(Aşkın KESER )
İşkolikliği çok çalışma ile karıştırmamak gerekmektedir. Çalışmaya odaklanmış olanlar ile işkoliklerin farkı, işkoliklerin sürekli işlerini düşünmeleri, işe büyük zaman ayırmaları ve kendilerinden istenenden fazla çalışmalarıdır.
Günümüzde işyerine bağlılık ile bağımlılık karıştırılmaya başlandı. Kişiler işe bağlılık göstermek yerine bağımlılık kazanmaya başladılar. Hatta bu konuda bir kavram bile üretildi: işkoliklik “Hafta sonu çalışmam gerek”, “akşam mesaiye kalacağım”, “Benim çalışmam gerek” gibi bir takım mazeretler size iletildiğinde karşınızdaki arkadaşınızın işkolik olduğundan şüphelenebilir siniz? Eğer bu tür cevapları siz veriyorsanız bu kez de kendinizden şüphelenebilirsiniz ?
İşkolik insanlar denilince aklımıza, işlerinden başka bir şey düşünmeyen, zamanlarının çoğunluğunu işyerinde geçiren, yaşamın yegane anlamının iş ya da işyeri olan kişiler gelmekte. Yani kişinin kendini çalışmaya zorunlu hissetmesi, kendini kontrol altına alamaması ve sürekli çalışmaya olan dürtüsüne yenik düşmesi işkolikliği tanımlayan özelliklerdir.
Eğer merak ettiyseniz “ben de mi işkoliğim yoksa diye” size bir ipucu, İşkolikler temelde üç davranış sergilerler;
İşleriyle olan meşguliyetleri nedeniyle ailelerini, sosyal çevrelerini önemli derecede ihmal ederler ve dinlenme ya da boş zaman aktivitelerinde bulunmazlar,
Ekonomik ihtiyaçlarının ötesinde ve iş ortamında kendilerinden beklenen performansın üzerinde çalışırlar,
Fiziki olarak işlerini yapmıyor oldukları zamanlarda işlerini ısrarla ve sürekli olarak düşünürler.
İşkolikler, sadece çalışmayı düşündüklerinden dolayı, sosyal çevreleri, arkadaşları ve aileleri tarafından sürekli eleştirilmektedirler. Bu tiplerin kişilik yapıları mükemmelliyetçi kişilik tipine yakındır. Sürekli yaptıkları işi iyi yapabilme kaygısı taşımaktadırlar, yapmak için de aşırı zaman harcamakta hatta bu nedenle işleriyle yatıp kalkmaktadırlar denilebilir.
MÜKEMMELİYETÇİLİK BU HALE GETİRİYOR
İşkolikler genellikle hayattaki gerçek sorunlarıyla yüzleşmekten kaçtıkları için veya ailedeki diğer işkoliklere benzeme çabası yüzünden (mükemmeliyetçilik) bu hale gelirler.
Bu kişilik tipinde olan kişilerin çoğunlukla stres altında oldukları görülmektedir. Bu yapıdaki kişilerin stres altında olmaları sağlıkları açısından zaman zaman problemler yaşatabilmektedir. Özellikle kalp rahatsızlıklarında bu tür kişilerin daha çabuk etkilendikleri görülmektedir. Bu durmak bilmeyen koşturmaca, kişiye depresyon, endişe, stres, huzursuzluk ve bitkinlik yaşayacaktır.
İşkolikler hakkında birkaç ilginç sonuçtan bahsetmek mümkün, iş doyumları genelde düşüktür, kendilerine saygıları ve güvenleri yetersizdir, aileleri ile genelde mesafelidirler.
İşkolikliği çok çalışma ile karıştırmamak gerekmektedir. Çalışmaya odaklanmış olanlar ile işkoliklerin farkı, işkoliklerin sürekli işlerini düşünmeleri, işe büyük zaman ayırmaları ve kendilerinden istenenden fazla çalışmalarıdır.
İşkolik olanların tedavisi belki alkolik olanlar kadar kolay gözükmüyor, ancak yine de burada bir takım önerileri sıralamak mümkün, Öneriler:
*Çevredeki ilginç şeylerin farkına varın.
* Hayattan, her şeyden zevk alın, işinizde zevk alarak çalışın.
* Oyunları her zaman kazanmak için oynamayın.
*Oturun, dinlenin, gevşeyin.
* Aile, arkadaş, balık tutma gibi destek sistemlerini geliştirin
* İçinde bulunduğunuz atmosferi değiştirin, ara verin, yemek için dışarı çıkın, yıllık izin kullanın.
*Zamanın tutsağı olmayın.
*7-8 saat uyuyun.
Çok çalışmak olmazsa olmaz koşul olmamalı, hayatı doyasıya yaşamak da önemli. Değişik aktiviteler, değişik mekanlar, değişik arkadaşlar bize hayat verecektir. Hayatımızı basit bir çemberin içinde görüp bu tür bir yaşantıda içinde yer almaktan vazgeçip, yaşamımızı çeşitlendirmek bizi daha fazla mutlu edecektir. Bu durumda Hayatı yaşamak adına belki söylenecek son söz “Carpe Diem” olacaktır.
--------------------------------------------------------------------------------
http://www.isguc.org...php&ex=27&pg=ks