İçerik değiştir



- - - - -

Gerçek Sevgi


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 3 yanıt verildi

#1 orumcekadam2

orumcekadam2

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 4.836 Mesaj

Gönderim zamanı 23.10.2007 - 08:38


Gerçek Sevgi


Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü
edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"
Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle
indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi
oturmuşlar yerlerine.
Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasındanda derviş
kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. "Ermiş bu kaşıkların
ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. Peki
demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun
geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En
sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten
bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile
gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun"
deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra
karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini
doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan işte demiş ermiş, 'kim ki
gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç
kalacaktır. ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi
tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek
pazarında alan değil, veren kazançtadır daima.


Evet arkadaşlar güzel bir hikaye daha ve sizlerle birlikteyim gene her hafta olduğu gibi ben yazmasını seviyorum sizleri de çok seviyorum bakın işte sevgi burada da karşımıza çıktı ama ben hikayemizden yola çıkarak konuya gireceğim. Bu hikayede ki sofrayı ben dünyaya önceki gelen insanları aç gözlü ve sadece kendini düşünen bencil insanlara, sevgi nedir bilmeyen insanlara, sonra gelen aydınlık insanları kalpleri temiz ve sadece iyilikle dolu ve sevmesini bilen kendisini düşünmeyen insanlara benzetiyorum.
Çevremizde olsun, günlük hayatta olsun hikayedeki ilk gruptaki insanlarla yani kendini düşünen bencil, sevgi nedir bilmeyen insanlar yok mu onlar çevremizdedir hep sadece kendilerini düşünür. İşte tam burada ben size sevgiden gerçek sevgiden sevginin gücünden bahsetmek istiyorum.

Toplumda arkadaş edinirken severek arkadaş edininiz ve arkadaşlarınızı seviniz onları sevdiğinizi onlara hissettiriniz hatta söyleyiniz o da bilsin neden mi çünkü sevmek güzeldir sevgiyle bakmak sevgiyle muhabbet etmek etrafınıza sevgiyle bakmak kuşa, kurda, bitkiye, böceğe, börtüye sevgiyle yaklaşıp sevgiyle bakmak. İşte her şeye sevgiyle bakabildiğinizde bu hayatın anlamı o kadar anlaşılır olur ki o kadar güzel olur ki insanlar arasındaki husumetler, nusubetler, düşmanlıklar biter. Yukarıda da belirttiğim gibi arkadaşlarınıza sevdiğinizi söyleyiniz zaten severek arkadaşlık edindiğinizde sevgiyle baktığınızda arkadaşlarınıza muhabbet başladığında dikkat edin gerçekten o sohbet o kadar tatlı olur ki muhabbete doyum olmaz. Sevginin gücü işte. Ayrıca hadisi şerifte de geçiyor “ Eğer iki mümin karşılaştıklarında sevgi ve muhabbetle birbirlerinin elini tutarsa, sıkarsa, tokalaşırlarsa o ikisinin okyanuslardaki su kadar günahları olsa, o ikisinin günahları nasıl rüzgarlı bir günde kuru bir ağacın kuru yaprakları nasıl dökülürse günahları dökülür” işte arkadaşlar dinimizde sevgi ve muhabbete, tokalaşmaya, selamlaşmaya o kadar önem veriyor ki bakınız okyanuslar kadar günahları olsa diyor rüzgarlı bir günde kuru bir ağacın yaprakları bilirsiniz hızlı dökülür o yapraklar çabuk kopar ve dökülür o iki insanında günahları orada çabucak dökülür diyor. Tabi burada büyük günahlar hariç. Arkadaşlar arkadaşlarınızla nerde olursa olsun karşılaştığınızda sevgi ve muhabbetle elinden tutup tokalaşıp güler yüzlü halini hatrını sorunuz öyle ki küçük günahlarınız dökülür ve affolursunuz bunu asla unutmayınız. Ne güzel bir dine sahibiz arkadaşlar ama keşke bunun farkında olsak. Ve dinimizi hayatımızın her anında yaşasak ve yaşatabilsek.

İşte arkadaşlar size yukarıdaki son cümlelerimde sevginin gücünü dinimiz yönünden özetledim sizde artık sevginin bir yönünü dinimiz yönünden gücünü gördünüz. Şimdi ikinci olarak sevginin gücünü güzelliğini şöyle anlatmak isterim mesela bayan arkadaşlarımız olsun, erkek arkadaşlarımız olsun ya da tüm insanlık olsun şunu iyi bilmelidir sevgiyle yapılan bir iş o kadar güzeldir ki o yapılan iş farklıdır. Nasıl ki yemek yaparken yapılan yemek malzemeleri hazırlanırken sevgiyle hazırlanır sevgiyle ocağa vurulup sevgiyle pişirildiğin de o yemek idda ediyorum size tadından yenmez mi yenir parmaklarınızı yersiniz. Hadi canım sende diyenler olur gibi sanki onları duyar gibiyim ama gerçekten öyle isterseniz kendiniz bunu deneyiniz ben size başımdan geçen bir olayı anlatarak sevginin gücünü bir kez daha göstermek isterim. Bundan 3 yıl kadar önce arkadaşlarla evde kalıyoruz ve yemek bulaşık işlerini sıraya koyduk. Şimdi ben bu yazıyı okuyan bayan arkadaşları duyar gibiyim ne hamarat erkekler dediğinizi duyar gibiyim naparsınız arkadaşlar öğrenciyken dışarıda aileden uzak okurken iş başa düşüyor yemek yapmasını da bulaşık yıkamasını da hepsini öğreniyorsunuz başa geldimi insan her şeyi öğreniyor. Neyse ben kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Nöbetçi sabahları kahvaltıyı hazırlar sofrayı kurar, sofrayı toplar bulaşığı yıkar. Akşamda aynı şekilde ama öğle yemeği dışarıda herkes kendisi cebinden yiyor. Bir gün sabah erkenden kalktım, o gün nöbet sırası bende, ben erkenden kalktım çayı koydum ekmekleri aldım geldim, peynir, zeytin ayarladım sıra geldi patatesli yumurta yapmaya. Ben çok güzel yaparım patatesli yumurtayı. Patatesleri küçük küçük kareler halinde nohut tanesi büyüklüğünde soyup doğradım. Önce onları tavada biraz karıştırdıktan sonra, onlar biraz kızarır gibi oldu sıra geldi yumurtayı çakmaya yani kırmaya geldi. 6 tane yumurta çaktım, bu arada bir tanresini kırarken mercimek büyüklüğünde belki ondan biraz daha büyüktü yumurtanın kapuğu içine düştü. ve bende onu bulamadım nasıl olurda bulamazsın demeyin bir yandan bir erlimle yumurta kırıyorum diğer elimle çırpıyorum, karıştırıyorum bulamadım işte napayım. Ama bu işleri yaparken hep sevgi ve muhabbetle yaptım, neyse dedim belki ben yanlış gördüm sabah sabah dedim kendime. Ben sofrayı kurdum çayı demledim, yumurtayı yaptım, peynir, zeytin sofrayı kurup arkadaşları kaldırdım. Hep beraber kahvaltı yapıyoruz ben bir yandan içimden Allah’a dua ediyorum, ne olur Allah’ım o kabuk, gördüğüm ve bulamadığım o kabuk benim ağzıma denk gelsin arkadaşlarıma değil diye neyse biz bir koca tava yumurtayı yedik hiç kimsenin ağzına denk gelmedi o kabuk. Neyse biz kahvaltı bitti çay içiyoruz sofrada bir yandan da sohbet ediyoruz ben tavanın kıyısında üst bölgede yumurta kabuğunu gördüm ve gülmeye başladım. Arkadaşlar bana sordular neden gülüyorsun sen. Bende anlattım ben dedim hep bu işleri bu kahvaltıyı hazırlarlarken sevgi ve muhabbetle severek hazırladım ama yumurtaları kırarken kabuk düştü bulamadım nasıl bulamazsın dediler, ben yumurtaları bir elimle kırıp bir elimle karıştırırken dedim. Öyle olur mu demeyin oluyor tek elinizle yumurta kırılıyor. Neyse ve dedim biz yemeğe başladığımızda ben içimden bir yandan dua ediyorum bir yandan da yiyorum ne olur Allah’ım bana gelsin o kabuk yerken arkadaşlarıma değil diye dua ediyordum. Yemek bitti birde tavanın dibinide sıyırdık ama kimsenin ağzına kabuk gelmedi zaten gelse hemen çiğnerken belli olur. Ben dedim ki bakın kabuk üst tarafta burada kıyıda duruyor baktılar öyle ve ben onun için gülüyorum dedim. Murat arkadaşım dedi ki o senin iyi niyetinden Allah duanı kabul etmiş bak dedi bende dedim ki bu iş ya duada ya da hazırlarken sevgi ve muhabbetle hazırlandığından beklide sevgide dedim. Neden mi size soruyorum sabahın 6:30 da kalkıp ekmek alıp gelen, çayı, peyniri, zeytini hazırlayan ve bunları yaparken öfkeyle öfff sabahın bu saatinde herkes uyuyor demeden yaptım, öyle yapsaydım inanın o kahvaltının tadı olmazdı. Hangimiz hatırlamaz ki istemeden sinirli olarak yaptığımız işlerin tatlı olmadığını, güzel olmadığını ve sonucunun hüsran olduğunu bilmez ve hatırlamaz.

İşte kardeşlerim bir işi dahi yaparken sevgi muhabbetle yaptığınızda o iş ne işi olursa olsun sonucu o kadar hayırlı olur ki o kadar güzel olur bunu ancak sevgi ile yaparak deneyebilirisiniz işte size sevginin gücüne örnek bir olay hem de kendi başımdan geçen bir olayı anlattım. Sevginin gücü ve önemi o kadar büyüktür ki ne kadar anlatsak bitiremeyiz ama sevmesini her işi severek yapmasını öğrenmeliyiz. Zaten sevginin olduğu yerde ne kötülük olur ne şer olur. Ne mi olur kardeşlik olur, hayır olur, güzellik olur. Arkadaşlar size yazımın başında da söyledim arkadaşlarınıza onları sevdiğinizi söyleyin ya da onlara sevginizi gösterip belirtin bu arada sevgi derken hemen aklımıza aşk meşk gelmesin onun yeri ayrıdır zaten ben o konudan bahsetmek istemiyorum burada. Gene kardeşlerim sevginin gücü o kadar büyüktür ki hasta olan, çaresi, dermanı olmayan bir hastayı dahi iyileştirir. Bu konuda bir örnek daha vermek istiyorum ondan sonra sözlerime son vereceğim bu sitede de yayınlamıştım daha önce hurma ağacı adlı hikayemiz de adamın biri, genç adam dermansız bir hastalığa yakalanmış ve ölüm döşeğinde yatmakta ve doktorların bir aylık ömür biçtiği ve yerinden dahi kalkamayan genç adam çaresizdir. Bir gün hastaneye sevdiği gelir ziyarete genç adamın ve kız genç adamın avucuna bir hurma çekirdeği tutuşturur. Bu çekirdeği avucunda tut ve beni hatırla ben seni hep seveceğim ve bekleyeceğim ben senin iyileşeceğinden eminim ve seni bekleyeceğim der. Ve kız gider genç adam o çekirdeği avucunda tutar ve ümitlidir, onu seven biri vardır ve oda sevmektedir, sevgisi için sevgilisi için iyileşmek ister. Ve yüreğindeki o sevgi onu o dermansız hastalıktan kurtarır ve genç adam iyileşir ve bunu avucunda ki hurma çekirdeğine borçludur. İşte arkadaşlar size sevginin gücünü göstermeye bir örnek daha. Hikayenin gerisini merak edenler bu sitede öyküler denemeler bölümünde ismi hurma ağacı”.

Evet arkadaşlar bu hafta size sevgiden bahsetmeye çalıştım sevginin gücünden. Bakınız hikayemiz de seven insanlar sofradan aç değil tok kalktılar. Bu dünya bir sofra, hayat çorbadır. Ve biz çorbayı severek içelim ikinci gelip sofraya oturan insanlar gibi. Yani sevelim, sevilelim sevdirelim ve bencil olmayıp kendimizi düşünmeyip bu hayat çorbasını içip bu hayatı sevgiyle güzelleştirelim ve bu dünyada doyalım derim nedersiniz. Arkadaşlar ne iş olursa olsun sevgiyle yapmaya çalışın inanın o işlerde hep başarılı olursunuz sevginin açamayacağı kapı, yenemeyeceği güçlük, zorluk yoktur. Dermansız bir hastalığı bazen yener, iyileştirir, bazen hayat kurtarır. Sözün özü sevgiyi bilelim ve sevgiyi hayatımıza yansıtalım, kalbimize ve yüzümüze her işimize. Burada sözlerime son verirken sürçü lisan ettiysem affola. Bu haftalık ta bu kadar hakkınızı helal ediniz dostlarım ve hep sevgiyle kalınız. Rabbim sizi sevsin ve sevdirsin hep. Sizi dostluğuna kabul eylesin, yar ve yardımcınız olsun. Bu gününüz mutlu yarınınız umutlu günleriniz sevgi dolu olsun hep. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Sevgiyle kalın dostlarım şunu da unutmayın ben siz çok seviyorum sizde sevdiklerinize sevdiğinizi söylemeyi unutmayınız.*drunk::P:::::P:::::

Bu mesaj orumcekadam2 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 23.10.2007 - 08:45

Surda bir gedik açtık; mukaddesmi mukaddes!
Ey kahbe rüzgar,artık ne yönden esersen es!...

Üstad Necip Fazıl Kısakürek
orumcekadam2

#2 Eylül

Eylül

    Harabenin Meleği

  • Dokunulmazlar
  • 10.820 Mesaj

Gönderim zamanı 24.10.2007 - 09:02

Gerçek sevgi önce Allah sevgisi sonra kul<Yaratılanı severim Yaratandan ötürü>
içimizde Allah sevgisi varsa herşeye sevgiyle yaklaşırız o zaman Yemeğimize sevgimizi katmak bu çok güzel bir şey bu gerçekten doğru kardeşimiz denemiş düşünsenize annelerimizin yemeği neden çok lezzetli gelir sevgilerini kattıkları için.sevgiyle yapılan her iş güzel olur ellerine sağlık örümcek kardeşim.
EÐER ÇEKMEZSEN GÜLÜN NAZINI NE DİKENE DOKUN NE GÜLÜ İNCİT

#3 orumcekadam2

orumcekadam2

    Buranın müptelasıdır

  • Üyeler
  • 4.836 Mesaj

Gönderim zamanı 26.10.2007 - 09:00

teşekkürler abla inşallah gerçek sevgiyi görüp tüm hayatımızda yaşayabilip yaşatabiliriz....
Surda bir gedik açtık; mukaddesmi mukaddes!
Ey kahbe rüzgar,artık ne yönden esersen es!...

Üstad Necip Fazıl Kısakürek
orumcekadam2

#4 tusiana

tusiana

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.225 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 05.11.2007 - 17:53

gönlüne sağlık *zong
Kendimi Bulduğumda Orda Olmalıydın!!!...
Ya Da Kendimi Bulduğumda Orda Mı Olmalıydın???
...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli