İçerik değiştir



- - - - -

Evrende Dünya Dışı Yaşamın Mümkün Olabilirliği


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 7 yanıt verildi

#1 okan_yuksel

okan_yuksel

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 85 Mesaj
  • Konum:Memur

Gönderim zamanı 29.11.2006 - 23:26


EVRENDE DÜNYA DIŞI YAŞAMIN MÜMKÜN OLABİLİRLİLİÐİ / 2006-11-15

İnsanlık tarihinin başlarında olmamız geleceğe dair tutarlı tahminler yapmamızı zorlaştırıyor. Buna rağmen elimiz tamamen boş değil. İnsanlığın kısacık geçmişinde pek çok keşif yer almakta. Örneğin Amerika kıtasının keşfi, evrende dünya dışı yaşamın mümkün olabilirliliği açısından geleceğimize ışık tutuyor.

Meydan Larousse, Patates: -Bot. ve Zir. Patates’in anayurdu Andlar’ın Şili ve Peru kesimidir. Avrupa’ya ancak 1553’e doğru götürüldü; önce İspanya’ya girdi. … Bu bilgi bize gösteriyor ki daha 453 yıl önce Avrupa yeni yeni patatesi tanımaya başladı. Okyanuslar o zamanlar bu günkü gibi kolay aşılamıyordu ve bizim bu gün uzaydaki farklı gezegen veya uydulara ulaşmak için karşılaştığımız zorluklar o zaman da okyanuslar için geçerliydi. Amerika kıtasının keşfi bizlere nasıl bilinen canlıların dışında canlılar sunduysa yıllar sonra keşfedilecek farklı gezegenler de bizlere aynı cömertliği göstereceklerdir. Evrimsel sürecin sadece Dünya’da yaşanması, bu sürecin uzayda farklı gezegenlerde yaşanmaması mantıksız olacaktır. Sonuçta hala boyutlarını kavramakta zorluk çektiğimiz, hatta tam olarak karayamadığımız uzayda, yaşama elverişli alanın sadece Dünya ile sınırlı kalması pek olağan görülmüyor. Teknolojinin ilerlemesiyle insanlık daha farklı sistemlere yolcu edecek ve uzayda bulunan diğer canlılarla karşılaşacaktır. Bu canlılar çeşitlilik gösterecek, kimisi insanüstü, kimisi insanaltı olacaktır. Bu canlıların evrimsel gelişimi, şekli ve duyu organları insandan farklı ve çeşitli olacaktır. Bu öngörü bir başka öngörüyü doğurmaktadır: Gelişimleri ve duyu sistemleri bizlerden farklı olan bu canlılarla iletişim kurmak bu gün için zor görünmektedir. Ne mutlu ki, gelişen teknoloji ve insanoğlunun zamanla edineceği bilgi birikimi zamanla bu sorunun da üstesinden gelecektir.

OKAN YÜKSEL
Dünyanın,bir öküzün boynuzları üzerinde durduğu bir yalandır ama buna inanan öküzlerin olduğu doğrudur!!!

#2 okan_yuksel

okan_yuksel

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 85 Mesaj
  • Konum:Memur

Gönderim zamanı 29.11.2006 - 23:33

Arkadaşlar bu bir öngörü, eleştrilerinize açıyorum. Herhangi bir mantıksal ve bilimsel tutuarsızlık görürseniz ve paylaşırsanız sevinirim...
Dünyanın,bir öküzün boynuzları üzerinde durduğu bir yalandır ama buna inanan öküzlerin olduğu doğrudur!!!

#3 JmL

JmL

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 105 Mesaj
  • Konum:İzmir
  • İlgi Alanları:senine boyulmuş sen yalanı sevdasından büyük sen.. bir bilsen.<br><br>kısacası edebiyat.

Gönderim zamanı 09.12.2006 - 19:46

Bazi insanlarin ön yargi ile reddettikleri metafizik olgularin en yalin tanitimi; insanligin bu günlerde ulastigi teknolojik seviye ve bilgi birikimiyle açiklanamayan olaylarin tümüdür seklinde yapilabilir. Insanoglu açiklayamadigi her olaydan ürkmüs ve olayin arkasinda bir sarlatanlik arayisina girmistir. Gerçi günümüzde oldugu gibi tarihin her döneminde ilgi çekmek isteyen veya kisa yoldan para ve üne kavusmak isteyenler çikarak çok degisik sekiller de insanlari istismar etmislerdir. Yasanmis olan bu olumsuzluklar elbette insanoglunun bu tür konulara karsi ön yargili olmasina neden olmustur.

Unutulmamasi gereken en önemli örnek, orta çagda Galileo dünyanin tepsi gibi düz degil de yuvarlak oldugunu ve günesin dünyanin etrafinda dönmeyip, aksine dünyanin günesin etrafinda döndügünü söyledigi zaman aldigi tepkidir. Kendisini büyücülük ve seytanlik ile suçlayan orta çag din anlayisinin kurdugu engizisyon mahkemesinin yakilarak öldürülme kararindan ancak iddiasindan vazgeçerek kurtulmustur.

Bu gün ilkögretim ögrencisi olan bir çocugun bile henüz temel egitimdeyken ögrendigi bu basit bilgi, orta çag insani için metafizik bir bilgi özelligi tasiyordu. Öyleyse bu gün için metafizik bir olay gözüyle bakilan nazar, büyü, ve diger telekinezik güçlerin günümüzden bir kaç yüzyil sonra bütün insanlar tarafindan kullanilacak bir düsünce gücünün ilkel görüntüsü olabilecegini niçin reddediyoruz?

Hepimiz bir gün evrenin sinirsiz büyüklügü yaninda düsünülemeyecek kadar küçük olan dünyamizin sakinleri olarak bu evrende yalniz olmadigimizi anlayacagiz. Belki de uzayli önderlerin yardimiyla tekamülümüzü tamamlayarak onlarla entegre olacagiz. Günes sisteminin disindaki en yakin takim yildiz olan Sirius’un (Boga burcu) bize en yakin olan gezegenine ulasabilmek için isik hiziyla gitmek sartiyla 4,2 yillik bir zaman gerekmektedir. Milyonlarca galaksi içinde bize milyarlarca isik yili uzaktaki yildiz sistemlerinin varligini düsünecek olursak bu sinirsiz ve bizim idrakimizle algilayamayacagimiz kadar büyük olan bu evrende yalniz oldugumuzu iddia ederek UFO’lari reddeden düsünceye nasil bakmaliyiz? UFO’lari metafizik varliklar olarak kabul eden bu kisiler sizce hangi kategoriye alinmalilar.

LÜTFEN ONLARA BASLARINI KUMA GÖMEN DEVEKUSLARI OLARAK BAKMAYALIM, KORKARIM DEVEKUSLARINA AYIP OLUR. KISACA VURGULAMAK GEREKIRSE, METAFIZIK OLAYLAR BU GÜN YASADIGIMIZ HALDE ANLAYAMADIGIMIZ VE ANLATAMADIGIMIZ YARININ BILIMSEL GERÇEKLERIDIR.


no mest omen sitesinden alıntıdır (yani kendi sitem ) :) yazılanlar tarafımca yazılmıştır..

#4 Muharip

Muharip

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 126 Mesaj

Gönderim zamanı 19.12.2006 - 22:25

Arkadaşlar,

Özgün yapısı ile, canlı bir varlık olan dünyamızın, kainatta yaşayan yegane varlık olduğunu, aksini bilmesek bile, iddia edemeyiz...
Evrende, kimi gezegenlerin yanında ufak bir tenis topu mesahesinde kalan dünyamız, bizim için, her şeye rağmen uçsuz bucaksız gibi, büyük ve görkemlidir.

Lakin, belli ki bu bize göredir.
Evrenin, bizce henüz bilinmeyen, bir başka köşesinde buna benzer bir gezegenin olmaması için bir sebep olduğunu sanmıyorum. Fakat, bundan emin olmadan, vardır da, diyemiyorum, tabii ki...
Bu konuda bütün diyeceğim; olabilir ve keşke olsaydı'dan ibarettir.

Günümüzüne bir hayli gelişen ilmi ve teknolojik imkanları ile bir çok yeni keşifler yapılmış ve eskiden bilinmeyen çok şey biliniyor.
Şahsen, bu konulara dair yazılmış yazıları okumaktan dolayı, bir şeyler biliyor olsam bile, burada sadece, cismen biçare, ruhen tasavvur edebilme gücünü haiz bir insan olarak, sadece düşündüklerimi paylaşmayı yeğliyorum.
Zira biliyorum ki, bu gün bilgi diye bilinen çok şey, yarın ve gelecekte elde edilecek daha yeni verilerle çürütülüp, aslında bildiklerimizin yetersiz ve hatta yanlış olduğu bile ortaya çıka bilir.
Bunlar geçmişte sıkça olmuş şeylerdir hem...

Biz dünyalıların günümüzde hangi teknolojik düzeye geldiklerini az çok biliyor ve bundan dünya insanı olarak kıvanç bile duyuyoruz.
Lakin, yukarda konuya dair yazan arkadaşlarımızın verdiği uzun mesafeleri aşa bilecek düzeye gelemediğimiz de bir gerçektir.
Dolayısı ile, bildiklerimiz ve tahayyul ettiklerimize dayanarak, uzak dünyalar hakkında kesin tanımlamalar yapamayız.
Gelelim, mahiyeti bilinmeyen uçan nesneler, yani UFOLAR kavramı üzerinde düşündüklerime.
Onların gerçek olmaklığını ret etmeği değil, olmalarını temenni eden ve keşke olsalardı, diyenlerdenim.
Ne var ki, bu güne dair haklarında duyageldiklerimiz de fazla bir şey değil, maalesef ki.
Bir an için onların ışık ve göz yanılgısı değil, çok daha yüksek teknolojik seviyeye ulaşmış, insan gibi, ama daha kabiliyetli, kudretli varlıkların kontrol ettiği uzay araçları olduklarını var sayalım.
Madem bu kadar güçlüler de, neden dünya ve dünyalılarla olan ilişkilerinde hala yeterince ilerleme kayd edemediler, diye sormadan edemiyorum.
Ben gördüm, beni kaçırdılar, onların mekanlarına gittim, bana vizyon verdiler vs. gibi anlatılar, anılar okudumu ama, maalesef ki ikna olmadığımı da, hemen belirtmek isterim.
Çünkü az çok hemcinsimiz olan dünya insanlarını tanır ve huyunu husunu biliriz.
Yani, kimisi düş görüp, gerçek imiş gibi anlatır, kimisi o denli hayal gücünü haizdir ki, her şeyi olmuş bitmiş ve varmış, yaşanmış olgulara çevire bilir...

Bu arada, bir de Uzay Dini ihdas edildiğini de duymuşuzdur. Ama şahsen, çok ehemmiyeti haiz, işime yarar, görmediğimden olacak, okuduysam da, belleğe kayd etmediğimi söylemeliyim...

Hasılı kelam, vesselam...

#5 yusufla

yusufla

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.577 Mesaj
  • Konum:GüLLeR-DiYaRı....

Gönderim zamanı 19.12.2006 - 22:33

ola bilir.. ismail türe idi sanırım Zülkarney isimli kitabınad biraz bu olaylardan bahseder.. .

yani Hz. Zülakrneynin uzaya yolculuk yaptığından ve yecüc ve mecücü kabilesinin uzayda bi gezegende olduğun dan bahseder ola bilir...

18 bin alemden bahsedilmekte çünkü...
"Allah Dilemedikçe Siz Dileyemezsiniz." (İnsan Suresi, 30)

bir özlem var içimde uzaklara dogru
engin denizlere sana,ve aşkımıza
sisli bir maziden uzakta
yalnızca sana yakın
gönlümün dalgalarında sevgim kalsın
bitmeyen rüyalarımda hep sen varsın...

#6 lasrocas

lasrocas

    SaKLıMdASıN

  • Dokunulmazlar
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:heryer

Gönderim zamanı 01.01.2007 - 00:06

Dünya dışı varlıkların olduğuna inancım vardır.ama dünyaya ziyaretleri varmıdır bu tartışmaya açık bir konudur.
Devletin içine düştüğü yok olma tehlikesinin
korkunç derinliğini görmekten aciz olan zavallılar,
elbette ciddi ve hakiki çareyi görmemek için gözlerini yumarlar.

#7 Muharip

Muharip

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 126 Mesaj

Gönderim zamanı 01.01.2007 - 00:51

Bildiğim kadarı ile, Zülkarneyn, Büyük İskender'e verilen bir isimdir: İranlı ve Araplar tarafından...

#8 derya diyarı

derya diyarı

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 17 Mesaj
  • İlgi Alanları:Çok geniştir..

Gönderim zamanı 08.01.2007 - 02:05

İnanıyorum ben onlara..

Bu mesaj derya diyarı tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 08.01.2007 - 02:05






Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli