0
Haftalık
Started by
KaKTüS
, 01.03.2007 05:00
28 replies to this topic
#21
Posted 29.03.2007 - 23:51
Ortaokulda türkçe derslerinde kompozisyon yazmak hoşuma giderdi. Genelde giriş bölümleri hep " İnsanoğlu varolduğundan beri" diye başlardı.
Lisede tarih ve edebiyat dersi alanlar içinde şanslı sayarım kendimi. Harika hocalarım vardı. Tarih hocam nerdeyse olayları film gibi anlatırdı. Edebiyat dersinde de filmleri şiiri kitapları gerçekten tartıştığımız dersler işlerdik.
İki hocamdan da memnun kaldım. Umarım onlar da benden memnun kalmışlardır.
Salih Gönüller
#22
Posted 30.03.2007 - 00:02
maalesef bütün sınıfın kompozisyon ödevlerini yazmak gibi bi zalaklığım vardı o yıllarda... ama hoca anlardı nasıl oluyorduysa... bi seferinde gerilim türü bi öykü yazmıştım yıllık ödev için..hocanın kılları tiken tiken olmuş da bana ben yazmadım sanaraktan 10 üzerinden 8 fermişti heç unutmam...kendim yazdığımı söyleyince bıyıkları ağzına kaçmıştı şaşkınlıktan...
seferdim galiba hocayı,yok lem sefmesdim pek..karamsar şeyler yazıyos diye kırardı hep bi puenimi..şimdiki halimi görse düşer bayılır kafasını sert zemine vurardı eminim....
neese...o beni sefer miydi bilmem ama lisenin bütün kısları ona aşıktı nedense..ben de onun dolabına kalp çisen öğrencileri takip edip şikayet etmekle görefliydim...hoca beni kız takımından saymamış olsa gerek...
özetle tek iyi dersim türkçe şeysiydi,belli olduğu üzre..
seferdim galiba hocayı,yok lem sefmesdim pek..karamsar şeyler yazıyos diye kırardı hep bi puenimi..şimdiki halimi görse düşer bayılır kafasını sert zemine vurardı eminim....
neese...o beni sefer miydi bilmem ama lisenin bütün kısları ona aşıktı nedense..ben de onun dolabına kalp çisen öğrencileri takip edip şikayet etmekle görefliydim...hoca beni kız takımından saymamış olsa gerek...
özetle tek iyi dersim türkçe şeysiydi,belli olduğu üzre..
#23
Posted 30.03.2007 - 01:26
Orta okul dönemi Türkçe dersleri (liseye geçip edebiyet kelimesine terfi etmeyi ne kadar çok isterdim o zamanlar ) normal bir öğrenci nasıl sa öyledim taki öğretmenimiz değişene kadar; öğretmen değişince özellikle kompoziyon sınavlarını sevmemeye başladım ( e oda sınav kağıtları mı sınıfa okumasaydı )
Lise dönemin de ise Edebiyattan öyk geldi; her dönem dersler değişirdi ve her dönem edebiyattın farklı bir versiyonu ile karşılaşırdım, Edebiyat, Türk Dili Edebiyatı , Genel Türk dili ve şu an aklıma gelmeyen bir tane daha bunların 1, 2, 3, 4 diye sıralanınca...
Son kompozisyon sınavım da dönem sonuydu ve benim dışımdaki herkes sınava girmiş ( dersten kaytardığım günlerden birin de meğer sınav varmış ). hoca sınav sonuçlarını okumaya başlayınca şok olmuştum. Ekşın grubunda olmama rağmen öğretmenlerce dinlenen biridim ki hocayı ikna ederek o anda sınava başladım
Sonuç mu birinci ders kompozisyonu yazdım; ikinci ders hoca kürsüsün de yazı yı okurken neden bu kadar sabırlı olduğumu (uzun hikaye) anladığını yüzünden okuyabiliyordum (100 üzerinden 2 puanı neden kırdığını sormadım).
Lise dönemin de ise Edebiyattan öyk geldi; her dönem dersler değişirdi ve her dönem edebiyattın farklı bir versiyonu ile karşılaşırdım, Edebiyat, Türk Dili Edebiyatı , Genel Türk dili ve şu an aklıma gelmeyen bir tane daha bunların 1, 2, 3, 4 diye sıralanınca...
Son kompozisyon sınavım da dönem sonuydu ve benim dışımdaki herkes sınava girmiş ( dersten kaytardığım günlerden birin de meğer sınav varmış ). hoca sınav sonuçlarını okumaya başlayınca şok olmuştum. Ekşın grubunda olmama rağmen öğretmenlerce dinlenen biridim ki hocayı ikna ederek o anda sınava başladım
Sonuç mu birinci ders kompozisyonu yazdım; ikinci ders hoca kürsüsün de yazı yı okurken neden bu kadar sabırlı olduğumu (uzun hikaye) anladığını yüzünden okuyabiliyordum (100 üzerinden 2 puanı neden kırdığını sormadım).
Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan insan, yanlışı yapan kadar suçludur.
<!--aimg--><!--Resize_Images_Hint_Text--><!--/aimg-->
<!--aimg--><!--Resize_Images_Hint_Text--><!--/aimg-->
#24
Posted 30.03.2007 - 02:57
lise yıllarında edebiyatı severdim.. böyle şiirler okumak falan ilgimi çekiyordu.. hiç şair olcam demedim.. veya edebiyatçı gibi gezinmedim.. ama hep zevk aldım o dersten..
edebiyat hocamız biraz kırıktı ( nonoş kılıklı yani ) çok enteresan anlatırdı dersi... ama onun böyle değişik anlatmasıyla ders daha iyi kalıyordu aklımda enteresan yani
haa şu an edebiyatı seviyormuyum..seviyorum sevmiyorum meselesi değil de, fazla ilgilenmiyorum açıkçası .. ilgilenmediğim bişi hakkında da detaylı yorumlar yapamıyorum.. herkese saygılar sunarım..
fa ülü me faülü
edebiyat hocamız biraz kırıktı ( nonoş kılıklı yani ) çok enteresan anlatırdı dersi... ama onun böyle değişik anlatmasıyla ders daha iyi kalıyordu aklımda enteresan yani
haa şu an edebiyatı seviyormuyum..seviyorum sevmiyorum meselesi değil de, fazla ilgilenmiyorum açıkçası .. ilgilenmediğim bişi hakkında da detaylı yorumlar yapamıyorum.. herkese saygılar sunarım..
fa ülü me faülü
#27
Posted 07.05.2007 - 22:40
Bizim edebiyatımızla Batı edebiyatı arasındaki en önemli farkı,şiir ile düz yazı arasındaki fark olarak görüyorum.Bizim yüz yıllık geleneğimizdir şiir,duygu ve düşüncelerimiz geçmiş yüz yıllarda en çok bu yazı şekli ile anlattık.Bu sebebten şiirde daha ileri bir toplumuz, bu toplumlara göre.Binbir çeşit kuralımız,kafiyemiz,uyumumuz vardır şiirde.Şiirin diğer toplumlarda olduğunun aksine biz sadece kelimesel anlamına değil biçimsel uyumuna da bakılır.Halk edebiyatımızda daha sade olmakla birlikte,divan edebiyatında daha ağır bir dille kullanılmış ama sonuçta her halk kesimin de kullanılmıştır.Düz yazıya gelirsek batı toplumunun bu konuda bizden daha ileri olduğunu söylemek mümkün.Zaten düz ve halkın anlayacağı dilde yazı yazılmasının Şinasi yle geldiğini düşünürsek çokta uzun bir geçmişi olduğunu iddia edemeyiz.Roman,makale geleneğinin gelecek yıllarda toplulmumuzda daha çok yeer edeceğine inanıyorum.Gidişat insanlarımızın artık şiirden ziyade düz yazıyı tercih ettiğinide gözler önüne sermektedir.Önceden olduğu gibi bir çok şiir ve şair yerine artık romanları,denemeleri tercih ediyoruz.Bu da küreselleşmenin getirisi diye düşünüyorum.Şiir dil değiştirdiğinde anlamını ve görsel güzelliğini yitirirken düz yazı ona göre ifadesini daha fazla korumaktadır.
Edebiyatlar arasındaki en önemli farkı ben bu iki yazı türünde görüyorum naçizane fikrimdir.
Kaktüsegidennot:kusura bakma biraz geç bir cevap oldu
Edebiyatlar arasındaki en önemli farkı ben bu iki yazı türünde görüyorum naçizane fikrimdir.
Kaktüsegidennot:kusura bakma biraz geç bir cevap oldu
#29
Posted 07.05.2007 - 23:43
Ben başlayayım bari
Eskilerden Mehmet Kaplan ve Yahya Kemal derim.Beğenilen isimleri çoğaltmak mümkün, lakin, bu şahısların eserlerinde gördüğüm ,dilin kullanım becerisi, düşünce ufku ve amacı iyi bilmelerinden kaynaklanan özgüvendir..Bunların yanısıra Yahya Kemal gerek hayatıyla, gerek düşünce tarzıyla, gerek kelimeleri kullanımıyla beni en çok etkileyen isimdir.. onun yaşamı, yetiştirilme tarzı, aldığı kültür ve kendi kendine yetebilme gücüne sahip dirençli ruhu bana hep örnek olacaktır..Kaplan Hoca ise türk edebiyatının anlaşılmasında ve yeni nesillere edebiyat bilincinin taşınmasında yardımcın olabilecek yegane eserlerin sahibidir.
Yabancı isimler olarak, roman sanatındaki başarılı üsluplarıyla H.de Blzac, C.Dickens, ve Tolstoy en beğendiğim isimler.. roman sanatı denince bu gibi Rus yazarların niteliklerini gözardı etmemek gerekir.
Yakın zaman dönersek, Emre Kongar, Soner Yalçın, Adalet Ağaoğlu, Oktay Sinanoğlu gibi isimler düşünce dünyaları ve anlatımdaki üsluplarıyla dikkatimi çeken yzarlardır..
Popüler kültüre de değinmek gerekirse, Cezmi Ersöz, Yusuf Atılgan, Turgut Özakman diyebilirim..kitapları çok akıcı, hemencecik okunuyor ve eserin tadını alabiliyorsun..aslında daha çok isim var ama..bunlar ilk aklıma gelenler..
Eskilerden Mehmet Kaplan ve Yahya Kemal derim.Beğenilen isimleri çoğaltmak mümkün, lakin, bu şahısların eserlerinde gördüğüm ,dilin kullanım becerisi, düşünce ufku ve amacı iyi bilmelerinden kaynaklanan özgüvendir..Bunların yanısıra Yahya Kemal gerek hayatıyla, gerek düşünce tarzıyla, gerek kelimeleri kullanımıyla beni en çok etkileyen isimdir.. onun yaşamı, yetiştirilme tarzı, aldığı kültür ve kendi kendine yetebilme gücüne sahip dirençli ruhu bana hep örnek olacaktır..Kaplan Hoca ise türk edebiyatının anlaşılmasında ve yeni nesillere edebiyat bilincinin taşınmasında yardımcın olabilecek yegane eserlerin sahibidir.
Yabancı isimler olarak, roman sanatındaki başarılı üsluplarıyla H.de Blzac, C.Dickens, ve Tolstoy en beğendiğim isimler.. roman sanatı denince bu gibi Rus yazarların niteliklerini gözardı etmemek gerekir.
Yakın zaman dönersek, Emre Kongar, Soner Yalçın, Adalet Ağaoğlu, Oktay Sinanoğlu gibi isimler düşünce dünyaları ve anlatımdaki üsluplarıyla dikkatimi çeken yzarlardır..
Popüler kültüre de değinmek gerekirse, Cezmi Ersöz, Yusuf Atılgan, Turgut Özakman diyebilirim..kitapları çok akıcı, hemencecik okunuyor ve eserin tadını alabiliyorsun..aslında daha çok isim var ama..bunlar ilk aklıma gelenler..
1 user(s) are reading this topic
0 members, 1 guests, 0 anonymous users