Camdan sızan bir ay ısıgı , dısardaki yaşlı agacın yeni filizlenmiş yapraklarını hısırdatan hafif meltem gibi
tane tane vurur gözyaşlarım cama hafif bir tıkırtıyla gökyüzüne bakıp senin düşündükçe..
yıldızlar aglıyordur halbuki bana onlar kadar yalnız oldugumdan
solgun yaprakların hışırtısı eşlik ediyordur gözyaşlarıma sokulmuştur birbirlerine bana sarılırcasına
yinede yalnızım bu tıkırdayan camın önünde hafif esen rüzgarda üşüyor bedenim, üşüyor içim sen yoksun ..
hep bir yalnızgezer olmak istemişimdir
belimde kılıcım altımda tek arkadasım yaşlı yollarda bilinmedik ufuga dogru yol alıp gitmek.
yıldızlar kırpışıyor pencereden artık gitme vakti geldi diyorlar zorlukla kalkıyor bedenim yerinden acık pencereden gelen yalnız ruzgarın soguklugu üşütüyor bedenimi alıyorum ceketimi yerinden sarılıyorum sıkıca titreyerek
sessizce ilerliyorum kapıya tıkırtılarla acılıyor yavasca yavasca iniyor basamaklardan tek tek cıkıyorum bomboş sokaga etrafa bakınıyorum
ay ışığı vuruyor yola yavasca cıkıyorum yola basımı kaldırıyor gokyuzune "ne kadar yalnız oldugumuzu dusunsekte bir yerlerde bir sevenimiz vardır mutlaka
bir gölge karanlıga dogru ilerliyor ve kayboluyor sokagın gerisinde, sokak görüntüsüne girmiş uçurumun ucundan süzülerek ve yavaşça
27 Mayıs 2005 04:29