İçerik değiştir



- - - - -

doğrumu değil mi bilmiyorum


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 4 yanıt verildi

#1 miskin

miskin

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.494 Mesaj
  • İlgi Alanları:sanane

Gönderim zamanı 10.11.2006 - 21:43


- ADİDAS'IN DAS'I

İkinci Dünya
Savaşı'nın hemen öncesinde Almanya'da bir kasaba Herzogenerauch'ta iki
kardeş ayakkabı yapıp satmak üzere bir atölye açarlar; Adolph ve Rudolph
Dassler. Savaş sonrası Adolph, Rudolph'a artık birlikte çalışmak
istemediğini, kendine ayrı imâlâthane açacağını söyler.
Rudolph şaşkındır. Ufacık kasabada iki kardeş ayrı imalathanelerde rekabet
edeceklerdir. Kardeşine bunun mantıklı olmayacağını, bu ufak kasabada
zaten insanların sayılı ayakkabı satın aldıklarını, ikisinin birden iflas
edeceğini söylese de Adolph bu uyarıyı dikkate almaz ve kendine yeni bir
ayakkabı imalathanesi açar. Gerçekten de aralarında kıyasıya bir rekabet
başlar. Rekabetleri doğdukları kasaba sınırlarını dahi aşar. İki kardeş
ayrıldıktan sonra birbirlerine küsmüşlerdir ve Adolph 1978 yılında
öldüğünde tam 29 yıl dargınlardır.
Bugün iki firmanın genel merkezi de bu ufak kasaba Herzogenerauch'tadır.
Adolph Dassler'in ayakkabı şirketinin adı ADIDAS, Rudolph'un ki ise
PUMA'dır.

#2 RedSnow

RedSnow

    o σℓмαdαη αѕℓa

  • Dokunulmazlar
  • 8.898 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 11.11.2006 - 05:59

Bende Duymuştum Böyle Bişi Sanırım Doğru...

#3 DaaAnnK

DaaAnnK

    Sözde Değil Özde Haylaz

  • Üyeler
  • 7.176 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:O'nun kalbinde

Gönderim zamanı 11.11.2006 - 12:39

Adolph Dassler ayrıca Almanya'nın ünlü bir maraton koşucusudur ve yarışmalra kendi ürettiği koşu ayakkabılarıyla yarıştığı bilinmekte hatta bu durum ADIDAS reklamlarında kullanılmıştı bir zamanlar
Sen benim herşeyimsin, hayatımın herşeyi sensin

Gönderilen Resim

#4 Betüs

Betüs

    Papatya Taçlı Kraliçe..

  • Üyeler
  • 2.637 Mesaj
  • Konum:gurbet kuşu
  • İlgi Alanları:resim, tasarim (hersekilde), dizayn, müzik, sinema, ...

Gönderim zamanı 12.11.2006 - 04:49

bende murat cifkaya tarafindan hazirlanan basari öyküleri kitabinda na böyle yaziyo:

(tabii bu hisse cikarilabilmesi icin öykü haline getirilmis versionu)

birinci dünya savasinin ardindan, iki alman kardes, adolph ve rudolph, kücük bir atölye ile basladilar ise. onlarin özenle ürettigi ayakkabilari kasabadaki insanlar begeniyor e satin aliyorlardi. Isler giderek gelisiyordu. yillar icinde ayakkabi üretimini birkac fabrikada gerceklesitrmeye devam ettiler. ikinci dünya savasi onlar icinde bir felaket oldu, fabrikalari kapandi. ama savasin ardindan kaldiklari yerden devam ettiler ve kisa sürede eski basarilarina ulastilar.
ama bir sorun vardi, ikikardes artik eskisi kadar ahenkle calismiyor, sIk sIk ayrigina düsüyorlardi. sonunda, bir gün rudolph adolpha ondan ayrilip kendi isini kurmak istedigini söyledi. Adolph duyduklarina inanamadi. Simdiye kadarki basarilari birlikte calismalariyla gerceklestirmisti. ayrilmalari durumda ikiside batabilirdi. o bu görüsünü söylediginde rudolph su cevabi verdi:
"bilinmez, gelecege ümitle ve güvenle bakabilmek gerekir. kimcilir, belki de ikimiz de daha basarili oluruz. kesin olan birsey varsa, su anda eski günlerdeki gibi huzurlu calisamiyoruz. en iyisi herkesin kendi yoluna gitmesi."
adolphun israrla ayrilmamasi, bunun ikisi icinde kötü olacagi yönündeki uyarilarina ragmen rudolph kendi sirketini kurdu. peki kim hakli cikti dersiniz? elbette ki, rudolph! cünkü adolphun kurdugu adidas ve rudolphun kurdugu puma, dünyaca ünlü spor ayakkabilari üretmeye hala devam ediyor!


bide kitabi karistirken bi hikaye daha buldum buna benzer:

uzun yillar önce, kansas citiyde bir genc gazete gazete dolasip cizdigi karikatürleri satmaya calisiyordu. ama bütün yazi isleri müdürleri sanki agiz birligi etmis gibi, birazda kaba bir dille, ona ayni seyi söylüyorlardi:
"karikatüre yetenekli görünmüyorsun, neden bu isi unutup baska seyler denemiyorsun?"
ama karikatür gencn hayatinin rüyasiydi. insan biricik rüyasini, gayesini nasil unutabilirdiki? o karikatürü biraksa bile, karikatür onu birakmiyorduki; geceleri rüyalarina giriyor, onu daha fazla yakalayip kendine cekiyordu.
sonunda mahalli kiliselerden birinin rahibi, genci, kilisedeki faaliyetlerin resimlerini cizmesi icin kücük bir ücret karsiligi ise aldi. ama cicegi burnunda sanatcinin bir stüdyoya ihtiyaci vardi. hem resim cizebilcegi hemde uyuyabilecegi bir yer lazimdi ona. Allahtan ki kilisenin eski bir garaji vardi; ama garaj kelimenin tam anlamiyla farelerin istilasi altindaydi. genc burada yasamak zorundaydi. ama günlerini birlikte gecirdigi bu farelerden biri, tipki o genc sanatci gibi, dünya capinda söhrete kavusucakti.
dünyanin her tarafinda taninan bu fare mickey mouse, genc sanatci ise hayatinin rüyasini asla terk etmeyen walt disney'di!


bu hikayelerde nekadar abartilsada dogruluk payi vardir diye düsünüyorum
Gelincik

#5 Sphagetti

Sphagetti

    Küçük Haylaz :)

  • Üyeler
  • 3.305 Mesaj
  • Konum:Sakarya/Adapazarı
  • İlgi Alanları:"Sadece Harabe.net"

Gönderim zamanı 12.11.2006 - 15:34

2.si doğru olabilir aslında ?
!





Benzer Konular Daralt

0 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 0 ziyaretçi, 0 gizli