Gönderim zamanı 01.05.2007 - 21:47
Homojen bir toplum olduğumuzu iddia edebilecek misiniz,demiştim,gerçekten de iddia edebilmişsiniz manolya..Öncelikli olarak hedeflenenin homojen bir toplum olması ayrı mesele,halihazırda homojen olup,olmamak ayrı meseledir..
Geniş tabanlı bir toplumda homojenlik insan doğasına aykırı bir olgudur zaten..Toplumsal bir takım kurallar ve hedeflenenler,değerler belirlenir,bu hedeften sapanlar homojenliğe zarar verir..Ortak ve hedeflenen değerler olarak Türklük,laiklik,cumhuriyetçilik,toprakça bütünlük belirlenmiştir..Bu hedefler ve değerlerden sapanları doğru yola yönlendirmek,homojenliği muhafaza etmek için emek sarfedenlerin uğraşıdır..Toplum içerisinde bölücülük-mürtecilik gibi faaliyetlere itibar edenler bulunduğu sürece de üzgünüz bu yapı muhafaza edilemez,edildiği söylemi de safdillik olur..Demokratça hedeflenenler ile de çelişkili bir durum mevzu'bahis olacaktır şu halde..
Gelelim,ayrımcılık ve vatanı sahiplenme hususuna;
Daha önce açıklamış bulunduğumuz,Türkiye'yi sevenler klasmanında kandırılmış ve beyni yıkanmış olarak belirlediklerimize,daha önce de belirttiğimiz üzere bilgi-belge dahilinde doğru yolu göstermektir tüm gayemiz..Bu durum tespiti,ayrımcılık olarak belirlenmişse,unutulmamalıdır ki değerlerimize yönelik saldırıları bertaraf etmek için taraf olmak elzemdir..Bir sonraki söyleminizi de tahmin edebiliyorum:
ABD'nin oyununa gelerek ülkeyi sağ-sol,laik-antilaik olarak ikiye bölüyorsunuz..
Öncelikli olarak bilinmelidir ki,ülkede bu manada ikililiğe doğru gidildiği bir gerçektir..Fakat bunun sorumlusu olarak cumhuriyetin temel değerlerini savunanların gösterilmesi en basit tabir ile insafsızlıktır..Unutmayınız,geçmişi ile,tarihsel gelişim süreci ile,irticai faaliyetler ve bu faaliyetlerde bulunanlar,o çok söylendikleri,her yozlaşmanını müsebbibi olarak gördükleri ABD ile ciddi derecede kapsamlı ilişkilerde bulunmaktadır..AKP hükümetinin üstdüzeyinin ABD ile ilişkileri,Fethullah Gülen'in ABD ilişkileri,Milli Görüş'ün siyasi söylemlerinde hep karşıtlık oluşturdukları İsrail ile niteliksel ve niceliksel bağlamda en yüksek dereceli anlaşmaları yapmaları,"Karases" Mehmet Kaplan'ın Avrupa Birliği ve ABD ilişkileri,hatta biraz daha geçmişe gidelim,her ne kadar bir yüzü etnik temele dönük de olsa,İngiliz destekli Şeyh Sait bunlara verilecek en açık örneklerdir..Şimdi böylesi bir durumda buna karşılık değerlerini savunan bir grup,elbette taraf olacaktır ve karşıtlık oluşturacaktır..Bunda anormal bir durum sözkonusu değildir..Öncelikli olarak dış destekli irticai faaliyetlerde bulunanlar bu alışkanlıklarından vazgeçmeliler ki,bizi ABD'nin oyununa gelmekle suçlasınlar..Biraz daha adil,biraz daha medeni,biraz daha rasyonel,biraz daha nesnel yaklaşmalıyız..
Mitinge katılanlar zihniyet ve fikriyatımızın tabansal izdüşümü olarak ele alınmıştır..Katılanlar-katılmayanlar gibi bir ayırım yapılmamaktadır..Sadece bu katılımı eleştirenle şapkalarını önlerine koyup bir daha düşünmelidirler,vurgulanmak istenen bundan ibarettir..
Oyuna gelmeyelim..Yalnız "oyuna gelmemek paranoyası" ile de saldırıya maruz bırakılanların doğal ve meşru savunmalarını da "oyuna geliniyor" şeklinde değerlendirilmemelidir..