Jump to content



- - - - -

Şeker Hastası Olup Olmadığınızı Anlayabilirsiniz


  • Please log in to reply
6 replies to this topic

#1 MaryJane

MaryJane

    Forum Şövalyesi

  • Üyeler
  • 2,094 posts
  • Konum:''Fox River''
  • İlgi Alanları:F1, WRC , Eski Mısır , Gothic-Symphonic-Power Metal , Frp, Galatasaray..

Posted 22.07.2004 - 16:37


Şeker Hastası Olup Olmadığınızı Anlayabilirsiniz

Günümüzde şeker hastalığına oldukça sık rastlıyoruz. Kaldı ki bu günlerde bir şeker hastalığı salgınından söz ediliyor.


O kadar korkmayın, bu o bildiğiniz bulaşıcı hastalık falan değil ama konunun ne boyutlara ulaştığını çok güzel vurgulayan bir yakıştırma.

Aramızdaki şeker hastası sayısı belli. Bir o kadar da teşhiş edilmemiş olanlar bulunduğunu düşünürseniz, durumun ciddiyetini görürsünüz. Her hastalıkta olduğu gibi erken teşhisin önemi burada da çok büyük. Durum böyle iken 'Acaba ben bir şeker hastası mıyım?' diye sormaz mı insan.

Önce bir düşünün. Şöyle eskilere bir dönün. Annenizde, babanızda, onların akrabalarında şeker hastası olan var mıydı? İleri yaşta olanlar anne ve babasının ani ölümlerinin neden olduğunu genellikle bilmiyorlar. Bazıları ise 'Benim ailemde diabet yok' deyip cümleyi şöyle sonlandırıyorlar: 'Babama 75 yaşında 'şeker hastasısın' dendi ama diyetle düzeldi, ilaç filan kullanmadı. Onunkisi yaşlılık şekeriydi' Bazısı da 'Annemin gizli şekeri var dendi ama şekeri hep normaldi ve hiçbir tedavi görmedi' diye anlatıyor.

KENDİMİZDEN NE ZAMAN ŞÜPHELENMELİYİZ?
Bütün bu örnekler, anlatan kişiler kondurmak istemese de, ailede şeker hastalığının bulunduğunun bir göstergesi. Ailenizde bu tür örnekler varsa açlık kan şekerinize baktırın.

Epeyce iştahınız var ama yine de kilo veriyorsunuz veya birkaç gündür bulanık görmeye başladınız. Açlık kan şekerinize baktırın.

Kendinizi bildiniz bileli fazla kilolarınız var. Şişmanlık, şeker hastalığı riskini artırdığına göre açlık kan şekerinize baktırın.

Yaşınız 40'ı geçmiş, yüksek tansiyonunuz var, kandaki yağlar (kolesterol, trigliserid) yüksek ve bununla birlikte kalbinizi besleyen damarlarda daralma olduğunu öğrendiğiniz. Daha ne bekliyorsunuz? 'Acaba şeker hastalığım var mı?' diye kendinize ve doktorunuza sorsanıza.

Tosuncuk da denen iri bir bebek dünyaya getirdiyseniz bunun nedeni belki de gebelikte ortaya çıkan şeker hastalığınızdı. Gebelikte veya doğum sonrası araştırılmadıysa açlık şekerinize baktırın.

Birkaç yıldır ayaklarınızda uyuşma, karıncalanma veya yanma var. Özellikle de geceleri şiddetleniyor ve sizi uyutmuyor. Öyleyse ne bekliyorsunuz?

Çoğu insan şeker hastasının yaralarının geç iyileştiğini bilir ve kimi zaman da 'Hayret, yaralarım da çabuk iyileşir. Bu şeker hastalığı da nereden çıktı?' diye hayıflanır. Durum böyle durumlarda da açlık kan şekerinizi ölçürün.

Açlık kan şekerinize ( 8 - 10 saatlik bir açlık dönemi sonrası kahvaltı öncesi kan şekeri düzeyi) baktırdınız ve 110 mg / dl'nin üstünde bulduysanız doktorunuzla görüşün.
''Orada olmayan bir şeyi görmezden gelemezsiniz çünkü 'görmezden gelme'nin anlamı bu değildir ''

Posted Image

#2 DKNH

DKNH

    εїз Black Mamba 24 km/h hız yapar..

  • Muhabirler
  • 9,404 posts
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Yok ki benim bir yedeğim

Posted 23.08.2007 - 20:14

Diyabet Hakkında
Temel Bilgiler

Diyabet, yani şeker hastalığı, vücutta üretilen insülin eksikliği sonucu ortaya çıkan, kan şekerinin yükselmesi ve bundan kaynaklanan çok su içme, çok idrara çıkma gibi bulgularla karakterize olan kronik bir hastalıktır.

Sağlıklı kişilerde kan şekeri belli bir seviyede bulunmaktadır. Pankreas tarafından salınan insülin, kan şekerini kontrol altında tutabilmek için belli bir sistemde çalışır. Vücutta insülin üretiminde veya kullanımında ortaya çıkan sorunlar sonucunda kan şekeri yükselir ve diyabet ortaya çıkar.

Diyabet belirtileri

Sık idrara çıkmak
Çok su içmek
Çok fazla yemek
Kilo kaybı
Sık enfeksiyonlar
Bitkinlik/yorgunluk
Kuru deri
Bulantı/kusma
Diyabet Tipleri

Tip 1 Diyabet

Gençlik çağı diyabeti olarak da adlandırılır. Genellikle 5-15 yaşlarında ortaya çıkar konulur.

Tip 1 diyabette pankreasın insülin üreten hücreleri sebebi bilinmeyen bir şekilde yıkılır. Dolayısıyla pankreas çok az insülin üretir ya da hiç üretemez. İnsülin olmadan şeker kullanılamaz ve kan dolaşımında kalır. Bunun sonucunda da kan şekeri yükselir.

Tip 1 diyabetin belirtileri genellikle aniden başlar.

Tip 1 diyabetlilerin hastalığın başlangıcından itibaren insülin kullanmaları gerekmektedir.

Tip 2 Diyabet

Tip 2 diyabet sıklıkla orta yaşın üzerinde, diyetinde yağlı yiyecekleri bol oranda tüketen şişman ve hareketsiz bireylerde daha sık görülür. Genellikle ailede diyabetli bireyler vardır. En sık görülen diyabet tipidir. Türkiye’de yaklaşık 2.5 milyon tip 2 diyabetli olduğu tahmin edilmektedir.

Tip 2 diyabette pankreas insülin üretir ancak miktarı yeterli değildir ya da yeterli derecede kullanılamaz.

İlk başlarda insülin üretimi tamamen bozulmamıştır. Çoğunlukla başlangıçta diyet, egzersiz ve ağızdan kullanılan ilaçlarla tedavi edilebilir. Ancak bir süre sonra, pankreastaki insülin üreten hücrelerin fonksiyonlarının bozulmasından dolayı insülin tedavisine gerek duyulur.

Diyabet tanısı

Diyabet tanısı koymak için bakılması gereken kriterlerden biri “açlık kan şekeri ”dir. Açlık kan şekeri en az 8 saatlik açlığı takiben bakılan kan şekeri değeridir.

Yükleme testi:

Şeker yükleme testi yine en az 8 saatlik açlığı takiben 300 ml su içerisinde 75 g. şekerin eritilerek içirilmesi ile yapılır. 2. saatte bakılan kan şekeri değerlerine göre tanı konur.


Bozulmuş glukoz toleransı (gizli şeker) vardır ve bu hastalarda diyabet gelişme riski yüksektir. Bu nedenle bu hastaların takibe alınması, diyet ve egzersiz programlarına başlaması, kilo verdirilmesi, gerekiyorsa ilaç tedavisine başlanması uygundur.

Gebelik diyabeti

Gebelik diyabeti ilk kez hamilelik esnasında, gebelikten kaynaklanan hormon değişikliklerine bağlı olarak ortaya çıkan diyabettir. Daha önceden diyabetli olup daha sonra gebe kalanlara gebelik diyabeti denmez.

Hormonal değişikliklere bağlı olarak daha çok gebeliğin ikinci yarısında ortaya çıkar ve sıklıkla doğumu takiben tamamen düzelir.

Bu hastalarda, sakat doğuma yol açma riskinden dolayı kesinlikle şeker düşürücü haplar kullanılmaz. Gerekiyorsa gebelik sonlanana kadar insülin tedavisi uygulamak gerekebilir.

Bu grup hastalarda daha sonra tip 2 diyabet gelişme riski %40-60 civarındadır.

Gebelikte diyabet taraması yapılması gereken risk grupları şunlardır:

Ailesinde şeker hastalığı olanlar
30 yaş üzeri gebelikler
Şişmanlık
İri doğum (4 kg ve üzeri doğumlar)
Gebeliğin 24-28. haftasından itibaren mutlaka gebelik diyabet taraması yapılmalıdır. İlk yapılması gereken 50 g. glukoz ile gebelik diyabet tarama testidir.

50 g. glukoz içirildikten 1 saat sonra kan şekerine bakıldığında 140/mg/dl ve üzeri değerler bulunursa 100 g. glukoz ile OGTT (oral glukoz tolerans testi) yapılır. Yapılan sonuçlarda en az iki değer aşağıdaki tablodaki değerleri aşmış ise “gebelik diyabeti” teşhisi konur.

100 g. Glukoz Testi

Açlik
105 mg/dl

1. saat
190 mg/dl

2. saat
165 mg/dl

3. saat
145 mg/dl


Gestasyonel diyabet tanısı konan hastaya tedavi hemen başlanmalıdır. Diyet uygulaması ile yeterli kan şekeri regülasyonu sağlanamayan gebeye derhal insülin başlanmalıdır.


Kan Şekeri Kontrolü

Diyabet tedavisinde amaç kandaki şeker miktarını normal değerler arasında tutmaktır. Buna “kan şekeri kontrolü” adı verilir.

Kanda uzun süre çok fazla şeker olursa (hiperglisemi), böbrek rahatsızlığı, göz hastalıkları ve kalp hastalıklarının ortaya çıkma olasılığı fazladır. Doğru besinleri alarak, doğru fiziksel aktiviteleri yaparak ve doğru ilaç tedavisini uygulayarak kan şekeri kontrol altında tutulabilir.

Hiperglisemi belirtileri ve nedenleri daha sonraki bölümlerde anlatılmaktadır.

Diyabet hastalarında kan şekeri normal seviyeden daha düşük bir seviyeye de düşebilir. Buna tıp dilinde hipoglisemi denir. Hipoglisemi belirtileri ve nedenleri daha sonraki bölümlerde anlatılmaktadır.

Hipoglisemi

Hipoglisemi kan şekeri düşüklüğü demektir. Hipoglisemi bulgularını “hisler” olarak nitelendirmek doğru olabilir çünkü bu bulgular hastaya kan şekeri düşüklüğünü haber verebilir ancak kan şekerinin gerçek değeri hakkında bir şey söylemez.

Hipoglisemi oluş nedenleri

Gereğinden fazla insülin veya şeker düşürücü hap alınması
İnsülin enjeksiyonundan veya şeker düşürücü ilaç alındıktan sonra yemek yemenin geciktirilmesi
Öğün atlanması
Normalden fazla egzersiz yapılmasıdır
Hipoglisemi belirtileri

Titreme
Terleme
Yorgunluk hissi
Açlık hissi
Dikkat dağılımı
Bulanık görme
Baş ağrısı
Sinirlilik hali
Hipoglisemi nasıl tedavi edilir?

Eğer kan şekerinin aşırı düştüğünden ölçüm yaparak emin olunduysa kan şekeri düzeyini yükseltmek için hemen şekerli bir şeyler yenmesi gerekmektedir. Bunun için 2- 3 adet kesme şeker yada 1 bardak meyve suyu içilebilir. 15 dakika sonra kan şekerinin tekrar kontrol edilmesi gereklidir. Hala düşükse aynı miktarda şekerli besin alınmalıdır.

Eğer kan şekeri düzeyinin düşmüş olabileceğinden şüphe ediliyor, ancak ölçüm yapılamıyorsa şeker içeren sıvı içilebilir veya yine 2-3 adet kesme şeker yenebilir.

Bilinç kapalıysa glukagon enjeksiyonu yapmak gerekebilir. Hipoglisemi bulguları kayboluncaya kadar egzersiz yapılmamalıdır.

Kan şekerini hızlı olarak yükseltmek amacıyla, özellikle hipoglisemi durumlarında, çikolata, dondurma, süt, baklava gibi yiyecekler yenmemelidir. Bu tür yiyecekler yüksek oranda yağ içerdiğinden kana geç karışırlar ve kan şekerini geç yükseltirler.

Bütün hastalar kan şekerinin düşmekte olduğunu fark eder ancak bazen bu durum herhangi bir belirti vermeksizin, birdenbire gelişebilir. Böyle bir olasılık nedeniyle, diyabetli bütün hastaların, kendilerindeki bu sağlık sorununu belirten “şeker hastası kimlik kartı” taşımaları tavsiye edilir.

Hiperglisemi

Hiperglisemi kanda şekerin normalin çok üstünde bulunması anlamına gelir.

Hiperglisemi oluş nedenleri

Uygun dozda ilaç kullanılmaması
Doz atlanması
Diyete uyulmaması
Egzersiz yapılmaması
Herhangi bir hastalık halinin olmasıdır.
Ateşli bir hastalık durumunda asla ilaçlarını kullanmayı bırakmayınız ve sık sık kan şekerinizi kontrol ediniz.

İlaçlarınızı almanıza rağmen kan şekeriniz düzene girmezse mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Hiperglisemi belirtileri

Daha fazla susama
Daha fazla acıkma
Sık idrara çıkma
Gece idrara çıkma
Daha fazla yorgunluk ve uyku hali
Bulanık görme
Yara ve kesiklerin geç iyileşmesi
Deride kuruma
Yukarıda yazılan belirtiler hissedildiği zaman mutlaka kan şekeri değerleri kontrol edilmelidir.

Eğer kan şekeri yüksekse;

Doktor veya beslenme uzmanı tarafından önerilen diyete titizlikle uyulmalıdır.
Diyabet ilaçları (hap ya da insülin) zamanında ve doğru olarak kullanılmalıdır.
Düzenli fizik egzersizleri yapılmalıdır.
Her gün kan şekeri kontrol edilmelidir.
Geçici kan şekeri yükselmeleri acil tedavi gerektirmez. Ancak mutlaka idrarda keton seviyesi bakılmalıdır. Bu insülin eksikliğinin bir bulgusudur. Eğer esktra insülin almanıza rağmen kan şekeriniz yüksek ve idrarınızda hala keton varsa mutlaka doktorunuza danışınız.

Diyabet Tedavisi

Beslenme

Doğru beslenme sağlıklı olmanın temel bir ilkesidir. Doğru beslenme, yalnızca diyabetliyi değil herkesi ilgilendirir.

Beslenme diyabet tedavisinde çok önemlidir. Her diyabetlinin uygulayacağı diyet o kişinin boy, ağırlık, fiziksel aktivite düzeyi, kullandığı hap ve/veya insülin tipi ve miktarıyla ve beslenme alışkanlıkları göz önüne alınarak oluşturulur. Diyet uzmanı tarafında oluşturulan beslenme programına uyulması kan şekeri kontrolü için çok önemlidir. Diyabetliler için her gün aynı miktarda ve aynı zamanda yemek yemek çok önemlidir. Kan şekeri değeri ne olursa olsun öğün atlanmamalıdır. Öğün atlandığı veya geciktirildiği durumlarda kan şekerinde önemli oynamalar oluşacaktır.

Egzersiz

Fiziksel egzersiz her birey için sağlıklıdır ve iyi kondisyonu olan bir vücut zor koşullara daha iyi dayanır. Yapılan çalışmalar egzersiz ile daha iyi kan şekeri kontrolü sağlandığını göstermiştir.

Diyabeti kontrol altında olan bir birey, diyabet hastası olmayan bireyler gibi egzersiz yapabilir.

Ancak kan şekeri 270 mg/dl’nin üstünde ve idrarda keton cisimleri varsa egzersiz yapılmamalıdır. Eğer insülin kullanılıyorsa ekstra insülin alarak kan şekeri normal seviyelere indirilmelidir.

Egzersize başlamadan önce, egzersiz sırasında ve sonrasında kan şekeri ölçülmelidir. Egzersiz sırasında çalıştırılacak olan bölgeye insülin enjekte edilmemelidir.

Egzersiz sonrası mutlaka kan şekerinizi kontrol edilmelidir. Ağır bir egzersiz sonrası kan şekeri çok düşebilir. Ayrıca geç saatte egzersiz yapıldıysa gece uyku esnasında kan şekeri düşebilir. Bu durumda gece yatmadan önce ara öğün alınmalıdır.

İlaç tedavisi

Şeker düşürücü haplar

Tip 2 diyabetli bir hastanın tedavisine öncelikle diyet ve egzersizle başlanır.

Eğer 1 ay içinde kan şekeri bu şekilde kontrol altına alınamıyorsa oral antidiyabetik denilen şeker düşürücü haplar kullanılmaya başlanır. Böylece diyet ve egzersizle ile yapılan tedavi, şeker düşürücü hapın da eklenmesiyle devam edilir.

Eğer kan şekeri haplarla kontrol altına alınamıyorsa, tedavi hedeflerine ulaşılamıyorsa, yüksek kan şekerinin vücuda zarar vermemesi için vakit kaybedilmeden insülin tedavisine başlanmalıdır. İnsülin kan şekerini kontrol altına alırken komplikasyonların gelişimini, yani vücudun zarar görmesini de engeller.

İnsülin tedavisi

İnsülin tedavisi “yerine koyma” tedavisidir. İnsülin tedavisinin amacı sağlam pankreasa benzer biçimde vücuda insülin verebilmektir.

İnsülin normalde vücudumuz tarafından üretilen bir maddedir. Fakat bazı nedenlerden dolayı tam olarak üretilemediği veya görevini yerine getiremediği zaman dışarıdan takviye edilmelidir. Yani dışarıdan verilen insülin vücuda yabancı veya zararlı bir madde değildir ve normalde vücut tarafından üretilmektedir.

İnsülin bağımlılık yapmaz.

İnsülin hap şeklinde kullanılmaz. İğne ile cilt altına enjekte edilmek üzere sıvı halde bulunur.

İnsülin enjeksiyonu sanıldığı kadar zor değildir. İnsülin iğneleri son derece incedir ve kesinlikle can yakmayacak şekilde tasarlanmıştır. İnsülin kullanması gereken hastalar ilk başta iğneden korkar ancak kısa zaman sonra kendi kendine insülin enjeksiyonu yapmanın aslında son derece kolay ve ağrısız bir işlem olduğunu anlar. İlk enjeksiyondan sonra bunun son derece kolay olduğu ve sağlıklı bir yaşam sürülmesi için gerekli olduğu görülmektedir.

İnsülin yaşam demektir.

Kimler insülin kullanmalıdır?

Tip 1 diyabetli hastaların pankreaslarında insülin üreten hücreleri tamamen tahrip olduğu için hiç insülin üretemezler. Bundan dolayı tip 1 diyabetli hastalar mutlaka insülin kullanmak zorundadır.
Tip 2 diyabet hastaları ilk başta şeker düşürücü ilaçlar ile tedavi edilirler. Fakat zamanla pankreastaki hücreler yorulduğu için bu haplar kan şekerini kontrol edemez hale gelir ve tip 2 diyabetli hastalarında insüline başlamaları gerekir.
Cerrahi operasyon geçirecek hastalar ve ciddi enfeksiyonu olan hastalarda geçici bir süre insülin tedavisi uygulanabilir.
Kan şekeri düşürücü ilaçlar sakat doğumlara yol açabileceği için gebe kalan veya gebelik diyabeti olan tüm hastalar insülin kullanmak zorundadır.
Diyabete bağlı göz, sinir, böbrek hasarı olan veya diyabetik ayak gelişen hastalar bu komplikasyonların daha da ilerlememesi için ve daha iyi kan şekeri kontrolü için insülin kullanmalıdır.

İnsülin Hakkında

İnsülin Nedir?

İnsülin, vücudumuzda pankreas adı verilen organdaki beta hücreleri tarafından salınan bir hormondur.

Enzimler tarafından parçalanarak şekere dönüşen yiyeceklerin, kandan hücre içine girişini sağlar. Kandan ayrılıp hücre içine giren şeker enerji üretmek için kullanılır.

İnsülin tedavisinin bütün amacı sağlam pankreasa benzer biçimde vücuda sürekli insülin sağlayabilmektir. Normalde gün içinde az miktarda insülin sürekli olarak salgılanmaktadır. Yemeklerden sonra ise, besinlerle alınan glukozu (şekeri) dengelemek için daha fazla insülin salgılanır.


1921 yılında insülin keşfedildi ve 1922 yılında Eli Lilly ilk insülini üreten firma oldu. İlk olarak insülin ile tedavi edilen hasta 14 yaşındaki Leonard Thompson olmuştur. Aşırı yüksek kan şekerinden dolayı ölüm döşeğinde olan Leonard, 3 ay sonra normal kilosuna kavuşmuş ve sağlıklı bir çocuk haline gelmiştir.


İnsülin serin ortamda saklanması gereken bir ilaçtır. Enjeksiyon kalemine yerleştirilmiş olan insülinler oda sıcaklığında saklanabilir ancak enjeksiyon kalmei direkt güneş ışığına maruz bıralkılmamalıdır. Yedek kartuşlar buzdolabının kapağında (2-8 ° C) saklanmalıdır.

Vücut İnsülini Nasıl Kullanır?

Yediğimiz besinler yemek borusundan geçerek mideye ordan da barsaklara geçer. Besinlerdeki glukoz barsaklardan kana karışır. Hücre içine taşınarak enerji üretiminde ve bazı metabolik olaylarda kullanılır. Bu aşamada pankreastan salgılanan insülin hormonunan ihtiyaç vardır. Basit bir anlatımla, insülin hücre duvarında bulunan kapıların açılmasıni ve şekerin hücre içine girmesini sağlar.

İnsülin Tipleri

Diyabeti olamayan bir kişinin her yemek yemesini takiben pankreas, alınan besinin enerji haline dönüşmesini sağlamak için insülin üretir. Kandaki insülin miktarı gün boyunca, yemek ve açlık durumuna bağlı olarak, pek çok kez artar ve azalır. Diyabetli bir kişinin pankreası yeterli miktarda insülin üretemediğinden , kan şekerini dengesini sağlayabilmek için dışarıdan insülin verilmesi gerekmektedir. İnsülin enjeksiyonları diyabeti olmayan bir kişideki normal insülin düzeylerine benzeyecek şekilde yapılmalıdır.

İnsülinler etki sürelerine bağlı olarak kısa etkili insülinler, hızlı etkili insülinler, orta ekili insülinler ve karışım insülinler olmak üzere çeşitli tiplere ayrılır.

İnsülin etkisinin başlamasına, en yüksek düzeye çıkmasına ve sona ermesine kadar geçen süre kişiden kişiye değişiklikler gösterebilir ve doz, insülin türü, enjeksiyon yeri ve enjeksiyon yerinin egzersize katılma derecesi gibi birçok faktörden etkilenir.

Her diyabetlinin insülin ihtiyacı farklıdır.

Posted Image
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....

#3 REBEL

REBEL

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Üyeler
  • 6,906 posts
  • Cinsiyet:Bayan

Posted 23.08.2007 - 20:20

çok uzun yaa oku oku bi,tmiyo.. özetlesek olmaz mı yaff..

*bugünbenpekbiüşengecim...

...


#4 Serra

Serra

    I'm Back !!

  • Üyeler
  • 8,125 posts
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:MuEno

Posted 23.08.2007 - 20:35

Tip 1 Diyabet

buna mensubum efendim :angry:
Yokluğun bu bahar biter mi ?
Ya da bu
Son;Bahar biter mi ?

#5 DKNH

DKNH

    εїз Black Mamba 24 km/h hız yapar..

  • Muhabirler
  • 9,404 posts
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Yok ki benim bir yedeğim

Posted 23.08.2007 - 20:36

gecmiş olsun serracım
artık kalem insülinlerle normal yasam o kadar da kısıtlanmıyor degil mi


rebel merak ettigin birsey varsa öncelikli olarak neyse sor istersen cevaplandırayım :angry:
Posted Image
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....

#6 bladerunner

bladerunner

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 98 posts
  • Konum:orta dünya
  • İlgi Alanları:sinema,fotoğraf,tarih,müzik,siyaset

Posted 23.08.2007 - 20:38

abim de tip 1 diyabet 17 yaşından beri. çook geçmiş olsun serra zor bi hastalık dikkatli olmak lazım özellikle insülin yaptıktan sonra şeker düşmeye başlayınca insan kontrolünü kaybedebiliyo.aman diyim yemeğinizi geciktirmeyin ....
"all those moments will be lost in time, like tears in rain..."

#7 Serra

Serra

    I'm Back !!

  • Üyeler
  • 8,125 posts
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:MuEno

Posted 23.08.2007 - 20:42

gecmiş olsun serracım
artık kalem insülinlerle normal yasam o kadar da kısıtlanmıyor degil mi

evet öyle alin..
bu konu artık beni kasmıyor bile :angry:

serra zor bi hastalık dikkatli olmak lazım özellikle insülin yaptıktan sonra şeker düşmeye başlayınca insan kontrolünü kaybedebiliyo

haklısın blade.. insülin yaptıktan sonra yatıp uyumayı tercih ediyorum ben. vucut normale dönemiyor başka birşeyle uğraştığımda. verimli de olamıyorum zaten.

Edited by Serra, 23.08.2007 - 20:44.

Yokluğun bu bahar biter mi ?
Ya da bu
Son;Bahar biter mi ?





Similar Topics Collapse

1 user(s) are reading this topic

0 members, 1 guests, 0 anonymous users