İçerik değiştir



ÇankayA!


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 126 yanıt verildi

#1 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 01.04.2007 - 12:57


Çankaya…

Başbakan olabilen birinin cumhurbaşkanı olamayacağını kanıtlayan bir hukuk icat etmeye çalışıyorlar.

Zaten bizim devlet maceramızın özeti bu.

Hukuka uymaz…

Hukuk icat etmeye çalışır.

O yüzden her şeyi eline yüzüne bulaştırır, darbeler yapar, çeteler kurar, katilleri korur, suikastlerin içinden kendi adamları çıkar.

Türkiye de ikinci sınıf bir ülke olmaktan paçasını bir türlü kurtaramaz.

İnatla da bunu sürdürürler.

Devletten maaş alanlar bu ülkenin çıkarını herkesten daha iyi bilirmiş, bizi buna inandırmaya çalışırlar.

Parayı veren biziz, neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmeyen akılsızlar da biziz.

Bu kadroları devletin içinde tuttuğumuz, bunlara para verdiğimiz için herhalde akılsız olduğumuza inanıyorlar.

Bizim paramızla yemek yiyorlar, bizim paramızla giyiniyorlar, bizim paramızla saraylarda, villalarda, lojmanlarda oturuyorlar, bir de bize patronluk taslıyorlar.

Böyle beleşinden bir hayat, böyle ucuzundan bir patronluk söz konusu olunca da, ortada sahipsiz duran parayla iktidarı kapışmak için her şeyi yapıyorlar.

Bunca parayla iktidar yetmiyor bir de 28 Şubat gibi ucubeliklerle bankaları soyuyorlar.

Tabii ortada bunca iktidar hırsızlığı olunca bizi işlerine karıştırmak istemiyorlar.

Bizi uzakta tutabilmek içinde, kendileriyle bizim aramıza bazı kutsal tabular yerleştiriyorlar: “devletin çıkarı”, “milletin bölünmezliği, “Atatürk’ün ilkeleri”, “şeriat tehlikesi”, “bölücülük tehdidi,” “ülkeye düşman olan yabancılar.”

Bu barikatların üstünden atlayıp “ne yapıyorsunuz bakayım siz orada” demek bir türlü mümkün olmuyor tabii.

“Siz bizim paraları nereye harcıyorsunuz,” “bu kadar parayı silaha yatırmak zorunda mıyız,” “bu silahların komisyonu kimin cebine giriyor”, “siz toplam kaç para harcırah alıyorsunuz,” “arabalarınızın benzin parası ne kadar” diye sormak isteyen herkes “Atatürk’ün ilkelerine,” “şeriat tehlikesine,” “bölücülük tehdidine,” çarpıyor.

İktidar pastasının en iştah açan dilimi de anlaşılan Çankaya.

Oraya kimin çıkacağına kendileri karar verecekler.

Sabah Gazetesi’nde Emre Aköz’ün anlattığına göre Mustafa Kemal’den beri böyle bu.

Şimdi gene Çankaya savaşlarını başlattılar.

Sloganlarına bayılıyorum, “Atatürk’ün koltuğuna bilmem kim oturamaz.”

Biz o koltukta kimlerin oturduğunu gördük.

Cevdet Sunay’ın, Kenan Evren’in, Demirel’in, Sezer’in oturduğu koltuğa şu anda ülkenin başbakanı olan adam oturamazmış.

Niye?

Eşinin başı bağlıymış.

Bu sözlerden benim anladığım, daha önceki cumhurbaşkanlarının hepsinin makamlarını eşlerinin açıkta duran saçlarına borçlu olduğu.

Devlet yönetiminin “saça” bağlı olduğu bir ülke haline getirdiler burayı.

“Adamın yeteneği nedir, zekası ne kadardır, yaratıcılığı var mı, dünyanın gidişatını kavrayabiliyor mu, devlet içinde armoniyi sağlayabilir mi” diye sormuyoruz, sorduğumuz şu:

“Yenge hanım saçlarını örter mi?”

Örtmüyorsa buyurun Çankaya’ya.

Devleti böylesine gayrıciddi bir duruma düşürdüler işte.

Lakin dünyanın en gülünç devletinde bile “saç”tan hukuk olamayacağı için, şimdi başbakanın olan birinin cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen bir hukuk icat etmeye uğraşıyorlar.

Toplantılar düzenliyorlar, ciddi ciddi demeçler veriyorlar, birlikte yemekler yiyorlar, ana muhalefetimizin “sosyal demokrat” liderine “ordu kızacak ama” türünden acıklı konuşmalar yaptırıyorlar.

Cumhurbaşkanının eşinin başı bağlı olursa ülkeye şeriat gelirmiş.

Cumhurbaşkanının eşinin başı açık olursa ülkeye ne geliyor?

Bakın sizin eşlerinizin başının açık olmasının ülkeye bir yararı olmadı, onların eşlerinin başlarının bağlı olmasının da bir zararı olmaz.

Yarar da zarar da, bu işlerle ilgisi olmayan hanımların saçlarında değil, sizin kafalarınızda.

Eşlerinin başları bağlı olanı da, açık olanı da görüyoruz, ne farkınız var, hanginiz eşlerinizin saçlarından dolayı daha dürüst, daha cesur, daha yaratıcı oldunuz?

Şemdinli rezaletinde elele vermediniz mi?

Suçun üstünü elbirliğiyle örtmediniz mi?

Eşlerinizin saçları, aranızdaki ortaklığa hiç de engel olmadı o zaman.

Eşlerinizin başı açık da olsa kapalı da olsa siz bu işi beceremiyorsunuz.

Suçu kadınlara niye atıyorsunuz?

Saç kavgası yapıp, hak edilmemiş iktidar için dövüşeceğinize size verdiğimiz paraları hak etmek için uğraşsanız daha yararlı olur.

İşinizi daha iyi yapabilmek için bir fikriniz var mı?

Yok.

Fikriniz olmadığı için kavgayı “saç” üzerinden yürütüyorsunuz.

Biriniz de çıkıp “bu insanların daha mutlu ve zengin yaşaması için şunları yapmak gerek” deyip bir fikir açıklasa ya.

Açıklayamazsınız çünkü hayatınızda böyle bir şey düşünmemişsiniz.

Aklınız fikriniz koltuklarda.

“Koltuk” diyemediğinizden “saç” diyorsunuz.

Vitrinine saat koyan sünnetçiden pek farkınız yok doğrusu ama sünnetçiyi anladığım gibi sizi de anlıyorum.

Vitrine ne koysaydınız ki?

Ahmet ALTAN

26 Mart 2007

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#2 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 01.04.2007 - 13:03

Eşinin başı bağlıymış.

Bu sözlerden benim anladığım, daha önceki cumhurbaşkanlarının hepsinin makamlarını eşlerinin açıkta duran saçlarına borçlu olduğu.

Devlet yönetiminin “saça” bağlı olduğu bir ülke haline getirdiler burayı.

“Adamın yeteneği nedir, zekası ne kadardır, yaratıcılığı var mı, dünyanın gidişatını kavrayabiliyor mu, devlet içinde armoniyi sağlayabilir mi” diye sormuyoruz, sorduğumuz şu:

“Yenge hanım saçlarını örter mi?”

Örtmüyorsa buyurun Çankaya’ya.

Devleti böylesine gayrıciddi bir duruma düşürdüler işte.

Lakin dünyanın en gülünç devletinde bile “saç”tan hukuk olamayacağı için, şimdi başbakanın olan birinin cumhurbaşkanı olmayacağını söyleyen bir hukuk icat etmeye uğraşıyorlar.

Toplantılar düzenliyorlar, ciddi ciddi demeçler veriyorlar, birlikte yemekler yiyorlar, ana muhalefetimizin “sosyal demokrat” liderine “ordu kızacak ama” türünden acıklı konuşmalar yaptırıyorlar.

Cumhurbaşkanının eşinin başı bağlı olursa ülkeye şeriat gelirmiş.

Cumhurbaşkanının eşinin başı açık olursa ülkeye ne geliyor?

Bakın sizin eşlerinizin başının açık olmasının ülkeye bir yararı olmadı, onların eşlerinin başlarının bağlı olmasının da bir zararı olmaz.

Yarar da zarar da, bu işlerle ilgisi olmayan hanımların saçlarında değil, sizin kafalarınızda. 



Aynen böyle...

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#3 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 01.04.2007 - 15:31

"Çankaya" konusunun dışına çıkmakla beraber Ahmet Altan kimliğinin tanınması açısından geçmişten bir yazı da benden:

  Pastırmalı yumurta
Yeni çıkan romanı nedeniyle günlerdir medyada tartışılan yazar Ahmet Altan , iftiraya uğradığından, hep kendisi hakkında yalanlar üretildiğinden yakınıyor. Kimi konularda haklı olabilir, ama kendisinin de yaptığı açıklamalarla tarihsel olayları çarpıttığı, saptırdığı, Cumhuriyet'in kuruluş sürecini karalamaya dönük çabalar harcadığı, hatta bu amaçla yalana yöneldiği de yadsınmaz bir gerçek.
Örneğin Ahmet Altan, geçen yıl ''İsyan Günlerinde Aşk'' romanının piyasaya sürülmesinin ardından 31 Mart ayaklanmasının bir ''askeri ayaklanma'' olmasına karşın, şimdiye değin topluma ''irtica ayaklanması'' olarak algılatıldığını ve resmi tarih aracılığıyla halka yıllardır yalan söylendiğini ileri sürüyordu. Köşemizde, bu savın doğru olmadığını, Ahmet Altan'ın lisede öğrenim gördüğü yıllarda okunan tarih dersi kitabından tutun İsmet İnönü 'nün anılarına değin birçok kaynaktan örnekler vererek, 31 Mart'ın bütün kaynaklarda ''gerici bir askeri ayaklanma'' olarak değerlendirildiğini, dolayısıyla Ahmet Altan'ın yalan ürettiğini dile getirmiştik.
Ahmet Altan bu kez yeni çıkan ''Aldatmak'' kitabının tanıtımı nedeniyle yapılan kimi toplantılarda Lozan Antlaşması'na dil uzatıyor. Sözgelimi geçen hafta Offenbach'ta verdiği konferansta, Osmanlı'yı yüceltip Cumhuriyet'i küçümseyici sözler ettikten sonra şöyle demiş: ''Sanıyorum ki, insanlık tarihinin en büyük toprak kaybı anlaşması Lozan'dır. 5 milyon kilometrekareden 700 bin kilometrekareye indik. Yani 4 milyon 300 bin kilometrekare toprak kaybımız var. Yeryüzünde 4 milyon kilometrekare toprak kaybedip de o anlaşmayı sevinçle karşılayan tek toplum biziz.''
Ahmet Altan'ın yeni iftirası çok açık: Osmanlı, 4.3 milyon kilometrekarelik toprağı Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş belgesi olan Lozan ile yitirmiş...
Altan'ın bu savı ile ABD'nin Irak'a yönelik çaldığı savaş tamtamlarını fırsat bilen Kuzey Irak'taki ortaçağ kalıntısı Kürt aşiret liderlerinin tarihe gömülmüş olan Sevr Antlaşması'nı yeniden diriltme çabalarının aynı zamana denk gelmesi ilginç!
Okuma yazması olan herkes biliyor ki, Osmanlı'nın büyük toprak kaybı Amerikalı tarihçi Paul C. Helmreich' ın ''Paris'ten Sevr'e'' adlı çalışmasındaki tanımla ''Kimi zaman keyif içinde, kimi zaman sert tavırlarla, 19. yüzyıl emperyalizmi çerçevesinde Osmanlı'nın paylaştırıldığı'' Sevr Antlaşması ile gerçekleşmiştir. Almanya'daki toplantıda, ''Almanlar Mozart 'ı, Beethoven 'i biliyorlar, bundan zevk alıyorlar, biz pastırmalı yumurtayı, Dede Efendi 'yi biliyoruz'' diyen Ahmet Altan bu doğrunun bal gibi farkında da, işine gelmiyor. Yok bilmiyorsa eğer, Seha Meray ve Osman Olcay' ın dupduru bir Türkçe ile genç kuşaklara kazandırdıkları ''Osmanlı İmparatorluğu'nun Çöküş Belgeleri'' adlı yapıtı açar ve Sevr'in maddelerini tek tek okur. Okur da, Sevr ile Türkiye'ye bırakılan toprak parçasının, antlaşmanın ekindeki haritada topu topu bir ''pastırmalı yumurta sahanı'' kadar; Ankara, Eskişehir, Kastamonu, Yozgat gibi kimi illerle sınırlı olduğunu görür.
Suriye, Irak, Filistin, Hicaz, Mısır, Sudan ve Kıbrıs'ın, Fas ile Tunus'un, Libya ve Ege adalarının eski yapılmış antlaşma ve sözleşmelere göndermeler de yaparak Osmanlı'dan tümüyle ayrılmasının Lozan'da değil, Sevr Antlaşması'nda yer aldığını görür. Ahmet Altan kimseyi aldatmaya kalkmasın, tarihi belgeler aldanmaz. Ama insanlar kendi kendini aldatmakta özgürdür elbette. Pastırmalı yumurtadan sonra gelen ilk Türk ünlüsü olduğuna inanmak gibi örneğin.

Işık Kansu, 05.10.2002



#4 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.04.2007 - 15:50

Ben bu yazıdan sonra , Ahmet Altan'ın savunuculuğunu yaptığı , Recep Tayyip Erdoğan'ın nasıl Cumhurbaşkanı olmasını nasıl kabullene bilirim ki ?

Fikirlerde bir örtüşme ve uyuşma söz konusu . Recep Tayyip Erdoğan'ın Askerimiz ve Rejim ile bir sorunun olup olmadığıda ayrı bir muamma tabi ...

#5 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.04.2007 - 18:18

Tüm bu yapılanlar Başbakanın Çankaya ya çıkması için mi çıkmaması için mi yapılıyor? diye düşünmek gerekir derim.

Başbakanın Cumhurbaşkanı olmasını en başta CHP istemektedir de diyeyim.

Başbakanın Cumhurbaşkanı olmasına bir tek engel var o da eğer Çankaya ya çıkacak olursa partisinin kaybedeceği oy oranı.Diğerleri her iki kesiminde kendini tabanına hoş görünmek için yaptığı oyun.

Bu düşecek oy oranı ve bir de bağımsız milletvekili seçilecek olanlar kısmına çözüm bulurlarsa başbakan Çankaya ya çıkar yoksa bak beni seçtirmediler deyip oyunun ikinci perdesine geçerler.

Bu da böylece kaç perde gider derseniz. İş AB nin istekleri ve bizim bir AB üyesi ülkeyi tanımadan nasıl olup ta o birliğe gireceğimiz şeklinde sorunun cevabı ile kesişir.

Zurnanın son deliğine kadar izleyelim bakalım.
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#6 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 03.04.2007 - 11:21

“Adamın yeteneği nedir, zekası ne kadardır, yaratıcılığı var mı, dünyanın gidişatını kavrayabiliyor mu, devlet içinde armoniyi sağlayabilir mi” diye sormuyoruz,



bunu soruyorum ve vatanseverliğini tartışıyorum bahsi gecen kişinin...
işte bu yüzden olmamalı diyorum....
Saçla başla alakası yok yani


#7 mysecretkiller

mysecretkiller

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 7 Mesaj

Gönderim zamanı 08.04.2007 - 13:28


Bizi uzakta tutabilmek içinde, kendileriyle bizim aramıza bazı kutsal tabular yerleştiriyorlar: “devletin çıkarı”, “milletin bölünmezliği, “Atatürk’ün ilkeleri”, “şeriat tehlikesi”, “bölücülük tehdidi,” “ülkeye düşman olan yabancılar.”

Bence çok doğru bir yazı. cuk oturuyor. Bence cumhurbaşkanımızı 1 metrekarelik bir bez parçasının belirlememesi gerekir. Ayrıca yıllardır bu devleti sömürenlerin cezasını çekeceğini, çekmesi gerektiğini, bunu baştakiler yapmasa bile bizim yapmamız gerektiğini savunuyorum.
saygılar...

Rihanna


#8 shuret

shuret

    ZORBA

  • Üyeler
  • 572 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:CeNNeT

Gönderim zamanı 08.04.2007 - 13:54

bence de çok doğru bi yazı hep çok merak etmişimdir neden korkarlar ki türbandan *böö
KAYBETTİM BUGÜN KENDİMİ HÜKÜMSÜZDÜR

#9 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 08.04.2007 - 14:34

“Adamın yeteneği nedir, zekası ne kadardır, yaratıcılığı var mı, dünyanın gidişatını kavrayabiliyor mu, devlet içinde armoniyi sağlayabilir mi” diye sormuyoruz,



bunu soruyorum ve vatanseverliğini tartışıyorum bahsi gecen kişinin...
işte bu yüzden olmamalı diyorum....
Saçla başla alakası yok yani

Bütün akrabaları banka sahibi olup içlerini boşaltmasına sessini çıkarmayıp halkın parasının hiç olmasına göz yuman demirel dahamı çok vatanseverdi. ?

Şimdi Milletin topa tuttuğu 12 Eylül gerçekleştiren bütün aydınları vatan haini ilan eden Evren çok daha mı vatansever di ?

27 Mayıs ihtilalini gerçekleştiren Anayasaya muhaleffetten başbakanı astırıp bir önceki Cumhurbaşkanını idama mahkum ettirmiş sonrasında Anayasaya tümden muahlif olup yenisinin yapılması için emir veren (1961 Anayasası) Türk siyasi tarihin yüzkarası olarak kabul edilen yassıada olgusunun mimarı Cemal GÜRSEL daha mı çok vatanseverdi ?


Değilse o zaman nie kimse 14 nisan yürüyüşleri düzenlemedi. Vatanseverlik kavramı kimsenin hegomanyasında değildir.

Anayasa da Cumhurbaşkanlığı niteliklerini açıkça koymus (" TBMM' nce kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekilliği seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık süre için seçilir." ıBu ülkenin başkabakanı olabilen bir kişi pek tabi cumhurbaşkanı da olabilir.

Anayasayı yapanların, anayasaya bağlılık yeminleri edenlerin şimdi yeniden anayasaya muhalif olduklarını görüyorum ve şu zamanki durumu 27 Mayıs 1960 ihtilalini hazırlayan gelişmelerele bire bir örtüştüğünü gözlemliyorum. Ancak tarih 2007 ve okuma yazma oranı yükselmiş ihtilallerin bu ülkeyi ileriye götürmediğine kanaat getirmiş bir kamuoyu bilinci var hali hazırda.. YEMEZ !!!

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#10 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 08.04.2007 - 23:15

Sayın Wale,

Lahesis isimli kişi düşüncesini yazmış siz de sorguluyorsunuz:

Demirel, Evren, Cemal Gürsel daha mı iyiydi... Yazıda bu kişilerin hiçbirisine iyi denmiyor ki... O zaman niye siz bunları yazıyorsunuz? Yani Tayyip Erdoğan'ı kötülemek demek diğer kişileri aklamak demek mi? Mantığınız çok ilginç.

Gelelim 14 nisan yürüyüşüne: Demokrasiyi savunan siz nasıl oluyor da bir eylemi yapılmasının karşısında oluyorsunuz. Demokrasilerde sivil güçler de vardır. Yürürler arkadaşım. İstediği gibi demokratik zemin içinde yürür ve muhalefet te yaparlar. Hiç kimse de gıkını çıkaramaz. Seçildim ben diye istediğim her şeyi yaparım mantığı demokratik yönetim biçimlerinde yoktur. İşte buna dikta rejimi denir. Siz vatanseverim dediniz de kim size karşı çıkmış? Size ait olmadığını kim söyleyebilmiş?

Anayasaya kim karşı çıkmış nasıl karşı çıkmış o da ayrı bir muamma...!

Bu mesaj babuna tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 08.04.2007 - 23:17


#11 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 08.04.2007 - 23:28

siyaset sevmem ama burda sevmediğim başka şeyler de var.. ::

önce, waleyle fikir tartışması için epey bir bilgi birikimi ve dil becerisi gerekir,bu yüzden birkaç cümle edip çekileceğim..:)

konuyla ilgilenmiyorum ama bugünki bir mitingin görüntüleri epey güldürdü beni...siz demokrasi deyince aklıma o geldi şimdi...DSP mitingiydi...yüzlerce balon getirmişler meydana,üstlerinde başbakanın resmi var,umut ettikleri kalabalık toplanmayınca bu balonları uçurmak yerine iğneyle patlatıyorlar..ve adam şöyle diyor: ''o koltuğa oturamazsın!otursan da oturtmayız!'' bu meyanda bir laftı...işte demokrasi budur! :D







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#12 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 08.04.2007 - 23:58

Sayın Issız,
Sizin bahsettiğiniz demokrasi değil siyasi şovdur.

#13 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:00

ben de onu dedim zaten.. ::






Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#14 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:03

Aslında çözüm gayet basit; şu parti liderlerini ve birkaç sivil toplum örgütü başkanını Çankaya'da bir odaya koyacaksın ve 1 hafta buyrun istediğinizi yapın diyeceksin. Bunlar halkın önünde bir birini yiyorlar, yanlız kaldıklarında eminim canım cicimleri oynuyorlardır. Olan millete oluyor. Hergün birilerinin cinnet katliamları yaptığı bir ortamda vatandaş kimin umrunda ki !!

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#15 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:05

Size sataştığımı düşünmeyin sakın. Siz: "İşte demokrasi budur."^diye yazınızı bitirdiniz... Yani aslında yanılmıyorsam (yanılıyorsam düzeltin) demokrasinin yaşandığı falan yok diyorsunuz. Ama ben de diyorum ki miting meydanında demokrasi aramayınız.. Kalabalık kitle olup olmaması da önemli değil.. Önemli olan demokrasilerde birilerinin rahatlıkla söylemini dile getirebileceği yer meydanı kullanabilme ve düşünceleri dilediğince söyleyebilme özgürlüğüdür.

#16 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:10

''falancanın cumhurunbaşkanı olması demokrasiye uymaz!..''diyenlerin kafalarının demokratik olmadığını söylemeye çalıştım evet...

benim bu konudaki yükümlülüğüm; bana sorulduğunda cevabımı oy olarak vermekten ibaret kalacaktır...ama şu da kafama takılmıyor değil;

''miting meydanı''nda şov yapmaktan öteye geçemeyen vatandaş, ben ona yetki verdiğimde nasıl doğru davranacak? şovmen aramıyorum ki...







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#17 babuna

babuna

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 341 Mesaj

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:17

Sizin istediğiniz gibi, istediğiniz partiye oy verme seçiminiz var elbette... Sizin söylediğiniz sadece seçiminizi belirtir. Demokrasinin yaşanmadığını belirtmez.

Ama rahatlıkla günümüzde demokrasinin yaşanmadığını da söyleyebilirim. Çünkü şu anki mecliste bile 4/1 oy oranı ile neredeyse Anayasayı değiştirecek koltuk sahibi bir parti var.. Bu demokratik değildir. Kaldı ki önümüzdeki seçimlerde de bu partilerin (meclis partilerinin) seçim sistemini değiştirmenin konusunu bile açmamaları ayrıca antidemokratik bir uygulamanın olduğunun delilidir.

Onun dışında demokrasilerde herkes seçimini yapar isteyen herkes kimin cumhurbaşkanı olup kimin olamayacağı hakkında fikirlerini söyleme hakkı vardır. Fikir söylenemez demek demokrasiye uygun değildir.

Kaldı ki uygun olmayan bir seçim sistemi ile seçilmiş milletverillerinin oluşturduğu bir mecliste tabi ki cumhurbaşkanını bu meclis seçmemelidir denir. Bundan daha doğal bir şey var mıdır? Yine bir çok nedenle cumhurbaşkanının nasıl bir kimliğe sahip olması gerektiği söylenebilir... Bunun demokrasi ile yakından uzaktan ilişiği yoktur.

Bu mesaj babuna tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.04.2007 - 00:21


#18 IssIz

IssIz

    Dağ Dikeni

  • Üyeler
  • 11.239 Mesaj
  • Konum:araf..
  • İlgi Alanları:ohoo bi sürü..kitap şeetmek,gesmek,uçmak, uçarken atlamak...bi de musiki dinlemek...

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:22

sana doyum olmaz babuna..:: ama baydı beni bu kadar siyaset..mideme dokunuyor da...

kısaca; demokrasi felam hak getire ülkemde...:)







Alıp başını gitmek istersin.

Bilmediğin, bilinmediğin,

Çözmediğin, çözülmediğin bir denkleme...

Biraz ürkek düşünürsün...

Biraz kekeme....



'Üstüme gelme hayat!

Bundan sana ne...? ! '



Kekemeliğin korkularındandır...

Giderken bile; gidene değil de

Geride kalana aklın takılır...

Bir yanına yatarsın ' git.. ' der

bir yanın ' kalmalısın... '

Geceleri hep uykusuz kalırsın...

Ayağına pranga olur tüm düşündüklerin...

Gitmeden daha

Sen; gider gider gelirsin...



' Üstüme gelme hayat....

beni bilirsin....'



Kaldığın bu yerde

Harcadığın yılların gelir aklına...

Bir bir sayarsın...

Toplarsın, çarparsın,

Böler, çıkarırsın...

Bakkal defteri kadar kalın...

Bakkal defteri kadar karmaşa...

İçinden bin bir küfür

' Sümme haşa...! Sümme haşa...! '

Farkedersin ki hayatı

Arka sokaklarda dolanarak yaşarsın...

Kabarmış hesabından kaçarsın...



' Üstüme gelme hayat...!

Daha neyi alacaksın..? ! '



Hep sevmişsindir aslında...

Hep ama hep sevmişsindir...

Birini sevmişsindir sonra...

Sonra birini daha...

Birini daha...

Daha....! ?

Her gelip geçen gemiye aşık olmuşsundur..

Gemiler gitmiş

Sen yorulmuşsundur...



' Üstüme gelme hayat....!

Gemi olmuş musundur..? '



Kocaman bir mahalleden

Daracık bir sokağa.

Sokaktan ufacık bir eve

Evden odaya....

Yağlarından tiksinir gibi

Kurtulmak ister gibi

Kapatmışsındır kalabalıklara kendini...

Gitgide yanlız kalmışsındır...

Yalın yaşanan gecelerde

Gitmekle kalmak arasında dolanırken...

Beynine bir silah gibi dayamışsındır korkularını...

Yalnız...Korkak...Kekeme....




' Üstüme gelme hayat...!

Kıyarım kendime....!
'




#19 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:23

Sayın Wale,

Lahesis isimli kişi düşüncesini yazmış siz de sorguluyorsunuz:

Demirel, Evren, Cemal Gürsel daha mı iyiydi... Yazıda bu kişilerin hiçbirisine iyi denmiyor ki... O zaman niye siz bunları yazıyorsunuz? Yani Tayyip Erdoğan'ı kötülemek demek diğer kişileri aklamak demek mi? Mantığınız çok ilginç.

Gelelim 14 nisan yürüyüşüne: Demokrasiyi savunan siz nasıl oluyor da bir eylemi yapılmasının karşısında oluyorsunuz. Demokrasilerde sivil güçler de vardır. Yürürler arkadaşım. İstediği gibi demokratik zemin içinde yürür ve muhalefet te yaparlar. Hiç kimse de gıkını çıkaramaz. Seçildim ben diye istediğim her şeyi yaparım mantığı demokratik yönetim biçimlerinde yoktur. İşte buna dikta rejimi denir.  Siz vatanseverim dediniz de kim size karşı çıkmış? Size ait olmadığını kim söyleyebilmiş?

Anayasaya kim karşı çıkmış nasıl karşı çıkmış o da ayrı bir muamma...!

Saygıdeğer babuna ;

Bir kişinin ideolojisini tartışırsınız, bir kişinin devlet adamlığında çizdiği profili tartışırsınız, bir kişinin politikalarını tartışırsınız ama bir kişinin Vatanseverliğini tartışmak için çok ciddi somut veriler ortaya koymanız gerekir.

Vatanını sevmediğini düşündüğünüz kişiye Başbakan kal ama Cumhurbaşkanı olma demelerindeki mantığı veya mantıksızlığı bir kritik edin. Neden bu ülkenin en güçlü ikinci partisi lideri adı geçen dönemin başbakanına sen başbakan kal ama Cumhurbaşkanı olma der? vatansever olmadığını düşündüğü halde..

14 Nisana gelince elbetteki mitingler demokratik bir haktır ancak Anayasanın kişilere verdiği temel bir hakkı elinden almak için düzenlenler değil. Bu kimsenin cümleye dökemediği anarşist bir harekettir. Anayasa savunucularını yine Anayasaya muhalefet etmekte olduklarını görüyorum ben hala..

Demokrasilerde sivil güçler de vardır demişsin. Mitingi organize edenler sivillermi saniyorsun. ADD nin Genel Başkanı E. Orgeneral M. Şener ERUYGUR' dur. ..

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#20 _KajmeraN_

_KajmeraN_

    ...::: UFAKLIK :::...

  • Üyeler
  • 5.365 Mesaj
  • Konum:Atatürk'ün İzinde
  • İlgi Alanları:Şiir, edebiyat, müzik(rap),bilgisayar (yazılım, donanım)

Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:25

Onun dışında demokrasilerde herkes seçimini yapar isteyen herkes kimin cumhurbaşkanı olup kimin olamayacağı hakkında fikirlerini söyleme hakkı vardır. Fikir söylenemez demek demokrasiye uygun değildir.

Hatta darbe çığırtkanlığı bile yapılır değil mi bu demokrasidir?? Sokaklarda -sanki cumhuriyet onların sermayesidir gibi- cumhuriyet, sistem istismar edilir; işte demokrasi budur değil mi??

Kaldı ki uygun olmayan bir seçim sistemi ile seçilmiş milletverillerinin oluşturduğu bir mecliste tabi ki cumhurbaşkanını bu meclis seçmemelidir denir. Bundan daha doğal bir şey var mıdır? Yine bir çok nedenle cumhurbaşkanının nasıl bir kimliğe sahip olmadığı söylenebilir... Bunun demokrasi ile yakından uzaktan ilişiği yoktur.

Pardon nasıl seçilmeliydi?? Şimdiye kadar pek kimsenin sesi çıkmıyordu, söz konusu birisinin cumhurbaşkanı adayı olması olunca mı seçimlerin uygunluğu vs tartışılır oldu? buda demokrasidir nasıl olsa sorun değil... Cumhur başkanı olacak kişinin kimliğini, özelliklerini bir avuç darbe borazanı belirler buda demokrasidir. Başbakan olabilen birinin cumhurbaşkanı olması rejime aykırıdır; ülkede bu kullanmak gerekir buda demokrasidir....

Bu mesaj _KajmeraN_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.04.2007 - 00:31


...:::--------------------------------------------------------:::...
BİTTİ!

CAN_i
...:::--------------------------------------------------------:::...





0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli