2000 yılı Ağustos'unda Balgat’ta Necmettin Erbakan, Gül'e, "Abdullah, daha erken; aday olma" diyor, Gül ise şu yanıtı veriyordu: "Bizimle birlikte örgütlerimiz atağa geçti." Erbakan ise manidar bir şekilde gülüyor ve kafa sallıyordu: "Atağa geçen Amerika Abdullah."
Amerika Fazilet Partisi’nde başarılı olamadı, ama Gül'ü önce Başbakanlığa atadı ardından Cumhurbaşkanlığı’na getirmek istiyor.
1990'lardan sonra Refah Partisi'nde yıldızı parlamaya başladı. 1991'de RP'den Kayseri milletvekili seçildi. RP'nin kapatılması sürecinde, Gül, yakın çevresine ve parti içindeki arkadaşlarına şöyle konuşuyordu: "Amerika süper güç. Bunu kabul ederek adımlarımızı atmalıyız. ABD yönetimi, bizim varlığımızın farkında."
Abdullah Gül, kendisinin de ifade ettiği gibi, "RP'nin dışa açılan penceresi"ydi. Diplomatlar, büyükelçiler hep onunla görüşüyordu. Hatta CIA Başkanları bile!
Ağustos I995'te Türkiye'yi ziyaret eden CIA Başkanı John Deutch, dönemin başbakanı Tansu Çiller'in yanısıra RP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'ü de ziyaret etmişti.
Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından, Fazilet Partisi kurulmuştu. 14 Mayıs 2000'deki Fazilet Partisi Kongresinde Millî Görüş Hareketi'nde bir ilk yaşandı. Necmettin Erbakan'ın adayı Recai Kutan'a karşı Abdullah Gül aday oldu. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener, Gül adı üzerinde anlaşmıştı. "Erbakan bu adaylığı fazla önemsememişti. Bu seçimler sırasında ABD'li diplomatlar, hem devlet kuruluşları nezdinde hem de FP teşkilatlarında Gül'ün desteklenmesi için görüşmeler yapıyordu. Ancak Gül, milli Görüş içinde liderliğe getirilmedi. Fazilet partisi kapatıldıktan sonra kurulan AKP'nin Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç'la birlikte üç temel ayağından biriydi. 3 Kasım seçimlerinden sonra Başbakanlığa gelen Abdullah Gül'ün ilk görevi, Türkiye'ye 62 bin Amerikan askeri getirilmesini öngören 1 Mart tezkeresini hazırlamak oldu. Gül, bunun için partisi içinde partisinin genel başkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte yoğun çaba harcadı.
Tezkerenin ardından kurulan ikinci AKP hükümetinde Gül Dışişleri Bakanı yapılır. İlk görüşmesinde Amerikalı meslektaşı Powell ile gizli bir plan üzerinde anlaştıklarını açıklar.
Tarihler 4 Temmuz 2003 gününü göstermektedir. Irak işgalinin en hararetli günlerinde, Süleymaniye’deki Türk özel Kuvvetlerinin başına çuval geçirilir. Haber Ankara’ya ulaşır; ama Gül Kayseri’de mantı partisindedir. Bir gün sonra Ankara’ya gelir. Powell’ı telefonla aramakla yetinen Gül, basına “Büyük devletler özür dilemez” demişti.
Ardından Leyla Zana ve arkadaşlarının hapisten çıkarılması süreci gelişti. Gül, Zana ve arkadaşlarını Dışişleri Konutu’nda ağırladı. PKK ile Zanaların arabulucu olmasını istiyordu.
Eylül 2003’te Amerika Telafer’de Türkmen katliamı yaparken Gül, Amerikalıların teröristleri öldürdüğünü söylüyordu. Bu açıklamadan kısa süre sonra başında bulunduğu bakanlık “Irak’ta Türkmenlere yönelik operasyonun durdurulmasını” istedi.
Salı, 24 Nisan 2007
KAYNAK:
http://ulusalkanal.c...d=4388&Itemid=5