey birdenbire
bir çocuğun saçını okşayarak gülümse
küçük bir pırıltıyla yolunu o göstersin
yeniden başlamak istersen bu bile sana yeter
Gündoğarken-Sevinçle Uyan
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
#28
Gönderim zamanı 23.10.2008 - 16:45
Kal rüyamda, olduğu gibi değil de olmasını istediğim gibi sürsün her şey.. Uzun uzun ve anlaşılması zor cümleler kurmama gerek kalmasın, yalnızca sen anla..
…
ama
..sen yalnızca..
Rüya mı bu? Orada beklerken gördüğüm sen misin? Beklettiğim, ama hep beklediğim.. Garip ama değil mi, erkenden olmam gerekirken orada, olamıyorum.. Son dakikaya kadar bekliyorum evde, gelmezsin diye; çıkmıyorum evden.. Bir emin olsam geldiğine derken;
“Geldim” diyorsun, “bekliyorum..”
Sıkışıyor kalbim, kendimi boşluğa bırakıyorum, zamana..
…
ama
..yoldayım geliyorum..
Bir siluet uzaktan, üşümüş.. Elleri cebinde, kulağında bir müzik.. Geçmişten kalma bir yaprak düşüyor, son yaprak belki de.. o koridor, o şarkı.. Beynimi yoruyor hepsi, dursun bu flashback..
Bir yara sızlıyor o an; ağlatmıyor.. ağlamama, izin vermiyor.. Yaklaşıyorum, acıyor.. da; nefes aldırmıyor…
…
ama
… öldürmüyor da sanki…
Yol bitiyor.. sen ve sesin:
“Merhaba”
Bütün merhabalar uyanıyor içimde, bütün duygular gidiyor.. Ben miyim bu? Neredeyim ben? Hala mı rüya.. Bir melodi geliyor derinden, bakıyorum senden.. Son dinlediğin şarkı olsa gerek, müziği duyuyorum da sözler yok.. Çok tanıdık oysa, ay gibi, dinlediğim bütün şarkılar gibi tanıdık.. Sen gibi tanıdık.. Çıkmaz sokaklarda çıkar yol aradığım, her seferinde, her yolun sonunda karşılaştığım enkaz kadar tanıdık.. Ama sözler karakutu gibi yok, arıyorum yıkımların arasında, ahh bir bulsam.. Çözülecek sanki bu rüya.. Uyanacağım.. Bu son sonrası yok, sonra diye bir zaman yok..
notalarım var;
..
ama
sözlerim?
..sözlerimi kaybettim, hükümsüzdür..
“İyi değilsin sanırım, gel dışarı çıkalım”
Evet değilim, hiç iyi değilim.. Sen burdasın ama ben iyi değilim, kalbim.. nefeslerim.. darmadağınım.. Sanırım kuytundayım.. ama soğuk dışarısı, üşüyorum.. Nasıl bir rüya bu, neden saçmalıyorum.. Yanımdasın ama ben üşüyorum, seni göremiyorum, tutamıyorum.. Bakışlarımı kaçırıyorum.. Gözlerim sağda, seninkiler solda.. Değişelim hadi, ben sola sen sağa.. Sesler çoğalıyor evde, gürültü çok.. Yine duyamıyorum seni, kim açtı bu müziği? Bir şeyler anlatıyorsun, hayatı, değişenleri, topladığın parçalarını, bulamadıklarını.. Umrumda mı sence hayat, dinliyor muyum seni.. Sus, sadece sus; bir şey söyleyeceğim ve gideceğim..
“Efendim?”
-Bir şey söyleyeceğim ve gideceğim..
Ortak paydada buluşuyor bir an gözlerimiz, sonra sırasıyla sağa ve sola.. ayağa kalkarken söylüyorum;
..seni seviyorum..
..ve gidiyorum..
Aynı melodi başlıyor yeniden, bu sefer derinden değil, her yerinden bu evin.. Bütün her şey susmuş, yoğun sessizlik.. Odalar küçülüyor, sesler azalıyor.. Sessiz bir fısıltı var kulağımda, balıksın ya, sende susuyorsun.. bende balığım oysa.. Susmalıyım biliyorum..
ama
..bu şarkı..
“bırakın beni bırakın uyandırmayın,
yanıyor canım,uyanırsam ağlarım”
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
#29
Gönderim zamanı 23.10.2008 - 19:21
bırakın beni bırakın uyandırmayın,
yanıyor canım,uyanırsam ağlarım”
GİDEN rahat gidebiliyor da ya kalan....
#30
Gönderim zamanı 18.11.2008 - 01:33
Ben gidiyorum gidiyorum da… Yağmurların hep üzerime yağacaktı… Biliyorum…. Sen gideli çok ıslanır olmuştum be…
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
#31
Gönderim zamanı 14.01.2009 - 17:48
o küçük umutlar taşındılar bugün.
ağzından çıkan her yeni kelimede onlar da bir adım daha uzağıma düştü.
sen geçmişin hesaplaşmasını yaparken gizliden gizliye, ben geleceğe bakıp seni göremedim yanımda…
kendimi bile göremedim aslında.
kimbilir belki bir gün kurtulurum senden,
bir sabah olsun gözümü açabilirsem sana unuturum belki de…
hiç kavgamız gürültümüz olmadıki bizim, nefret edeyim, unutmak isteyeyim.
acıtmadın ki beni hiç,
gelmedin de gitmedin de,
sanki hep vardın, hep kaldın.
geçmişimden gelen tek insandın.
sanki sen olmasan tarihimi de yazamayacaktım.
oysa 28 koca yılın içinden sadece bir yılımı aldın.
sen gerçektin, ben yalandım
o yalanla büyüdüm, düştüm, kalktım
yaralandım…
kanadım, kanadıkça kanattım,
hırçınlaştım…
ben bir yoktum, bir vardım,
sen hep vardın…
küçüktüm, hep büyük gibi yaptım,
sen büyüktün, hep küçük gibi yaptın…
sonra bir gün ben büyüdüm dedim
o küçük adamı terkettim
meğer terkettiğim kendimmişim
biraz geç öğrendim…
şimdi gerçekten büyürken yanımda istemek seni çok mu bencilce ?
bir sabah olsun gözümü sana açmayı istemek
yaralar mı o adını bile bilmediğim başkasını
belki sen de bilmeyi istemezdin
benim yüzümden öğrendin
sahi benim yüzümden başka neler öğrendin?
konuş benimle, anlat,
kus içindekini ki umutlar yok olsunlar.
konuşulmayan herşey
bir umut taşırmış içinde
taşımasınlar…
umutlar taşınsınlar…
keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
#32
Gönderim zamanı 14.01.2009 - 17:59
0 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli