İçerik değiştir



- - - - -

Kıbrıs Gözlemleri: Ahh Be Annem!


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 03.04.2007 - 16:48


Hakkında sürekli yazıp çizdiğimiz topraklara ayak basınca gözlem yapmak ilk bakışta kolay gelse de pek öyle değil. Öncelikle Kıbrıs konusunun ete-kemiğe büründüğünü, karşınıza çok çeşitli kimlikler altında göründüğünü hissediyorsunuz.
Geçen hafta sonundaki gözlemlerim öncekilerden farklıydı. Ama önce yakın geçmiş.

Türkiye'de AKP'nin iktidara gelmesinin ardından Kıbrıs'taki siyasi havanın renkleri de hızla değişmiş, AB'den esen rüzgârlar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tümünü kaplamıştı. 2004 ve 2005'teki kısa süreli gidişlerimdeki hava şuydu:

1. Annan Planı ile birlikte KKTC'nin yıllar süren esareti bitecek. Dünyaya açılacak. AB'ye üyelik aylarla değil, günlerle sayılı bir süreç sonrasında gerçekleşecek.

2. KKTC'de yaşayanların ekonomik durumu bir anda birkaç kat artacak. Güneyle yarışır hale gelecek.

3. Adayı ikiye bölen hat kaldırılacak. Kıbrıslılık bilinci iki tarafı da etkisi altına alacak ve adil bir devlet kurulacak.

4. Bu zaman diliminde Türkiye'den gelenler de geri dönecek. Kıbrıs Kıbrıslılara kalacak. Komşu bir ülke olarak Türkiye ile iyi ilişkiler kurulacak.

5. Gelişmelerin devamında Türkiye asker çekecek. Kapılarını ada halkına sonuna kadar açacak olan Brüksel başlıca garantör olacak. Annan planına "Yes be annem" sloganlarıyla evet demek aynı zamanda AB'ye evet anlamına gelecek.

***

Bu havanın estiği günlerde farklı görüşlerden yorumcuların katıldığı tartışmalarda da aynı hava esmişti. Derin Kıbrıs yorumcuları; sorunun artık çözüldüğünü, 2006 yılına girildiğinde Türkiye'nin Kıbrıs diye bir sorunu kalmayacağını anlatıyordu.

Son görünümü aktaralım:

1. Büyük beklentileri arkasına alarak iktidara gelen CTP, bunları karşılayacak durumda değil. Bunu kendi tabanı da kabul ediyor.

2. Annan Planı'na evet demekle geleceklerinin kurtulacağına inanan gençler artık sessiz. Doğal olarak yanılmışlığı da kabul etmiyorlar ama, mevcut iktidarla hayallerinin gerçekleşmeyeceğini görüyorlar.

3. CTP'nin yarattığı hayal kırıklığına karşılık, toplumu arkasından sürükleyebilecek başka bir hareket öne çıkmıyor.

4. KKTC'yi bu noktaya sürükleyen politikaların başlıca destekçisi olan AKP hükümetine yönelik tepkiler de başlamış durumda.

5. CTP, muhalefette iken kendisini destekleyen Rum siyasetçilerinin bugün tam olarak yanında olmamasının getirdiği hayal kırıklığını yaşıyor. Belki de bu hayal kırıklığı karşılıklı!

***

Saptamaları ve saplamaları burada kesip soralım:

Ne yapmak gerekir?

Şu sözlerin yararı yok:

"Bakın işte biz dememiş miydik, işte siz de gördünüz; Rumlar adanın tümüyle kendilerine ait olduğunu düşünüyor, Türk varlığını tanımak istemiyor... Rum kesiminde yapılan anketlere bakın, bunca karşılıklı gelip gitme, kapı açıp misafir etmeden sonra adada AB istemlerine dayalı bir barışın yakın olduğuna inanan Rumların oranı yüzde 20'yi bile bulmuyor... Bunları zamanında söyledik, inanmadınız... Alın işte olacağı buydu..."

Bunların yararı yoksa, neyin yararı var?

Hey şeyden önce KKTC'de ders kitaplarından ekonomiye yeni bir ortak heyecan, yeni bir ortak gelecek ufku yaratmak gerekiyor.

Eğer bir ülke gençliği, geleceğini başka bir ülkede arıyorsa, orada gelecek karanlık demektir.

Eğer bir ülkede, bütün oklar içte birbirine dönük ise, orada ortak payda çıkarmak olanaksız demektir.

KKTC'de bu tabloyu görüyoruz...

Dünkü "yes be annem" bugün "ahh be annem" olmuş... Böyle giderse yarın şöyle olacak:

Vah be annem!





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli