Dikenlerim...
#42
Gönderim zamanı 13.03.2007 - 04:59
bildim ki; sadakat, sevginin meyvesiydi; özüydü güven, inanç olmalıydı...yemiş dolu sepetim, taşlı yolunda çarıksız yürürken eskidi...dökülenler bir yana, canı ayak yormalıydı...
aşk mı? bilemedim, hayatın vazgeçilmez parçası? bütün parçalar,kırık parçalar, döküntüler...kırmızı kurdelalı paketin kapında kaldı...içinde ben, tüm çiçekler ve meyveler...çürüdüler...
#43
Gönderim zamanı 13.03.2007 - 14:16
Geceye inat açık gözlerim....... dehşetgeceye inat açık gözlerim
dalmıyorum sonsuz ormanına
yeşile inat kara bakıyorum
o ormandaki iki kör kuyuya...
#47
Gönderim zamanı 24.03.2007 - 20:45
al tüm ışıklarımı, al dök önüne, basamağın olayım...nurum yolunu aydınlatsın, içindeki çizik olayım...akları al üstüne, öyle bir salın ki, kanı delin olayım...kitab-ı efkarım düşürmez ki nicedir dilinden; küflü düşümden çıkıp, yeşiline kara bakayım...
bir cümleyle başlayan serüvenin son perdeleri gibi tuzlu sularla alkışlanan hitabem...ağır, ıslak, dağınık...anlamak bu kadar kolay olmasaydı...
#48
Gönderim zamanı 24.03.2007 - 21:08
bu ne hoyrat bahardır ki, çayır çimen kan kokuyor...civan perçemlere, rüzgar başağı denen yabani buğdayların uzun sorguçlarına böylesine tanık olmak, zikretmek, güneş ışıklarının yaladığı bu tarlada dilediğim gibi gezinmek ve bilinmeyen, adı bile söylenmeyen bir memlekete koşmak...ısırganları ve mızrak gibi sivri, delik deşik yaprakları görmezden gelerek...beyaz elbisesimin eteklerini dalgalandıra dalgalandıra, yüzümü en keskin rüzgarlara döne döne, vadedilmiş bir meyvenin kokusunu, sevda tozlarıyla dolu her çiçekte araya araya...ve bir ihtiyarın alnındaki kırışıklar gibi, kat kat olmuş benliğimle....
kokusu bitmeyecek...tanrım ne güzel !!!...
#49
Gönderim zamanı 27.03.2007 - 02:35
Acıyan yanım da yorgun.
Acıyan yanım kış.
Acıyan yanım hasret.
Acıyan yanım yalnızlık.
Acıyan yanım sensin.
Sen neredesin..?
Nerede üşüyor yüreğin.?
Saçlarıma dokunan ellerin
Boşlukları mı sarıyor.?
Biliyorum aramızda yatan
Uzaklığa gülümsüyorsun.
Acıya gülmektir bu.
Acıya gülmek bizim dilimizde
Sevdadan geçmektir ..
Biliyorum yorgunsun.!
Gidişler böyle yorgun mu bırakır insanı.?
Geride kalanı böyle yalnız mı.?
Hüzün kokuyor yalnızlığım.
Ağlayışlarımı yutkunuyorum
Hüzünlü bir melodinin geçiminde..!
Yalnızlığım...
Yanımda Kimse Olmadığında Değil...
Sen Olmadığındadır...!!!
//alıntı
...:--------------------------------------------------------:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------:...
#51
Gönderim zamanı 30.03.2007 - 04:17
yeterince şeffaf değildi damlalar
birer birer yırttı zırhını...
sıcak, tuzlu, azgın damlalar
birer birer içeri sızdı...
taş gibi oturdu yüreğe damlalar
helal olsun böyle ağlatana...
#52
Gönderim zamanı 10.04.2007 - 03:33
#54
Gönderim zamanı 14.04.2007 - 09:04
bağrında yaban otların bittiği hırçın bir gönlün yanılsaması nefesim..bölük pörçük uykulardan uyanma vakti sesin...bir haykırış ki, sesi dinmez, selam vermez, üstümü örtmez...en tatlı rüyaların sahte gülüşü, bebeği, soldurma...içimdeki en temiz, içimdeki en bakir çiçeği...
"çoğalmak neyse ne, azalmak zor"...
siyah saçlarımı sürdüm sabahın alacasına...kokladığım resimleri bir bir yırtarcasına, en gerçek sevdaları yüzüme sıvarcasına...
titreyen ellerimle, merhaba...
#55
Gönderim zamanı 17.04.2007 - 04:16
dudak ucundaki nehirlerde boğduğumdan beri hırçınlığımı, daha bir tatlı geldi zehir...çömelmiş bakıyorum, serdiğim kırmızı halılara güneşe doğru...demet yaptığım yılların anısına, taş üstünde taş koymuyorum...ne mutludur ki; kurban havasına girmiş yürük başımı kendim koyuyorum ayaz taşın üstüne...korkmuyorum bu gece...bu gece de yılmıyorum...
iç geçirmelerimi tırnaklarımla gömdüğüm zaman da, böylesine hissiyatlı kalabilecek miyim, buz gibi önüme dikilen aynalar karşısında...
bilmiyorum...
#57
Gönderim zamanı 19.04.2007 - 15:58
saplanışlarıma aşığım hala, derinlerime, benim olanlara, ...yargıma, infazıma !!!
düşüşlerime aşığım hala, yaralarıma, sargılarıma, iz bırakanlarıma !!!
hatalarıma aşığım hala, gözyaşımın tuzuna, uslanmayışıma !!!
düşünceme aşığım, özlüğüme, gündüzsüzlüğüme !!!
aşığım hala ; beyazın düşsüzlüğüne !!!
hala denize, hala güneşe !!!
aşığım... hala.. !!!
hüzne !!!
#60
Gönderim zamanı 12.05.2007 - 01:59
Kimselerle konuşmadım...Kimselere soru sormadım...
Kapımı örttüm, perdemi açtım...
Denizin üstüne yansıyan ışıklarla dalmak istedim, tek başıma, letonia'ya...
Sarı, kırmızı, mor, mavi ışıklar...
Her biri binbir yılımı derinde saklar...
Nasıldı ?
Nar çiçeği kokuyordu saçlarım...Mavinin en güzeline göz daldırmıştım...Pembe elbisemin pileleriyle oynuyordum...Arka bahçedeki akasyanın, akşam sefasının kokuları, hafif bir meltemle üzerimden geçiyor, tekrar yön değiştirip, yakamozların dans ettiği yelpazenin büyüsüne kapılarak masal iklimleri sunuyordu...Kulağıma yasemin takmıştım...Bembeyaz, zarifçe parlıyordu..Dudaklarımda denize yüz çevirmiş pembe bir ışıltı...Gecenin en koyusuna inat, gözlerim simsiyah,gözlerim duru...Saçlarım hayatının raksını yapıyordu...Gözlerim pırıl pırıl... Saçlarım o gece, nar çiçeği kokuyordu...Peri kızıydım... Ben...
O gece yeniden kapandım yabancılığıma...Kimselerle konuşmadım... Kimselere soru sormadım...Kapımı örttüm, perdemi açtım...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
"DİKENLERİM" sayfasındaki hata |
Siteden Haberler & Görüş ve Düşünceleriniz | Serra |
|
|
6 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 6 ziyaretçi, 0 gizli