İçerik değiştir



- - - - -

Çeçen Tarihi


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 6 yanıt verildi

#1 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 22.12.2006 - 09:48


Çeçen İnguşlar kimdir?

Ana yurtları, Vladikafkas'ın doğusuna düşen ve Terek Nehri'nin kolları olan Sunja ve Argun'un suladığı bölgedir. Kuzeyde Terek Nehri'ne, doğuda Andi Koysu ve Argun ırmaklarının arasındaki arazinin ortalarına kadar yayılırlar. Güneyde Gürcülerle irtibatları vardır. Batıda Daryal Geçidi ve daha güneye doğru Osetlerle komşudurlar. Doğuda ise Avarlar ve Andiler bulunur.

Genel olarak Çeçen-İnguşlar Kafkasya'nın stratejik önemi en büyük noktalarından birine sahiptirler. Doğu Kafkasya ve Batı Kafkasya arasında irtibatı korumak veya sağlamak için Kabartayların sahip oldukları avantajı onlar da ellerinde bulundururlar. Yurtları sarp, dağlık ve ormanlıktır. Ayrıca son derece savaşçıdırlar. Bilhassa arazi şartlarından yararlanarak Rus birliklerine karşı giriştikleri gerilla savaşlarında çok başarılı olmuşlardır. Dinlerine ve hürriyetlerine olan düşkünlükleri nedeniyle Şeyh Şamil'in en sadık taraftarları olmuşlardır. Sonuna kadar onun yanında savaşmışlardır. Doğu Kafkasya'nın düşmesinden sonra dahi bir çok defa Rus idaresine karşı ayaklanarak, onları uğraştırmışlardır.



Üç gruba ayrılırlar;
1- Çeçenler (Kendilerine Nokhçi derler),
2- İnguşlar (Kendilerine Galğay derler),
3- Kistler, Çeçenler ana kitleyi meydana getirirler. Argun ve Aksay havzaları ile Grozni çevresinde otururlar.

İnguşlar ikinci öneme sahiptirler ve Asa ile Sunja ırmakları arasında ve Terek Nehri'ne doğru kuzeye yayılırlar. Kistler ise hem sayıca ve hem de siyasi ve askeri yönlerden önemli değildirler. Bunlar Tuşa ve Alazan ırmaklarının kaynaklarında otururlar ve Gürcü unsurları tarafından çevrilidirler.

Çeçen-İnguşların bir özelliği de asilzadelerin fazla bir nüfuza sahip olmayışıdır.
1897 nüfus sayımına göre Çeçen-İnguşlar 473.906 kişi idiler. 1939'da da Çeçenlerin 408.000, İnguşların 92.000, Kistlerin 2.000 kişi olduğu hesaplanmıştır.


#2 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 22.12.2006 - 09:49

ÇEÇEN MİLLİ MARŞI

Gece kurt yavrularken geldik dünyaya
Sabah kükrerken arslan , ismimiz konuldu
Lailaheillallah

Kartal yuvalarında emzirdi analarımız
Eğer üstünde savaşı öğretti babalarımız
Lailaheillallah

Halk için , vatan için yetiştirdi analarımız
Onlar tehlikede olduğunda yiğit kesildik
Lailaheillallah

Dağların şahinleri gibi özgürce yetiştik
Gururla çıktık bozgunlardan , zorluklardan
Lailaheillallah

Tunçtan dağlar kurşun gibi erise de
Onursuz çıkmayız hayattan ve savaştan
Lailaheillallah

Ey kara toprak her zerren çatlasa baruttan
Sana şerefsiz bir şekilde dönmeyeceğiz
Lailaheillallah

Hiçbir zaman hiç kimseye pes etmedik biz
Ya özgürlük ya ölümdür seçeneğimiz
Lailaheillallah

Yaralarımızı ağıtlarla sararken bacılarımız
Maharetle canlanır değerli gözlerimiz
Lailaheillallah

Açlık kıvrandırsa da , kök (ot) yeriz
Susuzluk bezdirse de otların suyunu içeriz
Lailaheillallah

Gece kurt yavrularken geldik dünyaya
Halka , Vatana ve Allah 'a sadığız biz
Lailaheillallah



#3 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 22.12.2006 - 09:50

ÇEÇENİSTAN-İÇKERİYA CUMHURİYETİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

ADI:
ÇEÇEN-İÇKERİYA CUMHURİYETİ


YÜZÖLÇÜMÜ:
16.000 km2


NÜFUSU:
(1992): 1.300.000 Çeçen :1.000.000, Rus, Ermeni vb unsurlar: 300.000


BAŞKENTİ:
Çeçenistan'ın başkenti Caharkala’dır. Bu ad Dudayev’in şehadetinden sonra verilmiştir. Kentin tarihi adı Sölc-ghala (Sölca-kale) dır. Sovyet dönemi Ruslarca verilen ad Grozni'dir. Rusçadır, "korkunç" demektir.


ŞEHİRLERİ:
Şali (Çeçen'ce Tela, 1990'da kent oldu), Gudermes (1941'de kent oldu), Argun (1967'de kent oldu), Urus-Martan (1990'da kent oldu).


İLÇELERİ:
Nauriski, Telkovski, Nadtereçnıy, Grovnenskiy, Gudermezkiy, Açhoy-Martan, Urus-Martan, Şali, Nozhay-Yurt (Nocay-Yurt), Vedeno (Viedan), Sovyetskoya.


ÇEÇENYA'NIN KAFKASYA'DAKİ SINIRLARI:
Doğusunda ve güneydoğusunda Rusya Federasyonuna bağlı Dağıstan Cumhuriyeti, güneyinde Gürcistan, batısında İnguşetya Cumhuriyeti, kuzeyinde Stavropol Kray ve Kalmukya Cumhuriyetleri bulunmaktadır.


DAÐLARI:
Çeçenya'nın güneyi tamamen dağlıktır. Bu dağlar batıdaki Nazrani'den başlayıp doğudaki Gerzel-dola kadar uzanır.

En batı uçta bulunan Stolovaya dağından İtumgalla'ya kadar uzanan sıradağlar Taşlır Dağları (Thulgandagghaş) adını alır.

Taşlık sıradağlarının kuzeyinde Sunzha (Sunja) sıradağları adı verilen dağlar vardır. Onunda kuzeyinde Terek sıradağları bulunur. Sunzha sıradağlarının arasından dikine Terek Nehrinin Sunzha koluna bağlı büyük çaylar akar.

Dağlardan daha çok sözü edilmesi gerekenler Çeçenya'nın güney sınırını oluşturanlardır. Batıdan doğuya doğru sınır boyunca uzanan büyük dağlar, Kafkas sıradağlarının birer tepeleri olarak kabul edilebilir:

Stovolaya Dağı: (2993 m.)

Şan Dağı : (4451 m.)

Hahalgi (Xaxalgi): (3032 m.)

Tebulosynta (Tiebuolt lam): (4493 m.)

Diklosmta (Dikaluoy lam) : (4285 m.)

Cobolgo Dağı :(2725 m.)


NEHİRLERİ:

Çeçenya'nın en önemli nehri Terek Nehridir. Bu step tipli nehir tipine girmektedir. Bu nehir Kafkas sıradağlarının buzluklarından kaynaklıdır. Kuzey Otesya'nın Mozdak nehrinden Çeçenya'nın Bienon-Yurt istikametinde ülkeye girer. Batıdan doğuya doğru hafif bir kavisle uzanır. Dağıstan'a yakın kuzeye dönerek Kızıldiyar istikametinde akar, Kaspi Denizine (Hazar Denizi) dökülür. Uzunluğu 590 km'dir.

Terek'ten sonra Çeçenya'nın en önemli nehri Sunzha (Sunca) Nehridir. Bu nehir Terek Nehri'nin en büyük kollarındandır. Sunzha Nehri Çeçenya'nın güneyindeki Taşlık sıradağlarından kaynaklanır. Güneyde kuzeye doğru dikine akan Assa, Argun, Hulahula çaylarıyla beslenir. Kuzey Otesya'nın doğu sınırlarını dikine kesip Nazran'a (İnguşya'nın Baş nehri) ulaşır ve oradan Marbulak'a (Erıthoy) doğru döner, Caharkala’ya varır. Buradan Gudermes'e, Gudermes'ten kuzeye döner ve Telkovski rayonunun güneyinden Terek Nehrine dökülür.

Sunzha (Sunca)- nehrini, batıdan doğuya doğru sayarsak Assa, Argun, Hulahulo gibi büyük çaylar besler.

Assa Çayı- Fortonga, Gexi, martan çayları besler. Assa Gürcistan'dan kaynaklanır. Sunzhenskiy rayonuna ait Nesterovskaya'ya kadar kuzeye doğru dikine indikten sonra doğuya yönelir, Urus-Martan rayonunun hemen kuzeyinden Sunzha nehrine dökülür. Gexi (Gehi), Martan gibi kolları vardır.

Argun Çayı- Assa gibi Argun da Sunzha nehrinin büyük kollarındandır. Gürcistan'ın Şatili'sinden Çeçenya'ya giren Sovyetskoya rayonunun ortalarında dikine kuzeye dönen bu çay Şatili rayonunun en kuzeyinde, şimdiki Argun ilinin tam kuzeyinde Sunzha'ya dökülür. Şaro Argun, Çhentiyn Argun adlı iki kolu vardır.

Hulahulo Çayı-Sunzha nehrinin üçüncü büyük koludur. Dağıstan'ın Gogalt köyünden Çeçenya'ya (güneydoğudan) girer. Şali ile Gudermes kentinden Sunzha'yla birleşir.


GÖLLERİ:
Çeçenya'da Qhjözan-yam (Kuzenoy-Am) adını taşıyan iki göl vardır. İlki Andi dağlarının güney eteklerindedir. Deniz seviyesinden 1869 m. yüksekliktedir. Derinliği 72 m. Yüzölçümü 2 km2. dir.

Aynı adı taşıyan ilkinden daha küçük bir göl daha vardır. Çaroda dağının eteğinde Dyaj (D'ay) köyünün 10-12 km. Ötesinde bulunur. Eni 100m, uzunluğu 200m. derinliği 4 m.'dir.


BİTKİ ve İKLİM:

Çeçenistan'da yüzey şekillerinin çeşitliliği toprağa ve bitki örtüsüne de yansır. Büyük ölçüde yarı çöl özelliği gösteren Nogay Bozkırı kum tepeleri ve çalılıklarla kaplıdır. Güney ve güneydoğuya doğru, Terek Irmağı yakınlarında, kara toprak ve kestane toprakları üzerinde sorguçotu bozkırlarına geçilir. Nogay Bozkırı, Terek ve Sunja vadilerini de içine alır 1.950 m. yüksekliğine kadar dağ yamaçları sık kayın, gürgen ve meşe ormanlarıyla kaplıdır. Daha yükseklerde iğneyapraklı ormanlar, onların üzerinde Alp tipi çayırlar, daha sonra çıplak kayalıklar ve kar-buz tabakaları bulunur. İklim değişkendir ama genellikle kara iklimi hakimdir.

Çeçenistan'da bitki örtüsü denince ilk akla gelen, asırlık ormanlardır. Ülkenin güneyi ise keşfedilmeyi bekleyen botanik bahçeleriyle kaplıdır. Çeçenistan, ovadaki suları bol, arazileri son derece verimli bir ülkedir. Asırlık ağaçların gölgelediği geniş ormanların seyreldiği yerlerde bahçeli evler kuruludur. Ormanlar arasındaki açıklıklarda mısır, tahıl ve her çeşit meyva yetiştirilir, oldukça iyi sonuç alınır. Bu ormanlar Çeçenlerin hayat kaynağıdır. Zira ormanları kendilerine siper edinerek amansız düşmanlarına karşı asırlarca karşı koymuşlardır.

Çeçenistan Ruslar için şiir ve rüya alemidir. Ülke, yeşil ovaları, meyveli ağaçları, çağlayan suları, karlı ovaları ile tatsız hayatından usanmış ruhlar için tek sığınılacak yerdir.

Çeçenistan'daki ormanlar Rus istilasından evvel gayet sık ve zengindi, hatta memleketin savunma duvarları statüsündeydi.

700 m.den yüksek kısımlarda, gürgen ağaçlarına rastlanır. Ovalarda, vadilerde, dağların yamaçlarında bol çayır ve her çeşit bitki vardır. Dağların ördüğü muhteşem dekor, kar bölgeleri, çamlıklar, yeşil yamaçlar, coşkun sular, köpüklü şelâleler, heybet ve güzelliği aynı anda yaşamak, turizm için eşi ve benzeri bulunmayan hususlardır. Bir de buna Sernovodak şehrindeki kaplıcayı da eklersek şahane dekoru bir parça göz önüne getirmiş oluruz.

Kafkasya'da aynı dönemde üç mevsimin yaşanması çok görülür. Bu durum Kafkasya'nın doğal yapısının önemli bir özelliğidir. Kafkasya'nın iklimi, yazları ılık, kışları soğuktur. Senenin büyük bir kısmında dağlar, karla örtülü kalır. Dünyanın hiç bir bölgesinde, tabiat zenginliği açısından eşi ve benzerine rastlanmayan Kafkasya, hali hazırdaki sıkıntılardan kurtulup, tüm Kafkas milletlerini içine alan Birleşik Kafkasya fikri hedefine ulaşırsa geleceğin turizm patlamasına aday bir bölge olabilir. Zira Kafkas Milletlerinin menfaati ve kaderi birdir.

Kafkasya'nın en önemli nehirleri Çeçenistandan geçerek Hazar denizine dökülen Terek nehri ile, Çerkes bölgesinden akıp Karadenize dökülen Kuban nehridir.


#4 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 22.12.2006 - 09:51

DİN:

Çeçenler önce çok tanrılı dine inanırdılar. Aynı inanç devam ederken Gürcü etkisi ile birazda Hıristiyanlığı benimsediler. İslamiyet Çeçenler arasına bölge bölge girmiştir. VIII. ve IX. Yüzyıllarda, güney-doğu tarafında ova ve dağ eteği köylerinde İslamiyet kabul edildi. XV.-XVIII. Asırlarda Çeçenler arasında İslamlık yayılmış ancak eski dini izler de terkedilmemiştir. Tüm kurum ve kurallarıyla benimsenmesi XVIII.asrın sonunda Şeyh Mansur'un (1748-1794) ortaya çıkışıyla gerçekleşmiştir.

Kadiri ve Nakşibendi tarikatları Çeçenya'da son derece güçlüdür.

Çeçenler Şafii mezhebine mensupturlar.


KURUMLAR:

Caharkala'da, Ruslar tarafından yerle bir edilmesinden önce her türlü faaliyet gösteren, Üniversitesi, enstitüleri, tiyatroları, müzeler, sanat okulları, müzik okulları, PTT, televizyon, radyo, ulaşım, bayındırlık, v.b. kurumları vardı.


EKONOMİK YAPISI:

Çeçenistan'ın ekonomisinin temeli petroldür. Petrol çıkarma tesisleri daha çok Caharkala (Grozni) ile Gudermes arasındaki Sunja ve özellikle Malgobek dolayında olmak üzere Sunja ile Terek dağlarında yer almaktadır. Rafineriler ise Rusya'daki benzer merkezlerin en büyüklerinden olan Caharkala'da yoğunlaşmıştır. Petrol boru hatları Hazar Denizi kıyısındaki Mahaçkale'ye, Karadeniz'de Tuapse'ye ve Domets Havzasına uzanır. Bölgede doğalgazda çıkmaktadır. Petrol ve kimya tesisleri için gerekli makine imalatı Caharkala’da bulunmaktadır. Mobilya döşemelik parke ve müzik aleti yapımının yanı sıra gıda işlemede yaygındır. Tarım büyük ölçüde Terek, Sunja ve Alhan-Yurt vadilerinde toplanmaktadır.

1890 yılından sonra Vladikavkaz üzerinden demir yolu ağı geçirilmiş ve bu tarihten sonrada ticaret hayatı ivme kazanmıştır. Çeçenlerin ekonomik çalışmaları XIX.y.y'ın başlangıcına kadar aynı karakterlerini korumuştur.


#5 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 22.12.2006 - 09:52

KUZEY KAFKASYA BAÐIMSIZLIK MÜCADELESİNİN KISA TARİHÇESİ


Geride bıraktığımız bin yılın son on yılı, dünyanın çehresini değiştirecek gelişmelere sahne oldu. Bu gelişmelerin şüphesiz en can alıcı olanı 1991 yılında, dünyada en geniş coğrafyaya hükmeden S.S.C.B.'nin yıkılması idi. 1917 yılında emperyalist Rus hükümranlığı temellerini Marksizme dayandıran yeni bir sistem içinde kabuk değiştirmeyi başararak varlığını yetmiş yılı aşkın bir süre daha sürdürmeye vakıf oldu.

1980'li yıllar içerisinde değişen dünya şartları dahilinde kredisini dolduran, taşıdığı yükü kaldıramayan sistem yeni bir değişim ihtiyacını talep etti. 80'lerin sonuna gelindiğinde ise yenilik ve değişim hareketleriyle Rusya yeni bir süreç içerisine girdi. Bu sürecin sonu 1991 yılında Sovyet sisteminin çöküşü ve S.S.C.B'nin dağılışı ile noktalandı. Sovyet sisteminin yerini federatif yapı dahilinde demokratik ilkelere dayandığı iddia edilen Rusya Federasyonu aldı. Kısaca Rus imparatorluğu ikinci kabuk değiştirmeyi demokrasi rüzgarları adı altında gerçekleştirdi.

Sovyet sisteminin çöküşüyle beraber eski S.S.C.B cumhuriyetlerinde başlayan bağımsızlık hareketleri kısa zaman içerisinde Kuzey Kafkasya'yı da etki alanı içerisine aldı. İlk önce Abhazya 1922 anayasasına dayanarak Gürcistan'dan ayrıldı, hemen ardından Çeçenistan 1991 yılı sonunda diğer cumhuriyetlerle aynı hukuki dayanaklar içerisinde bağımsızlığını ilan etti.

Ancak Rusya, ne Abhazya'nın ne de Çeçenistan'ın bağımsızlık ilanını tanıdı. Tam aksine kendi toprakları olduğu iddiasıyla 1994 yılı sonunda Rus ordusu Çeçenistan'a girdi. Dünyayı hayrete düşürecek, Rusya'nın mağlubiyeti ile sonuçlanacak savaş iki sene devam etti. Savaş sonrası Rus ve Çeçen hükümetleri temsilcileri arasında imzalanan antlaşmalar Çeçenistan'ın cephede kazandığı savaşı siyasi arenaya taşıdı.

Fakat Rusya antlaşma hükümlerini yerine getirmeyi değil, üç yıl süresince Çeçenler aleyhinde propaganda yapmayı ve Çeçenistan'ı ilhak edebilmek amacıyla ordusunu revize etmeyi tercih etti. Üç yıl boyunca yapılan hazırlık 1999 yılı sonunda bütün uluslararası hukuk kuralları ihlal edilerek Rus ordusunun Çeçenistan'a yeniden girmesi ile sonuçlandı.

Bugün Çeçenistan'da yaşanan olayların dünya kamuoyunda reel kriterler esasında değerlendirilemediği bir gerçektir. Bunu yapabilmek ise ancak bu savaşı, yüzyıllardır devam eden Kuzey Kafkasya Bağımsızlık Mücadelesi tarihi düzleminde yerine koymayla mümkün olacaktır.

Tarih, 11. ve 12. yüzyıllarda Kuzey Kafkasyalılar ve Rus Prenslikleri arasındaki çarpışmalara tanıklık etmiştir. Dönem içerisinde yaşanan hadiselerin anlatıldığı halk şarkıları bugün dahi Kuzey Kafkasya kültürü içerisinde yaşamaktadır.

Ancak günümüzdeki mücadelenin temelini teşkil eden olayların başlangıcı 16. yüzyıla dayanmaktadır. Kuzey Kafkasya ve Rus toprakları arasında tampon bölge konumundaki Altınordu Devletinin 1556 senesinde yıkılması, ardından Kazan ve Astrahan hanlıklarının ilhakı ile bölgede büyük bir güç haline gelen Rus imparatorluğu 16. yüzyıl sonlarında Kuzey Kafkasya sınırlarına kadar dayandı.

Nihai hedefi sıcak denizlere inmek olan Çarlık Rusya'sı bu hedef dahilinde tasarladığı K.Kafkasya'yı istila planlarını nihayet uygulama imkanı buldu ve bunun neticesinde dönemin ilk savaşını tarih, 1595 senesinde Tarki muharebesi olarak kaydetti; Dönemin ticaret merkezi Tarki şehrine (bugün Dağıstan Cumhuriyeti sınırları içerisinde Mahackale'nin kuzeyi) Rus tüccarları korumak bahanesi ile gönderilen Rus istila ordusu Dağıstan, Adige ve Çeçenlerden müteşekkil Kuzey Kafkasya ordusu tarafından yok edildi.

Takip eden dönemde aralıklarla devam eden Kafkas-Rus savaşları 18.yüzyıl başlarında yeniden şiddetlendi ve şiddeti her geçen gün daha da artarak 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar kesintisiz devam etti.

Kuzey Kafkasya insanının ortak şuurunu,"İki deniz arasında ancak tek devlet bulunur" ilkesi ile ortaya koyan Kaytuko Arslan Beg 1707 senesinde devlet başkanı sıfatıyla, Rus Çarı 1.Petro ile karşılıklı saldırmazlık antlaşması akdetti. Fakat Rus ordularının 1722 senesinde Mahaçkale ve Novaçerkesk (Rostov) üzerinden Kuzey Kafkasya'ya saldırmaları bu antlaşmayı geçersiz kılarak savaşları yeniden başlattı.

Kaytuko Arslan Beg'in ardından Kuzey Kafkasya'da siyasi birliği sağlayan lider İmam Mansur döneminde mücadele büyük ivme kazandı. Ancak aynı tarihlerde Gürcistan ve Kırım'ı ilhak eden Rusya bölgedeki askeri gücünü arttırdı ve elde ettiği bu önemli stratejik avantaj sayesinde Kuzey Kafkasya üzerine daha güçlü şekilde yüklenme imkanı buldu.

İmam Mansur'un 1791 senesinde Anapa savunması sırasında esir düşmesinin ardından önce İmam Gazi Muhammed daha sonra da İmam Hamzat Beg dönemlerinde mücadele şiddetlenerek devam etti. Nihayet 1834 yılında Şamil İmam (devlet başkanı) seçildiğinde mücadele doruk noktasına çıktı.

Ancak Rus işgal kuvvetlerinin 1822 yılında Kuzey Kafkas ortak savunma hattını yarmayı başararak Ahdi Askeri yolu üzerinde elde ettikleri hakimiyet Kuzey Kafkasyalı kuvvetlerin tekrar birleşmelerini engelledi. Ve mücadele iki ayrı cephede, doğuda İmam Şamil, batıda Geriyukua Şemız, Degumuko Berzeg, Hacı Ðuz-Beg gibi liderlerin komutasında devam etti.

Ancak dünyadan tecrit edilen ve kendi imkanlarıyla güç dengesinin olmadığı bu savaşı yüzyıllardır sürdüren Kuzey Kafkasya 19.yüzyılın ikinci yarısında vahim sona doğru yaklaştı.

35 sene bilfiil ordularının başında savaşmış İmam Şamil, elindeki tüm kuvvet kaynakları tükendikten sonra 6 Eylül 1859 tarihinde beraberindeki kırk askeri ile teslim olmak zorunda kaldı ve böylece Kuzey-Batı Kafkasya mücadelenin tek merkezi konumuna geldi.

Savaşlar Kuzeybatıda 5 yıl daha devam etti. Ancak bitip tükenen kaynaklar doğuda olduğu gibi batıda da yüzyıllardır süregelen bu bağımsızlık savaşının devam etmesine izin vermedi. Kuzey-Batı da yenilgiyi kabul etmek zorunda kaldı. Ve 1864 yılı Kuzey Kafkasya Bağımsızlık Savaşlarının büyük raundunun Ruslar tarafından kazanılması ve insanlık tarihinin en kara sayfalarından birisi ile, Kuzey Batı Kafkasya nüfusunun 3/4 ünün vatanlarından sürülmesi ile sonuçlandı.

Büyük sürgüne rağmen Kuzey Kafkasya Bağımsızlık Davası sona ermedi.Bundan sonra anavatan ve diasporada yaşayan Kuzey Kafkasyalılar bağımsızlıkları için çalışmayı sürdürdüler.

1877 Osmanlı-Rus savaşının yarattığı fırsat Abhazya'yı diasporadan aldığı destek ile harekete geçirdi ancak başarısızlık ile sonuçlanan bu hareket sonrası Abhazların büyük kısmı da vatanlarından sürgün edildi.

Birinci Dünya savaşı sürerken Rusya'da baş gösteren iç karışıklıklar Kuzey Kafkasya'nın bağımsızlığa ulaşabilmesi için uygun bir zemin hazırladı.

Kuzey Kafkasya halkları (bugünkü Çeçenistan, İnguşetya, Dağıstan, Adigey, Abhazya, Osetya, Karaçay-Çerkesya, Kabardey-Balkarya) birleşerek 3 Mayıs 1917 tarihinde Terekkale (Vladikavkaz) şehrinde Birinci Büyük Halk Kurultayı ve 18 Eylül 1917'de İkinci Büyük Halk Kurultayını topladı.Ve bu kurultaylarda alınan kararlar doğrultusunda 11 Mayıs 1918 tarihinde "Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti" adı altında bir devlet kurulduğu bir nota ile tüm dünyaya ilan edildi.


Osmanlı İmparatorluğu tarafından da tanınan genç Cumhuriyet daha ilk yılını doldurmadan beyaz orduyla savaşmak zorunda kaldı. Ardından da iç karışıklıklarını atlatarak Brest-Litovsk antlaşması ile de batıda durumunu sağlamlaştıran Bolşeviklerin Kızıl ordusu Kuzey Kafkasya'ya saldırdı.

1921 yılı haziran ayında Bolşevik ordu Kuzey Kafkasya'yı tamamen istila etti ve yaşamına son verilen Cumhuriyet ilk önce iki, daha sonra da yedi ayrı yönetim birimine bölündü.

Bir çeyrek asır sonra yaşananlar ise, adeta İkinci Dünya Savaşı'nın sorumluları Kuzey Kafkasyalılarmış gibi bu insanların çocuk yaşlı kadın ayırmaksızın topluca Sibirya ve Kazakistan'a sürülmeleri ile dünya tarihine yine kara bir leke olarak kazındı.

İkinci dünya savaşı sonrası S.S.C.B.'nin 80'li yılların sonuna doğru girdiği değişim sürecine kadar bağımsızlık hareketlerine zemin sağlayacak bir ortam doğmadı. Bu dönemde Kuzey Kafkasya Sovyet sistemi baskılarında demir perde ile kapandı ve diasporası ile de iletişim imkanı bulamadı.

1991 yılında S.S.C.B.'nin dağılışı ile beraber ilk önce Abhazya ve ardından Çeçenistan'ın uluslararası hukuk kurallarına dayanarak diğer eski Sovyet cumhuriyetleriyle eşzamanlı olarak bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile beraber Kuzey Kafkasya yeniden bağımsızlık sürecine girdi.

Kuzey Kafkasya Bağımsızlık Mücadelesi tarihini buraya kadar kısa bir özetle anlatmaya çalıştık. Bu gün Çeçenistan'da yaşanan son savaşı bu perspektif içerisinde değerlendirdikten sonra bu mücadeleyi terörizm, vahabizm veya insanlıkla bağdaşmayan çirkin kalıplar içerisine sokmak mümkün müdür? Yüzyıllardır süregelen Kuzey Kafkasya Bağımsızlık mücadelesi bu gün Çeçenistan'da vücut bulmuş ve devam ettirilmektedir.


#6 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 22.12.2006 - 09:53

Çeçen Linkleri:

http://www.yalnizkurtlar.com
Yanlız Kurtlar

http://www.abrek.org
Kafkas Çeçen Dayanışma ve Kültür Derneği

http://www.kafkas.org.tr
Kafkas Vakfı

http://www.kavkaz.org
Kazkaz-Center

http://www.amina.com
Chechen Republic Online

http://cecenonline.org/
Çeçen Online


kaynak: .wikipedia

#7 yusufla

yusufla

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.577 Mesaj
  • Konum:GüLLeR-DiYaRı....

Gönderim zamanı 22.12.2006 - 09:53

seviyorum bu çeçenleri...

marşlarıda güzel bende bir ezgileri var mükemmel bişey...

haklı davlarını haklı bir şekilde sürdürmektedirler.. :yawn:

güzel bi paylaşım olmuş lahesis...

Bu mesaj yusufla tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.12.2006 - 09:57

"Allah Dilemedikçe Siz Dileyemezsiniz." (İnsan Suresi, 30)

bir özlem var içimde uzaklara dogru
engin denizlere sana,ve aşkımıza
sisli bir maziden uzakta
yalnızca sana yakın
gönlümün dalgalarında sevgim kalsın
bitmeyen rüyalarımda hep sen varsın...





Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli