bu konuya 115 yanıt verildi

[babuna]

2000 yılı Ağustos'unda Balgat’ta Necmettin Erbakan, Gül'e, "Abdullah, daha erken; aday olma" diyor, Gül ise şu yanıtı veriyordu: "Bizimle birlikte örgütlerimiz atağa geçti." Erbakan ise manidar bir şekilde gülüyor ve kafa sallıyordu: "Atağa geçen Amerika Abdullah."

Amerika Fazilet Partisi’nde başarılı olamadı, ama Gül'ü önce Başbakanlığa atadı ardından Cumhurbaşkanlığı’na getirmek istiyor.

1990'lardan sonra Refah Partisi'nde yıldızı parlamaya başladı. 1991'de RP'den Kayseri milletvekili seçildi. RP'nin kapatılması sürecinde, Gül, yakın çevresine ve parti içindeki arkadaşlarına şöyle konuşuyordu: "Amerika süper güç. Bunu kabul ederek adımlarımızı atmalıyız. ABD yönetimi, bizim varlığımızın farkında."

Abdullah Gül, kendisinin de ifade ettiği gibi, "RP'nin dışa açılan penceresi"ydi. Diplomatlar, büyükelçiler hep onunla görüşüyordu. Hatta CIA Başkanları bile!

Ağustos I995'te Türkiye'yi ziyaret eden CIA Başkanı John Deutch, dönemin başbakanı Tansu Çiller'in yanısıra RP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül'ü de ziyaret etmişti.

Refah Partisi'nin kapatılmasının ardından, Fazilet Partisi kurulmuştu. 14 Mayıs 2000'deki Fazilet Partisi Kongresinde Millî Görüş Hareketi'nde bir ilk yaşandı. Necmettin Erbakan'ın adayı Recai Kutan'a karşı Abdullah Gül aday oldu. Tayyip Erdoğan, Bülent Arınç, Abdüllatif Şener, Gül adı üzerinde anlaşmıştı. "Erbakan bu adaylığı fazla önemsememişti. Bu seçimler sırasında ABD'li diplomatlar, hem devlet kuruluşları nezdinde hem de FP teşkilatlarında Gül'ün desteklenmesi için görüşmeler yapıyordu. Ancak Gül, milli Görüş içinde liderliğe getirilmedi. Fazilet partisi kapatıldıktan sonra kurulan AKP'nin Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç'la birlikte üç temel ayağından biriydi. 3 Kasım seçimlerinden sonra Başbakanlığa gelen Abdullah Gül'ün ilk görevi, Türkiye'ye 62 bin Amerikan askeri getirilmesini öngören 1 Mart tezkeresini hazırlamak oldu. Gül, bunun için partisi içinde partisinin genel başkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte yoğun çaba harcadı.

Tezkerenin ardından kurulan ikinci AKP hükümetinde Gül Dışişleri Bakanı yapılır. İlk görüşmesinde Amerikalı meslektaşı Powell ile gizli bir plan üzerinde anlaştıklarını açıklar.

Tarihler 4 Temmuz 2003 gününü göstermektedir. Irak işgalinin en hararetli günlerinde, Süleymaniye’deki Türk özel Kuvvetlerinin başına çuval geçirilir. Haber Ankara’ya ulaşır; ama Gül Kayseri’de mantı partisindedir. Bir gün sonra Ankara’ya gelir. Powell’ı telefonla aramakla yetinen Gül, basına “Büyük devletler özür dilemez” demişti.

Ardından Leyla Zana ve arkadaşlarının hapisten çıkarılması süreci gelişti. Gül, Zana ve arkadaşlarını Dışişleri Konutu’nda ağırladı. PKK ile Zanaların arabulucu olmasını istiyordu.

Eylül 2003’te Amerika Telafer’de Türkmen katliamı yaparken Gül, Amerikalıların teröristleri öldürdüğünü söylüyordu. Bu açıklamadan kısa süre sonra başında bulunduğu bakanlık “Irak’ta Türkmenlere yönelik operasyonun durdurulmasını” istedi.


Salı, 24 Nisan 2007

KAYNAK:
http://ulusalkanal.c...d=4388&Itemid=5

[vaudeville]

Tehlikenin boyutunu gözler önüne seren yaklaşımlar..Umarım sözü İslamiyet'ten açan zatları,özellikle siyasetçileri yargısız "kendinden" kabul buyuran,dini hassasiyetleri kullanılagelen,eğitimli-eğitimsiz taban farkına varır hal-i pürmelalimizin..

İslamiyet,emperyalizmi reddediyor..Bu bağlamda,söylem ve eylemlerinde yumuşak karnımıza çalışanlar,aktif eylemsellerinde bu durumla çeliştiğini göstermekteler..

Umarım Damat Ferit'e rahmet okutmazlar..

[DaaAnnK]

Evet devam etmek lazım bunlara elbette tanımamız gerekiyor Cumhurbaşkanı adayının geçmiş politikalarını. Haa aklımdayken ailesinide yazar mısın babuna'cım hani her şeyin hazırına alışmış insanlarımızı araştırma yapıp öğrenip bulmak zahmetinden kurtarsak diyorum.

[dokuzharf]

Ailesi derken ?
Başörtüsü takan Hanımından da bahsediyorsun sanırım ?

[Elric]

Evet, Başörtüsü takıp da kendi devletine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açan, kaybedeceği anlaşılınca davasını geri çeken eşinden bahsediyor..

Bu mesaj Elric tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 24.04.2007 - 23:55

[DaaAnnK]

Hay Allah Elric benden önce neden davranıyorsun biraz daha sabır etseydin ya.
Onun öncesini ve detayı verelim istersen.

Efensim Sayın Bayan Gül sırf provakasyon amacıyla 40 yaşından sona girdği ÖSS imtihanı ile elde ettiği bir takım puanlarla kazandığı bir üniversitenin bir bölümüne kayıt yaptırır. Kendisinin amacı pek tabii ki o zamanlar bir milletvekili eşi olmasına rağmen Üniversiteye türbanı ile girmek aslında girip okuyacağından değil sadece şov ve provakasyon amaçlı hadi bu şovu yaptı tabanına iyi güzel göründü ama hanfendi bununlada yetinmeyin hali hazırda bugünkü Cumhuriyetin kanunlarını bugünkü Cumhuriyetin rejimini ve devletini tuttu sanki Türkiye Cumhuriyeti'nde daha üstün bir mercii varmış gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet etti , tuttu TürkiyeCumhuriyeti'ni dava etti.

Şimdi efendiler demezler mi bre hatun şimdi hangi yüzle ve pişkinlikle o dava ettiğin Cumhuriyetin en üst makamında oturacaksın. Oturduğun koltuk seni rahat ettirecek mi ? Hatta hatta eklemezler mi bu ne perhiz bune lahana turşusu diye. Çok değil birkaç yıl önce Avrupa'ya şikayet edip dava açtığın o beğenmediğin Cumhuriyetin hani insanların hakkının olmadığını idda ettiğim devletin en üst köşkünde hangi yüz ile ikamet edeceksin.


Sadece bir kadının taktığı başörtüsü diyip geçme sevgili üyeler o baş örtüsünün altındaki kişyi tanı ve bil amacını iyi belle.

[dokuzharf]

Evet, Başörtüsü takıp da kendi devletine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dava açan, kaybedeceği anlaşılınca davasını geri çeken eşinden bahsediyor..

Vatan Hainliğimidir ki bu ?
Türk Hukuku Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini tanıyor.
Bunda bir problem yok ki.

Bence bu tür şeyleri örnek vermeyin. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine isteyen herkes kurallar dahilinde gider. Onda problem yok. Oraya gidenler Vatan haini de değil. Bence yanlış yoldasınız. Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasına karşı çıkın ama Eşi üzerinden bu karşı çıkışı sürdürmeyin. İnsan düşmanına yapmaz.

[Can Ka No Rey]

Vatan Hainliğimidir ki bu ?

Vatan hainliğinin daniskasıdır .

Bu neye benzer biliyor musunuz ? Kendi ailevi sorununu , gidip konu komşuya anlatıp yardım istemeye benzer .

Hem millet neden seviniyor ki ; iyi ki Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı ya da Cumhurbaşkanı olmadı diye ? Kasımpaşa'lı Tayyip Erdoğan için elinde kukla oynatmak çok zor bir şey olmasa gerek ...

[Elric]

Bir kişiye veya kuruma dava açarsanız, o kişiye veya kuruma karşı olduğunuzu açık bi şekilde dile getirmiş olursunuz değil mi ?

[babuna]

AİHM ne dava açılabilir. Türkiye de burayı ve kararlarını tanımaktadır elbet. Burada sorun dava açmanın ayıp olması değildir. Ayıp olan davayı kaybedeceğini anladığı anda davanın geri çekilmesidir.

Yani bunun anlamı hukuğu kendi çıkarlarına göre biçimlendirme çalışmasıdır. Buna ahlaksızlık denir. Hukuksuzluk denir.

[elma]

Baş örtüsünü bir yana bırakmak lazım çünkü hakikaten olay örtüde değil altında, örtü kimseyi namuslu ahlaklı yapmaz ama cumhuriyet düşmanı, vatan haini de yapmaz. Sanırım Avrupa İnsan Hakları mahkemesine başvurduğu sırada Türkiye Cumhuriyetinin Hanımefendisi olacağını kestiiremiyordu. Herneyse vakti zamanında örtü aşka mani olmamış evlenmişler diyelim, örtü kullanmayan bir bayanda olabilirdi belki.. Herneyse konu zaten Abdullah Gülün kendisi... Yani güya 20 gün sonra kesinleşmesi gereken ve meclisin bağımsız oy çoğunluğu ile başa gelmesi beklenilen ama ne yazıkki ancak tek kişinin hükmü ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en yüksek makamına oturacak kişi!

Üniversiteler, birçok devlet kurumu aile-akraba-tanıdık (lafını dinletebileceğin herhangi birileri anlamında kullanıyorum bu kelimeleri) şirketlerine dönüşme yolunda ilerlerken; başbakanlık meclis başkanlığı cumburbaşkanlığı gibi yüce makamlarımızın şerefinden nasiplenen kişiler "herkes burda, sınıf mevcudu tam " izlenimi yarattı bende hernedense.

İstesek de istemesek de durum ortada. Hele ki bir AKP milletvekili dışında aday çıkmaması da ayrıca üzücü!

Anlaşılan seçim demokrasi çoğunluk filan feşmekan hikaye oldu

[dokuzharf]

Bir kişiye veya kuruma dava açarsanız, o kişiye veya kuruma karşı olduğunuzu açık bi şekilde dile getirmiş olursunuz değil mi ?

Mehmet Barlas güzel bir söz söyledi dün. " Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitmek devlete ve millete karşı olmak değildir. Vatan hainliğiyle bir tutulamaz." Çoğu kişide bunu anlatmaya çalışıyor ama ne yazıkki anlamıyor kimse.

[DaaAnnK]

Avrupa insan hakları mahkemesine veya herhangi bir mahkemeye gidip devletin herhangi bir kurumunu şikayet edebilirsin. Mesela üniversitesini veya bilmem ne belediyesini veya tarım köy işleri bakanlığını veya kara yolları kurumu ancak devleti dava edersen devlete karşısındır burada çok ince bir ayırım vardır. Kimse devlete karşı olamaz olmamalı özellikle yaşadığı topraklarda. Devlet halktır, millettir. devletin yönetimi cumhuriyettir. Ve devlete karşı olmak cumhuriyete karşı olmaktır.

Bir örnek verelim bakalım diyelim ki dokuzcum siz hayırlısı ile evlendiniz ve atıyorum Arçelik firmasında çalışmaya başladın. Neyse sen çalışıyorken senin eşin Arçelik firmasına karşı dava açıyor hemde öyle ki sen halen çalışıyorken o kurumda o işletmenin kurallarına ve yönetiminin insan haklarına aykırı olduğuna dair açıyor davasını.

Sonra anlıyor ki davayı kaybedecek davayı geri çekiyor.Çünkü kaybetse tazminat ödeyecek. Neyse yıllar içinde sen eşinin karşı odluğu o firmanın en tepe yönetim kurulu başkanı oluyorsun ve eşinin karşı çıktığı bütün kurlar ve yönetimleri koruyacağına yemin ederek hemde
hadi bakalım o firma çalışanları senin eşini o en tepede görmek istermi istemez mi ? O firma çalışanlar ekmekleri ile oynamaya kalkan o firmayı karşına alan bir bayanı o firmanın en tepesinde görmek ister mi istemez mi. Kaldı ki bu bir ticari firma ve burda amaç kar. Devlet ile kıyaslanamaz bile.

Ayrıca R.T.E başbakan iken tutup yanaklarından öpecek kadar yakın bir isim olan Mehmet Barlas'tan daha başka bir yorum beklenmezdi zaten....

[dokuzharf]

Dün de söyledim Daankkkcığım , keşke mahkemeye vermeseydi. Ben mahkemenin içeriğinden çok Türkiye'de yaşayan herkesin AİHM'sine gitme hakkı olduğunu söylemeye çalışıyorum. İçerik konusunda ki düşüncelerimi sana zaten Msn'de söylemiştim.

[DaaAnnK]

Dokuzcum herkes dediğim gibi Avrupa İnsan Hakları mahkemesine gidebilir eğer Türk yargısına ve hukukuna inanmıyor güveniyor sa gider Avrupanın hukukuna güvenir inanır hakkını arar ama dediğim gibi dava açarken kurumlara karşı olunur devlete karşı olunmaz. Keşkelerle olmuyor bunlar eğer böyle geçmişi olan biriyse bir Örnek olarak geçmişi ve geleceği ile tertemiz sicilli birinin hakkıdır o makam.

Cumhurbaşkanlığında bahsediyoruz. bakanlık, müsteşarlık veya vekillik değil Cumhurbaşkanlığı. Tüm Türk haklına örnek olacak Cumhuriyetimizin modernliğmizin simgesinden. Sicili temiz birinin hak ettiği makamdan.

[guide]

Ya mecliste baş örtülü kadınların işi ne ???

Deli oldum dün izlerken , yarın öbür gün protokol olduğunda aynen devam edecekmi bu ? !!!!!!!!!

[L1Square]

Protokolle ne alakası varya?

Takılmayın bu kadar baş örtüsüne,korkmayın yemez bu baş örtüsü adamı..

Yaw kimse kıçı açıkta dolaşmaya korkmaz.Yarın öbürgün ölüpte ,rabbin huzuruna çıkıp nasıl hesap vereceğim diye..Ama bu başörtüsünden ödünüz kopar...Yemişim protokolünü.!

[Edys]

Protokolle ne alakası varya?

Takılmayın bu kadar baş örtüsüne,korkmayın yemez bu baş örtüsü adamı..

Yaw kimse kıçı açıkta dolaşmaya korkmaz.Yarın öbürgün ölüpte ,rabbin huzuruna çıkıp nasıl hesap vereceğim diye..Ama bu başörtüsünden ödünüz kopar...Yemişim protokolünü.!

takılmayalım mı başörtüsüne ??

kılık kıyafet devrimi olmuş bu ülkede.. ünv. telere , cumhurbaşkanlığına, oraya buraya girsinler her taraf başörtüsü dolsun.. ama biz takılmayalım ok..

kimin cumhuriyeti ki burası.. başörtüsüne takılsak nolur takılmasak ne olur.. evde sokakta takılıyordu kimse bişi demiyordu ya.. tamam nasılsa ses çıkmıyor.. her tarafa girebilirsiniz.. özgürlük bunu gerektirir.. iran rejim özgürlüğü...

[guide]

Ya kılık kıyafet devrimi yapılmış mazide , hatırlarmısın bilemem ama böyle birşey var yani ...

Hadi herşeyi geçtim diyelim ;

Baş örtüsü nedir ya , bütün dünya bizi bu şekilde mi tanıyacak , hoş zaten kısmen de olsa böyle biliyor ... Ama bunu tam anlamıyla onaylamış olacağız ...

[L1Square]

Kılık kiyafet yasasınsa şapka takmakta var..Hanginiz takıyorsunuz?

Başörtüsü bireysel bir tercihtir..İsteyen takar ,istemeyen takmaz..Müslüman bir ülkede yaşıyoruz..Ne varki baş örtüsünden bu kadar gocunacak?.Tüm ülkeler dinini istediği gibi bir şekilde yaşarken,biz niye bundan bu kadar utanırız,neden bu kadar karşı çıkarız buna anlayabilmem mümkün değil ..

Madem isteyen inanışlarını istediği gibi yaşayamayacak o halde Türkiye özgür (!) bir ülkedir demeyin..İran'la ne alakası var ya?!!!

Bu mesaj gLamour tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 25.04.2007 - 15:10