SAVAŞIN ADALETİ VAR MIDIR?
Lanetlenmiş bir milletin, kutsal coğrafyaya çökmüş kara gölgesi. Siz söyleyin var mıdır savaşın adaleti. Tarih ezilenlere bir gün zalim olma hakkını verir mi? Siz değil miydiniz geçmişin en karanlık sayfalarında yok olup giden, bu kadar mı kin duydunuz da, siz neresindeydiniz bu insanlığın?
Savaş insana değil devlete aittir… Savaşın adaleti de vardır, savaşa adalet yükleyen de insanoğludur. Savaş dünyaya hâkim olma telakkisinin haklı bir parçasıdır, hakkın olanın bedelini ödemektir… Ama bu bedel küçük bedenleri alıp götürüyorsa, bir şehri bir tarihi yerle yeksan ediyorsa bunun ne haklılığı olur ne karşılığı.
Orta doğunun cellâdı, ait olmadığın yerdesin. Seni o coğrafyaya layık görenler şimdi susmaktalar da, onca hesabı nasıl verecekler bilinmez.Yada çıkacak mı hesap soracak birileri..
Tarihin en kör kuyusundasın şimdi, insanlık diler ki o kuyudan hiç çıkamayasın.
Ben Filistinli bir çocuğum bir bacağım sizde kaldı, ben Lübnan lı bir anneyim ellerimde on günlük bebeğimle öldüm, ben İsrailli bir babayım oğlum bayrağımın olmadığı topraklarda bir hiç uğruna ölüyor… Ben insanım, adil ya da değil 21. yılda savaş istemiyorum. Çünkü görüyorum ki artık savaşlar namussuz… Zafer için değil can almak içinmiş bunca çaba… Lübnanlı bir asker ölüyor şimdi bedenine giren şarapnel parçalarının acısı içinde, küçük çocuk sokaklarda ölümü bekliyor, sesler iyiden iyiye yakınlaşmış…
Var mıdır huzur içinde bir yürek atan, bunlara şahit olup… Var ise de, göğsünün sol köşesinde taşıdığının adı nedir, sormalı! Ben uyuyamıyorum, Lübnanlı bir asker ölüyor yanı başımda, ölümünü izliyorum, sesi beynime kazınıyor. Son sözünü söyleyecek az sonra, her biri gibi aynı sözle ölecek gururlu
BENİM ÖLDÜÐÜM YER VATANIM PEKİ YA SENİN!