İçerik değiştir



Sayı 23: Mitolojik Hikayeler


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 1 yanıt verildi

#1 DaaAnnK

DaaAnnK

    Sözde Değil Özde Haylaz

  • Üyeler
  • 7.176 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:O'nun kalbinde

Gönderim zamanı 15.01.2007 - 11:32


Tekrar merhaba sevgili okuyucu kitlem :girlcry:

Tamam kabul ediyorum hafiften bir ukelalık sezinlediniz bu seferki girişte. Gerçi bunun sebebi biraz da sizlere bu yazıda anlatacağım hikayeden kaynaklanıyor olabilir. Çünkü bu hafta kahramanlarımızdan biri küstah mı küstah, ukela mı ukela bir o kadar da vahşi ve barbar, acımasız , kana susamış canavar...... tamam tamam haklısınız abarttım ehemm neyse pek çoğunuzunda bildiği gibi savaş tanrısı, Astrolojide bilinen adıyla Mars veya Mitolojideki adıyla Ares'tir. Bu Are aslına bakarsanız tam bir psikopat tanrıdır. Nerde bir savaş var nerde kan dökülüyor oraya gider bir gün bir tarafta bir gün diğer tarafta savaşır. Ares'in en bana ilginç gelen huyu ise düşmanını asla tam olarak öldürmez. Onunla oynar onu olabilecek en ağır şekilde yaralar ama öldürmez. Asıl amacı düşmanı iyileşip ondan intikam almak için tekrar ona saldırsın böylece tekrar savaşabilsin ister. Dedim ya adam manyak...

Haliyle benzeri bütün erkeklerde olduğu gibi Ares'in bu güçlü ve acımasız oluşu hatta kötü oluşu diyelim onu kadınlar tarafından çekici kılar. Şimdi bayan okuyucularımızın hafiften sinirleneceğini biliyorum ama yazmak durumundayım , Hani kadınlar hep iyi erkekle birlikte olurlar ama kötü erkekin çekiciliğine kapılıp aldatırlar ya Ares'te böyledir işte kötüdür ama bu kötülük kadınları çeker. Bu nedenledir ki en güzel tanrıçalardan olan aşk tanrıçası Afrodit koca Hepaistosu sayısız kez Ares ile aldatır. Bu aldatmaların çoğu genellikle Olympos dağının dışında doğada orada burada olur. Hepasitos ile diğer tanrılar dalga geçmeye başlar. Hatta Hepaistosun doğuştan boynuzlu olması ilerde aldatılanlar için kullanılan boynuzlanma deyiminin de kaynağı sayılır.

Efendim günlerden birgün Afrodit ile Ares hiç yapmadıkları bir şeyi denemek isterler. Elbette ki bu onlar için tehlikeli ama tehlikeli olduğu için daha heyecanlı bir sevişme olacaktır. Afrodit ile Ares Olymposta Afrodit'in yatağında birlikte olmak isterler. Her ikiside soyunur ve yatağa girdikleri anda Hera'yı daha önce kilitleyen alaşımdan bir ağ üstlerine düşer ve bu iki aşığı yakalar. İki tanrı çırıl çıplaktır ve komik bir şekilde yakalanmıştır. Diğer bütün tanrı ve tanrıçalar bu sefer Ares ve Afrodit ile alay ederler. Hepaistos intikamını almıştır. Güçlü Ares tabiri caiz maymun olmuştur. Derler ki Ares bu olaydan sonra unutulmak için 7 yıl süren Truva savaşlarına katılır. Bazı günler Yunanlıların saffında bazı günlerde ise Truvalıların saffında savaşır. Afrodit ise zaten uslanmaz bir aşk tanrıçasıdır. Hepaistosa gelince zaten Afrodit ile evlenerek bir zafer kazanmıştır bu zaferin hazı ona yeterde artar bile.

Bir hikayemizin daha sonuna geldik işte. Umarım iler ki günlerde sizlerle daha sık buluşma imkanım olabilir. Bir sonraki hikayede buluşmak üzere. Esen kalın.
Sen benim herşeyimsin, hayatımın herşeyi sensin

Gönderilen Resim

#2 DaaAnnK

DaaAnnK

    Sözde Değil Özde Haylaz

  • Üyeler
  • 7.176 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:O'nun kalbinde

Gönderim zamanı 15.01.2007 - 17:18

Evet aynı gün içinde ikinci hikaye olacak ama ne bileyim insanın gaza gelmiş halide başka oluyor dimi sevgili okurlar. Bir önce ki hikayade hazır adı geçmişken belki bir kısmınız da merak etmiş bari Şu meşhur Truva Savaşının çıkış şeklini ve savaş sırasında hangi Tanrı kimin tarafanını tutmuştur ona bir bakalım .

Dedim ya Mitolojide bir sürü bağlantısız hadise aslında çok güzel birleşerek büyük sonuçları olan olaylara neden olurlar. Tıpkı güzeller güzeli Thetis ( su tanrıçası ) ile Kral Pelans'ın düğünü gibi. Thetis hem Zeus'un hem Apollonun hemde Poseidon'un göz koyduğu güzellerdendir ancak kahinler Thetis'in çocuğunun babasına büyük felaketlere neden olacağını söylediklerinden beri ondan kurtulmanın tek yolunun bir ölümlüyle evlendirmek olduğunda hem fikir olurlar. Öyle bir düğün hazırlanırki o düğünü küçük büyük bütün tanrı ve tanrıçalar davet edilir. Ancaakk 1 tanrıça unutulmuştur. Nifak Tanrıçası Eris çok sinirlenip kamufile olarak katıldığı bu düğün sofrasının tam ortasına altın bir elma bırakır. Elmanın üstünde Tanrıçaların En Güzeline Aittir yazılıdır. Elbette elmanın kime ait olduğu üzerine 3 büyük tanrıça arasında büyük kavga çıkar. Afrodit, Hera ve Arthena bu üç güzellerdir. Bu 3 güzel tanrıça Zeus'a giderek içlerinden birini en güzel seçmesini isterler. Böylece ne oluuurrr bilinen tarihin ilk güzellik yarışması olmuş olur . Zeus akıllıdır ve böyle kadınsal oyunlardan kurnazlıkla sıyrılır ve çareyi Troya Kralı Priamos'un oğlu Paris'i rehber ilan etmekte bulur. Güzellerden her biri kendisini seçmesi için Paris'e bir şey vaat ederler. Athena ona savaşta yenilmezlik gücü vereceğini vaat eder. Hera Paris'i Asya'nın hakimi yapacağını söyler. Afrodit'in vaati ise dünyanın en güzel kadının aşkı olacaktır. Böylece ne olmuş olur . Tarihin ilk rüşveti de olmuş olur. Paris Afrodit'in vaatine inanır ve elmayı ona verir.

Neyse bundan sonrası bilindiği ve filmlerde seyredildiği gibi olur. Paris haliyle o zamanki dünyanın en güzel kadını olan Helen'e aşık olur , Helen kocasını bırakıp Paris'le Truvaya kaçar ve Yunanlılarda bunu bahanne ederek Truva'ya savaş açarlar.Peki ya Olympos tanrıları bu savaştan hangi tarafı tutar ona bir bakalım.

Elbette Hera ve Athena , Paris onları seçmedi diye ve özellikle Hera Helen kutsal evliliği yıktı diye Yunanlıların saffındadır. Poseidon yani denizler Tanrısı da Yunanlıların saffındadır cünkü Yunanlılar gemilere binmeden önce kendisine çok büyük miktarda adak sunmuştur.

Afrodit haliyle Paris'in yanıdna yani Truvalı'ların saffında savaşır. Ayrıca Apollon ki hem güneşin hemde okçuluğun ve kehanetin tanrısıdır Yunanlılar ilk karaya çıktıklarında tapınağını yağmaladıkları için öfkelidir ve Truvanın yanında savaşır.

Diğer tanrılar ise pek bu savaşa karışmaz Hades ve Ares ise her iki tarafıda destekler. Hades ölüler ülkesine daha fazla kişi kazandırmak için savaşın olabildğince uzun sürmesini ister. Tıpkı bu savaşta savaşarak bütün hünerlerini sergileme şansını kazanan Ares gibi.

7 yıl süren Truva savaşı aslında bir destan olmuştur. Arzu eden sevgili üyeler İlyada ve Odise'yi okuyarak daha fazla bilgi edinebilirler.

Bir sonraki gaza gelişime kadar hoşçakalın dostlar.
Sen benim herşeyimsin, hayatımın herşeyi sensin

Gönderilen Resim





Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli