İçerik değiştir



ÇankayA!


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 126 yanıt verildi

#21 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:36

Baykal dilediğini diyebilir.. Ne var bunda anlayamadım? Ne yapacaktı susup oturacak mı elbette kimin olması gerektiği konusunda fikir de sunacak? Evet üslubunu beğenmemiş olabilirsiniz. Ki ben beğenmedim. Bundan önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde herkes susup oturuyor muydu? Elbetteki atışmalar tartışmalar sürüyordu da gidiyordu.. Sonunda herkesin kabul ettiği veya kabul etmediği bir cumhurbaşkanı seçiliyordu.... Fakat basından da izlediğim kadarıyla buradaki konu başka bir konu... Hepsini yazmasamda bir kısmını yazıyorum:

1. 4/1 oy oranı ile meclise giren ve koltuk sayısı olarak 4/1 oyun kat be kat üzerinde koltuk sahibi olmuş bir partinin genel başkanı (üstelik te önümüzde yine genel seçim varken) seçmek doğru mudur? Ülkenin çıkarları açısından yangından mal kaçırıyormuş gibi zorlayarak cumhurbaşkanı seçmenin alemi ne? Cumhurbaşkanlığı koltuğu özel bir koltuk ve buraya toplumun genel kısımının onayını almış bir kişi otursun.
2. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak kişinin rejimle ilgili sorunlarının olduğu düşüncesi ile buraya Tayyib Erdoğan'ın uygun olmadığı düşüncesi.
vs.

ADD konusuna gelince ADD adı üzerinde bir dernektir. Ve ADD başkanı demek ADD demek değildir. ADD içerisinde üyelerinin belki de %5 i bile asker değildir. bu durumda ADD sivil değildir mantığı çok yanlıştır. Kaldı ki 300e yakın ya da bimiyorum 300 üstünde sivil örgüt bu miting içerisinde yer alıyorken bunları söylemeniz çok ilginçtir.

Anayasa konusunda dediğimiz gibi örneklerseniz nasıl ihlal edildiğine dair yanıt verebilirim. En azından araştırır söylerim.

#22 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:41

Onun dışında demokrasilerde herkes seçimini yapar isteyen herkes kimin cumhurbaşkanı olup kimin olamayacağı hakkında fikirlerini söyleme hakkı vardır. Fikir söylenemez demek demokrasiye uygun değildir.

Hatta darbe çığırtkanlığı bile yapılır değil mi bu demokrasidir?? Sokaklarda -sanki cumhuriyet onların sermayesidir gibi- cumhuriyet, sistem istismar edilir; işte demokrasi budur değil mi??

Kaldı ki uygun olmayan bir seçim sistemi ile seçilmiş milletverillerinin oluşturduğu bir mecliste tabi ki cumhurbaşkanını bu meclis seçmemelidir denir. Bundan daha doğal bir şey var mıdır? Yine bir çok nedenle cumhurbaşkanının nasıl bir kimliğe sahip olmadığı söylenebilir... Bunun demokrasi ile yakından uzaktan ilişiği yoktur.

Pardon nasıl seçilmeliydi?? Şimdiye kadar pek kimsenin sesi çıkmıyordu, söz konusu birisinin cumhurbaşkanı adayı olması olunca mı seçimlerin uygunluğu vs tartışılır oldu? buda demokrasidir nasıl olsa sorun değil... Cumhur başkanı olacak kişinin kimliğini, özelliklerini bir avuç darbe borazanı belirler buda demokrasidir. Başbakan olabilen birinin cumhurbaşkanı olması rejime aykırıdır; ülkede bu kullanmak gerekir buda demokrasidir....

Sayın _KajmeraN_,

Ben burada bir siyasi parti adına konuşmuyorum. Ben daha önceleri de seçim sisteminin adil olmadığını söylüyordum şimdi de söylüyorum. Kimsenin ekmeğine yağ sürdüğüm yok.

Kaldı ki daha önce demokratik değilse şimdi yapsınlar. Bu bir yanıt değil ki.. AKP'nin seçim vaatleri içerisinde bu konu vardı.. Vardı ama şimdilerde üstlerine alınmıyorlar bile...

Ülkemiz demokrasi ile yönetilecek değil mi? Atatürkümüzün kurduğu, kurmak istediği sistem bu değil mi? Hani biz hep bu forumda onu savunmuyor muyuz? Şimdi niye parti çığırtkanlığı yapıyoruz o zaman.

Bu mesaj babuna tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.04.2007 - 00:53


#23 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:46

kajmeran'ın adını yanlış yazmışsın barbunya..

bak haklı çocuk; darbe çığırtkanlığı yapıyorlar açık açık..tv deki reklamları görmediniz mi?

ııyykk feci nademokratikti..:)







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#24 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:52

_KajmeraN_ yanlış yazdığım için özür dilerim...

Bu gün cumhuriyet gazetesinin başyazarının darbe üzerine bir yazısını buraya aldım. Okuyabilir misiniz lütfen Issız arkadaşım. Genelde söylemlerde darbe darbe diye bir şey yazmıyor.. birileri darbecilere saldırıyor ama ben kim darbe istiyor göremedim.

:) Issız arkadaşım benim adımı da sen yanlış yazmışsın... :P

Bu mesaj babuna tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.04.2007 - 00:54


#25 _KajmeraN_

_KajmeraN_

    ...::: UFAKLIK :::...

  • Üyeler
  • 5.365 Mesaj
  • Konum:Atatürk'ün İzinde
  • İlgi Alanları:Şiir, edebiyat, müzik(rap),bilgisayar (yazılım, donanım)

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:54

Kardeş azcık mesajlarımı okursan tüm partilerle zorum olduğunu anlardın. Herhangi bir partiyi savunmuyorum. -hele AKP yi asla!-

sorun şu: Demokrasi çığırtkanlığı yapanların, demokrasiyi babalarının malı gibi görüp kullanmaları; başbakan olabilen birinin cumhurbaşkanlığı için uygunluğunu tartışmaları...

Yıllardır MHP Milliyetçilik kavramını kendileştirmişti, şimdi CHP cumhuriyet kavramını kendileştiriyor. Birileri demokrasi diye darbe borazanlığı/çığırtkanlığı yapıyo...

Mantıklı tek bir açıklama yok adamın cumhur başkanı olmaması için... Birileri devletle halkı karşı karşıya getirmeye çalışıyor; rejimi kullanıp darbe bozanlığı yapıyor... Bunları söyleyen herkes AKP li veya gerici veya bilgisiz oluyor...

Tüm sorunum işte bu...


...:::--------------------------------------------------------:::...
BİTTİ!

CAN_i
...:::--------------------------------------------------------:::...


#26 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:58

_KajmeraN_ arkadaşım,

Demek ki bir noktada anlaşıyoruz.. Siz de benim yazılarımı okursanız. Orada da neden bu tartışmaların sürdüğünü anlayacaksınız.

Evet CHP'nin ben de doğru politika yapmadığını düşünüyorum. Kimseye de pay biçmiyorum ama demokrasimizin de iyiye gitmediğini düşünüyorum. Başbakan seçilmesi bile yanlıştı bana sorarsanız.. Onu oraya CHP getirdi. Kişi için yasa çıkardılar apar topar Cumhurbaşkanlığından bile geçirdiler. İşte bu nedenlerle onlar yaptı zamanında şimdi çekeceğiz demiyor. olmasın diyorum. Ama kendi adıma ve demokrasimiz için.

#27 _KajmeraN_

_KajmeraN_

    ...::: UFAKLIK :::...

  • Üyeler
  • 5.365 Mesaj
  • Konum:Atatürk'ün İzinde
  • İlgi Alanları:Şiir, edebiyat, müzik(rap),bilgisayar (yazılım, donanım)

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 01:06

Kardeş yazılarınız genelde Cumhuriyet adını "kullanan" bir gazeteden alıntı oluyor ve ben okuma geregi görmüyorum...

//kendi yazdığınız yazılar -cumhuriyet gazetesinden- alıntıladıklarınızdan daha keyif verici oluyor...

saygılar...


...:::--------------------------------------------------------:::...
BİTTİ!

CAN_i
...:::--------------------------------------------------------:::...


#28 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 01:10

Evet çünkü en kolay oradan bulabiliyorum aboneyim... Bir de konuyu o kadar güzel işliyorlarki benim yazabilmem için çok emek harcayıp iyi düşünmem gerekiyor... Güzel bir şeyle karşılaştığımda okuduğumda (ki hemen her yazıyı okuyorum) buraya da yansıtıyorum.

Elbette okumayabilirsiniz. Ama okuyanlar da olacaktır.

Eminim şu bir saat içersinde yazdıklarıma dönüp okumuş olsam eksik bulacağım çok şey çıkacaktır. Bu da hoşuma gitmiyor elden geldiğince klavyeye elimi koymak istemiyorum. Ya da elimi koyduğum zaman düşünerek enine boyuna tartarak yazmak istiyorum. Çünkü sonunda yazdıklarımdan utandığım da oluyor. Çünkü yazarlıkta bir iş..Hem de zor iş..

Saygılarımla

#29 vaudeville

vaudeville

    Siyaset Yazarı

  • Üyeler
  • 302 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 01:28

Demokrasi,yani Antik Yunan'da halkın yönetime dahli fikriyatı ile ortaya konmuş bu kavramı belli sınırlarla,kitaplarla yahut yasalarla sınırlandırmak başlıbaşına bir yanlıştır..Yani Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinde demokrasi bağlamında bir engel yoktur demek yanlıştır,mevcut anayasaya göre kural dahilinde yanlışlık yok diyebiliriz ancak..

Bir analiz yapalım;

Türkiye Cumhuriyeti'nde genel seçimlerin 5,cumhurbaşkanı seçiminin ise 7 senede yapılmasının bir sebebi de;hükümetle geçen 5 sene zarfında,demokrasi içeriğince halk,seçtiği yönetime duyduğu memnuniyet yönlendirmesi ile seçilen yeni hükümetin cumhurbaşkanını seçme olanağı sağlamasıdır..Bir nevi halk seçiyor cumhurbaşkanını..Oysa ki;AKP hükümetinin son senesine girmesi ile cumhurbaşkanı tayininin tarihçe çakışması sebebiyle,demokratik bir seçim olmayacağını dillendiriyoruz..

Cumhurbaşkanının genel niteliği halk çoğunluğunu kucaklayacak ve en önemlisi cumhuriyetin ve devletin kuruluş ideolojilerine,yani Türk milliyetçiliği ve laisizme sadakatidir..Biz ise Tayyip Erdoğan'da bu nitelikleri görememekteyiz..AKP hükümeti son demlerini yaşamaktadır ve cumhurbaşkanı tayininde yetkin olmamalıdır..

DSP mitingi ve Cumhuriyet Yürüyüşü eleştirilmiş..Unutmayınız ki,Mustafa Kemal de,bağımsızlık mücadelemizin başlangıç aşamasında bölge valiliklerine,kaymakamlıklara,üst düzey yöneticilere sokağa çıkıp işgali protesto etmelerini söylemiştir..Bu haktır,bunda eleştirilecek bir şey bulamıyorum,yazım boyunca sıraladığım işbu sebeplerdendir ki,asıl demokratik hak budur..

Cumhuriyet Gazetesi ise bir değerdir,İslam değil,ardniyetli siyasi İslam(İslamiyet'in böylesi bir cümlede yer alması ne hazindir-sorumluluk sahiplerinindir) düşmanlığı yapmaktadır..Aradaki fark büyük ve önemlidir..

#30 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 10.04.2007 - 11:01

Şimdi Milletin topa tuttuğu 12 Eylül gerçekleştiren bütün aydınları vatan haini ilan eden Evren çok daha mı vatansever di ?

27 Mayıs ihtilalini gerçekleştiren Anayasaya muhaleffetten başbakanı astırıp bir önceki Cumhurbaşkanını idama mahkum ettirmiş sonrasında Anayasaya tümden muahlif olup yenisinin yapılması için emir veren (1961 Anayasası) Türk siyasi tarihin yüzkarası olarak kabul edilen yassıada olgusunun mimarı Cemal GÜRSEL daha mı çok vatanseverdi ?


Değilse o zaman nie kimse 14 nisan yürüyüşleri düzenlemedi. Vatanseverlik kavramı kimsenin hegomanyasında değildir.

Anayasa da Cumhurbaşkanlığı niteliklerini açıkça koymus (" TBMM' nce kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekilliği seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık süre için seçilir."  ıBu ülkenin başkabakanı olabilen bir kişi pek tabi cumhurbaşkanı da olabilir.

Anayasayı yapanların, anayasaya bağlılık yeminleri edenlerin  şimdi yeniden anayasaya muhalif olduklarını görüyorum ve şu zamanki durumu 27 Mayıs 1960 ihtilalini hazırlayan gelişmelerele bire bir örtüştüğünü gözlemliyorum. Ancak tarih 2007 ve okuma yazma oranı yükselmiş ihtilallerin bu ülkeyi ileriye götürmediğine kanaat getirmiş bir kamuoyu bilinci var hali hazırda.. YEMEZ !!!

ama ben kimseyi kimseyle karşılaştırıp,biri daha iyiydi bu kötüydü gibi bir yorum yapmadım ki, yazında eleştirdiğin konulara da katılıyorum....

#31 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 12.04.2007 - 01:06

Yani Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinde demokrasi bağlamında bir engel yoktur demek yanlıştır,mevcut anayasaya göre kural dahilinde yanlışlık yok diyebiliriz ancak..


Ben şimdi "Neden yoktur demek yanlıştır" dicem ama senin antik yunanda başlayıp demokrasi tarihine dalıp akabinde çıkamayıp ortaya kimsenin anlamadiği karışık bir çorba koymandan korkuyorum. ki demiyorum. kendim söylüyorum ama senin düşündüğün ve düşünemediğin anlamda değil..

Bir kişinin demokrasi bağlamında Cumhurbaşkanı olmak istemesinde engel yoktur demek yanlıştır. Çünkü Cumhurbaşkanı olmak istemek demokratik bir hak değil Anayasal bir haktır.

Bir analiz yapalım;

Türkiye Cumhuriyeti'nde genel seçimlerin 5,cumhurbaşkanı seçiminin ise 7 senede yapılmasının bir sebebi de;hükümetle geçen 5 sene zarfında,demokrasi içeriğince halk,seçtiği yönetime duyduğu memnuniyet yönlendirmesi ile seçilen yeni hükümetin cumhurbaşkanını seçme olanağı sağlamasıdır..Bir nevi halk seçiyor cumhurbaşkanını..Oysa ki;AKP hükümetinin son senesine girmesi ile cumhurbaşkanı tayininin tarihçe çakışması sebebiyle,demokratik bir seçim olmayacağını dillendiriyoruz..


Saygıdeğer hocam. 10 tane Cumhurbaşkanımız olmuş hangisini yeni kurulan bir Meclis seçmiş bi söyleyiver. Bu ülkede Cumhurbaşkanları ya darbe neticesinde yada dönemin en güçlü siyasi partisinin etkisi neticesinde seçilmiştir. 2002 seçimlerinde seçmenler olmasa bile seçilenler yeni Cumhurbaşkanını Bu meclisin seçeceğini biliyordu..

Cumhurbaşkanının genel niteliği halk çoğunluğunu kucaklayacak ve en önemlisi cumhuriyetin ve devletin kuruluş ideolojilerine,yani Türk milliyetçiliği ve laisizme sadakatidir..Biz ise Tayyip Erdoğan'da bu nitelikleri görememekteyiz..AKP hükümeti son demlerini yaşamaktadır ve cumhurbaşkanı tayininde yetkin olmamalıdır..


Demokrasilerde çoğunluk esastır. Halkın oylarının çoğunluğunu alıp tekbaşına iktidar olmuş bir parti liderinin halkı kucaklayamayacağını söylemek komiklik oluyor. Ben kendimi Sezer ve daha öncekileri tarafından da kucaklanmış hissetmemiştim. Darbe yapıp zorla kucaklayanlar oldu elbet : ).. AKP nin son demlerini yaşadığını belirtmek soyut olgular üzerini yorum yaptığınızı ortaya koyuyor olmamış çocuğa don biçmeyi bırakın : )

DSP mitingi ve Cumhuriyet Yürüyüşü eleştirilmiş..Unutmayınız ki,Mustafa Kemal de,bağımsızlık mücadelemizin başlangıç aşamasında bölge valiliklerine,kaymakamlıklara,üst düzey yöneticilere sokağa çıkıp işgali protesto etmelerini söylemiştir..Bu haktır,bunda eleştirilecek bir şey bulamıyorum,yazım boyunca sıraladığım işbu sebeplerdendir ki,asıl demokratik hak budur..


İşgal boruları güzel örnekti : ).. Demokratik hak, hukukun üstünlüğüne etki edemez. Kişiler Anayasının kendisine verdiği hakkı kullanırken diğerlerinin bunu engelleme adına demokrasi kavramını kullanırsa Anarşizm kavramı ile eş değer bir kavram olur ki bir takım örgütlerin zamanında bunu yapmaları 27 Mayıs ve 12 Eylül' ü doğurmuştu. Aynı süreç içerisine çekilmeye çalıştığımızı görememenin bedeli insallah ağır olmaz.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#32 vaudeville

vaudeville

    Siyaset Yazarı

  • Üyeler
  • 302 Mesaj

Gönderim zamanı 12.04.2007 - 02:54

Sevgili WaLe,

Zannediyorum Kürtler ve Emperyalizm başlığındaki belden aşağı vuruşlarınıza aldığınız cevapla yetinmemiş olacaksınız ki,sözlerinize belden aşağı vuruşlarla devam etmişsiniz..Ötesinde cevaplamalarınız söylemlerimden kelime anlamadığınızı gösteriyor bana..

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin yahut adaylığını koymasının anayasal bir hak olduğunu zaten belirtmişim,bununla birlikte demokrasi bağlamında engel yok demenin yanlışlığını belirtmişim..Çünkü çoğulcu demokrasinin özüne aykırılıklar bulunuyor,dönem ve koşullar itibariyle..Anayasal haklar ile demokratik hakların çeliştiği bir husus değil yani,elendi..

Demokrasinin içselleştirilememiş olması eleştirdiğim bir husustur ve her zamanki yanlışı yapıyorsunuz ve kıyas yoluyla bir yanlışı yanlış ile kapatmaya çalışıyorsunuz..Neden doğruyu aramak ve belirtmek yerine öncekiler eleştirilir ve bu nasıl bir motivasyondur bilmiyorum,lakin tahminim yalnızca cevap verme cüretini kendinde görmek ve bunun da yeterli olacağı zannı taşımak olsa gerekliği yönünde..Seçilmiş cumhurbaşkanları merkezli eleştiri de elendi..

"Demokrasilerde çoğunluk esastır" cümlesi ile başlayan yanıtınıza karşılık verelim..Bu paragraf özellikle söylediklerimizden çıkarımlarınızın ne denli yanlış olduğunu görüyorum..Bakınız,AKP hükümetinin son demlerini yaşıyor olmasından kasıt(sizin anladığınız yön,inancımız olsa da),son senesine girmiş olduğu idi..Yani,son seneye girmiş olması,5 sene evvel halk çoğunluğunun ümit ederek oy verdiği siyasi partiden,artık memnun değilse,örneklerinin çok kez yaşandığı üzere,alaşağı etme ihtimali bulunuyor..Bu bir tespit değil,vakıadır..Halk AKP'den memnun değil gibi bir önerme bilimsellik taşımaz,lakin AKP'nin son senesinde olduğu ise gerçekliktir..Halkın çoğunluğunu kucaklamasından ziyade,cumhuriyet yapısının nitelikselliğini barındırıyor olması önceliklidir..Ayrıca elbette ki,cumhurbaşkanının hepimizi kucaklaması mümkün değil,bu yüzden çoğunluktan bahsettim,şu halde ben kucaklanmış hissetmedim yargısı da böylelikle bertaraf edilmiş oluyor..Mustafa Kemal de herkesi kucaklayamamıştır,bu kimin eksiği dersiniz?Elendi..

12 Eylül öncesi toplumsal ikilik oluşturulmasından ve bunun görülemiyor olmasından bahsetmişsiniz..Müsebbibi kim ola ki?Yalnız sizin de 12 Eylül sonrası üniversitelere konuşlanan milliyetçi-muhafazakar(günümüzde bu yapının en güzel örneği Nur Cemaatidir) tebaanın sebebiyet verdiği tehlikeyi göremiyor ve hatta savunuyor olmanız beni düşündürüyor..

Hukukun üstünlüğünü savunmamak anormal bir durum,lakin rasyonaliteyi kaybettiğimiz nokta da kabul edilebilir değil..Hukuka bu denli dogma hali vermek doğru bir zihniyetin ürünü değil..Bu zihniyet,yeniliğe-devrime kapalıdır..Bakınız,uluslararası hukuk da savaş kaybetmiş bir devlete bedel ödetirken,Mustafa Kemal'in işgali protesto çağrısı demokrasi çerçevesinde ele alınmış idi..Farkı görünüz,güdülerinizden vazgeçiniz..

#33 gengstar

gengstar

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 8 Mesaj

Gönderim zamanı 12.04.2007 - 09:42

peki çok çok SAYIN recep tayyip bey madem bu anayasa ve hukuk bağlamında herseye sahip cumhurbaskanlığını kolayca elde edebilecek bi yapıya sahipse neden adaylığını koymuyor ..çekindiği bişeymi var bi korkusumu var..çekingelerini ortaya koyan, TÜRKİYE cumhuriyetininin dış güçlere bağımlılığını bu son 5 yılda iyice perçinleyen bir kişi sizce birseylerdenmi korkuyor !! ben söyliyim planı tıkır tıkır işliyor .. tek korktuğu halkın tepkisini almadan sessizce bu işi bitirmek

#34 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 13.04.2007 - 20:59


Hiç laf kalabalığına girmeyeceğim.

1) Türkiye Anayasal bir devletmidir ?

Evet

2) Anayasa, bir devletin temel organlarının nasıl işleyeceğini belirleyen yazılı belge midir ?

Evet.

3) Anayasa Cumhubaşkanlığı için gerekli niteliklerin çerçevesini koymuş mu ?

Evet.

4) Bu niteliklere taşıyan her Türk vatandaşı aday olabilir mi ?

Evet.

5) Anayasa Cumhurbaşkanını TBMM seçer demiş mi ?

Evet

Şimdi aday olma hakkını bu devletin temel organlarını ve işleyişlerini belirleyen Anayasadan alan bir kişiye,(dikkat yalnız bir kişi) sen olmazsın demek. Bu ülkenin yine Anaysada belirtildiği gibi sosyal bir hukuk Devleti olma durumuna karşı gelmek demek değilmidir ?

Hiç söylemedim söyleyeyim ben olması taraftarı değilim ki olacağınıda inanmıyorum. Ama olma hakkını savunurum.. Çünkü Darbesiz ihtilalsiz, dayatmasız bir Cumhurbaşkanı seçmenin özlemini çekiyor bu ülke .

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#35 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 13.04.2007 - 23:00

1. Rejimimiz demokrasiye dayanıyor mu?

Dayanıyor..

2. Demokratik rejimlerde halkın görüşleri doğrultusunda milletvekili olması gerekmez mi?

Gerekir

3. Demokratik rejimlerde devletin varlığına saldırmadıkça fikirler söylenebilir mi?

Söylenebilir...



Eh arif olan anlar...

#36 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 15.04.2007 - 17:47

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı
Hamdi Yaver AKTAN Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi


Temel insan haklarına ilişkin gerek ulusal ve gerekse uluslararası düzenlemeler/belgeler, toplantı ve gösteri yürüyüş hakkının temel hak olduğunu kabul eder. Anayasamızın ikinci kısmının başlığı Temel Haklar ve Ödevler başlığını taşımakta olup bu kısımda yer alan 34. madde, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvenceye almaktadır: Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. (Ay.m.34/1) İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunması'na ilişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 11. maddesi de herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak hakkına sahip olduğunu öngörmektedir. Medeni ve Siyasi Haklar'a ilişkin Uluslararası Sözleşme'nin 21. maddesi de barışçı toplantı hakkını güvenceye bağlamaktadır. Çocuk Hakları'na ilişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 15. maddesinin 1. fıkrası ise çocuğun barış içinde toplanma özgürlüğünü ve haklarını düzenlemektedir.

Evrensel hukuk kurallarıyla birlikte değerlendirme yapıldığında (Ay.m.90/son) toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının demokratik haklardan olduğuna kuşku bulunmamaktadır; düşünce özgürlüğüyle birlikte ve bağlantılı olarak ele alındığında insanın özgürleşmesi ve kişiliğinin serbestçe gelişmesine katkı yapacağı da unutulmamalıdır.

Öte yandan demokratik sistemin ne ölçüde demokratik olduğunun göstergelerinden biri de bu hakkın kullanılmasına gösterilen tepkilerde gizlidir. Düzenleniş biçimi itibarıyla bireysel, siyasal ve kolektif bir özgürlük olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, düşüncenin toplu ve etkin bir biçimde ifade hakkıdır. Toplu olarak kullanılmasının yanı sıra tüm toplumu demokratik şekilde etkileme amacını taşıdığı için kanaatin/düşüncenin oluşumuna, çoğulculuğa ve dolayısıyla demokrasiye katkı sağlar. Bu denli önemli bir hakkın kullanımı güvenlik sorunu (?) olarak algılanamayacağı gibi, hakkın kullanımına dönük eleştirel bir bakış hiçbir şekilde kabul edilemez. Demokratik hakkın içselleştirilmesi yerine, bana/bize karşı yapıldığına göre kötüdür! bakışıyla yaklaşılması doğal olarak hakkın özüne dokunulmasını da beraberinde getirir. Bu halde de insan haklarına saygının zedelenmesinden öteye demokratik sistemin sorgulanmasının önü açılır. Toplantı ve gösteri yürüyüşünü kullanacak olanlara eleştirel bakmak, karşı gösteri yaptırmak, sakınılması gereken bir tutumdur. Kaldı ki devlet, toplantı ve gösteri yürüyüşü öncesi katılmayı düşünenlere ve toplantıya katılanlara karşı pozitif yükümlülükle karşı karşıyadır: Toplantı ve gösteri yürüyüşünün en geniş katılımla, korkusuzca ve güvenlik içinde yapılacağının garantilerini sağlamak devletin görevidir. Bu bağlamda hangi konumda olursa olsun görevliler de buna özen göstermekle yükümlüdürler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında da, barışçı toplanma hakkının, demokratik toplumda temel bir hak olduğu ve ifade özgürlüğüne benzer biçimde, bu hakkın da demokratik toplumun temellerinin biri olduğu kabul edilmektedir. Kuşkusuz ki barışçı toplanma hakkı, sadece belirli bir noktada bir araya gelerek yapılan toplantıları değil, aynı zamanda yürüyüşleri de kapsar. Ayrıca, yalnızca bu tür gösterilere katılan bireyler değil, aynı zamanda, başvuru sahibi dernek gibi kolektif bir kuruluş da dahil olmak üzere, bu tür toplantıyı düzenleyenler de bu haktan yararlanır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu hakkın etkili bir biçimde kullanılabilmesini sağlama konusunda bir kararında, "Bir gösteri yürüyüşü, yaymaya çalıştığı düşünce veya iddialara karşı olan kişileri rahatsız veya rencide edebilir. Ancak göstericiler hasımlarının fiziksel şiddetine maruz kalma korkusuna kapılmaksızın gösterilerini gerçekleştirebilmelidir; bu tür korku, dernekleri veya ortak düşünce veya çıkarları savunan diğer grupları, toplumu etkileyen son derece tartışmalı konularda kendi kanaatlerini ifade etmekten caydırabilir. Bir demokraside karşı gösteri düzenleme hakkı, gösteri yapma hakkının kullanılmasını baskı altına alacak kadar geniş tutulamaz" şeklindeki gerekçesiyle devletin pozitif yükümlülüğünün altını çizmiştir. Yargıtay'ın bu konuda görevli 8. Ceza Dairesi de yerleşmiş kararlarında geliştirdiği demokratik tepki kavramıyla toplantı ve gösteri yürüyüşünün silahsız ve saldırısız olması koşuluyla en geniş ölçekte kullanılmasının önünü açmıştır; hatta, ani toplantılarla ilgili düzenleme bulunmamasına karşın "duyarlılık kazanmış bir konuda, ani tepkiyle" yapılan toplantının toplumsal bir refleks olarak kabul edilmesi gerektiğini kararlaştırmıştır.

Bir hakkın hukuk belgelerinde düzenlenmesinin yeterli olmayacağı, kullanılmasının en geniş ölçüde sağlanmasının gerektiği unutulmadan, hakkın kullanımı öncesinde tehdit algılamasına yol açacak söylemlerden sakınılması demokratik sistemin zorunlu kurallarındandır. Bir kişiyi dahi olumsuz olarak etkileyecek söylem, o kişinin kullanmayı düşündüğü hakkın özüne dokunacağı unutulmadan, pozitif yükümlülük gereğinin öne çıkarılması evrensel hukuk kurallarının ve mahkeme kararlarının zorunlu sonucudur.

Cumhuriyet 14.04.2007

#37 _KajmeraN_

_KajmeraN_

    ...::: UFAKLIK :::...

  • Üyeler
  • 5.365 Mesaj
  • Konum:Atatürk'ün İzinde
  • İlgi Alanları:Şiir, edebiyat, müzik(rap),bilgisayar (yazılım, donanım)

Gönderim zamanı 16.04.2007 - 02:26

Cumhuriyet Gazetesi ise bir değerdir,İslam değil,ardniyetli siyasi İslam(İslamiyet'in böylesi bir cümlede yer alması ne hazindir-sorumluluk sahiplerinindir) düşmanlığı yapmaktadır..Aradaki fark büyük ve önemlidir..


Bu aradaki farkı kim koyuyor

Yani yarın biriside çıkıp adrniyetli cumhuriyetçilere karşıyız dese??

Yani elle tutar tarafı nedir kimdir ardniyetli siyasal islamcılar?? Kız arkadaşlarım sırf bu söylemler yüzünden üniveristeye başı kapalı giremiyor ve ben bunların devletine sadık insanlar olduğundan kendim kadar eminim... Kim nasıl karar veriyor; Hele ki Cumhuriyet gazetesi bu ayrımı nasıl yapabiliyor??

Mesela ben neyim cumhuriyetin gözünde?

Recep tayyip erdoğanın cumhur başkanı olması için hiç bir sorun görmüyorum (-ki olsun istemiyorum ama olacaksa da olur), üniversitelerdeki başörtüsü saçmalığını salakça, adice buluyorum, cumhuriyet gazetesinin ve CHP nin -en az AKP nin dini kullandığı kadar- cumhuriyeti/laikliği/demokrasiyi kullandığına çıkarları için içini boşaltıp millete sunduklarına inanıyorum

Şimdi tekrar soruyorum: cumhuriyet gazetesi için ben neyim??

-Art niyetli siyasal islamcı?
-Rejim düşmanı?
-Anti cumhuriyetçi?
-Anti laik?
-anti demokrat?
-Vatansever?
-Sıradan, dinini yaşamak isteyen, vatandaş?
-demokrat?...


...:::--------------------------------------------------------:::...
BİTTİ!

CAN_i
...:::--------------------------------------------------------:::...


#38 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 16.04.2007 - 03:10

Cumhuriyet Gazetesi bana göre bir değer değildir.
Başörtüsü takanı Cumhuriyet düşmanı olarak lanse eden bir gazete ne değerdir ne de gazete.!

Yahu kısaca Recep Tayyipin Cumhurbaşkanı olmasını içimize sindiremiyoruz deyin. Bu ülkede ne Cumhuriyet'e ne de Laikliğe bir zarar gelir. Anayasa ve Devletin Güvenliği var. Buna izin verir mi sanıyorsunuz ?

Wale'nin şu mesajını okuyun. Okuyun da okuyun..

http://www.harabe.ne...ndpost&p=257748

Değişiklikler Kaydedildi...

#39 L1Square

L1Square

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 11.433 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 16.04.2007 - 09:12

Bence RTE'nin kafa yapısından çok, eşinini başörtüsüyle ilgileniyorlar.Çankaya'ya başörtülü birilerini gelmesini istemiyorlar..Ki cumartesi günkü miting'de röportaj yapılan bir kaç kişi bunu açıkça söyledi..Çankaya'ya başörtülülerin gelmesini istemiyoruz diye..

Ya aslında bu kadarda kasmaya gerek yok.Adamın aday olacağı bile belli değil..O olmazsa Abdullah Gül olur,o da olmaazsa bir diğeri.Eğer bu olacaksa bunun önüne geçemeyiz..Cumhurbaşkanını halk seçsin diyorlar..E şu anki başbakanıda yüce halkımız seçmedimi?

Neyse konu bu değil aslında bence bunlarla bu kadar çok uğraşacaklarına,
Çocuklarımıza nasıl daha iyi eğitim verilebilir,(vs..)
Ülkemizdeki işsizlerin sayısı nasıl azaltılabilir,(vs..)
Trafik canavarı nasıl engellenebilir,(vs..)
Hastaneler nasıl,gerçek hastane edilebilir(vs..)
Toplu taşım araçlarından otobüslerin sayısını nasıl en aza indirgeyipte,tren yollarını çoğlatabilirizlere kafa patlatıp bunları iyileştirme sağlasalar,(vs..)
Ne Çankaya'ya kim çıkacak tartışması olur , ne de halkımız bu kadar huzursuz olur..Hep yanlış şeyler için kafa patlatıp,asıl sorunlarla ilgilenilmediği için bu durumda değilmi ülkemiz?Hep birilerinin koltuk sevdası yüzünden olmadımı tüm bu olanlar..Daha kaç çocuğun ölmesi gerekiyor (hastalıktan,trafik kazalarından,açlıktan) bu sevdalarından vazgeçmeleri için..Ben Cumhuriyet mitinginide,Erdoğanı'da hepsinide saçma ve gereksiz buluyorum..Ve bu mitingin arkasında(her ne kadar kabul etmeselerde) CHP'nin olduğunu düşünüyorum..

Genel Kurmay Başkanının dediği gibi..Sözde Laik değil,özde Laik olmak lazım.. Hiçbiriside özde laik değil,l(Ne akp , ne chp )laik kelimesini kendilerine paravan olarak kullanarak milletin gözünü boyamak amaçları...

Bu mesaj GLAmor tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.04.2007 - 09:14

Bir kadını ağlatırken,çok dikkat edin çünkü ALLAH,gözyaşlarını sayar..!!

Kadın,erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından değil...
Öyle olmuş olsaydı,ezilirdi..
Erkeğin başından da yaratılmadı,üstün olmasın diye..

Ama göğsünden yaratıldı,eşit olsun diye;
....kolun biraz altından,korunsun diye...
Kalp hizasından yaratıldı SEVİLSİN diye..

* * *

Kimlik gizli, hayaller gizli ve ben de gizli...
Susuyorum..
Ve seni sevdiğimi kimselere söylemiyorum..


:) (Böyle kalsın. Kimin değiştirdiğini anlarsın senn)

#40 Edys

Edys

    ....

  • Dokunulmazlar
  • 16.109 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:istanbul,antalya,bodrum ve başka yerler
  • İlgi Alanları:FENERBAHÇE

Gönderim zamanı 16.04.2007 - 09:16

başörtüsünden önce bazı değerler vardır.. başörtüsü tabiki bir sebep olabilir.. ancak ondan öte Atatürk Düşmanlığı, Laik Cumhuriyet Karşıtı insanlar olduğunu herkes biliyor.. sinsice ilerliyorlar.. ve Türkiye Artık Gözünü Açmalı.. Açmaya da başladı sanırım.. zararın neresinden dönülse kardır..

Allahtan Başımızda Büyük Ordumuz Var ... Ordu yu yok sayanlar günün birinde umarım o yok saydıkları ordunun altında kalmazlar..




0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli