Büyükleriniz den duyduğunuz ilginç olaylar...

bende başımdan geçen bir olayı anlatayım . karaman da oturduğumuz zamanlardı.7 yaşında ya var ya yokum .bizim o zaman ki ev 5 odalı kocaman bi şey,çocukluk işte bizimkiler nereye ben oraya korkuyorum karanlıktan.annem yemeği hazırlıyor,babam ve bende yemek odasında sofra kuruyoz.mutfakla yemek odası karşılıklı neyse en son babam mutfağa geçiyor annemle bişeyler konuşuyor banada ben yoruldum şu sürahiyi sen götür diyor.tam kapıdan çıkıcam karşı duvarda asılı olan süs meşalemiz bir anda alev aldı.Ben daha ne olduğunu anlayamadan alev meşaleden havalandı ve önüme düştü sonra alev bir anda büyüdü önümde size tarif edemeyeceğim surette(nasıl tarif edilir gerçekten bilmiyorum yani bunu anlatabilecek bir kelime yok sadece gören anlayabilir)korkunç bir yaratık oluştu.Bu yaratık şeytan olduğunu ifade etti.Allah ım elimdeki sürahi düştü kırıldı ama ben yerimden santim kımıldayamıyorum.o derece korktum sadece gözlerimden yaş geldi çığlık bile atamadım.Sonra yaratık geldiği gibi yok oldu.ben eşikte öylece kalakaldım.Babam ve annem sürahi kırılınca yanıma geldiler.Babam kızdı falan niye dikkat etmiyorsun diye.Ben aptal aptal baktım.Gördüklerimi görmemişlerdi.Anlattım inanmadılar.Hayal görmüşsün bir kaç saniyede helede bizim gözümüzün önünde nasıl olur dediler.Ama ben gördüğüm şeyden eminim.Böyle bir şey böyle bir suret hayal edilemez.Halada inanmazlar zaten bizimkiler.Ama nasıl korktuğumu ve o eşikten her geçişimde ne dualar okuduğumu bir ben bilirim bir de Allah.

Bana hep şunu derler;

"Bunu yemezsen arkandan gelir gece uyurken seni korkutur."

o da bşy mi hııh

ekmek bırakırsan bi köpek seni ıssırır o kadar da et koparır (çok saçma )

Ya batıl inançları yazıyoruz sanırım biz benim düşündüğüm daha böle hım nası diyim gerçekten olmuş şeyler

Bende bir tane var;
Çocukluğumda komşumuz olan çok yaşlı bir kadın anlatmıştı.Bu zat çocukken Ergani (Diyarbakırın ilçesi)'ye gidiyormuş, tabi o zamanlar araç yok,tabana kuvvet.Öğlen vakti şöyle birkaç yüz metre ilerde kavak ağaçlarının secdeye gittiğini görmüş.Rüzgar yokmuş o vakitte.Çok korkmuş kendisi.
Sağlıcakla kalın.

Benim küçüklüğümde köyümüzde, her bayram arifesi ikindi namazı sonrası mezarlık ziyaretinde bulunulurdu. Şehire yıllar önce yerleşmiş biri de her bayram da köye akrabalarına ziyarete gelir ve köy ahalisi mezarlık ziyaretine giderken kahvehane önüne oturur bacak bacak üstüne de atar, kendisi ile aynı görüşte olmayanlara hakaretler ederdi. Sonra sopayı yer bayram sabahına kalmadan şehirin yolunu tutardı. Yıllarca aynı olaylar yaşandı durdu. Bir gün öldüğünü duyduk. Köye götürüp defnetmişler. Akşam vakti akrabası olan kadınlar mezarının başında okumaya gittiklerinde mezardan sesler duymuşlar, korkup kaçmışlar. Eve geldiklerinde babalarına olup biteni anlatmışlar. ''Mezardan çıkıpta ne yapacak , bu dünyada yaptıkları yeter'' demiş. Ertesi gün gittiklerinde ise mezarın bazı yerlerinde göçükler oluşmuş. Allah'ın hikmeti mi cezası mı bilinmez. Sen mezarlık ziyaretine gitme, gidenlerinde yolunu kes.

Edited by gg26, 19.09.2006 - 09:20.

Yunan'ın memleketimizi işgali sıralarında, bahçesinde üzüm toplayan yaşlı bir adam varmış. Yunan askerleri devriye gezerken, bu adamın bahçesine gelmişler. Adamın üzümlerinden satın alıp, karşılığında bir çift postal vermiş. Adamcağız işini bitirip akşam köyünün yolunu tutmuş. Yolda başka bir yunan devriyesi önünü kesip, postalları nerden aldığını sorgulamaya başlıyor. Bizim yaşlı adamcağız korkusundan olup biteni anlatıyor. İnandıramayınca da yemin ediyor; mushaf çarpsın, GAVUR olayım ki öyle oldu. Yunan askerleri bu cevaba gülüp gitmişler.

hani günmeyecek gibide değil

şu konuyu bi güncelleyelim benimde anlatacak çok anım var...yazacak fırsat bulursam paylaşıcam...

konu güncellenir sen yazarsan

Herkese selam....

Bu konularda konuşmak beni hep korkutmuştur ama anlatmak istedim. Sanırım 7 yaşındaydım ve babamın görev gereği evde olmadığı bir gece uykumdan uyanıp ta lavaboya gittiğimi hatırlıyorum döndüğümde ufacık zenci bir adam duruyordu odamın kapısında hiç bişey konuşmuyor, kımıldamıyor sadece bana bakıyordu nasıl korktuğumu analatamam hemen annemin yanına gidip uyandırdım gördüklerimi anlatıp gelip bakmasını istedim inanıp yatağından kalkmadı bile dönüp tekrar baktım annemin uyanık olmasının verdiği güvenle hala ordaydı.koşarak annemin yanına yattığımı hatırlıyorum. Ama aradan yıllar geçti ben hala evde gece tek başıma kaldığımda ne hırsızdan ne hayduttan sadece o üç harflilerden korkuyorum bunları yazdım ya bu gece nasıl uyuyacağım korkmadan allah kerim.

herifçinin teki, her gün iş dönüşü eve elinde bi poşetle gelirmiş. nevale falan vs.. ama her gün bu böle olurmuş.. kapıyı çalar, hatunu açar ve elinde ki poşeti alırmış..öle ki hatun kapıyı açınca direkt herifçinin eline ve poşetine bakarmış..bi günüsü adam elinde bişi olmadan eve gelmiş kapıyı çalmış, hatun önce herifçinin eline bakmış poşet yok nevale yok soora hiç yapmadığı bişiyi yapmış, başını kaldırıp adamın suratına bakmış ve ;

- amaaaannnn adam senin gözünün bi teki yoğumuş yaa, demiş ( made in ananem, ananem bond )

hık mık hadi gülelim

hakkaten altıma işiycem şimdi

pehey

vakti zamanında bi köy varmış. e haliyle dee bi gelin evliymiş bi de bu gelin he neyse sulandırmadan gidelim, efenim gel zaman git zaman bu gelinin yiğidi üzerine kuma almış bunun.. nevrinnisa yı getirmiş e tabi köyü de bi dedikodu almış gitmiş. ancak hikaye bu ki ; bu iki kuma süfer geçiniorlarmış..köycek umulan butun beklentiler boşa gitmiş sonunda densizin biri , çeşme başında büyük kumaya ;

- üzerine kuma geldi kııı, ne şeffaf bi aşk ve seks hayatın var demiş

gelin de ne demiş bilior musunuz ;

- amaaeaeen , adam dediğin nedir ki,hepi topu bi et parçası , ona da yeteeer bana da

ya yaa evet demiş işte, yalan mı sölicem ben

sırayla kusun üstüme lütfen

bi de benim yaşlanınca torunlarıma anlatacağım ilginç hikayeler olur hani.

"evladım bi yaratık vardı bizim zamanımız da, böle tuhaf ucube bişidi.
ben diyim şu bizim dijital toka takıcımızın renginde, sen de annenin dijital orkid server'ı renginde böyle bi garip renkte de gözleri vardı.
her neyse bu, hangi koloninin mutasyon faciası ürünü bilmioruz tabi ama,çokda gevşek bi yaratıkdı, 1mb lık geniş bi bünye hacmi falan vardı
kendisiyle barışıkdı , lakin kafa sıfırdı.ciddi icraat sıfırdı.üretim sıfırdı. o devirde bi deyimimiz vardı bizim toruncuğum sen bilmezsin, götünden sallamak die, hani sizin "geridönüşüm ünitesini fazla yormak" deyiminiz gibi. bu da öyle sallar sallar aman işti yorar yorar ,akabinde müzük yaptım büzük yarattım die salınırdı ortalarda


gibi bişiler , effff

la kendi postlarıma güldüm resmen allahım deliriyorum,aslında griptim sadece.neden deliriyorum ki

küçükken evimizin duvarında abimlerle otururduk!bizim evin tepesinde ağaçlı bi alan var ordada bi tane mezar var herkez o mezar hakkında farklı bişey diyo kimi derviş diyo kimi kimsesiz diyo neyse!küçükken saat 9 olduğunda eve gşirmeyince ablamlar abimler filan bizi korkuturdu birazdan oradaki mezarın ruhu gelir ağacın tepesinden görünür diye bikere gerçekten cesaret edip kardeşimle bekledik beyaz bişey gördük çok korktuk valla!sonra biz çok korkunca anlattılar gece içkiciler mezarın başında ateş yakıyomuş onun dumanıymış!zararı evdekilere oldu 1 ay boyunca yanlız tuvalete bile gitmedim eheg eheg